MUĞNİ’L-MUHTAC

MÜSABAKA

 

5. MÜSABAKA SÖZLEŞMESİNİN BAĞLAYICILIĞI

 

İmam Şafii'nin daha güçlü görüşüne göre bu ikisi [at ve ok yarışı] için yapılan akit bağlayıcı olup bozulamaz. Bu sebeple iki taraftan birisi akdi feshedemez, işe başlamadan önce veya başladıktan sonra işi terk edemez. İşe ekleme veya çıkarma yapamaz. Ödüle de ekleme ve çıkarma yapamaz.

 

24. İmam Şafii'nin daha güçlü görüşüne göre ak ve ot atma yarışı için yapılan akit bağlayıcı olup bozulabilir nitelikte değildir. Yani bedel ödemeyi üstlenen kişi için bağlayıcı olup herhangi bir şey üstlenmeyen için bağlayıcı değildir. Nitekim rehin ve [belirli bir bedel karşılığında kölenin azat edilmesi için yapılan] kitabet akdinde olduğu üzere bir akit bir taraf için bağlayıcı olduğu halde diğer taraf için bağlayıcı olmayabilir.

 

Metinde "bağlayıcıdır [lazım]" dedikten sonra "bozulabilir değildir" demesinin sebebi, daha güçlü görüşün karşısında yer alan ve bunu bir tür ödül vaadi [cüale] gibi değerlendiren diğer görüşe net olarak karşılık vermek içindir. Çünkü orada bedel, kaçan köleyi geri getirme örneğinde olduğu gibi gerçekleşeceği kesin olmayan bir şey karşılığında olmaktadır.

 

Not:  Görüş ayrılığı, araya bir kimsenin girmesi ile her iki tarafın da bedel koyduğu veya yalnızca bir tarafın bedel koyduğu yahut ikisinin dışında üçüncü bir şahsın bedel koyduğu duruma özgüdür. Aksi takdirde bu anlaşmanın bağlayıcı olmadığı ittifakla kabul edilmiştir.

Zayıf bir görüşe göre bu konuda da İmam Şafii'ye ait iki görüş bulunmaktadır. Ezrai bunun eleştirildiğini belirtmiştir.

 

Bunun "akit" diye isimlendirilmesinden icap ve kabulün sözlü olarak dile getirilmesinin dikkate alınacağı anlaşılmaktadır.

 

25. İki taraf da mal ödemeyi üstlendiğinde ve aralarında bunun helal hale gelmesini sağlayan bir şahıs da [muhallil] bulunduğunda iki taraftan hiçbirisi sözleşmeyi feshedemez; çünkü bağlayıcı akitlerin durumu budur. Şayet ortaya konan muayyen bedelde bir kusur söz konusu olursa -tıpkı kira akdinde ücretle kusur çıkması durumunda olduğu gibi- o zaman fesih hakkı sabit olur.

 

26. İki taraftan hiçbiri işe başlamadan önce veya başladıktan sonra -Nevevi'nin mutlak ifadesinden anlaşıldığına göre ister üstün konumda olsun ister daha alt konumda olsun- işi terk edemez. Üstün konumda olan açısından bu durum, diğer şahsın onu yakalaması ve geçmesi mümkün olduğunda söz konusu olur. Çünkü bu, bağlayıcılığın gereklerindendir.

Şayet diğer şahsın bunu yakalaması veya geçmesi mümkün olmazsa o zaman işi terk edebilir; çünkü bu durumda kendi hakkını terk etmiştir.

 

27. İki taraftan her biri işte veya akitle üstlenilen malda bir arttır ma veya azaltma yapamaz. Ancak her iki taraf ilk akdi feshederek yeni bir akit yaparlar ve üçüncü şahıs [muhallil] bunu onaylarsa o zaman bunu yapabilirler.

 

28. Akdin bağlayıcı olmadığı görüşü esas alındığında bunların tümünü yapmak caiz olur.

 

29. Şayet mal, bir taraf veya yabancı bir şahıs tarafından ödeniyorsa o zaman -tıpkı yarışı helal hale getiren muhallilde olduğu gibi- ortada kusur olmasa bile diğer şahıs akdi feshedebilir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

6. MÜSABAKANIN ŞARTLARI