MUĞNİ’L-MUHTAC

ÖLDÜRME VE YARALAMA

 

ÖRTÜYE SARILI BİR ŞAHSI ÖLDÜRMEK

 

1. Bir kimse, örtüye sarılı bir şahsı boydan boya ikiye ayırsa veya evde bulunan şahsın üzerine duvarları yıksa, bu işi yapan kişi diğer şahsın bedenini ayırdığında veya duvarı yıktığında onun zaten ölmüş olduğunu iddia etse, ölenin velisi ise o esnada şahsın hayatta olduğunu iddia etse [hüküm ne olur? Bu konuda İmam Şafii'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Ölen kişi kefenlenme suretinde sarı lı bile olsa yeminle birlikte velinin sözü kabul edilir.

Çünkü aslolan hayatın devam ediyor olmasıdır. Bu yönüyle mesele Müslüman olarak tanınan bir kimseyi öldürüp de onun mürted olduğunu iddia eden şahsın durumuna benzemektedir.

 

İkinci görüş

 

Saldırganın sözü kabul edilir. Ebu İshak eş-Şırazı, et-Tenbih adlı eserinde bu görüşü doğru kabul etmiş, Nevevi de Tashihü 't- Tenbih adlı eserinde bunu onaylamıştır; çünkü aslolan zimmetin suçtan beri olmasıdır.

 

Bir görüşe göre, ölen şahsın kefenlenmiş gibi sarılmış olması ile sağ olan insanların örtüye bürünmesi gibi sarılmış olması arasında ayrım yapılır. Cüveyni "bu görüşün aslı yoktur" demiştir.

 

Not:  Görüş ayrılığı, şahsın bundan önce hayatta olduğunun kesin olarak bilindiği duruma özgüdür. Şayet bu durum kesin bilinmiyorsa Bulkinı'nin de belirttiği gibi o zaman kesin olarak saldırgan fiili yapan şahsın sözünün kabul edilmesi gerekir; çünkü aslolan, zimmetin beri olmasıdır. Bu asıla başka bir asıl da muarız değildir.

 

Veli yemin edeceğinde tek bir yemin eder. Kasame uygulamasında ise bundan farklı olarak elli defa yemin edilir; çünkü orada yemin öldürme üzerinedir. Burada ise mağdurun hayatta olduğuna dairdir. Bulkinı her iki durumu birbirine eşitlemiş olsa da aradaki fark açıktır.

 

Velinin yemin etmesi durumunda gerekli olan şey, Ravdatü'ttalibın'de de belirtildiği üzere kısas değil diyettir; çünkü kısas, şüpheli durumlarda uygulanmaz. Ancak adam öldürme davasında suçlu, vekile karşı velinin affettiğini iddia etse, vekil yemin etmekten kaçındığı halde veli yemin etse bu durumda veli kısası uygulatma hakkını elde eder; çünkü davacıya döndürülen yemin tıpkı şahitlik veya ikrar gibidir. Her ikisi ile de kısas sabit olur.

 

Veli, örtüye sarılı olan yakınının [bu saldırı olduğu esnada] hayatta olduğuna dair şahit getirebilir. Ölen şahsın örtüye sarıldığını veya eve girdiğini gören kimse, her ne kadar saldırgan şahıs o kişiyi kesmeden veya evi yıkmadan önce onun hayatta olduğunu kesin bilmiyorsa da önceki durumun ıstıshab yoluyla devam etmesinden hareketle onun sağ olduğuna şahitlik edebilir. Bu kişinin "ben onu örtüye sarınırken / eve girerken gördüm" şeklindeki şahitliği ise kabul edilmez.

 

2. Bir şah sı öldüren kişi onun köle olduğunu iddia ettiği halde velisi bunu inkar etse yeminle birlikte velinin sözü kabul edilir; çünkü yaygın ve görünür durum kişinin hür olmasıdır. Nitekim biz nesebi bilinmeyen buluntu çocuğun hür olduğuna hükmediyoruz.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

SALDIRIYA MARUZ KALAN ORGAN KONUSUNDA ANLAŞMAZLIK