MUĞNİ’L-MUHTAC

NAFAKALAR

 

2. Nafaka Olarak Verilen Mallara İlişkin Hükümler

 

1. Mesken konusunda [kocanın karısına evi temlik etmesi değil] yararlandırması gerekir. Yiyecek gibi tüketilen malın ise kadına temlik edilmesi gerekir.

 

2. Kadın kendisine verilen [yemek vb. tüketilen] nafaka üzerinde [dilediği gibi] tasarruf ta bulunur. Şayet kendisine zarar verecek şekilde cimrilik ederse kocası buna engelolur.

 

3. Giyecek, yemek kapları, tarak vb. gibi [tüketilen değil de] yararı devamlı olan [kullanım] malları kadına temlik edilmelidir. Bir görüşe göre bu [temlik değil] yararlandırmadır.

 

4. Kadına giysi kış ve yaz mevsiminin başında verilir. Şayet o mevsim içinde kadının kusuru olmaksızın telef olursa bunun temlik olduğu görüşünü kabul ettiğimiz takdirde kadına yeni bir elbise verilmez. Kadın o mevsimde ölürse elbise geri alınmaz.

 

5. Koca, bir süre geçtiği halde karısına elbise vermese bu kendisinin zimmetinde borç olur.

 

88. Kocaya gerekli olan mesken ve hizmetçiden karısını yararlandırmak olup bunların mülkiyetini karısına vermek değildir. Çünkü daha önce geçtiği üzere bunların kocanın mülkiyetinde olması şart değildir.

 

89. Temel gıda maddesi, katık, yağ, et, zeytinyağı vb. gibi [nafaka olarak verilen] tüketim mallarının ise temlik edilmesi gerekir. Herhangi bir sözlü ifade kullanılmasına gerek olmayıp kişinin kendisi üzerine gerekli olan şeyi vermeye niyet etmesi yeterlidir. Kadının kocanın niyetini bilip bilmemesi önemli değildir. Nitekim daha önce geçtiği üzere keffaretle de durum böyledir.

 

90. Hür kadın, kendisine nafaka olarak verilen mallar üzerinde tıpkı diğer mallarında olduğu gibi satım vb. dilediği gibi tasarruf ta bulunur. eariyeye gelince, ona verilen nafaka üzerinde efendisi tasarrufta bulunur.

 

Not:  Nevevi'nin vav harfi yerine fa harfini zikretmesi daha iyi olurdu; çünkü gelen hükümler öncekilerin uzantısı mahiyetindedir.

 

91. Kadın kocasından nafakasını teslim aldıktan sonra cimrilik ederek kendisine zarar verecek şekilde aldığı malı kullanmasa kocası onu engeller. Yine bu durum kadına zarar vermese bile kocanın ondan nefret etmesine sebep oluyorsa koca, karısından [cinsel yönden] yararlanma hakkı sebebiyle onun bunu yapmasını engeller.

 

92. Elbise, döşek, yemek kapları, tarak vb. gibi tüketilmeyip yararı devam eden [kullanım] mallar[ı] daha doğru görüşe göre kadına temlik edilmiş kabul edilir. Çünkü Allah Teala, yemin keffaretinde tıpkı yemek yedirmede olduğu gibi giysi giydirmede de kişinin ailesine giydirdiği şeyi esas almıştır. Yemek infak edilmek suretiyle temlik edildiğine göre giysi de böyledir. Şu halde keffarette böyle olduğu gibi burada da böyle olmalıdır.

 

Bir görüşe göre bu, tıpkı mesken ve hizmetçide olduğu gibi kadının yararlanması için verilmekte olup mülkiyeti kadına ait olmaz. Aradaki ortak nokta ise yiyecek maddesinden farklı olarak bunların da mesken ve hizmetçi gibi kullanılan mallardan olmasıdır.

 

 

İlk görüş sahipleri buna şu şekilde cevap vermişlerdir: Bu eşyalar kadına verildiği halde ev kadına verilmemekte, kadın yalnızca koca ile birlikte o evde oturmaktadır.

 

Bu eşyalar kiralandığında veya ödünç alındığında -meskenin aksine- yükümlülük düşmemektedir. Kadın ödünç alınan bir elbiseyi giyse ve elbise onun kullanımı olmaksızın telef olsa bunun tazmin yükümlülüğü kocaya ait olur; çünkü ödünç alan kocadır, kadın ise kullanım konusunda onun vekilidir.

 

Hocamız Zekeriya el-Ensan şöyle demiştir: Bana göre bu durumda koca, kiraladığı malın emsal ücretini kadından alma hakkına sahiptir; çünkü koca bunu kadına, nafaka kapsamında vermesi gereken elbise olarak vermiştir.

 

Zahir olan, bunun aksidir.

 

93. Kişi karısına elbiseyi yaz ve kış mevsiminin başında verir; çünkü örf bunu gerektirmektedir. Bu, nikah akdi mevsimin başına rastlıyorsa böyledir. Aksi takdirde, vermenin gerekli olduğu tarihten itibaren her altı ayda bir vermesi gerekir.

 

Not:  Yukarıdaki hüküm, genellikle bir yıl kadar dayanması mümkün olmayan elbise için söz konusudur. Şayet bir yıl veya daha fazla kalıcılığı olan döşek, ipek atlas ve ibrişimden yapılma cübbe verirse o zaman örfte bunların ne zaman yenilenmesi gerekiyorsa kocanın o zaman yenilemesi gerekir. Kocanın, bu elbisenin etrafını örfe uygun bir şekilde dikerek vermesi gerekir.

 

94. Koca elbiseyi mevsimin başında vermiş olsa ve elbise o mevsim içinde kadının kusuru olmaksızın telef olsa şayet daha doğru olan "elbise kadının mülkü olur" görüşünü kabul edersek kocanın bunun yerine başka elbise vermesi gerekmez; çünkü tıpkı diğer nafakalar kadının elinde olduğu gibi burada da koca, borcu olan şeyi kadına tastamam vermiştir.

Şayet daha doğru olan görüşün karşısında yer alan "elbise, kadının mülkü olmaksızın kadın ondan yararlanır" görüşünü tercih edersek o zaman kocanın başka elbise vermesi gerekir.

 

Not: Nevevi'nin "kadının kusuru olmaksızın" ifadesi, kocanın başka elbise vermemesinin şartı değildir. Zira elbise kadının kusuruyla telef olduğunda koca, evleviyetle elbise vermekle yükümlü olmaz. Ancak "şayet bunun kadının mülkü olduğunu kabul edersek" şeklindeki şarttan çıkan zıt anlam şudur: "Şayet bunun kadının mülkü olmayıp onun yararlanması için verildiğini kabul edersek o zaman kadının kusurlu olmaması şartıyla kendisine yeni bir elbise verilir." 

 

Şu da söylenebilir: "Bir kusur olmaksızın" ile kastedilen kocanın kusurunun olmamasıdır.

Koca karısına seyrek dokunmuş bir elbise verir de seyrekliği sebebiyle elbise eskirse -el-Kifaye'de belirtildiği üzere- kocanın bu konuda kusuru bulunduğundan kadına başka bir elbise vermesi gerekir.

 

95. Koca ölürse veya karısından boşama ya da başka bir yolla ayrılırsa yahut da kadın mevsim esnasında ölürse,

 

> "Elbise kadının mülkü olur" görüşünü kabul ettiğimiz takdirde elbise kadından geri alınmaz; çünkü günlük nafakada olduğu gibi burada da koca bu elbiseyi, kadına verilmesi gerekli olan esnada vermiştir. Mevsimlik elbise günlük nafaka gibidir.

 

> "Elbise kadının mülkü olmaz, kadın yalnızca ondan yararlanır" görüşünü kabul ettiğimiz de ise elbise mutlak olarak geri alınır; çünkü bu, gelecek zamanın nafakasında olduğu gibi şu an itibarıyla gelmemiş olan bir zaman için verilmiştir.

 

96. ilk görüş esas alındığında koca karısına bir yıllık elbise verdiğinde veya iki günlük nafaka verdiğinde, ilk durumda kadın mevsim esnasında ikinci durumda da ilk gün ölmüş olsa koca ikinci mevsimin elbisesini ve ikinci günün nafakasını geri alır. Bu, önceden verilmiş zekatın geri alınması gibidir.  Koca elbiseyi geri almadan önce kadın mevsim esnasında ölürse veya koca onu boşarsa, Nevevi'nin fetvasında yer aldığına göre tıpkı günlük nafakada olduğu gibi burada da kadın, bütün mevsimin elbisesini hak etmiş olur; çünkü elbise, mevsimin baş tarafının gelmesiyle kadının hakkı olur. ibnü'r-Rif'a "bu konuda bir nakil görmedim" demiştir. Burada elbisenin, mevsimin başında geçen zaman oranında kadına ait olması doğruya en yakın görüştür. Arada şu fark vardır: Diğer meselede nafakanın vacip olması, teslim ile bitişmiştir ki amaç da odur. Sonradan meydana gelen durum bunu ortadan kaldırmamıştır. Burada ise teslim söz konusu olmamışsa durum farklıdır.

 

97. Koca bir süre boyunca kadına elbisesini vermemiş ise "elbise kadının mülküdür" görüşünü kabul ettiğimizde bu, kocanın zimmetinde borç olur. "Elbise kadının mülkü olmaz, o yalnızca bundan yararlanır" görüşünü kabul ettiğimizde elbise kocanın zimmetinde borç olmaz.

 

Not:  Elbisenin kendisini vermek gerekli olup kıymetini vermek gerekli değildir. Koca kumaşı elbise şeklinde diktirmekle yükümlüdür. Kadın bunu satabilir, çünkü elbise kendisinin mülküdür. Kadın, kocanın verdiğinden daha düşük bir elbise giyerse kocası buna engelolabilir; çünkü kadının [o elbiseyi giyerek] süslenmesi kocanın menfaatinedir.

 

Bu[ndan sonraki] bölümllerlde nafakayı gerektiren durumlar ile itaatsizlik ve küçüklük gibi nafakayı engelleyen durumlar ele alınacaktır. NevevI önce nafakayı gerektiren durumları ele alarak konuya başlamıştır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. Nafakayı Gerektiren Durumlar