MUĞNİ’L-MUHTAC

LİAN

 

GİRİŞ

 

"Lian / lanetleşmek" kelimesi sözlükte "karşılıklı olarak uzaklaşmak" anlamına gelir.

"Allah ona lanet etti" ifadesi de "Allah onu uzaklaştırdı, kovdu" anlamına gelir. Eşler arasında [birazdan ayrıntıları gelecek olan muameleye] lian adının verilmesi eşlerin rahmetten uzaklaşması, yahut her birinin diğerinden uzaklaşarak ebediyen bir araya gelmeyecek olması sebebiyledir.

 

Lian fıkıh terminolojisinde "yatağını kirleten ve kendisini utanılacak duruma sokan kişiye [yani eşine] zina isnadında bulunmak veya onun doğuracağı çocuğu reddetmek zorunda kalan [bir erkek] için delil olarak kabul edilen malum bir takım sözlerdir."

 

Bu sözlere "lanetleşme / lian" adı verilmesi, kocanın "yalan söylüyorsam Allah'ın laneti benim üzerime olsun" demesi sebebiyledir. Kadın açısından da buna lian denilmesi tağlib yoluyla bir mecazdır.

 

Lian işleminde hem "lanet" hem de "gazap / öfke" ifadeleri kullanılmakla birlikte bu işleme "lian" adı verilmesi hem ayette hem de vakıada lianın başkasına da sirayet etmesi sebebiyledir. Çünkü erkeğin lanetleşmesi kadınınkinden ayrı olabilir, ancak bunun zıddı söz konusu olamaz.

 

Lian'ın meşruiyeti konusunda temel delil şu ayetlerdir:

 

> Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir. Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit getirmesi (Allah adına yemin etmesi), beşinci defada da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından cezayı kaldırır. [Nur, 6-9]

 

Ayetin nüzul sebebi Buhari' de şu şekilde anlatılmıştır:

 

Hilal bin Ümeyye, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanında karısına zina isnadında bulundu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) ona "ya şahit getirirsin ya da [zina iftirasında bulunduğun için] sırtına sapa vurulur." buyurdu. Hilal şöyle dedi: "Ey Allah'ın nebısi! Birimiz karısıyla bir adamı birlikte gördüğünde gidip bir de şahit mi arayacak?". Peygamberimiz bu durumda aynı cevabı tekrarlıyordu. Hilal bunun üzerine şöyle dedi: "Seni hak ile nebı olarak gönderene yemin ederim ki ben doğru söylüyorum. Valiahi Allah benim sırtıma had cezası vurulmaktan beni kurtaracak olan hükmü indirecektir!" Bunun üzerine yukarıdaki ayetler indirildi. (Buhari, Şehadat, 2671)

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

I. ZİNA İSNADINDA BULUNMAK