ÖLÜ ARZİYİ İHYA ETMEK |
SAHİBİ BİLİNMEYEN
ARAZİNİN İHYA EDİLMESİ
Şayet [ma'mur] arazinin
sahibi bilinmemekle birlikte üzerindeki yapı İslamı ise bu arazi kayıp mal hükmündedir.
Bu yapı cahiliye dönemine ait ise daha güçlü görüşe göre ihya edilmekle o
araziye sahip olunur.
8. Şayet ma'mur arazinin
sahibi bilinmemekle birlikte üzerindeki yapı İslamı ise bu ma'mur yapı kayıp
mal hükmündedir; çünkü bu bir müslümana, zımmıye yahut başka birine aittir.
Sahibi ortaya çıkıncaya
kadar bu malın korunması veya satılıp parasının korunması yahut devlet
hazinesine borç olarak almak devletin sorumluluğundadır.
Not:
a. Müslümanlara ait bir
köy harap olsa ve atıl hale gelse, sahibinin kim olduğu bilinmese devlet bu
köyü imar edecek kimselere verebilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş
bulunmaktadır. Bunların daha uygununa göre -Subki'nin ifadelerinden
anlaşıldığına göre- devlet bunu yapabilir.
b. Sahibi bilinmeyen ve
sahibinin ortaya çıkma ihtimali de bulunmayan araziler devlet hazinesine ait
olup devletin hazineye ait diğer mallarda olduğu gibi bu araziler için de izin
vermesi caizdir. Bu ifadeden, zamanımızda sıklıkla görülen; onda birlik ticaret
vergileri, diğer vergiler, kesilen hayvanların derileri vb. parçalarının
sahiplerinin ellerinden onların rızası olmaksızın alınması vb. şeyler de
anlaşılır ki bu malların sahipleri bundan sonra bilinmez hale gelmekte ve
mallar devlet hazinesine ait olmaktadır.
9. Sahibi bilinmeyen
arazi üzerindeki yapı cahiliye dönemine ait ise, yani üzerinde cahiliye
dönemine ait kalınhlar bulunuyorsa daha güçlü görüşe göre cahiliye dönemine ait
olup sonradan harap olan arazi ihya edilmekle mülk edinilebilir; çünkü cahiliye
dönemine ait malın dokunulmazlığı yoktur. Diğer görüşe göre bu yapılamaz; çünkü
bu arazi ölü arazi konumunda değildir.
Not:
a. Görüş ayrılığı, bu
topraklar kafirlerin ülkesinde olup da onlar bu toprakları Müslümanlara karşı
savunmadığında geçerli olur. Aksi takdirde bu topraklara ihya yoluyla malik
olunamayacağı açıktır.
b. Ma'mur bir arazinin
cahiliye döneminde mi İslam döneminde mi ma'mur hale getirildiği konusunda
şüphe edersek hüküm ne olur? el-Matlab'da belirtildiğine göre "hangi
döneme ait olduğu bilinmeyen hazineler" konusundaki görüş ayrılığı burada
da geçerlidir ki daha önce geçtiğine göre bu mallar buluntu mal hükmündedir.
c. Ma'mur araziyi kum
kaplasa veya su altında kalarak denize dahil olsa daha sonra kum ve su arazinin
üzerinden çekilse, şayet sahibi biliniyorsa sahibine ait olmaya devam eder.
Arazinin içinden çıkan
şey de ona ait olur. Arazinin üzerine vadiden başka araziye ait topraklar
gelerek kapatsa, -el-Kafi'de belirtildiğine göre- arazi toprağı ile birlikte
sahibine ait olur. Aksi takdirde arazilerin üzerinde İslamı yapılar varsa
bunlar kayıp mal hükmündedir. Cahiliye yapıları varsa araziler ihya edilmekle
mülke konu olur. Nehirlerin beslediği yarımadalara gelince; şayet bunlar aslen
Nil nehrinde görüldüğü gibi ülkenin arazilerinden ise bunların hükmü o bölgenin
hükmü gibidir. Aksi takdirde nehrin arazisinden besleniyor ve ma'mur bir yerin
harımi de değilse ölü arazidir. Şayet bu konuda bir şüphe söz konusu olursa
bunlar devlet hazinesine ait olur. Alimlerin konuyla ilgili açıklamalarından
özetle anlaşılan budur.
Ben bu konuyu açıklığa
kavuşturan bir kimseyi görmedim.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN