HİBE |
GİRİŞ
A. HİBENİN SÖZLÜK
ANLAMI
B. HİBENİN MEŞRUİYETİ
C. HİBENİN HÜKMÜ
D. HİBENİN FIKIH
TERMİNOLOJİSİNDEKİ ANLAMI
A. HİBENİN SÖZLÜK
ANLAMI
"Hibe" sözcüğü
hediye ve sadakayı kapsayacak bir şekilde kullanıldığı gibi bunların mukabili
olan şeyler için de kullanılmaktadır.
Hibenin tanımında
"hediye" anlamı, "sadaka" anlamı ise rükünlerinde
kullanılmış olup bu konu ileride gelecektir.
B. HİBENİN MEŞRUİYETİ
Hibe, hediye anlamında
kabul edildiğinde bunun meşru olduğuna dair temel delil -icmadan önce şu
ayetlerdir:
> Evlendiğiniz
kadınlara mehirlerini gönül rızasıyla verin. Şayet onlar size mehirlerinden gönül
rızasıyla az çok bir şey verirlerse, onu içinize sine sine yiyin. [Nisa, 4]
> Malı, sevip
dururken verir. [Bakara, 177]
> Size bir selam
verildiğinde ondan daha güzeliyle veya misliyle karşılık verin. [Nisa, 86]
Bu ayette "daha
güzeliyle karşılık verin" ile kastedilen şeyin hibe olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca bu konuda
hadisler de bulunmaktadır. [*] - Buhar! ve Müslim şunu rivayet etmiştir: Komşu
komşusuna bir koyun paçası bile olsa küçük görerek vermemezlik etmesin.
(Buhari, Edeb, 6017; Müslim, Zekat, 2376)
C. HİBENİN HÜKMÜ
Hibenin bütün türleriyle
müstehap olduğu konusunda icma bulunmaktadır.
Yüce Allah şöyle
buyurmuştur: İyilik ve takva hususunda birbirinizle yardımlaşın. [Maide, 3]
Hibede bulunmak da
"iyilik"tir.
Ayrıca hibede bulunmak
karşılıklı sevgiyi doğurur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Birbirinizle hediyeleşin, birbirinizi seversiniz.(Muvatta, Hüsnü'l-huluk, 1675)
[*] - Hz. Peygamber
(s.a.v.) kafir olan [Mısır meliki] Mukavkıs'ın hediyesini kabul etti. Bu
hediyeler arasında Kıbti soyundan gelen Mariye de vardı. Hz. Peygamber (s.a.v.)
onu üm mü veled kıldı. [Ondan çocuğu oldu.]
[*] - Yine Hz. Peygamber
(s.a.v.) Müslüman olan Necaş!'nin hediyesini kabul etmiş ve onun üzerinde
tasarruf ta bulunmuş ve bunu başkasına da hediye etmiştir.
Hibeyi müstehap olmaktan
çıkaran bazı durumlar söz konusu olabilir.
> Bunlardan birisi
idarecilere ve memurlara verilen hediyelerdir. Bu gibi şahısların, yetki
alanına giren konulardaki şahıslardan göreve atanmadan önce aralarında
hediyeleşme adetinin olmadığı kimselerden göreve atandıktan sonra hediye kabul
etmeleri haramdır. Bu el-Muharrer'in ilgili bölümünde belirtilmiştir.
> Bir başka durum da kendisine
hibe yapılan şahsın hibe edilen şeyi günah bir işte kullanmasıdır.
Hibeyi yakınlara ve
komşulara vermek başkalarına vermekten daha faziletlidir. Çünkü akrabalara
vermek onlarla ilgiyi devam ettirmeye sebep olur. Komşulara hibe verme
konusunda ise Hz. Peygamber (s.a.v.)'den şu söz rivayet edilmiştir: Allah'a ve
ahiret gününe inanan kişi komşusuna ikramda bulunsun.(Müslim, lman, 171)
Yakınlara hibe yapılması
komşulara hibe yapılmasından daha faziletlidir.
D. HİBENİN FIKIH
TERMİNOLOJİSİNDEKİ ANLAMI
DA. BİRİNCİ ANLAMI
DB. İKİNCİ ANLAMI
DA. BİRİNCİ ANLAMI
Nevevi konuya hibenin
ilk anlamıyla tanımlanmasıyla başlayarak şöyle demiştir: Bedelsiz olarak bir
şeyi temlik etmek [mülkiyetini başkasına devretmek] hibedir.
Kişi ahirette sevap elde
etmek amacıyla bir malın mülkiyetini muhtaç bir kimseye verirse bu sadakadır.
Şayet mülkiyeti kendisine hibe edilen kişinin bulunduğu mekana ona ikramda
bulunmak amacıyla götürüyorsa bu hediyedir.
1. Bir kimsenin hayatta
iken bir malın mülkiyetini başkasına bir zorunluluk olmadığı halde bedelsiz
olarak nakletmesi hibedir.
Bu tarifteki;
> "Mülkiyetini
nakletmek" ifadesi bir malı ödünç verme, misafire ikramda bulunma ve
malını vakfetme gibi fiilleri dışarıda bırakmaktadır.
> "Bir
malın" ifadesi zimmette bulunan alacağın ve bir malın menfaatinin temlik
edilmesini dışarıda bırakmaktadır ki bunların hükmü daha sonra gelecektir.
> "Bedelsiz
olarak" ifadesi hibe sözcüğüyle yapılmış olsa bile bedelli olarak yapılan
satım akdini dışarıda bırakmaktadır.
> "Hayatta
iken" ifadesi vasiyeti dışarıda bırakmaktadır. Çünkü vasiyet yoluyla malın
mülkiyetini başkasına devretmek ancak karşı tarafın kabulüyle tamamlanmaktadır.
Vasiyet ise ölümden sonra gerçekleşen bir tasarruftur.
> "Bir
zorunluluk olmadığı halde" ifadesi farz olan zekat, keffaret vb. maddı
yardımları dışarıda bırakmaktadır.
2. Nevevi'nin tıpkı
el-Havi's-sağir vb. eserlerde olduğu gibi tarifi şu şekilde yapması daha iyi
olurdu: "Hibe, bir kimsenin hayatta iken bir malın mülkiyetini başkasına
bir zorunluluk olmadığı halde bedelsiz olarak nakletmesidir."
Çünkü burada kendisinden
söz edilen hibedir. [Bu yüzden tarifi yaparken önce onu zikretmek uygun olur.]
[İtiraz] 1. Zengin bir kimseye kurban, hedy veya akika
kurbanının etinden hediye edilmesi durumu, hibenin "temlik / mülkiyeti
nakletme" diye sınırlandırılmasına aykırıdır; çünkü ortada bir temlik söz
konusu olmadığı halde bu da bir hibedir.
2. Yine vakıf da
bedelsiz bir temlik olduğu halde bir hibe değildir.
[Cevap] 1. Zengin bir kimseye belirtilen şekilde
kurban eti verildiğinde ortada bir temlik bulunmaktadır. Ancak zengin bir
kimsenin bunu satmak vb. yollarla tasarruf ta bulunması yasaktır.
2. Vakıf, menfaatin
temlikidir. Alimler hibede temlik dediğinde
malların temlikini
kastetmektedirler.
Not: Nevevi'nin ifadesinden "karşılığında
ödül alınan bir hibe" hakkında ortada bir karşılık olması sebebiyle
"hibe" sözcüğünün kullanılamayacağı anlaşılmaktadır. Zübeyri bunu
açık olarak ifade etmiştir.
3. Nevevi daha sonra
yukarıda bahsi geçen temliki sadaka ve hediye şeklinde iki kısma ayırarak şöyle
demiştir:
a. Şayet kişi bir malın
mülkiyetini herhangi bir bedel almaksızın muhtaç bir kimseye ahirette sevap
elde etmek amacıyla devrederse bu sadaka olmuş olur. Şu halde sadakada iki
şeyin [yani hem muhtaç bir kimseye vermek, hem de ahirette sevap elde etmeyi
amaçlamakl bir arada bulunması gerekir.
Subki'nin el-Mecmu'daki
ve başka eserlerdeki ifadelerden yola çıkarak belirttiği üzere bu konuda
hakikat şudur: Burada karşı tarafın muhtaç olması dikkate alınmaz. Öyleyse
[sadakadan söz edebilmek için] iki şeyden biriyle yani ya karşı tarafın muhtaç
olması yahut da kişinin ahirette sevap elde etmeyi istemesi ile yetinmek
gerekir. Çünkü zengin bir kimseye sadaka vermek caiz olduğu gibi kişi bununla
Allah'a yaklaşmayı amaçladığında bundan sevap da elde eder.
Burada belirttiğimiz
kayıtlar "zengin bir kimseye, ahirette sevap elde etme düşüncesi
olmaksızın bir malın temlik edilmesi" durumunu sadaka kapsamından
çıkarmaktadır.
b. Kişi sevap alma amacıyla
bir malın mülkiyetini gerek kendisi gerekse başkası aracılığıyla bir kimsenin
mekanına ona ikram etmek amacıyla götürürse bu [hem sadaka hem de] hediye
olarak kabul edilir. Şayet sevap alma amacı söz konusu olmazsa yalnızca hediye
olarak kabul edilir. Bu yüzden el-Muharrer'de bu ifade "vav" harfi
ile ifade edilmiştir.
Bu daha doğrudur; çünkü
"fa" harfi -benim yaptığım açıklama söz konusu olmazsa- hediyenin
sadakanın bir kısmı olduğu izlenimini doğurabilir. Oysa bu kast edilmemiştir.
Aksine hediye sadakanın
mukabilidir. Bir malı, sevap alma niyetiyle birlikte muhtaç bir kimsenin
mekanına götürme söz konusu olursa burada hem hediye hem de sadaka söz konusu
olur. Bir kimse muhtaç bir şahsa ahirette sevap elde etmek amacıyla bir şeyi
bedelsiz olarak temlik edip bunu ona ikram etmek amacıyla icap ve kabulde
bulunarak götürse o zaman her üç durum da [hediye, sadaka, hibe] gerçekleşmiş
olur.
Subki şöyle demiştir:
"Bana göre ikram şart değildir; şart olan şey malı nakletmektir."
Zerkeşi şöyle demiştir:
"Subki'nin bu ifadeyi zikrederek rüşveti dışarıda bıraktığı
söylenebilir."
Hediye sözcüğü gayri
menkuller için kullanılmaz.
[İtiraz]: Alimler şöyle
demişlerdir: Bir kimse "bu evi hediye etmek Allah için üzerime borç
olsun" derse bu ifade geçerli olur. Bu durumda evi s~tıp bedelini
nakletmesi gerekir.
[Cevap]: Alimler bunu
harem bölgesinin fakirlerine hediye etme kle sınırlandırmışlardır. Menkul ve
diğer eşyada ise bu ifade genel olarak kabul edilir.
DB. İKİNCİ ANLAMI
Hibenin şartı sözlü
olarak icap ve kabulde bulunmaktır. Hediyede doğru görüşe göre icap ve kabul
şart olmayıp bir tarafın hediyeyi gönderip diğer tarafın teslim alması
yeterlidir.
4. Hibenin ikinci
anlamda tanımlanmasına gelince; herhangi bir
kayıt belirtmeksizin
"hibe" denildiğinde bu kastedilir.
Hibenin üç rüknü vardır:
1 - Akdi yapanlar (hibe
eden ve kendisine hibe yapılan kişiler),
2- Hibeye dair sözlü
ifade,
3- Hibe edilen maL.
Nevevi bunların bir
kısmını açıklamıştır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
HİBE AKDİNİN
RÜKÜNLERİ VE BU RÜKÜNLERE İLİŞKİN ŞARTLAR