|
VEKALET - HÜKÜMLER |
C. VEKİLİN AKDİN
HÜKÜMLERİNİ (HUKUKUNU) ÜSTLENMESİ
Nevevi daha sonra
vekaletin üçüncü hükmü olan akdin hükümleri (hukuku) meselesini ele almaya
başlayarak şöyle demiştir:
Akdin hükümleri
müvekkile değil vekile bağlı olur.
Buna göre; malı görme,
akit meclisinden ayrılmakla akdin bağlayıcı hale gelmesi, akit meclisinde
karşılıklı teslimin şart olduğu akitlerde teslimin yapılması konularında
müvekkil değil vekil dikkate alınır.
Vekil bir mal satın
aldığında. satım bedelini müvekkil vekile vermişse satıcı bunu vekilden ister.
Şayet müvekkil satım bedelini vekile vermemişse [bakılır:]
Satım bedeli muayyen bir
mal ise satıcı vekilden isteyemez. Satım bedeli [muayyen bir malolmayıp] karşı
tarafın borç hane-' sinde bulunuyorsa o zaman -onun vekil olduğunu inkar etse
bile veya ben onun ve kıl olduğunu bilmiyorum dese bile- vekilden isteyebilir.
Satıcı onun vekil
olduğunu itiraf ederse daha doğru görüşe göre satım bedelini müvekkilden
isteyebileceği gibi vekilden de isteyebilir. Bu durumda vekil kefil gibi,
müvekkil de asıl borçlu gibi olur.
Vekil, malı satıp
bedelini elde ettikten sonra bede: elınde telef olsa ve sattığı malda da başka
bir hak sahibi çıksa. daha doğru görüşe göre müşteri -onun vekil olduğunu
itiraf etse bile- ödediği satım bedelini vekilden geri alır. Daha sonra vekil,
ödediği satım bedelini
müvekkilden alır.
Ben [Nevevi] derim
ki: Daha doğru görüşe göre müşteri, ödediği
satım bedelini ilk baştan müvekkilden de geri alabilir. Allah en iyi bilendir.
1. Akdin hükümleri
(hukuku) müvekkile değil vekile bağlıdır.
Buna göre; malı görme,
akit meclisinden ayrılmakla akdin bağlayıcı hale gelmesi, faize tabi mallar
veya selem akdinde peşin bedel gibi karşılıklı teslimin şart olduğu akitlerde
teslim-tesellümü gerçekleştirme konusunda müvekkil değil vekil dikkate alınır.
Çünkü gerçekte akdi yapan kişi vekildir, meclis muhayyerliği yoluyla akdi
feshetme yetkisi de ona aittir. Aynı şekilde -sonraki bazılarının de belirttiği
üzere- yalnızca vekillehine koşulmuş şart muhayyerliği durumunda da -müvekkil
malın elinde kalmasını istese bile- vekil şart muhayyerliği yoluyla akdi
feshetme hakkına sahiptir. Ancak malın kusurlu çıkması meselesi bundan farklı
olup, müvekkil kusura razı olursa vekil malı geri verme hakkına sahip olamaz.
Çünkü bu, mal sahibinin zararını ortadan kaldırmak için yapılan bir şeyolup
akdi yapanların isimlerine bağlı değildir. Meclis muhayyerliği yoluyla akdin feshedilmesi
ise "alım-satım yapan kişiler birbirlerinden ayrılmadıkları sürece
yaptıkları akdi bozabilirler" hadisi gereğince akdi yapan kişiye bağlıdır.
Şart muhayyerliği de meclis muhayyerliğine kıyaslandığında akdi yapan kişiye
ait olur. Ayrıca mal kusurlu çıktığında kişinin mal üzerindeki mülkiyeti
tamamlanmıştır, burada ise tamamlanmamıştır. (Buhari, Buyu', 2079; Müslim,
buyu', 3836)
2. Vekil bir mal satın
aldığında;
a. Müvekkil satım
bedelini vekile teslim etmişse, halk arasındaki uygulama gereği satıcı satım
bedelini vekilden ister. Vekil bu malı ister bizzat müvekkilin verdiği parayla
ister kendi cebinden ödeyerek yapsın fark etmez; çünkü akdin hükümleri vekile
bağlıdır. Mezhepte esas alınan görüşe göre satıcı müvekkilden isteme hakkına da
sahiptir. Rafii ve Nevevi bunu kölelerle yapılan muameleler konusunda
zikretmişlerdir .
b. Müvekkil satım
bedelini vekile teslim etmemişse [bakılır:]
ba. Satım bedeli muayyen
bir mal ise satıcı bunu vekilden isteyemez; çünkü mal vekilin elinde değildir.
Satıcının hakkı yalnızca o malla sınırlıdır.
bb. Vekil satım bedelini
ödemeyi müvekkilden değil kendi cebinden üstlenmiş ise, satıcı onun vekil
olduğunu inkar etse veya "vekil olduğunu bilmiyorum" dese bile bedeli
vekilden ister; çünkü görünürdeki duruma göre bu kişi malı kendisi için satın
almış, akit de onunla birlikte yapılmıştır.
"Bilmeme"
meselesi Nevevi'nin ana metinden ayırt etmeksizin kendisinin eklediği bir
fazlalıktır.
c. Vekil, kendi cebinden
ödeyerek bir mal satın aldığında, satıcı onun vekil olduğunu kabul ediyorsa [bu
durumda satıcı, bedeli kimden isteyecektir? Bu konuda mezhep içinde üç görüş
bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
satım bedelini vekilden de müvekkilden de isteyebilir. Bu durumda vekil kefil
gibi, müvekkil de asıl borçlu gibi olur. Çünkü akit her ne kadar müvekkil için
yapılmış ise de vekil onun temsilcisidir ve akit onunla yapılmıştır; bu yüzden
satıcının satım bedelini her ikisinden de isteyebileceğini söyledik. Vekil,
satım bedelini cebinden ödediğinde, yaptığı ödemeyi müvekkilden geri alır.
[İkinci görüş]
Diğer görüşe göre satıcı
bu durumda satım bedelini vekilden isteyemez, yalnızca müvekkilden isteyebilir;
çünkü akit onun için yapılmıştır, vekil de sadece bir elçidir.
[Üçüncü görüş]
Satıcı satım bedelini
müvekkilden isteyemez, yalnızca vekilden isteyebilir; çünkü akdin sorumluluğunu
üstlenme vekil tarafından yapılmıştır.
3. Vekil bir malı satıp
satım bedelini -teslim almasının caiz olduğu durumda- teslim alsa, satım bedeli
onun elinde telef olduktan sonra sattığı malda başka bir hak sahibi çıksa,
müşteri satım bedelini [kimden alacaktır? Bu konuda mezhep içinde iki görüş
bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
müşteri, malı satın aldığı kişinin vekil olduğunu kabul etse bile [müvekkilden
değil] vekilden alır; çünkü bedelonun elinde telef olmuştur.
[ikinci görüş]
Diğer görüşe göre ise
müşteri bedeli yalnızca müvekkilden geri alabilir; çünkü vekil tamemen elçidir.
İlk görüşe göre vekil
satım bedelini tazmin ettikten sonra ödediği tazminatı müvekkilden geri alır;
çünkü müvekkil kendisini ["mal benim" diyerek] aldatmıştır.
Bu hükümler, vekil hakim
tarafından atanmamışsa geçerlidir. Şayet vekil hakim tarafından atanmışsa
vekilin tazmin etmesi söz konusu olmaz; çünkü o, hakimin yetki verdiği kişidir.
Tazminat hakimden İStenmeyeceği gibi onun görevlendirdiği kişiden de istenemez.
4. Nevevi şöyle
demiştir: Daha doğru görüşe göre müşteri, en baştan itibaren satım bedelini
müvekkilden geri isteyebilir.
Çünkü vekil onun
tarafından görevlendirilmiştir ve vekilin zilyedliği müvekkilin zilyedliği
gibidir. Müvekkil tazmin edince bunu vekil_en isteyemez; çünkü tazminat
kendisinin üzerindedir.
Diğer görüşe göre ise
müşteri müvekkilden bir şey alamaz; çünkü satım bedeli, vekilin elinde iken
telef olmuş, vekaletin de fasid olduğu anlaşılmıştır.
5. Yukarıda belirtilen
durumda satım bedeli müvekkilin elinde iken telef olsa müşterinin satım
bedelini vekilden isteme hakkının olup olmadığı konusunda iki görüş
bulunmaktadır. Ezrai'nin de belirttiği üzere daha güçlü olan görüşe göre
müşteri vekilden isteyebilir.
Bu görüş ayrılığının
tümü "müşterinin vekili tarafından satın alınan malonun elinde iken telef
olduktan sonra malın başkasına ait olduğunun ortaya çıkması" durumunda da geçerlidir.
Not: Borç isteyen kimsenin vekili de müşterinin
vekili gibidir. Borç ondan istenir, o da yaptığı ödemeyi müvekkilden geri alır.
Fasid bir alış-veriş
sonucunda teslim aldığı mal ister vekilin elinde iken telef olsun ister müvekkilin
elinde iken telef olsun vekil tarafından tazmin edilir; çünkü o, mala dinı bir
izin olmaksızın el koymuştur. Bu durumda vekil, ödediğini müvekkilden geri
alır; çünkü tazmin sonuç itibarıyla müvekkilin üzerinde kalacaktır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
D. VEKALET AKDİNİN
BAĞLAYICI OLMAMASI