VEKALET / ŞARTLAR |
A. MÜVEKKİLE İLİŞKİN
ŞARTLAR
Müvekkilin şartı,
[başkasını] vekil kıldığı şeyi kendisinin mülkiyet veya velayet yoluyla yapmasının
sahih olmasıdır. Buna göre çocuğun, delinin. nikah akdinde kadın ve ihramlının
vekil tayin edilmesi sahih olmaz. Velinin çocuk hakkında vekil tayin etmesi
sahihtir.
Bu kuraldan "kör
kimsenin alım-satım konusunda başkasını vekil kılması" istisna edilerek
sahih görülür.
1. Müvekkilin şartı,
başkasını vekil kıldığı konuda -yani izin verilen tasarruf konusunda-
kendisinin mülkiyet yoluyla veya velayet yoluyla tasarruf ta bulunmasının sahih
olmasıdır.
Kişinin kendisinin
mülkiyet yoluyla tasarrufta bulunabildiği konuda başkasını vekil kılmasına
örnek, tasarrufları geçerli olan birinin kendi malında tasarruf ta bulunmak
üzere birini vekil kılmasıdır.
Kişinin velayet yoluyla
tasarruf ta bulunabildiği konuda başkasını vekil kılmasına örnek ise baba ve
dedenin, velayetleri altındaki çocuğun malı konusunda başkalarını vekil
kılmasıdır.
2. Bu şart gereğince;
a. Çocuk, deli, baygın,
uyuyan kimselerin [hukukı] tasarruflar konusunda başkalarını vekil kılmaları
geçerli değildir. Yine fasık bir kimsenin nikah konusunda başkasını vekil
kılması sahih değildir; çünkü bu şahısların söz konusu tasarruHarı kendilerinin
yapması sahih değildir. Asıl konumundaki Şahıs bir şeyi yapma yetkisine sahip
olamayınca onun yerini alan kişi hiçbir şekilde bu yetkiye sahip olamaz.
"Mülkiyet" ve
"velayet" ifadeleri vekili dışarıda bırakmaktadır; çünkü -ayrıntıları
birazdan geleceği üzere- vekil, başkasını hiçbir şekilde vekil tayin edemez;
çünkü o ne malik ne de velidir.
b. Evlilik akdinde bir kadının
yabancı bir şahsı vekil kılması veya ihramlı bir kimsenin ihramsız bir şahsı
vekil kılması da sahih değildir.
Kadının vekil kılmasının
sahih olmama sebebi kadının kendiliğinden evlenme yetkisine sahip olmamasıdır.
Kendi sahip olmadığı bir konuda başkasını da vekil kılamaz. Ancak kadın,
velisine vekalet ifadesini kullanarak evlilik konusunda izin verse -el-Beyan
adlı eserde İmam Şafii (r.a.)'nin kendi ifadesi olarak aktarıldığına ve
er-Ravda'da da tasvip edildiği görüşe göre- bu sahih olur.
İhramlının vekil
kılmasının sahih olmama sebebi, Müslim' de bunu yasaklayan rivayetin
bulunmasıdır. İhramlının başkasını vekil kılması, ihramlı iken kendisi adına
veya velayeti altındaki kişi adına nikah yapma konusunda birini vekil kılma
şeklinde olur.
İhramlı kişi, kendisi
adına ihramdan çıktıktan sonra nikah yapma konusunda birini vekil kılsa veya
herhangi bir kayıt koymasa vekil kılma sahih olur; çünkü ihram, nikah akdinin
kuruluşunu engeller ancak izin vermeyi engellemez.
Kadı Hüseyin bunu şu
konuya da uygulamıştır: Bir kimse, şu anda şarap olarak bulunan bir sıvıyı
sirkeye dönüştükten sonra kendisi için satın alma konusunda birini vekil kılsa
bu vekalet sahih olur.
Yine ihramsız bir kimse
ihramlı bir kimseyi ihramsız bir kimseye evlilik konusunda vekalet vermek için
vekil kılsa daha doğru görüşe göre vekil kılma sahih olur; çünkü burada ihramlı
kimsenin yaptığı şey yalnızca elçilIktir.
Nevevi'nin genel ifadesi
ise yukarıdaki üç meselede de vekaletin geçerli olmamasını gerektirmektedir ki
Subkı bu görüşü seçmiştir.
3. Velinin -yani baba ve
dedenin- çocuğun evlendirilmesi ve malı üzerinde tasarruf ta bulunma konusunda
başkasını vekil kılması sahihtir.
Vas i ve kayyimin de
çocuğun malı üzerinde tasarruf ta bulunma konusunda başkasını vekil kılması sahihtir.
Veli, vekil kılarken
çocuk adına veya kendisi adına yahut her ikisi adına birlikte vekil kılar.
Kişinin çocuk adına
vekil olmasının sonucu şurada görülür; çocuk rüşd sahibi olarak ergenlik
dönemine girse vekil kendiliğinden azlolmuş olmaz. Oysa vekil veli adına vekil
kılınmış olsaydı azlolurdu.
Deli, ma'tuh (aklında
zaaf bulunan kimse), sefih, kısıtlı kimseler de bu hususta çocuk gibidirler.
Nevevi "çocuk"
ifadesini zikretmemiş olsaydı, ifade bunları da kapsamış olacaktı.
Ezrai şöyle demiştir:
Burada, vasinin vekil tayin etmesi konusunda ileri sürülen gö-
rüş doğru olan görüştür.
Nevevi ve Rafifnin "vasiyetler" konu- r;?\ sundaki ifadelerinden ise
vasinin -kendisinin sorumluluğunda bulunan bir konuda- başkasını vekil tayin
edemeyeceği, şayet tayin ederse bunun sahih olmayacağı sonucu çıkmaktadır. Bu
bölümde zikredilen görüşü de vasiyetler konusunda ileri sürülen gibi yorumlamak
de mümkündür.
Ancak -Hocamız Zekeriya
el-Ensarl'nin de belirttiği üzere- buradaki görüşün mutlak olarak alınması
doğrudur.
4. Sefih, müflis ve
köle, kendi başlarına yapma hakkına sahip oldukları tasarruflarda başkalarını
vekil tayin ederlerse bu sahih olur. Kendi başlarına yapamayacakları
tasarruflarda ise velinin, alacaklının ve efendinin izni olmadıkça başkasını
vekil tayin edemezler.
5. Zekat alacaklılarını,
kendileri adına zekatı teslim alma konusunda vekil kılmak sahihtir.
El-Hadim adlı eserde
şöyle denilmiştir:
Kaffal'in fetvalarında
açık olarak ifade ettiği üzere vekilin zekatı alması caiz olmasa bile hüküm
böyledir.
6. Yukarıda zikredilen
genel kuraldan hem düz hem de ters açıdan bazı noktalar istisna edilir.
a. Genel kuralın ters
anlamı olan "bir şeyi kendi başına yapması sahih olmayan kişinin o konuda
başkasını vekil kılması sahih değildir" şeklindeki hükümden İstisna edilen
hususlar şudur:
> Kör bir kimsenin
alım-satım, kira, şuf'a yoluyla malı almak vb. görmeye dayalı konuları kendi
başına yapması mümkün olmasa bile -zorunluluk sebebiyle- bu konularda başkasını
vekil tayin etmesi sahihtir.
> Bir organı kesilmiş
olan ve kısas cezasını uygulama hakkına sahip olan kişinin veya zina iftirasına
maruz kalıp da cezayı uygulatma hakkına sahip olan kişinin cezayı kendi
uygulaması mümkün olmamakla birlikte bu konuda başkasını vekil
tayin etmesi sahihtir.
> Müşterinin satım
bedelini kendi kendisinden tahsil etmesi mümkün olmadığı halde, satıcının
izniyle satıcının satım bedelini kendisinden tahsil edeceği kişiyi vekil tayin
etmesi sahihtir.
> Bir kadın,
kendisini evlendirme konusunda velinin izniyle kendisi adına değil veli adına
onun velayetindekini evlendirmek üzere veya mutlak olarak birini vekil tayin
edebilir ve bu durumda vekil kılma sahih olur. Şayet vekil tayin eden kadın,
velayet altındaki kadın ise iki görüşten İbnü'sSabbağ ve Mütevelli'nin de
tercih ettiği görüşe göre hüküm yine böyledir.
> Bir cariyenin
sahibi olan kadın, kendi velisini cariyesini evlendirmek üzere vekil tayin
etse, kadının kendisi cariyeyi evlendirme yetkisine sahip olmasa bile vekil
tayin etme sahih olur.
b. Genel kuralın düz
anlamı olan "bir tasarrufu mülkiyet veya velayet yoluyla yapma hakkına
sahip olan kimsenin bu konuda başkasını vekil tayin etmesi sahihtir"
hükmünden istisna edilen hususlar şunlardır:
> Zorla evlendirme
yetkisine sahip olmayan bir veliye, velayeti altındaki kadın nikah konusunda
izin verse ve izin verirken başkasını vekil tayin etmesini yasaklasa bu durumda
veli başkasını vekil tayin edemez.
> Alacaklı şahsın
[borcunu ödememekte inat eden kimsenin] kapısını kırıp bulduğu eşyasını almasını
caiz görürsek bu durumda -bir grup alimin açık olarak ifade ettikleri üzere-
başkasını vekil tayin etmesi caiz değildir. Alacaklı bunu kendi başına
yapamıyorsa bu konuda başkasını vekil tayin etmesinin caiz olduğu görüşü de
ihtimal dahilindedir.
> Bir kimse iki
karısından birini boşadığında veya iki kölesin-
den birini azat
ettiğinde yahut dörtten fazla kadınla evliyken Müslüman olduğunda [hangi
karısını boşadığını veya hangi kölesini azat ettiğini] belirlemek üzere veya
[hangi dört
kadını nikahında
tutacağını] seçmek üzere başkasını vekil tayin edemez. Ancak vekile veya
seçimde bulunacak kimseye bir belirleme yaparsa o durumda bu caiz olur. Bu,
boşamadan dönme konusunda vekil tayin etme gibidir. İleride geleceği üzere daha
doğru görüşe göre boşamadan dönme konusunda vekil tayin etme sahihtir,
dolayısıyla bunlar da sahih olur.
> Bir Müslüman, bir
müslümana karşı kısas hakkı elde etse, cezayı uygulamak üzere bir kafiri vekil
tayin edemez.
> Nikah yapmasına
izin verilmiş sefih bir kimse bu konuda başkasını vekil tayin edemez; çünkü
onun kısıtlılık hali yalnızca evlenmeyi kendisinin yaptığı durumda
kalkmaktadır.
> Vekil, kendi başına
yapabileceği bir tasarrufta başkasını vekil tayin edemez.
> Doğru olan görüşe
göre ikrarda bulunmak üzere bir kimseyi vekil tayin etmek mümkün değildir.
> İzzeddin bin
Abdüsselam'ın belirttiği üzere gasp ettiği veya çaldığı bir malı geri vermeye
güç yetirebilen bir kimsenin bunu yapmak üzere başkasını vekil tayin etmesi
caiz değildir.
> Müslüman bir
erkeğin Müslüman bir kadınla kendisini evle ndir me si için bir kafiri vekil
tayin etme yetkisi yoktur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN