MUĞNİ’L-MUHTAC

SELEM / SELEF - SİPARİŞ...

 

SİPARİş VAKTİNDEN ÖNCE MALI TESLİM ETMEK

 

Sipariş alan kişi malı vadesinden önce getirse ve sipariş veren kişi bunu sahih bir amaçtan dolayı -mesela malın [masraf gerektiren] bir hayvan olması veya [malın teslim anın ın mallara yönelik] bir saldırı anı olması gibi bir sebepten dolayı- kabul etmekten kaçınsa teslim almaya zorlanamaz. Şayet sahih bir amaç yoksa [bakılır:] Teslim eden kimsenin -mesela rehni kurtarmak vb. sahih bir amacı varsa sipariş veren teslim almaya zorlanır.

Yine daha güçlü görüşe göre sadece borcundan kurtulmuş olmak amacıyla bunu yapıyorsa sipariş verenin bunu kabul etmesi gerekir.

 

1. Vadeli bir sipariş akdi yapıldığında sipariş alan kişi malı vadesinden önce getirmiş olsa ve sipariş veren kişi malı [vadesinden önce] almaktan kaçınsa [bakılır:]

 

[a] - Şayet sipariş veren kişi haklı bir amaçla malı kabulden kaçınıyorsa örneğin;

 

> Mal, masrafa ihtiyaç duyuran bir mal ise,

> Veya düşmanın bir saldırısının olduğu bir durumda teslim ediliyorsa,

> Mal bir hurma veya et olup kişi vade tarihinde bunları taze olarak yemek istiyorsa,

> Çok miktarda buğday siparişinde olduğu gibi mal, malın bir yere konulması masrafı gerektiriyorsa,

 

Bu durumda ödeyen kişinin sahih bir amacı olsa bile sipariş veren kişi bunu kabul etmeye zorlanamaz; çünkü bundan zarar görür.

 

[b] - Şayet sipariş veren kişinin malı kabul etmemesinin sahih bir amacı yoksa [bakılır:]

 

> Şayet siparişi teslim edecek olan kişinin malı vaktinden önce teslim etmesinin; "rehni kurtarma", "kefil olan bir şahsı borçtan kurtarma" vb. gibi sahih bir amacı varsa sipariş veren kişi malı kabule zorlanır; çünkü bu durumda kendisinin kabulden kaçınması inatçılıktır.

 

> Aynı şekilde vade tarihi geldiğinde mal cinsinin piyasada bulunmaması ihtimali veya yalnızca siparişi teslim edecek olan kişinin borçtan kurtulması gibi amaçla bile olsa daha güçlü görüşe göre sipariş veren kişi malı kabule zorlanır.

 

> er-Ravd'daki ifadeye göre malı teslim eden kişinin vaktinden önce vermesinin herhangi bir amacı olmasa bile hüküm böyledir. Çünkü vade borçlunun hakkı olup kendisi bu hakkı düşürmüştür. Bu durumda karşı tarafın malı teslim almaktan kaçınması tamamen inatçılıktır.

 

[Soru]  "Satıma ilişkin yasaklar" bölümünde alimler şunu zikretmiştir: Borçlu kişi vadeyi düşürdüğünde vade düşmüş olmaz, bu sebeple de hak sahibi olan kişi alacağını isteme hakkını kazanamaz.

 

[Cevap]  Burada vadenin düşmesi zimmetin borçtan kurtulmasına sebep olan "alacağın istenmesi" vesiledir. Malın verilmesi bunu doğrudan sağladığından bu, borcun kaldırılması bakımından daha güçlüdür. Üstelik her iki durumda da vade düşmemiştir.

 

Diğer görüşe göre ise bunda minnet altında kalma bulunduğundan sipariş veren kişi vadesinden önce malı teslim almaya zorlanamaz.

 

Geçen açıklamalarımızdan şu anlaşılmıştır: Sipariş alan ve verenin amaçları birbiriyle çelişse -Nevevi'nin sözünden de anlaşılacağı üzere- daha doğru görüşe göre hak sahibinin yönü gözetilir. Çünkü Nevevi ancak ve ancak hak sahibinin bir amacı bulunmadığında sipariş malı teslim edecek kişinin amacına bakılacağını söylemiştir.

 

Ödeme yapan kişinin amacı zimmetini borçtan kurtarmak ise, alacaklı kişi vadesi gelmiş alacağını almaya zorlanır. Şayet borçlunun amacı zimmetindeki borçtan kurtulmak ise alacaklı alacağını almaya veya borçluyu ibra etmeye zorlanır.

 

Subki şöyle demiştir: Bu hüküm, borcu, borçlu olan kişi getirdiğinde geçerlidir.

 

Şayet başkası bunu bağışlarsa [bakılır:]

 

[a] - Hayatta olan bir kimse yerine verilmişse, minnet altında kalma sebebiyle alacaklı kişi bunu kabule zorlanamaz.

 

[b] - Aksi takdirde [yani ölen bir kimse adına verilmişse bakılır:]

 

[ba] - Bağışlayan kişi, ölenin mirasçısı ise bunun kabul edilmesi gerekir; çünkü mirasçı terekeyi kendisi için borçtan kurtarmaktadır.

 

[bb] - Bağışlayan kişi ölenin mirasçısı değilse Kadı Hüseyin'in bu konuyla ilgili cevabı tereddütlüdür.

 

Not:  Kişi, peşin olan sipariş malı borçtan kurtulma amacı dışında bir amaçla teslim yerinde teslim etse sipariş veren kişi bunu kabule zorlanır. Borçtan kurtulma amacı ile verilmesi halinde karşı tarafın bunu kabul etmesi veya borçtan ibra etmesi gerekir.

 

Vadeli olan veya teslim yeri dışında bir yerde teslim edilen sipariş malı konusunda karşı tarafın muhayyer olacağı söylenebilir. İkinci meselede el-En var yazarı bu görüşü kabul etmiştir. Er-Ravda ve eş-Şerhu'l-kebir'in ifadesinden her iki meselede de kişinin yalnızca kabule zorlanabileceği anlaşılmaktadır ki en güçlü görüş budur. Arada şu fark vardır: Bizim meselemizde sipariş veren kişi zaman ve mekanı bulunduğu için teslimi hak etmiştir, bundan kaçınması sırf inattan kaynaklanıyor olup bu sebeple ibra talep edilmek suretiyle ona karşı sıkı davranılmıştır. Diğer mesele ise bundan farklıdır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

SİPARİŞ MALI TESLİM YERİ DIŞINDA TESLİM ETMEK