MUĞNİ’L-MUHTAC

SATILAN MALIN HÜKMÜ

 

3. SATIM BEDELİNİ BAŞKA BİRŞEYLE DEGİŞTİRMEK

 

A. AKİT MECLİSİNDE TESLİMİ ŞART KOŞULMAYAN ŞEYLERDE SATIM BEDELİNİ DEGİŞTİRMEK

B. AKİT MECLİSİNDE TESLİMİ ŞART KOŞULAN ŞEYLERDE SATIM BEDELİNİ BİR BAŞKA ŞEYLE DEĞİŞTİRMEK

C. "BORÇ VERİLEN ŞEYİ" VE "TELEF EDİLEN ŞEYİN DEGERİNİ" BAŞKA BİR ŞEYLE DEĞİŞTİRMEK

 

A. AKİT MECLİSİNDE TESLİMİ ŞART KOŞULMAYAN ŞEYLERDE SATIM BEDELİNİ DEGİŞTİRMEK

 

[1] - [Bir satım akdinde satım bedeli henüz ödenmemişken onu başka bir bedelle değiştirmek caiz midir? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre zimmette olan satım bedelini -ki bu bedel altın-gümüş para dışında bir şeyolsa bile- başka bir şeyle değiştirmek dizdir.

 

[*} - Bunun deli li İbn Ömer'in şu sözüdür: Ben dinarlar karşılığında develer satardım. Daha sonra dinarlar yerine dirhemler alırdım. Dirhemler karşılığında satar dinarlar alırdım. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelerek bunu bildirdiğimde şunu söyledi: Aranızda birşey [borç ve alacak] kalmaksızın birbirinizden ayrıldığınız sürece bunun bir sakıncası yoktUr.(Ebu Davud, Buyu', 3355; Tirmizı, Buyu', 1242; Müstedrek, Buyu', 2, 44. Tirmizi ve diğerleri bu hadisi rivayet etmiş, Hakim hadisin müslimin şartına göre sahih olduğunu söylemiştir)

 

Kişi satım bedelini teslim almış olsun olmasın fark etmez.

 

Hadiste "aranızda bir şey kalmaksızın" ifadesi "değiştirme akdinden" anlamında olup "önceki akitten bir şey kalmaksızın" anlamına gelmemektedir. Nitekim diğer rivayetteki bir karine bunu göstermektedir.

 

[İkinci görüş]

 

İmam Şafiı (r.a.)'nin eski görüşüne göre daha önce geçen yasak genel nitelikli olduğundan bu yasaktır.

 

[2] - Akitlerden dolayı tazmin yükümlülüğünün bulunduğu hulO bedeli, mehir, kira sözleşmesinde ücret gibi bedeller [yukarıdaki hüküm açısından] satım bedeli gibidir; çünkü bunlar da [kişinin zimmetinde] yerleşmiştir. Selemden doğan borç ise -daha önce geçtiği üzere- bunlardan farklıdır.

 

Bu belirtilen bedeller ile satım bedeli arasında şu açılardan fark bulunduğu söylenmiştir:

 

[a] - Bunların inkıtaa uğramasıyla akit de kendiliğinden fesholma veya feshedilme ile yüzyüzedir. Buna karşılık satım bedeli öyle değildir.

 

[b] - Bu bedellerin bizatihi kendileri akdin amacıdır, satım bedeli ise öyle değildir.

 

[3] - Veresiye satım bedeli peşinle -bu bedeli ödeyecek olan kişi kendisi peşin ödemişse- değiştirilebilir; bunun aksi ise caiz değildir; çünkü bunda bir süre eklenmesi söz konusu değildir.

 

Not:  ..... "semen" [satım bedeli] öde göre karşısında paradan başka bir şey bulunması halinde para için kullanılır. Şayet bir akitteki iki bedel de para ise veya iki bedel de mal ise "şunun karşılığında" diye ifade edilen şey satım bedeli, bunun karşısında yer alan ise kendisi için bedel ödenendir.

 

Kişi "sana bu elbiseyi bir köle karşılığında sattım" dese ve kölenin de niteliklerini saysa, bu akitte köle satım bedeli olur, bu bedelin başka bir şeyle değiştirilmesi caizdir. Buna karşılık elbise başka bir şeyle değiştirilemez; çünkü elbise, karşılığında bedel ödenen şeydir.

 

Şu sorulabilir: Alimlerin sözünden anlaşıldığına göre kişi kölesini para karşığılında selem olarak satsa paralar satım bedeli olur, bunlar yerine başkasının verilmesi sahih olur. Daha önce geçtiğine göre ise selem akdinde sipariş edilen malın başkasıyla değiştirilmesi sahih olmaz.

 

Buna şöyle cevap verilir: Burada "karşılığında" ifadesinin kullanılmış olması ile "selem akdinde sipariş edilen malolma" özelliği birbiriyle çeliştiğinden bu değişim sahih olmaz.

Alimlerin "satım bedeli, bir satım akdinde şunun karşılığında denilen şeydir" şeklindeki ifadeleri mutlak olmakla birlikte burada bir durum ona engelolduğundan bu durum genel kurala bir noksanlık getirmez.

 

Şöyle de denmiştir: Alimlerin "satım bedelinin değiştirilmesi cilizdir" ifadesi yaygın durum dikkate alınarak söylenmiştir, yukarıda itiraz olarak ileri sürülen konu gerçekte itirazı gerektirecek bir durum teşkil etmez.

 

Yukarıdaki hükümleri n tümü "mecliste teslim alınması şart koşulmayan şeyler" için geçerlidir.

 

 

B. AKİT MECLİSİNDE TESLİMİ ŞART KOŞULAN ŞEYLERDE SATIM BEDELİNİ BİR BAŞKA ŞEYLE DEĞİŞTİRMEK

 

[1] - Kişi satım bedelini, onunla faizin illeti konusunda ittifak eden bir şeyle değiştirse, örneğin satım bedeli olan dirhemleri dinarlarla değiştirse veya tersini yapsa o zaman -daha önce geçen hadisin de gösterdiği üzere- faizden kaçınmak amacıyla bedelin mecliste teslimi şart koşulur. Bedeli belirlemek yeterli olmaz.

 

[2] - Daha doğru görüşe göre satım bedelinin akitte belirlenmesi [tayin edilmesi] şart değildir; çünkü zimmette olan bir şey karşılığında sarf akdi yapmak caizdir .

 

Diğer görüşe göre ise [dinde yasaklanmış olan] "borcun borç karşılığında satımı" durumuna düşmemek için belirleme yapmak şarttır.

 

[3] -Satım bedeli olarak belirlenen dirhemler yerine elbise verilmesi örneğinde olduğu gibi, satım bedeli, onunla faizin illeti konusunda ittifak etmeyen bir şeyle değiştirildiğinde [yeni satım bedelinin derhal teslimi şart mıdır? Bu konuda iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru görüşe göre bedelin mecliste derhal teslimi şart değildir. Bununla birlikte mecliste elbisenin [şu elbise diye] belirlenmesi kesin olarak gereklidir.

 

Akit esnasında belirlemenin gerekli olup olmadığı konusunda "satım bedelini, kendisiyle faizin illeti konusunda ittifak eden başka bir şeyle değiştirmek" konusunda var olan iki görüş aynen geçerlidir.

 

[İkinci görüş]

 

Diğer görüşe göre mecliste teslim şarttır; çünkü bedellerden birisi borçtur, dolayısıyla -tıpkı selem akdinde sipariş edilen mal karşılığında ödenen bedelde olduğu gibi- teslim edilmesi şarttır.

 

Şu sorulabilir: Nevevi'nin "satım bedeli olarak belirlenen dirhemler yerine yiyecek maddesi verse" demesi daha uygun olurdu; çünkü elbise zaten faize tabi bir mal değildir. Böyle iken elbise hakkında "elbise dirhemlerle faizin illeti bakımından ittifak etmemektedir" demek uygun kaçmamaktadır.

 

Buna şöyle cevap verilebilir: Olumsuzluk, konunun olumsuzlanmasıyla yerine gelmiş olmaktadır. Şu halde elbise meselesinde de "faizin hiçbir şekilde geçerli olmaması" itibarıyla bu hüküm doğru olmaktadır.

 

 

C. "BORÇ VERİLEN ŞEYİ" VE "TELEF EDİLEN ŞEYİN DEGERİNİ" BAŞKA BİR ŞEYLE DEĞİŞTİRMEK

 

[1] - Borç verilen şey bir başka şeyle değiştirilmek istense, son dönem alimlerinden bazılarının görüşünün aksine -henüz tüketilmemiş olsa bile- bu caizdir. Her ne kadar tüketilme öncesinde zimmette kesin yerleşmemiş olsa bile hüküm böyledir.

 

[2] - Kişi;

 

[a] - Telef edilen şeyin değerini veya mislini [vermek yerine bunu] başka bir şeyle değiştirse,

 

[b] - Yine "satım bedeli" veya "kendisi için bedel tayin edilen şey" dışındaki her türlü borçta ödenecek şeyi başka bir şeyle değiştirmek istese [ne olur?]

Örneğin;

 

> Ödenmesi vasiyet edilen borç,

> Mut'a'da hakimin takdir ettiği borç,

> Tazminden kaynaklanan borç,

> Belirli sayıda fakirlerin olması [ve onların kendilerine verilecek fıtır sadakasındaki gıda maddesi yerine başka bir şey verilmesini istemeleri durumunda] fıtır sadaka sı borcu,

 

[İşte yukarıdaki] gibi borçlarda borç olarak ödenecek şey yerine [alacaklının rızasıyla] başka bir şey verilmesi caizdir; çünkü bu borçlar kesinleşmiştir.

 

Böyle bir değişiklik yapılması durumda bedelin mecliste teslim edilmesi ve tayininin şart olup olmadığı konusunda yukarıdaki hükümler yani asıl borç ile onun yerine verilen şeyin faizin illeti açısından birbirinden farklı olup olmamasına ilişkin hükümler geçerlidir.

 

İsnevı şöyle demiştir: Havale sebebiyle sabit olan borç konusu incelenmeye muhtaçtır. [Bu konuda iki ihtimal vardır:]

 

[a] - Birinci ihtimale göre bu mesele, "havale bir satım mıdır değil midir?" konusundaki görüş ayrılığına dayalı olarak çözümlenebilir.

 

[b] - İkinci bir ihtimal ise asıl borca bakılarak onun hükmü verilebilir.

İkinci ihtimal daha güçlüdür.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

4. ALACAĞl, BORÇLUDAN BAŞKASINA SATMAK