|
RİBA / FAİZ |
G. ALTIN - GÜMÜŞÜN
KARŞILIKLI DEGİŞİMİNDE RİBA
Altın-gümüşün birbiriyle
[karşılıklı] değişimi tıpkı yiyecek maddesinin karşılıklı değişimi gibidir.
[Metinde geçen]
"nakd" sözcüğüyle kastedilen ister basılı olsun ister olmasın
altın-gümüştür.
Altın ve gümüşün
karşılıklı değişimi -yukarıda geçen bütün hükümler açısından- yiyecek
maddelerinin karşılıklı değişimi gibidir.
Buna göre;
1. Bu ikisinden biri
kendi cinsiyle karşılıklı değiştirilirse; örneğin altın altınla karşılıklı
değiştirilirse;
> eşitlik,
> peşinlik,
> "tarafların
birbirinden ayrılmasından önce" yahut "karşı tarafı akitle ilzam
etmesinden önce" karşılıklı teslim şarttır.
2. İkisinden biri karşı
cins ile değiştirilirse örneğin altın gümüş ile değiştirilirse birinin
diğerinden daha fazla olması caiz olur. Ancak -daha önce geçen hadis sebebiyle-
bu işlemin peşin yapılması ve "tarafların birbirinden ayrılmasından
önce" yahut "karşı tarafı akitle ilzam etmesinden önce"
karşılıklı teslim şarttır.
[Soru] Hadise uymak amacıyla Nevevi'nin
altın-gümüşle ilgili konuyu yiyecek maddelerinden önce ele alması daha iyi
olurdu.
[Cevap] Yiyecek maddeleri konusunda yapılan açıklamalar
daha fazla olduğu için önce o konu ele alınmıştır.
Burada "daha az
açıklamanın yapılacağı konunun daha önce zikredilmesi daha uygun olur"
denilemez; çünkü bu durum amaca göre değişir.
3. Altın ve gümüşte
faizin illeti -Nevevi'nin el-Mecmu'da sahih kabul ettiği görüşe göre-
"altın-gümüş cinsinin yaygın bir biçimde ~ para olarak
kullanılması"dır. Bu, "altın-gümüş yaygın bir biçimde ~ paraların
cevheridir" diye de ifade edilir. Bu illet altın-gümüş dışındaki paralarda
[felslerde] ve diğer ticaret mallarında yoktur. Altıngümüşte illet et-Tenbih
adlı eserin yazarının esas aldığı "malların değerlerinin bunlar üzerinden
belirlenmesi" değildir. Çünkü altın-gümüşten yapılma kaplar, külçeler ve
süs eşyaları, malların değerini belirlemede kullanılmamakla birlikte bunlarda
da faiz geçerlidir.
Metinde geçen
"yaygın bir biçimde" ifadesiyle "tedavülde bulunan altın-gümüş
dışındaki paralar" dışarıda bırakılmıştır. Çünkü -daha önce belirtildiği
üzere- bunlarda faiz geçerli değildir.
4. [Altının altınla, gümüşün
gümüşle karşılıklı değişiminde] işçiliğin değerinin bir etkisi yoktur. Buna
göre kişi altın dinarlar ödemek suretiyle üzerindeki işçilik dinarların birkaç
katı olan kalıba dökülmüş altın satın alsa eşitliğin var olup olmadığına
bakılır, işçiliğin değerine bakılmaz.
Not: Altın-gümüşü kendi cinsi veya başka cins
karşılığında satmaya "sarf" denilir.
Sarf akdi, "sana bu
dinarları şu dirhemler karşılığında sartımı sarf yaptım" demek suretiyle
belirli [muayyen] iki para ile yapıldığında sahih olduğu konusunda icma vardır.
Kişi "sana
nitelikleri şu şekilde olan zimmetimdeki bir dinarı falanca şekilde basılmış
olan senin zimmetindeki yirmi dirhem karşılığında sattım / sarf yaptım"
demek suretiyle sarf yaptığında meşhur görüşe göre bu akit sahih olur.
Kişi sarf akdi yaparken
genel ifade kullansa, örneğin "sana bir dinarı yirmi dirhem karşılığında
sarf yaptım" dese ve piyasada geçerli bir tek para birimi bulunsa veya
birbirinden farklı paralar bulunmakla birlikte biri diğerinden daha yaygın olsa
akit sahih olur, genel ifade de bu şekilde yorumlanır. Daha sonra taraflar
parayı belirgin hale getirirler ve birbirlerinden ayrılmadan önce karşılıklı
teslimde bulunurlar.
Kişinin "sana bu
dinarı senin zimmetindeki on dirhem karşılığında sattım" demesi durumunda
olduğu gibi sarf akdi muayyen bir para ile zimmette nitelikleri belirtilen para
karşılığında da sahih olur.
Sarf akdi, "sana
senin zimmetinde bulunan dinarı benim zimmetimde olan on dirhem karşılığında
sattım" diyerek yapılan akitte olduğu gibi her ikisi de deyn [borç] olan
paralarla yapılırsa sahih olmaz. Çünkü bu, borcun borç karşılığında
satılmasıdır.
Altının altınla eşit
olmaksızın değiştirilmesi meselesinde olduğu gibi ribanın geçerli olduğu
malların birini diğeri ile fazla olarak değiştirme konusunda başvurulabilecek
çare şudur:
1. Taraflardan biri
altınını karşı tarafa dirhemler karşılığında veya ticaret malı karşılığında
satar, daha sonra karşılıklı teslimde bulunurlar. Ardından kişi bu dirhemler
veya ticaret malını ödeyerek diğer kişinin altınını ondan satın alır. Bu
durumda taraflar birbirinden ayrılmamış olsalar da veya birbirini akdin
hükmüyle ilzam etmemiş olsalar bile akit sahih olur. Çünkü ikinci satım akdi
birincinin onaylanmasını içermektedir. Bu işlem üçüncü bir şahısla yapılırsa durum
farklı olur.
2. Diğer bir yöntem de
şudur: Taraflardan her biri diğerine altınını borç olarak verir ve daha sonra
karşı tarafı [borçtan] ibra eder.
3. Yahut da taraflardan
her biri fazlalığı arkadaşına hibe eder.
Şayet taraflardan her biri
satım, borç verme veya hibe etme sırasında diğerine bu yaptığını şart
koşmamışsa -kasten bunu yapmak mekruh olmakla birlikte- akit caiz olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
H. YİYECEK
MADDELERİNİ VEYA ALTIN-GÜMÜŞÜ ÖLÇÜP TARTMADAN KARŞILIKLI OLARAK SATMAK