MUĞNİ’L-MUHTAC

AKİDDE MUHAYYERLİK

 

İ. MALDAKİ ARTMA VE EKSİLMENİN MALI GERİ VERMEYE ETKİSİ

 

Satılan hayvanın kilosunun artması gibi mala bitişik olan fazlalık, [malı geri verme açısından] asıl mala tabi olur. Satılan hayvandan doğan yavru, kölenin kazandığı ücret gibi maldan ayrı fazlalık malın geri verilmesine engel teşkil etmez. Şayet müşteri malı teslim aldıktan sonra geri vermişse bu fazlalık müşteriye aittir. Teslim almadan önce geri verdiğinde daha doğru görüşe göre yine müşteriye aittir.

 

Satıcı cariyeyi [veya hayvanı] hamile olarak satsa ve yavru anasından ayrılsa, [müşteri kusur sebebiyle cariyeyi veya hayvanı vermek istediğinde] daha güçlü görüşe göre yavruyu da birlikte verir.

 

1. Satılan mala veya satım bedeline bitişik olan fazlalık, örneğin hayvanın kilolanması, ağacın büyümesi, kölenin sanat öğrenmesi ve Kur'an okumayı öğrenmesi gibi [bir yolla değerinin artması] malı geri verme konusunda asıl mala bağlıdır. Çünkü bu fazlalığı ana maldan ayırma imkanı yoktur; ayrıca o maldaki mülkiyet fesih sebebiyle ~ [müşterinin elinden çıkıp satıcının eline girmek suretiyle] yenilendiğinden bitişik fazlalık -tıpkı akitte olduğu gibi- ana mala bağlı olmuştur.

 

2. Gerek somut mal gerekse menfaat olarak maldan ayrı olan fazlalıklar, örneğin hayvanın /  cariyenin yavrulaması, kölenin ücret elde etmesi, kölenin kazanç sağlaması, kölenin define bulması veya kendisine bir şey hibe edilip onun da kabul etmesi, köleye bir şey vasiyet edilip onun da vasiyeti kabul etmesi, şüphe yoluyla ilişki kurulan cariyeye ödenen mehir gibi fazlalıklar, malın kusur sebebiyle geri verilmesine engel teşkil etmez. Burada kusurun gereği yerine getirilir. Cariyenin temyiz çağında olmayan çocuğu, -İbnü'l-Mukrı'nin bu meselede tercih ettiği görüşe aykırı olarak daha doğru olan ve İmam Şafii (r.a.)'nin açık olarak ifade ettiği görüşe göre- aralarını ayırmanın haram olması sebebiyle cari yeni n geri verilmesini engeller. Yasaklanan satışlar konusunda buna temas edilmişti.

 

3. Satın alınan bir mal teslim alındıktan sonra [kusur sebebiyle] geri verildiğinde o maldan ayrı olan fazlalık müşteriye ait olur. Yine satım bedeli teslim alındıktan sonra [kusur sebebiyle] geri verildiğinde satım bedelinden ayrı olarak meydana gelen fazlalık da satıcıya ait olur. Kusur ister teslim sonrasında gerçekleşmiş olsun ister teslim öncesinde gerçekleşmiş olsun fark etmez.

 

[*] - Bunun deli li şu hadistir: Bir adam bir başkasından bir köle satın aldı. Köle o adamın yanında bir süre kaldıktan sonra müşteri kölede bir kusur bulunduğunu gördü. Müşteri durumu Hz. Peygamber (s.a.v.)'e iletince Hz. Peygamber (s.a.v.) köleyi satıcıya geri verdi.

Satıcı "Ey Allah'ın Resulü! O benim köle mi kullandı" deyince Hz. Peygamber (s.a.v.) "bir malın tazmin yükümlülüğünü yüklenme karşılığında o maldan yararlanılır" buyurdu. (Tirmizı, Buyu', 1285; Müstedrek, Buyu', 2, 15. Tirmizi bu hadisin hasen olduğunu, Hakim ise sahih olduğunu belirtmiştir. )

 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in sözü şu anlama gelir: Satılan mal müşteri elindeyken telef olmuş olsaydı müşterinin cebinden gidecekti.

 

İşte müşteri, bu tazmin yükümlülüğünü yüklenmesi karşılığında maldan elde edilecek yararlara da sahip olmuştur.

 

Satım bedeli de bu konuda satılan mala kıyas edilmiştir.

 

[İtiraz]  "Gasp edilen bir mal" ve "satıldığı halde henüz teslim edilmemiş bir mal", malı elinde bulunduran kişinin elindeyken telef olmuş olsa bu kişi malı tazminle yükümlü olmaktadır. Oysa malın menfaatleri o kişiye ait değildir.

 

[Cevap]  Bizim ele aldığımız meselede tazmin yükümlülüğü mülkiyete kıyaslanmaktadır. Çünkü hadiste yer alan, "bilindik tazmin yükümlülüğü"dür. İtirazda zikredilen meselede, malı elinde bulunduran kişinin tazmin yükümlülüğü ise malonun mülkiyetinde olduğundan değil, o kişinin başkasının mülküne "tazmin yükümlülüğünü üstlenerek el koyması" sebebiyledir.

 

4. Müşteri satın aldığı malı [malda bulunan bir kusur sebebiyle] henüz teslim almadan önce geri verse rakit yaptıktan sonra maldan ayrı olarak meydana gelen fazlalıklar kime aittir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru görüşe göre "fesih işlemi akdi, fesih anından itibaren ortadan kaldırır" hükmüne binaen maldan ayrı fazlalık yine müşteriye ait olur.

 

[İkinci görüş]

 

Birinci görüşün karşısında yer alan bu ikinci görüş "fesih işlemi akdi kökünden kaldırır" [yani hiç akit yapılmamış gibi olur] hükmüne dayalıdır. [Bu durumda akitten sonra malda, ondan ayrı bir fazlalık meydana gelse, daha sonra müşteri malı teslim almadan önce akdi feshetse bu fazlalığı alamaz.]

 

5. Satıcı bir cariye veya hayvanı hamile olarak satsa ve sattığı bu mal kusurlu olsa, cariye veya hayvan doğum yapsa [kusur sebebiyle malı geri vermek istediğinde yavruyu da vermesi gerekir mi? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü olan görüşe göre şayet cariyelhayvan doğum yaptığında değerinde bir azalma meydana gelmemişse müşteri [malı geri verirken] yavruyu da annesiyle birlikte verir. Bu "hamilelik bilinir bir durum olup satım bedelinde onun da payı vardır" görüşüne dayalı bir hükümdür.

 

[İkinci görüş]

 

Müşteri yavruyu geri vermez. Bu da [birinci görüşte yer alan dayanağın] karşıtına dayalı bir hükümdür.

 

6. Cariyeninihayvanın değeri doğumla birlikte azalırsa o zaman tıpkı sonradan meydana gelen diğer kusur durumlarında olduğu gibi cariyeyi geri vermek imkansız hale gelir. Bununla birlikte müşteri cariyenin hamile olduğunu bilmese ve bu bilgisizliği doğum anına kadar devam etse, daha önce geçen "önceki bir sebeple meydana gelen kusur akitten önce varmış gibi kabul edilir" kuralına bağlı olarak müşterinin cariyeyi geri verme hakkı doğar.

 

7. Müşteri cariyeyi teslim almadan önce cariye doğum yapsa, satıcı parayı teslim alıncaya kadar yavruyu müşteriye teslim etmeyip alıkoyabilir. Müşteri tıpkı annesini teslim almadan satamadığı gibi yavruyu da teslim almadan satamaz.

 

8. Nevevi "yavru anadan ayrılsa" ifadesini zikretmekle "yavruÖ nun anadan ayrılmadığı" durumu dışarıda bırakmıştır; çünkü bu du~ rumda müşteri cariyeyi o şekliyle geri verir.

 

9. Cariyenin / hayvanın hamile kalması müşterinin mülkiyetindeyken gerçekleşse, kusur sebebiyle cariyeyi geri verirken yavru anaya tabi olmaz, yavru müşterinin olup doğum sonrasında müşteri onu alabilir.

 

İşte bu hükme dayalı olarak MaverdI ve başka alimler şöyle demişlerdir: "Kişi cariyesini doğum yapıncaya kadar elde tutabilir."

 

10. Cariyenin / hayvanın müşteri tarafından teslim alınmasından sonra hamile kalması cariyeninihayvanın [kusurlu olması sebebiyle] zorla satıcıya geri verilmesini engeller.

 

11. Meyve ağacının tomurcuklanması da böyledir. Meyvelerin aşılanması tıpkı hayvanın doğum yapması gibidir. Buna göre kişi, üzerinde aşılanmamış tomurcukların bulunduğu hurma ağaçları satın alsa, meyveleri aşıladıktan sonra ağaçların kusurlu olduğunu tespit etse doğru olan rivayete göre bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş vardır.

 

12. Bir hayvan satıldığında [müşteri kusur sebebiyle hayvanı geri vermek isterse, hayvanın yününün de geri verilip verilmemesi meselesi gündeme gelir. Burada birkaç durum söz konusudur:]

 

[a] - [Akit esnasında hayvanın üzerinde yün bulunması]

Akit esnasında hayvanın üzerinde bulunan yün müşterinin hayvanı teslim almasından sonra] müşteri tarafından kırkıImış olsa bile hayvanla birlikte satıcıya geri verilir.

 

[b] - [Yünün akit yapıldıktan sonra çıkması]

 

> Akit yapıldıktan sonra oluşan yün de kırkılmamışsa hayvanla birlikte geri verilir.

> Kırkılmışsa [ne olur? Bu konuda iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]:

 

Tıpkı anasından doğum yoluyla ayrılan yavrunun durumun- ~ da olduğu gibi bu yün de geri verilmez. Bu, Kadı Hüseyin'in fetvalarında yer alan ve Harezml'nin de kabul ettiği, eşŞerhu'l-kebir'de de tek görüş olarak nakledilmiş olan hükümdür.

 

[İkinci görüş]

 

Ancak yünün yavruya kıyas edilmesi "müşteri kırkılmamış yünü de satıcıya geri verilmez" diye hükmetmeyi gerektirirdi. Nitekim Kadı Hüseyin Ta'lik adlı eserinde bunu tek görüş olarak nakletmiş, hayvan satın alındıktan sonra oluşan sütü de buna kıyas etmiştir.

 

İlk görüş her ne kadar "bu, hayvanın kilolanması gibidir" diye delillendirilmişse de Hocamız

Zekeriya el-Ensarl'nin de belirttiği üzere ikinci görüş daha uygundur. İbnü'r-Rif'a da yalnızca bu görüşü zikretmekle yetinmiştir. Bulkini bunun en doğru görüş olduğunu belirtmiştir.

 

13. Arazi satımında araziye tabi olan pırasa vb. bitkilerin rakit sonrasında oluşan] kökleri [müşteri araziyi kusur sebebiyle geri verdiğinde] müşterinin olur; çünkü bu sonradan çıkan kökler araziye tabi değildir. Nitekim bunların görünen kısımları da akdin başlangıcında arazi satımına dahil olmazlar.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

J. KUSURLU MALI GERİ VERMEYE ENGEL TEŞKİL ETMEYEN TASARRUFLAR