MUĞNİ’L-MUHTAC

FARZ ORUCU TERK

 

2. RAMAZAN ORUCUNU TERK ETMEYİ MUBAH KILAN DURUMLAR

 

Hasta oruç tuttuğunda oruç sebebiyle şiddetli bir zarara uğrayacaksa orucu terk etmesi mübahtır.

Uzun ve mübah bir yolculuğa çıkan kişinin orucu terk etmesi de mübahtır.

Güne oruçlu başlayan kişi [gün içinde] hastalansa orucunu bozar.

Güne oruçlu başlayan kişi [gün içinde] yolculuğa çıksa orucunu bozamaz.

 

Yolcu ve hasta güne oruçlu olarak başlasalar sonradan oruçlarını bozmak isteseler bunu yapmaları dıizdir. [Bu durumda iken kişi orucunu bozmayıp] ikamet etse ve iyileşse, doğru olan görüşe göre orucunu bozması haram olur.

 

Yolcu ve hasta oruç tutmadıklarında bunu kaza ederler. Hayızlı olan kadın, özürsüz yere oruç tutmayan, oruca niyet etmeyi terk eden kişi de böyledir.

 

Çocuk. gündüz vakti oruç tutarken ergenlik çağına girse bu orucunu tamamlaması farz olur. kaza etmesine gerek yoktur.

 

Çocuk, [Ramazan ayında] gündüz vakti oruç tutmazken ergenlik çağına girse veya [Ramazan ayında] gündüz vakti deli olan kişi akılIansa, kafir müslüman olsa -daha doğru olan görüşe göre- bu kimseler o günkü orucu kaza etmezler. Daha doğru görüşe göre günün geri kalan kısmında yeme içmeyi terk etmeleri de gerekmez.

 

[Bir özür yokken] haksız bir yolla orucunu bozan ve oruca niyet etmeyen kimselerin [o gün akşama kadar] yeme-içmeyi terk etmeleri gerekir.

 

Yolcu veya hasta olan ve oruçlarını bozduktan sonra özür durumları ortadan kalkan kimselerin ise yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez. Yolcu ve hastaların özürleri henüz bir şey yiyip içmeden ortadan kalksa, şayet bu kişiler geceden oruca niyet etmemişlerse mezhepte esas kabul edilen görüşe göre bu kişilerin yine yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez.

 

Daha güçlü görüşe göre ramazandan olma şüphesi bulunan [Şaban ayının otuzuncu] gününde bir şey yiyip-içen kimsenin, o günün ramazan ayına ait olduğu sabit olursa akşama kadar yiyipiçmeyi terk etmesi gerekir. Günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmek yalnızca ramazan ayına özgüdür, adak ve kaza oruçlarında geçerli değildir.

 

A. HASTAlıK

B. YOLCULUK

C. GÜNE ORUÇLU BAŞLAYAN KİŞİNİN GÜN İÇİNDE HASTA VEYA YOLCU OLMASI

D. GÜNE ORUÇLU BAŞLAYAN HASTA VE YOLCULARIN GÜN İÇİNDE ORUÇLARINI BOZMALARI

E. İKAMET EDEN YOLCUNUN VE İYİLEŞEN HASTANIN ORUÇLARINI BOZMASI

F. KAZA ORUCU

G. ORUCU TERK ETMEYİ MÜBAH KILAN ÖZÜRLERİN RAMAZAN AYINDA GÜNDÜZ SONA ERMESİ

H. ORUÇLU OLMADıKLARı HALDE İFTAR VAKTİNE KADAR YEME-İÇMEYİ TERK ETMESİ GEREKEN KİŞİLER

 

A. HASTAlıK

 

Hasta oruç tuttuğunda oruç sebebiyle şiddetli bir zarara uğrayacaksa orucu terk etmesi mübahtır.

 

Hasta kimsenin oruç tutmama ruhsatını kullanmaya niyet ederek orucu terk etmesi -nassla ve icma ile- mübahtır. Bu, oruç tuttuğunda şiddetli bir zararla karşılaşıyorsa söz konusudur. Şiddetli zarar "teyemmüm yapmayı mübah kılan zarar"dır. Bu eş-Şerhu'l-kebir, eşŞerhu's-sağirve er-Ravda'da yer alan ifadedir. EI-Muharrer'in ifadesi ise şöyledir: "Oruç kendisine zor gelen veya oruç sebebiyle şiddetli bir zararla karşılaşan hastanın oruç tutmaması mübahtır". [Bu ifadede veya denilmiş olması] iki durumdan birinin bulunmasının orucu terk için yeterli olduğu anlamına gelmektedir ki İsnevl'nin de belirttiği üzere doğru olan budur.

 

[*] - Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

 

> Kendinizi öldürmeyin; şüphesiz ki Allah size karşı çok merhametlidir. [Nisa, 29]

> Kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın. [Bakma, 195]

 

Kişi haksız bir fiil sebebiyle hasta olsun ya da böyle bir fiil olmaksızın hasta olsun fark etmez.

 

Şayet hastalık [bir gelip bir giden türden değil de] sürekli ise kişi geceden oruç tutma niyetini terk edebilir. Şayet bir vakit sıtma tutup biraz sonra geçmesi durumunda olduğu gibi gelip-giden türden bir hastalık söz konusu ise bakılır:

 

[a] - Kişi oruca başlama anında hasta ise oruca niyet etmeyi terk etmesi caizdir.

 

[b] - Oruca başlama anında hasta değilse oruca niyet etmesi gerekir. Hastalık yeniden gelir de kişi orucu bozmaya ihtiyaç duyarsa orucunu bozar. Kişi ölmekten korkuyorsa orucunu bozması farz olur. Gazall ve diğer bazıları bunu açık olarak ifade etmiş, Ezrai de bunu tek görüş olarak kabul etmiştir.

 

Şiddetli açlık ve susuzluk durumunda olan kişi hakkında hastaya ait hükümler geçerlidir.

 

 

B. YOLCULUK

 

Uzun ve mübah bir yolculuğa çıkan kişinin orucu terk etmesi de mübahtır.

 

Uzun-mübah bir yolculuğa çıkan kişinin orucu terk etmesi mübahtır. Bu konu üzerindeki açıklamalar "yolcunun namazı" bölümünde geçmişti.

 

Kişi yolculukta oruç tutmaktan dolayı bir zararla karşılaşıyorsa oruç tutmaması daha iyidir. Bir zararla karşılaşmıyorsa oruç tutması daha iyidir.

 

Bazı son dönem alimlerinin görüşünün aksine bu konuda yolculuğa devam eden [yani bilfiil yolculuk halinde olan] kişi ile böyle olmayan arasında fark yoktur.

 

Bu Ramazan ayında farz olan eda orucu ile ilgilidir. Derhal tutulması gereken kaza orucuna gelince daha doğru görüşe göre bunun yolculuk halinde terk edilmesi mübah değildir. Yine ramazan ayında oruç tutmayı adayan ve yolculuğa çıkan kişinin de orucunu bırakması mübah değildir. Bunu Beğavı fetvalarında söylemiş, Rafii ve Nevevi de kabul etmişlerdir.

 

 

C. GÜNE ORUÇLU BAŞLAYAN KİŞİNİN GÜN İÇİNDE HASTA VEYA YOLCU OLMASI

 

Güne oruçlu başlayan kişi [gün içinde] hastalansa orucunu bozar.

Güne oruçlu başlayan kişi [gün içinde] yolculuğa çıksa orucunu bozamaz.

 

Güne oruçlu başlayan mukim bir kimse [gün içinde] hastalansa, orucu bozmayı mübah kılan bir durum bulunduğundan orucunu bozar.

 

Güne oruçlu başlayan kişi [gün içinde] yolculuğa çıksa orucunu bozamaz; çünkü bu, içinde ikamet ve yolculuğun birlikte bulunduğu bir ibadet olduğundan ikamet yönüne öncelik verilmiştir; çünkü aslolan odur.

 

Kişi oruca niyet ettikten sonra geceleyin yolculuğa çıksa, tan yerinin ağarmasından önce "yolcunun namazını kısaltabilmesi için dikkate alınan mesafeyi" geçerse orucunu bozar, aksi takdirde bozamaz.

 

 

D. GÜNE ORUÇLU BAŞLAYAN HASTA VE YOLCULARIN GÜN İÇİNDE ORUÇLARINI BOZMALARI

 

Yolcu ve hasta güne oruçlu olarak başlasalar sonradan oruçlarını bozmak isteseler bunu yapmaları caizdir.

 

Yolcu ve hasta kimseler güne oruçlu başlasalar daha sonra [gün içinde] oruçlarını bozmak isteseler bunu yapmaları [caiz olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Bunu yapmaları caiz olur; çünkü özür durumları devam etmektedir.

 

[İkinci görüş]

 

[Zayıf] bir görüşe göre ise bu caiz değildir. Bu "namazı tam kılmaya niyet eden kişi"ye benzer ki bu kişinin namazı kısa kılması caiz değildir.

 

İlk görüşte olanlar arada şu farkın bulunduğunu belirtmişlerdir: Kişi namazı kısaltmakla, yüklendiği "namazı tamamlama" görevini başka bir bedele başvurmaksızın terk etmiştir. Orucun ise bir bedeli bulunmaktadır ki bu bedel de kazadır.

 

Yolcunun bu durumda orucunu bozması -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- mekruh değildir. Er-Ravda' da belirtilen iki görüşten biri de budur, İbnü'l-Mukri de bu görüşü tercih etmiştir.

 

Ruhsata göre hareket etmenin caiz olması için buna niyet etmek şarttır. Bu -Beğavi ve diğer bazı alimlerin belirttiğine göre- ihrama girdikten sonra bir engelle karşılaşan [muhsar olan] ve ihramdan çıkmak isteyen kimsenin durumu gibidir.

 

Nevevi'nin orucu bozmalarının caiz olduğunu genel bir ifade ile söylemesinden "bu kişiler oruçlarını tamamlamayı adamış olsalar bile oruçlarını bozmaları caizdir" gibi bir anlam çıkmaktadır. Nitekim Ruyani'nin babası bunu açık olarak ifade etmiştir. Çünkü bir şeyi dinin gerekli kılması kişinin [adakta bulunmak suretiyle] kendisinin gerekli kılmasından daha güçlüdür. 

 

 

E. İKAMET EDEN YOLCUNUN VE İYİLEŞEN HASTANIN ORUÇLARINI BOZMASI

 

[Bu durumda iken kişi orucu nu bozmayıp] ikamet etse ve iyileşse, doğru olan görüşe göre orucunu bozması haram olur.

 

Yolcu ikamet ederse ve hasta iyileşirse bunların oruçlarını bozmaları [haram olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Doğru olan görüşe göre oruçlarını bozmaları haramdır; çünkü orucu bozmayı mübah kılan durum ortadan kalkmıştır.

 

[İkinci görüş]

 

Oruçlarını bozmaları -günün başında bozmalarına kıyasla- haram olmaz. Bu yüzden güne [mukım iken] oruçlu başlayan, sonradan yolculuğa çıkan kişi orucunu bozamaz.

 

 

F. KAZA ORUCU

 

Yolcu ve hasta oruç tutmadıklarında bunu kaza ederler. Hayızlı olan kadın, özürsüz yere oruç tutmayan, oruca niyet etmeyi terk eden kişi de böyledir.

 

1. KİMLER ORUÇLARINI KAZA ETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

2. KİMLER ORUÇLARINI KAZA ETMEKLE YÜKÜMLÜ DEĞİLDİR?

3. ORUCU KAZA ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNUP BULUNMADIĞINDA İHTİLAF EDİLEN KİMSELER

 

1. KİMLER ORUÇLARINI KAZA ETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

 

[1,2] - Yolcu ve hasta kimseler oruç tutmadıklarında kaza ederler.

Bunun delili şu ayettir:

 

"Hasta veya yolcu olup da [orucunu tutamayanlar, tutamadıklan] gün sayısınca başka günlerde oruç tutarlar. [Bakara. 184]

 

[3] - Hayızlı kadın da tutamadığı oruçları kaza eder. Bu konuda icma vardır. Bu mesele tekrar edilmiştir; çünkü daha önce "hayız" konusunda da geçmişti.

 

[4] - Loğusa kadın da bu konuda hayızlı kadın hükmündedir.

 

[5] - Bir özrü bulunmadığı halde oruç tutmayan kişi de orucunu kaza eder; çünkü özrü bulunan kişinin orucu kaza etmesi farz kılındığına göre özrü olmayan kişinin kaza etmesi haydi haydi [evleviyetle] farzdır.

 

[6 - Kasten veya yanılarak oruca niyet etmeyen kimse de orucu kaza eder; çünkü bu kişi oruç tutmamıştır. Zira orucu n geçerliliği niyete bağlıdır.

 

[7] - Bayılma sebebiyle kaçırılan oruçların da kazası gerekir. Çünkü bayılma da bir tür hastalık olduğundan ayetteki "hasta olanlar" ifadesinin kapsamına girmektedirler. Oruç bu meselede namazdan farklıdır; çünkü namaz sürekli tekrar ettiğinden baygın kimsenin namazı kaza etmesinde zorluk vardır. Bayılma, delirmeden de farklıdır; çünkü bayılma delirmeden daha hafif bir durumdur. Bu yüzdendir ki peygamberlerin bayılması mümkün olduğu halde delirmesi mümkün değildir.

 

[8] - Dinden dönen kişi de daha sonra müslümanlığa yeniden dönerse oruçlarını kaza etmekle yükümlüdür; çünkü müslüman olmakla oruç farziyetini yüklenmiştir, orucu eda edebilecek güce de kavuşmuştur. Bu kişi abdestini bozan, abdestini alıp namaz kılması gereken kimseye benzer.

 

[9] - Sarhoş kimsenin de kaçırdığı orucu kaza etmesi gerekir.

 

 

2. KİMLER ORUÇLARINI KAZA ETMEKLE YÜKÜMLÜ DEĞİLDİR?

 

[1] - Aslen [yani başlangıçtan itibaren] kafir olan bir kimse [müslüman olduğunda] orucu kaza etmesi gerekmez. Bu konuda icma vardır.  Çünkü bunun farz olması insanları İslam' dan uzaklaştırır.

 

[2,3] - Çocuk [buluğa erdikten sonra] ve deli de [akıllandıktan sonra, çocukluk ve delilik dönemindeki] oruçlarını kaza etmekle yükümlü değildir. Çünkü bu iki durumla içiçe olan kimseden [deli ve çocuktan] yükümlülük kaldırılmıştır.

 

 

3. ORUCU KAZA ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNUP BULUNMADIĞINDA İHTİLAF EDİLEN KİMSELER

 

[1] - Bir kimse İslam dininden dönse sonra da delirse, [2] - veya önce sarhoş olup sonra delirse,

 

EI-Mecmu'da daha doğru kabul edilen görüşe göre birinci durumda bütün oruçları kaza etmesi ikinci durumda da sarhoş geçirilen günlerin kaza edilmesi gereklidir; çünkü sarhoşluğun aksine mürtedliğin hükmü süreklidir.

 

 

G. ORUCU TERK ETMEYİ MÜBAH KILAN ÖZÜRLERİN RAMAZAN AYINDA GÜNDÜZ SONA ERMESİ

 

1. ÇOCUĞUN ORUÇLU İKEN ERGENLİK ÇAĞINA GİRMESİ

2. ÇOCUĞUN ORUÇSUZ İKEN ERGENLİK ÇAĞINA GİRMESİ, DELİNİN AKILLANMASI, KAFİRİN MÜSLÜMAN OLMASI

 

1. ÇOCUĞUN ORUÇLU İKEN ERGENLİK ÇAĞINA GİRMESİ

 

[Gerek erkek gerekse kız olsun] çOCUk gece oruca niyet ederek oruç tutmaya başladığı gün gündüz vakti buluğa erse orucunu tamamlaması gerekir. Çünkü ibadet esnasında o ibadetin farz olmasına ehil kimselerden olmuştur. Bu, nafile oruç tutmaya başladıktan sonra o orucu tamamlama adağında bulunan kimsenin durumuna benzer.

 

Bu çocuğun orucunu kaza etmesine gerek yoktur.

 

Yukarıdaki her iki hüküm de daha doğru olan görüşe göredir. Zayıf olan bir başka görüşe göre ise oruçlu olan çocuk bu halde iken ergenlik çağına girdiğinde orucunu tamamlaması [farz değil] müstehaptır. Bu orucunu kaza etmesi gerekir.

 

ilk görüşe göre çocuk ergenlik çağına girdikten sonra cinsel ilişkide bulunsa keffaret gerekli olur. ikinci görüşe göre ise keffaret gerekmez.

 

 

2. ÇOCUĞUN ORUÇSUZ İKEN ERGENLİK ÇAĞINA GİRMESİ, DELİNİN AKILLANMASI, KAFİRİN MÜSLÜMAN OLMASI

 

a. Gün içinde oruca ehil hale gelen kişinin o günün orucunu kaza etmesi gerekir mi?

 

> Çocuk Ramazan gününde oruç tutmazken ergenlik çağına girse,

> Deli olan kişi akıllansa,

> Kafir müslüman olsa,

 

[Bu kimselerin o günün orucunu kaza etmeleri gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre bu kişilerin oruçlarını kaza etmeleri gerekmez; çünkü edanın sığabileceği kadar bir zaman süresince oruç tutmaları mümkün olmadığından buna bağlı olarak geri kalan kısmı [kaza ederek] tamamlamak mümkün değildir. Bu, vaktin başında bir rekat kılabilecek kadar bir zamana yetişen, daha sonra deliren kişinin durumuna benzer.

 

[İkinci görüş]

 

Diğer bir görüşe göre ise bu kişilerin o günün orucunu kaza etmeleri gerekir; çünkü farz olan vaktin bir bölümüne yetişmişlerdir. Bu orucun ancak bir günlük oruçla yerine getirilmesi mümkündür, dolayısıyla bu kaza ile tamamlanır. Bu, bir müddün bir kısmı için bir günlük ceza, orucu tutulmasına benzer.

 

b. Gün içinde oruca ehil hale gelen kişinin günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmesi gerekir mi?

 

Yukarıda sayılan üç kişinin günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri [gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır: ]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre bunların günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez; çünkü bir özür sebebiyle orucu terk etmişlerdir. Bu yönüyle onlar yolcu ve hastalar hükmündedir. Ancak vaktin saygınlığından dolayı ve görüş ayrılığından kurtulmak için bunu yapmak müstehaptır.

 

[İkinci görüş]

 

Bunu yapmaları gerekir; çünkü oruç tutma vaktine yetişmemiş olsalar bile yeme-içmeyi terk etme vaktine yetişmişlerdir.

 

 

H. ORUÇLU OLMADıKLARı HALDE İFTAR VAKTİNE KADAR YEME-İÇMEYİ TERK ETMESİ GEREKEN KİŞİLER

 

1. ÖZÜRSÜZ OLARAK ORUCUNU BOZAN VE ORUCA NİYET ETMEYEN KİŞİLER

2. YOLCU VE HASTA OLAN KİMSELERİN DURUMU

3. GÜNDÜZ VAKTİ HAYIZ VE LOĞUSALIĞI SONA EREN KADINLARIN DURUMU

4. RAMAZANDAN OLMA ŞÜPHESİ OLAN GÜNDE [ŞEKK GÜNÜNDE] ORUÇ TUTMAYAN KİMSENiN DURUMU

5. GÜNÜN GERİ KALAN KISMINDA YEME-İÇMEYİ TERK ETMENİN RAMAZANA ÖZGÜ OLMASI

 

1. ÖZÜRSÜZ OLARAK ORUCUNU BOZAN VE ORUCA NİYET ETMEYEN KİŞİLER

 

Haksız bir yolla [yani bir özrü yokken] orucunu bozan kimsenin -orucunu bozması ister dinden dönmek suretiyle şer'i olarak, ister yiyip içmek suretiyle hakikaten gerçekleşmiş olsun- bir ceza olarak ve yaptığı kusurun karşılığı olarak günün geri kalan kısmında yeme içmeyi terk etmesi gerekir.

 

Geceden niyet etmeyi unutan kişinin de böyle yapması gerekir; çünkü onun niyet etmeyi unutması, ibadet işine özen göstermeyi terk ettiği hissini uyandırmaktadır. Bu da bir çeşit ihmalkarlıktır.

 

 

2. YOLCU VE HASTA OLAN KİMSELERİN DURUMU

 

a. Özür Durumları Orucu bozduktan sonra ortadan kalkan yolcu ve hasta kimselerin durumu

 

Yolcu veya hasta olan [ve bu sebeple] mesela yemek yiyerek oruçlarını bozan kimselerin özür durumları oruçlarını bozduktan sonra ortadan kalksa günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez. Çünkü ruhsat hükmünü kullandıktan sonra özrün ortadan kalkmış olmasının bir etkisi yoktur. Bu namazını kısaltarak kılan yolcunun vakit içinde mukım hale gelmesine benzer. (kıyas)

 

[Bu gerekli olmamakla birlikte yolculuğu sona eren ve hastalığı biten kişilerin] yeme-içmeyi terk etmeleri sünnettir. Şayet yemeiçmeye devam edeceklerse bu durumlarını gizlemeleri müstehaptır. Böylece haklarında yanlış bir şey düşünülmesi ve ceza uygulanmasına maruz kalmamış olurlar.

 

b. Özür durumları orucu bozmadan önce sona eren yolcu ve hastaların durumu

 

Yolcu ve hastaların özür durumları mesela bunların bir şey yiyerek oruçlarını bozmalarından önce sona erse, bu kişiler de geceden oruca niyet etmemiş olsalar [günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri gerekir mi? Bu konuda iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Mezhepte esas alınan görüşe göre bunların yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez; çünkü niyet etmeyen kişi gerçek anlamıyla oruç tutmayan kişidir. Şu halde bunlar yemek yemiş kimseler gibidirler.

 

[İkinci görüş]

 

[Zayıf] bir görüşe göre [Ramazan] gün[ün]ün saygınlığı sebebiyle yeme-içmeyi terk etmeleri gerekir.

 

Bazı alimler ilk görüşü tek görüş olarak ittifakla benimsemişlerdir.

 

Nevevi "niyet etmemişlerse" ifadesiyle "niyet edip güne oruçlu başlamaları" durumunu dışarıda bırakmıştır. Çünkü bu durumda günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri gerekir.

 

 

3. GÜNDÜZ VAKTİ HAYIZ VE LOĞUSALIĞI SONA EREN KADINLARIN DURUMU

 

Hayızlı ve loğusa kadınlar gün içinde temizlenirlerse; doğru olan görüşe göre günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri gerekmez.

 

 

4. RAMAZANDAN OLMA ŞÜPHESİ OLAN GÜNDE [ŞEKK GÜNÜNDE] ORUÇ TUTMAYAN KİMSENiN DURUMU

 

Ramazan ayından olma şüphesi bulunan günde mesela bir şey yiyip içen kimse, şayet orucun farz olmasına ehil kimselerden ise ve daha sonra o günün ramazan ayından olduğu sabit olursa günün geri kalan kısmında yeme içmeyi terk etmesi [gerekir mi? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü olan görüşe göre yeme içmeyi terk etmesi gerekir; çünkü o gün oruç tutması aslında farzdı. Ancak o, bugünün ramazan ayından olduğunu bilmiyordu. Günün ramazan ayına ait olduğu anlaşılınca geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmesi gerekir.

 

[İkinci görüş]

 

Bir özür bulunduğu için yeme-içmeyi terk etmesi gerekmez. Bu, bir şey yiyip içtikten sonra yolculuğu sona eren yolcunun durumuna benzer.

 

İlk görüşte olanlar buna şöyle cevap vermişlerdir: Yolcu, içinde bulunduğu günün ramazan ayından olduğunu bildiği halde onun yiyip içmesi mübahtır. Ramazandan olma şüphesi bulunan gün ise böyle değildir.

 

Şüpheli gündekişi bir şey yiyip içmemişken o günün ramazandan olduğu anlaşılsa -el-Kifaye adlı eserin ifadelerinin gösterdiğine göre- o kişinin yeme-içmeyi terk etmesinin gerekli olduğunu alimlerin çoğunluğu tek görüş olarak benimsemiştir.

 

Not:   Burada "ramaiandan olma şüphesi bulunan gün [yevm-i şekk]" ifadesi insanlar ayın görüldüğüne dair söylentileri konuşsunlar yahut konuşmasınlar Şaban ayının otuzuncu gününü ifade etmektedir. İçinde oruç tutmanın haram olduğu gün ise bundan farklıdır.

Yeme-içmeyi terk etmesi istenen kişi farz olan bir şeyi yaptığından dolayı sevap alır. EI-Mecmu'da "daha doğru" olarak belirtilen görüşe göre bu, şer'! bir oruç sayılmaz.

 

 

5. GÜNÜN GERİ KALAN KISMINDA YEME-İÇMEYİ TERK ETMENİN RAMAZANA ÖZGÜ OLMASI

 

[Oruçlu olmayan kimse için belirli hallerde] günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmek yalnızca ramazan ayına özgüdür, adak ve kaza oruçlarında geçerli değildir. Buna göre -[Ramazan ayı dışında oruç tutulan gün için] vaktin şerefi söz konusu olmadığından- adak ve kaza orucunu bozan kimselere keffaret gerekmediği gibi günün geri kalan kısmında yeme-içmeyi terk etmeleri de gerekmez. EI-Mecmu'da alimlerimizin bu konuda ittifak ettiği belirtilmiştir. İsnevi ise Buveytl'nin eserinde Şafii'nin açık ifadesine göre tüm bu oruçlarda günün geri kalan kısmında yeme-içmenin terk edilmesi gerektiğini rivayet etmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

1. FİDYE VERMESİ GEREKMEYEN KİŞİLER