MUĞNİ’L-MUHTAC

KÜSUF VE HUSUF NAMAZI

 

2. GÜNEŞ VE AY TUTULMASI NAMAZLARININ KıLINIŞI

 

A. EN ASGARİ ŞEKLİ

B. EN KAMİL ŞEKLİ

 

A. EN ASGARİ ŞEKLİ

 

Kişi "güneş [veya ay] tutulması namazı kılma niyetiyle" namaza başlar. Fatiha okur ve rüku yapar. Sonra rüku'dan doğrulur [ikinci defa kıyam yapar]. [İkinci kıyamda] Tekrar fatiha okur sonra rüku yapar, sonra rükudan doğrulur, sonra secdeye gider. Böylece bir rekat tamamlanmış olur. Daha sonra ikinci rekatı da bu şekilde kılar.

 

Tutulma devam ediyor diye üçüncü bir rüku daha eklemek, yahut tutulma sona erdi diye iki rükudan eksik yapmak -daha doğru olan görüşe göre- caiz olmaz.

 

 

A. KILINIŞI

 

Güneş ve ay tutulması namazlarının kılınışının en asgari şekli şudur:

 

1. Kişi "güneş veya ay tutulması namazına" niyet ederek namaza başlar.

 

Bu niyet daha önce "namazın kılınışı" konusunda el-Minhac metninde şu şekilde geçmiştir: "Bir sebebi bulunan nafile namaz kılınırken bunun hangi sebeple kılındığı belirlenmelidir" .

 

Daha önce geçtiği için bu konu tekrarlanmıştır. Nafile namazlarda niyet konusu daha önce geçtiği için Nevevi bayram namazı ve yağmur duası namazlarında niyet konusuna temas etmemiş ancak güneş ve ay tutulması namazlarının en asgarı şeklini belirtmek için niyet meselesine temas etmiştir.

 

2. Kişi namaza başlama duasını okuyup euzü çektikten sonra Fatiha suresini okur, rükıl yapar, daha sonra rükıldan başını kaldırıp doğrulur. Sonra tekrar fatiha suresini okur ve birincisinden daha kısa şekilde ikinci defa rükıl yapar. Daha sonra ikinci defa rükıldan kalkar.

 

3. Kişi gerek birinci rükıldan gerekse ikinci rükıldan doğrulduktan sonra -er-Ravda ve Ash.i'r-Ravda'da belirtildiği üzere- Semiallahu limen hamideh, Rabbena leke'l-hamd cümlesini söyler. EI-Mecmu'da bunlara ek olarak hamden tayyiben ... ifadeleri de yer almaktadır.

 

Maverdı ise şöyle demiştir: Kişi birinci rükndan doğrulduktan sonra bu cümleleri söylemez, tekbir getirerek rükudan doğrulur. Çünkü birinci rükndan doğrulma (kıyamdır], itidal doğrulması değildir.

 

Nevevl'nin ilk doğrulmayı "yükselme [ref]", ikinci doğrulmayı "itidal" diye belirtmesi de bu görüşe meylettiğini göstermektedir. Çünkü birinci rükudan doğrulmaya itidal denmez. (Şirbini) )

 

Birinci görüş tercihe şayan olan görüştür.

 

4. Kişi daha sonra iki defa secde yapar. Organlarının sakin kalması gereken durumlarda bunu yapar [tuma'nine].

 

Bunları yapınca birinci rekatı tamamlamış olur. Daha sonra ikinci rekatı da bu şekilde kılar.

 

Bunun delili, Buhari ve Müslim'in "fatiha okuma" konusundan bahsetmeksizin yaptıkları rivayettir.

 

Alimlerin "bu, güneş ve ay tutulması namazının en asgari şeklidir" şeklindeki ifadeleri [iki farklı şekilde yorumlanabilir]

 

[1] - [Bu ifade] "kişi güneş ve ay tutulması namazını bu şekilde fazla rüku ve kıyam yaparak kılmaya niyet ettiğinde en azından böyle kılmalıdır" şeklinde yorumlanır. Çünkü el-Mecmu'da nakledildiğine göre alimlerimizin görüşlerinden şu sonuç çıkmaktadır: "Kişi, güneş ve ay tutulması namazını öğle namazının sünneti gibi kılsa bu sahih olur. Bununla birlikte daha faziletli olan davranışı terk etmiş olur".

 

[2] - Yahut da bu ifade "kamil olan namazın en asgarisi" şeklinde yorumlanır.

 

 

B. RÜKU EKLEME VEYA RÜKU SAYISINI AZALTMA

 

[Güneş ve ay tutulması namazlarına fazladan rüku eklenebilir mi, iki rükudan biri azaltılabilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre, diğer namazların rükünlerine ekleme veya azaltma yapılamadığı gibi, güneş veya ay tutulması uzayınca namaza üçüncü bir rüku veya daha fazla bir rüku eklemek de olmaz. Yine güneş ve ay tutulmasının sona ermesi sebebiyle, iki rükulu olarak kılınmaya niyet edilen namazdan rüku eksiltilemez.

 

[İkinci görüş]

 

Diğer görüşe göre ise fazladan rüku eklenebileceği gibi iki rükudan biri de azaltılabilir.

 

[a] - Fazladan eklenebileceğinin delili şudur:

 

[*] - Nebi (s.a.v.) her bir rekatında üç rüku bulunacak şekilde iki rekatlık namaz kılmıştır. (Müs!im, Küsuf 2093)

 

[*] - Yine Müslim'de Nebi {s.a.v.)'in dört rüku ile kıldığı rivayeti de vardır.

 

[*] - Bir başka rivayette ise beş rüku ile kıldığı söylenmiştir.

Bunu Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud ve Hakim rivayet etmiştir. (Ebu Davud, Salat, 1182; Hakim, Küsuf, I, 333)

 

Bu farklı rivayetler ancak "tututma devam ettiği için fazladan rüku eklenmiştir" yorumu yapılarak birleştirilebilir.

 

İlk görüşte olanlar buna şu şekilde cevap vermişlerdir: Nebi (s.a.v.}'in bu namazları iki rüku ile kıldığına dair rivayet Buhari ve Müslim'de yer almaktadır. Bu rivayetler daha meşhur ve sahih olduğundan diğer rivayetlere tercih edilir.

 

İmam Şafii (r.a.)'nin ve daha sonra Buharl'nin de tercihi bu şekildedir.

 

Subki şöyle demiştir: Bu yorum, şayet tüm bu farklı rivayetler tek bir olay ile ilgili ise kabul edilir. Şayet farklı rivayetler farklı olaylar ile ilgili ise zaten arada bir çelişki yoktur.

 

Bu konuda [yani Nebi (s.a.v.)'in bu namazı kaç defa kıldığı konusunda] görüş ayrılığı vardır.

 

[1] - Bazıları Nebi (s.a.v.)'in birden fazla güneş ve ay tutulması namazı kılmadığını söylemişlerdir. Hadislerin tümü Nebi (s.a.v.)'in, oğlu İbrahim (r.a.)'in vefat ettiği gün kıldırdığı güneş tutulması namazından bahsetmektedir. Olay birden fazla olmadığından yukarıdaki farklı hadisler "Nebi (s.a.v.) farklı şekillerde kılmanın caiz olduğunu göstermek üzere farklı kılmıştır" şeklinde yorumlanamaz.

 

[2] - Bazılarına göre ise Nebi (s.a.v.) birden fazla defa bu namazı kılmıştır. Nebi {s.a.v.)'in ay tutulması namazı kıldığı da sabittir.

 

Hocamız Zekeriya el-Ensarı şöyle demiştir: Buna göre evla olan bu çelişkiyi -Subkl'nin ve diğer alimlerin işaret ettiği üzere- şöyle yorumlamaktır: Kişi namaza bu fazla rükuları ekleme niyeti ile başlarsa ekleyebilir.

 

İtimad edilecek olan görüş, çoğunluğun kabul ettiği "bu namazlara fazladan rüku eklemenin mutlak olarak caiz olmadığı" görüşüdür.

 

[b] - Tutulmanın sona ermesi sebebiyle rüku sayısının azaltılabileceğinin delili tutulmanın açılmasına kıyas edilmesidir.

 

[Soru]  Yukarıda geçtiği üzere el-Mecmu'da bu namazın öğle namazının sünneti gibi kılınabileceği belirtilmiştir.

 

[Cevap]  Bu, başlangıçta bu namazı öğle namazının sünneti gibi kılmak isteyen kimse hakkındadır.

 

[Soru]  Güneş tutulmasının devam etmesi sebebiyle fazladan rüku eklemeyi caiz görmek ikinci rekatta söz konusu olabilir. Birinci rekatta iken, iki rüku bittikten sonra da tutulmanın devam edeceğini bilmek nasıl mümkün olabilir?

 

[Cevap]  Bu mümkün olabilir. Örneğin kişi bunu bilen uzman kimselerden olabilir, onun yaptığı hesap tutulmanın uzun süreceğini ortaya koyabilir.

 

Yukarıdaki iki görüş, tutulmanın devam etmesi sebebiyle namazın iadesi konusunda da geçerlidir. Daha doğru olan görüşegöre bu yapılamaz. Bir görüşe göre -farklı rivayetlerin arasını bulmak amacıyla şöyle bir yorum yapılabilir-: "Farklı rivayetler Nebi (s.a.v.)'in farklı uygulamalarından kaynaklanmıştır" görüşüne göre bu caizdir.

 

Nevevi el-Mecmu'da el-Ümm'den şunu nakletmiştir:

Kişi güneş tutulması namazını tek başına kılsa, daha sonra bu namazı kılan bir cemaate yetişse -tıpkı farz namazlarda olduğu gibi- bu namazı cemaatle kılabilir.

 

Ezral'nin dediğine göre bu "kişi tutulma sona ermeden önce cemaati yakaladığında" söz konusu olabilir. Aksi takdirde kişi tutulma sona erdikten sonra namaza başlamış olur.

 

Güneş tutulması namazını bir cemaatle kılmış olan bir kimse bu namazı bir başka cemaatle tekrar kılabilir mi? El-Ümm'de bunun diğer farz namazlara benzetilmesinden anlaşıldığına göre kişi bunu tekrar kılabilir ki güçlü olan görüş de budur.

 

 

B. EN KAMİL ŞEKLİ

 

Bu namazın en kamil kılmış şekli şöyledir:

 

1) Birinci kıyamda Fatiha suresinden sonra Bakara suresini, ikinci kıyamda ise Bakara suresinin yaklaşık iki yüz ayeti uzunluğunda, üçüncü kıyamda yüz elli ayet, dördüncü kıyamda yüz ayet uzunluğunda okur.

 

2) Birinci rükuda bakara suresinin yaklaşık yüz ayet i okunacak süre boyunca tesbih eder. İkinci rükuda seksen ayet, üçüncü rükuda yetmiş ayet, dördüncü rükuda da elli ayet okuyacak kadar tesbih eder.

 

3) Daha doğru görüşe göre secdeleri uzun yapmaz.

 

Ben [Nevevi] derim ki: Doğru olan görüşe göre secdeleri de uzun yapar. Buhari ve Müslim'deki rivayete ve Şafii'nin Buveyti' de yer alan görüşüne göre kişi secdeleri de daha öncesindeki rüku kadar uzun yapar. Allah daha iyi bilir.

 

4) Bu namazın cemaatle kılınması sünnettir. İmam ay tutulması namazında kıraati açıktan yapar, güneş tutulması namazında açıktan okumaz.

 

5) Daha sonra imam Cuma namazının hutbelerinde geçen rükünleri taşıyan iki hutbe verir. Bu hutbelerde insanları tövbe etmeye ve iyilik yapmaya teşvik eder.

 

Yukarıda geçen en asgari şeklinin ötesinde bu namazın en kamil kılın ış şekli şöyledir:

 

 

A. KIRAATİN MİKTARI

 

Kişi birinci kıyamda -el-Ümm'de, Müzeni'nin ve Buveyti'nin muhtasarlarında yer alan İmam Şafii (r.a.)'nin açık ifadelerine göre- namaza başlama duası, euzu ve Fatiha'yı okuduktan sonra; şayet biliyorsa Bakara suresinin bütününü okur. Bilmiyorsa onun uzunluğunda başka bir bölüm okur.

 

İkinci kıyamda Bakara suresinin iki yüz ayeti uzunluğunda bir bölüm okur.

Üçüncü kıyamda yüz elli ayet uzunluğunda bir bölüm okur.

Dördüncü kıyamda yüz ayet uzunluğunda bir bölüm okur.

 

Bunların tümü yaklaşık olarak zikredilmiştir.

 

Bazı son dönem alimlerinin de dediği gibi gerek burada, gerekse ileride gelecek yerlerde kastedilen şey "orta uzunlukta ayetler" dir.

 

İmam Şafii (r.a.), Buveyti'nin muhtasarının bir yerinde şöyle demiştir: Kişi ikinci kıyamda AI-i İmran suresini veya onun uzunluğunda bir yeri okur, üçüncü kıyamda Nisa suresini veya onun uzunluğunda bir yeri okur, dördüncü kı ya mda Maide suresi veya omin uzunluğunda bir yeri okur.

 

Muhakkik alimler bunun bir görüş ayrılığı olmadığını, bunun örnek olarak zikredildiğini, her iki görüşteki sayıların birbirine yakın olduğunu belirtmişlerdir. Alimlerin çoğunluğu ilk görüşü benimsemiştir.

 

Subki şöyle demiştir: Konu ile ilgili rivayetlerde birinci kıyamda Bakara suresi uzunluğunda bir yerin okunması ve birinci kıyamın ikinci ve üçün-cüden uzun olması, üçüncünün de dördüncüden uzun olması yer almaktadır. Üçüncü kıyamın ikinciden kısa veya uzun olması konusunda ise bildiğim kadarıyla bir rivayet bulunmamaktadır. Bu yüzden Nisa suresinin üçüncü kıyamda, Al-i imran suresinin ikinci kıyamda okunacağının zikredilmesi uzak bir görüş değildir. ikinci kıyamda da euzü çekmek sünnettir.

 

Not:  [Ahkamü'!-Kur'an adlı tefsirin yazarı büyük alim] Ebu Bekir İbnü'l-Arabı şöyle demiştir: Bakara suresinde bin emir, bin yasak, bin hüküm ve bin haber bulunmaktadır.

 

 

B. RÜKÜLARDAKİ TESBİHLER

 

Kişi iki rekat içinde yer alan dört rüku'nun ilkinde Bakara suresinin yüz ayetini okuyabilecek bir süre kadar Allah'ı tesbih eder. İkinci rükuda seksen ayet, üçüncü rükuda yetmiş ayet, dördüncü rükuda elli ayet okuyacak kadar tesbih eder. Bunların tümü yaklaşık sayı lardır. Çünkü Şari' [hüküm koyucu olan Nebi {s.a.v.}] herhangi bir sayı belirtmeksizin rükuda uzun süre tesbih yapmıştır.

 

 

C. SECDELERİN UZUNLUĞU

 

Kişi daha doğru olan görüşe göre secdeleri uzun yapmadığı gibi, secdeler arasındaki oturuş, ikinci rükudan doğrulma ve teşehhüdü de uzun yapmaz. Er-Ravda ve el-Mecmu'da bu meseledeki görüş ayrı lı ğın ın İmam Şafii {r.a.)'nin iki görüşü arasında olduğu söylenmiştir.

 

Nevevi ise farklı bir görüş belirtmiştir. Şöyle ki:

> İbnü's-Salah'ın belirttiğine göre,

> Buhari ve Müslim'in Nebi {s.a.v.)'in kıldığı güneş tutulması namazı konusunda Ebu Musa'dan yaptıkları rivayete göre,

> İmam Şafii (r.a.)'nin Buveyfı'nin kitabındaki açık ifadesine göre;

 

Kişi secdeyi öncesindeki rüku kadar uzatır. Allah daha iyi bilir. Beğavı şöyle demiştir: Birinci secde birinci rüku kadar, ikinci secde ikinci rüku kadar uzun yapılır.

 

Nevevi er-Ravda'da bu görüşü tercih etmiştir.

 

Alimlerin sözlerinin zahirinden "imama uyanlar istemese bile imamın bu şekilde uzatmasının müstehap olduğu" anlaşılmaktadır. Bununla farz namazlar arasındaki fark bu namazların nadiren kılınıyor olmasıdır. Ezrai bu konuda bazı farklı ihtimalleri belirtmiştir, bunlar arasında güçlü olanı belirttiğimizdir.

 

 

D. CEMAATLE KILINMASI

 

Bu namazın cemaat halinde kılınması sünnettir. Çünkü Buhari ve Müslim' de konu ile ilgili rivayet bulunmaktadır.

 

Bu namaza çağırmak için "toplu olarak namaza!" şeklinde bir duyuru yapılması sünnettir. Nitekim Nebi (s.a.v.) cemaat halinde güneş tutulması namazı kıldırmadan önce "toplu olarak namaza!" şeklinde duyuruda bulunmak üzere birini görevlendirmiştir. (Müslim, Küsuf, 2110)

 

Tek başına olan kişinin, köle, kadın ve yolcunun da -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- bu namazı kılması sünnettir.

 

Güzel görünüşlü [gösterişli] olmayan kadınların imam la kılınan bu namaza katılmaları sünnettir. Gösterişli kadınlar ise evlerinde tek başlarına kılarlar. Şayet kadınlar bu namazı kılmak üzere bir araya gelirse bunda bir sakınca yoktur.

 

Bu namazın, bayram namazı vb. gibi benzer namazlarda olduğu gibi camide kılınması sünnettir. (Buhari, Ezan, 873)

 

 

E. KIRAATİN AÇiK VEYA GİZLİ OLMASI

 

Gerek imam, gerekse tek başına namaz kılan kimsenin;

 

[a] - Ay tutulması namazında kıraati açıktan yapmaları menduptur. Çünkü bu gece kılınan veya bu kapsamda değerlendirilen bir namazdır. Bu konuda icma vardır.

 

[b] - Güneş tutulması namazında ise kıraat açıktan yapılmayıp gizli yapılır. Çünkü bu gündüz namazıdır.

 

[*] - Buhari ve Müslim'in Hz. Aişe'den yaptıkları rivayete göre Nebi (s.a.v.) küsuf namazında kıraati açıktan yapmıştı. (Buhari, Küsuf, 1065; Müslim, Küsuf, 2090)

 

[*] - Tirmizi'nin Semure'den rivayetine göre o şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.) küsuf namazı kıldırdı. Kendisinden hiçbir ses işitmedik. (Tirmizi, Ebvabü's-salat, 562. Tirmizi: hasen-sahihtır)

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Bu iki rivayet şöyle birleştirilir: Nebi (s.a.v.)'in kıraati gizliden okuduğu namaz güneş tutulması namazı, açıktan okuduğu namaz ise ay tutulması namazıydı.

 

 

F. İMAMIN HUTBE VERMESİ

 

imamın -tıpkı bayram namazında olduğu gibi- güneş veya ay tutulması namazı kıldırdıktan sonra hutbe vermesi menduptur. Bu konuda rivayet bulunmaktadır.

 

Bu hutbeler, Cuma namazına kıyasla oradaki iki hutbe gibidir.

Hutbenin şartları ve sünnetleri konusunda ise bayram hutbesi konusundaki hükümler geçerlidir.

 

Hutbe -yolcu bile olsalar- cemaatle namaz kılan kimseler için sünnettir, tek başına kılan için sünnet değildir.

 

Nevevi'nin sözünden imamın hutbede tekbir getirmeyeceği anlaşılmaktadır ki doğru olan da budur; çünkü buna dair bir rivayet bulunmamaktadır. Yine bir hutbenin yeterli olmayacağı anlaşılmaktadır ki ilgili rivayetlerden anlaşılan da budur.

 

ibnü'r-Rif'a'nın, Bendenkl'nin Buveytl'den aktardığı sözden anladığı ve bir grup alimin de kabul ettiği görüş ise reddedilmiş ve bir grup alim "Buveytı'nin ibaresinden bu anlaşılmaz" demişlerdir.

 

İmam bu iki hutbede dinleyenleri günahlardan tövbe etmeye ve sadaka vermek, dua etmek, istiğfar etmek, köle azat etmek gibi iyilikler yapmaya teşvik eder. Çünkü Buhari ve diğer kitaplarda bu emredilmiştir. (Buhari, Küsuf, 1143; Müslim, Küsuf, 2086; Nesai, Küsuf, 1473)

 

İmam cemaati kendini beğenmek ve gaflete düşmekten sakındım. Onlara her bir zaman diliminde o zamana uygun olan şeyleri teşvik etmek ve sakındırmak suretiyle hatırlatmalarda bulunur.

 

Ezrai'nin dediğine göre "hutbenin müstehap olması" hükmünden şu durum istisna edilir: İmam namazı valinin bulunduğu bir yerde kıldınyar ve ancak validen emir alması halinde hutbe veriyorsa ondan izin almadan hutbe vermesi müstehap olmaz. Böyle bir durum söz konusu değilse imamın hutbeyi terk etmesi mekruhtur. Ezra! bunun benzeri bir görüşü yağmur duası namazında da zikretmiştir. Cuma namazı konusunda şu açıklama geçmişti: "Güneş tutulması namazı için gusletmek sünnettir". Saçları kazımak ve tırnakları kesmek gibi temizliklere gelince; bu namaz için bu temizlikleri yapmak -Yemenli bazı alimlerin açık ifadesine göre- sünnet değildir. Çünkü bunlarla uğraşmak vakti daraltır. Öyle anlaşılıyor ki kişi bu namaza da yağmur duası namazına kıyasla günlük elbisesiyle gider. Çünkü duruma uygun olan davranış budur. Bu konuya temas eden birini görmedim.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. NAMAZA SONRADAN GELEN KİŞİNİN DURUMU