KABİR ALEMİ es-Suyuti |
KABİR AZABINDAN KURTARAN
ŞEYLER
1- Taberani el-Kebır'de Hakim-i Tirnıizi Nevadir
el-Usul'de isbehani Terğib'de Abdurrahman bin Semure (r.a.)'den rivayet ettiklerine
göre, şöyle demiştir: Bir gün Resulullah (s.a.v.,) yanımıza geldi. Buyurdu ki:
Dün akşam acayip bir şey gördüm. Ümmetimden, ruhunu almak için kendisine
melek'ül-mevt gelen bir adam gördüm. Onun, ana babasına yaptığı iyilikler, o
meleği çevirdiler.
Ve ümmetimden, kabir
azabına kapılmış bir adam gördüm. Onun aldığı abdestler gelip o azaptan onu
kurtardılar.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm, şeytanlar etrafını sarmıştılar. Onun Allah'a yaptığı zikir geldi, onu
onların arasından kurtardı.
Ve ümmetimden, azap
meleklerinin etrafını sardığı bir adam gördüm. Namazı gelip onu, onların
elinden kurtardı.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm, susuzluktan ağzını açmıştı. Vardığı her havuzdan kovuluyordu. Sonra
orucu gelip ona su verdi, onu doyurdu.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm; yanında Nebiler halka halka oturmuştular. O adamın, yaklaştığı her
halka onu kovuyordu. Sonra cenabetten yıkanması geldi, elinden tutup onu yanıma
oturttu.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm, önü karanlık, arkası karanlık, sağı karanlık, solu karanlik, altı
karanlık, üstü karanlık O karanlıklar içinde şaşırmıştı, sonra Hacc ve Umresi
gelip onu o karanlıklardan kurtardılar. Etrafını nurlarla doldurdular
Ve ümmetimden bir adam
gördüm, müminlerle konuşur. Onlar onunla konuşmazdı. Sıla-i rahim geldi, ''Ey
müminler cemaati! onunla konuşun'' deyince onunla konuşmaya başladılar.
Ve ümmetimden birisini
gördüm, eliyle ateşin alev ve kıvılcımlarını yüzünden kovuyordu. Sonra, verdiği
sadakalar geldi, yüzüne bir örtü, başında gölgelik oldular.
Ve ümmetimden, birisini
gördüm, her taraftan gelen zebaniler onu yakalamıştılar. Adamın yaptığı emr-i
bi'l-maruf nehy ani'l-münker gelip onu onların ellerinden kurtardılar, rahmet
meleklerinin ellerine teslim ettiler,
Ve ümmetimden, bir adam
gördüm, dizleri üzerine çömelmiş. Allah ile onun arasında bir perde vardı.
Güzel ahlakı geldi, elinden tuttu. Onu Allah'ın huzuruna bıraktı.
Ve ümmetimden sahifesi,
sol eline verilmiş bir adam gördüm. Onun Allah'dan korkusu geldi, sahifesini
sağ eline verdi.
Ve ümmetimden terazisi
hafif kalmış bir adam gördüm. Yaptığı iyilikteki aşırılıklar gelip terazisini
ağırlaştırdı.
Ve ümmetimden, cehennem
kenarında olan bir adam gördüm. Allah korkusu gelip onu kurtardı. Adam ordan
geçti.
Ve ümmetimden bir adamı
ateş içinde gördüm. Dünyada Allah korkusundan akan göz yaşları gelip onu
ateşten çekti.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm. Sırat köprüsü üstünde durmuş, hurma yaprağının titrediği gibi
titriyordu. Allah'a olan hüsn-ü zannı geldi. Titremesi durdu. Adam köprüden
geçti.
Ve ümmetimden, sırat
köprüsü üstünde bir adam gördüm. Bazen yavaş yürür. Bazen sürünürdü. Bana olan
salavatları geldi, elinden tutup onu ayağa kaldırdılar ve adam geçti.
Ve ümmetimden bir adam
gördüm. Cennet kapılarına varmış, fakat kapılar ona kapalı... La ilahe illallah
şehadeti geldi, ona kapıları açtı ve onu cennete koydu.
Ve dudakları makaslanan
bir halk yığını gördüm. ''Ya Cibril kimdir bunlar?'' dedim. O, dedi ki:
''Bunlar halk arasında koğuculukla gezen insanlardır.''
Ve dillerinden asılmış,
erkekler gördüm. ''Kimdir bunlar'' dedim. Cibril dedi ki: ''Bunlar, mümin,
kadın ve erkeklere haksız olarak iftira atanlardır.''
Kurtubi dedi ki, bu
büyük bir hadistir. Resulullah (s.a.v.), özel ve korkunç hallerden kurtaran
özel amelleri onda zikretmiştir.
2- Tirmizi ve ibn-i
Mace, Mikdam bin Madikerib'den rivayet ettiklerine göre, Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: Şehidin Allah katında, altı hasleti vardır. İlk önce kanının
dökülmesinden dolayı mağfiret edilir... Cennetteki yeri ona gösterilir... Kabir
azabından kurtulur. Kıyametin korkunçluğundan emin olur.., Herbir yakutu dünya
ve içindekilerine değer bir taç başına konulur. Hurilerden yetmiş iki hanımla
evlendirilir... Akrabalarından yetmiş kişiye şefaat etme yetkisi verilir.
3- Tirmizi (hasen gördüğü
bir rivayetle), İbn-i Mace ve Beyhaki, Selman bin Sard ve Halid bin Arkata
(r.a.)'den rivayet ettiklerine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
''Kim ki, karın ağrısından ölürse, kabrinde azap görmez.''
4- Ebu Nuaym, Selman-ı
Farisi (r.a.)'den rivayet ettiğine göre; ehl-i kitap'tan bazıları İsa (a.s.)'ın
şöyle buyurduğunu haber vermişlerdir: ''Namazda kıyamın uzatılması, sırat
köprüsünden kurtulmaktır. Ve secdenin uzatılması kabir azabından
kurtulmaktır.''
5- Abid, Müsned'inde,
ibn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre, bir adama: Onunla çok sevineceğin
bir hadisi sana bağışlayayım mı demiş. Adam, ''evet'' demiştir. İbn-i Abbas
(r.a.) ''Tebareke suresini oku, ailene, çoluk çocuğuna ve komşularına öğret.
Çünkü o (kabir azabından) kurtarır. Macadele suresi ise, kıyamette Allah
huzurunda okuyucusunu müdafaa eder, onu ateşten kurtarmak ister. Onu okuyan
kişi, onunla kabir azabından kurtulur.''
6- Halef bin Hişam,
Fedailü'l-Kur'an'da, ve Hakim, sahih gördüğü bir rivayette ve Beyhaki, ibn-i
Mes'ud (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir: ''Tebareke suresi,
koruyucudur. Kabir azabından kurtarır. Azap, kabirde onu okuyanın başının ucuna
gelir. Baş der ki, benden geçemezsin, çünkü, bu başta Tebareke suresi
okunmuştur. Azap ayak ucundan gelir. Ayaklar da benden geçemezsin, bu ayaklar
Mülk suresi için çok dikilmişlerdir,'' derler.
7- Nesai, ibn-i Mesud
(r.a.)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: ''Kim Tebareke suresini her
gece okusa, Allah onunla onu kabir azabından korur. Biz Resulullah (s.a.v.)
zamanında, bu sureyi ''koruyucu'' diye isimlendirdik.
8- İbn-i Asakir
''Tarih''inde zayıf bir senedle Enes (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre,
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir adam öldü, Allah'ın kitabından
beraberinde, Tebareke suresinden başka bir şey yoktu. Kabrine konuldu. Melek
geldi. Sure, ona karşı kükredi. Melek, sen Allah'ın kitabındansın. Sana karşı
gelmek istemem. Ne sana, ne ona, ne de kendime, ne kar, ne de zarar verebilme
yetkisinde değilim. Eğer onu kurtarmak istiyorsan, Allah'a çık, ona şefaat et''
dedi. Sure Allah'a çıktı; ''Ya Rabbi bu kulun, kitabından bana dayanıp beni
öğrendi, okudu, Ben onun içinde iken onu ateşe yakıp azap verir misin? Şayet
bunu yapacak olursan beni kitabından imha et,'' dedi.
Allah ''görüyorum
kızmışsın, onu sana bağışladım. Seni ona şefaatçi kıldım'' buyurdu. Bunun
üzerine Melek, cenazeden bir şey sökemedi diye gönlü kırık olarak çıkar.
Sure gelir, ağzını
ölünün ağzına kor. ''Merhaba ey ağız, beni çokça okudun. Merhaba ey kalp beni
çokça dinledin. Merhaba ey ayaklar, beni çok taşıdınız'' der. Kabrinde vahşete
karşı ona ünsiyet verir.
Ravi dedi ki, Resulullah
(s.a.v..) bu hadisi buyurduktan sonra; Ne küçük ne büyük, ne hür ne köle hiç kimse
kalmadı, illa bu sureyi öğrendi. Resulullah (s.a.v.) bu sureye ''Münciye'' (Kurtarıcı) ismini verdi.
9- Ebu Ubeyde
''Fedail''adlı kitabında, Beyhaki ''Delail''de ibn-i Mesud (r.a.)'dan rivayet
ettiklerine göre, şöyle demiştir: Meyyit, öldüğü zaman her taraftan ateş
yakılır. Onu yakmaya başlar. Eğer ona mani olacak ameli yoksa... Bir adam öldü.
Kur'an'dan yalnız Tebareke suresini okumuştu. Azap baş tarafından geldi, sure,
''o beni okurdu'' dedi. Ayak ucundan geldi, sure ''onlar beni çok taşıdılar,'' dedi. Göğüs
tarafmdan gelmek istedi, sure ''o beni çok bellerdi'' dedi ve onu kurtardı
10- Darimi
''Müsned''inde Halid bin Madan'dan rivayet etliğini göre, şöyle demiştir: Bana
ulaştı ki, secde suresi, kabirde sahibini korur. ''Ya Rabbi eğer ben senin kitabından
isem, beni ona şefaatçi kıl, eğer kitabından değil isem beni ondan imha et''
der. Kuş şekline girer, kanatlarını açıp ona şefaat eder, onu, kalan azabından
kurtarır.
Ravi Tebareke suresi
içinde aynı şeyleri söylemiş. Onun için, Halid, onları okumadan uyumazdı.
11- Yine Darimi ve
Tirmizi, Cabir (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:
Resulullah (s.a.v.) Secde suresi ile
Mülk surelerini okumadan uyumazdı.
12- Rafii'nin de rivayet
ettiğine göre; Yemenli salih kullardan biri, bir Ölüyü defnetmiş. Halk
ayrıldığında, o, kabirden şiddetli vuruş sesleri işitmiş. Sonra, kabirden,
siyah bir köpek çıkmış. O salih, ''helak olasın, nesin sen?'' demiş. O demiş
ki: ''Ben Ölünün ameliyim'' Şeyh: ''O vuruşlar sana mıydı, ona mıydı?'' demiş.
O: ''Hayır bana idi, yanında Yasin ve benzeri sureleri gördüm, benimle onun
arasına girdiler. Böylece dövüldüm ve kovuldum.''
13- İsbehani,
''Tergib''de, İbn-i Abbas (r.a.)'dah rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: Kim, Cuma gecesi akşam namazından sonra iki rek'at namaz
kılıp, her bir rek'atta, Kur'an Fatihasını bir sefer, ''İza
zülzileti'l-ard''[Zilzal] suresini onbeş sefer okusa, Allah ona Ölüm sekeratını
kolaylaştırır. Onu kabir azabından kurtarır. Kıyamet gününde, Sırat köprüsü üstünden
de geçmeyi ona kolaylaştırır.
14- Ebu Ya'la Enes
(r.a.)'dan rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''Kim
Cuma günü ölse kabir azabından korunur.''
15- Beyhaki, îkrime bin
Halid el-Mahzumi'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: ''Kim Cuma günü veya
Cuma gecesi ölse iman üzere hayatına hitam verilir. Ve kabir azabından
korunur.''
16- Beyhaki'den;' İbn-i
Recep şöyle demiştir: Enes bin Malik (r.a.)'dan zaif bir senedle; ''Ramazan
ayında ölüler üzerinden kabir azabı kaldırılır,'' diye rivayet edilmiştir.
17- Yafii ''Ravz
er-Reyyahin''de Veli birisinden rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: ''Ben
Allah'dan kabirdekilerin makamlarını bana göstermesini istedim. Bir gece
kabirlerin yarıldığını gördüm. Bazılarının en a'Ia kumaş üstünde, bazılarının
ipek üstünde bazılarının çiçekler üstünde bazılarının koltuklar üstünde,
yattıklarını; bazılarının ağladığını, bazılarının güldüğünü gördüm.
Ben, Ya Rabbi, eğer
isteseydin, ikramda aralarını eşit tutardın, dedim. Birden kabirden bir ses: Ya
filan, bunlar amellerin dereceleridir. İşte atlas kumaşta yatanlar güzel ahlak
sahipleridir, tpek üstünde yatanlar, şehidlerdir. Reyhan çiçekleri üstünde
yatanlar, oruç tutanlardır. Tahtlar üstünde yatanlar ise, Allah yolunda
birbirini sevenlerdir. Ağlayanlar ise, günahkarlardır. Gülenler ise tevbe
edenlerdir, dedi.
BİR SONRAKİ KONU İLE
DEVAM İÇİN AŞAĞIDAKİ İSİM’E TIKLA
ÖLÜLERİN
KABİRDEKİ HALLERİ VE KABRE ALIŞMALARI