BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DUALAR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yaptığı ve Yapılmasını Emrettiği Dualar

 

193- Rifaa b. Rafi ez-Zurak! anlatıyor: Uhud günü müşrikler geri çekilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Düzgün saf tutun da Rabbime senada bulunayım" dedi. Sahabe Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ardında saf tutunca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua etti: "Allahım! Hamdın tamamı sana aittir. Birine ihsanda bulunacağın zaman buna kimse engel olamaz. Rızkım kıstığın birine de kimseler ihsanda bulunamaz. Dalalette bıraktığını kimse hidayete erdiremez. Hidayete erdirdiğini de kimse dalalete düşüremez. Vermek istemediğin birine kimse bir şey veremez. Birine bir şey vermek istediğin zaman da buna kimse engelolamaz. Uzaklaştırdığım yakınlaştıracak, yakınlaştırdığını da uzaklaştıracak kimse yoktur. Allahım! Bereketinden, rahmetinden, fazlından ve rızkından bize bolca ihsan et. Allahım! Senden kıyamet günü nimetler, korku günü emniyet diliyorum. Allahım! Verdiklerinin şerrinden ve vermediklerinin şerrinden sana sığınınm. Allahım! İmam bize sevdir ve onu kalplerimizde güzelleştir. Küfrü, fıskı ve isyam bize kerih göster ve bizi doğru yola girenlerden eyle. Allahım! Bizi Müslüman olarak cammızı al ve hüsrana uğramadan, fitnelere maruz kalmadan salih kullar arasına kat. Allahım! Peygamberlerini yalanlayan, insanları yolundan çeviren kafirleri helak et. Ey Hak ilah! Cezam ve azabım üzerlerine indir."

 

[T] Nesai (610)

 

 

 

194- Ebü Müsa el-Eş'ari bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Günahlarımı, cehaletimi, işlerimde yanılgılarımı ve benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla. Allahım! Bilerek veya bilmeyerek, hataen veya kasden yaptığım hatalarımı affet ki böylesi hataların hepsi de bende var. Allahım! Önceki ve sonraki, gizli veya açık, senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla. Zira öne alan ve erteleyen sensin. Sen her şeye kadirsin."

 

[T] Müslim (4/2087) ve Buhari (11/196).

 

 

 

195- Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Rabbim! Bana yardım et, bana karşı başkalarına yardım etme. Bana zafer ver, bana karşı başkalarına zafer verme. Kurulan tuzakları lehime çevir, aleyhime çevirme. Beni hidayete erdir ve hidayeti bana kolaylaştır. Bana saldırana karşı bana yardım et. Rabbim! Beni Sana çok şükreden, seni çok zikreden, senin azabından çok korkan, sana çok itaat eden, sadece senin için eğilen, sana yönelip yakaran bir kişi kıl. Rabbim! Tövbemi kabul et, kusurlarımı yıka (yok et), duamı kabul et, delilimi sağlam kıl, kalbime hidayet ver, dilimi doğrult, kalbimin haset ve kinini çıkar."

 

[T] Tirmizi (3551) ve Ebu Davud (1511).

 

 

 

196- İbn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Senden tertemiz bir hayat, doğruluk üzerinde bir ölüm, katına da hüsrana uğratmayan ve rezil de etmeyen bir dönüş istiyorum."

 

[T] Hakim (1/541), Bezzar (3186) ve Heysemı, Mecma (10/179).

 

 

 

197- Abdullah'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim" derdi.

 

[T] Müslim (4/2087)

 

 

 

198- Cahiliye döneminde kan yiyenlerden biri olan Ebü İnebe elHavlanı der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Senden hidayeti, takvayı, iffeti, rızayı ve sevip razı olduğun amelleri (işlemeyi nasip etmeni) dilerim" diye dua ederdi. 

 

 

 

199- Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim, Sana yöneldim, yalnız Senin inayetinle mücadele ettim. Allahım! Beni saptırmandan senin büyüklüğüne sığınınm. Senden başka gerçek ilah yoktur. Ölmeyecek, yalnızca diri kalacak sensin. Cinler ve insanlar hep ölümlüdürler."

 

[T] Buhari (7383) ve Müslim (2717).

 

 

 

200- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'tan yararlı ilim isteyin, sahibine yarar sağlamayan ilimden de Allah'a sığının."

 

[T] İbn Mace (3843) ve Nesai (7818).

 

 

 

201- Zeyd b. Erkam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Nefsime takvalı olmayı nasip et ve onu arındır. Zira onu en iyi arındıran ancak sensin. Onun dostu ve sahibi sensin."

 

[T] Müslim (2722).

 

 

 

202- Ümmü Külsum bildiriyor: Ebü Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girdi ve kendisiyle konuşmak istedi. O sırada Aişe namaz kılıyordu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Aişe'ye: "Tamamlayıcı dualardan geri kalma" dedi. Sonrasında Ebü Bekr şöyle dedi: Aişe giderken bu duayı sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle de: Allahım! Senden şimdi ve gelecekte olacak olan, bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları istiyorum. Yine şimdi ve gelecekte olacak olan, bildiğim ve bilmediğim bütün kötülüklerden de sana sığınıyorum. Senden Cenneti ve beni ona yaklaştıracak söz ve amelleri istiyorum. Cehennemden ve ona yaklaştıracak her türlü söz ve amelden sana sığınıyorum. Senden kulun ve Resulün Muhammed'in istediği bütün hayırları istiyorum. Yine kulun ve Resulün Muhammed'in sığındığı bütün kötülüklerden de sana sığınıyorum. Senden hakkımda takdir etmiş olduğun şeylerin sonunu güzel eylemeni diliyorum."

 

[T] İbn Mace (3846).)

 

 

203- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.   [T] Hakim, Müstedrek (1/521- 522) ve Nevevı, el-Ezkar (2/952-953).

 

 

 

204- İrbad b. Sariye, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Allah'tan isteyecekseniz, Firdevs'i isteyiniz. Çünkü Firdevs, Cennetin en güzel yeridir. (Sizden biriniz, çobanına) Vadinin en güzel yerine git, çünkü orası otları en çok ve hayvanların en iyi doyduğu yerdir" der.

 

[T] Buhari, Tarih (4/146), Taberani, M. el-Kebir (18/635) ve Heysemı, Mecma (10/171).

 

 

 

205- Ebu Hureyre der ki: Hz. Fatıma bir hizmetçi istemek üzere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi: Hz. Peygamber, ona şöyle buyurdu: "Sen şöyle dua et: Yedi kat göklerin Rabbi, Allah'ım büyük Arş'ın sahibi Allah'ım. Ey Rabbimiz! Ey tüm varlıkların Rabbi Tevrafı, İncil'i ve Kur'an'ı indiren! Ey taneyi ve çekirdeği yaran her şeyin şerrinden sana sığınınm. Her canlının iradesi senin elindedir. İlk sensin, senden evvel hiçbir varlık yoktur. Son sensin, senden sonraya hiçbir varlık kalmayacaktır. Zahir sensin, senin üstünde hiçbir şey yoktur. Batın sensin, senden ileri hiçbir varlık yoktur. Borçlarımı öde beni yoksulluktan kurtar,"

 

[T] Müslim (4/2084).

 

 

 

206- Abdurrahman b. Aiş el-Hadrami der ki: Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittim Yüce Allah'tan naklen söyle buyurdu: (Ey Muhammed!) Şöyle dersin: Allahım! İyilikler yapmayı kötülükleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve beni bağışlamanı dilerim. Bir topluma bir fitne göndereceğin zaman beni o fitneye düşürmeden (imtihan etmeden) canımı almanı dilerim." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ekledi: "Bu sözleri öğretin. Canım elinde olana yemin olsun ki bunlar hakikattir."

 

[T] Hakim (1/520-521), Taberani, Dua (1418) ve Darekutni (233, 234, 235).

 

 

 

207- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana: ''Ey Muhammed! Dua et, duana icabet edilsin!'' denilince: ''Allahım! Senden hayırlı işleri yapmayı, kötü şeylerden uzak durmayı, miskinleri sevmeyi, beni bağışlamam ve merhamet etmeni, bir topluluğa fitneyi takdir ettiğin zaman beni ona bulaştırmadan katına almayı diliyorum. Allahım! Seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve beni senin sevgine ulaştıracak bir sevgiyi bahşet'' diye dua ettim."

 

[T] Bezzar (2128), Darekutni (253, 255, 256) ve Heysemi, Mecma (7/177-178).

 

 

 

208- İbn Abbas'ın naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece teheccüd namazı kılarken şöyle dua ederdi: "Allahım, Sana hamdolsun. Göklerin ve yerin nurusun. Sana hamdolsun. Sen semaları ve yeri ayakta tutan Kayylim' sun. Sana hamdolsun. Sen semaların, yerin ve içindekilerin Rabbisin. Sen Hak'sın, Sözün haktır. Vaadin haktır. Sana kavuşmak haktır. Cennet haktır. Cehennem haktır. Kıyamet saati haktır. Allahım! Sana teslim oldum. Sana iman ettim. Sana tevekkül ettim. Sana yöneldim. Senin uğruna mücadele ettim. Senin hükmünü kabul ettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum günahlarımı affeyle! Senden başka ilah yoktur."

 

[T] Buhari (13/371, 742).

 

 

 

209- Cabir b. Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çokça: "Ey kalpleri halden hale çeviren Allahım! Kalbimizi dininde sabit kıl" diye dua ederdi. 

 

[T] Tirmizi (2140) ve İbn Mace (3834).

 

 

 

210- Abdullah b. Amr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Ey kalpleri çeviren Allahım! Kalplerimizi itaatine yönlendir" buyurdu.

 

[T] Müslim (4/2045).

 

 

 

211- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni, iyilik yapınca sevinen, kötülük yapınca istiğfar edenlerden eyle" derdi. 

 

[T] İbn Mace (3820).

 

 

 

212- Hz. Ali der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana buyurdu ki: "Ey Ali! ''Allahım! Bana hidayet ver ve doğru yolda kalmamı nasib et'' şeklinde dua et."

 

[T] Müslim (4/2090).

 

 

 

213- Ali b. Ebü Talib der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: "''Allahım! Senden hidayeti ve doğruluğu istiyorum'' de."

 

[T] Ahmed (1168) ve İbn Hibban (998).

 

 

 

214- İmran b. Husayn'ın, babasından bildirdiğine göre bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Ey Muhammed! Abdulmuttalib, kavmine senden daha iyi davranırdı. Onlara, ciğer ve devenin hörgüç kısmını ikram ederdi. Sen ise onları boğazlıyorsun," Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bazı şeyler söyledikten sonra, adam: "Ne dememi önerirsin?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni, nefsimin şerrinden koru ve doğru yolu bulmam için bana azim ver" demesini emretti. Adam Müslüman olmadan gitti.

Daha sonra Müslüman olarak gelip: "Sana geldiğimde, bana: "Ey Allah'ın Resulü! Allahım! Beni, nefsimin şerrinden koru ve doğru yolu bulmam için bana azim ver" dememi söyledin. Şimdi ne diyeyim?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni, nefsimin şerrinden koru ve doğru yolu bulmam için bana azim ver. Allahım! Gizli ve açık işlediğim günahlarımı affet, de" buyurdu.

 

[T] İbn Hibban 899, İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/267- 268), Ahmed 19992 ve Taberani, M. el-Kebir (18/999).

 

 

 

215- Bu hadis başka bir kanalla: "Husayn Müslüman olmadan önce Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Selleml gitti ve oradan ayrılırken: "Ne diyeyim?" diye sordu" ibaresiyle nakledilmiştir. 

 

[T] Hakim, Müstedrek (10/510).

 

 

 

216- Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmeden önce o bana sırtını dayamış halde iken şöyle söylediğini işittim: "Allahım! Bana mağfiret et, bana rahmetini ihsan eyle ve beni Refik(-i A'la)ya kat."

 

[T] Müslim (4/1893) ve Buhari (8/138).

 

 

 

217- Sa'd, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle nakleder: "Hz. Yunus aleyhisselam, balığın karnındayken: ''Allahım! Senden başka ilah yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Zira ben zalimlerden oldum'' şeklinde dua etmişti. Bu duayı herhangi bir şey için de eden bir müslümanın dileği mutlaka kabul görür."

 

[T] Tirmizi (3505).

 

 

 

218- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duası şöyleydi: "Allahım! Beni, kulağımdan ve gözümden beni faydalandıL Kulağımı ve gözümü (aklımdan faydalanmaları için) bana mirasçı kıL. Bana, zulmedenin karşısında bana yardımcı oL. Zalimin karşısında intikam ve galibiyetimi bana göster."

 

[T] Bezzar (3193) ve Hakim (1/523).

 

 

 

219- Hz. Aişe der ki: Bir gece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yatakta olmadığını fark ettim. (Karanlıkta) onu ararken elim ayaklarının altına değdi. Secdede olduğu için ayakları dikilmişti ve şöyle dua ediyordu: "Allahım! öfkenden rızana, cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınıyorum. Seni ne kadar övsem bitiremem. Zira sen kendini övdüğün gibisin."

 

[T] Müslim (1/352).

 

 

 

220- Osman b. Ebi'l-As ve Kays kabilesinden bir kadın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni, işlerimin doğrusuna yöneltmeni diler, nefsimin şerrinden Sana sığınırım" buyurduğunu işittiğini söylediler. 

 

[T] Ahmed (16269,17905) ve İbn Hibban (901).

 

 

 

221- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün onun elini tutup: "Sana, söylediğin zaman karıncalar -veya zerrelersayısınca günahın olsa bile Allah'ın bağışlayacağı sözler öğreteyim mi? Allah'tan başka ilah yoktur. Allahım! Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Hamd sana mahsustur. Kötülük işleyip nefsime zulmettim. Beni bağışla. Çünkü günahları senden başka kimse bağışlayamaz (de)."

 

 

 

222- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Yaptığımız zulüm ve günahlarımızı bağışla. Şakayla, ciddi olarak ve kasten yaptığımız günahları bağışla. Bu kusurların hepsi bizde mevcuttur. -Ahmed b. Amr'ın rivayetinde şu eklenmiştir- Allahım! Borcun sıkıntısından, kulların zulmünden ve düşmanların kınamasından sana sığınırım."

 

[T] İbn Hibban (1027) ve Ahmed (6618).

 

 

 

223- Hz. Aişe der ki: Cebrail, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Yüce Allah sana şu sözler ile dua etmeni emrediyor. Bu üçünden biri de sana verilecektir ki bunlar şöyledir: "Allahım! Senden acele bir afiyeti veya bela üzerine sabrı veya dünyadan rahmetinle çıkmayı diliyorum" dedi. (Ebu Tahir'in) kitabında Süfyan ismi geçiyor, Ancak doğrusu Züheyr b. Muhammed'dir.

 

[T] Hakim (1/522) ve İbn Hibban (922).

 

 

 

224- Selman el-Farisi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim: ''Allahım! Seni, meleklerini, Arş'ını taşımakla görevli meleklerini ve gökyüzünde ve yeryüzünde olanları şahit tutarım ki; sen Allah'sın. Teksin ve ortağın yoktur. Ve şahadet ederim ki; Muhammed senin kulun ve Resul'ündür.'' Allah bunu bir defa söyleyenin üçte birini cehennemden kurtarır. İki defa söyleyenin üçte ikisini cehennemden kurtarır. Üç defa söyleyenin ise kendini cehennemden kurtarır."

 

[T] Hakim (1/523), Taberani, M. el-Kebir (6062), İbn Adiy (2/689- 690) ve Heysemi, Mecma (10/78).

 

 

 

225- Ebü Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Selman'a şöyle vasiyet ettiğini nakleder: "Allah'ın Peygamberi, sana, onlarla Rahman'dan bir şey istemen ve gece gündüz onlarla dua etmen için bazı kelimeler öğretmek istiyor. Şöyle de: "Allahım! Senden, sıhhatli, güzel ahlak içinde olan bir iman ve peşinden kurtuluş olan bir başarı istiyorum. Yani "Senden Rahmet, afiyet istiyor ve mağfiretinle rızanı ümid ediyorum."

 

[T] Hakim, Müstedrek (1/523), Ahmed (8272), Taberani, M. el-Evsat (9329) ve Heysemi, Mecma (10/174).

 

 

 

226- Abdullah b. Bureyde, babasından bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'e geldiği zaman beni kapıda gördü. Elimden tutup içeriye soktu. İçerde adamın birinin: "Allahım! Senden başka ilah olmadığına, tek ve Samed olduğuna, doğurmadığına ve doğrulmadığına, hiçbir şeyin sana denk olmadığına şahadetim üzerine senden istiyorum" şeklinde dua ettiğini işitince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve: "Canım elinde olana yemin ederim ki Allah'a, kendisiyle istendiğinde verdiği, dua edildiğinde icabet ettiği İsm-i A'zam'ıyla dua etti" buyurdu. o sırada Mescid'in bir köşesinde Kur'an okuyan birinin sesini işitince: "Bu adama Davud ailesinin nağmelerinden bir nağme verilmiştir" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Bunu adama söyleyeyim mi?" diye sorduğumda: "Söyle" buyurdu. Adama bunu haber verdim. Bu kişi Ebu Musa el-Eş'ari idi ve şu ana kadar benim arkadaşımdır.

Zeyd b. el-Hubab der ki: Züheyr b. Muaviye'ye bu hadisi aktardığımda şöyle dedi: "Ebu İshak, Malik b. Miğvel'den bu hadisin aynısını bize aktardı. Süfyan es-Sevri de bunu bana Malik b. Miğvel'den naklen rivayet etti."

 

[T] Ebu Davud (1493, 1494) ve Tirmizi (3475).

 

 

 

227- Rabia b. Amir der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Devamlı, ''Ya Zel-Celali vel-İkram (= Ey Celal ve İkram sahibi!)'' diye dua ediniz" buyurduğunu işittim.

 

[T] Nesai (7669).

 

 

 

228- Muaz b. Cebel bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamın: "Ya Ze'l-Celali ve'l-İkram" dediğini işitti. Bunun üzerine ona:

"Duan kabul gördü, istediğini dile" buyurdu.

 

[T] Tirmizi (3527).

 

 

 

229- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duasında ısrarcı ise: "Ya Hayyu ya Kayyfım (= Ey diri olan ey var kılıp diri tutan Allahım)" derdi.

 

 

 

230- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Hay, ya Kayyfım" diye dua ederdi.

 

[T] Nesai (613).

 

 

 

231- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturuyordum ve adamın biri namaz kılıyordu. Adam dua ederken: "Allahım! Hamd sana mahsus olduğu için, senden başka ilah olmadığı için, her şeyden bolca verdiğin, gökleri ve yeri yaratan sen olduğun için, ey Celal ve ikram sahibi, ey Hayy ve Kayyum (olan)! (İhtiyaçlarımı) ancak senden dilerim!" şeklinde dua etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "And olsun ki Yüce Allah'a, kendisiyle dua edildiğinde kabul gören, kendisiyle bir şey istenildiğinde veren İsm-i A'zam'ıyla dua etti."

 

[T] Ebu Davud (1495) ve İbn Mace (3858).

 

 

 

232- Zir, Abdullah (b. Mes'üd)'dan bildirir: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebü Bekr ile Ömer arasında onun yanına geldi. Abdullah namaz kılıyordu. Namazda (Fatiha'dan sonra) Nisa Süresi'ni okumaya başladı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kur'an'ı indiği günün tazeliğiyle (şekliyle) okumak isteyen kişi onu İbn Ümmü Abd'in kıraatıyla okusun" buyurdu. Sonra Abdullah dua etme zamanına gelince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İste ki sana verilsin. İste ki sana verilsin. Dile ki dileğin yerine getirilsin" demeye başladı. Abdullah isterken: "Allahım! Senden dönmeyecek bir iman, bitmeyecek nimet ve Huld Cennetinin en yüksek derecelerinde Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkadaşlığını istiyorum" diye dua etti. Ömer, Abdullah'a müjde vermek için gelince Ebü Bekr'in kendisinden önce davrandığını gördü ve: "Yalnız şimdi değil, sen her zaman hayırda önde gidensin" dedi. 

 

[T] Ebu Ya'la. (16, 17), Ahmed (4255) ve Taberani, M. el-Kebir (8417).

 

 

 

233- Ebu Ubeyde der ki: Abdullah'a: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İste, istediğin verilecektir" dediği zaman hangi duayı yapıyordun?" diye sorulunca şöyle cevap verdi: şu duayı yapıyordum: "Allahım! Senden sarsılmayan iman, tükenmeyen nimet ve cennetinin en yüksek derecesi olan Huld cennetinde peygamberin Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte olmayı isterim."

 

[T] İbn Ebi Şeybe (10/332), Ahmed 3662, 4265; Taberani, M. el-Kebir (9/8416) ve Hakim (1/523-524).

 

 

 

234- Müminlerin annesi Hz. Aişe der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Şayet bilirsem (denk getirirsem) Kadir gecesinde Rabbimden ne isteyip nasıl dua edeyim?" diye sorduğumda, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şu duayı yap: "Allahım! Sen ki affedicisin. Affetmeyi seversin, beni de affet."

 

[T] Nesai (876) ve Tirmizi (3513).

 

 

 

235- Osman b. Huneyf bildiriyor: Gözleri görmeyen bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Ey Allah'ın Peygamberi! Allah'ın bana afiyet vermesi için dua et" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Dilersen bu hastalığın mükafatını kendin için ahirete bırakırsın. Bu daha hayırlıdır. Eğer dilersen ben dua ederim" buyurdu. Adam: "Benim için Allah'a dua et" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ona abdest almasını ve iki rekat namaz kılıp şu duayı yapmasını emretti: "Allahım! Rahmet Peygamberi olan Peygamberin Muhammed ile senden istiyor ve sana yöneliyorum. Ey Muhammed! ihtiyacımın yerine getirilmesi için Seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım! Onu bana şefaatçi kıl ve bu şefaatini kabul et." Adam bu şekilde dua edince gözleri açıldı.

 

[T] Tirmizi (3578).

 

 

 

236- Abdullah b. Cafer der ki: "Halim ve kerim olan Allah'tan başka ilah yoktur, yüce Arş'ın rabbi olan Allah noksanlıklardan münezzehtir, Alemlerin rabbi olan Allah'a hamd olsun. Allahım! Beni bağışla, Allahım! Bana merhamet et, Allahım! Günahlarımı bağışla, Allahım! Beni affet, şüphesiz sen çok affeden ve bağışlayansın" sözlerini, amcam Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğrendiğini söyledi. "

 

[T] Senedi sahihtir. Nesai, Amelu'l- Yevmi ve'l-Leyle (641), İbn Ebi Şeybe (10/270), Ebü Nuaym, Hilye (7/230) ve İbnu's-Sünni (551).

 

 

 

237- İbn Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Bize rahmetini gerektirecek sözleri, bağışlamam getirecek amelleri, her türlü günahtan selameti, her türlü iyilikten nasiplenmeyi, cenneti elde edip affınla cehennem ateşinden kurtulmayı diliyoruz."

 

[T] Hakim (1/525).

 

 

 

238- Amr b. Şuayb'ın, babasından bildirdiğine göre dedesi şöyle dedi:

Bu duayı Cibril semadan inerek Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Cibrıl, daha önce olmadığı kadar güzel ve güleç bir surette Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Allah'ın selamı üzerine olsun, ey Muhammed!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ın selamı senin de üzerine olsun, ey Cibrıl" karşılığını verince Cibril: "Allah beni sana bir hediyeyle gönderdi" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O hediye nedir, ey Cibril?" diye sorunca: "Allah'ın sana ihsan ettiği Arş'ın hazinelerinden olan sözlerdir" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sözler nedir, ey Cibril?" diye sorunca ise Cibrıl şu karşılığı verdi: "Şöyle de: "Ey güzeli açığa çıkaran, ayıpları örten, ey günahtan dolayı hemen azarlamayan, ayıpların üzerindeki perdeyi yırtmayan, ey büyük af sahibi, ey günahkarları bağışlaması güzelolan, ey mağfireti geniş olan, ey rahmeti bol veren, ey her sessiz yalvarışların sahibi, ey her şikayet kendisine arz olunan, ey bağışlaması bololan, ey ihsam büyük olan, ey nimetleri hak etmeden önce veren, ey Rabbimiz, efendimiz, mevlamız ve gayemiz! Ey Allah! Halkımı cehennemde yakmamam diliyorum." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu sözlerin sevabı nedir?" diye sordu. Ebu Abdillah der ki: "Sonra ravi hadisin duadan sonraki kısmının tamamını zikretti."

 

[T] Hakim (1/544-545).

 

 

 

239- Mus'ab b. Sa'd'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir bedevi geldi ve: "Bana söyleyeceğim bir dua öğret" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu: "Beş defa şöyle de: ''La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh. Allahu ekber kebiran ve'lhamdu lillahi kesira ve sübhanallahi Rabbi'l-Alemin, vela havle vela kuvvete illa billahi'l-azizi'l-hakim'' (= Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. O, birdir ve hiç bir ortağı yoktur. Her yönüyle Allah en büyüktür, eksiksiz övgülerin hepsi Ona aittir. Tüm güç ve kuvvetlerin ancak her şeye gücü yeten ve yaptığı her şeyi yerli yerince yapan Allah tarafından verileceğini kabul ederim)" Bedevi: "Bunlar Rabbimiz içindir. Kendim için ne söyleyeyim?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni bağışla, bana merhamet et, hidayet ver, afiyet ver ve rızık ver, de" buyurdu.

 

[T] Müslim (4/2072).

 

 

 

240- Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy indiği zaman yüzünün yanında an uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Bir gün Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy inince bir müddet bekledik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıbleye doğru dönerek ellerini kaldırdı ve:

"Allahım! Bizi arttır, eksiltme. Bizi aziz kıl, zelil düşürme. Bize ihsanlarda bulun, mahrum bırakma. Bizi tercih et, başkasını bize tercih etme ve bizden razı ol" diye dua etti. Sonra: "Bana on ayet indi. Kim onlarla amel ederse Cennete girer" buyurdu ve "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" ayetinden başlamak üzere Mü'minun Suresi'nin ilk on ayetini okudu.

 

Abdurrezzak der ki: Buradaki Yunus b. Süleym, Eyle valisi idi. Dedi ki:

Amcam beni bana hadis imla etmesi için Yunus b. Yezid'e gönderdi.

 

[T] Nesai (1443) ve Tirmizi (3173).

 

 

 

241- Mekhul bildiriyor: Enes b. Malik'in yanına girdiğimde, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Öğrettiklerini bana faydalı kıL. Bana faydası olacak şeyleri öğret. Bana faydası olacak ilmi ihsan et" şeklinde dua ettiğini söylediğini işittim.

 

[T] İbn Mace (251, 3833) ve Tirmizi (3599).

 

 

 

242- İbn Abbas: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Bana verdiğin rızıkta beni kanaatkar kıl! Bu rızkı bana bereketli kıl! Benden giden her bir şeyin de yerine hayırlı olanını ver!" şeklindeydi. 

 

[T] İbn Huzeyme (2728) ve Hakim (1674).

 

 

 

243- Bedir savaşına katılmış olan Şeddad b. Evs, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Ey Şeddad! İnsanlar altın ve gümüşü biriktirmeye başladıklarını görürseniz siz de şu kelimeleri çokça söyleyin: Allahım! Senden işlerimde sebat ve doğru yolda kararlılık dilerim. Nimetlerine karşı şükretmeyi, sana güzelce ibadet etmeyi bana bahşet. Senden sağlam bir kalp, doğru söyleyen bir dil dilerim. Bildiğin her hayırlı şeyi Senden diler, bildiğin her zararlı şeyden de Sana sığınınm. Bildiğin tüm günahlarımdan dolayı Senden bağışlanma dilerim. Sen, kimsenin bilemeyeceğini bilensin."

 

[T] İbn Ebi Şeybe (10/271), Ahmed (17114), Ebu Nuaym (1/266, 6/77-78) ve Taberani, M. el-Kebir (7157).

 

 

 

244- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer, bir yerde oturduğu zaman yanında biri olsa da olmasa da şöyle derdi: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla. Allahım! Sana karşı işlenecek günahlarla aramızda perde olacak korku, bizi rahmetine ulaştıracak kulluk, dünya musibetlerine karşı tahammülümüzü kolaylaştıracak güçlü bir iman nasib et. Kulağıma ve gözlerime bereket ihsan et ve onları bana varis kıL. Allahım! Bana zulmedenden intikamımı aL. Bana; düşmanlık edene karşı yardım et. Dünyayı en büyük gayem eyleme. Allahım! Bana merhamet etmeyeni musallat eyleme." İbn Ömer'e bu dua sorulunca: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) meclislerinin sonunda bu duayı söylerdi" cevabını verdi. 

 

[T] Tirmizi (3502).

 

 

 

245- Ebü Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! İşlerimi günahlardan koruyacak olan dinimi, içinde geçimimi sağladığım dünyamı ve dönüşüm olacak olan ahiretimi ıslah et. Hayatımda her türlü hayrı benim için çoğalt. Ölümü benim için her türlü kötülükten bir rahatlama yeri kıl."

 

[T] Müslim (4/2087).

 

 

 

246- Abdurrahman b. Ebi Leyla der ki: Ka'b b. Ucre ile karşılaşınca, bana dedi ki: "Sana bir hediye sunayım mı?" Ben: "Evet" deyince de şu karşılığı verdi: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıkmıştı da ona: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik; ama sana nasıl salat edeceğiz?" diye sorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Şöyle deyin: "Allahım! İbrahim'in ailesine hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve ailesine de öyle hayırlar ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin. İbrahim'in ailesine bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve ailesine de bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin."

 

[T] Buhari (11/152) ve Müslim (1/305, 306).

 

 

 

247- Ka'b b. Ucre der ki: "Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygamber'i överler. Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin"[Ahzab 56] ayeti nazil olunca: "Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl selam edeceğimizi bildik. Sana nasıl salavat getirelim?" diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Şöyle deyin: ''Allahümme salli ala Muhammedin ve-ala al-i Muhammed kema salleyte ala İbrahime ve-ala ali İbrahim inneke hamidun medd. Ve barik ala Muhammedin ve-ala ali Muhammed kema barekte ala İbrahime ve-ala ali İbrahime inneke hamidun mecid'' (= Allahım! İbrahim'e ve onun aline hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de öyle hayırlar ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve Şanı Yücesin. Allahım! İbrahim'e ve aline bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve aline de bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve Şanı Yücesin)." Yezid b. Ebi Ziyad der ki: Abdurrahman b. Ebi Leyla: "Biz de: "Onlarla birlikte bize de" demekteyiz" dedi. 

 

[T] Taberani, M. el-Kebir (10/131), Humeydi (711), İbn Ebi Şeybe (2/507), Ahmed (18133), Ebu Avane (2/232) ve Taberani (19/131, 132).

 

 

 

248- Rifaa b. Rafi ez-Zuraki anlatıyor: Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında namaz kılıyorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını rükudan kaldırınca: "Semiallahu limen hamideh" deyince, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasından bir adam: "Rabbena lekel-hamdu hamden kesiran tayyiben mübareken fihi (= Çok çok hamdler, temiz ve mübarek hamdler sana mahsustur)" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince: "Az önce kim konuştu?" diye sordu. Adam: "Ben ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Otuz küsur meleğin, bu kelimeyi daha önce yazmak için yarıştığım gördüm" buyurdu.

 

[T] Buhari (2/284).

 

 

 

249- Rifaa'nın diğer bir rivayeti şöyledir: Resulullah'ın Sallallahu aleyhi ve Sellem arkasında namaz kılarken aksırdım.-Kuteybe, Rifaa'nın ismini vermez.- "Rabbimizin razı olacağı ve sevdiği şekilde tüm bereketleriyle pek çok övgüler Yüce Allah'a olsun" dedim. Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem namazı kıldırıp bitirince: "Namazda konuşan kimdi?" diye sordu. -Ravi sonrasında önceki rivayetin metninden daha tafsilatlı olarak devamını aktarmıştır.-

 

[T] Ebu Davud (773).

 

 

 

250- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Hatalarımı kar ve buz suyuyla yıka. Beyaz elbise nasıl kirden temizleniyorsa sen de kalbimi hatalardan öyle temizle. Benimle hatalarım arasındaki mesafeyi doğuyla batı arasındaki mesafe kadar eyle."

 

 

 

251- Ata b. es-Saib'in babasından bildirdiğine göre Ammar b. Yasir bize bir namaz kıldırdı. Namazı biraz kısa tutunca cemaatten kimisi: "Namazı çok hafif kıldırdın" dediler. Bunun üzerine Ammar: "Acele kıldırdım fakat namazda Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğum duaları okudum" diye cevap verdi. Ammar kalkıp giderken cemaatten bir adam -Ata der ki: "Bu kişi benim babamdı ama kendisinden "bir adam" diye kinaye yollu bahsediyor" - onun peşine takıldı ve Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyduğu duaların neler olduğunu sordu. Sonra gelip o cemaate duaları haber verdi: "Allahım! İlminle gaybları bilmen hürmetine, mahlukatın üzerine mutlak güç sahibi olman hürmetine, yaşamamda benim için hayır bildiğin sürece beni yaşat, ölümde benim için hayır bildiğin sürece beni vefat ettir. Allahım! Açık ve gizli her yerde senden korkma duygusunu isterim. Öfkeli ve sakin halimde bile doğru ve hakkı söylemeyi senden isterim. Zenginlikte ve fakirlikte orta yolu tutmayı senden isterim. Bitmeyen tükenmeyen nimetlerinden isterim ve kesintisiz bir şekilde gözümün aydın olmasını isterim. Hükmünden sonra rızanı isterim. Ölümümden sonra iyi bir hayat sürdürmeyi isterim. Sana şevkle kavuşmayı, cemaline bakma lezzetini, zarar veren felaketlere uğramaksızın, saptırıcı fitnelere düşmeksizin yaşamayı isterim. Allahım! Bizi, iman ziynetiyle süsle, başkalarına hidayet rehberi olanlardan ve doğru yolu bulanlardan eyle."

 

[T] Nesai (1305).

 

 

 

252- Haşim b. Abdillah b. ez-Zübeyr bildiriyor: Ömer b. el-Hattab bir musibet yaşadı ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip durumunu arz ederek kendisine bir vesak hurma verilmesini istedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dilersen sana bir yük hurma verilmesini emredeyim. Dilersen sana senin için daha hayırlı olan sözler öğreteyim" buyurunca, Ömer: "Bana bu sözleri öğret, ama bir vesak hurma da verilmesini emret. Çünkü buna ihtiyacım var" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle de: "Allahım! Otururken beni İslam'la koru. Ayakta iken beni İslam'la koru. Uyurken beni İslam'la koru. Bana karşı düşman ve hasetçinin duasını kabul etme. Perçemlerinden tutmuş olduğun kişilerin şerrinden sana sığınınm. Senin yanında bulunan bütün hayırlardan da istiyorum."

 

[T] İbn Hibban (934).

 

 

 

253- İbn Mes'üd bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Ayaktayken beni İslam yolundan ayırma. Oturmuşken beni İslam yolundan ayırma. Uyurken de İslam yolundan ayırma. Hasetçi düşmanlarımı bana güldürme. Allahım! Bildiğim bilmediğim her türlü hayrı senden diliyorum. Bildiğim ve bilmediğim her türlü kötülükten de sana sığınıyorum."

 

[T] Hakim (1/525) ve Taberani, Dua (1445).

 

 

 

254- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey İslam ve ehlinin velisi! Sana kavuşuncaya kadar beni onda sebat ettir" diye dua ederdi.

 

[T] Taberani, M. el-Evsat (661) ve Heysemi, Mecma (10/176).

 

 

 

255- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözlerinin sonunu şu dualar ile bitirirdi: "Allahım! Aramızı düzelt, bizi İslam'ın yollarına yönelt. Bizleri karanlıklardan aydınlığa çıkart ve görünen görünmeyen tüm çirkinlikleri bizden uzaklaştır. İşitmemizi, görmemizi, eşlerimizi, neslimizi ve yaşantılarımızı bereketli kıl. Tövbemizi kabul et ki tövbeleri kabul edip merhamet eden ancak sensin. Bizleri nimetlerine şükredenlerden, nimetlerinden dolayı senı övenlerden, bu nimetleri itiraf edenlerden kıl ve nimetlerini bizlere tamamla."

 

[T] Taberani, Dua (1430)1 M. el-Kebir (10/10426)1 Hakim (1/265) ve Heysemi, Mecma (10/179).

 

 

 

256- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zevcesi Ümmü Seleme şöyle der: Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Rabbine şu duayı yapardı: "Allahım! Senden istenenlerin, duanın, başarmm, amelin, sevabm, hayatın ve ölümün hayırlısmı istiyorum. Bana sebat nasib et ve hayırlarımı ağır yap, İmanımı sağlamlaştır ve derecemi yükselt, namazımı kabul et ve günahımı affet. Allahım! Senden Cennette yüksek dereceleri istiyorum. Allahım duamı kabul et. Allahım! Beni ateşten kurtar, bana gece ve gündüz mağfiret et ve güzel bir makama ilet. Allahım! Duamı kabul et. Allahım! Senden, salim bir şekilde beni ateşten kurtarmanı ve Cennete enim bir şekilde koymanı istiyorum. Allahım! Nefsimi, duymamı, görmemi, canımı, yaratılışımı, ahlakımı, ailemi, hayatımı ve ölümümü bereketli kılmanı diliyorum. Allahım! Sevaplarımı ağırlaştır. Senden Cennette yüksek dereceleri istiyorum."

 

[T] Hakim (1/520), Taberani, M. el-Kebir (23/316-317), M. el-Evsat (6214) ve Heysemı, Mecma (10/176-177).

 

 

 

257- Bu hadis başka bir kanalla duaların sonu amin ile bitirilerek ve "Cinselorganımı muhafaza eyle ve kabrimi nurlandır" eklemesiyle rivayet olundu.

 

[T] Heysemı, Mecma (10/175-176) ve Taberani, M. el-Evsat (6214).

 

 

 

258- Ümmü Ma'bed der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini işittim: "Allahım! Kalbimi nifaktan, ilmimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü ihanetten temizle. Şüphesiz sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin gizlediğini bilirsin."

 

 

 

 

259- Abdullah b. Amr b. el-As bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Beni sıhhatli, iHetli, güvenilir, güzel ahlaklı ve takdire rıza gösteren biri kıl" şeklinde dua ederdi.

 

 

 

260- Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olundu.   [T] Taberani, Dua 3/1456 (1406), Bezzar, Müsned 4/57 (3187) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/173).

 

 

 

261- Ziyad b. İlaka, amcasından bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Ahlakın, davranışların ve arzuların kötü olanlarından sana sığınırım."

 

[T] İsnadı sahihtir. Tirmizi (3591).

 

 

 

262- Süleyman b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, Adem'i yeryüzüne indirdiği zaman, Adem bir hafta Kabe'yi tavaf edip Rükn'ün hizasında iki rekat namaz kılarak şöyle dua etti: ''Allahım! Sen, gizlimi ve açığımı biliyorsun. Özrümü kabul et, isteğimi biliyorsun, Sen benim istediğimi ver. İçimde olanı biliyorsun, günahlarımı bağışla. Senden, kalbime girecek iman, samimi bir yakın ver ki, sadece benim için takdir ettiğin şeyin başıma geleceğini anlayayım. Bana verdiğinle razı olmamı nasib et.'' Adem bu duayı yapınca, Allah ona şöyle vahyetti: "Ey Adem! Bana öyle bir dua ettin ki, duanı kabul ettim. Zürriyetinden Bana bu duayı yapan herkesin günahını bağışlarım ve gam ve tasasını gideririm. Fakirliği iki gözünün önünden çekip alırım ve her işini verimli hale getiririm. O dünyayı istemese bile dünya kendisine yönelir."

 

 

 

263- Ebü Hureyre der ki: Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitip ezberlediğim şu duayı hiç bırakmadım: "Allahım! Beni, sana çokça şükreden, buyruklarına tabi olan, seni çokça anan ve emirlerine riayet eden biri kıl."

 

[T] Tirmizi: (3676).

 

 

 

264- Abdullah b. Mes'ud der ki: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Deniz yarıldığı zaman Hz. Musa'nın dediği kelimeleri sana öğreteyim mi?" buyurunca: "Öğret" karşılığını verdim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şöyle de: "Allahım! Hamd sanadır. Kendisine dert yanılacak, yardım dilenilecek ve yardım edecek olan sensin. Ona dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur."

 

Abdullah b. Nafi bunu rivayette tek kalmıştır ve bu kişi zayıftır.

 

 

 

265- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Senin kolay kılmadığın hiç bir şey kolay değildir. Eğer sen dilersen üzüntüyü bile kolay kılarsın" diye dua etti.

 

 

 

266- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet olundu. Ayrıca Ubeydullah b. Musa da Hammad'dan mevsul olarak rivayet etti.

 

 

 

267- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cafer'i Habeşistan'a gönderirken onu yolcu edip şu kelimeleri öğretti: "Şöyle de: "Allahım! Her zorluğu kolaylaştırmayı lütfet. Çünkü zoru kolaylaştırmak senin için kolaydır. Send2n dünyada ve ahirette kolaylık ve aHyet dilerim."

 

Abdurrahman b. İbrahim, Medinelidir ve hadisinde zayıflık vardır.  [T] Taberani, el-Evsat (1272), İbn Adiy, el-Kamil (4/1617) ve Heysemi, Mecma (4688).

 

 

 

268- Bureyde el-Eslemi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana buyurdu ki: "Şöyle dua et: Allahım! Ben ki zayıf biriyim! Rızanla zayıflığımı gider. Hayrı her dem yanımda tut. Her şeyde İslam'a razı olmamı bahşet. Allahım! Ben ki zayıfım beni güçlü kıL. Ben ki zelilim beni aziz kıL. Ben ki fakirim, bana rızık ihsan et."

 

[T] Hakim (1/527), İbn Ebi Şeybe 10 (267-269/9402), Taberani, el-Evsat (651) ve Heysemı, Mecma (10/182).

 

 

 

269- Busr b. Ertaa el-Kuraşı der ki: Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittim; şöyle dua ederdi: "Allahım! Bütün işlerde sonumuzu güzel eyle. Bizi dünya rezilliğinden ve ahiret azabından koru."

 

[T] İbn Hibban (949), İbn Adiy (2/438), Ahmed (17628) ve Taberani, M. el-Kebir (1196).

 

 

 

270- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! En geniş rızkı bana yaşlandığımda ve ahir ömrümde ver."

İsa b. Meymun, hadisleri münker biridir.

 

[T] Hakim (1/542), İbn Adiy (1/170) ve Heysemi, Mecma (10/182).

 

 

 

271- Hz. Aişe der ki: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Abdullah b. Cud'an Cahiliye döneminde misafiri ağırlar, esiri özgürlüğüne kavuşturur, akrabalık bağlarını gözetir ve komşulara iyilik yapardı. -Böylece onun övdüm- Bunlar kendisine bir fayda sağlar mı?" dediğimde: "Hayır ey Aişe! Çünkü o, hiçbir gün: ''Allahım! Kıyamet günü beni bağışla'' demedi" karşılığını verdi.

 

[T] Müslim (1/196).

 

 

 

272- Enes der ki: Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Şehitliği gönülden arzu eden bir kimse, şehit olmasa bile sevabına nail olur."

 

[T] Müslim (3/1517).

 

 

 

273- Ömer b. Ukbe'nin bildirdiğine göre İbnu'l-Mübarek duasında şöyle derdi: "Allahım! Senden meşakkate düşmeden ve musibete uğramadan şehid olmayı dilerim."

 

 

 

274- Muhammed b. el-Münkedir der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaptığı dualardan biri de şuydu: "Allahım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve güzelce ibadet edebilmek için bana yardım et."

Hadis mürseldir.

 

[T] Beyhaki, Şuab (8/358), İbn Ebi Şeybe (10/284) ve Abdurrezzak (10/439).

 

 

 

275- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Duada gayretli olmak ister misiniz?" diye sorunca: "Evet" dediler. Bunun üzerine: "Siz: ''Allahım! Sana şükrederek seni zikretmek, sana layık ibadet etmek için bize yardım eyle!'' deyin" buyurdu.

 

[T] Hakim, Müstedrek (1/499), Ebu Davud (1522), Nesai (1/192) ve Hakim (3/273, 274).

 

 

 

276- Ebu'd-Derda bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:

"Davud'un aleyhisselam dualarından biri de şöyleydi: "Allahım! Senin sevgini, seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak amelleri bana ihsan et. Allahım! Seni sevmeyi, kendime, aileme ve soğuk suya olan sevgimden daha sevimli kıL." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Davud'u anıp da ondan bahsederken: "İnsanların en çok ibadet eden kişisiydi" buyururdu.

 

İ[T] Hasendir. Tirmizi (3490).

 

 

 

277- Enes b. Malik der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dualarından birisi şu idi: "Allahım! Senden hayrın ansızın gelenini dilerim. Ansızın gelen şerden de sana sığınırım."

 

 

 

278- Mansur b. Safiyye der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Beni İslam'a eriştiren ve Ahmed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ümmetinden biri kılan Allah'a hamdolsun" diyen bir adama rastlayınca: "Büyük bir nimete şükrettin" buyurdu. "Ey merhametlilerin en Merhametlisi!" diyen bir adamın yanından geçerken de: "(Rabbin) sana yöneldi, dile dilediğini" buyurdu.

 

Hadisin senedi munkatıdır. Hadis mevsul olan başka bir yolla da nakledilmiştir, ancak kopuk isnadla olmasına rağmen bu daha sahihtir.

 

 

 

279- Bureyde anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yere giderken, Ramda denilen yerde bir adama uğradı. Adam kendini yerlere atıp yuvarlanarak şöyle diyordu: "Ey nefis! Gece uyur, gündüz batıl işler yaptığı halde hala Cenneti mi temenni ediyorsun?" Adam yorgun düşünce yanımıza gelip: "Kardeşinize yaklaşınız" dedi. Biz: "Allah sana rahmet etsin; bizim için dua et" dedik. Adam: "Allahım! Bunlara hidayet ver" diye dua etti. Biz: "Duanı arttır" dediğimizde: "Allahım! Takvayı azıkları yap" dedi. Biz: "Duanı arttır" dediğimizde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), adama: "Onlar için duanı arttır" deyip, (Adam için: "Allahım! Bunu muvaffak eyle" diye dua etti. Adam: "Allahım! Cenneti, bunların varacakları yer yap" diye dua etti."

 

[T] Taberani, M. el-Kebir (10/185).

 

 

 

280- Abdulaziz b. Suheyb der ki: Katade, Enes b. Malik'e Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en çok yaptığı duayı sorunca, Enes şöyle cevap verdi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en çok: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de iyilik ver ve bizi Cehennem azabından koru" duasını yapardı.

 

[T] Buhari (11/191, 8/187-188).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Afiyet İçin Dua Etmeyi Teşvik Etmek