BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DUALAR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Farz Namazda, Selamdan Sonra Dua Okuyup Tesbih Etmek

 

112- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı kıldıktan sonra kalkmak istediğinde üç defa Allah'tan bağışlanma diler ve: "Allahümme ente's-Selamu ve-minke'sselam, tebarekte ya zel-celali vel-ikram (= Allahım! Sen bütün eksikliklerden uzaksın. Selamet ancak senin inayetinle olur. Sen ki ulusun, celal ve ikram sahibisin)" diye dua ederdi.

 

Velid b. Müslim'in Evzai'den rivayetinde ise "ve-ileyke's-Selam" ibaresi geçmiştir.

 

[T] Müslim (1/414).

 

 

 

113- Verrad der ki: Muğire b. Şu'be, Muaviye'ye şöyle bir mektup yazdı: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirdikten sonra şöyle derdi: ''La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir. Allahümme la mania lima a'tayte ve la mu'tıye lima mena'te, ve la yenfau ze'l-ceddi minke'l-ced (= Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. Mülk onundur, hamd da ona mahsustur. O her şeye kadir dir. Allahım! Bir şey vermek istediğinde buna kimse mani olamaz. Kendisine bir şey vermek istemediğine ise kimseler bir şey veremez. Senin inayetin olmadıktan sonra kimsenin varlığı kendisine bir fayda getiremez)''.

 

[T] Müslim (1/414- 415) ve Buhari (11/113).

 

 

 

114- Zeyd b. Erkam der ki: Namazlarının ardından Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ettiğini işittim: "Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allahım! Gerçek Rabbin sen olduğuna, tek ve ortaksız olduğuna şahadet ederim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allahım! Muhammed'in senin kulun ve Resulün olduğuna şahadet ederim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allahım! Bütün kulların kardeş olduğuna ben şahadet ederim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allahım! Beni ve ailemi hem dünya, hem de ahirette sana karşı ihlaslı kıL. Ey yücelik ve ikramlar sahibi! Dualarımı kabul et. Yüce Allah büyükler büyüğüdür. Ey göklerin ve yerin nuru olan Allahım! Yüce Allah büyükler büyüğüdür. Allah bana yeter, ne güzel vekildir O. Yüce Allah büyükler büyüğüdür. " Süleyman'ın hadisinde "Göklerin ve yerin Rabbi" olarak geçmektedir. 

 

[T] Ebu Davud (1508).

 

 

 

115- Hz. Ali bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirip selam verdikten sonra: "Allahümma'ğfirli ma kaddemtu vema kaddemtu vema ahhartu vema esrertu vema a'lentu vema esreftu ve ma ente a'lemu bihi minnı, ente'l-Mukaddimu ve ente'l-Muahhiru. La ilahe illa ente (= Allahım! İşlediğim ve işleyeceğim, gizli açık bütün günahlarımı bağışla. Haddi aşmalarımı ve senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı affet. İleri alan ve geriye atan sensin. Senden başka ilah yoktur)" diye dua ederdi.

 

Yüsuf b. Ya'küb bunu babası el-Macişün'dan aynı isnadla rivayet etmiş, bu duayı teşehhüd ile selam verme arasında yaptığını aktarmıştır. 2

 

[T] Ebu Davud (760, 1509), Ahmed, Müsned (729), İbn Huzeyme (743) ve İbn Hibban (2025).

 

 

 

116- Ebu'z-Zübeyr anlatıyor: Abdullah b. ez-Zübeyr'in şu minberde şöyle dediğini duydum: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirip selam verince derdi ki: "La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir; vela havle vela kuvvete illa billah. La ilahe illallahu ve la na'budu illa iyyahu ehle'n-nimeti ve'l-fadli ve's-senai'l-hasen. La ilahe illallahu muhlisine lehü'd-dine ve lev kerihe'l-kafirun (= Allah'tan başka ilah yoktur. o tektir, O'nun ortağı da yoktur. Mülk onundur. Tüm eksiksiz övgüler O'na aittir. O'nun her şeye gücü yeter. Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet sahibi yoktur. Sadece O'na kulluk ederiz. Nimet onun, fazilet onun, güzel övgü de onundur. Allah'tan başka gerçek ilah yoktur. Kafirler hoşlanmasa da dinde samimi olarak, sadece ona yönelerek Allah'tan başka ilah yoktur (deriz)."

 

[T] Müslim (1/416).

 

 

 

117- Ata b. Ebi Mervan'ın bildirdiğine göre babası şöyle anlatmıştır: Ka'bu'l-ahbar dedi ki: Tevrat'ta, Hz. Davud'un namazını bitirince şu duayı okuduğunu bulduk: "Allahım! (cehennem azabından) korunma vesilesi kıldığın dinimi benim için ıslah et. Rızkımı elde etmeme vasıtası kıldığın dünyayı da benim için ıslah et. Allahım! Gazabından rızana sığınırım. Hışmından affına sığınırım ve senden sana sığınırım. Verdiğine kimse engelolamaz. Vermediğine de kimse bir şey veremez. Senin zenginliğin olmadan hiçbir zengine zenginliği fayda vermez."

 

Ka'b, bana Suheyb'in kendisine Hz. Muhammed'in de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu duayı namazı bitirdikten sonra okuduğunu bildirdi.

 

[T] Nesai (1270).

 

 

 

118- Sa'd, çocuklarına öğretmenin öğrencilerine öğrettiği gibi şu duaları öğretiyordu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in her namazdan sonra bu dualarla Allah'a sığındığını söylüyordu: "Allahım! Korkaklıktan, cimrilikten sana sığınının. Ömrün en değersizine döndürülmemden sana sığınınm. Dünya fitnesinden sana sığınınm. Kabir fitnesinden sana sığınırım."

 

[T] Buhari (6/35).

 

 

 

119- Ümmü Seleme der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını kılıp selam verdiği zaman: "Allahım! Ben, Senden yararlı ilim, helal rızık ve kabul edilen amel dilerim" diye dua ederdi. 

 

[T] İbn Mace (925).

 

 

 

120- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her namazın ardından otuz üç defa ''Sübhanallah'', otuz üç defa ''Allahu Ekber'', otuz üç defa da ''Elhamdulillah'' diyen -ki bunlar doksan dokuz eder- ve bunu ''Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. Mülk onundur, hamd da ona mahsustur. O, her şeye kadirdir'' sözüyle yüze tamamlayan kişinin, günahları denizlerdeki köpükler sayısınca olsa dahi bağışlanır."

 

[T] Müslim (1/418, 419).

 

 

 

121- Ka'b b. Dere, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü bildiriyor: "Farz namazlar sonrası, üç şey vardır ki bunları söyleyen veya yapan hüsrana uğramaz. Bunlar her namazdan sonra: Otuz üç defa ''Sübhanallah'', otuz üç defa ''Elhamdülillah'' ve otuz üç defa ''Allahu ekber'' demektir."

 

[T] Müslim (1/418).

 

 

 

122- Zeyd b. Sabit der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize her namazdan sonra tesbihat yapıp otuz üç defa Sübhanallah, otuz üç defa el-Hamdulillah ve otuz dört defa da Allahu ekber dememizi emretti. Adamın birine rüyasında biri geldi ve: "Muhammed size her namazdan sonra. otuz üç defa Sübhanallah, otuz üç defa el-Hamdulillah ve otuz dört defa da Allahu ekber demenizi mi emretti?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince: "Onu yirmi beş yapın ve ona La ilahe illallah (tehlil)'i katın" dedi. Adam uyandığında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve gördüğü rüyayı anlattı. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz de öyle yapın" buyurdu. 

 

[T] Nesai (1276).

 

 

 

123- İbn Ebi Evfa der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Kur'an'dan bir şey ezberleyemiyorum. (Namazda) Kur'an'ın yerini tutacak bir şey var mı?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman ''Yüce Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih eder, O'na hamdederim. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah büyükler büyüğüdür. Kuvvet ve kudret ancak Allah'ın inayetiyle olabilir'' dersin" buyurdu. Adam gittikten sonra geri geldi ve: "Bunlar Rabbim için. Peki kendim için ne demeliyim?" diye sordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kendin için de ''Allahım! Beni bağışla! Bana merhamet et! Beni doğru yola ilet! Bana rızık ve afiyet ver. Beni affet'' dersin" buyurdu. Adam gidince de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasından: "Bu adam ellerini hayırlarla doldurdu" buyurdu.

 

[T] Ebu Davud (832).

 

 

 

124- Müslim b. el Haris et-Temimi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona gizlice şöyle buyurmuştur: "Akşam namazını kıldıktan sonra yedi defa: ''Allahım! Beni Cehennem ateşinden kurtar'' dersen ve o gece ölsen, Cehennem ateşinden kurtarılman takdir edilir. Sabah namazını kıldıktan sonra da aynı şeyi de. Zira bunu dersen ve o gün ölürsen yine Cehennem ateşinden kurtarılman takdir edilir."

Ebü Said, Haris'ten şu sözünü aktarmıştır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu duayı bize gizlice söyledi. Biz de bunu çevremizdeki kardeşlerimize söylüyoruz. 

 

[T] Ebu Davud (5079, 5080)

 

 

 

125- Ukbe b. Amir el-Cüheni der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her namazın ardından Muavvizeteyn'i (Felak ile Nas stirelerini) okuyun" buyurdu.

 

[T] Ebu Davud 2(1523).

 

 

 

126- Enes b. Malik bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında bir halkada oturuyordum ve adamın biri namaz kılıyordu. Adam rüku ve secde edip teşehhüde oturduktan sonra da dua ederken: "Allahım! Hamd sana mahsus olduğu için, senden başka ilah olmadığı için, her şeyden bolca verdiğin, gökleri ve yeri yaratan sen olduğun için, ey Celal ve ikram sahibi, ey Hayy ve Kayylim (olan)! (ihtiyaçlarımı) ancak senden dilerim!" şeklinde dua etti. Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ashabına: "Bu adam ne ile dua etti biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab:

"Yüce Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin olsun Yüce Allah'a, kendisiyle dua edildiğinde kabul gören, kendisiyle bir şey istenildiğinde veren ism-i A'zam'ıyla dua etti."

 

[T] Nesai (1224).

 

 

 

127- İbn Abbas bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sabah namazından sonra Cuveyriye binti'l-Haris el-Huzaiyye'nin yanından çıktı. Onun ismi Berre iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun adını değiştirdi ve Cuveyriye adını verdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Berre'nin yanından çıktı" denilmesinden hoşlanmıyordu. Cuveyriye, Mescid'de -ravi bir defa da: "Namazgahında" dedi- idi. Güneş yükseldikten sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geri döndü ve: "Ben çıktığım zamandan beri sen burada mısın?" diye sordu. Cuveyriye:

"Evet" cevabını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Halbuki ben senden ayrıldıktan sonra dört kelime söylemiş ve onları üç kere tekrarlamıştım. Eğer o kelimeler senin söyle diklerinle tartılsa onlardan daha ağır gelir. Bu da: ''Yaratıkların sayısınca, zatının razı olacağı sayınca, Arş'ının ağırlığınca ve kelimelerinin mürekkebi miktarınca ''Sübhanallahi ve-bihamdihi'' demektir."

 

[T] Müslim (4/209).

 

 

 

128- Ebu Said el-Hudri der ki: Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verdikten sonra ya da namazdan çıkarken birden ya da ikiden fazla: "Sübhane rabbike Rabbil-izzeti amma yesifun ve selamun alel-mürselin vel-hamdu lillahi Rabbil-Alemin (= Senin izzet sahibi rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun! Alemlerin rabbi olan Allah'a da hamd olsun" buyurduğunu işittim.

 

1 İbn Ebi Şeybe (2/191, 3069), Abd b. Humeyd (952), Ebu Ya'la (1118), Taberani, Dua (651),  ve Heysemi, Mecma (2/147).

 

 

 

129- Aişe der ki: Ne zaman Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldığını görmüş olsam her namazın ardından şöyle dediğini görmüşümdür: "Cibril'in, Mikail'in ve İsrMil'in Rabbi olan Allahım! Beni Cehennem ateşinden ve kabir azabından koru."

 

[T] Nesai (1269).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Zikir, Tesbih, Tekbir, Tehlil, Tahmid ve İstiğfara Teşvik Etmek