BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İ’TİKAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Müslümanların Bilmekle
ve Yapmakla Mükellef Oldukları....
Müslümanların Bilmekle
ve Yapmakla Mükellef Oldukları, Canlarından ve Mallarından Vermekle Mükellef Oldukları
Şeyler ile Sakınmaları Gereken ve Kendilerine Haram Olan Şeyler
Yüce Allah, "Namazı
kılın, zekatı verin ... "[Bakara 110], " ... Sizden bu ayı idrak
eden, onda oruç tutsun ... "[Bakara 185] ve "Başladığınız hac ve
umreyi Allah için tamamlayın ... ''[Bakara 196] buyurmuştur. Başka bir ayette
hac ile ilgili emre, yapmayı güç yetirmek olan buluğ, azık, binek ve yolun
emniyetli olması şartını eklemiştir. Yüce Allah Kitab'ındaki başka ayetlerde,
yeterli sayıda kişinin cihad etmesi için cihadı emredip teşvik etmiş, fuhşu,
faizi, adam öldürmeyi, zulmü, akrabayla alakayı kesmeyi yasaklamıştır.
İbn Ömer'e bir adam
gelerek: "Ey Ebü Abdirrahman! Cihada çıkmayacak mısın?" diye sorunca,
İbn Ömer şu cevabı verdi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurduğunu duydum: "İslam beş esas üzerine kurulmuştur. Allah'tan başka
ilah olmadığına şahadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Kabe'yi haccetmek ve
Ramazan orucu tutmak."
[T] Sahih hadistir.
Buhari (8, 4514) ve Müslim (16).
İbnu'l-Hasasiyye der ki:
İslam üzere kendisine biat etmek için Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gittiğim de bana şu şartları koştu: "Allah'tan başka ilah
olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmen, namaz
kılman, Ramazan orucu tutman, zekat vermen, Kabe'yi haccetmen ve Allah yolunda
cihad etmen." Ben şöyle dedim: "Ey Allah'ın Resulü! (Hepsini kabul
ediyorum) ama onlardan ikisine gücüm yetmez. Bunlar da cihad ve zekattır.
Zekata konusunda, Vallahi benim malım sadece ganimet ve öşürden bana düşen pay
ile ailemin ve akrabalarının verdikleridir. Cihada gelince ise; denildi ki
savaştan kaçan kimse Allah'ın gazabına uğrar. Savaşa gelirsem, ölümden
hoşlanmayıp nefsime uyarak savaştan kaçmaktan korkarım." Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini çekip sallayarak: "Zekat yok, cihad
yok, peki ne ile Cennete gireceksin" buyurdu. Bunun üzerine ben: "Ey
Allah'ın Resulü! Sana biat edeceğim" dedim ve saydıklarının hepsini yerine
getirmek üzere biat ettim.
[T] Ahmed (5/224) ve Hakim
(2/79-80).
Ebü Eyyub el-Ensari'nin
bildirdiğine göre bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Beni Cennete sokacak bir
amel söyle" deyince, oradakiler: "Buna ne oluyor?" dediler.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu bırakınız, istediğini sorsun"
buyurup şöyle devam etti: "Allah'a ibadet edip Ona hiçbir şeyi ortak
koşmaman, namaz kılman, zekatı vermen ve akrabalarınla alakanı kesmemendir.
Şimdi (bineğini) bırak" buyurdu. Galiba Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bineğinin üzerindeydi.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (1396, 5982, 5983) ve Müslim (13).
Ebu Amr eş-Şeybanı der
ki: Şu evin sahibi -böyle derken eliyle Abdullah (b. Mes'üd)'un evine işaret
etti- bana şöyle dedi: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hangi amelin
daha sevgili olduğunu sorduğumda: "Vaktinde kılınan namazdır"
cevabını verdi. Ben: "Sonra hangisi?" diye sorunca, Allah'ın Resulü:
"Anne babaya iyilik etmek" cevabını verdi. Ben: "Sonra
hangisi?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah yolunda cihad etmektir" cevabını verdi. Abdullah der ki:
"Eğer ondan, daha fazlasını sorsaydım, muhakkak bana daha söylerdi."
[T] Sahih hadistir.
Buhari (527, 2782, 5970, 7534) ve Müslim (85).
Enes'in bildirdiğine
göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) büyük günahlar sorulunca:
"Allah'a ortak koşmak, anne babaya karşı gelmek, adam öldürmek ve yalan
şahitlik -veya yalan söylemek-" buyurdu.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (2653, 5977, 6871) ve Müslim (88).
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(İnsanı)
helak eden şu yedi şeyden kaçının" buyurunca, "Onlar nelerdir, ey
Allah'ın Resulü?" diye sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı
cana haksız yere kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz
ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak" buyurdu.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (2766, 7564, 6857) ve Müslim (89).
Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hırsız çalarken,
mümin olarak çalmaz. Zina eden, zina ederken mümin olarak zina etmez. İçki
içen, içerken mümin olarak içmez. Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim
ki, sizden biri, insanların, onun yüzünden gözlerini kendine kaldıracakları
kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mümin olarak yağmalamaz. Yine sizden
biri insanları aldatırken, mümin olarak aldatmaz. Sakın bunları yapmayın. Sakın
bunları yapmayın."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (57, 103).
Beyhaki der ki: Allah en
doğrusunu bilir, ama Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözüyle,
bunları yapanların kamil bir imana sahip olamayacağını kasdetmiştir. Zühri:
"Söylemek Allah'tan, tebliğ Allah'ın Resulü'ndendir ve bize de düşen
teslim olmaktır" derdi. Yine Zühri der ki: "Sahabe, Allah'a olan
tazimlerinden dolayı Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadislerini
olduğu gibi naklederler, günahları da ne şirk, ne de küfür saymazlardı."
Abdullah b. Ömer'in
bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında:
"Allah katında hangi ay en hürmetlidir?" diye sorunca, sahabe:
"Bu ayımız" cevabını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Hangi belde en hürmetlidir?" diye sorunca, sahabe: "Bu
beIdemiz" cevabını verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Peki hangi gün en hürmetlidir?" diye sorunca ise, sahabe: "Bu
günümüz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Öyle ise bilin ki, meşru sebep dışında, kanlarınızı,
mallarınızı, ırzlarınızı birbirinize, bu ayınız, bu beldeniz şu gününüz gibi
haram kılınmıştır" buyurduktan sonra üç defa: "Tebliğ ettim mi?"
diye sordu. Sahabe de her defasında: "Evet" cevabını verdiler.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (1742, 4403, 6043, 6166, 6785, 6868, 7077) ve Müslim 866).
Temim ed-Dari'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Din
samimiyettir, din samimiyettir, din samimiyettir. "Allah'a, Kitab'ına,
Peygamber'ine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara (karşı samimi
olmaktır)" buyurdu.
[T] Sahih hadistir.
Müslim (55).
Ebü Umeyye eş-Şa'bani
der ki: Ebü Sa'lebe el Huşeni'ye geldim ve: " Şu ayet hakkında ne
diyorsun?" diye sordum. Ebü Sa'lebe: "Hangi ayet?" karşılığını
verince, ben: "Ey iman edenler! Siz yalnız kendinizden sorumlusunuz. Eğer
siz doğru yolda iseniz, sapıklığa düşenler size hiçbir zarar veremezler ...
''[Maide 105] ayeti dedim. Bunun üzerine şöyle dedi:
Vallahi, bu ayeti bilen
bir kimseye sormuş durumdasıno Ben de bu ayeti Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) sormuştum ve şöyle buyurmuştu: "Birbirinize iyiliği emrediniz.
Kötülükten sakındırınız. Ancak cimriliğe boyun eğildiğini gördüğünde,
insanların arzu ve hevesleri peşinde gittiklerini gördüğünde, dünyanın dine
tercih edilip her görüş sahibinin kendi görüşünü beğendiğini ve artık senin
sözünün dinlenmediğini gördüğünde sen kendi nefsine bak. Avamın işini terk et.
Zira sizin ardınızda sabır günleri var. O günlerde sabretmek avuçta kor tutmak
gibidir. O günlerde amel işleyene, onun yaptığını yapan altmış kişinin sevabı
kadar sevap verilir."
Beyhaki der ki: Hakkında
Kur'an'da herhangi bir nas bulunmayan, sünnetin genelinde herhangi bir
uygulaması görülmeyen, tevile ve kıyasa ihtiyaç duyan farzların alt konuları ve
hükümlere yönelik diğer alanlar ise kulların geneline değil de bazı kesimlere
(alimlere) has olan alanlardır ve bu kesimin bunları bilmesi diğerlerinin
üzerinden sorumluluğu kaldırır.
Şafii der ki:
"İlmin bu derecesi, insanların genelinin ulaşamayacağı bir derecedir.
Bunları toplumun ileri gelenleri yeteri derecede yaparsa, bunları yapmayanlar
inşallah sorumluluktan kurtulurlar." Şafii, buna şu ayeti delil
göstermiştir: "İnananlar toptan savaşa çıkmamalıdır. Her topluluktan bir
gurubun dini iyi öğrenmek ve milletlerini geri döndüklerinde uyarmak üzere geri
kalmaları gerekli olmaz mı? Ki böylece belki yanlış hareketlerden
çekinirler."[Tevbe 122] Şafi, Allah yolunda cihadı, cenazenin namazını
kılıp defnetmeyi, selama karşılık vermeyi ve diğer farz-ı kifayeleri örnek
olarak vermiştir.
Beyhaki der ki: Kul,
ibadet ettiği şeyi bilirse, bu ibadetini, ibadet ettiği kişinin rızasına uygun,
sadece Onun için ihlasla yapmak, Onun rızası için münkerlerden sakınmalıdır ki
Allah'ın emrine hakkıyla teslim olmuş olsun. Yüce Allah bu konuda: "Oysa onlar,
doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı
kılmak ve zekatı vermekle emr olunmuşlardı"[Beyyine 5] buyurmuştur.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: "Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes
için niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah'a ve Resulü'ne ise, onun
hicreti Allah'a ve Resulü'nedir. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya
evleneceği bir kadına kavuşmak için hicret etmişse, onun hicreti de hicret
ettiği şeyedir."
Bunu Ömer b. el-Hattab,
Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işi tmiştir. [T] Sahih hadistir. Buhari (1/54, 2529, 3898,
5070, 6689, 6953) ve Müslim (1907).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Muhammed
Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Peygamberliğinin İsbatı