BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İ’TİKAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Kabir Azabına İman
Etmek
Kabir ve cehennem
azabından Yüce Allah'a sığınırız. Yüce Allah şöyle buyurur: "Şüphesiz,
Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler
iner. Onlara: ''Korkmayın, üzülmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin''
derler. Bizler sizin hem dünya hayatında, hem ahirette dostlarınızız ve size
orada nefislerinizin hoşlanacağı var, hem size orada ne isterseniz
var."[Fussilet 30,31] Mücahid: Bu söz, müminlere ölüm anında
söylenir" demiştir. Kafirler hakkında ise:
"Melekler yüzlerine
ve arkalarına vurarak ve ''Tadın yakıcı cehennem azabını'' (diyerek) o
kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin!"[Enfal 50] buyurmuştur.
Bu, onlara Cehennem azabına doğru gittiklerini bildirmek için söylenmektedir.
"Allah'a karşı
yalan uydurandan veya kendisine bir şey vahyedilmemişken ''Bana vahyolundu,
Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim'' diyenden daha zalim kim olabilir?
Bu zalimleri can çekişirlerken melekler ellerini uzatmış, ''Canlarınızı verin,
bugün Allah'a karşı haksız yere söylediklerinizden, O'nun ayetlerine büyüklük
taslamanızdan ötürü alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız'' derken bir
görsen!''[En'am 93] Bu ve önceki ayet, iman edenlerin kendilerine vaad edilen
Cennetle müjdelenmelerinin tersine, kafirlerin canları alınırken
zorlanacaklarını ve karşılaşacakları azabın kendilerine haber verileceğini
bildirmektedir. Firavun ailesi için ise: "Onlar, sabah akşam ateşe
sunuludar. Kıyamet çattığı gün, ''Firavun'un adamlarını azabın en ağırına
sokun'' denir"[Mümin 46] buyrulmaktadır.
İbn Ömer'in bir önceki
konuda geçen hadisi de aynı manaya işaret etmektedir. Yüce Allah: "Allah
inananları, dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde tutar;
zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar''[İbrahim 27] buyurmuştur.
Bera b. Azib'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müminin, kabirde sorulduğu zaman Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik
eder. Hz. Muhammed'i bilmesi, ''Allah inananları, dünya hayatında ve ahirette
sağlam bir söz üzerinde tutar; zalimleri de saptırır. Allah dilediğini
yapar''[İbrahim 27] buyruğunda anlatılan haldir."
[T] Sahih hadistir.
Buhari (1369, 4699) ve Müslim (2871).
Şu'be başka bir
kanaldan, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslümana kabirde
sorulduğunda, Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın Resulü
olduğuna şahidlik etmesi... buyruğunda anlatılan haldir'' deyip hadisi
zikretti.
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ölü, kabrine konulup dönüp gittikleri vakit, onların ayak seslerini
işitir. Eğer bu kişi mümin ise, namaz başucunda, oruç sağında, zekat solunda,
yaptığı hayırlar, sadakalar, akrabayla ilişkisi, insanlara yaptığı iyilikler de
ayak ucunda durur. Bu kişiye baş tarafından gelinince namaz: ''Benim tarafımdan
geçit yoktur'' der. Sonra sağından gelinince, oruç: ''Benim tarafımdan geçit
yoktur'' der. Sonra solundan gelinir, bu sefer zekat: ''Benim tarafımdan geçit
yoktur'' der. Ayak uçlarından gelinince de yaptığı hayırlar, sadakalar,
akrabayla ilişkisi ve insanlara yaptığı iyilikler: ''Benim tarafımdan geçit
yoktur'' derler. Sonra bu mümin kişiye: ''Otur!'' denilir ve bu kişi oturunca
kendisine güneş, batmaya yaklaşmış halde onun karşısına getirilip temessül
ettirilir ve: ''Şu adam hakkında ne dersin?'' diye sorulur. O: ''Bırakın namaz
kılayım'' deyince, ''Muhakkak sen yapacaksın (namazını kılacaksın),
soracaklarımızı bize haber ver'' karşılığı verilir. o: ''Bana ne
soracaksınız?'' diye sorunca, ''Şu içinizde olan adam hakkında görüşün nedir,
onun hakkında ne dersin, nasıl şahadet edersin?'' denilir. o: ''Onun Allah'ın
Resulü olduğuna ve Allah tarafından hak ile geldiğine şahitlik ederim''
karşılığını verince, kendisine: ''Bu (ikrar) üzere yaşadın, onun üzerine öldün
ve Allah dilerse bunun üzerine haşr olunacaksın'' denilir. Sonra kendisine cennet
kapılarından biri açılır ve: ''Orada kalacağın yere ve Allah'ın senin için
orada hazırladıklarına bak'' denilir. Böylece onun gıptası ve sevinci artar.
Sonra kab ri yetmiş arşın genişletilip aydınlatılır. Sonra ruhu, temiz ruhlar
içine katılır. O, cennette bir ağaca asılmış yeşil bir kuştur. Cesedi de
başlangıçta olduğu gibi toprağa iade edilir."
Muhammed der ki: Amr b.
el-Hakem b. Sevban'ın: "Allah onu tekrar diriltinceye kadar, ailesinden
kendisine en sevgili olanın uyandırdığı damadın uyuması gibi uyur"
dediğini duydum" deyip Ebü Hureyre'nin hadisine devam etti. Yüce Allah'ın,
"Allah inananları, dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerinde
tutar; zalimleri de saptırır. Allah dilediğini yapar"[İbrahim 27] buyruğu
buna işaret etmektedir.
Ölen kişi kafir biriyse,
kendisine baş tarafından gelinir hiçbir şey bulunamaz. Sonra sağından gelinir,
yine hiçbir şey bulunamaz. Sonra solundan gelinir, yine hiçbir şey bulunamaz.
Sonra ayak tarafından gelinir, yine bir şey bulunamaz. Ona: ''Otur!'' denilir.
Korku ve endişe içinde oturunca, kendisine: ''Şu içinizde olan adam hakkında
görüşün nedir, onun hakkında ne dersin, nasıl şahadet edersin?'' denilir.
Kafir: ''Hangi adam?'' diye sorunca, ona: ''İçinizde olan adam'' karşılığı
verilir. Kendisine: ''Muhammed'' denilinceye kadar kimden bahsettiklerini
bilemez. O zaman da: ''Bilmiyorum. İnsanların bir şeyler söylediğini duydum,
ben de onlar gibi söyledim'' der. Bunun üzerine kendisine: ''Bunun üzerine
yaşadın, bunun üzerine öldün, inşallah bunun üzerinde haşr olunacaksın''
denilip Cehennem kapılarından biri kendisi için açılır ve: ''Burası senin
cehennemdeki yerin ve Allah'ın senin için hazırladığı yerdir'' denilir. Bunun
üzerine pişmanlığı ve dövünüp durması artar. Sonra kendisine Cennet
kapılarından biri açılır ve: ''Eğer Allah'a itaat etseydin, Cennetteki Allah'ın
senin için hazırladığı cennetteki yerin burasıydı'' denilir. Bunun üzerine
pişmanlığı ve dövünmesi daha da artar. Sonra kaburga kemikleri birbirine
geçecek kadar kabri sıkıştırılır."
Ebü Hureyre der ki: Yüce
Allah'ın "Benim Kitab'ımdan yüz çeviren bilsin ki onun dar bir geçimi olur
ve kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz"[Taha 124] buyruğu buna
işaret etmektedir.
Said b. Amir, aynı
hadisi Muhammed b. Amr'dan rivayet etmiş ve müminle ilgili bölümde: "Sonra
kendisine Cehennem tarafından bir kapı açılır ve: ''Eğer Allah'a isyan
etseydin, Allah'ın senin için Cehennemde hazırladığı yerine bak'' denilir.
Bunun üzerine müminin gıptası ve mutluluğu daha da artar" cümlesini
ekledi.
1
[T] Hasen hadistir.
Müslim (2870)
Ömer b. el-Hattab'ın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ömer!
Yerin altındaki dört arşına iki arşınlık yerde olduğun zaman Münker ve Nekir'i
görünce halin ne olacak!" buyurunca, Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü!
Münker ve Nekir nedir?" diye sordu. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Onlar imtihan melekleridir. Gözleri çakan şimşek, sesleri bulut
gürültüsü gibidir. Yanlarında Mina halkı bir araya toplansa bile
kaldıramayacağı ağırlıkta bir kamçı vardır. Bu kamçıyı taşımak onlar için şu
sopamı taşımaktan daha kolaydır. Bunlar seni imtihan edecekler. Eğer bilmeyip
karıştırırsan onunla seni kül edercesine döverler" buyurdu. Hz. Ömer:
"Ey Allah'ın Resulü! Ben o zaman yine böyle miyim" diye sorunca ise
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" "cevabını
verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "O zaman, üstesinden gelebilmeyi temenni
ederim" dedi.
[T] Beyhaki Azabu'l-Kabr
(118) ve Abdurrezzak (6738) Amr b. Dinar'dan mürsel olarak.
Hadis bu isnadla tek
kanallıdır. Senedindeki Mufaddal bu hadisi rivayette tek kalmıştır. Bu hadisi
başka bir yolla İbn Abbas'tan, yine başka bir yolla sahih olarak Ata b.
Yesar'dan Hz. Ömer kıssasında mürsel olarak rivayet edilmiştir. Bu isnadla olan
rivayet: "Üç arşın bir karış, eni ise bir arşın bir karış"
şeklindedir ve kamçı da zikredilmemiştir.
Yine Bera b. Azib'in
kabir azabı kıssasında rivayet edilmiştir. Orada ise hadiste: "Ruhu
kendisine iade edilir ve iki melek gelirler" ibaresi vardır.
[T] Hasen hadistir. Ahmed
(4/287-288, 288, 295, 296, 297), Ebu Davud (3212, 7453,4754) ve İbn Mace (1547,
1549).
Beyhaki der ki: Zamanın
bir kısmında ruhların bedene iade edilmesi, yine zamanın bir kısmında sual
edilmesi ve zamanın bir kısmında azab edilmesi aklen imkansız değildir. Kabir
azabı hakkında gelen haberlere bakıldığında zamanların ayrı ayrı olması
imkansız değildir. Bu, Allah'ın dilediği gibi, dilediğine ve dilediği kadar
olur. Kabir azabından Allah'a sığınırız. Kabir azabı hakkındaki haberler
çoktur. Biz bu konuda, Kitab, sünnet ve diğer rivayetlerden oluşan müstakil bir
kitap yazdık. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabir azabından
Allah'a sığınmış, ümmetine de bunu emretmiştir.
Hz. Aişe'nin bildirdiğine
göre Yahudi bir kadın yanına girip kabir azabından bahsedip: "Allah seni
kabir azabından korusun" dedi. Hz. Aişe der ki: Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kabir azabını sordum. Bana: "Kabir azabı haktır"
buyurdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kıldığı her namazın
ardından, kabir azabından Allah'a sığınırdı."
[T] Sahih hadistir.
Buhari (1372, 6366) ve Müslim (584, 586).
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Biriniz namazı bitirdikten sonra, önce şu dört duayı yapsın, sonra
dilediği duayı yapsın: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından,
hayat ve ölümün fitnesinden ve Mesih-i Deccal'ın fitnesinden sana
sığınırım."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (588).
İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabeye tıpkı
Kur'an'dan bir süre öğretir gibi şu duayı öğretirdi: "Allahım! Cehennem
azabından sana sığınınm. Kabir azabından sana sığınınm. Mesih-i Deccal'ın
fitnesinden de sana sığınınm. Hayat ve ölümün fitnesinden dahi sana sığınınm,
deyiniz."
Beyhaki der ki: Şafii
der ki: Kulların dilemesi, Allah'a bağlıdır.
[T] Sahih hadistir. Müslim (590).
Memlerin Rabbi olan
Allah dilemedikçe kullar dileyemez. İnsanların amelleri, Allah'ın yarattığı
kulların fiilleridir. Hayır olsun, şer olsun kader Allah'tandır. Kabir azabı,
kabir ehlinin sorguya çekilmesi, öldükten sonra dirilmek, hesap vermek, Cennet
ve Cehennem haktır. Bunun dışında ve alimlerin ve İslam memleketlerindeki
onlara uyanların sünnetin getirdiklerinden bildirdikleri haktır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Sünnete Sarılmak
ve Bidatlerden Kaçınmak