BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İ’TİKAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Sünnete Sarılmak ve
Bidatlerden Kaçınmak
Yüce Allah şöyle
buyurur: "And olsun ki Allah, inananlara, ayetlerini okuyan, onları
arıtan, onlara Kitab ve hikmeti öğreten, kendilerinden bir peygamber
göndermekte iyilikte bulunmuştur.
Halbuki onlar, önceleri
apaçık sapıklıkta idiler''[Al-i İmran 164] buyurmuştur. Yine: "Eğer bir
şeyde çekişirseniz, Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız onun halini Allah'a
ve Peygamber'e bırakın ... "[Nisa 59] buyurmuştur.
Şafii der ki: İlmini iyi
bildiğim bir Kur'an aliminin, ayette geçen hikmet sözünden kastedilenin
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünneti olduğunu duydum.
Beyhaki der ki: Bu değerlendirme,
Hasan(-ı Basri), Katade ve Yahya b. Ebi Kesir'den de rivayet olunmuştur.
Beyhaki der ki: Şafii,
"Eğer bir şeyde çekişirseniz, Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız onun
halini Allah'a ve peygamber'e bırakın ... "[Nisa 59] buyruğunu: "Eğer
bir konuda ihtilafa düşerseniz, ihtilafa düştüğünüz şeyi Allah ve Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözüne havale ediniz" şeklinde açıklamıştır.
Meymun b. Mihran ise,
ayetteki Allah'a havale etmekten kastedilenin Allah'ın Kitab'ma havale etmek,
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) havale etmek ise (eğer Allah'ın
Resulü vefat etmişse) onun sünnetine havale etmek olduğunu söylemiştir.
İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Veda haccında halka
hitab edip şöyle buyurdu: "Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine
tapılmasından ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında, küçük gördüğünüz
amellerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için
bunlardan da sakınınız. Ey insanlar! Size, kendilerine tutunduğunuz takdirde
hiçbir zaman dalalete düşmeyeceğiniz iki şey bıraktım. Bunlar, Allah'ın Kitab'ı
ve Peygamber' inin sünnetidir. Her müslüman, müslümanın kardeşidir. Müslümanlar
kardeştir. Gönül rızasıyla verdiği hariç, hiç kimseye kardeşinin malı helal
değildir. Zulmetmeyiniz. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler
haline dönmeyiniz."
[T] Ahmed (2/368) ve
Bezzar (2850).
Ubeydullah b. Ebi Rafi,
babasından, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
nakleder: "Sakın sizden birini, emrettiğim ya da nehyettiğim bir husus
kendisine ulaşınca koltuğuna yaslanmış bir halde: ''Benim aklım ermez. Biz
Allah'ın Kitab'ında ne bulursak ona uyarız'' derken bulmayayım."
[T] Sahih hadistir. Ebu
Davud (4605), Hakim (1/108), İbn Mace (13), Tirmizi (2663).
Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bizim
dinimizde, onda olmayan bir şeyortaya atarsa, (onun ortaya attığı) o şey
batıldır" buyurmuştur.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (2697) ve Müslim (1718).
Sabit (sahih) olan
hadiste Cabir b. Abdillah der ki: Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hutbesinde Allah'a, layık olduğu şekilde hamd ve sena eder, sonra şöyle derdi:
"Allah'ın hidayete erdirdiğini dalalete düşürecek yoktur. Dalalete
düşürdüğünü de hidayete erdirecek yoktur. Sözlerin en doğrusu Allah'ın Kitab'ı,
yolların güzeli de Muhammed'in yoludur. İşlerin en kötüsü (dinde) sonradan
çıkarılan şeylerdir. (Dinde sonradan çıkarılan) her bid'at bir sapıklıktır ve
her sapıklık ateştedir."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (867).
İrbad b. Sariye der ki:
Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize sabah namazını kıldırdıktan
sonra son derece tesirli bir vaaz verdi ve bu vaazın tesirinden kalpler ürperip
gözler yaşardı. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Bu öğütler vedalaşan bir
kimsenin öğütleri gibidir, o halde bize vasiyette bulun" dedik. Bunun
üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah'tan
korkmanızı, başınıza bir köle geçse bile ona itaat etmenizi tavsiye ederim.
İçinizde yaşayacak olanlar (dinde) çok ihtilaflar görecektir. Bu sebeple benim
sünnetime ve benden sonraki hidayeti bulmuş olan Raşid Halifelerin sünnetine
sarılın. Ona azı dişlerinizle ısmrcasına sarılın. Dinde sonradan çıkarılan
şeylerden sakının. Çünkü dinde sonradan çıkarılan her şey, bid'attır, her
bid'at ta sapıklıktır."
[T] Sahih hadistir.
Tirmizi (2676), İbn Mace (43) ve Ahmed (4/126).
Ebü Hureyre'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir
hidayete davette bulunursa, buna uyanların sevaplarının bir misli ona gelir ve
bu durum, onların sevaplarından hiçbir şey eksiltmez. Kim dalalete çağrıda
bulunursa, buna uyanların günahlarından bir misli de ona gelir ve bu onların
günahlarından hiçbir eksiltme yapmaz."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (2674).
Münzir b. Cerir b.
Abdillah, babasından, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurduğunu nakleder: "Kim İslam'da güzel bir yol açarsa, onun sevabını ve
kendisinden sonra onu yapanların sevabını, onların sevaplarından bir şey
eksilmeksizin kazanır. Her kim de İslam'da kötü bir çığır açarsa onun günahı ve
kendisinden sonra onu yapanların günahı, onların günahlarından bir şey
eksilmeksizin onun sırtına yüklenir."
[T] Sahih hadistiL
Müslim (1017).
Kesir b. Abdillah,
babası kanalıyla dedesinden, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurduğunu nakleder: "Kim benden sonra terk edilen sünnetlerimden bir
sünneti ihya ederse, o kimseye, o sünnetle am el eden kişilerin sevabı kadar,
onların sevabından bir şey eksilmeksizin sevap verilir. Kim de Allah'ın ve
Resulü'nün razı olmayacağı bir bid'at çıkarırsa, o kimseye, o bid'at ile am el
eden kişilerin günahı kadar, onların günahından bir şey eksilmeksizin günah
yazılır."
[T] Tirmizi (2677), İbn
Mace (209, 210)
Ebu Zer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize iyiliği emredip kötülükten
sakındırmaktan, insanlara sünneti öğretmekten vazgeçmememizi emretti.
[T] Ahmed (5/165)
Beyhaki der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine tabi olmak farz olarak
hala bakiyse, onun sünnetine ancak öğrendikten sonra uyulabilir. Bu sünneti de
ancak kabul edebileceğimiz sadık haberle öğrenmeliyiz ki ona uyabilelim. Bu
sebeple Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetini öğrenmemizi ve
insanları bu sünnete çağırmamızı emretmiştir. Doğruya ulaşmak, Allah
sayesindedir.
İbn Mes'ud der ki:
Sözlerin en güzeli Allah'ın Kitab'ı, yolların güzeli de Muhammed'in yoludur.
İşlerin en kötüsü (dinde) sonradan çıkarılan şeylerdir. Bedbaht, anne
karnındayken bedbaht olan kişidir. Cennetlik te başkasından ibret alandır.
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine uyunuz, bidatler çıkarmayınız.
(Zira) size (dininiz konusunda) gerekli olanlar verilmiştir.
[T] Senedi sahihtir.
Buhari (6098, 7277).
Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yahudiler
yetmiş bir fırkaya, Hıristiyanlar da aynı şekilde fırkalara ayrılmışlardır.
Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır" buyurmuştur.
[T] Sahihtir. Ahmed
(2/332), Ebu Davud (4596) ve Tirmizi (2640).
el-Medhal adlı
kitabımızda ve başkalarında, Kitab' a, sahih sünnete, icmaya veya bunlardan
birine, bu kitapta bildirdiğimiz üzere Ehl-i sünnetten ayrılanlar gibi ters
düşülmedikçe ayrılığa düşmenin yerildiğini zikretmiştik. Yüce Allah bu konuda:
"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler
gibi olmayın ... ''[Al-i İmran 105] buyurmuştur.
Allah'ın sıfatları, Onu
görmek, Peygamber' inin şefaati ve başka konularda, Kitap, sonra sünnet, sonra
da sahabenin icmaı vardır. Bunlardan birisini yok sayan ve başka görüş
bildiren, Kitab ve sünnetin bildirdiği şeyleri de şeriatta olmayan usullerle
tevil eden, delil geldikten sonra, cahilliği sebebiyle ihtilafa düşmüş, sabit
sünnette gelen bir şeyi reddetmiş olur. Zahir olan bir şey, ancak onun
kuvvetinde veya daha güçlü bir delille terk edilebilir. Allah rahmetiyle
bizleri bu duruma düşmekten korusun.
Bunların ve
benzerlerinin durumu Ebü Hureyre'nin rivayeti ve onu tekid eden Muaviye'nin:
"Biri dışında, bunların (fırkaların) hepsi cehennemdedir. O da Cemaat
(Ehli sünnet)'tir" rivayeti, Amr b. Avfın: O da, İslam ve onların
toplulukları" rivayeti, ve Abdullah b. Amr'ın: O da, benim ve ashabımın
bulunduğu hal üzere olanlardır" rivayetiyle belirtilmiştir.
Sahabe, bu kitapta
belirttiğimiz asıl konularda görüş birliği yapmışlar ve hiçbiri diğerine aykırı
rivayette bulunmamıştır. Peri meselelerde ise, Kitab ve sünnetten hakkında nas
olmayan şeylerin bazılarında aynı görüşte olmuşlar, bazılarında ise ihtilaf
etmişlerdir. Görüş birliğinde oldukları konularda, hiç kimsenin onlara
muhalefet etmesi caiz değildir. İhtilaf ettikleri konularda ise, Şari (Allah)
bu tür konularda, ihtilaf edeceklerini bilmesine rağmen kendi ilimleriyle ve
görüşleriyle ictihadda bulunmalarına izin vermiş, görüşünde isabet edene iki,
yanılana ise bir sevap olduğunu bildirmiştir. Bu şekilde, içtihadın yolu
açılmış ve hata yaptıkları takdirde sorumlu olmadıkları bildirilmiştir.
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hakim, tüm
gücünü sarf ederek hüküm verdiğinde doğruyu bulursa iki mükafat alacaktır. Aynı
şekilde hüküm verdiğinde yanılırsa bir mükafat alacaktır" buyurmuştur.
[T] Sahih hadistir.
Tirmizi (1326) ve Nesai (8/223-224).
Beyhaki der ki: Bu
şekilde olan ihtilafı, Allah ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yermemişlerdir. Şafii, bütün gücünü harcayıp, Kitab'a, kendisine bildirilen
sünnete, icmaya ve sahih kıyasa ters düşmeyecek şekilde görüş bildirirken
ihtilaf edenlerin hepsinin üzerine düşeni yaptığını, yanıldıkları konuda ise
sorumluluklarının olmadığını söylemiştir.
Kişi, delillere bakarak
kıyas yaptığında, başkasının kıyas yaparak verdiği hükümden başka hüküm
verebilir. Bu durumda hüküm verenlerin ikisi de zahiren üzerine düşeni yapmış
olurlar ve delili, sünneti veya sahih kıyası tevil ederken gözlerinden kaçan
bir şeyden veya yanlıştan dolayı sorumlulukları olmaz. Kim, çoğunluğu oluşturan
fıkıh alimlerinden, sahabe ve tabiunun icma ettikleri ve ihtilaf ettikleri
şeyleri alırsa bunlar Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işaret ettiği
Fırka-i Naciye'den olurlar. Çünkü sahabe ve tabiun, Kitab, sünnet ve icmaya
göre hareket etmişlerdir.
Sünnete sarılanlara
düşmanlık eden bidat ehlinin Cehennemde ebedi kalacağını söyleyenler, bidat
ehlini bu düşmanlıkları sebebiyle kafir kabul ettikleri için böyle demişlerdir.
Onları tekfir etmeyen, cehennemden çıkacaklarını söyleyerek bu bidat ehlini
fasık müslümanlarla aynı konumda saymış, onların ebedi değil de bir müddet azab
göreceğini kabul etmişlerdir. Bunların kafir kabul edilemeyeceğini söyleyenler,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümmetim ... fırkaya
ayrılacak" buyruğunu delil saymışlardır. Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu sözüyle bütün fırkaları ümmetinden saymıştır. Allah en
doğrusunu bilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Bid'at Ehli
(Sapkın Görüş Sahipleri) ile Oturup Konuşmanın Yasaklanması