BEYHAKİ

KÜLLİYATI

İ’TİKAD

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Şefaat ve Müminlerin Cehennemde Devamlı Kalacağını Söyleyenlerin Sözlerinin Çürütülmesi

 

Yüce Allah, Peygamber'ine: "Belki de Rabbin seni övülecek makama Yükseltir."[İsra 79], "Rabbin şüphesiz sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın"[Duha 5] ve "Sizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra Biz Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtarır, zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakırız"[Meryem 71,72] buyurmaktadır.

 

 

Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ben, kıyamet günü ilk şefaat edecek kişiyim. Yine ben kıyamet günü peygamberler arasında en çok tabisi olan kişiyim. Peygamberlerden öyleleri vardır ki, kıyamet günü kendisini tasdik eden sadece bir kişi bulunacaktır."

 

[T] Sahih hadistir. Müslim (196).

 

 

 

Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ben peygamberlerin önderiyim, bunu övünmek için söylemiyorum. Ben, peygamberlerin sonuncusuyum, bunu övünmek için söylemiyorum. Ben şefaat edeceklerin ilkiyim, şefaat verilenenlerin de ilkiyim, bunu övünmek için söylemiyorum."

 

[T] Darim! (49).

 

 

 

Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her peygamberin, ümmeti için yaptığı bir duası vardır. Ben ise duamı şefaat etmek için kıyamet gününe sakladım" buyurmuştur.

 

[T] Sahih hadistir. Müslim (200, 199) ve Buhari (6305).

 

Ubey b. Ka'b, Ebu Hureyre, Abdurrahman b. Ebi Akil ve başkaları, mana olarak aynı rivayetlerde bulunmuşlardır.

 

 

 

Enes, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet günü müminler toplanırlar ve üzüntü içinde: ''Rabbimize bir şefaatçi göndersek de Rabbimiz bizi bu (sıkıntılı) yerimizden rahata kavuştursa'' deyip Hz. Adem'e giderek şöyle derler: ''Ey Adem! Sen insanların babasısın. Allah seni eliyle yarattı, melekleri sana secde ettirdi ve her şeyin ismini sana öğretti. Bizim için Rabbin katında şefaat et de bizi şu (sıkıntılı) yerimizden (kurtarıp) rahata kavuştursun. ''Hz. Adem onlara: ''Ben sizin dediğiniz makamda değilim'' deyip işlediği günahı zikrederek: ''Ama siz Nuh'a gidiniz. Çünkü o, Allah'ın yeryüzüne gönderdiği ilk elçidir'' der. Bunun üzerine Hz. Nuh'a giderler ve Nuh onlara: ''Ben sizin dediğiniz makamda değilim'' deyip işlediği günahı zikrederek: ''Ama siz Rahman'ın dostu İbrahim'e gidiniz'' der. Hz. İbrahim'e giderler ve İbrahim de onlara: ''Ben sizin dediğiniz makamda değilim'' deyip işlediği günahları zikrederek: ''Ama siz, Allah'ın kendisine Tevrat'ı verdiği ve apaçık bir şekilde konuştuğu Musa'ya gidiniz'' der. Hz. Musa'ya giderler ve Musa onlara: ''Ben sizin dediğiniz makamda değilim'' deyip işlediği günahı zikrederek: ''Ama siz Allah'ın ruhu ve kelimesi olan İsa'ya gidiniz'' der. Hz. İsa'ya gittiklerinde ise o da: ''Ben sizin dediğiniz makamda değilim. Ama siz Yüce Allah'ın, geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı kulolan Muhammed'e gidiniz'' der.''

 

Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Bana gelirler ve onlarla gidip Rabbimin huzuruna çıkmak için izin isterim. Bana izin verilir ve Rabbimi görünce secdeye kapanırım. Allah beni bir müddet bu durumda bıraktıktan sonra: ''Ey Muhammed! Başını kaldır. İste verilsin, şefaat et, şefaatin kabulolunsun'' buyurur. Ben, Allah'ın bana öğrettiği şekilde hamd ederim, sonra bana belli bir miktar yetki verilir, (ben o yetkinin yettiği kadar bir kısmı) Cennete koyarım. Sonra ikinci defa dönüp Rabbimin huzuruna çıkmak için izin isterim. Bana izin verilir ve Rabbimi görünce secdeye kapanırım. Allah beni bir müddet bu durumda bıraktıktan sonra: ''Ey Muhammed! Başını kaldır. İste verilsin, şefaat et, şefaatin kabulolunsun'' buyurur. Ben, Allah'ın bana öğrettiği şekilde hamd ederim, sonra bana ikinci defa belli bir miktar yetki verilir, (ben o yetkinin yettiği kadar bir kısmı) Cennete koyanm. Sonra üçüncü defa dönüp Rabbimin huzuruna çıkmak için izin isterim. Bana izin verilir ve Rabbimi görünce secdeye kapanınm. Allah beni bir müddet bu durumda bıraktıktan sonra: ''Ey Muhammed! Başını kaldır. İste verilsin, şefaat et, şefaatin kabulolunsun'' buyurur. Ben, Allah'ın bana öğrettiği şekilde hamd ederim, sonra bana üçüncü defa belli bir miktar yetki verilir, (ben o yetkinin yettiği kadar bir kısmı) Cennete koyanm ve geri dönüp: ''Ey Rabbim! (Cehennemde) ebedi olarak kalması vacip olmuş veya Kur'ar..'ın hapsettikleri dışında kimse kalmadı'' derim."

 

[T] Sahih hadistir. Buhari (3361, 4712, 4476, 6565, 7410, 7440, 7510, 7516) ve Müslim (193,194).

 

Ebu Hureyre ve başkalan, Allah'ın Resulü'nden şefaatle ilgili hadisi uzun bir metin şeklinde rivayet etmişlerdir.

 

 

 

Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "La ilahe illallah deyip de kalbinde bir arpa ağırlığınca hayır bulunan kimse, Cehennemden çıkacaktır. La ilahe illallah deyip de kalbinde bir buğday ağırlığınca hayır bulunan kimse Cehennemden çıkacaktır. La ilahe illallah deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca hayır bulunan kimse cehennemden çıkacaktır." Hişam, son kısımda: "Zerre ağırlığınca" derken, Şu'be: "İnci tanesi ağırlığınca" demiştir.

 

Beyhaki der ki: Hişam ed-Destuval'nin rivayeti daha sahihtir.

 

 

 

İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Muhammed'in şefaatiyle, Cehennemlikler diye adlandırılan bir topluluk cehennemden çıkıp Cennete girecekler."

 

[T] Sahih hadistir. Buhari (6566).

 

Cabir b. Abdillah der ki: Şu kulaklarımla, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah bir topluluğu Cehennemden çıkarıp cennete koyacaktır" buyurduğunu duydum. [T] Buhari (6558) ve Müslim (1/178).

 

Hammad b. Zeyd aynı hadisi Amr b. DInar'dan nakletmiş ve şefaat sözünü de eklemiştir.

 

 

 

Yezid el-Fakir anlatıyor: Haricilerin görüşlerinden biri iyice kalbime işlemişti ve genç biriydim. Bir grupla haccetmek, sonra halka karşı çıkarak propaganda yapmak niyetiyle kalabalık bir grup içinde yola çıktık ve Medine'ye uğradık. Derken, Cabir b. Abdillah'ın, bir direğin yanına oturmuş Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadis rivayet etmekte olduğunu gördüm. Bir ara cehennemliklerden bahsedince ben:

"Ey Resulullah'ın sahabisi! Yüce Allah, ''Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun'' "[Al-i İmran 192] ve ''Oradan çıkmak isteyişlerinin her defasında geri çevrilirler''[Secde 20] buyururken sizin bu anlattığınız da nedir?" dedim. Cabir, bana: "Evladım! Kur'an okuyor musun?" diye sorunca, ben: "Evet" cevabını verdim. Cabir: "Yüce Allah'ın, Hz. Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ulaştıracağı Makam-ı Mahmüd'u duydun mu?" diye sorunca, ben: "Evet" karşılığını verdim. Cabir: "İşte Yüce Allah'ın onunla bazı kullarım Cehennemden çıkaracağı makam budur" dedikten sonra Sırat'ın kurulmasını ve insanların üzerinden geçmesini anlattı. Ben bunları ezberimde tutamamış olmaktan korkarım; ancak, bazı insanların Cehenneme girdikten sonra çıkacaklarım iddia etti ve:

 

"Susam çubuğu gibi Cehennemden çıkacaklar ve Cennet nehirlerinden birine girip yıkanarak beyaz sayfalar gibi (tertemiz) çıkacaklar" dedi. Müteakiben hacdan döndük (ve bir birimize): "Yazıklar olsun size! Bu ihtiyarın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinden yalan söyleyeceğini mi zannediyorsunuz?" diyerek (Haricilik davasından) döndük. Vallahi bizden bir adamdan başka Haricilikte kalan olmadı.

 

[T] Sahih hadistir. Müslim 1 (179- 180).

 

Beyhaki der ki: Bu babdaki Ebu Said el-Hudri'nin hadisinde Cehennemde kalacak olanların ve oradan çıkacak olanların durumu da izah edilmektedir.

 

 

 

Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ateş ehli (ebedi olarak cehennemde kalacak) olan cehennemliklere gelince: Şüphesiz ki onlar cehennemde ne ölürler, ne de yaşarlar. Ama bir takım insanlar vardır ki, günahları sebebiyle kendilerine ateş isabet edip kömür oldukları zaman (onlar hakkında) şefaata izin verilecek. Bunlar, takım takım getirilerek cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: (Cennetliklere) ''Ey cennetlikler! Şunların üzerine su serpin'' denilir, bu suretle sel kalıntısında olan tohumun (hızla) bittiği gibi biterler."

 

[T] Sahih hadistir. Müslim (185).

 

 

 

Ebu Said el-Hudri: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?'' diye sorduk" deyip daha önce geçen Allah'ı görmekle ilgili rivayeti, kıyamet günü münadinin seslenmesini, secde edecek olanların secdeye varmasını zikredip şöyle devam etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sonra Cehenneme bir köprü kurulur" buyurdu. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Anamız babamız sana feda olsun, köprü nedir?" diye sorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Kaypak ve kaygan bir şeydir. Orada kancalar, çengeller ve demirden dikenler vardır. Bunlar Necd'de bulunan ve Sa'dan denilen (olta iğnesi gibi bükülmüş) sert dikencikler gibidir. Bu köprüden, müminlerin kimi şimşek gibi, kimi kuş gibi, kimi göz kırpacak kadar zaman içinde, kimi en iyi cins ata binmiş süvari gibi geçerler. Kimi tırmıklar içinde perişan olmuş olarak salıverilir, kimi de yığılıp kalır."

Ebu Ahmed der ki: "Yığılıp kalan, Cehennem ateşinde olandır." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml şöyle devam etti: "Canım elinde olana yemin ederim ki sizden hiç kimsenin, hakkı tamamıyla kurtarmak hususunda Allah'a yalvarıp yakarması, kıyamet gününde müminlerden ateşte olan kardeşleri için Allah'a yalvarmaları kadar şiddetli olmaz. Onlar: ''Ey Rabbimiz! Bu kardeşlerimiz, bizimle beraber namaz kılarlar, oruç tutarlar, haccederler ve cihad ederlerdi, ama cehennem onları aldı'' derler. Onlara: ''Gidiniz ve tanıdığınız kimseleri dışarı çıkarınız, onların suretleri ateşe haram edilir'' denir. Artık bunlar kimi ayaklarına, kimi bacaklarının yarısına, kimi dizlerine, kimi de böğrüne kadar ateşe dalmış pek çok kimseyi cehennemden çıkarırlar. Sonra dönüp aynı şeyi söylerler ve Yüce Allah kendilerine: ''Gidiniz ve kalbinde bir kırat ağırlığında hayır olanı Cehennemden çıkarınız'' buyurur. Gidip bir çok kişiyi çıkarırlar, sonra dönüp tekrar aynı şeyi konuşurlar. Yüce Allah onlara: ''Gidiniz ... ve Cehennemden çıkarınız'' sözünü söylemeye devam eder ve sonunda: ''Gidiniz ve kalbinde zerre ağırlığınca hayır olanı çıkarınız'' buyurur."

 

Ebu Said bu hadisi anlattığı zaman: "Eğer inanmıyorsanız, ''Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat arttırır ve yapana büyük ecir verir''[Nisa 40] ayetini okuyunuz" derdi. "Onlar: ''Ey Rabbimiz! Orada hayır sahibi olan hiç bir kimseyi bırakmadık'' derler. Yüce Allah: ''Melekler şefaat ettiler, peygamberler şefaat ettiler, müminler de şefaat ettiler. Şefaat etmedik bir Erhamu'rRahimin kaldı'' buyurup Cehennemden bir gurubu toplar ve dünyada iken hiç bir hayır işlemeyip de Cehennemde kömüre dönmüş birçok kimseyi çıkarır. Onları Cennetteki hayat nehri adı verilen bir nehre atar, o nehirden onlar sel kalıntısında olan tohumun (hızla) bittiği gibi biterler. Görmüyor musunuz sel kalıntısındaki tohum, taş altında da, ağaç altında bile biter, güneşe bakan tarafı bir parça sarımtırak, yeşilimtırak olur. Gölgede kalan tarafı ise bembeyaz kalır." Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Sanki çölde çobanlık etmiş gibisin" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Bu şekilde inciler gibi biterler ve boyunlarına halkalar takılır ve bu cehennemlikler cennete bırakılır. Bunlar, işlenmiş bir amelleri ve takdim ettikleri bir hayırları olmaksızın Allah'ın Cehennemden çıkardığı kimselerdir. Allah onlara: ''Alınız, aldığınız her şey sizindir'' buyurur. Bunun üzerine onlar alacaklarını alıp bitirince: ''Keşke aldıklarımızı Allah bize verse'' derler. Yüce Allah: ''Size, aldığınızdan daha üstün alanını vereceğim'' buyurur. Onlar: ''Ey Rabbimiz! Hangi şey aldıklarımızdan daha üstündür?'' diye sorunca, Allah: ''Benim rızam! Bundan böyle size gazab etmeyeceğim'' buyurur."

 

 

 

Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yanan bir topluluk Cehennemden çıkıp Hayat denilen bir nehire giderek yıkamrlar ve bu nehirden dalında yeni bitmiş bir filiz gibi yeniden ve taze bir bedenle çıkarlar. Bunlar Cennette bir süre kalınca kendilerine: "Canınız bir şey istiyor mu?" diye sorulur. Onlar: "Bu ismin (Cehennemlikler ismi) bizden kaldırılmasını istiyoruz" derler ve bu isim kendilerinden kaldırılır."

 

[T] Ravileri güvenilirdir. el-İstidrak (234) ve el-İhsan'da (7432) geçtiği üzere İbn Hibban mana olarak aynı rivayette bulundu.

 

 

 

Ebü Hureyre'nin bildirdiğine göre insanlar: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dolunayın önünde bulut olmadığı gece Ay'ı görmekte zorlanır mısınız?" karşılığını verdi. İnsanlar: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneşin önünde bulut olmadığı zaman onu görmekte zorlanır mısınız?" diye sordu. İnsanlar: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet günü Rabbinizi böyle göreceksiniz. Allah, kıyamet günü insanları toplayıp: ''Kim (Allah'tan başka) bir şeye tapmış ise onun peşinden gitsin'' buyurur. Güneş'e tapan Güneş'in, Ay'a tapan Ay'ın, tağutlara tapan tağutların peşinden gidecek ve geriye bu ümmet kalacak" buyurup Allah'ı görmekle ilgili hadisi zikretti.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Cehennem köprüsü kurulur ve ondan ilk geçen ben olurum. O gün peygamberlerin duası ''Allahım! Bizi selamete erdir'' şeklindedir. Cehennemde, deve dikeninin dikenlerine benzer kancalar vardır. Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?" Sahabe: "Evet, ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İşte o kancalar, tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onların büyüklüğünü sadece Allah bilir. Bu kancalar, insanları (kötü) amelleri sebebiyle kaparlar. İnsanların bir kısmı (kötü) am eli sebebiyle helak olur. Bir kısmı da ateşin içine yıkılır, sonra kurtulur. Nihayet Allah, kullar arasında hüküm vermeyi bitirip rahmetiyle, Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik edenlerden dilediklerini Cehennemden çıkarmayı irade edince meleklere, onları çıkarmaları için emir verir. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanırlar ve ateşten kavrulmuş bir şekilde onları çıkarırlar. Üzerlerine hayat suyu dökülür ve sel kalıntısında olan tohumun (hızla) bittiği gibi biterler. Geriye sadece yüzü ateşe dönük bir kimse kalır ve bu kişi: ''Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti, alevi de beni kavurdu'' diye bir müddet yalvardıktan sonra, Allah: ''Ben bu istediğini versem, bundan başkasını da istemeyesin'' buyurur. Adam: ''İzzet ve celaline yemin olsun hayır! Bundan başkasını istemem!'' karşılığını verince Allah, bunun üzerine onun yüzünü ateşten çevirir. Sonra Adam: ''Ey Rabbim! Beni cennetin kapısına yaklaştır!'' der. Allah:"Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair söz vermedin mi? Ey Ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!'' buyurunca, adam bu isteğine devam eder ve sonunda Allah ona: ''Ben bu istediğini versem, bundan başkasını da istemeyesin'' buyurur. Adam: ''İzzet ve celaline yemin olsun hayır! Bundan başkasını istemem!'' karşılığını verip, başka şey istemeyeceğine dair yeminler edip söz verir. Allah onu Cennetin kapısına yaklaştırınca, Cennetin içindekileri görür ve bir müddet sustuktan sonra: ''Ey Rabbim! Beni Cennete sak'' der. Yüce Allah: ''Benden başka bir şey istemeyeceğine dair yeminler edip söz vermemiş miydin? Ey Ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!'' buyurur. Adam: ''Ey Rabbim! Beni kullarının en bedbahtı yapma'' deyip yalvarmaya devam eder ve sonunda Cennete girmesine izin verilir. Cennete girince kendisine: ''Şunu iste'' denilir. Adam isteyince, yine: ''Şunu ve şunu da iste'' denilir. Adamın isteyecek bir şeyi kalmayınca, ona: ''Bütün bunlar ve bir katı daha senindir'' denilir."

 

[T] Sahih

 

Ebu Hureyre der ki: Bu kişi, Cennete son girecek kişidir." (Ata b. Yezid el-Leysi der ki) Bu sırada Ebu Said el-Hudri, Ebu Hureyre ile beraber oturmuş ve onun naklettiği hadisten bir şey değiştirmemişti. Ebu Hureyre hadisi bitirip: "Bütün bunlar ve bir katı daha senindir, denilir" sözüne gelince Ebu Said: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bütün bunlar ve on katı senindir" buyurduğunu duydum" dedi. Bunun üzerine Ebü Hureyre, ben bu hadisi: "Bütün bunlar ve bir katı daha senindir, denilir" şeklinde ezberledim" dedi.

 

 

 

Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, herhangi bir günde beni anan veya herhangi bir yerde benden korkanları Cehennem'den çıkarınız, buyuracaktır." 

 

[T] Tirmizi (2594), İbn Huzeyme Tevhid (451, 452, 453) ve Hakim (1/70).

 

Ebü Hureyre, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Her peygamberin kabul edilen bir duası vardır. Ben ise duamı ümmetime şefaat için sakladım. Bu şefaatim Allah'a ortak koşmadan ölenlere inşallah ulaşacaktır."  [T] Sahih. Müslim (199).

 

Beyhaki der ki: Aynı hadisi, Muaz b. Cebel, Ebü Zer, Ebü Müsa, Avf b. Malik ve başkaları da Allah'ın Resulü'nden rivayet etmişlerdir.

 

 

 

Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyenleri içindir" buyurmuştur.

 

[T] Sahih hadistir. Tirmizi (2435), Hakim (1/69); Beyhaki, es-Sünenu'l-Kübra (8/17) ve Şuabu'l-İman (310).

 

 

 

Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyenleri içindir" buyurup, "Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz''[Nisa 31] ayetini okudu.

 

[T] Ravileri Müslim'in ravileridir. Ahmed (2/75) ve İbn Ebi Asım (791).

 

 

 

Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şefaat etmem ve ümmetimin yarısının Cennete girmesi arasında muhayyer bırakılınca, ben şefaati tercih ettim. Çünkü şefaat, daha kapsamlı ve daha geneldir. Siz, şefaatimin takva sahibi müminler için mi olduğunu zannediyorsunuz; hayır, şefaatim, günahkar, kirli, hata işleyen kimseler için olacaktır."

 

[T] Ahmed (2/75).

 

 

 

Huzeyfe b. el-Yeman, bir adamın: "Allahım! Beni, Muhammed'in şefaatinin isabet edeceği kişilerden eyle" dediğini duyunca: "Allah, müminleri şefaate muhtaç bırakmayacaktır. Şefaat, günahkar mümin ve müslümanlar içindir" dedi.

 

 

 

İbn Abbas, "Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ... "[Enbiya 28] ayetini açıklarken: "Allah'tan başka ilah olmadığına dair şahadetlerinden hoşnut olduğu kimseler kastedilmiştir" dedi.

 

 

 

Süddi der ki: Murre el-Hemdani'ye, Yüce Allah'ın, "Sizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür"[Meryem 71] buyruğunu sorduğumda Abdullah b. Mesüd'un, kendilerine Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildirdiğini söyledi: "Tüm insanlar Cehenneme uğrayacaklar, sonra amelleri karşılığında oradan çıkıp kurtulacaklardır. Oradan ilk çıkacak olanların hızı şimşeğin parlaması gibidir. Sonra rüzgar gibi, sonra atın koşması, sonra da devenin üzerindeki binici gibi, sonra da insanların koşması gibi daha sonra da insanın yürümesi gibi (geçip Cehennemden) kurtulacaklardır. "

 

[T] Hasen. Tirmizi (3159), Ahmed (1/435), Darimi (2810), Hakim (2/375, 4/586) ve Ebu Ya'la (5089, 5282).

 

 

 

Ebu'l-Ahvas, bu hadisi İbn Mes'üd'dan: "Sizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür"[Meryem 71] buyruğunda kastedilenin Sırat olduğunu nakletmiştir.

 

 

 

İbn Abbas, ayette geçen ''.....'' kelimesinin geçmek olduğunu söylemiş, ve "Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"[Enbiya 98] ve "Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"[Hud 98] ayetini delil olarak göstermiştir.

 

[T] Hakim (2/375-376)

 

 

 

Cabir b. Abdillah, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vurüd, girmektir" buyurup, "Sonra Biz Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtarır, zalimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakırız"[Meryem 72] ayetini okuduğunu bildirir. Bu rivayeti el-Cami ve el-Ba's adlı kitaplarımızda diğer rivayetlerle beraber zikretmiştik.

 

[T] Sahih hadistir. Müslim (2496).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resullullah'ın Melekler, Kitaplar, Nebiler, Dirilme, Hesap, Mizan, Cennet, Cehennem Hakkında Bildirdiklerine, Cennet ve Cehennemin Yaratılmış ve Hakedenler İçin Hazırlandığına, Havz'a, Kıyamet Alametlerine İman