BEYHAKİ

KÜLLİYATI

KADER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Allah'ın Saptırması ve Doğru Yola iletmesine Dair Bölüm

 

Yüce Allah şöyle buyurdu: "Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınhkları içinde şaşkın olarak bırakır"[A'raf 186], "Allah kimi dilerse onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola iletir"[En'am 39], "Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın"[Kehf 17] ve: "Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur''[Ra'd 33] Yine şöyle buyurdu: "Allah kime de hidayet ederse, artık onu saptıracak yoktur"[Zümer 37], "Fakat O, dilediğini saptırır"[Nahl 93], "Allah'ın saptırdığını kim doğru yola eriştirebilir?''[Rum 29] ve: "Allah bir bilgiden dolayı onu sapıklık içerisinde bırakmış"[Casiye 23] Yine şöyle buyurdu: "Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir"[Kasas 56] ve "Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz?"[Nisa 88]

 

 

343-344- İbn Abbas bildiriyor: Cinnet geçirenlere efsunla tedavi uygulayan Ezd-i Şenueli Dimad, Mekke'ye geldiği zaman Mekkeli bazı sefihlerin: "Muhammed delirmiş" dediklerini duydu. Kendi kendine: "Şu adamın yanına gideyim, belki Allah benim sayemde onu iyileştirir" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile karşılaşınca ona: "Ey Muhammed! Ben delirmişlere rukye (efsun) yaparım. Yüce Allah dilediğine benim sayemde şifa verir. Sana da okuma mı ister misin?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hamd Allah'ındır. O'na hamd eder ve O'ndan yardım dileriz. Allah'ın hidayete er dir diğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimse hidayete erdiremez. Allah'tan başka ilah olmadığına, tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed'in de O'nun kulu ve Resulü olduğuna şahadet ederim. Konuya gelince H' " karşılığını verdi. Dimad ona: "Bu söylediğin sözleri bana bir daha tekrar eder misin?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları ona üç defa tekrar etti.

Bunun üzerine Dimad: "Ben kahinlerin, büyücülerin ve şairlerin sözlerini dinledim, ama senin bu sözlerinin benzerini işitmiş değilim! Sözlerin derya gibi sözler. Elini uzat da ben de İslam dini üzere sana biat edeyim" dedi. Dimad bu şekilde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat etti. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Senin ve kabilenin adına da mı?" diye sorunca, Dimad: "Benim ve kabilem adına da (biat ediyorum)" dedi.

 

Daha sonraları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir müfreze gönderdi. Bu müfreze Dimad'ın kabilesine uğrayınca komutan diğer askerlere: "Bu kabileden bir şeyaldınız mı?" diye sordu. Adamın biri: "Bir matara almıştım" karşılığını verince, komutan: "Onu geri ver! Zira bunlar Dimad'ın kabilesindendir" dedi.

Lafzı, Muhammed b. el-Müsenna'nın Abdula'la'dan rivayetiyledir.

Yezid b. Zuray'ın rivayetinde eksik ve fazla bazı harfler vardır. Şu ibareler eklenmiştir: "O'na iman eder, O'na tevekkül ederiz. Nefislerimizin kötülüklerinden Ona sığınırız. Allah'ın hidayete er dir diğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimse hidayete erdiremez."

 

Müslim, Sahih'de Muhammed b. el-Müsenna'dan rivayet etti.   [T] Müslim (868).

 

 

 

345- Ebü Ubeyde b. Abdillah b. Mes'üd, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihtiyaç duasını bizlere şöyle öğretti: "Hamd ancak Allah'ındır. O'ndan yardım ister ve O'ndan bağışlanma dileriz nefislerimizin şerrinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimseler hidayete erdiremez. Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de O'nun kulu ve Resulü olduğuna şahadet ederim."

 

Sonrasında: "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir''[Nisa 1] ayetini, sonra "Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin"[Al-i İmran 102] ayetini, sonra da "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin"[Ahzab 70] okur ve ardından da ihtiyacı olan şeyi dile getirirdi.

 

Bu hadis bize Ebu İshak kanalıyla Ebu Ubeyde ve Ebu'l-Ahvas'tan, o Abdullah'tan, ayrıca Ebu İyad kanalıyla Abdullah'tan rivayet edildi.   [T] Ebu Davud (2118), Tirmizi (1105), Nesai (1403, 3277) ve İbn Mace (1892).

 

 

 

346- Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesinde Allah'a layıkıyla hamdu senada bulunduktan sonra şöyle buyururdu: "Allah'ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz, Allah'ın saptırdığını da kimse hidayete erdiremez ... "

Müslim, Sahih'de Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Veki'den rivayet etti.

 

 

 

347-348- Ebu Hureyre bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), amcasına: "La ilahe illallah de, kıyamet günü bu kelimeyle senin için şahitlik edeyim" deyince amcası (Ebu Talib): "Eğer Kureyş ölüm korkusuyla söyledi diyerek beni ayıplamayacak olsaydı sırf seni sevindirmek için bu kelimeyi söylerdim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah: "Şüphesiz sen sevdiklerine hidayet veremezsin. Lakin Allah dilediğine hidayet verir"[Kasas 56] ayetini indirdi.

 

Müslim, Sahih'inde Muhammed b. Hatim kanalıyla Yahya b. Said'den rivayet etti.  [T] Müslim (25).

 

 

 

349- İbn Abbas bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: "Allahım! Sana teslim oldum, ben sana inandım, sana dayandım.

 

Yüzümü gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücadele ettim. Allahım! Beni saptırmandan yine sana, senin büyüklüğüne sığınınm ki, senden başka ilah yoktur. Ölmeyecek diri yalnız sensin. Cinler ve insanlar ise, hep ölümlüdürler!"

 

Buhari, Sahih'inde Ebu Ma'mer'den ve Müslim ise Haccac b. eş-Şair kanalıyla Ebu Ma'mer ile büyük Abdulvaris'ten rivayet etti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah'ın Dilediği Kimseyi Delalete Düşürmesindeki Adalet...