BEYHAKİ KÜLLİYATI |
EDEB |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Mu'min Ve Salihlerin
Musibet'e Maruz Kalmaları
Müminin Maruz Kaldığı
Her Musibette Hakkında Hayır Dilenmiş Olması
893- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman kişi ekin gibidir. Rüzgarın ekini sallayıp durması gibi
musibetler de onu sallayıp durur. Münafık ise çam ağacı gibidir. Dibinden
kesilinceye kadar yerinde sabit bir şekilde kalır."
[T] Müslim, münafikun
(4/2163).
894- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah,
hakkında hayır dileği kişiye belalar musallat eder" buyurmuştur.
[T] Buhari (10/103) ve
Müslim (3/2163).
895- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Sevabın büyüklüğü, belanın büyüklüğüne göredir. Asıl sabrın, musibetle
ilk karşılaşıldığında gösterilmesi gerekir. Allah bir kavmi sevdiği zaman onları
(belalarla) imtihan eder. Artık kim buna (karşılaştığı musibetlere) rıza
gösterirse Allah'ın rızasını kazanır. Kim de öfkelenirse Allah'ın gazabını
kazanır."
[T] İsnadı hasendir.
Tirmizi (2396) ve İbn Mace 2/1338 (4031).
896- Sinan el-Hadremi'ni
vasıtasıyla Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Allah bir kavim hakkında hayır dilediği zaman onları
belalarla imtihan eder" buyurmuştur.
[T] İsnadı hasendir. Ebu
Ya'la, Müsned 7/223 (4222).
Sinan, Sinan b. Rabia
Ebu Rabia el-Hadrami'dir.
Mahmud b. Lebid'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah bir topluluğu sevdiği zaman onları belalara maruz bırakır. Bunlara
sabreden bunun karşılığını alır. Bunlardan dolayı endişeye kapılanın kazancı da
endişesi olur." [T] İsnadı
sahihtir. Ahmed (23623, 23633, 23641).
897- Ebu Musa'nın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim ümmetim
kendisine merhamet edilmiş bir ümmettir ve ahirette kendisi için azab yoktur.
Onun azabı ancak dünyada depremler, öldürmeler ve fitnelerdir"
buyurmuştur.
[T] İsnadı hasendir. Ebu
Davud 4/468 (4278).
898- Ebü Burde der ki:
İbn Ziyad'ın yanında oturmaktaydım ve yanında Abdullah b. Yezid bulunmaktaydı.
Haricilerin liderleri getirildi. Her bir lider getirilmesinde: "Bu
cehennemliktir" dedim. Bunun üzerine Abdullah b. Yezid: "Böyle yapma,
yeğenim! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu ümmetin azabı
dünyalarındadır'' buyurduğunu işittim" dedi.
[T] İsnadı sahihtir.
Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (1/261, 262).
899- Abdullah b.
Muğaffel bildiriyor: Adamın biri (İslam geldikten sonra) Cahiliye döneminde
iken fahişe olan bir kadınla oynaşmaya başlayıp elini kadına uzatınca, kadın:
"Yavaş ol, Allah şirki götürüp Affan'ın bir rivayetinde: "Cahiliye'yi
götürüp" ibaresi geçmiştir- İslam'ı getirdi" dedi. Bunun üzerine adam
dönüp kaçmaya başladı. Kaçarken de yüzünü bir duvara çarptı. Sonra yüzü kanlı
bir şekilde Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip durumu
kendisine anlattı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Sen, Allah'ın, hakkında hayır dilediği bir kulsun. Allah kulu
hakkında hayır dilediği zaman onun günahını cezasında acele eder. Eğer kulu
hakkında şer dilerse cezasını erteler kıyamet gününe bırakır ve o kuluna orada
çerçöp değerinde muamele eder."
Başkası bunu Affan'dan
aktarırken "kadına bakarak kaçmaya başlaru ve yüzünü bir duvara
çarptı" ibaresini eklemiştir.
[T] İsnadı sahihtir. Ahmed
(16806), Heysemı, Mecmau'z-Zevaid (10/191) ve İbn
Hibban (2911).
900- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem:
"Dünya müminin
hapishanesi, kafirin ise cennetidir" buyurmuştur.
[T] İsnadı hasendir.
Müslim (4/2272).
901 - Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir bedeviye: "Seni hiç Ümmü
Mildem yakaladı mı?" diye sorunca, bedevi: "Ümmü Mildem de ne
oluyor?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin
derisi ile eti arasında görülen bir hararettir" buyurunca, bedevi:
"Böylesi bir şeye hiç yakalanmadım" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Seni hiç suda'ya yakaladı mı?" diye sorunca,
bedevi: "Suda'da ne oluyor?" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bir damardır ki insanın başına vurur (ve ağrıya sebep
olur)" buyurdu. Bedevi: "Böylesi bir şeye hiç yakalanmadım"
dedi. Adam dönüp giderken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Cehennem ahalisinden birini görmek isteyen kişi, şu adama baksın"
buyurdu.
[T] İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (2/332, 366, 367), Buhari, el-Edebü'l-müfred (495), Bezzar,
Müsned (1/369), Hennad, Zühd 1/246 (426), İbn Hibban, Sahih (4/251,252), Hakim,
Müstedrek (1/347) ve Abdurrezzak, Musannef 11 (198 (20314).
İnsanlar İçinde En
Şiddetli Belalara Maruz Kalan Kimseler
902- Ata b. Yesar
bildiriyor: Ebu Said el-Hudri, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına girdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ateş nöbeti
geçiriyordu ve üzerinde kadife bir örtü vardı. Ebu Said el-Hudri elini örtünün
üzerine koyunca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hararetini örtünün
üzerinden hissetti ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ateşin ne kadar şiddetli"
dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bizler böyleyiz, bela
bize şiddetli olur ve ecrimiz kat kat verilir" buyurdu. Ebu Said el-Hudri:
"Ey Allah'ın Resulü! En şiddetli belaya maruz kalan insanlar
kimlerdir?" dediğinde:
"Peygamberlerdir"
buyurdu. "Sonra kimlerdir?" diye sorduğunda, Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Peygamberlerden sonra salih kimselerdir.
Onlardan herhangi biri fakirlikle öyle sınanır ki giydiği abadan başka bir şey
bulamaz. Bitler onu öldürünceye kadar kendisine musallat olur. Onlardan
herhangi biri size verilen bir şeyle sevinmeniz gibi kendisine verilen bela ile
sevinir."
[T] İsnadı hasendir. İbn
Mace 2/1334 (4024).
Burada Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bizzat ateşlendiği geçmektedir.
İbn Mes'ud'dan
"İnsanların belaları en şiddetli olanları" ibaresiyle başlayarak
merfu olarak rivayet olunmuştur. Sa'd b. Ebi Vakkas'ın hadisine gelince:
903- Mus'ab b. Sa'd b.
Ebi Vakkas, babasından bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İnsanlar arasında en şiddetli belaya maruz kalanlar kimlerdir?" diye
sordum; Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi:
"Peygamberlerdir, sonra en iyileri, sonra onlardan sonra gelenler. Kişi
dinine göre belalara maruz kalır. Eğer dininde sapasağlam bir kimse ise belası
artar. Şayet dinine bağlılığı nisbeten zayıf ise dinine göre belalara maruz
kalır. Bela kula gelip isabet etmeye devam eder durur ve nihayet kişiyi
yeryüzünde üzerinde hiçbir günah olmaksızın yürüyecek hale getirir."
[T] İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/601 (2398), Nesai, S. el-Kübra (3/318) ve İbn Mace 2/1334 (4023).
Musibetlerin Günahlara
Kefaret Olmasının ve Dereceyi Yükseltmesinin Ümid Edilmesi
904- Ebü Bekr b. Ebi
Züheyr es-Sekafi bildiriyor: Ebü Bekr es-Sıddik: "Ey Allah'ın Resulü!
''Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandınlır''[Nisa 123] ayetinden sonra her
yaptığımız suçun cezasını göreceksek nasıl kurtuluşa ulaşırız?" diye
sorduğunda, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Allah
seni bağışlasın ey Ebu Bekr!" dedikten sonra: "Sen hasta olmuyor
musun? Hiç dertlenmiyor musun? Hiç üzülmüyor musun? Sıkıntılara maruz kalmıyor
musun?" buyurdu. Ebu Bekr: "Evet" dediğinde, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar gördüğünüz cezalardır"
buyurdu.
[T] Ebu Ya'la, Müsned
1/97, 98 (99, 100), Mervezı, Müsned Ebu Bekr (111,112), İbn Hibban, Sahih
(4/249, 255), Ahmed, Müsned (1/11), İbn Cerir, Tefsir (5/294), Beyhaki, Sünen
(3/373) ve Hakim, Müstedrek (3/73).
905- Ebu Said el-Hudri
ile Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Yüce Allah, mümin bir kişiye çöken yorgunluğu, üzüntüyü,
hastalığı, hüznü ve kendisini üzecek her şeyi mutlaka bir kısım günahlarına
karşı kefaret olarak sayar."
[T] Müslim (4/1992,
1993) ve Buhari (5641, 5642).
906- Hzo Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslümanın
başına gelen her musibet, hatta bir diken batması bile onun bir günahı için
kefaret olur" buyurmuştur.
[T] Müslim (3/1992).
Ma'mer, İbn Şihab'dan
"onu sendeleten tökezlemesi bile" eklemesiyle rivayet etti.
907- Hzo Aişe der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendisine bir diken veya
daha büyük bir şey batan hiçbir Müslüman yoktur ki onun sebebiyle kendisine bir
derece yazılmasın ve bir günahı silinmesin" buyurduğunu işittim."
[T] Müslim (3/1991).
908- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
"Kişi için Allah katında (hazırlanmış olan) öyle bir makamı derece vardır
ki, bu makamı herhangi bir ameliyle elde etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla
Allah, kulunu, canının sevmediği şeylerle imtihan ederek onu o makama
eriştirir."
[T] İbn Hibban (2908) ve
Hakim (1274)0
"Muhammed b. Halid
es-Sülemı - babası - dedesi" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu manada bir rivayet nakledilmiştir. Bu da delalet
etmektedir ki musibetler günahlara kefaret olduktan sonra kişinin derecesini de
yükseltmektedir.
909- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek olsun,
kadın olsun mümin kimse, Allah'a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden
ve çoluk çocuğundan, bela eksik olmaz" buyurmuştur.
[T] İsnadı hasendir.
Tirmizi, zühd 4/602 (2399).
910- Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Humma
cehennem körüklerinden bir körüktür. Ondan mümine isabet eden kısım da onun
cehennemden olan payıdır" buyurmuştur.
[T] Taberani, M.
el-Kebir 8/110 (7468)
Bu hadisin aktarılmasında
ravi Ebu Salih üzerinden bir anlaşmazlık söz konusudur. Bu ihtilafın detayları
başka bir yerde ele alınmıştır.
911- Sahih bir hadiste
Ebu'z-Zübeyr'in Cabir'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), bir kadına: "Sıtmaya sövme! Çünkü sıtma (ya da ateşli hastalık)
körüğün demir pasını götürdüğü gibi Ademoğullarının günahlarını götürür"
buyurmuştur.
[T] Müslim (4/1993).
912- Abdurrahman b.
el-Ezher'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kendisine ağrı ve humma (yüksek ateş) isabet eden mümin, ateşe
sokulup kiri pası ve kirinden arınan demir gibidir."
[T] Yakub, el-Ma'rifetu
ve't-tarih (1/284) ve Zehebi (3/1305 "mürsel ceyyid").
913- Enes b. Malik der
ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Yüce Allah: ''Kulum çok sevdiği gözlerini kaybedip de buna sabrettiği
zaman onları cennetle telafi ederim'' buyurur."
[T] Buhari (10/116).
914- Ata b. Yesar'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kul hasta olduğu zaman Allah ona iki melek gönderir ve: ''Gidin bakın
ziyaretçilerine ne demektedir'' buyurur. Ziyaretçileri geldiğinde Allah'a hamdü
senalar ederse, Allah daha iyi bildiği halde melekler bunu O'na yükseltider.
Bunun üzerine Yüce Allah: ''Kulum bana aittir ve onu öldürürsem cennete
sokacağım. Eğer iyileştirirsem ona eski etinden daha hayırlı bir et, eski
kanından daha hayırlı bir kan vereceğim ve günahlarını bağışlayacağım''
buyurur."
[T] Mürseldir. İbn Ebi
Şeybe, Musannef (3/231).
Görüldüğü bu hadis
mürseldir. Ayrıca Zeyd b. Eslem bunu Ata kanalıyla Ebü Said'den mevsül olarak
rivayet etti. Diğer taraftan aynı manada bir hadis Ebü Hureyre'den hem merfü,
hem de mevküf olarak aktarılmıştır.
915- Ebü İsmail İbrahim
es-Sekseki'nin Ebu Burde b. Ebi Musa'dan bildirdiğine göre Ebu Burde ile Yezid
b. Ebi Kebşe bir yolculukta beraberken Ebu Yezid oruç tutuyordu. Ebu Burde ona
şöyle dedi: defalarca Ebu Musa'nın şöyle dediğini işittim: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kul hastalanınca veya yolculuğa çıkınca,
mukim ve sıhhatliyken yaptığı amel gibi kendisine sevap yazılır."
[T] Buhari (6/136).
916- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam yolda giderken yolun ortasında bir diken dalı buldu. Onu
kaldırıp yolun dışına koydu. Bunun üzerine Allah bu hareketini beğendi ve onu
bağışladı."
[T] Buhari (3/168, 4/29)
ve Müslim (3/1521).
Yine Ebü Hureyre'nin
hadisinde şöyle geçmektedir: "Şehitler beş kısımdır. Bunlar veba
hastalığından ölen, karın ağrısından ölen, boğularak ölen, göçük altında
kalarak ölen ve Allah yolunda öldürülen kişilerdir. " [T] Buharl, ezan
(1/176), cihad (3/211) ve Müslim 2/1521 (164).
917- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda öldürülen kişi şehiddir. Veba hastalığından ölen şehiddir.
Boğularak ölen şehiddir. Loğusayken ölen kadın şehiddir,"
[T] İsnadı hasendir.
Abdurrezzak, Musannef (5/270) ve Ahmed, Müsned (2/310).
Ömer b. el-Hakem'in Ebü
Hureyre'den rivayetinde ise "Allah yolunda bineğinden düşüp ölen şehittir.
Allah yolunda zatülcenp hastalığından ölen şehittir" ibaresi
eklenmiştir. [T] İsnadı hasendir. Ahmed,
Müsned (2/441, 442), İbn Ebi Şeybe, Musannef (5/332).
918- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öyle bir şey anlattı ki İslam'ı
bildiğimiz zamandan beri hiçbir şey için böylesine sevinmedik. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin kimse birine yol
göstermekle sevap kazanır. Eziyet verici bir şeyi yoldan kaldırmakla sevap
kazanır. Arap olmayan birine diliyle yardımcı olmasıyla sevap kazanır.
Ailesiyle birlikte olmakla sevap kazanır. Hatta giysisi (nin cebi)nde bulunan
parayı yoklamak üzere elini yanlış yere uzatıp onu yerinde bulamaması ile iyice
yokladığında onu kaybetmediğini fark etmesi arasındaki içinin sızlamasına
karşılık bile sevap kazanır."
[T] İsnadı zayıftır.
Bezzar, Müsned (1/454) ve Ebu Ya'la, Müsned 6/189 (3473).
Maruz Kalınan Bir
Hastalıktan Dolayı Ölümü Temenni Etmenin Mekruhluğu
919- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kişi uğradığı bir hastalık sebebiyle ölümü istemesin. Eğer mutlaka
yapacaksa: ''Allahım! Hayat benim için hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, ölüm
benim için daha hayırlıysa öldür'' desin."
[T] Buhari (5671) ve
Müslim (2680).
Hasta Kişinin Yüce Allah
Hakkında Hüsnü Zan Beslemesi ve Rahmetini Ümid Etmesi
920- Cabir der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmeden üç gün önce:
"Sakın, sizden biriniz Allah hakkında hüsnü zan beslemekten başka bir hal
üzere ölmesin" buyurduğunu işittim.
[T] Ravileri
güvenilirdir. Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (3/377, 378).
Çocuklarla Musibete
Uğramak
921- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Buluğa
ermemiş üç çocuğu ölen bir kişi cehenneme girse de ateş ona dokunmaz. Ancak,
Allah'ın yemini yerine gelsin diye girer" buyurdu.
[T] Buhari (1251, 6656)
ve Müslim (2632).
922- Ebu Hureyre der ki:
Bir kadın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın
Resulü! Üç çocuğumu toprağa gömdüm (vefat ettiler)" deyince Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen güçlü bir engelle cehennemden
korundun" buyurdu.
[T] Müslim (2636/155).
923- Cabir b. Abdillah
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinin (buluğa ermemiş)
üç çocuğu ölür de onların sevabını dilerse cennete girer" buyurdu.
Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Ya iki çocuğu ölenin durumu nedir?"
dediğimde: "İki çocukta da aynı durum geçerlidir" buyurdu.
Ravi Mahmüd, Cabir b.
Abdillah'a: "Vallahi gördüğüm kadarıyla: ''Ya bir çocuğu ölenin durumu
nedir?'' deseydiniz: ''Bir çocukta da aynı durum geçerlidir'' buyururdu"
deyince, Cabir b. Abdillah: "Vallahi ben de aynı görüşteyim" dedi.
[T] İsnadı hasendir.
Ahmed, MÜsned (3/306) ve İbn Hibban, Sahih (4/261, 262).
924- Muaviye b. Kurre
Ebü İyas, babasından bildiriyor: Adamın biri küçük bir oğluyla birlikte Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelirdi. Bir defasında ona:
"Oğlunu seviyor musun?" diye sorunca, adam: "Vallahi onu sevdiğim
gibi seni de sevmekteyim" dedi. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir süre çocuğu göremeyince: "Pilanın oğluna ne oldu?" diye
sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Çocuk öldü" dediklerinde, babasına:
"Cennet kapılarından birine açmak için her geldiğinde çocuğunun kapıyı
açması seni mutlu etmez mi?" buyurdu. Orada bulunan bir adam: "Ey
Allah'ın Resulü! Bu durum sadece ona has bir şey mi, yoksa hepimiz için de
geçerli mi?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Aksine hepiniz için geçerlidir" buyurdu.
[T] İsnadı sahihtir.
Nesai, cenaiz (4/22, 23).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: