BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Cehennem
Ehlinin İç Çekip Feryad Figan Ederek Yok Olmayı İstemesi ve Cezalandırılmaları
Yüce Allah: "Biz
ise o Kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır. Bu
ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu
işitirler. Elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir
yerine atıldıkları zaman orada, yok olup gitmeyi isterler. (Kendilerine)
''Bugün bir kere yok olmayı istemeyin, birçok kere yok olmayı isteyin!''
(denir.)"[Furkan 11-14] ve: "Onlar orada başka türlü soluyacak, başka
türlü haykıracaklar"[Hud 106] buyurmaktadır. Yine Yüce Allah:
"Onların orada derin bir iç çekişleri vardır! Onlar orada hiçbir şey
işitmezler''[Enbiya 100] ve: "Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi alt
etti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar.
Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz"[Müminun
106, 107] buyurmaktadır.
589- Abdullah (b. Mes'lid),
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü bildiriyor:
"Kıyamet gününde Cehennem, yetmiş bin bağı olduğu halde getirilecek ve
yanında her bir bağdan kendisini çekip sürükleyen yetmiş bin melek
olacaktır."
Müslim, Ömer b. Hafs'tan
rivayet etti. [T] Müslim (2842).
590- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cehennemde ateşten bir giysi giydirilecek ilk kişi İblis olacaktır. Bu
giysiyi omuzuna koyup: ''Yok olayım!'' diyerek ardında sürükleyecektir. Onun
zürriyeti de peşinde öyle gideceklerdir ve onlar da: ''Yok olalım!'' diye
bağıracaklardır. Cehennemin kenarına getirildiklerinde de İblis: ''Yok
olayım!'' der, zürriyetinden olanlar da: ''Yok olalım!'' diye bağırırlar. Ancak
onlara: ''Bir kere yok olmayı değil, birçok defa yok olmayı isteyin''[Furkan
14] denir."
[T] Ahmed, Müsned
(3/152-154), Bezzar, Keşfu'l-estar (4/183), İbn Ebı Şeybe, Musannef (13/168),
591- Abdullah b. Amr der
ki: Cehennem halkı Malik' e: "Ey Malik! Rabbin bizim işimizi
bitirsin"[Zuhruf 77] diye seslenir. Malik de kırk yıl boyunca onlara cevap
vermez. Sonra da: "Siz böyle kalacaksınız"[Zuhruf77] der. Sonra
cehennem ehli Rablerine seslenir ve Yüce Allah da onlara dünyanın ömrü kadar
bir cevap vermez. Sonra onlara: "Sinin orada! Benimle konuşmayın''[Müminun
108] buyurur. Bu sözden sonra da artık feryat ve figandan başka tek bir söz
dahi etmezler.
Katade der ki:
"Bunların durumu merkebe benzetilmiştir. İlkinde sesli bir şekilde iç
çeker ve içeri çektiği nefesi şiddetli ve kötü bir sesle geri çıkarır."
[T] Hakim, Müstedrek
(2/395, 4/598, "sahih"), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/152, 153),
Beğavi, Şerhu's-sünne (15/254, 255) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/396).
592- Abdullah b. Ömer
der ki: "Cehennem ahalisine ağlamak musallat edilir. O kadar ağlarlar ki
şayet (akan göz yaşlarına) gemiler gönderilse yüzerdi."
593- Enes b. Malik,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle nakletmiştir: "Cehennem
halkına öyle bir ağlama verilir ki ağlaya ağlaya sonunda gözlerinden kan gelir.
Kan ağlaya ağlaya sonunda yüzlerinde oluklar oluşur. Şayet (akan yaşlarına)
gemiler gönderilse, yüzerdi."
[T] Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (10/391), Beğavi, Şerhu's-sünne (15/253) ve İbn Adiy, el-Kamil
(4/1559).
594- Enes, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Cehennemdekilere bir ağlama gönderilir ve gözyaşları bitene kadar
ağlarlar. Sonrasında kan ağlamaya başlarlar ki ağlamaktan yüzlerinde kanallar
açılır. Öyle ki bu kanallara gemiler konsa yol alırlar."
Ebu Şihab, A'meş
kanalıyla Amr b. Murre'den, o Yezid er-Rakkaşi'den o da Enes'ten onun sözü
olarak rivayet etti. [T] İbn Mace
(4324).
595- Muhammed b. İshak
bildiriyor: Muhammed b. Ka'b el-Kurazı: "Onlar orada başka türlü
soluyacak, başka türlü haykıracaklar" buyruğunu açıklarken şöyle demiştir:
"Onlar Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal saydıkları için cehennemde
soluk soluğa kalırken cehennem de kendilerine soluyacaktır. Onlar haykırınca
cehennem de haykıracaktır. ''....''[Hud 106] kelimesi, nefes alırken çıkan
şiddetli ses, "....."[Hud 106] kelimesi ise, ağlamaktan çıkan sestir.
[T] İbn Receb
el-Hanbeli, et-Tehvifu minen-nar (s. 158).
596- İbn Abbas'tan
bildirdiğine göre ayette geçen "zetir" kelimesi, mahlukatın çıkardığı
şiddetli ses, manasındadır.
597- Abdullah b. Mes'üd
der ki: "Cehennemde yalnız orada ebedi olarak kalacaklar kalınca, hepsi
ateşten çivilerle tutturulmuş yine ateşten tabutlara konurlar. -Abdullah, bunu
iki üç kere tekrarladıDerken cehennemde kendilerinden başka azap edilen hiç
kimse olmadığını görürler." Sonra Abdullah: "Onlar orada inim inim
inlerler; fakat (onların iniltilerini Allah'tan başka tapındıkları varlıklar)
duymazlar"[Enbiya 100] ayetini okudu.
[T] Taberani, M.
el-Kebir (9/255). Heysemi der ki: Bunu Taberani, rivayet etmiş olup
ravilerinden Yahya el-Himmani zayıftır.
598- Ebu'z-Za'ra
anlatıyor: Abdullah b. Mes'ud'un yanındayken ... Hadis tüm uzunluğu ile devam
ediyor- Sonra Yüce Allah emrederek cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur.
İnsanlar da üzerinden amellerine göre geçerler. Amellerine göre kimi şimşek
hızında, kimi rüzgar hızında, kimi kuş hızında, kimi en hızlı hayvan hızında,
kimi koşarak, kimi de yürüyerek karşıya geçer. Bu şekilde sonunda karni
üzerinde sürünerek geçenler kalır. Onlar da: "Rabbim! Neden beni bu kadar
yavaş geçiriyorsun?" diye sorunca, Yüce Allah: "Seni yavaşlatan ben
değil, amelindir" karşılığını verir.
Sonrasında Yüce Allah
şefaate izin verir. İlk olarak da Ruhu'l-Kuds olan Cebrail şefaatte bulunur.
Sonra Hz. İbrahim, sonra Hz. Musa, sonra Hz. İsa şefaatte bulunur. Dördüncü
olarak da Peygamber'iniz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkar ki yapacağı
şefaat konusunda ondan sonra kimseler şefaatçi olmaz. Yüce Allah'ın "Belki
de Rabbin seni övülecek makama yükseltir"[İsra 79] buyruğunda zikrettiği
Makam-ı Mahmud da budur.
Her bir kişi de cennette
veya cehennemde bir eve bakar. O günün bir adı da pişmanlık günüdür.
Cehennemlikler cennetteki evleri görünce, onlara: "Amel etseydiniz (bu ev
sizin olurdu)" denilir. Bundan dolayı da pişmanlık duyarlar. Cennetlikler
de cehennemdeki evleri görünce onlara: "Yüce Allah sizlere ihsanda
bulunmasaydı (yeriniz bu evler olurdu)" denilir. Sonrasında melekler,
peygamberler, şehitler, salih insanlar ve müminler şefaat etmeye başlarlar.
Yüce Allah onlara şefaat etme hakkını verir. Sonunda da Yüce Allah: "Ben
merhametlilerin merhametlisiyim" der ve rahmetiyle cehennemden çıkardığı
kişilerden daha fazlasını cehennemden çıkarır. Çıkardıktan sonra da: "Ben
merhametlilerin merhametlisiyim" der.
Abdullah bunu dedikten
sonra "Sizi sekar'a sokan nedir?" diye (sorulunca) onlar şöyle
derler: "Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksulu doyurmazdık. Dalanlarla
birlikte dalıyorduk. Ceza gününü de yalanlıyorduk"[Müddessir 42-46]
ayetlerini okudu, eliyle dört işareti yaptı ve şöyle devam etti: Bunlarda bir
hayır görüyor musunuz? Zira kendisinde hayır bulunan hiç kimse böylesi bir
duruma düşmez. Yüce Allah cehennemden kimseyi çıkarmak istemediği zaman onların
yüzlerini ve renklerini değiştirir. Kişi birinin yanına geldiği zaman onu
tanıyamaz. "Ey filan! Ben filan kişiyim!" der, ama diğeri: "Seni
tanımıyorum" karşılığını verir. İşte o zaman "Rabbimiz! Bizi buradan
çıkar. Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim
insanlarız"[Müminun 107] demeye başlarlar. Yüce Allah da onlara:
"Sinin orada! Benimle konuşmayın''[Müminun 108] karşılığını verir. Yüce
Allah bunu dediği zaman da cehennem üzerlerine kapatılır ve artık içinden hiç
kimse çıkamaz.
[T] Taberani, M.
el-Kebır (9/413-416), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/330), Hakim, Müstedrek
(4/598, 599, "sahih"), [Zehebi: Buhari ve Müslim'in şartınca SAHİH;
599- Adiy b. Hatim'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününde insanlardan bazılarının cennete götürülmesi emredilir.
Bunlar cennete yaklaşıp kokusunu aldıktan, köşklerini gördükten ve Allah'ın
orada hazırladığı nimetleri gördükten sonra da: ''Onlar geri çevirin! Zira
cennetten bir nasipleri olmayacaktır'' diye seslenilir. Bunun üzerine hiç
kimsenin hissetmediği bir üzüntü içinde geri dönerler. ''Rabbimiz! Cennetlikler
için hazırlanan nimetler ile mükafatları göstermeden önce bizi cehenneme
soksaydın daha kolay olurdu'' dediklerinde Yüce Allah: ''Ben de bu üzüntüyü
hissetmenizi istemiştim. Zira dünyada benimle baş başa kaldığınız da büyük
günahlara kalkışırdınız. İnsanlarla karışlaştığınız zaman ise riyakar
davranırdınız. Bana karşı kalplerinizde olmayanı insanlara karşı varmış gibi
gösterirdiniz. Bu konuda insanlardan çekinip benden çekinmediniz. İnsanlara
değer verip bana saygı duymadınız. Bazı şeylerden insanlar için uzak dururken
benim için durmadınız. Bu gün de mükafatlardan mahrum kalmanızın yanında büyük
bir azabı size tattıracağım'' buyurur."
Ebu Abdillah der ki: Ebu
Cunade, Husayn b. Muharik el-Kufi'dir.
[T] İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebır 17/86 (199, 200), Heysemı,
Mecmauz-Zevaid (10/220),
600- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Kıyamet gününde)
Cennet ahalisinden olan kimse getirilir ve (Allah) ona: ''Ey Ademoğlu! Yerini
nasıl buldun?'' diye sorar. O da: ''Ey Rabbim! Yerlerin en hayırlısıdır''
cevabını verir. Bunun üzerine Allah: ''İste ve temennide bulun'' buyurur. O da
şehitliğin faziletinden ötürü gördüğü değerden dolayı: ''Ancak beni dünyaya
tekrar döndürmeni ve senin yolunda on defa daha şehid edilmemi ister ve temenni
ederim'' der.
Sonra Cehennem
ahalisinden olan kimse getirilir ve (Allah) ona: ''Ey Ademoğlu! Yerini nasıl
buldun?'' diye sorar. O da: ''Ey Rabbim! Yerlerin en kötüsüdür'' cevabını
verir. Allah: ''Buradan kurtulmak için yeryüzü dolusunca altını verir misin?''
buyurunca: ''Evet veririm ey Rabbim!'' der. Bunun üzerine Allah: ''Yalan
söylüyorsun. Ben senden bundan daha azını ve daha kolayını istemiştim, ama sen
yapmamıştın'' buyurur ve tekrar ateşe döndürülür."
[T] Ahmed, Müsned
(3/207, 208), Hakim, Müstedrek (2/75)
601- Muhammed b. Ka'b
der ki: Cehennem ahalisinin beş duası vardır ki Yüce Allah bunlardan dördünü
kabul buyurur. Ancak beşinci dualarından sonra ebedi olarak konuşmazlar. Onlar:
"Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin. Günahlarımızı
kabulleniyoruz. Şimdi bir çıkış yolu var mı?"[Mü'min 11] derler. Bunun
üzerine Yüce Allah: "İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete
çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz.
Artık hüküm, yücelerin Yücesi Allah'ındır"[Mü'min 12] buyurur. Sonra
onlar: "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım
ve peygamberlerin izinden gidelim"[İbrahim 44] diye seslenince, Yüce Allah
onlara: "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş
miydiniz?"[İbrahim 44] buyurur. Onlar: "Bizi buradan çıkar ki dünyada
iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim"[Fatır
37] deyince, Yüce Allah: "Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt
alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın
azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur''[Fatır 37] buyurur. Onlar:
"Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk. Ey
Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize
zulmetmiş oluruz''[Müminun 106, 107] deyince, Yüce Allah: "Sinin orada!
Benimle konuşmayın!"[Müminun 108] buyurur. Bundan sonra da ebedi olarak
konuşmazlar.
602- Malik b. Enes'in
naklettiğine göre Zeyd b. Eslem, Allah'ın: "Şimdi sınansak da, sabretsek
de bizim için birdir. Artık bizim için kurtuluş yoktur"[İbrahim 21]
ayetiyle ilgili: "Yüz sene korkarlar, yüz sene de sabrederlero Sonra da
''Şimdi sınansak da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için kurtuluş
yoktur'' derler" dedi.
603- Ebü Hureyre,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu bildiriyor:
"Mescidde yüz bin veya daha fazla kişi olsa, sonra bunlara Cehennem
ehlinden bir kişi nefesini salsa, Mescidde bulunanları yakardı."
[T] Heysemi,
Keşfu'l-estar (4/185) ile Mecmau'z-Zevaid (10/391), İbn Hacer el-Askalani,
el-Metalibu'l-aliye (4/397) Heysemi der ki: Bezzar rivayet etti. Ravilerden
Abdurrahim b. Harun zayıftır. İbn Hibban onu Sikat kitabında zikretti ve:
"Eğer kitabından hadis rivayet ederse hadisine itibar edilir. Hıfzından
dolayı hadislerinde münker olanlar vardır." Diğer ravileri Sahih'in
ravileridir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: