BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Cehennem Ehlinin
Giysileri, Zincirleri, Üzerlerine Kaynar Su Dökülmesi ve (Cehennemden Çıkmak
İstediklerinde Başlarına) Demirden Topuzlada Vurulması
Yüce Allah: "Bunlardan
inkar edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar
su dökülür. Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir. Onlar için
bir de demirden topuzlar vardır. Her ne zaman cehennemden, o ızdırapdan çıkmak
isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, ''Tadın yangın azabını''
denilir"[Hac 19-22] buyurmaktadır. Yine: "Gömlekleri katrandandır.
Yüzlerini de ateş bürüyecektir. Allah, herkese kazandığının karşılığını vermek
için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir"[İbrahim 50, 51]
buyurmaktadır. Yine: "Defterleri soldan verilenler. Nedir defterleri
soldan verilenler? İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler. Kapkara
dumandan bir gölge altındadırlar"[Vakıa 41-43] buyurmaktadır. Yine:
"O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde
kaynar suda sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır"[Mümin 71,72]
ve: "Onu yakalayıp bağlayın. Sonra onu cehenneme atın. Sonra uzunluğu
yetmiş arşın olan zincire vurun onu''[Hakka 30-32] buyurmaktadır.
527- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Onlar için
ateşten elbiseler biçilmiştir"[Hac 19] ayeti hakkında şöyle buyurdu:
"Başlarından aşağıya kaynar sular dökülecek. Bu su içlerine kadar ulaşınca
içindekileri eritecek ve ayaklarından dışarıya dökecek. İşte (Hac süresindeki)
''Sıhr'' budur. Sonra eski haline geri getirilecek."
[T] Ahmed, Müsned
(2/374), Hakim, Müstedrek (2/378, "sahih"), Beğavi, Şerhu's-sünne
(15/244)
528- Salim b. Ebi Hafsa
der ki: İbrahim et-Teymi, kıssa anlatırken, "O'nu inkar edenlere, ateşten
elbiseler kesilmiştir"[Hac 19] ayetini okuyup: "Ateşten giysiler
kesen, noksanlıklardan münezzehtir" dedi.
529- Abdullah b. Amr b. el-As
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir kafatasına işaret ederek
buyurdu ki: "Şayet bunun gibi bir taş parçası gökten yere bırakılacak
olsa, gökle yer arası beş yüz yıllık bir yolculuk mesafesi olmasına rağmen taş
geceden önce yere ulaşırdı." Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Boyunlarına demir halkalar ve zincirler takılıp, cehenneme
sürüklendikleri zaman, kaynar sulara sürüklenecek, sonra ateşte cayır cayır
yanacaklar"[Mümin 71-72] ayetini okudu.
[T] Hakim, Müstedrek (2/438,
439) ve Ahmed b. Hanbel, Zühd (s. 19,20).
İbnu'l-Mübarek bunu
Said'den şu eklemeyle rivayet etti: "Aynı taş Cehennemin başından aşağıya
atılacak olsa dibine ulaşması için geceli gündüzlü kırk yıl yol alması
gerekirdi." [T] Tirmizi (2588).
530- Ali b. Ebi
Talha'nın bildirdiğine göre İbn Abbas: "....."[İbrahim 50] buyruğunu
açıklarken: "Burada eritilmiş bakır kastedilmektedir" demiştir.
531- Husayn'ın
bildirdiğine göre İkrime, "Gömlekleri katrandandır"[İbrahim 50]
buyruğunu açıklarken: "Burada ısıyı daha da yükselten bakır( dan
gömlekler) kastedilmektedir" demiştir.
Yezid b. el-Esamm
el-Hilali bildiriyor: İbn Abbas'a: "....."[Vakıa 43] ayetinin
açıklaması sorulunca: "Burada siyah ateşten çıkan siyah duman
kastedilmektedir" dedi.
532- Yezid b.
el-Esamm'ın bildirdiğine göre İbn Abbas: "...."[Vakıa 43] ayetini
açıklarken: "Burada, kapkara duman(dan bir gölge içinde olmaları)
kastedilmektedir" dedi. Esbat'ın rivayeti şöyledir: "İbn Abbas'ın
yanında olduğum bir sırada bir adam geldi ve: "Yahmüm gölgesinden kasıt
nedir?" diye sordu. Bunun üzerine İbn Abbas: "Burada dumanın gölgesi
kastedilmektedir" karşılığını verdi.
[T] Hakim, MÜstedrek
(2/476),
533- İbn Ebi Necih
bildiriyor: Mücahid: "Kapkara dumandan bir gölge içindedirler"[Vakıa
43] ayetini açıklarken: "Burada cehennemim kapkara dumanı
kastedilmektedir" dedi. "Üç kola ayrılmış bir gölgeye
gidin''[Mürselat 30] ayetini açıklarken de: "Burada da cehennemin
dumanından üç kala ayrılan duman kastedilmektedir" dedi.
534- İsmail b. Ebi Halid
bildiriyor: Ebü Malik: "....."[Vakıa 43] ayetini açıklarken:
"Burada, cehennemin dumanından oluşan gölge kastedilmektedir"
dedi.
535- Ezrak b. Kays der
ki: Temim oğullarından bir adam bana şöyle anlattı: Ebu'l-Avvam'ın yanında
otururken: "Üzerinde ondokuz vardır''[Müddessir 30] ayetini okudu ve:
"Bu konuda ne dersiniz? Sizce bu, ondokuz bin melek mi? Yoksa ondokuz
melek mi?" diye sordu. Ben: "Ondokuz bin değil, ondokuz
melektir!" karşılığını verdim. Bana: "Bunu nerden biliyorsun?"
diye sorunca, ona: Çünkü Yüce Allah: "Onların sayısını da inkarcılar için
sadece bir imtihan (vesilesi) yaptık''[Müddessir 31] buyuruyor, dedim. Bunun
üzerine bana şöyle dedi: "Doğru söyledin! Bu meleklerin her birinin elinde
de demirden ve çatal şeklinde olan bir sopa vardır. Her bir sopayı da her
birinin omuz genişliği şu şu kadar yolculuk mesafesinde olan yetmiş bin melek
sallar."
536- Ebü Salih der ki:
"Kişi cehenneme atıldığı zaman cehennemin dibine ulaşana kadar bir duruş
yeri olmaz. Sonra cehennem kaynar ve onu tekrar en yüksek yerine atar. Bu
sırada kemiklerinin üzerinde bir parça olsun et kalmaz. Melekler ona topuzlarla
vurur ve bu kişi tekrar cehennemin dibine iner. Sürekli olarak bu böyle devam
eder."
[T] İbn Receb
el-Hanbeli, et-Tehvifu minen-nar (s. 147).
537- Ebü Said
el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Onlar için bir de demirden topuzlar vardır''[Hac 21] ayetini açıklarken:
"(Cehennemde bulunan) topuzlardan biri yeryüzüne konulacak olsa, insanlar
ve cinler bir araya gelseler dahi onu yerinden oynatamazlardı"
buyurmuştur.
[T] Ahmed, Müsned
(3/29), Ebu Ya'la el-Mevsill, Müsned (2/526), Hakim, Müstedrek (4/600,
sahih")
538- Mücahid bildiriyor:
İbn Abbas: "perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar"[Rahman 41]
buyruğunu açıklarken: "(Zebani) onu perçeminden ve ayaklarından tutar.
Sonra odunun (tandırda) atılması gibi (cehenneme) atılır" dedi.
539- Minhal b. Amr der
ki: Kabir (azabı) konusunda Naim'e, Bed'dan iki zayıf hadis naklettim. Bunun
üzerine Naim, bana: "Bundan daha büyük olan bir şeyi sana anlatayım
mı?" dedi ve Suveyd b. Gafele'den naklederek şöyle devam etti: "Allah
Cehennemliklerin unutulmalarım dilediği zaman onların her birine kendi boyuna
göre ateşten tabut yapar ve içine konup ateşten kilitlerle kilitler. Bu
tabutlar da ateşten çivilerle çivilenir. Sonra bu tabut ateşten başka bir
tabutun içine konulup kilitlenir. Diğer tabut da ateşten kilitlerle kilitlenir.
Sonra iki tabutun arası ateşle doldurulur. Cehennemliklerin hiçbiri diğerini
görmediği için orada sadece kendisinin olduğunu düşünür. Allah'ın:
"Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (öyle) tabakalar
var"[Zümer 16] buyruğu, işte bu anlama gelmektedir. Allah'ın: "Onlar
ıçın cehennemden bir yatak ve üstlerine de örtüler vardır. Zalimleri böyle
cezalandırırız"[Enbiya 100] buyruğu da bu anlama gelmektedir.
Ebü Halid'in
bildirdiğine göre Naim b. Ebi Hind: "O bana veya ben ona bir şey
anlatmadım" demiştir. Biz bu kişinin Naim b. Decace olduğu görüşündeyiz.
540- Ali b. Ebi
Talha'nın bildirdiğine göre İbn Abbas: ifadesini: "Kapıları
kapalı"[Beled 20] şeklinde açıklamıştır.
541 - Hüseyn b. Hasan b.
Atiyye, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: İbn Abbas: "Uzun sütunlar
arasında"[Humeze 9] ayetini açıklarken: "Cehennemde sütunlar arasına
alınırlar. Uzun zincirlerle boyunlarından bağlanırlar ve kapılar üzerlerine
kapanır. Cehennemden Allah'a sığınırım" dedi.
"Sonra onu boyu
yetmiş arşın olan zincire vurun''[Hakka 32] ayetini açıklarken de: "Bu
zincir kişinin dübüründen girip burnundan çıkar ki kişi artık ayakları üzerinde
duramaz" demiştir.
542- Mübarek'in
bildirdiğine göre Hasan(-ı Basri): "Enkal ifadesi, ateşten bağlar
anlamındadır" demiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Cehennem Ehlinin
Yiyeceği ve İçeceği