BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Cehennem
Sıcağının Şiddeti, Cehennemin Yakıtı ve Soğukluğunun Şiddeti Hakkında Gelen
Rivayetler
Yüce Allah: "De ki:
"Cehennemin ateşi daha sıcaktır." Keşke anlasalardı"[Tevbe 81] buyurmaktadır.
Yine: "Cehennemin ateşi dindikçe, onlara çılgın ateşi artırırız"[İsra
97] ve: "İnkar edenler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taş olan
ateşten sakının''[Bakara 24] buyurmaktadır.
497- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu
"Adem oğlunun kullandığı ateş, Cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir
parçadır." Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Şayet bu kullanılan ateş
olsa dahi yeterli olurdu" dediklerinde, şöyle buyurdu: "Cehennem
ateşinin sıcaklığı buradaki ateşin altmış dokuz kat fazlalaştırılmış
halidir."
Lafız, Malik'e aittir.
Muğire'nin rivayetinde
ise "Adem oğlunun yaktığı bu ateşiniz, her biri dünya ateşi kadar olmak
üzere cehennem ateşinin altmış dokuz parçasından biridir" ibaresi geçmiştir.
Buhari Sahih'inde İsmail
b. Ebi Uveys'ten ve Müslim ise Kuteybe kanalıyla Muğire b. Abdirrahman'dan
rivayet etti. [T] Müslim (2843).
498- Ebü Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Adem oğlunun yaktığı şu
ateşiniz, cehennem sıcağının yetmiş parçasından sadece bir parçadır"
buyurunca (ashab) "Vallahi gerçekten bu yetecekmiş, Ey Allah'ın
Resulü!" dediler. Bunun üzerine: "Şurası muhakkak ki cehennem
ateşi(nin harareti) her biri dünya ateşi kadar olmak üzere ondan altmış dokuz
parça daha fazla artırılmıştır" buyurdu.
Müslim Sahih'inde
Muhammed b. Rafi kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti. [T] Müslim (2843).
499- Abdullah (b.
Mes'üd): "Sizin şu ateşiniz cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir
parçadır. Eğer iki defa su ile söndürülmeseydi, ondan faydalanamazdınız"
demiştir.
Bu, mevküfbir hadistir.
500- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sizin şu ateşiniz
cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır ve iki defa denize
daldırılmıştır. Eğer öyle olmasaydı, Allah ondan hiç kimseyi
faydalandırmazdı" buyurmuştur.
[T] Heysemi,
Mevaridu'z-zam'an (s. 648)
501- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Siz cehennem ateşini, bu ateşiniz gibi mi sanıyorsunuz? O ziftten daha
siyahtır. Sizin şu ateşiniz cehennem ateşinin altmış küsur" veya:
"kırk küsur parçasından bir parçadır." Buradaki şüphe Ebü Sehl'e
aittir.
502- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Cehennem ateşi, Rabbine: ''Rabbim! Kendi kendimi yiyorum'' diye yakınınca
Yüce Allah ona (yılda) iki nefes alması için izin verdi. Birini kışın, birini
de yazın alır. İşte bu (iki nefes), sizi kavuran sıcaklık ile sizi donduran
zemherir olarak size yansır."
Buhari Sahih'inde Ali b.
Abdillah kanalıyla Süfyan'dan rivayet etti.
[T] Buhari (3260, 537) ve Müslim (617).
503- Abdullah b. Mes'lid
der ki: Yüce Allah'ın, Kur'an'da, "Yakıtı insanlarla taş olan ateş''[Bakara
24] ayetinde zikrettiği taşlar, kibrit taşlarıdır. Allah onları dilediği
şekilde yaratmıştır.
[T] Hakim, MÜstedrek
(3306, 3827) [Zehebi: Buhari ve Müslim'in şartınca SAHİH]
504- Ka'b(u'l-ahbar) der
ki: "Ateş bin yıl boyunca yakıldı ve kırmızılaştı. Sonra bir daha bin yıl
boyunca yakılınca beyazlaştı. Bir bin yıl daha yakılınca da siyahlaştı."
Sanırım şöyle de demişti: "Cehennem yetmiş bin bağ ile bağlanmış ve her
bir bağı da yetmiş bin melek tutmuş olacaktır."
Yahya b. Ebu Bukeyr bunu,
"Şerik - Asım - Ebu Salih" kanalıyla Ebu Hureyre'den merfu olarak
rivayet etmiştir.
505- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Cehennem bin yıl boyunca yakıldı
ve kırmızılaştı. Sonra bir daha bin yıl boyunca yakılınca beyazlaştı. Bir bin
yıl daha yakılınca da siyahlaştı. Şimdi Cehennem ateşi karanlık bir gece
gibidir."
Bunu merfu olarak
Şerik'ten rivayette Yahya b. Ebi Bukeyr tek kalmıştır. İbnu'l-Mübarek ise Şerik
kanalıyla Asım'dan, o Ebu Salih veya bir başkasından, o da Ebu Hureyre'den
kendi sözü olarak rivayet etti.
506- Enes der ki: Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yakıtı insanlarla taş olan
ateş"[Bakara 24] ayetini okudu ve: "Cehennem ateşi bin sene kızarana
kadar yakıldı; kızardı. Bin sene daha beyazlaşana kadar yakıldı; bin sene daha
siyahlaşana kadar yakıldı. Artık o, simsiyah ve kapkaranlıktır. Onun alevleri
de sönmez" buyurdu. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) önünde
siyah bir adam vardı ve ağlıyordu. Cibril inip: "Ey Muhammed! Önünde ağlayan
bu kişi kimdir?" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Habeşli biridir" karşılığını verdi ve ondan övgüyle bahsetti. Bunun
üzerine Cibril şöyle dedi: "Yüce Allah: ''İzzetim, Celalim ve Arş'ımın
üzerinde yükselişim için yemin olsun ki, dünyada korkum ile ağlayan gözü
mutlaka cennette benimle çok güldüreceğim (sevindireceğim)''
buyurmaktadır."
[T] Tirmizi4/710 (2591)
ve İbn Mace 2/1445 (4320).
507- Ebu Said
el-Hudri'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
"Ateş onların yüzlerini yalar ve dişleri sırıtıp kalır"[Müminun 104]
ayeti hakkında buyurdu ki: "Ateş onu pişirir, öyle ki üst dudağı başının
ortasına varacak kadar kasılır ve alt dudağı ise göbeğine kadar iner."
[T] Tirmizi:
(2587,3176).
508- İbn Mes'ud,
"Dişleri sırıtıp kalır"[Müminun 104] ayetini açıklarken: "Pişmiş
kelle gibi sırıtırlar" demiştir.
[T] Hakim, Müstedrek
(2/395) [Zehebi SAHİH]
509- İbn Abbas,
"Dişleri sırıtıp kalır"[Müminun 104] ayetinde geçen
"kalihun" ibaresini" somurtup kalırlar" şeklinde Levi!
etmiştir.
510- Ebu Hureyre,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Cehennemlikler, cehenneme sürüldüğü zaman onları karşılayıp üzerlerine
doğru öyle bir eser ki bedenlerindeki etlerin hepsini ayaklarının dibine
yığar."
[T] Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (10/389) ve Taberani, M. el-Evsat (280). Taberani şöyle dedi:
"Muhammed b. Süleyman bu hadisi rivayette tek kalmıştır."
511- Ebu Hureyre:
"...."[Müddessir 29] buyruğunu açıklarken: "Cehennem kıyamet
gününde onları karşılayıp üzerlerine doğru öyle bir eser ki bedenlerinde
ayaklarının dibine yığılmayan bir et bırakmaz" demiştir.
512- Ebu Sinan'ın
bildirdiğine göre Abdullah b. Ebi Huzeyl veya başkası: "Ateş onların
yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır"[Mü'minun 104] buyruğunu
açıklarken: "Ateş onları öyle bir yalar ki kemik üzerinde et bırakmaz,
hepsini ayak uçlarında toplar" demiştir.
Husayn'ın bildirdiğine
göre de İkrime: "O gün onlar ateşe sunulacaklardır"[Zariyat 13]
buyruğunu açıklarken: "Saflığını öğrenmek için altının ateşin üzerine
tutulması gibi (cehennem ateşinde yakılıp cezalandırılacaklardır)"
demiştir.
513- İbn Ebi Necih'in
bildirdiğine göre Mücahid: "O gün onlar ateşe
sunulacaklardır"[Zariyat 13] buyruğunu açıklarken: "Saflığını
öğrenmek için altının ateşin üzerine tutulması gibi cehennem ateşinde yakılıp
cezalandırılacaklardır" demiştir. "...."[Zariyat 14] buyruğunu
açıklarken de: "Ateşte yakılmayı tadın, anlamındadır" demiştir. "Sonra
da ateşte yakılacaklardır"[Mü'min 71,72] ayetini ise: "Ateşin yakıtı
onlar olacaktır" şeklinde açıklamıştır.
514- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennemde içirilecek
olan irinden şayet bir kova dünyaya dökülecek olsa yeryüzü ahalisinin tümü
kokuşurdu" buyurdu. [T] Tirmizi
(2584).
515- Ali b. Ebi
Talha'nın bildirdiğine göre İbn Abbas: "......"[Nebe' 25] buyruğunu
açıklarken: "Burada aşırı soğuk olan zemherir kastedilmektedir"
demiştir.
516- Mansür'un
bildirdiğine göre İbrahim(-i Nehai): "Ancak hamım ve gassak"[Nebe'
25] ayetini açıklarken: "Gassak ifadesi ile cehennem ehlinin derilerinden
kesilenler ve onların irinleri kastedilmektedir" demiştir.
517- Bilal b. Sa'd der
ki: "Şayet (cehennemliklerden çıkan irin ve cerahat olan) Gassak'tan bir
kova yeryüzüne konulacak olsa üzerindeki herkes ölürdü."
518- Abdullah (b.
Mes'üd): "Ve o şekilden çifter çifter tadacakları diğer acılar da
vardır''[Sad, 58] ayetini açıklarken: "Burada zemherir
kastedilmektedir" demiştir.
519- İbn Abbas:
"Cehennemin ateşi dindikçe, onlara çılgın ateşi artırırız"[İsra 97]
buyruğunu açıklarken; "Burada ateşin dinmesi ile zayıflaması
kastedilmektedir" demiştir. ".....''[Rahman 35] buyruğunu açıklarken:
"Şuvaz ifadesi ateşin alevi, Nuhas ifadesi ise ateşin dumanı
anlamındadır" demiştir. "......"[Rahman 44] buyruğunu açıklarken
de: "ısısı yükselmek manasındadır" demiştir.
"....."[Mürselat 32] buyruğunu: "Büyük, saray gibi
kıvılcımlar" şeklinde açıklamıştır. "....."[Mürselat 33]
buyruğunu da: "Bakır levhaları" şeklinde açıklamıştır.
520- İbn Abbas, "O,
saray gibi kocaman kıvılcım saçar"[Mürselat 32] ayetini okudu ve dedi ki:
"Biz üç arşın ve daha yukarı uzunlukta bir ağacı, kışın odun olarak yakmak
için kaldırırdık ve ona "Kasar" derdik.
Buhari Sahih'inde
Muhammed b. Kesır'den rivayet etti. [T]
Buhari (4932).
521- Abdurrahman b. Abis
der ki: İbn Abbas'a "termi bi-şererin kelkasri''[Mürselat 32] ayeti
hakkında sorunca şu karşılığı verdi: Biz üç arşın kadar ve bundan uzun ağaç
gövdesini almaya karar verirdik de bunu kışın soğuğundan kendimize siper etmek
için kaldırır dikerdik. İşte biz bu uzunluktaki ağaca "el-Kasar" ismi
verirdik. "Keennehu cumalatun sufrun"[Mürselat 33], ayetinde ise
"Cumalat: Birbiri üstüne yığılıp toplanarak nihayet gemilerin bağlandığı
ve adamların belleri gibi kalınlıkta olan kalın iplerdir."
Her ikisini de Buhari
Sahih'inde Süfyan kanalıyla rivayet etti.
[T] Buhari (4933).
522- İbn Mes'ud:
"Kasr gibi büyük kıvılcımlar saçacaktır''[Mürselat 32] ayetini açıklarken
şöyle demiştir: "Ayette saçıldığı söylenen kıvılcımlar; ağaçlar ve dağlar
kadar değil, şehirler ve kaleler kadardır" demiştir.
523- Mücahid: "Kasr
gibi büyük kıvılcımlar saçacaktır''[Mürselat 32] ayetini açıklarken:
"Kasr, ağaç gövdesi, hurma kütüğü anlamındadır" demiştir. "Sanki
o (kıvılcımlar), sarı (= sufr) erkek develer gibidir"[Mürselat 33] ayetini
açıklarken de: "Sufr, köprü halatı anlamındadır" demiştir.
524- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kıyamet günü Cehennemden bir boyun çıkacaktır ki onun gören iki gözü,
işiten iki kulağı ve konuşan bir dili olacaktır ve: ''Ben üç kişiye ve kil
tayin edildim, Allah ile birlikte başkalarına ilahlık yakıştıranlara, her
inatçı zorbaya ve resim yapanlara'' diyecektir."
[T] Ahmed, Müsned
(2/336)
525- Ebu Said'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "(Kıyamet gününde) cehennem ateşinin içinden bir yaratık
çıkar ve: ''Şunları yakmakla sorumlu tutuldum. Bunlardan biri inatçı zorbadır.
Diğeri Allah'ın yanında başka ilahlar da edinen kişidir'' der. Sonra bu
kişileri alıp cehennemin derinliklerine indirir."
[T] Ahmed, Müsned
(3/40), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/160), Bezzar, Keşfu'l-estar (4/185), Ebu
YaTa el-Mevsili, Müsned (2/275, 276) ve Abd b. Humeyd (896).
526- Ebu Said'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"(Kıyamet gününde) cehennem ateşinin içinden ziftten daha siyah bir yaratık
çıkar ve: ''Şunları yakmakla sorumlu tutuldum.
Bunlardan biri inatçı
zorbadır. Diğeri Allah'ın yanında başka ilahlar da edinen kişidir. Bir diğeri
de haksız yere birini öldürendir'' der."
[T] Heysemı,
Mecmau'z-Zevaid (10/392).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: