BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DİRİLİŞ VE KIYAMET

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Cennet Ehlinin Yiyeceği, İçeceği, Meyveleri

ve Cennet Yiyeceklerini Yedikten Sonra Ağızda Bıraktıkları Tat

 

Yüce Allah: "İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, ''Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!'' diyecekler"[Bakara 25] ve: "İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur. Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar"[Saffat 41-47] buyurmaktadır.

 

Yine Yüce Allah: "Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır. Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler"[Sad 49-51] buyurmaktadır. Yine: "Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik. Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar''[Tur 22,23] buyurmaktadır. Yine Yüce Allah: "Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini sunarlar''[Vakıa 17-21] buyurmaktadır. Yine: "İyiler ise, katlusı kafur olan içecekler dolu bir kadehten içerler. Bir pınar ki Allah'ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışlurtıp alutırlar"[İnsan 5,6] ve: "Orada kendilerine, katlusı zencefil olan içecekle dolu bir kaseden içirilir. Orada bir pınar ki ona ''selsebil'' adı verilir. Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır. Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün. Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir"[İnsan 17-21] buyurmaktadır. Yine:

 

"Dopdolu kadehler vardır''[Nebe 34] buyurmaktadır. Yine: "İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler. Onların yüzlerinde o nimetin parıltısını görürsün. Kendilerine mühürlü halis bir içecek sunulur. Onun sonu bir misktir. İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar. O içeceğin katlusı tesnım'dir. Ki o, yalun olanların içecekleri bir kaynaktır''[Mutaffifin 22-28] buyurmaktadır. Yüce Allah'ın Kitabı'nda bu manada bir çok ayetler vardır.

 

 

 

315- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında duruyorken Yahudi bilginlerinden biri geldi. .. -Hadis devam ediyor-Yahudi: "Peki (köprüden) ilk geçen kim olacak?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Muhacirlerin fakirleri" karşılığını verdi. Yahudi: "Peki Cennete girdiklerinde onlara verilen armağan ne olacak?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Balık ciğerinin ziyadesi" karşılığını verdi. Yahudi: "Bunun ardından ne yiyecekler?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennetin etrafında otlanan bir öküz onlara kesilecek" karşılığını verdi. Yahudi: "Bunun yanında içecekleri ne olacak?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Orada Selsebil adı verilen bir pınardan içirilecekler" karşılığını verdi. Bunun üzerine Yahudi: "Doğru söyledin" dedi. 

 

Müslim Sahih'inde Hulvani kanalıyla Ebu Tevbe'den rivayet etti.  [T] Müslim (315).

 

Daha önce geçen Ebu Said hadisinde ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in "Kıyamet gününde yeryüzü tek bir ekmek gibi olacak" buyurduğu geçmiş ve söylediklerini Yahudinin tasdik ettiği zikredilmiş ve nihayet "Katıkları balam ve nun olacaktır. Bunlar öküz ile balıktır ve bunların ciğerlerinin ziyadesinden yetmiş bin kişi yiyebilir" ibaresi yer almıştır.

 

 

 

316- Cabir der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cennetlikler Cennetin içinde yerler içerler; ama tükürmezler, bevletmezler, def-i hacet yapmazlar ve sümkürmezler." Ashab: "Peki yedikleri yemek ne olacak?" diye sorduklarında, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu yemek geğirme ve misk gibi kokan ter ile yok edilecek. Sizler şimdi nasıl nefes alıyorsanız onlara da orada (nefes alır gibi) Yüce Allah'ı tesbih ve tahmid etmeleri ilham edilecek" karşılığını verdi.  [T] Müslim (2835).

 

 

 

317- Zeyd b. Erkam der ki: Yahudilerden bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Ebu'l- Kasım! Cennet ahalisinin orada yiyip içeceklerini iddia ediyorsun değil mi?" diye sordu. Yanındaki arkadaşlarına da: "Şayet buna olumlu cevap verirse onunla tartışıp yeneceğim" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tabi ki! Canım elinde olana yemin olsun ki cennette olan bir adama yeme, içme, şehvet ve cinsel ilişki bakımından yüz adam gücü verilir" karşılığını verdi. Yahudi:

"Yemek yiyen ile bir şeyler içen birinin (def-i) haceti de olur!" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin orada böylesi bir haceti teninden çıkan ve misk gibi olan terle giderilecek ve bu şekilde midesinin boşaldığını görecektir" karşılığını verdi. 

 

[T] Ahmed, Müsned (4/367), İbn Ebi Şeybe, Musannef, (13/108, 109), İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 512, 513), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/416), Taberani, M. el-Kebir (5/199, 200), Ebil Nuaym, Hilye (8/116) ve Bezzar, Keşfu'l-estar (4/197).

 

 

 

318- Abdullah b. Mes'lid'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennette bir kuş görüp de onu canın çektiğinde, kızartılmış olarak önüne getirilir."

 

[T] Bezzar, Keşfu'l-estlir (4/200), İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye (4/404) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 510).

 

 

 

319- Huzeyfe'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette deve boyunları gibi olan kuşlar vardır" buyurunca, Ebu Bekr: "Ya Resulallah! Bu kuş çok zariftir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu yiyen ondan daha zariftir. Sen de onlardan yiyecek kişilerdensin" buyurdu.

 

 

 

320- Said'in bildirdiğine göre Katade: "Arzu ettikleri kuş etlerini sunarlar''[Vakıa 21] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Bize bildirilene göre Hz. Ebü Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Sanırım cennet kuşları cennet ehli gibi değerlidir" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu yiyen ondan daha değerlidir. Cennet kuşları deve boyunları gibidirler. Allah'tan senin onlardan yemeni temenni ederim" buyurmuştur.

 

Daha önce Kevser Suresi bölümünde bu manada hadisler zikredilmiştİ.

 

 

 

321- Basra ahalisinden olan Ebü Eyyüb'un bildirdiğine göre Abdullah b. Amr: "Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır''[Zuhruf 71] buyruğunu açıklarken: "Onlara altından yetmiş yemek tepsisi getirilir. Her bir tepside de diğerinde olmayan türde yemek bulunur" demiştir.

 

 

 

322- Ali b. Ebi Talha'nın, İbn Abbas'tan bildirdiğine göre "Berrak (ve içenlere le zzet veren) kadehler dolaştırılır"[Saffat 45] ayetinden kastedilen içki dolu kadehlerin dolaştırılmasıdır. "....."[Saffat 47] ayeti ise: "Bu içki başlarını döndürmez ve onları sarhoş edip akıllarını gidermez" manasındadır. İbn Abbas: "....."[Nebe' 34] ayetini de: "Dolu dolu kadehler" şeklinde açıklamıştır. "Kendilerine mühürlü halis bir içecek sunulur''[Mutaffifin 25] buyruğunu da: "Bu içecek miskle mühürlenip kapatılmıştır" şeklinde açıklamıştır. 

 

 

 

323- İkrime'nin bildirdiğine göre İbn Abbas: "....."[Nebe' 34] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Peşpeşe, dolu dolu sunulan kadehler anlamındadır. Bazen babam Abbas'ın: "(Evladım!) Bize peşpeşe dolu kadehler ikram et" dediğini işitirdim."

 

[T] Hakim, Müstedrek (2/512, "sahih"),

 

 

 

324- Abdullah b. Mes'üd, "....."[Mutaffifin 26] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Bundan kasıt, misk ile mühürlenmesi değil, karışımının misk olmasıdır."

 

[T] Taberani, M. el-Kebır (9/249),

 

 

 

325- Zeyd b. Muaviye el-Abs! der ki: Alkame'ye: "Onun sonu bir misktir"[Mutaffifin 26] ayetini sorduğumda, bu ayeti ''....." lafzıyla okudu ve: "Bu aslında böyle değildir. Ben bunu "....."[Mutaffifin 26] şeklinde okumaktayım ve bundan kasıt, misk ile mühürlenmesi değil karışımının misk olmasıdır. Hanımlarınızın: "İçeceğe koku olarak şunu şunu kattım" dediğini işitmez misiniz?" karşılığını verdi. 

 

 

 

326- Alkame, "Sonu dahi misk gibi tatlı ve hoş olan içki sunulur"[Mutaffifin 25] mealindeki ayetinde geçen rahik kelimesinin "içki" anlamında olduğunu, .... kelimesinin ise "sonunda misk kokusu duyulan" anlamına geldiğini beyan etmiştir.

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/142),

 

İsnadıyla rivayet edildiğine göre Abdullah: "O içeceğin katkısı tesnim'dir''[Mutaffifin 27] ayetini açıklarken: "Tesnim, kitapları sağdan verilenlerin içeceklerine katılarak verilirken, mukarrebün olanlar ise bunu saf bir şekilde içerler" demiştir. [T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/142),

 

 

 

327- Said b. Cübeyr'in bildirdiğine göre İbn Abbas: "O içecegın katkısı tesnım'dir. Ki o, yakın olanların içecekleri bir kaynaktır"[Mutaffifin 27, 28] ayetlerini açıklarken: "Bu başkalarının içeceklerine katılarak verilirken, mukarreb(ın olanlar bunu saf bir şekilde içerler" demiştir. 2

 

 

 

328- İbn Ebi Necih'in bildirdiğine göre Mücahid: "Kendilerine mühürlü halis bir içecek sunulur. Onun sonu bir misktir"[Mutaffifin 25-27] ayetlerini açıklarken: "Halis içecekten (rahik'ten) kasıt içkidir ve koku olarak içine misk de katılmıştır" demiştir. 

 

 

 

329- Ebu'd-Derda, "Onlara ilk defa kendilerinin açtıkları, sarhoşluk vermeyip sonu dahi misk gibi tatlı ve hoş olan içki sunulur"[Mutaffifin 26] mealindeki ayetle ilgili olarak, burada geçen içecek hakkında şöyle bir yorumda bulunmuştur: "O, gümüş gibi beyaz bir renge sahiptir. Bir takım içeceklerden sonra -tadı damaklarında kalsın diye- en son onu içerler. Dünya halkından bir kişi, elini o içeceğe daldıracak olsa tüm zerre ve hücreleri onun hoş tadı ve lezzetini duyar."

 

 

 

330- Ata: "Tesnim, suyuna içki de katılan bir pınarın adıdır" demiştir.

 

 

 

331 - İbn Ebi Necih'in bildirdiğine göre Mücahid: "Rahatlık, hoşluk. .. onundur''[Vakıa 89] buyruğunu açıklarken: "Rahatlık ifadesi ile ferahlık, hoşluk ifadesi ile de rızık kastedilmektedir" demiştir. 

 

 

 

332- İbn Abbas der ki: "Cennette isimlerden başka dünyada bulunan hiçbir şey yoktur."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Huri'l-İyn ve Genç Delikanlıların Sıfatları Hakkında Gelen Rivayetler