BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Havz'ı
Yüce Allah:
"Muhakkak ki Biz, sana Kevser'i verdik"[Kevser 1] buyurmaktadır.
113- Enes b. Malik der ki:
Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aramızdayken hafifçe uyur gibi
bir hal aldı. Sonra tebessüm ederek başını kaldırınca: "Neden gülüyorsun,
ey Allah'ın Resulü?" diye sorduk. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Az önce bana bir süre nazil oldu" deyip Besmele çekerek
okumaya başladı: "(ResUlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen
Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç
besleyendir."[Kevser 1-3] Sonra: "Kevser'in ne olduğunu biliyor
musunuz?" diye sordu. "Yüce Allah ve Resulü daha iyi bilir"
dedik. Şöyle buyurdu: "O, Rabbimin bana, pek çok hayırlar getireceğine
dair söz verdiği (Cennette) bir nehirdir. Kıyamet gününde ümmetimin yanında
toplanacağı bir havuzdur. (İçmek için) gökteki yıldızlar sayısınca kabları
vardır. Ancak içlerinden bir kul uzaklaştırılacak. Ben: ''Rabbim! O da benim
ümmetimdendir!'' dediğimde, Yüce Allah: ''Ama senden sonra neler yaptı
bilmiyorsun!'' buyuracak."
Müslim Sahih'inde Ebü
Bekr b. Ebi Şeybe ile Ali b. Hucr'dan rivayet etti. [T] Müslim (400).
114- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hafifçe uyumuştu. Uyanıp başını
kaldırdı gülümsüyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Niçin
güldüğümü biliyor musunuz?" diye sorunca veya onlar Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e niçin güldün?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bana biraz önce bir süre indirildi" buyurdu ve
besmele çekerek Kevser Suresi'ni sonuna kadar okudu. Okuyup bitirince oradakilere:
"Kevser nedir
biliyor musunuz?" dedi. Onlar da: "Allah ve Resulü daha iyi
bilir" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml şöyle buyurdu:
"O, Rabbimin bana cennette vereceği bir nehirdir, onda pek çok hayırlar
vardır. Onun üzerinde bir havuz vardır ki, kıyamet gününde ümmetim oraya
gelecekler o havuzun bardakları gökteki yıldızlar kadardır."
Müslim, bunu Ebü Zi'b
kanalıyla Muhammed b. Fudayl'dan rivayet etti.
115- Enes b. Malik'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Miraca
semaya çıkarıldığımda her iki kenarında içi boş inciden yapılmış kubbelere
geldim. Cebrail' e: ''Ey Cebrail! Bu ne?'' diye sorduğumda, bana: ''Bu,
Rabbinin sana ihsan ettiği Kevser' dir'' karşılığını verdi. Melek elini içine
daldırınca saf miskten olan çamurundan çıkardı."
Buhari, Sahih'te Adem b.
Ebi İyas'tan rivayet etti. [T] Buhari
(4964, 3570).
116- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Orada (Havz'ımda)
gökteki yıldızlar sayısınca altın ve gümüşten kaplar bulunur" buyurmuştur.
Müslim Sahih'inde Züheyr
b. Harb kanalıyla Eşyeb'den rivayet etti.
117- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cennette yürürken her iki tarafında inciden içi boş kubbeler bulunan bir
ırmakla karşılaştım. Cebrail' e: ''Ey Cebrail! Bu ne?'' diye sorduğumda, bana:
''Bu, Rabbinin sana ihsan ettiği Kevser' dir'' karşılığını verdi. Melek elini
içine daldırdığında çamurunun saf miskten olduğunu gördüm."
Lafız Ebu Amr'a aittir.
Buhari, Sahih'te Ebu'l-Velid ile Hudbe'den rivayet etti. [T] Buhari 6/219(4964).
118- Enes b. Malik der
ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cennette veya buyurduğu gibi
Mirac'a çıkarıldığı zaman her iki tarafında içi oyuk yakutlar bulunan bir nehir
gösterildi." Sonrasında ravi: "Saf' ifadesini zikretmeksizin
Hemmam'ın hadisi yönünde rivayette bulundu.
119- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Havz'ımın iki tarafının arası, San'a ile Medine arası gibidir."
Müslim Sahih'inde bu
lafızla Hureym ve Asım b. en-Nadr'dan rivayet etti. [T] Buhari (6580) ve Müslim (2303).
120- Enes b. Malik'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Havz'ımın
iki tarafının arası San'a ile Medine arası gibidir."
Müslim Sahih'inde Hasan
el-Hulvani kanalıyla Ebu'l-Vel'id'den rivayet etti.
121- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Şurası muhakkak ki, Havz'ımın kapladığı alan, Eyle ile Yemen'in San'a
şehri arasındaki uzaklık gibidir. Ayrıca Havz'da gökyüzünün yıldızları
sayısınca bardaklar vardır."
Buhari, Sahih'te Said b.
Ufeyr kanalıyla İbn Vehb'den ve Müslim, Harmele b. Yahya'dan rivayet etti. [T] Buhari (6580) ve Müslim (2303).
122- Enes b. Malik der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kevser konusu sorulunca:
"Allah'ın (cennette) bana verdiği bir ırmaktır. Toprağı misktendir. Suyu
sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Bu ırmağa deve boyunlarını andıran
kuşlar gelir" buyurdu. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar pek
lezzetli şeyler yiyen kuşlarmış" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Onları yemek daha lezzetlidir" buyurdu. [T] Tirmizi (2542).
Her iki kanalın lafzı
aynıdır. Deraverdi bunu "İbn Şihab'ın yeğeni babası Abdullah b.
Müslim" kanalıyla Enes b. Malik'ten rivayet etmiştir. "Ebu Bekr"
yerine de "Ömer" demiştir. Muhammed b. İshak b. Yesar bunu
"Cafer b. Amr b. Umeyye - Abdullah b. Müslim ez-Zühri" kanalıyla:
"Enes b. Malik'in şöyle dediğini işittim" şeklinde rivayet etmiştir.
123- Enes b. Malik der
ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
Rabbinin sana verdiği Kevser nedir?" diye sorulunca: "San'a ve Şam'ın
Eyle şehri arasındaki uzaklık kadar bir ırmaktır. Bu ırmağın kapları gökyüzünün
yıldızlarından daha fazladır. Bu ırmağa deve boyunlarını andıran kuşlar
gelir" buyurdu. Ömer b. el-Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar pek
lezzetli şeyler yiyen kuşlarmış" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Onları yemek daha lezzetlidir" buyurdu.
124- Ebu Ubeyde der ki:
Hz. Aişe'ye, "(Resulüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik''[Kevser 1]
ayetini sorduğumda dedi ki: "Kevser, Peygamberinize (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) verilen (Cennetteki) bir ırmaktır. Kenarları saf incidendir. (İçmek
için) kapları da yıldızlar kadar çoktur."
Buhari, Sahih'te Halid
b. Yezid el-Kahili kanalıyla İsrail'den rivayet etti ve Mutarrifin aşağıdaki
rivayetini buna şahit gösterdi. [T]
Buhari (4965).
125- Ebu Ubeyde der ki:
Hz. Aişe: "Dokuz yaşında iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
benimle evlendi. Dokuz sene O'nun sohbetinde bulundum" dedi. Hz. Aişe'ye:
"Kevser nedir?" diye sorduğumda: "Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Cennetin göbeğinde verilen bir nehirdir" cevabını verdi.
Ben: "Cennetin göbeği de nedir?" diye sorunca ise: "Cennetin
orta yerdir. Bu nehrin her iki kenarı da içi oyuk incilerle çevrilmiştir"
dedi. [T] Buhari (4966, 6578).
126- Yezid b. Ruman der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikredildiği zaman As b. Vail
es-Sehmi: "Bırakın onu, o sonu kesik biridir. Onun soyu kesildi ve ondan
rahat ettiniz" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: "Şüphesiz biz sana
Kevser'i verdik. Öyleyse Rabbine namaz kıl ve nahret. Asıl sonu kesik olan,
şüphesiz sana kin besleyendir"[Kevser 1-3] ayetlerini indirdi. Yani Yüce
Allah: "Ben sana dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olan Kevser'i
verdim" buyurmaktadır. Ebu Abdillah'ın rivayeti: "Ben sana dünyadan
ve içindekilerden daha hayırlı olanı yani Kevser'i verdim. Asıl sonu kesik olan
As b. Vail' dir" şeklindedir.
127- İbn Abbas, Kevser
hakkında şu açıklamayı yaptı: Kevser, Allah'ın Hz. Peygamber'e (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ihsan buyurduğu hayırdır. Ebu Bişr ekledi: Said b. Cübeyr'e
"İnsanlar, Kevser'in Cennette bir ırmak olduğunu ileri sürüyorlar"
dediğimde ise Said: "Cennetteki ırmak ta Allah'ın Hz. Peygamber'e (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ihsan ettiği hayrın bir parçasıdır" dedi.
Buhari, Sahih'te Yakub
b. İbrahim'den rivayet etti. [T] Buhari
(4966).
128- Ata b. es-Saib der
ki: Muharib b. Dissar: "Said b. Cübeyr'in, İbn Abbas'tan naklederek Kevser
konusunu zikrettiğini işittim" dedi. Ben: "İbn Abbas, Kevser'in pek
çok hayır anlamına geldiğini söyledi" karşılığını verdiğim de Muharib
şöyle dedi: "Sübhanallah! İbn Abbas çok az yanılan biridir. Zira İbn
Ömer'in bize bildirdiğine göre: ''Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik''[Kevser
1-3] ayeti nazil olduğu zaman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Kevser, Cennette bir ırmaktıL Her iki kıyısı altındandıL Suyu sütten daha
beyaz, baldan daha tatlıdıL Toprağı miskten daha hoş kokar. Yatağı inci ile
yakuttandır'' buyurmuştu." Vallahi İbn Abbas doğru söylemiştir! Kevser pek
çok hayırdır."
[T] Ahmed, Müsned
(2/112) ve Hakim, Müstedrek (3/543).
129- Ata b. es-Saib der
ki: Muharib b. Dissar bana: "Kevser konusunda Said b. Cübeyr ne
dedi?" diye sordu. Ben: "İbn Abbas, Kevser'in pek çok hayır anlamına
geldiğini söyledi" karşılığını verdiğimde, Muharib şöyle dedi: "İbn
Abbas'ın görüşü nasıl bir görüştür! İbn Ömer'in bize bildirdiğine göre,
"Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik"[Kevser 1-3] ayeti nazil olduğu
zaman, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kevser
Cennette bir ırmaktır. Her iki kıyısı altındandır. Yatağı inci ile yakuttandır.
Toprağı miskten daha hoş kokar. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha
tatlıdır."
[T] Ahmed, Müsned (2/67,
158), İbn Cerir et-Taberi, Tefsir (30/210) ve Beğavi, Şerhu's-Sünne (15/168,
169).
130- İsa b. Abdillah
et-Temimi'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Ebi Necih: "Şüphesiz biz sana
Kevser'i verdik''[Kevser 1-3] ayetini açıklarken: "Kevser, Cennette bir
ırmaktır" demiştir. Aişe de bu konuda: "Kevser Cennette bir ırmaktır.
İki parmağını kulağına koyan kişi (dahi) bu ırmağın şırıltısını duyabilir"
demiştir.
131 - Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban der ki: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Ben kıyamet gününde Havz'ımın başında Yemen'den gelenlere de
yer açmak için orada bulunan insanları sopamla vurarak dağıtacağım"
buyurdu. Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Havz'ın genişliğinin ne
kadar olduğu sorulduğunda: "Şu an durduğum yerle Uman arası kadardır"
buyurdu. içindeki içeceğin nasılolduğu sorulduğunda ise: "Sütten beyaz,
baldan daha tatlıdır. Cennetten içine içecek akıtan iki oluk da var ki bunların
biri gümüşten, biri de altındandır" karşılığını verdi.
[T] Müslim (2301).
132- Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur. Müslim Sahih'inde Hişam ed-Destuvai kanalıyla
tahric etti.
133- Sevban der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde
Havz'ımın başında Yemen'den gelenlere de yer açmak için orada bulunan insanları
sopamla vurarak dağıtacağım." Bir adam: "Genişliği ne kadardır?"
diye sorunca: "Genişliği Medine ile Uman arası kadardır" buyurdu.
"içeceği nedir?" diye sorunca şu karşılığı verdi:
"Sütten beyaz,
baldan daha tatlıdır. Cennetten içine içecek akıtan iki oluk da var ki bunların
biri gümüşten, biri de altındandır."
Müslim, Sahih'de Züheyr
b. Harb kanalıyla Hasan b. Musa elEşyeb'den rivayet etmiştir.
134- Ebü Umame
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah ümmetimden
yetmiş bin kişiyi hesaba çekmeden cennete sokacaktır" buyurdu. Yezid b.
el-Ahnes es-Sülemi: "Vallahi ümmetinin yanında bu sayı sinekler içinde
asheb türü sineklerin sayısı kadardır" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allah, yetmiş bin kişiyi (hesapsız bir şekilde)
cennete sokacaktır. Ayrıca bu yetmiş bin kişiden her bin kişinin yanında da
yetmiş bin kişiyi daha cennete sokacaktır. Bütün bunlara da üç avuç
ekledi" buyurdu.
Yezid: "Ey Allah'ın
Resulü! Havz'ının genişliği ne kadardır?" diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aden ile Uman arası kadardır. Hatta daha
geniş, daha da geniştir" buyurdu. Geniş olduğunu göstermek için elleriyle
işaret ettikten sonra da: "Biri altın, biri de gümüş olmak üzere iki oluğu
vardır" buyurdu. Yezid: "Ey Allah'ın Resulü! Havz'ının suyu
nasıldır?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Suyu sütten daha beyaz, tadı baldan daha tatlı, kokusu miskten
daha hoştur. Ondan bir defa içen bir daha susuzluk çekmez ve yüzünün rengi asla
kararmaz."
[T] İbn Ebi Asım
Sünne'de (729), Ahmed, Müsned (5/250, 251) ve Taberani, M. el-Kebır 8/187
(7672) rivayet ettiler. Heysemi (18458) der ki: "Ahmed ve Taberani rivayet
ettiler. Ahmed'in ravileri ve Taberani'nin ravilerinin bazıları Sahih'in
ravileridir."
135- Ebu Sellam el-Hubşı
anlatıyor: Ömer b. Abdilaziz, Sevban'dan Havz konulu rivayetim nedeniyle beni
çağırttı. Posta beygiriyle yanına vardım. Yanına girince "Ey Müminlerin
emiri! Posta beygiriyle gelmem zahmetli oldu" dedim. Bunun üzerine Ömer b.
Abdilaziz dedi ki: "Sana zahmet vermek istemezdim. Fakat Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Havz hakkında (senin kendisinden aktarmış
olduğun) Sevban'ın hadisi bana ulaştı. Bir de bizzat senin ağzından dinlemek
istedim."
Ebu Sellam dedi ki:
Sevban, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şu şekilde aktardı:
"Benim Havz'ım, Aden'den, Belka Amman'ına ulaşacak kadar geniştir. Suyu,
sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Bardakları, gökteki yıldızların sayısı
kadardır. Her kim ondan bir yudum içerse bir daha ebediyen susamaz. Havz'a ilk
gelecek insanlar; Muhacirlerin fakirlerinden olup saçları başları dağınık,
giysileri eski püskü, varlıklı kadınlarla evlenemeyen, kendilerine kapıların
açılmadığı kimselerdir."
Ömer b. Abdilaziz dedi
ki: "Fakat ben varlıklı kadınlarla da evlendim ve her türlü kapılar da
bana açıldı. Abdülmelik'in kızı Fatıma ile evlenmiş bulunuyorum. Kuşkusuz
(bundan böyle) ben saçlarım dağılmadıkça başımı yıkamayacağım ve tenime değen
giysiyi de kirlenmeden yıkamayacağım."
[T] Ahmed, Müsned
(14719, 15120) ve Hakim, Müstedrek (4/184).
136- Abbas b. Salim
el-Lahmı der ki: Ömer b. Abdilaziz, Havz konusunu sormak için Ebu Sellam
el-Habeşi'yi yanına çağırdı. Ebu Sellam da posta develerinden birine
bindirilerek getirildi. Ömer bu konuyu sorunca Ebu Sellam dedi ki: Sevban'ın
şöyle dediğini işittim:
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Havz'ımın büyüklüğü Aden ile Balka'daki
Amman arası kadardır. Suyu sütten beyaz, baldan daha tatlıdır. içmek için
kapları gökteki yıldızlardan daha fazladır. Ondan bir defa içen bir daha asla
susuzluk çekmez. Bu Havz'ın başına ilk gelecek olanlar Muhacirlerin fakirleri
olacaktır" buyurdu. Ömer b. el-Hattab: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar
kimlerdir?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bunların saçı başı dağınık, giysileri de eski ve kirlidir. Evlenmek için
saygın kadınlardan birini istediklerinde kendilerine verilmez. Kapılar
yüzlerine kapalı olur" buyurdu.
Bunun üzerine Ömer b.
Abdilaziz: "Oysa ben saygın kadınlarla evlendim ve her kapı önümde açıldı.
Allah bana merhamet etsin, ama vallahi artık saçlarım dağılana kadar kokular
sürmeyecek, kirlenene kadar da iç giysilerimi yıkamayacağım" dedi.
[T] Ahmed, Müsned
(5/275).
137- Ebu Zer der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
(Cennetteki) Havz'ın(ın) kapları nasıldır?" diye sorduğumda, şöyle
buyurdu: "Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki Havz'ın kapları,
bulutsuz ve kapkaranlık olan bir gecede gökte görünen yıldız ve gezegenlerin
sayısından da daha çoktur. Cennetteki bu kaplardan içen ömrünün sonuna kadar
bir daha asla susamaz. Havz'ın, Cennetten çıkan ve gürül gürül akan iki oluğu
vardır. Kim bunlardan içerse bir daha susamaz. Havz'ın eni boyu kadar olup,
Amman ile Eyle arası kadardır. Suyu sütten beyaz, baldan da tatlıdır."
Müslim Sahih'inde Ebu
Bekr b. Ebi Şeybe'den rivayet etti. [T]
Müslim (2300).
138- Harise b. Vehb der
ki: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim:
Kendisi Havz'dan
bahsederek: "(Onun büyüklüğü) Medine ile San'a arası kadardır"
buyurdu. İbrahim rivayetinde "San'a ile Medine arası" ibaresi
geçmiştir.
Buhari, Sahih'te bunu
Ali b. Abdillah'tan ve Müslim ise İbrahim b. Muhammed b. Ar'are'den rivayet
etti. [T] Buhari (6591).
139- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Önünüzde bir
Havz vardır ki (büyüklüğü) Cerba ile Ezruh arası gibidir" buyurm uştur.
Buhari, Sahih'te
Müsedded'den ve Müslim ise Züheyr b. Harb ile başkası kanalıyla Yahya b.
Said'den rivayet etti. [T] Buhari
(6579) ve Müslim (2292).
140- İbn Ebi Muleyke'nin
bildirdiğine göre Abdullah b. Amr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Benim Havz'ım bir aylık yol genişliğindedir. Onun
suyu sütten daha beyaz, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da gökyüzünün
yıldızları sayısıncadır. Ondan içen o kimse, bir daha asla susamaz." [T] Buhari (6577) ve Müslim (2299).
İbn Ebi Muleyke'nin
bildirdiğine göre Esma binti Ebi Bekr anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ben Havz başında olacağım, hatta sizden bana
gelmekte olanları gözetlerken benim önümde bazı insanlar yakalanacak. Bunun
üzerine ben ''Ya Rab! (Onlar) benden ve benim ümmetimdendir'' diyeceğim. Bana
''Onların senden sonra neler yaptıklarını biliyor musun? Vallahi onlar senden
sonra ayak topukları üzerine dönmekten hiç mi hiç ayrılmadılar'' denilir."
Abdullah b. Ebi Muleyke
şöyle derdi: "Ya Rabbi! Biz topuklarımız üzerine dönmemizden ya da
dinimizden fitnelere uğratılmamızdan sana sığınırız! "
Müslim Sahih'inde Davud
b. Amr ed-Dabbi'den ve Buhari, Sahih'te İbn Ebi Meryem kanalıyla Nafi b.
Ömer'den rivayet etti. [T] Buhari
(6593) ve Müslim (2293).
141- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i ashabının arasında iken şöyle
buyurduğunu işittim: "Ben Havz'ın başında sizden oraya gelecekleri
bekleyeceğim. Ancak bazıları benden uzaklaştırılacaklar. Ben: ''Rabbim! Onlar
benden ve benim ümmetimden!'' dediğimde, bana: ''Senden sonra neler
yaptıklarını bilmiyorsun! Senden sonra gerisin geriye dinlerinden dönmekten
geri durmadılar'' denilecek."
Müslim, Sahih'de İbn Ebi
Ömer'den rivayet etmiştir. [T] Müslim
(2294).
142- Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ben Havz'ın başında sizden oraya gelecekleri bekleyeceğim. Ancak bazıları
geldikten sonra benden uzaklaştırılacaklar. Ben: ''Ey Rabbim! Ashabım,
ashabım!'' dediğimde, bana: ''Senden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun!
Senden sonra gerisin geriye (dinlerinden) dönmekten geri durmadılar''
denilecek."
Müslim, Sahih'de rivayet
etmiştir. Başka bir kanalla da Eflah'tan rivayet etmiştir.
143- Sehl b. Sa'd der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu: "Ben sizin
Havz başında öncünüzüm. Benim yanıma gelen ondan içer, ondan içen de asla
susamaz. Şurası muhakkak ki benim yanıma birtakım topluluklar gelecekler ki,
ben onları tanırım, onlar da beni tanırlar. Sonra benimle onların arasına bir
perde konulur."
Ebu Hazım der ki: Ben bu
hadisi kendilerine aktarırken bunu benden Nu'man b. Ebi Ayyaş işitince:
"Sen bu hadisi Sehl'den bu şekilde söylerken duydun mu?" diye sordu.
Ben de; "Evet, böylece işittim" dedim. Bunun üzerine Nu'man:
"Ben Ebu Said el-Hudri üzerine tanıklık ediyorum ki, kuşkusuz ben de ondan
bu hadisi işitmişimdir. Ancak o, bu hadiste şunları da ekleyerek, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurduğunu söylüyordu: "Ben:
"Onlar bendendirler, derim. Bana: ''Sen onların senin ardından neler
ortaya çıkardıklarını bilmezsin'' denilir. Ben de: ''Benden sonra dinde
değiştirme yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar, uzak olsunlar!'' derim."
Ebu Said ed-Darimi der
ki: "Biz bu hadiste Ridde ehlinin (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in vefatından sonra dinden döneceklerin) kastedildiğini
düşünürdük."
Buhari, Sahih'te Said b.
Ebi Meryem'den ve Müslim iki başka yolla Ebu Hazım'dan rivayet etti. [T] Buhari (6583-4) ve Müslim (2290-1).
144- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Benim Havz'ımın iki ucu arası Eyle ile Aden arasından daha uzundur. O,
kardan daha beyaz, süt karışmış baldan daha tatlıdır. Kapları yıldızların
sayısından çoktur. Ben bir kimsenin kendi havuzundan başkalarının develerini
kovduğu gibi insanları ondan kovacağım."
Ashab: "Ey Allah'ın
Resulü! O gün sen bizleri tanıyabilecek misin?" dediklerinde Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, sizin (o gün) başka hiç bir ümmette
bulunmayan bir alametiniz olacak. Şöyle ki benim yanıma abdest izinden dolayı
yüzleriniz nur ve ayaklarınız ise sekili olarak geleceksiniz" buyurdu. 1
Müslim Sahih'inde İbn
Ebi Ömer'den; ayrıca İbn Fudayl kanalıyla Ebü Malik'ten, o Ebü Hazım'dan, o da
Ebü Hureyre'den; ayrıca İbn Müshir kanalıyla Ebü Malik'ten, o Rib'i b.
Hiraş'tan, o da Huzeyfe'den tahrk etti.
[T] Müslim (247).
145- Ebü Hureyre
anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mezarlığa çıkıp ölülere
selam vererek: "Selam size ey Müminler diyarı! inşaallah biz de size
katılacağız. Kardeşlerimizi görmeyi isterdim" dedi. Sahabe: "Biz
senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın Resulü?" diye sorunca,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz benim arkadaşlarımsınız.
Benim kardeşlerim henüz gelmediler. Ben onları (Kevser) havzında
bekleyeceğim" cevabını verdi. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetinden
henüz gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın?" diye sordular. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Düşünün, bir adamın siyah adar arasında
alnı beyaz, ayaklarında seki olan bir atı olsa o atını tanımaz mı?"
karşılığını verdi. Onlar: "Evet, tanır ey Allah'ın Resulü" cevabını
verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "işte onlar (benden
sonra gelecek kardeşlerim) abdest sebebiyle, kıyamet günü alınları ve abdestte
yıkadıkları uzuvları parlayarak gelecekler. Ben ise onları Havz başında bekleyeceğim.
Dikkat edin! Sizden bazıları, yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı
gibi benim Havz'ımdan kovulacaklar. Ben onlara: ''Buraya gelin!'' diye
sesleneceğim fakat bana: ''Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler''
denilecek. Bunun üzerine ben de: ''Uzak olsunlar, uzak olsunlar!''
diyeceğim" buyurdu.
Müslim Sahih'inde Yahya
b. Eyyüb ve başkasından rivayet etti.
[T] Müslim (249).
146- Abdullah (b.
Mes'üd) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:
"Ben Havz'ın başma sizden önce varacak ve bazı topluluklarla tartışacağım.
Sonra onlar alt edileceklerdir. Ben: ''Rabbim! (bunlar benim) ashabım!''
diyeceğim. Bunun üzerine ''Sen onların senden sonra neler icad ettiklerini
bilmezsin'' denilecek."1
Müslim Sahih'inde Osman
b. Ebi Şeybe'den; Buhari, Sahih'te Ebü Avane kanalıyla A'meş'ten; ayrıca Muğire
ile Asım, Ebü Vali Şakik kanalıyla Abdullah (b. Mes'üd)'dan tahric etti. Husayn
ise Ebü Vail kanalıyla Huzeyfe'den aktarmıştır. [T] Müslim (2297).
147- Cundeb b. Abdillah
el-Alakı der ki: Ben, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim:
"Ben, Havz başına sizden önce varacak olan öncünüzüm " buyuruyordu.
Müslim Sahih'inde Ebü
Kureyb kanalıyla Muhammed b. Bişr'den ve Buhari ile Müslim Şu'be kanalıyla
Abdülmelik b. Omeyr'den tahrk etti. [T]
Buhari (6589) ve Müslim (2289).
148- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yabancı bir devenin su havuzunda deve sürüsünden uzaklaştırılması gibi ben
de bazı adamları Havz'ımdan uzaklaştıracağım."
Müslim Sahih'inde
Abdurrahman b. Selam'dan ve Buhari ile Müslim Şu'be kanalıyla Muhammed b.
Ziyad'dan tahric etti. [T] Buhari
(2367) ve Müslim (2302).
149- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Havz'ımın yanına sohbetimde bulunanlardan bazı adamlar
getirilecek. Yanıma çıkarıldıklarında onları görüp tanıdığım zaman yanımdan
uzaklaştırılacaklar. Ben: ''Rabbim! Onlar benin ashabım, ashabım!'' dediğimde,
bana: ''Senden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun!'' denilecek.''
Müslim Sahih'inde
Muhammed b. Hatim kanalıyla Affan'dan ve Buhari Müslim b. İbrahim kanalıyla
Vuheyb'den rivayet etti. [T] Buhari
(6582) ve Müslim (2304).
150- Ukbe b. Amir der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Uhud şehitlerinin namazını
kıldıktan sonra minbere çıkıp diriler ve ölülere veda eder gibi şöyle buyurdu:
"Ben Havz'a (cennetteki havuza) giden öncünüz olacağım. Havz'ın genişliği
Eyle ve Cuhfe arası kadardır. Benden sonra şirke düşeceğinizden korkmuyorum.
Fakat dünya için kendi aranızda yarışmanızdan ve sizden öncekilerin helak
olduğu gibi sizin de helak olmanızdan korkuyorum." Bu da Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberde son görüşüm olmuştu.
Müslim, Sahih'de Ebu
Musa kanalıyla Vehb'den ve Buhari ile Müslim, Leys kanalıyla Yezid'den rivayet
etmişlerdir.
151- Cabir b. Semure'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Dikkat edin! Ben sizin için Havz'ın başına öncü olarak varacak olanım.
Onun iki ucunun mesafesi San'a ile Eyle arası kadardır. Ondaki ibrikler
yıldızlar sayısıncadır."
Müslim Sahih'inde Velid
b. Şuca'dan rivayet etti. [T] Müslim
(2305).
152- Zeyd b. Erkam'ın
bildirdiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Kıyamet
gününde) ümmetimden Havz'ıma gelecek insanların yüz bin bölümünden ancak bir
bölüm çıkarsınız" buyurduğunu işittim. Zeyd ekledi: "Bizler o zaman
yedi yüz veya sekiz yüz kişi kadardık."
[T] Ebu Davud (4746).
153- Yezid b. Hayyan
anlatıyor: der ki: Ubeydillah b. Ziyad haber gönderince Zeyd b. Erkam yanına
gitti. Ona: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklen
aktardığın o hadisler nedir? Cennette onun bir Havz'ının olduğunu rivayet ediyor
muşsun?" deyince: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Havz'ı
bize anlattı ve onu bize vaad etti" karşılığını verdi. Ona: "Yalan
söylüyorsun! Sen bunak bir ihtiyarsın!" deyince: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benim adıma yalan söyleyen kişi
cehennemdeki yerine de hazırlansın" buyurduğunu şu kulaklarımla işittim ve
şu kalbimde muhafaza ettim. Bu konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
adına yalan söylemiş değilim!" karşılığını verdi.
[T] Ahmed, Müsned
(19266), Taberani:, M. el-Kebir (5/203, 204), Bezzar, Keşfu'l-esar (1/117),
Hakim, Müstedrek (1/77) ve İbn Ebi: Şeybe, Musanne! (1/452, 453) [Müslim'in
şartınca sahih]
154- Ebu Hamza der ki:
Ebu Berze, Ubeydullah b. Ziyad'ın yanına girince, Ubeydullah b. Ziyad:
"Size (Havz'ı) bu kısa boylu göbekli kişi mi anlatacak!" dedi. Bunun
üzerine Ebu Berze: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinde
bulunmayı ar gören bir kavmin içinde yaşamayı düşünmezdim" karşılığını
verdi. Kendisine: "Vali seni Havz'ı sormak için çağırdı" denilince,
vali: "Havz gerçek bir şey midir?" dedi. Bunun üzerine Ebu Berze:
"Evet, onun olmadığını söyleyen kişiye Allah ondan içirmesin"
karşılığını verdi.
[T] Ahmed, Müsned
(4/421, 424, 425, 426) ve Abdurrezzak, Musannef (1 1/404).
155- Abdullah b.
Bureyde, Ebu Sebre el-Hemdani'den bildiriyor: Ebu Berze el-Eslemi, Bera b. Azib
ve Abid b. Amr, Havz hadisini anlattıktan sonra Ubeydullah: "Ben onlara
inanmıyorum" dedi. Bunun üzerine Ebu Sebre şöyle dedi: Bu konuda sana
bizzat işitmiş olduğum bir hadisi anlatayım mı? Baban beni bazı mallarla
Muaviye'ye gönderdi. Orada Abdullah b. Amr'la karşılaştım. Bizzat kendi ağzıyla
(bu konuda) Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiği bir hadisi
bana anlattı ki onu kendi ağzından kaleme aldım. İşittiğimden bir harf
eksiltmediğim gibi bir harf te fazla yazmadım. O, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu söyledi: "Yüce Allah edepsizliği ve
çirkin şeyleri sevmez. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki edebsizlikler
ve çirkinlikler yayılmadıkça, akrabalık bağlarını kesmeler ve kötü komşuluklar
baş göstermedikçe, güvenilir kişiler hain ve hain kişiler güvenilir
sayılmadıkça kıyamet kopmaz. Mümin kişi altın parçası gibidir. Sahibi onu ateşe
tutsa dahi özelliğini kaybetmez ve ağırlığı eksilmez. Mümin bal arısı gibidir.
Temiz olan şeylerden yiyip, temiz olan bir şeyi üretir. Konduğu yeri kırmaz ve
bozmaz. (Cennette) öyle bir havuzum var ki iki kenarı arası Eyle ile Mekke
arası kadardır. İçmek için de yıldızlar sayısınca kapları vardır. Suyu sütten
beyaz ve baldan tatlıdır. Ondan bir defa içen bir daha asla susuzluk
çekmez."
İbn Ziyad: "Havz'ın
hak olduğuna şahitlik ederim" dedi ve içinde bu hadisin yazılı olduğu
kağıdı aldı.
Ebu Usame bunu
Hüseyn'den bu şekilde rivayet etmiştir. İbn Ebi Adiy de bunu Hüseyn kanalıyla
Abdullah b. Bureyde'den rivayet etmiş ve: "Bana bildirilene göre Ebü Sebre
b. Seleme el-Huzell, İbn Ziyad'ı işitmiştir" dedi.
[T] Ahmed, Müsned
(2/162, 199), Abdurrezzak, Musannef (11/405, 406) ve İbnu'lMübarek, Zühd (s.
560, 561).
156- Ebü Berze'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Havz'ımın büyüklüğü Eyle ve San'a arası genişliğinde olduğu gibi eni ile
boyu birdir. Cennetten akıp gelen altın ve gümüşten iki oluğu vardır. Suyu
sütten beyaz, baldan tatlı ve kardan daha soğuktur. Orada gökyüzü yıldızları
sayısınca ibrikler vardır."
157- Enes der ki:
Ziyad'ın veya İbn Ziyad'ın yanına girdiğimde yanındakiler Havz konusunda
konuşuyorlardı. Bunun üzerine onlara: "Medine'nin kocamışları Rablerinden,
kendilerine Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Havz'ından içirmesini
isterlerdi" dedim.
[T] İbn Hacer
el-Askalani, Fethu'l-bari (11/468).
158- Enes der ki: Ubeydullah
b. Ziyad'ın yanına girdiğimde oradakilerin Havz konusunda konuştuklarını
gördüm. Ubeydullah beni gördüğü zaman: "İşte Enes geldi" dedi.
Yanlarına geldiğimde: "Ey Enes! Havz hakkında ne dersin?" dediler.
Ben de istirca ederek şöyle dedim:
"Sizin gibi Havz'ın
olduğunu kabul etmeyenleri göreceğim zamana kadar yaşayacağımı düşünmüyordum.
Benden sonra öyle kocamışlar bıraktım ki onlardan her biri her namazdan sonra
mutlaka Yüce Allah'tan kendisine Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Havz'ından içirmesini isteyecektir."
[T] Ahmed, Müsned (1/23)
ve Abdurrezzak, Musannef (11/412, 3/588).
159- İbn Abbas der ki:
Ömer b. el-Hattab'ı işittim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) recmetti,
Ebu Bekir recmetti ve ben de recmettim. Bilmiş olun ki, sizden sonra birtakım
insanlar gelecek, recmi, Deccal'i, Havz'ı, şefaati, kabir azabını ve (günahkar)
bazı (mümin) kimselerin Cehennemde (bir süre azap görüp) yandıktan sonra oradan
çıkacağını yalanlayacaktır. "
[T] Tayalisi (25),
Abdurrezzak (13364) ve Ebu Ya'la (146).
160- Ebu Hureyre ile Ebu
Said bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim ise
Havz'ımın üzerindedir."
Buhari, Sahih'te başka
bir yoldan Malik'ten; Buhari ile Müslim Ubeydullah b. Ömer kanalıyla Hubeyb'den
Ebu Said'i zikretmeksizin rivayet etti.
[T] Buhari (1196) ve Müslim (1391).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Cennet ve
Cehennem'in Varlığı ve Şu An Mevcut Olduğu