BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Cennet ve Cehennem'in
Varlığı ve Şu An Mevcut Olduğu
Cennet ve Cenennemin
Var Olduğuna iman Etmek; Her ikisinin Ehli için Yaratılıp Hazırlanmış ve Her ikisinin
Özellikleri Hakkında Gelen Rivayetleri Dair Bölümler
******************************************************
Cennet ve Cehennemin Var
Olduğuna inanmak
******************************************************
161- Ömer b. el-Hattab
der ki: Bizler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında iken bir
adam gelerek: "İman nedir?" diye sordu. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) söyle buyurdu: "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, resullerine,
ölüme, ölümden sonra dirilmeye, hesaba, Cennete, Cehenneme ve bütünüyle kadere
iman etmendir." Adam: "Doğru söyledin" dedi. -Hadis, aslında
metin olarak daha uzundur (ve Cibril hadisi olarak bilinir)-
Müslim Sahih'inde bunu
Hammad b. Zeyd kanalıyla rivayet etti.
*********************************************
Cennet ve Cehennemin
Ehli İçin Yaratılıp Hazırlanmış Olduğunun Delili
*********************************************
Allah'tan cenneti ister
ve cehennemden kendisine sığınırız. Yüce Allah: "Rabbinizin bağışına, genişliği
göklerle yer arası kadar olan ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
hazırlanmış bulunan cennete koşun"[Al-i İmran 133] buyurmaktadır. Bu
şekilde Yüce Allah cennetin genişliğini vasfetmiştir. Yani ancak yaratılan bir
şeyin genişliği olabilir. Yaratılmayan bir şeyin genişliği olamaz. Yüce Allah
cennetin sakınanlar için hazırlanmış olduğunu bildirmiştir. Hazır olan şey de
mutlaka yaratılmış bir şeydir. Yüce Allah cehennemi de vasfederek: "O
halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kafirler için
hazırlanmıştır''[Bakara 24] buyurmaktadır. Bunun da kafirler için
hazırlandığını haber vermiştir. Hazır olan şey de mutlaka mevcut olan bir
şeydir.
162- Ebü Hureyre der ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah:
"Salih kullarıma cennette hiçbir gözün göremediği, hiçbir kulağın
işitmediği ve hiç kimsenin aklına gelemeyecek şeyler hazırladım'' buyurur.
Ancak bunları burada size göstermemiştir."
Müslim Sahih'inde Harun
b. Said kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti.
[T] Buhari (4780, 3244) ve Müslim (2824).
163- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah: ''Ben iyi
kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve
hiçbir insan gönlüne gelmeyen birtakım nimetler hazırladım'' buyurdu." Ebu
Hureyre ekledi: İsterseniz: "Artık onlar için yapmakta olduklarına bir
mükafat olarak gözlerin aydın olacağı (nimetlerden) neler gizlenmiş bulunduğunu
kimse bilmez"[Secde 17] ayetini
okuyunuz.
Buhari, Sahih'te
Humeydi'den ve Müslim ise Züheyr ve başkası kanalıyla Süfyan'dan rivayet
etti. [T] Buhari (3244) ve Müslim
(2824).
164- Ebü Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah: ''Salih kullarıma
hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiç kimsenin aklına
gelmeyen şeyler hazırladım'' buyurur" dedikten sonra: "Hiç kimse,
yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlığını
bilemez"[Secde 17] ayetini okudu.
Lafız İbn Numeyr'indir.
Ebü Muaviye'nin rivayetinde ise "Kurra (= göz aydınlığı)" lafzı
yerine "Kurrat (= göz aydınlıkları)" lafzı kullanılmıştır. Buhari,
Sahih'te mu allak olarak ve Müslim ise Ebü Bekr - Ebü Kureyb - Ebü Muaviye
kanalıyla Muhammed b. Abdillah b. Ebi Numeyr'den rivayet etti. [T] Buhari (4780, 3244) ve Müslim (2824).
165- İbn Ömer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biri
öldüğünde, kendisine sabah akşam, eğer Cennetlik ise Cennetteki yeri,
Cehennemlik ise Cehennemdeki yeri gösterilir ve: ''İşte burası kıyamet koptuğu
zaman konulacağın yerdir'' denilir."
Müslim Sahih'inde Yahya
b. Yahya'dan ve Buhari İsmail kanalıyla Malik'ten rivayet etti. Salim'in İbn
Ömer'den rivayetinde ise: "Cennet ehlinden ise cennetteki, cehennem
ehlinden ise cehennemdeki" lafzıyla rivayet olundu. [T] Buhari (1379) ve Müslim (2866).
166- Ebu Hureyre'den
rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Allah Cenneti ve Cehennemi yarattığı zaman, Cibril'i Cennete
gönderdi ve: ''Cennete ve Cennetlikler için hazırladığım şeylere bak'' buyurdu.
Cibril Cennete geldi, Cenneti ve Cennetlikler için hazırlanan şeyleri görüp
geri dönerek: ''İzzetin hakkı için kim bu Cennet'teki hazırlananı görürse
mutlaka girmek isteyecektir'' dedi. Bunun üzerine Allah emretti ve Cennete
giden yollar insanların hoşuna gitmeyen, nefse ağır gelen şeylerle kuşatıldı.
Sonra Yüce Allah: ''Dönüp, Cennete ve Cennetlikler için hazırladıklarıma bak''
buyurdu. Cibril Cennete dönüp, onun insanların hoşuna gitmeyen ve nefse ağır
gelen şeylerle kuşatıldığını görünce: ''Güç ve kuvvetine yemin ederim ki hiç
kimsenin oraya giremeyeceğinden korkarım'' dedi. Bunun üzerine Allah:
''Cehenneme git Cehenneme ve Cehennemlikler için hazırladığım şeylere bak''
buyurdu. Cibril Cehenneme bakıp, orada birbiri üzerine binmiş ateş çukurları ve
ateş tepelerini görünce döndü ve: ''Güç ve kuvvetine yemin ederim ki oraya
kimse girmek istemez'' dedi. Allah emretti, Cehennem nefse hoş gelen şeylerle
kuşatıldıktan sonra Cibril'e: ''Dön ve Cehenneme bak'' buyurdu. Cibril oraya
bakıp oranın da hoşa giden şeylerle kuşatıldığını görünce dönerek: ''Güç ve
kuvvetine yemin ederim ki Cehenneme herkes girecek ve hiçbir kimse oradan
kurtulamayacaktır böyle olmasından korkuyorum'' dedi."
[T] Ebu Davud (4744) ve
Tirmizi: (2560).
167- Ebu Hureyre der ki
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:
"Allah cenneti
yaratınca Cibril' e: ''Git de ona bir bak'' buyurdu. O da gidip baktı sonra
gelip: ''Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun ki o cenneti işiten herkes oraya
girer'' dedi. Sonra Allah o cennetin etrafını zorluklarla kuşattı ve: ''Ey
Cibril! Git ona bir daha bak'' buyurdu. O da gidip baktı geldi ve şöyle dedi:
''Ey Rabbim! Senin izzetine yemin ederim ki ben oraya ikinci kez baktıktan
sonra oraya hiç kimsenin giremeyeceğinden korkmaya başladım'' dedi.
Sonra Allah cehennemi
yaratınca: ''Ey Cibril! Git de ona bir bak'' buyurdu. Cibril gidip baktı ve
geldi şöyle dedi: ''Ey Rabbim! İzzetine yemin ederek söylüyorum ki onu işiten
hiçbir kimse oraya girmez'' dedi. Bunun üzerine Allah cehennemin çevresini
cazip ve çekici şeylerle donattı ve Cibril'e: ''Tekrar git ve bak'' buyurdu.
Cibril bakıp gelince: ''Ey Rabbim! İzzetine yemin ederek söylüyorum ki
insanların hepsi oraya girer diye korktum'' dedi."
Hadis, Musa'nın
lafzıyladıL Ebü Davud, Sünen'inde Müsa b. İsmail kanalıyla Hammad'dan rivayet
etti. Bunu İsmail b. Cafer de Muhammed b. Amr'dan aktarmıştır. [T] Ahmed, Müsned (2/332, 333)
168- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet,
istenmeyen şeylerle, cehennem ise şehvetlerle kuşatılmıştır" buyurmuştur.
Malik'in rivayetinde ise lafzı: "Cehennem şehvetlerle sarılmış, cennet ise
istenmeyen şeylerle sarılmış haldedir" şeklindedir.
Müslim Sahih'inde Züheyr
b. Harb kanalıyla Şebabe'den ve Buhari İsmail b. Ebi Uveys'ten tahric
etti. [T] Müslim (2822).
169- Enes b. Malik,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sözünü bildiriyor: "Cennet
zorluklarla, Cehennem ise şehvetlede
çevrelenmiştir."
Müslim Sahih'inde
Ka'nebi'den rivayet etti.
170- Ebu Said
el-Hudri'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) veya
Ebu'l-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennet ile cehennem
(Allah'ın huzurunda) çekişider. Cennet: ''Rabbim! Neden bana sadece insanlardan
zayıf ve yoksul olanları giriyor?'' derken, cehennem de: ''Rabbim! Neden
zorbalar ve büyüklenenler içime giriyor'' der. Bunun üzerine Allah, cennete:
''Çünkü sen benim rahmetimsin. Seninle dilediğime rahmet ediyorum'' der.
Cehenneme de: ''Sen de benim azabımsın. Seninle dilediğimi cezalandırınm. Ancak
her ikiniz de dolacaksınız'' buyurur. Allah kullarından hiç kimseye
zulmetmediğinden cenneti doldurmak için dilediği kadar insan yaratır. Cehenneme
gelince ise içine insan atıldıkça: ''Daha var mı?''[Kaf 30] der. Daha da
atılınca yine: ''Daha var mı?''[Kaf 30] der. Sonunda Rabbimiz içine ayağını
koyunca dolar, birbirine katlanır ve: ''Yeter! Yeter!'' demeye başlar."
Müslim Sahih'inde Osman
b. Ebi Şeybe' den; Buhari ile Müslim ise Ebu Hureyre hadisinden rivayet
ettiler.
171- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:
"Humma (yüksek ateş), cehennemin kaynamasındandır. Sizler onu su ile
serinletiniz" buyurdu.
Buhari, Sahih'te
Müsedded'den ve Müslim ise Ebu Musa ve Züheyr b. Harb'dan, üçü de Yahya b.
Said'den tahric ettiler. [T] Buhari
(3264) ve Müslim (2209).
172- Ebu Zer anlatıyor:
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yolculukta idi. (Müezzin Bilare
öğle namazını) "Serinlik vakte bırak" buyurdu. Sonra yine:
"Serinlik vakte bırak" Sonra da: "Serinliği bekle, ta tepelerin
gölgeleri arkalarına dönünceye kadar" buyurdu. Bundan sonra Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namazı serinliğe bırak. Şüphesiz sıcağın
şiddeti cehennemin kaynamasındandır" buyurdu.
Buhari, Sahih'te
Ebu'l-Velid'den ve Müslim başka bir yolla Said'den rivayet etti. [T] Buhari (3258).
173- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu
"Cehennem ateşi, Rabbine: ''Rabbim! Kendi kendimi yiyorum'' diye yakınınca
Yüce Allah ona (yılda) iki nefes alması için izin verdi. Birini kışın, birini
de yazın alır. İşte bu (iki nefes), sizi kavuran sıcaklık ile sizi donduran
zemherir olarak size yansır."
Buhari, Sahih'te
Ebu'l-Yeman'dan ve Müslim ise Yünus kanalıyla Zühri'den rivayet etti. [T] Buhari (3260, 537) ve Müslim (617).
174- Abdulmelik b. Ebi
Beşir hadisi merfü olarak zikredip şöyle demiştir: "Hiçbir gün yoktur ki
cennet ve cehennem (Allah'tan) istekte bulunmasın. Cennet: ''Ey Rabbim!
Meyvelerim olgunlaştı, ırmaklarım şırıl şırıl akıyor, dostlarımı özledim! Bana
ehlimi hemen gönder'' der. Cehennem ise: ''Ateşim harlandı, dibim derinleşti,
karlarım büyüdü, bana ehlimi hemen gönder'' der."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Adem ve Havva'nın
Cennet'e Girmesi ve Yeryüzüne İndirilmeleri