BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
A'raf Ahalisi Hakkında
Gelen Rivayetler
Yüce Allah: "İki
taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi
simalarından tanıyan adamlar vardır''[A'raf 46] buyurmaktadır. Burada perdeden
kasıt cennet ve cehennem arasındaki surdur.
99- Ubeydullah b. Ebi
Yezid der ki: İbn Abbas'a, A'rafın ne olduğunun sorulduğunu işittim. İbn Abbas:
"A'raf, yüksek şey manasındadır" dedi.
100- Ali b. Ebi
Talha'nın da bildirdiğine göre İbn Abbas, "İki taraf (cennetlikler ve
cehennemlikler) arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından
tanıyan adamlar vardır"[A'raf 46] ayetini açıklarken:
"Cehennemlikleri yüzlerinin karalığından, cennetlikleri de yüzlerinin
beyazlığından tanırlar. A'raf da cennet ile cehennem arasında bir surdur"
demiştir. "Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu
ummaktadırlar"[A'raf 46] ayetini açıklarken de şöyle demiştir:
"Bunlar (A'raftakiler) büyük günahları olan kişilerdir, ancak amellerinin
genelini Allah için yapmışlardır. Bunlar A'rafta dururlar. Cennete baktıkları
zaman oraya girmeyi arzu eder, cehenneme baktıkları zaman da ondan Allah'a
sığınırlar. Yüce Allah da onları cennete sokar. "Sizin, ''Allah bunları
rahmete erdirmez'' diye yemin ettikleriniz şunlar mı? Haydi, girin cennete.
Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz"[A'raf 49] ayetinde ifade
edilen de budur." [T] Hasen
101- Huzeyfe b. el-Yeman
şöyle demiştir: "A'rarta bulunanlar, iyilikleri onları cehennemden
kurtaran, ancak kötülükleri de cennete girmelerine engelolan kişilerdir.
"Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman, ''Ey Rabbimiz! Bizi
zalim toplumla beraber kılma'' derler''[A'raf 47] Bu haldeyken Rabbimiz onlara
nazar eder ve: ''Kalkıp cennete
girin! Sizleri
bağışladım!'' buyurur."
Bu, mevsül mevküf
hadistir. Mürsel ve mevküf olarak ta rivayet olundu.
102- Amir eş-Şa'bi der
ki: Abdulhamid b. Abdirrahman yanına gitmem için bana biri ile haber göndermişti.
Gittiğimde yanında Kureyş'in azatlısı Abdullah b. Zekvan Ebu'z-Zinad'ın
bulunduğunu gördüm. Bu kişi A'raf ahalisini gerçekte olmayan bir şekilde
zikretmekteydi. Onlara: "İsterseniz Huzeyfe b. el-Yeman'ın bu konuda
anlattığını size haber vereyim" dediğimde: "Anlat bakalım"
dediler. Bunun üzerine ben de Huzeyfe'den naklen şöyle anlattım: "A'raf
ahalisi, amelleri eşit olan, iyilikleri kendilerini cennete ulaştırmayan,
kötülükleri de cehenneme sokacak kadar olmayan kimselerdir. Onlar, insanlar
arasında hüküm verilinceye kadar Cennet ile Cehennem arasında bir surda
durdurulurlar. Onlar bu durumdayken Rableri kendilerine tecelli eder ve:
''Kalkın ve cennete girin. Sizi bağışladım''[A'raf 47] buyurur."
Ravisinin sandığı gibi
mürsel mevkuftur.
103- Şa'bi der ki:
Abdulhamid yanına gitmem için bana biri ile haber göndermişti. Yanına
gittiğimde bana A'raf ahalisini sordu. Ona: "Eğer istersen sana
anlatırım" dediğimde: "Anlat" karşılığını verdi ve ben de
Huzeyfe'den naklen şöyle anlattım: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Kıyamet günü insanlar toplanır ve cennetliklerin cennete,
cehennemliklerin cehenneme gitmesi emredilir. Sonra A'raf ahalisine: ''Ne
bekliyorsunuz?'' diye sorulur. Onlar: ''Senin emrini bekliyoruz'' deyince, onlara:
''İyilikleriniz, sizi cehenneme girmekten kurtarmıştır. Günahlarınız ise
sizinle cennetin arasına girmiştir. Mağfiretim ve rahmetimle cennete giriniz''
denilir."
Bu konuda isnadları
zayıf iki hadis rivayet olunmuştur.
104- Muhammed b.
Abdirrahman el-Müzeni'nin babasından bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), A'raf ahalisi sorulunca şöyle buyurdu: "Bu kişiler,
babalarına asi olarak Allah yolunda cihada çıkıp şehid olan kimselerdir. Allah
yolunda öldürülmeleri onları cehenneme girmekten kurtarmış, babalarına asi
olmaları da cennete girmelerine mani olmuştur."
Yakub, Abdurrahman
el-Müzeni'nin sahabeden sayıldığını söylemiştir.
105- Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur.
[T] Heysemi,
Mecmau'z-Zevaid (7/23, 24)
106- Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur. Amr b. Abdirrahman olduğu gibi Ömer b.
Abdirrahman olduğu da söylenmiştir. Ravisi Ebu Ma'şer Necih el-Müzenı-Allah
doğrusunu bilir- zayıftır.
107- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) A'raf ahalisi sorulunca şöyle
buyurdu: "Bu kişiler, babalarına asi olarak Allah yolunda cihada çıkıp
şehid olan kimselerdir. Bu kişilerin babalarına asi olmaları cennete
girmelerine mani olmuş, Allah yolunda öldürülmeleri de onları cehenneme
girmekten kurtarmıştır."
Bu hadis, Ömer b.
Abdinahman el-Ensari kanalıyla babasından da rivayet olundu.
108- Enes b. Malik
bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cinlerin
müminlerinin sevabının lehlerine olduğu gibi cezaları aleyhlerinedir"
buyurunca, biz, cinlerin sevabım sorduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bu kişiler A'rafta bekletHirler ve cennette Muhammed ümmetiyle
beraber olamazlar" buyurdu. Biz: "A'raf nedir?" diye sorunca
ise: "Cennetin duvarıdır. Orada nehirler akar, ağaçlar biter ve meyveler
yetişir" buyurdu.
109- Mücahid der ki:
A'raf, cennet ile cehennem arasında kapısı olan bir surdur. A'raf ahalisi
cennete girmeyi ümid ederler. Bunların hepsi simalarından tanımaktadır.
Cehennem ehli siyah yüzlü ve yeşil gözlüdürler.
[T] Mücahid, Tefsir (1/237).
110- Mücahid, A'raf ehli
hakkında şöyle der: "Bunlar, sevapları ve günahları eşit olan bir
topluluktur. Bu kişiler cennet ve cehennem arasındaki bir sürdadır. Bunlar,
cennete girmeyi umarlar ve cennete gireceklerdir. "
111- Abdullah b.
el-Haris b. Nevfel der ki: "A'raftakiler, iyilikleri ve kötülükleri eşit
oldukları için orada bekleyen bir topluluktur. Bu kişiler, Hayat Nehri denilen
bir nehre götürülürler. Bu nehrin toprağı misk, çakılları yakuttur ve iki
kıyısında inciyle süslenmiş kamışlar vardır.
Onda yıkamrlar ve
göğüslerinde beyaz bir ben kalır. Sonra bir daha yıkamrlar ve daha beyaz
olurlar. Sonra kendilerine: ''Dilediğinizi isteyin'' derler ve onlar da
dilediklerini dilerler. Kendilerine: ''Diledikleriniz ve yetmiş katı size
verilmiştir'' denilir. İşte bunlar cennetin miskinleridir."
[T] İbn Ebi Şeybe
(13/129), Hennad (198) ve İbn Cerir (10/216).
112- Mu'temir b. Süleyman'ın,
babası kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Miclez: "İki taraf arasında bir
perde ve burçlar üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar
vardır"[A'raf, 46] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "A'raf,
üzerinde meleklerin durduğu ve cennetliklerle cehennemlikleri yüzlerinden
tamdığı yüksek bir yerdir. A'raf ehli, cennetlikler cennete girmeden önce
onlara: "Size selam olsun''[A'raf, 46] diye seslenirler. Onlar da oraya
girmeyi umarlar. "Cennetliklerin gözleri cehennemlikler yönüne çevrilince''[A'raf,
47] kafirleri kastederek: "Rabbimiz! Bizi zalimlerle beraber
bulundurma"[A'raf, 47] derler. A'raf ehli, simalarından tanıdıkları
birtakım adamlara seslenerek derler ki: Ne çokluğunuz ne de taslamakta
olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı. Allah'ın, kendilerini hiçbir
rahmete erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı? (ve cennet
ehline dönerek): "Girin cennete; artık size korku yoktur ve siz üzülecek
de değilsiniz"[A'raf, 48,49] derler. Bu da (cennet ehlinin) cennete gireceği
zamandır.
Gelen haberleri delil
sayarak bilinen şudur ki kişinin imanı dışında iyi amelleri kötü amellerine
karşı tartılır. İyilikleri ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olur. Ancak
iyilikleri hafif gelen kimsenin durumu: "Bunun dışında kalan (günah)ları
ise dilediği kimseler için bağışlar"[Nisa 48] ayetine dayanarak Allah'ın
takdirine kalmıştır. Yine gelen haberleri delil sayarak bilinen şudur ki mü min
kişinin imanı iyilik kefesine konulur ve kefe ağır basınca bu kişi azap
çekmeden cennete girer. Kimisi de (kefesi hafif gelen kimse de) günahları
oranınca azap çeker.
Kimisi de A'raf ehlinden
kılınır ki zikrettiğimiz ayetler ve sahih haberler doğrultusunda bunların hepsi
cennetliktir. Doğruya ulaşmak Allah sayesindedir. Yüce Allah'ın: "İşte
onun anası (varacağı yer) Haviye'dir. Nedir o (Haviye) bilir misin? O, kızgın
bir ateştir''[Karia 9-11] buyruğu ile cehennemde kalacak olan kafirler ve Yüce
Allah'ın: "Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için
bağışlar"[Nisa 48] buyruğunun kapsamadığı müminler kastedilmektedir.
-Allah doğrusunu bilir-: "İşte onun anası (varacağı yer)
Haviye'dir"[Karia 9] buyruğu ile Allah'ın dilediği zamana kadar kalmaları
kastedilmektedir. Zira zikrettiğimiz deliHere göre müminlerin sonunda gideceği
yer cennettir. Yüce Allah bizi ihsanı, keremi ve bolca cömertliği ile
rızıklandırsın.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Havz'ı