BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İMAM’IN ARKASINDA KIRAAT |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İmamın Arkasında
Okumayı Kerih Gören Kimsenin Hucceti
İmamın Arkasında
Okumayı Kerih Gören Kimsenin Huccet Saydığı Rivayet ve Bu Rivayetin Zayıf
Olduğunun Beyanı
367- Abdullah (b. Mes'üd)
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize namaz kıldırdı ve selam
verdiğinde: "Arkamda hanginiz okudu?" diye sordu. Cemaat susunca bir
daha: "Arkamda hanginiz okudu?" diye sordu. Bir adam: "Ey
Allah'ın Resulü! Ben okudum" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Ben de neden kıraatime karışılıyar diyorum. Sizden
biri imamın arkasında namaz kıldığı zaman sussun. Zira imamın kıraati kendi
kıraati olur, namazı da kendi namazı olur."
Lafız Cübeyr'in
lafzıdır.
Ebu Abdillah bize şöyle
dedi: Bu hadisi bu isnadla sadece bu hocadan yazdık. Kılfe ehlinin
fakihlerinden de bu konuda bunu zikredeni işitmedik. Eğer Sevri kanalıyla
Muğire'den nakledilen böylesi bir hadis sabit bir hadis olsaydı bu, Kılfe
ahalisinin bildiği bir hadis olurdu. Ahmed b. Muhammed el-Aclani'yi
tanımıyoruz. Onun adını da bu hadisten başka bir yerde işitmedik. Abdullah b.
Mes'ıld'un, Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan bilinen
rivayeti ise: "Arkamda açıktan okuyarak kıraatimi karıştırdınız"
şeklindedir.
368-369- Abdullah (b.
Mes'ıld) der ki: Cemaat (namazda) Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) arkasında sesli olarak okurdu. Bu sebeple Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "(Öyle yapmanızla) okumamı karıştırdınız" buyurdu.
"İmamın kıraati
kendi kıraati olur" buyruğu, imamın kıraatinin cemaatin kıraatinin yerine
geçtiğine delalet etmektedir. "Namazı da kendi namazı olur" buyruğu
da imamın namazının cemaatin namazının yerine geçtiğine delalet etmektedir. Bu
haberin zayıf olduğuna delalet eden bir rivayet bilmiyoruz. Bu haber İbn
Mes'ud'dan merfu olarak rivayet edilmiştir.
*************************************
Ebu'l-Ahvas'tan Mevkuf
Olarak Rivayet Edilen Hadis
*************************************
370- Alkame'nin bildirdiğine
göre Abdullah (b. Mes'ud): "Mangal kömürü korunu ısırmam, benim için
imamın arkasında okumamdan daha iyidir" demiştir.
Eğer bu, Amr b.
Abdilğaffar ve Muhammed b. Abdirrahman b. Ebi Leyla'dan gelen doğru bir rivayet
ise burada Ebu'l-Ahvas'ın rivayetinde Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Okumamı karıştırdınız" buyurması gibi açıktan okumak
kastedilmektedir. "Ebu Hamza el-KMi - İbrahim en-Nehai - Alkame b.
Kays" kanalıyla bildirilene göre Abdullah b. Mes'ud: "İmamın
arkasında okuma. Zira imamın kıraati senin kıraatin olur" demiştir.
Bu sabit bir hadis
değildir. Zira Ebu Hamza el-A'var el-KMi hadis alimlerine göre huccet biri
değildir.
371- Çünkü bu rivayet:
"Alkame'nin bildirdiğine göre İbn Mes'üd, imamın okumaması dışında imamın
arkasında okumazdı" şeklinde nakledilen rivayete muhaliftir. İmamın
okumaması ile, açıktan okumaması kastedilmektedir ki İbn Mes'üd ancak böylesi
bir durumda imamın arkasında okurdu.
372- İbrahim kanalıyla
Alkame'den nakledilen hadis şöyledir: Alkame der ki: "Abdullah'ın yanında
(durup) namaz kıldım. ''Rabbim! ilmimi artır, de''l ayetini açıktan okuyuncaya
kadar onun okuduğunu anlamadım."
Bu kitapta daha önce
Abdullah b. Ziyad el-Esedi'nin şöyle dediğini rivayet etmiştik: "Abdullah
b. Mes'üd'un yanında, imamın ardında namaz kıldım. Onun öğle ve ikindi
namazında okuduğunu işittim."
373-374- Ebu Vail
bildiriyor: Adamın biri İbn Mes'ud'a imamın arkasında kıraat yapmayı sorunca,
İbn Mes'fıd: "Kur'an okunduğu zaman susup dinle, zira namazda senin için yeteri
kadar meşguliyet vardır. İmamın kıraati de senin için yeterli olur" dedi.
Burada imamın açıktan
okuduğu namaz kastedilmektedir. Çünkü: "Kur'an okunduğu zaman susup
dinle" derken işitilmeyen değil, işitilen okumayı kastetmektedir. Daha
önce Abdullah'ın öğle ve ikindi namazlarında imamın arkasında okuduğunu rivayet
etmiştik. Bu da: "Kur'an okunduğu zaman susup dinle" sözünün açıktan
okumanın kastedildiğine, daha önce zikrettiğimiz gibi içinden de okumayı terk
etmeyi kastetmediğine işaret etmektedir.
375- Abide'nin
bildirdiğine göre İbn Mes'ud: "İçinde kıraat olmayan namazın herhangi bir
değeri yoktur" derdi.
376- Ebu'l-Ahvas'ın
bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'üd şöyle demiştir: "(Rükü ve secdede)
imamınızın önüne geçmeyin (ondan önce davranmayın). Zira imam kendisine
uyulması için vardır. Bundan dolayı imam tekbir getirince siz de tekbir
getirin, rüküya gittiğinde siz de rüküya gidin. Secde ettiğinde siz de secde
edin. Yoksa sizden biri sadece bir süre biliyor olabilir ve onu bitirip imam
rüküya gitmeden önce kendisi rüküya gider. (Rükü ve secdede) imamınızın önüne
geçmeyin (ondan önce davranmayın). Zira imam kendisine uyulması için
vardır."
Ebü Bekr b. Huzeyme der
ki: Bu haberde İbn Mes'üd'un imama uyan kişinin kıraatini bitirmesi halinde
imamdan önce rüküya gitmesini yasakladığını görmez misin? Aynı şekilde kişinin
imamın arkasında (içinden) okumasını değil de, imam ile okuma yarışına
girmesini yasaklamıştır.
imamın Arkasında
Okumayı Kerih Gören Kimsenin Huccet Saydığı Başka Bir Rivayet ve Bu Rivayetin
illetinin Beyanı
377- Kesir b. Murre
el-Hadrami der ki: Ebu'd-Derda'nın şöyle dediğini işittim: "Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Her namazda kıraat gerekli midir?'' diye
sorulunca: ''Evet!'' karşılığını verdi." Bunun üzerine Ensar'dan bir adam:
"Buna göre (her namazda) kıraat vacip olmuştur" dedi ve şöyle devam
etti: "Oysa Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) -ki en yakınında duranlardan
biri bendim- bana: ''Birilerine namaz kıldıran imamın kıraatinin cemaat için
yeterli olacağını düşünüyorum'' buyurmuştu."
Leys'in katibi Ebu Salih
Abdullah b. Salih bu şekilde rivayet etmiştir, ancak hata etmiştir. Zeyd b.
el-Hubab da ondan yaptığı iki rivayetin birinde bu şekilde rivayet etmiş ve o
da hata etmiştir.
378- Ebu'd-Derda
anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Namazda Kur'an
okunmalı mıdır?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Evet!'' karşılığını verdi" dedi. Orada en yakınında benim olduğum
Ensar'dan bir adam: "Buna göre (her namazda) kıraat vacip olmuştur"
diyerek araya girince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Birilerine namaz kıldıran imamın kıraatinin onlar için yeterli olacağını
düşünüyorum" dedi.
Ebu Abdillah der ki: Bu
haberin metninde ravinin: "Birilerine namaz kıldıran imamın kıraatinin
onlar için yeterli olacağını düşünüyorum" demesi yanılgıdan ibarettir.
Çünkü bu, Ebu'd-Derda'nın kendi sözüdür.
Zeyd b. el-Hubab bu
hadisi bana iki defa nakletti. Birinde bunu yanılarak ve merfu olarak bu
lafızla rivayet ederken diğerinde doğru bir şekilde nakletti.
379- Kesir b. Murra
el-Hadrami, Ebu'd-Derda'dan aynısını rivayet etmiştir. Kesir b. Murra şöyle
demiştir: "Ebu'd-Derda bana dönüp: ''Birilerine namaz kıldıran imamın
kıraatinin onlar için yeterli olacağını düşünüyorum'' dedi."
İbn Said der ki:
"(Fadl b. Ebi Hassan) bunu Ebu'd-Derda'nın kendi kavli olarak aktardı ve
bu daha doğrudur."
Ebu Abdillah el-Hafız
bize şöyle dedi: "Ebu'd-Derda'nın sözünü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) buyruğu olarak nakleden kişinin yanıldığının delili, imam Said
Abdurrahman b. Mehdi'nin bu hadisi Muaviye b. Salih'ten bu lafzı
Ebu'd-Derda'nın Kesir b. Murre'ye söylediği yönünde rivayet etmesidir."
380- Ebu'd-Derda
bildiriyor: Bir adam: "Her namazda Kur'an okunmalı mıdır?" diye
sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet!'' karşılığını
verdi" dedi. Adam: "Buna göre (her namazda) kıraat vacip
olmuştur" dedi. Ebu'd-Derda: "Birilerine namaz kıldıran imamın
kıraatinin onlar için yeterli olacağını düşünüyorum" dedi.
Muhammed b. Ebi Safvan
es-Sekafi der ki: Ali b. Abdillah elMedini'nin: "Vallahi Rükn ve Makam
arasına götürülsem ve bana orada yemin ettirilse, hadiste Abdurrahman b.
Mehdi'den daha bilgili biri olmadığı konusunda yemin ederdim" dediğini
işittim. Muhammed b. İshak b. Huzeyme uzun bir zaman bu lafzı Allah Resulü'ne
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) izafe etmenin mümkün olmayacağını söyledi. Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Selleml, Allah'ın dininde zan ve şüphe ile:
"Birilerine namaz kıldıran imamın kıraatinin onlar için yeterli olacağını
düşünüyorum" demesi mümkün değildir. Eğer Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) namaz kıldıran imamın kıraatinin cemaat için yeterli olacağı
konusunda şüphe ve zanda bulunacaksa, o zaman bunu kesin olarak kim bilecektir.
Zira Yüce Allah onu insanlar arasından kendilerine öğretmesi ve onunla amel
etmeleri için seçmiştir. Bu lafız Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
değil Ebu'd-Derda'ya yakışır. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
her namazda kıraat olması gerektiğini kesin olarak bildirmesi ve bir adamın (:
"Her namazda Kur'an okunmalı mıdır?" diye) sorması üzerine:
"Evet" buyurmasından sonra Ebu'd-Derda'nın zan ve şüphe üzerine bir
şey demesi hükmen bir şey ifade etmemektedir. Adamın: "Buna göre (her
namazda) kıraat vacip olmuştur" demesi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kesin olarak bildirdiği şeydir. Ancak Ebu'd-Derda'nın kavli zan ve
şüphe üzeredir. Zan da hak olan bir şeyi değiştirmez. Çünkü zannında hata etmiş
olabilir.
Beyhaki der ki:
"Abdurrahman b. Mehdi, Muaviye b. Salih'ten olan rivayetinde bu lafzın
Ebu'd-Derda'ya ait olduğu konusunda Abdullah b. Vehb el-Mısri'ye muvafakat
etmiştir."
381- Kesir b. Murre
bildiriyor: Ebu'd-Derda dedi ki: Adamın biri kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü!
Her namazda Kur'an okunmalı mıdır?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Evet!" karşılığını verdi. Orada bulunanlardan bir
adam kalkıp: "Buna göre (her namazda) kıraat vacip olmuştur" diyerek
araya girince, Ebu'd-Derda hemen yanında duran bana: "Ey Kesir! Birilerine
namaz kıldıran imamın kıraatinin cemaat için yeterli olacağını
düşünüyorum" dedi.
Ali b. Ömer ed-Darakutni
der ki: "Doğru olanı İbn Vehb'in dediği gibi bu lafzın Ebu'd-Derda'nın
lafzı olmasıdır." Zeyd b. el-Hubab bunda yanılmıştır. Hammad b. Halid bunu
Muaviye b. Salih'ten bu şekilde rivayet etmiştir.
382- Kesir b. Murre
bildiriyor: Ebu'd-Derda'yı işittim, dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e: "Her namazda Kur'an okunmalı mıdır?" diye sordum.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet!" karşılığını verince
orada bulunan Ensar'dan bir adam: "Buna göre (her namazda) kıraat vacip
olmuştur" dedi. Ebu'd-Derda hemen yanında duran bana dönerek: "Ey
Kesir! Birilerine namaz kıldıran imamın kıraatinin cemaat için yeterli
olacağını düşünüyorum" dedi.
Abdurrahman b. Mehdi,
Abdullah b. Vehb ve Hammad b. Halid'in rivayetleri ile Zeyd b. el-Hubab'ın iki
rivayetinden biri, bu lafzın Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
değil de, Ebu'd-Derda'nın lafzı olduğu kesinlik kazanmıştır. Şaşılacak olan şey
de bu konuda haber toplayan ve dediği bu konuya muvafık olan kimseler
rivayetlerinde bu kavlin Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
atfedilmesinde Abdullah b. Salih'in, Muaviye b. Salih'ten olan rivayetini
zikretmiştir. Endülüs kadı sı Muaviye b. Salih şöyle demiştir: "Bazı
kimseler bunu ondan rivayet etmiştir. Bunlardan bazıları Abdurrahman b. Mehdi,
Abdullah b. Vehb el-Kureşi ve Zeyd b. el-Hubab el-Ukli'dir. Sonra Zeyd b.
el-Hubab'ın, Abdullah b. Salih'e muvafakat eden rivayetini zikretmiştir. Ancak
Abdurrahman b. Mehdi'nin ve Abdullah b. Vehb'in rivayetini zikretmemiştir. Onun
kitabına bakan kimse yanılır. Zira kitabında Abdurrahman b. Mehdi ve Abdullah
b. Vehb'in rivayetlerinde bu lafzı Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) izafe etmeleri konusunda Abdullah b. Salih'e muvafakat etmişlerdir. Bu
konuda yalan söylemiş veya kuşkuya düşmüştür. Abdurrahman b. Mehdi ve Abdullah
b. Vehb'in rivayetleri zikrettiğimiz gibidir. Doğruya ulaşmak Allah
sayesindedir.
383- Ebu İdr!s der ki:
Adamın biri Ebu'd-Derda'ya: "İmamın arkasında okumaktayım (bu konuda ne
dersin?)" deyince, Ebu'd-Derda şu karşılığı verdi: "Adamın biri
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Her namazda Kur'an okunmalı
mıdır?'' diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet''
buyurunca, bir adam: ''Buna göre (her namazda) kıraat vacip olmuştur'' dedi.
Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Birilerine namaz
kıldıran imamın kıraatinin cemaat için yeterli olacağını düşünüyorum''
buyurdu."
Muaviye b. Yahya
es-Sadefl bunu rivayette tek kalmıştır ve kendisi metruk birisidir. Yahya b.
Main, Ali b. el-Medini, Buhari ve Ebu Abdirrahman en-Nesai onu cerh etmiştir.
384- Hassan b.
Atiyye'nin bildirdiğine göre Ebu'd-Derda: "Eğer Fatiha Süresini okumayı
yetiştiremezsem onu rüküda iken de okurum" demiştir. Ebu'd-Derda burada
imama rüküda iken yetişmesi durumunu kastetmektedir.
Bundan önce bu isnadla
Vel'id'den, Ebu'd-Derda'nın: "İmam sesli veya sessiz okusun, sen imamın
arkasında Fatiha Süresini okumayı bırakma" dediğini rivayet etmiştik.
Başka bir rivayette de: "Eğer imam rüküda ise ve sen rükünun sonuna yetişeceğini
bilirsen yine oku" şeklinde rivayet etmiştik. Ebu'd-Derda'nın bu sözü
önceki rivayette, imam sesli de okusa Fatiha Süresinin okunması konusunda
dediğine delalet etmektedir. Doğrusunu da Allah bilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
İmamın Arkasında
Okunmaması Gerektiği Görüşünde Olan Kimsenin Hucceti...