BEYHAKİ

KÜLLİYATI

İMAM’IN ARKASINDA KIRAAT

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İmamın Okuması Halinde Susmanın Emredilmesi Hakkında Gelen Rivayet ve Bunu Huccet Sayanın Şafii'nin Dediği Görüşte Olması

 

305- Ebü Müsa'nın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(İmam) tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin. Okuduğu zaman da susun" buyurmuştur.

Müslim b. el-Haccac bunu Sahih'de Said b. Mansür, Kuteybe b. Said, Ebü Kamil ve Muhammed b. Abdilmelik'ten "Ebü Avane, Ebü Bekr b. Ebi Şeybe - Ebü Usame - Said b. Ebi Arübe - Ebu Gassan el-Mismai Muaz b. Hişam - babası" kanalıyla Katade'den tam metin olarak aktarmıştır. Hepsi de bunu Katade'den rivayet etmişlerdir. Hiç birinin rivayetinde: "Okuduğu zaman da susun" ifadesi bulunmamaktadır. Ayrıca bunu, "İshak b. İbrahim - Cerir - Süleyman et-Teymi" kanalıyla Katade'den rivayet etmiştir. Cerir'in, Süleyman kanalıyla Katade'den olan rivayetinde: "Okuduğu zaman da susun" ilavesi de bulunmaktadır. Bu ifade, diğerlerinin rivayetinde zikredilmemiştir. Yine bunu İshak b. İbrahim ve İbn Ebi Ömer' den, "Abdurrezzak - Ma'mer" kanalıyla Katade'den içinde bu eklenti olmaksızın rivayet etmiştir.

 

 

306-308- Ayrıca Ebü Avane, İbn Ebi Arübe ve Hişam ed-Destuvai'nin rivayetleriyle de Katade'den çeşitli isnadlarla bize ulaşmıştır.

 

 

309- Hittan b. Abdillah bildiriyor: Ebu Musa, cemaate namaz kıldırırken Tahiyyat'a oturunca oradakilerden bir adam: "Namaz, iyilik ve zekada birlikte zikredildi" dedi. Ebu Musa namazı bitirince: "Bu sözleri hanginiz söyledi?" diye sordu, ama oradakilerden kimse cevap vermedi. Bir daha: "Bu sözleri hanginiz söyledi?" diye sordu, ama yine oradakilerden kimse cevap vermedi. Bunun üzerine Ebu Musa: "Ey Hittan! Bunu sen söylemiş olmayasın" deyince, ben: "Vanahi ben söylemedim, ben bu sözü benim söylediğimi zannederek azarlamandan korktum" karşılığını verdim.

 

Bunun üzerine oradakilerden bir adam: "Bu sözü ben söyledim. Bu sözle hayırdan başka bir şey kasdetmedim" deyince, Ebu Musa şöyle dedi: Nasıl namaz kılacağınızı bilmiyor musunuz? Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize hutbe verdi, sünnetlerimizi açıkladı ve namazımızı öğretip şöyle buyurdu: "Namaz kılacağınız zaman saflarınızı düzgün tutunuz. İmam tekbir getirince siz de getirin. O: ''Gayril-mağdubi aleyhim veled-dallin''[Fatiha 7] deyince, siz: ''Amin'' deyiniz ki Allah dualarınıza icabet etsin. İmam tekbir getirip rükuya varınca, siz de tekbir getirip rükuya varınız. İmam sizden önce rükuya gidip, sizden önce başını rükudan kaldırır."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Bu, bununla kapanır (sizin rüku tekbirini imamın tekbirinden sonra almanız, rükuya da imamdan sonra varmanız, rükudan imamdan sonra kalkmanız imamın rükusuna eşittir demektir). İmam: ''Semiallahu limen hamideh'' deyince siz: ''Rabbena lekel-hamd'' deyiniz. Oturduğunuzda ise ilk olarak: ''etTahiyyatu, et-tayyibatu, ez-zekiyyatu lillahi, es-selamu aleyke eyyühenNebiyyu ve rahmetullahi ve berakatuh, es-selamu aleyna ve ala ibadillahis-salihin. Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resulüh (= Tüm övgüler, ibadetler ve temiz şeyler Allah içindir. Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam olsun bize ve Allah'ın tüm salih kullarına! şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur! Yine şahadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve resulüdür)'' deyiniz."

 

Hadisin lafzı, İbn Ebi Arube'ye aittir. Ayrıca Yezid b. Zurey', İsmail b. Uleyye, Abde b. Süleyman, Ebu Usame Hammad b. Usame, Revh b. Ubade el-Kaysi, Mervan b. Muaviye el-Fezari, Abbad b. el-Avvam, Şuayb b. İshak, Abdullah b. Şevzeb, Osman b. Matar; hepsi de Said b. Ebu Arube kanalıyla Katade'den "İmam okuduğunda sussunlar" ibaresi olmaksızın rivayet ettiler. İbn Ebi Arube ile birlikte Hişam ed-Destuvai, Ma'mer, Ebu Avane Hemmam b. Yahya, Hammad b. Seleme, Eban b. Yezid, Haccac b. el-Haccac el-Bahili ve diğerleri ise Katade'den "İmam okuduğunda sussunlar" ibaresi olmaksızın aktarmışlardır.

 

 

310- Salim b. Nuh bunu Ömer b. Amir ve Said b. Ebi Arube kanalıyla Katade'nin isnadıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmam tekbir getirince siz de getirin, okuduğu zaman da susun" şeklinde rivayet etmiştir. Bu ziyade Süleyman et-Teymi'nin ve Salim b. Nüh'un vehminden kaynaklanmaktadır.

 

Ebü Davud es-Sicistani der ki: "İmam okuduğu zaman susunuz" ilavesi, (sağlam ravilerden) hıfzedilmiş değildir."

 

Ebü Abdillah el-Hafız'ın bildirdiğine göre Ebü Ali Hüseyn b. Ali elHafız şöyle demiştir: "Süleyman et-Teymi, rivayetinde Katade'den rivayette bulunanların tümüne muhalefet etmiştir. Bana göre bu onun yanılgısından kaynaklanmaktadır. Katade'den mahfüz olan rivayet, Hişam ed-Destuvai, Hemmam, Said b. Ebi Arübe, Ma'mer b. Raşid, Ebü Avane ve Haccac'ın rivayetleridir."

 

Ebü Ali der ki: "Salim b. Nüh'un rivayeti İbn Ebi Arübe'den nakledilmesiyle hatalı olduğu gibi Ömer b. Amir'den nakledilmesiyle de hatalıdır. Zira Said'in hadisini Yahya b. Said, Yezid b. Zuray', İsmail b. Uleyye, İbn Ebi Adiy ve başkaları rivayet etmiştir. Bunların arasında Salim b. Nüh zikredilmemiştir."

 

Ebü Abdinahman es-Sülemi'nin bildirdiğine göre Ali b. Ömer elHafız: "Salim b. Nüh rivayeten güçlü biri değildir" demiştir. Teymi'nin hadisini Hişam, Said, Şu'be, Hemmam, Ebü Avane, Eban ve Adiy kendisinin hilafına rivayet etmiştir. Hepsi bunu Katade'den rivayet etmiş ve hiç biri rivayetinde: "Okuduğu zaman da susun" lafzını zikretmemiştir. Bunlar Katade'den hadis ezberleyen kimselerdir. Ebü Abdillah Muhammed b. İsmail el-Buhari ve Ebü Bekr b. Muhammed b. İshak b. Huzeyme bu hadisteki bu ziyadenin yanılgıdan ibaret olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca bu lafız, "Muhammed b. Aclan - Zeyd b. Eslem - Ebü Salih - Ebü Hureyre" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

rivayet edilmiştir. "'"

 

 

311- Ebü Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmam ancak, (namazda) kendisine uyulması içindir. İmam tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getiriniz. Okuduğu zaman da sus un uz" buyurdu.

 

Bu hadis, Ebü Halid el-Ahmer'in İbn Adan'dan rivayetiyle bilinmektedir. Buhari der ki: "Bu, Ebü Halid el-Ahmer'in bilinen sahih rivayetleri arasında değildir." Ahmed b. Hanbel ise: "Bence O, burada tedlis yapmıştır." Yahya b. Main der ki: "Ebü Halid el-Ahmer rivayeten dürüst birisi olmakla beraber huccet değildir."

 

Beyhaki der ki: Bu, Hassan b. İbrahim el-Kurvani ile İsmail b. Eban elGanevi kanalıyla Muhammed b. Adan'dan rivayet olunmuştur. İsmail, zayıftır ve Hassan b. İbrahim'in rivayetleri arasında bazı münker ibare durumları karşımıza çıkmaktadır.

 

Abbas b. Muhammed der ki: Yahya b. Main'in, İbn Adan'ın "Okuduğu zaman da susunuz" ibareli rivayeti hakkında: "Ancak bunun bir değeri yoktur" dediğini işittim.

Beyhaki der ki: Yahya b. el-Ala er-Razi bunu Zeyd b. Eslem kanalıyla rivayet etmiştir. Yahya b. el-Ala da metruk biridir. Yahya b. Main ve hadis alimlerinden başkaları onu cerh etmişlerdir. Aynısı zayıf bir isnadla "Ömer b. Harun - Harice b. Mus' ab" kanalıyla Zeyd b. Eslem'den rivayet edilmiştir. Hadiste güvenilir kişilere muhalif olarak bu tür kimselerin mutabaat etmelerine sevinilmez.

 

İbn Ebi Hatim der ki: Babamın, Ebu Halid el-Ahmar'ın, İbn Adan'dan olan rivayetini zikrettiğini işittim. Ancak babam: "Bu lafız mahfuz bir lafız değildir ve bu, İbn Adan'ın karıştırmasından ibarettir" dedi. Harice b. Mus'ab da bunu rivayet etmiştir ve Harice b. Mus'ab rivayeten güçlü biri değildir.

 

 

312- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmam okuduğu zaman da susunuz" buyurmuştur.

 

Bu, batıldır ve Ebu Sa'd es-Sağani bunu İbn Adan'dan rivayet ederken isnadını değiştirerek ve metninde ilave de bulunarak hata etmiştir. Aynı zamanda güvenilir kişilerin İbn Adan'dan rivayet ettiğine muhalefet etmiştir. Yahya b. Main ve hafızlardan başkaları İbn Sa'd'ı tenkid etmiştir.

 

Muhammed b. İsmail el-Buhari der ki: Abdullah yani İbn Yusuf, "Leys - İbn Adan - Ebu'z-Zinad - el-A'rec" kanalıyla Ebu Hureyre'den ve "İbn Adan - Said" kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayette bulunmuştur. Yine İbn Adan kanalıyla Mus'ab b. Muhammed'den rivayette bulunmuştur. Ka'ka' ve Zeyd b. Eslem bunu, "Ebu Salih - Ebu Hureyre" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarmışlardır. Bekr b. Muclar da, "İbn Adan - Ebu'z-Zinad - el-A'rec - Ebu Hureyre" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Okuduğu zaman da susunuz" lafzını zikretmeden rivayet etmiştir.

 

Buhari der ki: Süheyl b. Ebi Salih bunu "Ebu Salih - Ebu Hureyre" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarmış ve rivayetinde Ebu Halid'in, İbn Aclan'dan naklettiği ziyadeyi zikretmemiştir. Ebu Seleme, Hemmam, Ebu Yunus ve bir başkası bunu Ebu Hureyre vasıtasıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiş ve rivayetlerinde Ebu Halid'in ziyadesine mutabaat etmemişlerdir.

 

Buhari der ki: Ebu's-Saib, Ebu Hureyre'den olan rivayetinde: "O zaman içinden oku" demiştir. Eğer bu doğru ise muhtemelen burada imamın sustuğu zamanda kişinin Fatiha Suresi kadar bir sure okuması kastedilmektedir. Ancak bu hadiste Fatiha Suresinin terk edilmesi konusunda bir şey zikredilmemiştir. Ebu Hureyre: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekbir ve kıraat arasında susardı" demiştir. Semure'nin rivayetinde: "Kıraaten önce ve sonra susardı" ibaresi geçmiştir. Eğer kişi imamın sustuğu zamanda okursa Ebu Halid'in hadisine muhalif olmaz. Zira imam sustuğu zaman okumakta ve imam okuduğu zaman susmaktadır.

 

Ebu Bekr b. Muhammed b. İshak b. Huzeyme der ki: "Okuduğu zaman da susunuz" ifadesi yanılgıdan ibarettir. Kendi zamanında Mısır alimi, fakihi ve hadis hafızı olan Leys b. Sa'd bu haberi İbn Adan kanalıyla rivayet etmiş ve bu konuda Buhari'nin dediği gibi demiştir. Rivayetinde: "Okuduğu zaman da sus un uz" ifadesi bulunmamaktadır. İbn Huzeyme'nin bildirdiğine göre Muhammed b. Yahya ez-Zühli:

 

"Leys'in rivayeti metin olarak Ebu Halid'in yani İbn Adan'ın rivayetinden daha doğrudur" demiştir. Onun da metninde Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Okuduğu zaman da susunuz" buyurduğu mahfuz bir şey değildir. Zira Ebu Hureyre'den mütevatir, sahih ve sabit isnadlarla gelen rivayetlerde: "Okuduğu zaman da sus un uz" lafzı bulunmamaktadır. Bu lafız sadece Ebu Halid ve rivayetiyle hadis ehlinden sayılmayan kişilerin rivayetinde bulunmaktadır.

 

İbn Huzeyme bunu, "Muhammed b. Amr - Ebu Seleme" kanalıyla Ebu Hureyre'den aktarmıştır. "A'meş - Ebu Salih" kanalıyla da Ebu Hureyre'den nakletmiştir. Yine "Süheyl b. Ebi Salih - Ebu Salih" kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir. Bu rivayette de böylesi bir ziyade bulunmamaktadır. Sahih' de "A'meş - Ebu Salih" kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir. Yine Süheyl b. Ebi Salih - Ebu Salih" kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir. "Ebu'z-Zinad - A'rec" kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir.

 

Hemmam b. Münebbih, Ebu Alkame el-Haşimi ve Ebu Hureyre'nin azatlısı Ebu Yunus bunu Ebu Hureyre'den nakletmişlerdir. Bu rivayetlerin hiç birinde de: "Okuduğu zaman da sus un uz" lafzı bulunmamaktadır. Sahih'de "Hişam b. Urve - Urve" kanalıyla Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir. Ebu'z-Zübeyr kanalıyla Cabir'den rivayet edilmiştir ve bu rivayetlerde bu ziyade bulunmamaktadır. Yine Sahih'de Malik b. Enes, Ma'mer b. Raşid, Leys b. Sa'd, Yunus b. Yezid ve Süfyan b. Uyeyne bunu Zühri kanalıyla Enes'ten bu ziyade olmaksızın aktarmışlardır. Muhammed b. Abdirrahman et-Tufavi bunu, "Eyyub, Zühri" kanalıyla Enes'ten bu ziyade olmaksızın rivayet etmiştir. Ancak Hasan b. Ali el-Ma'meri (bir sonraki rivayette) hata etmiştir. Zira rivayette tek kaldığı buna benzer münker hadisleri bulunmaktadır.

 

 

313- Enes'in bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmam okuduğu zaman susunuz" buyurmuştur.

 

Ebü Said el-Malıni'nin bildirdiğine göre Ebü Ahmed Abdullah b. Adiy el-Hafız şöyle demiştir: "TufaYi'den başka bunu Eyyub'dan rivayet eden kimse yoktur. Ma'med bunu Ebu'l-Eş'as yani Ahmed b. el-Mikdam kanalıyla Tufavi'den rivayet etmiş ve metninde: "Okuduğu zaman da susunuz" ziyadesinde bulunmuştur. Bu sebeple insanlar bu konuda eleştiride bulunmuştur. Ebü Ahmed der ki: Abdan yani el-Ehvazi elHafız bize şöyle dedi: "Ma'med, Ebu'l-Eş'as'tan bu ziyadeyi naklettiği zaman Bağdat'tan bana bu konuda bir mektup yazdılar. Ben de onlara Muhammed b. Bekkar, İsmail b. Seyf ve Ebu'l-Eş'as'ın bunu TufaYi'den: ''Okuduğu zaman da susunuz'' ziyadesi olmaksızın naklettiğini yazdım."

 

 

314- Süleyman b. Erkam, Hasan'dan ve Zühri, Enes'ten bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ata binmiş ve düşünce ayağı incinmişti. Ashabı kendisini ziyaret için yanına girdi. Namaz vakti olunca ashabına oturarak namaz kıldırdı. Ashabı ayağa kalkınca onlara oturun diye işaret etti. Bunun üzerine onlar da oturdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirdiğinde: "İmam kendisine uyulması için vardır. Bundan dolayı imam tekbir getirince siz de tekbir getirin, kıraat yapınca da susun" buyurdu. Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikretti.

 

Başka bir kanalla Süleyman b. Erkam'dan rivayet edilmiştir. Ancak Süleyman b. Erkam bunu rivayette tek kalmıştır ve kendisi metrük biridir. Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve başkaları kendisini cerh etmiştir.

 

Buhari der ki: "Kureyza ve Nadir'in azatlısı Süleyman b. Erkam bunu Hasan ile Zühri'den aktarmıştır. Hadisçiler Süleyman'ın rivayetlerini terk ettiler.

 

İnsanlardan birisi isnadıyla "Abdulmun'im b. Beşir -Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem -babası -dedesi" kanalıyla Ömer b. el-Hattab'dan bildiriyor: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğle namazını kıldınyordu. Bu sırada da adamın biri kendisiyle birlikte içinden okuyordu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirdikten sonra:

"Benimle birlikte kıraat yapan oldu mu?" diye sordu. Bu soruyu üç defa tekrarlayınca adamın biri: "Evet ey Allah'ın Resulü! Ben A'la Süresini okuyordum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de neden kıraatim karışıyor diyordum! Sizden biri için imamının okuması yetmiyor mu! İmam kendisine uyulması için vardır. Bundan dolayı imam tekbir getirince siz de tekbir getirin, kıraat yapınca da susun" buyurdu.

Bu rivayet, sabit bir şekilde İmran b. Husayn kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda nakledilen rivayete muhaliftir. Bu rivayette: "Adamın biri kendisiyle birlikte içinden okuyordu" ibaresi geçmiştir. İmran'ın rivayetinde ise: "İçinden" ifadesi yoktur. Yine bu rivayette okuma konusunda adamın: "Ben A'la Süresini okuyordum" dediğini söylemiştir. İmran'ın rivayetinde ise: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hanginiz A'la Süresini okudu?'' diye sordu" şeklinde geçmiştir. Bu da delalet etmektedir ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın okuma sesini işitmiş ve bu sebeple: "Karıştırmama sebep olanın içinizden biri olduğunu tahmin etmiştim" buyurmuştur. Eğer adam sesli bir şekilde okumamış olsaydı kıraatiyle Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karıştırmasına sebep olmazdı.

 

İmran b. Husayn, Abdulmun'im b. Beşir'den rivayet edilen ziyadeyi de zikretmemiştir. Ebü Ahmed b. Adiy el-Hafız, onu zayıf raviler arasında zikretmiş ve: "Onun mutabaat edilmeyecek münker hadisleri vardır" demiştir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem ise meşhur olarak bilinen zayıflardandır. Malik b. Enes ve kendisinden sonraki hadis alimleri onu cerh etmiştir. Bir başkası bunu babasından naklederek kendisine muhalefette bulunmuştur. Abdullah b. Amir el-Eslemi, "Zeyd b. Eslem - Eslem" kanalıyla Ebü Hureyre'den naklederek: "Kur'an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun"[A'raf 204] ayetinin ashabın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında iken seslerini yükseltmelerinden dolayı nazil olduğunu söylemiştir.

 

Sahih olan rivayet, Abdulaziz b. Muhammed kanalıyla Zeyd b. Eslem'den bu ayet hakkında nakledilen rivayettir. O şöyle demiştir: "İmam arkasında olan kimse için Yüce Allah: ''Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret''[A'raf 205] buyurmaktadır. Burada kişinin Rabbini zikretmesi ve susması kastedilmektedir. Yani Rabbini sesli değil de içinden zikretmesini ve susmasını emretmiştir. Her ikisini de bir arada yapmanın mümkün olabileceğini daha önce zikretmiştik. Kişi sesini yükseltmeden (içinden) okuduğu zaman imamın kıraatine karşı susmuş ve sessiz bir şekilde içinden okumuş olur. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tekbir ve kıraat arasında sesini yükseltmeden susması ve içinden dua etmesi gibi. Yani diliyle sessiz bir şekilde zikirde bulunmuştur."

 

Gördüğüm kadarıyla bazı kimseler bu ayet hakkında Zeyd b. Eslem'in dediği görüştedir. Ancak Zeyd b. Eslem hadisi tam metin olarak zikretmemiştir. Bu haberi naklederken anlaşılması mümkün olanı nakletmiş ve kitabına bakan kimsenin yanılması ve bunu huccet sayması için geri kalanı bırakmıştır. Ancak böylesi kapalı konuları inceleyen kimselerin kendisinin ne yaptığını bileceğini düşünmemiştir. Belki de bu konuda bilgili olan kimse onun kitabına bakIrtış ve onun nasıl işi şüpheli hale soktuğunu anlamıştır. Yüce Allah fazlıyla bizi böyle kimselerden korusun.

 

Ayrıca Muğıre b. Müslim'in, Ata el-Horasanı kanalıyla olan hadisini huccet saymış ve şöyle demiştir: "Hz. Osman, Muaviye'ye: "Namaza kalktığınız zaman onu (imamı) dinleyin ve susun. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Duymadığı halde susup dinleyen kişiye duyup da susup dinleyen kişi kadar sevap vardır'' buyurduğunu işittim" diye bir mektup yazdı." Başka bir rivayette de: "Yanındakilere saflarını düzgün yapmalarını, omuzlarını bir hizada tutmalarını, susmalarını ve dinlemelerini söyle" şeklindedir. Bu, munkatı' bir haberdir. Ravisi de huccet biri değildir. Bu konuda sahih olan rivayet, Osman b. Affan'dan mevküf olarak bunun hutbede olduğu şeklinde nakledilen rivayettir.

 

 

315- Malik b. Ebi Amir bildiriyor: Osman b. Affan bazı istisnalar hariç hutbesinde genelde: "Cuma günü imam kalkıp hutbeye başladığı zaman susup dinleyin. Zira hutbeyi duymadığı halde susup dinleyen kişiye duyup da susup dinleyen kişi kadar sevap vardır. Namaz için kamet getirildiğinde de saflarınızı düzeltin ve omuzlarınızı aynı hizada tutun. Zira safların düzgün yapılması namazı tamamlayan unsurlardandır" derdi. -Hadis devam ediyor-

 

 

316- Bu hadis başka bir kanalla şu ifadelerle rivayet olunmuştur: "Cuma günü imam kalkıp hutbeye başladığı zaman susup dinleyin. Zira hutbeyi duymadığı halde susup dinleyen kişiye duyup da susan kişi kadar sevap vardır."

 

Bu rivayet hutbe sırasında konuşmanın terk edilmesi hakkında nakledilmiştir. Muhammed b. İshak b. Huzeyme bu haberlerde: "Okuduğu zaman da susun" şeklinde ziyadede bulunan kimseler hakkında şöyle demiştir: Ziyadenin hadis hafızlan tarafından kabul edildiğini reddetmeyiz. Ancak biz bu konuda şöyle demekteyiz: "Raviler hadis hıfzetmede, hadis ilminde ve haberleri iyi değerlendirme konusunda eşit ise, hadis ilminde onlara denk olan bir ravinin ziyadesi kabul edilir. Ancak rivayeten dürüst olan, hadis hafızı olan, hadiste dikkatli davranan kimselerden mütevatir olarak nakledilen bir rivayet kendileri gibi olmayan bir raviden ziyade ile nakledilirse bu kabul edilmez."

 

Beyhaki der ki: İbn Huzeyme böyle demiştir. Şafii de iki ortaktan birinin köledeki hissesini az at etmesi konusunda: "Malik'in ve kendisine mutabaat eden kimsenin rivayetteki ziyadesi: ''Aksi takdirde azat ettiği kadar azat edilmiş olur'' lafzıdır" demiştir. Hadiste kendisinden daha hafız olan birinin hilafına rivayette bulunan kişinin rivayeti kabul edilmez. Ya da kabul edilmesi için kendisi gibi birinin daha onu rivayet etmesi gerekir. Bu şekilde bir kişiye karşı iki kişinin rivayeti kabul edilir. Şafii'nin hafızlıktan dolayı iki rivayetten birini diğerine karşı tercih etmesi gibi. Söz konusu hadiste bu ziyadeyi rivayet etmeyen kişi hadis alimlerine göre daha kuvvetli olmasına rağmen Şafii bu ziyadeyi zikretmeyen iki kişinin rivayetini tercih etmiştir. Burada da ihtimalle birlikte bir süre okumak veya Fatiha Süresini açıktan değil de sessiz okumak kastedilmektedir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

********************13

Şafii'nin Eski Risale'sindeki Görüşü Doğrultusundaki Huccet Haber

*********************

 

317- Ebu Hureyre bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıraati açıktan yapılan bir namazı bitirdikten sonra: "Demin benimle birlikte kıraat yapan oldu mu?" diye sordu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, ben yaptım" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de neden kıraatime karışılıyar diyorum!" buyurdu. İnsanlar da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyduktan sonra arkasında namaz kılarken kıraati açıktan yaptığı zamanlarda kıraati bıraktılar.

 

Malik b. Enes, Yahya b. Said el-Ensari, Yunus b. Yezid el-Eyli, Muhammed b. Velid ez-Zübeydi, Nu'man b. Raşid ve Ma'mer b. Raşid bunu Abdurrezzak ve Yezid b. Zuray'ın, İbn Şihab ez-Zühri'den olan rivayetlerindeki gibi zikretmişledir. Leys b. Sa'd ve Abdulmelik b. Abdilaziz b. Cüreye bunu Zühri' den: "Ben de neden kıraatime karışılıyar diyorum!" kısmına kadar rivayet etmişlerdir. Rivayetlerinde kalan ziyadeyi zikretmemişlerdir.

 

 

318-319- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber kıldığımız bir namazda sesli bir şekilde okudu. Namazı bitirdiğinde: "Az önce benimle birlikte kimse okudu mu?" diye sordu. Cemaat: "Evet, ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince: "Ben de neden okumam karışıyor diyordum!" buyurdu.

 

 

320- Ebu Hureyre anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıraati açıktan yapılan bir namazı bize kıldırdıktan sonra selam verip: "Demin benimle birlikte kıraat yapan oldu mu?" diye sordu. Cemaat: "Evet, ey Allah'ın Resulül" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de neden kıraatime karışılıyor diyoruml" buyurdu.

Süfyan b. Uyeyne de Zühri'den bu ifadelerle aktarmıştır. Ma'mer ise Zühri'den devamını aktarmıştır.

 

 

321- Ebu Hureyre der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize sabah olduğunu sandığım bir namaz kıldırdı." Hadis, "Ben de neden kıraatime karışılıyar diyorum" ibaresine kadar nakledilmiştir. Abdullah b. Muhammed ez-Zühri der ki: Süfyan: "Zühri, burada devamla bir söz daha söyledi ama ben duyamadım" demiştir. Ma'mer ise bu sözün "Bunun üzerine insanlar ... yapmayı bıraktılar" olduğunu söylemiştir.

 

Ebu Ali er-Ruzbari'nin Ebu Bekr b. Dase kanalıyla Ebu Davud'dan bildirdiğine göre Muhammed b. Yahya b. Faris: "Hadisteki: ''Bunun üzerine insanlar ... yapmayı bıraktılar'' sözü Zühri'nin sözüdür" demiştir. Ebu Bekr Muhammed b. İbrahim el-Farisi'nin, İbrahim b. Abdillah el-Isbehani kanalıyla Ebu Ahmed b. Faris'ten bildirdiğine göre Muhammed b. İsmail el-Buhari: "Bu sözler Zühri'nin sözleridir" demiştir.

 

Beyhaki der ki: İbn Uyeyne'nin Ma'mer'den olan rivayeti, bu sözlerin Zühri'nin sözleri olduğuna delalet etmektedir. Hadis hafızlarından ve fakihlerden olan Leys b. Sa'd'ın bunu İbn Cüreye'in hadisinde olduğu gibi sadece: "Ben de neden kıraatime karışılıyor diyorum" ibaresine kadar nakletmesi, kalan kısmın hadisten değil de Zühri'nin kendi sözleri olduğuna delalet etmektedir. Evzai bunu Zühri'den rivayet etmiş ve açık bir şekilde Zühri'nin sözlerini hadisten ayrı tutmuştur. Ancak hadisin isnadında hata etmiştir.

 

 

322- Said b. el-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıraati açıktan yaptığı bir namazda cemaatten bazılarının kendisiyle birlikte kıraat yaptığını işitti. Namazı bitirdikten sonra onlara: "Benimle birlikte kıraat yapan oldu mu?" diye sordu. Cemaat: "Ey Allah'ın Resulü! Evet, yaptık" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de neden kıraatime karışılıyor diyorum!" buyurdu.

 

Zühri der ki: "Müslümanlar da bu uyarıdan ders çıkarıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıraati açıktan yaptığı namazlarda kıraati bıraktılar."

 

Evzai'nin bütün öğrencileri bunu Evzai'den bu şekilde rivayet etmişlerdir. Ancak Evzai, isnadında yanılmıştır. Zira Zühri: "İbn Ukeyme'nin, Said b. el-Müseyyeb'e şöyle anlattığını işittim" demiştir. Evzai, Zühri'nin: "İbn Ukeyme'nin, (Said b. el-Müseyyeb' e) şöyle anlattığını işittim" dediğini unutmuş ve Zühri'nin, İbn Ukeyme'nin hadisinde İbnu'l-Müseyyeb'i zikretmesinden dolayı bunu Said b. elMüseyyeb'den naklettiğini sanmıştır.

 

 

323- Bu hadis, Yahya b. Ebi Kesir kanalıyla Ebu Hureyre'den şu ekleme ile rivayet olunmuştur: "Ben sessiz olarak kıraatimi yaparsam siz de sessiz okuyun, ancak sesli olarak yaptığımda kimse kıraat yapmasın" buyurdu.

 

Ebu Ali (el-Hafız) der ki: Zekeriyya, insanların bunu Evzai'nin, Zühri'den naklettiği gibi rivayet etmekle hata etmiştir. Yahya b. Ebi Kesir'in hadisinin bir aslı yoktur. Evzai: "Zühri'nin, Said b. el-Müseyyeb kanalıyla Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre" diyerek isnadında yanılmıştır. Çünkü Zühri, İbn Ukeyme'nin bunu İbnu'l-Müseyyeb'e anlattığını işitmiştir. Ebu Bekr b. el-Haris el-Fakih'in bildirdiğine göre Ali b. Ömer ed-Darakutni el-Hafız şöyle demiştir: "Zekeriyya b. Yahya elVakar bunu rivayette tek kalmıştır. Kendisi hadisleri münker ve metruk birisidir."

 

 

324- Başka bir kanalla Zühri'den diğer insanların Evzai'den naklettiği şekilde aktarılmıştır. Zühri'nin yeğeni bunu, "amcası - A'rec" kanalıyla Abdullah b. Buhayne'den rivayet etmiş ve isnadında hata etmiştir.

 

 

325-326- Ashabdan Abdullah b. Buhayne bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Demin benimle birlikte kıraat yapan oldu mu?" diye sordu. Cemaat: "Evet, yaptık" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de neden kıraatime karışılıyor diyorum!" buyurdu. İnsanlar da Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyduktan sonra (kıraati açıktan yaptığı zamanlarda) kıraati bıraktılar.  [-] Aluned, Müsned (22922).

 

Ya'kub b. Süfyan der ki: "Bu, hiç kuşkusuz hatalıdır."

 

Malik - Ma'mer - İbn Uyeyne - Leys b. Sa'd - Ylinus b. Yezid ve Zübeydi aynısını "Zühri - İbn Ukeyme - Ebu Hureyre" kanalıyla rivayet etmişlerdir.

 

Muhammed b. İshak b. Huzeyme bu hadisi, "Muhammed b. Yahya ezZühli - Yaklib b. İbrahim b. Sa'd" kanalıyla Zühri'nin yeğeninden rivayet etti. Sonra İbn Şihab'ın yeğenini kastederek: "Muhammed b. Yahya, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanılarak iki rekattan sonra kalkmasını anlatarak şöyle dedi" diyerek hata etmiştir.

 

Beyhaki der ki: Ömer b. Suhban bunu, "Zühri - Ubeydullah b. Abdillah - İbn Abbas" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etmiştir.

 

 

327- Bu hadis, İbn Ukeyme kanalıyla Ebu Hureyre'den de rivayet olunmuştur. İbn Ukeyme'nin adı Ammar ya da Umare olup durumu meçhul birisidir ve ondan sadece Zühri'nin rivayeti vardır.

 

 

328- Bişr b. Mılsa der ki: Humeydi, İbn Ukeyme'nin hadisi hakkında şöyle demiştir: "Bunu kendisinden başka bir hadis asla rivayet edilmeyen meçhul bir adam aktarmıştır." Ebu Bekr Muhammed b. İshak b. Huzeyme der ki: İbn Ukeyme meçhul birisidir. Zühri'den başka kendisinden rivayette bulunan birini işitmedik. İslam döneminde de İbn İshak'ın hata ettiği rivayet dışında kendisinden bu haberden başka bir haber işitmedik. Eğer İbn İshak bunu kendisinden hıfzetmiş ise Ebu Uveys bunu İbn İshak'tan rivayet etmiş ve isnadında İbn Ukeyme'yi zikretmemiştir.

 

Beyhaki, Muhammed b. Seleme'nin, Muhammed b. İshak'tan naklettiği hadisi kastederek şöyle demiştir: İbn Şihab'ın, İbn Ukeyme veya Ebu Ukeyme kanalıyla bildirdiğine göre Ebu Ruhm el-Gifari'nin yeğeni, Ebu Ruhm'un: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Tebuk gazvesinde bulundum" dediğini işitmiştir. Ebu Uveys kendisine muhalefet ederek bunu Muhammed b. İshak kanalıyla Zühri'den: "Ebu Ruhm'un yeğeninin bize bildirdiğine göre" şeklinde rivayet etmiştir.

 

Salih b. Keysan ve Şuayb b. Ebi Hamza bunu Zühri'den bu şekilde nakletmiştir. Burada Fatiha Suresinden sonra Kur'an okumak kastedilmiş ihtimali bulunmakla birlikte meçhul bir adamın rivayetinden dolayı, imam sesli bir şekilde okuyor olsa bile daha önce zikrettiğimiz gibi arkasında Fatiha Suresini okuma hakkında Ebu Hureyre'den sabit bir şekilde gelen rivayet terk edilmez.

 

 

329- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmamın sesli bir şekilde okuduğu namazda kimse kendisiyle birlikte okuyamaz" buyurmuştur.

Bu münker bir rivayettir. Nakledilen bu rivayetler arasında bunu görmüş değilim. Eğer bu sahih bir rivayet ise o zaman burada imamla birlikte kimsenin sesli bir şekilde (Fatiha Suresi'nden) başka bir sure okuyamayacağı manası vardır. Zira Ebu Hureyre hadisinde kişinin imamın arkasında Fatiha Suresini içinden okumasını emretmiştir. Böyle sabit bir şekilde gelen hadis, imamın sessiz okuması halinde arkasında cemaatin de okuyabileceğine delalet etmektedir. Ancak bu rivayet Ebu Hureyre'den nakledilen diğer sahih rivayetlere göre şaz olmasından dolayı kabul edilebilir değil ve bunun huccet sayılacağı görüşünde değiliz. Doğruya ulaşmak Allah sayesindedir.

 

 

330- Zühri bildiriyor: Salim b. Abdillah: "İmamın, namazda açıktan okuması senin için yeterlidir" demiştir. Yine Salim'in bildirdiğine göre İbn Ömer: "İmamın açıktan okuduğu namazlarda susulur ve onunla okunmaz" demiştir.

 

 

331- Hişam b. Urve'nin, babasından bildirdiğine göre imam sessiz bir şekilde okuduğu zaman kendisi de (Urve de) arkasında okurdu.

 

 

332- Yezid b. ROman'ın, Nafi' b. Cübeyr b. Mut'im'den bildirdiğine göre imam sessiz bir şekilde okuduğu zaman kendisi de arkasında okurdu.

 

Aynı isnad ile İbn Bukeyr'in, Malik kanalıyla İbn Şihab'dan bildirdiğine göre imam sessiz bir şekilde okuduğu zaman kendisi de arkasında okurdu. Malik der ki: "Kıraat hakkında işittiğim en güzel hadis budur."

 

Ka'nebi de bunu Malik'ten rivayet etmiştir. Malik'in, İbn Şihab'dan naklettiği rivayet dışında Ka'nebi bütün bu rivayetleri hepsinden nakletmiştir. Zühri bunu sadece İbn Bukeyr'den aktarmıştır. Ancak bu rivayetlerde imamın sesli okuması halinde arkasında okumanın menedilmesi zikredilmemiştir. "Hammad b. Seleme - Hişam b. Urve" kanalıyla babasından (Urve'den), çocuklarına imamın susması halinde okumalarını emrettiğini ve: "Fatiha Süresi olmadan namaz tam olmaz" dediğini rivayet etmiştik.

 

 

333- Muaviye b. es-Saib der ki: İbnu'z-Zübeyr'in: "(İmam) sesli okuduğu zaman okuma, ancak sessiz okuduğu zaman oku" dediğini işittim.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hiçbir Şekilde imam'ın Arkasında Okunmayacağını Söyleyen Kişinin Hucceti