BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İMAM ŞAFİİ’NİN MENKIBELERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Şafii'nin Ravilerin
İsimleri Bilgisi, Ensab ve Tarih Bilgisi
Ahmed b. Hanbel,
Şafii'nin şöyle dediğini haber veriyor: Ebü Talib'in adı, Abdi Menaf b. Abdilmuttalib,
Abdulmuttalib'in adı, Şeybe b. Haşim, Haşim'in adı, Amr b. Abdi Menaf, Abdi
Menafın adı; el-Muğire b. Kusayy,
Kusayy'ın adı; Zeyd b.
Kilab b. Murre b. Ka'b b. Lueyy b. Galib b. Fihr b. Malik b. Nadr b. Kinane b.
Huzeyme b. Müdrike b. Mudar,
Ebu Talib'in kızı Ümmü
Hani'nin adı, Hind,
Zübeyr b.
Abdilmuttalib'in kızı Ümmü Hakim'in adı, Duba'a.
Ahmed b. Hanbel'in kendi
el yazısıyla yazdığı ve oğlu Abdullah'ın bulduğu bir mektupta, Muhammed b.
İdris eş-Şafii'nin şöyle dediği yazmaktadır: Peygamber'le (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) soyolarak ilk karşılaşanlar Abdulmuttalib oğullarıdır.
Onları saydı, Kureyş
kuşaklarını ve kabilelerini saydı. Kitab uzamasın diye bunları buraya yazmadım.
Abdullah, babası Ahmed b.
Hanbel'in şöyle dediğini haber veriyor: Muhammed b. İdris eş-Şafii'yle Mekke'de
birlikte oturup sohbet ederdik. Onunla kişi isimlerini tartışırdık. Dedi ki:
Ömer b. el-Hattab'dan, Medine halkından, Falan b. Falan'dan, Falan b. Falan'dan
rivayet ettik, der, kişileri tek tek sayardı. Ben ona bir topluluk adı
söylerdim, o onların isimlerini tek tek sayardı. Ben ona bazılarının ismini
söylerdim.
Abdullah bize dedi ki:
Babam Şafii'yi uzun uzun anlatırdı. Ondan epey hadis yazmıştır. Öldükten sonra,
Şafii'den duyduğu hadisleri kitaplarından eliyle yazmıştır. Allah rahmet etsin.
Mus'ab b. Abdillah
ez-Zübeyri der ki: "İnsanların hayatları hakkında Şafii'den daha bilgili
kimse görmedim. Allah rahmet etsin.
Müzeni der ki: Şafii
bize gelmişti, yanına Meğazznin müellifi İbn Hişam geldi. Onunla erkeklerin
neseblerini konuştular. Müzakere ettikten sonra Şafii ona dedi ki: Erkeklerin
soylarını bırak, gel kadınların soylarına bakalım.
Onu konuşmaya
başladıklarında İbn Hişam öylece kaldı, yani sesi kesildi.
Hassan b. Muhammed
el-Fakih'in bildirdiğine göre: Ebü'l-Abbas b.
Sureye ensab (soy)
bilgisi olanlardan bahsederken şöyle dedi: Şafii, ensab konusunda insanların en
alimiydi. Bir gece toplandılar, kadınların soyları hakkında sabaha kadar
onlarla tartıştı. Ardından şöyle dedi: "Erkeklerin soylarını herkes
bilir."
Müzeni'nin naklettiğine
göre Şafii, Malik'ten bildiriyor: Abdurrahman b. Abdillah b. Abdirrahman b. Ebi
Sa'sa'a, babasından, Ebu Said el-Hudri'nin kendisine şöyle dediğini nakleder:
"Koyunlardan ve çöllerden hoşlandığım görüyorum .. "
Şafii dedi ki: Süfyan b.
Uyeyne, "Abdullah b. Abdirrahman b. Ebi Sa'saa'dan, o da yetim olarak Ebu
Said el-Hudri'nin himayesinde yetişen babasından; Ebu Said el-Hudri'nin şöyle
dediğini rivayet etti: Evladım! Bu sahralarda iken, ezan okuduğunda sesini
yükselt. Ben Resulullah'ın Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğu nu
işittim: "Onu duyan ins, cin, taş ve ağaçlar ona şahitlik ederler."
Bu, Süfyan hadisinin
lafzıdır. Şafii der ki: Sanki Malik adamın adını doğru söyledi.
Müzeni'nin bildirdiğine
göre Şafii şöyle dedi: Malik, yamlıp "Abbad b. Ziyad, Muğire b. Şu'be'nin
çocuklarındandır" dedi. Halbuki o, Muğire b. Şu'be'nin azatlısıdır.
Derim ki: Doğrusu Şafii'nin
dediği gibidir. Bu zat; Abdurrahman b. Abdillah b. Abdirrahman b. Ebi Sa'saa
el-Mazini el-Ensari el-Medeni olup babasından ve Ata b. Yesar'dan hadis
dinledi. Yezid b. Husayfe, Malik ve Ebu Abdillah kendisinden hadis naklettiler.
Ayrıca iki oğlu; Muhammed ve Abdullah da kendisinden hadis dinlediler.
Malik, Abdülmelik b.
Kureyr dedi. Doğrusu, Abdülmelik b. Kureyb el-Asmai' dir. Ömer b. Osman
şeklinde verdiği ismin doğrusu Amr b. Osman'dır.
Müzeni'nin bildirdiğine
göre Şafii şöyle dedi: Malik üç isimde yanıldı. Ömer b. Osman dedi, doğrusu Amr
b. Osman' dır. Ömer b. Abdilhakem dedi, doğrusu Muaviye b. el-Hakem
es-Sülemi'dir. Abdülmelik b. Kureyr dedi, doğrusu Abdülaziz b. Kureyr'dir.
el-Müzeni'nin
bildirdiğine göre Şafii şöyle dedi: Malik, Ömer b. Osman'da yanıldı, doğrusu
Amr b. Osman; Cabir b. Atik'in doğrusu; Cebr b. Atik; Abdülmelik b. Kureyr'in
doğrusu Abdülaziz b. Kureyr' dir."
Abdurrahman der ki:
Bunları babama anlattım, şöyle dedi: Şafii doğru söyledi, doğrusu dediği
gibidir.
Babam dedi ki: Yahya b.
Main, Abdülaziz b. Kureyr için: "Bu, Abdülaziz b. Kureyr değildir, doğrusu
Abdülmelik b. Kureyb el-Asmai'dir. Medine'ye geldi, Malik'in yanına oturdu,
Malik ondan hadis nakletti. Belki bir hocasından, o da Sabit'ten nakletmiştir.
Malik hocanın adını düşürüp Sabit'in kendisini söylemiştir.
Abdurrahman der ki:
Babamın (Ebu Hatim'in) şöyle dediğini duydum: Yahya b. Main yanlış, Şafii'nin
dediği doğruya benziyor. Abdülaziz b. Kureyr Basralı bir hocaydı, onlara göre
rivayeten güçlü değildir. Medine'ye yanlarına geldi ve onlara Sabit'ten hadis
nakletti.
Bu üç hikayenin her
birinde, Şafii'nin dediğini destekleyen ziyadeler vardır. Hadis hafızlarının
bir kısmı bu isimleri bu şekilde kabul etmiştir. Allah doğrusunu bilir.
Ahmed b. Hanbel'in oğlu,
babasının kendi el yazısıyla şöyle yazdığım haber veriyor: Muhammed b. İdris
eş-Şafii şöyle dedi: Muhammed b. el-Hasan bana dedi ki: Ey Muhammed b. İdris!
Şerik, Mücahid'in hadisini, Usame b. Zeyd'in anne bir kardeşi Eymen b. Ümmü
Eymen'den rivayet etti.
Ona dedim ki: Sen bizim
hocalarımızı bilmiyorsun; Usame'nin kardeşi Eymen, Huneyn' de Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında şehid oldu. Mücahid doğmadan önce,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra yaşamadığı için ondan hadis
nakletmedi.
Tartışmanın devamını da
nakletti.
Muhammed b. Abdinahman
b. Abdilhakem şöyle haber veriyor: Ben ve kardeşim Abdulhakem ihtilafa düştük.
Birimiz: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde, Rum
Kralı Kayser idi" dedi. Diğerimiz: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) vefat ettiğinde Rum Kralı Heraklius idi" dedi. Hepimiz Şafii'ye
danışma konusunda anlaştık. Ona gittik ve meseleyi anlattık. Dedi ki: Hem
isabet ettiniz, hem ittifak ettiniz. Kayser bir kral lakabıdır, Müminlerin
Emiri gibi. Heraklius ise kralın özel adıdır, Harun gibi.
Rabi b. Süleyman der ki:
Şafii'ye: "İbnü'z-Zübeyr, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hadis dinledi mi?" diye sordum şu karşılığı verdi: "Evet, ondan hadis
de nakletti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde dokuz
yaşındaydı."
Rabi'nin bildirdiğine
göre Şafii, bir konudan bahsederken şöyle dedi: "Said b. el-As, Medine
halkının iyi valilerinden idi."
Muhammed b. Abdillah b.
Abdilhakem der ki: Şafii'nin şöyle dediğini işittim: "Malik, doksan üç
veya doksan dört yılında doğdu. Yüz yetmiş dokuz yılında da vefat etti."
İbn Ebi Dukeyn der ki:
Şafii'nin şöyle dediğini işittim: Biz Mekke'deyken halam bana dedi ki:
"Yavrum! Bu gece acayip şeyler gördüm." Ona "Ne gördün?"
dedim. Dedi ki: Rüyamda falanın "Bu gece yeryüzünün en alim adamı
öldü" dediğini gördüm.
Şafii dedi ki: Onu
hesapladık, Malik b. Enes'in öldüğü gün çıktı.
İsmail b. Yahya
el-Müzeni'nin bildirdiğine göre Şafii şöyle dedi: Şu'be; 160 senesinde öldü.
Sevri; 161 senesinde öldü. Malik b. Enes; 179 senesinde öldü. Huşeym (b. Bişr);
183 yılında öldü. Halid b. Abdillah; 183 yılında öldü. İbnü'l-Mübarek; 181
senesinde öldü. Süfyan b. Uyeyne; 198 senesinde öldü. Abdurrahman b. Mehdi; 198
yılında öldü. Yahya b. Said el-Kattan; 198 yılında öldü. Hüseyin el-Cu'fi; 203
senesinde öldü. Veki' b. el-Cerrah; 196 yılında öldü.
Ahmed b. el-Vezir
et-Tuceybi der ki: Şafii'nin şöyle dediğini işittim: "Tarih, Peygamber'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye gelişiyle başlamıştır, vefatıyla
değil."
Muhammed b. Abdillah b.
Abdilhakem, Şafii'nin şöyle dediğini haber veriyor: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti. Müslümanların otuz bini Medine' de, otuz
bini Arap kabileleri ve diğer yerlerdeydi."
Ahmed b. Hanbel'in oğlu
Abdullah, babasının kitabından şunları naklediyor: Muhammed b. İdris eş-Şafii
haber verip dedi ki: Ömer b. el-Hattab, (nüfus sayımı için) kütükleri yazmak
istediğinde ve insanları kabilelerine göre kaydetmek istediğinde, ondan önce
kayıt olmadığı için, insanlara danışıp: "Kimden başlamamı
istersiniz?" diye sordu. Birisi ona:
"Yakınlarından
başla" dedi. Kendisi şöyle dedi: "Benden daha yakın olandan
başlayacağım; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınlarından
başlayacağım" dedi.
Haşim oğulları ile
Abdulmuttalib oğullarından başladı ve dedi ki:
"Hayber senesinde,
Abdi Menaf dışında herkese beşte bir verdiğinde Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanında bulundum."
Eğer kişinin nesebi,
Beni Haşim'den olursa öne alıyordu. Beni Muttalib'den olursa öne alıyordu.
Bütün kabilelerde böyle yapıyordu. Soylarına göre çağırıyordu.
Sonra Beni Abdi Şems ile
Beni Nevfel'in Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınlıklarının eşit
olduğunu görünce, Abdi Şems'in Haşim'in anadan kardeş olduklarını gördü, bunun
Nevfel'den daha yakın olduğuna karar verdi. İçlerinde İslam'a daha erken giren
ve Peygamber'le (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlilikten dolayı akraba
olanların, Beni Nevfel'den fazla olduğunu gördü. O yüzden onları Beni
Nevfel'den önce çağırdı. Beni Nevfel'i onlardan sonra çağırdı.
Sonra Beni Esed b.
Abdiluzza ile Beni Abdiddar yakınlıkta eşit oldu.
Ben-i Esed içinde
İslam'da öncelikli ve evlilik akrabalığını fazla gördü. Mutayyıbin ve
Hilfulfudul ittifaklarına bağlı idiler. Ayrıca Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) en fazla müdafaa edenler onlardı, bu yüzden Abduddar oğullarına
takdim etti. Beni Abdiddar'ı onlardan sonra çağırdı. Sonra Beni Zehra'yı çağırdı,
onlar kimseyle münazaraya girmezlerdi.
Sonra Beni Teym b. Murre
ile Beni Mahzum b. Yakaza b. Murre yakınlığı eşit oldu. Beni Teym içinde
İslam'a girişte öncelikli olanları ve Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
evlilik akrabalığının daha fazla olduğunu gördü. Beni Teym, Mutayyabin ve
Hilfulfudul ittifaklarına mensuptular. Onlara Beni Mahzum karşısında öncelik
verdi. Beni Mahzum'u onlardan sonra çağırdı.
Sonra Beni Cumah, Sehm
ve Adiy b. Ka'b'ın akrabalıkları eşit düştü.
Onların ileri gelenlerini
çağırıp dedi ki: "Beni Adiy b. Ka'b ve Sehm birlikteler. İslam onların
içine girdiğinde de öyleydiler. Fakat kimle başlayayım dersiniz; Sehm'le mi,
Cumah'la mı?" Sonra Cumah'la başlamayı uygun gördü. Bilmiyorum, Cumah'ın
soyundan mı yoksa başka bir şey için mi? Beni Sehm'i ve Beni Adiy'yi onlardan
sonra çağırdı.
Sonra Beni Amir b.
Luey'yi çağırdı, sonra Beni Fihr'i.
Derler ki: Ebu Ubeyde b.
el-Cerrah kendisinden önce çağrılanları görünce: "Bütün bunlar benden önce
mi çağrılıyor?" dedi. Ömer ona: "Sen, Allah'ın seni yerleştirdiği
yerdesin" dedi. Ama sabırsızlığını görünce şöyle dedi: "Ben ve ailem
için olsa, gönül rahatlığıyla seni kendimden önce yazmaya hazırım. Sen kavminle
konuş, eğer onlar da gönül huzuruyla kabul edeceklerse size mani olmam."
Haris b. Fihr oğulları
da; Ömer'in onları öne aldığını ve Beni Abdi Menaf ve Beni Kusay'dan sonraya
aldığını iddia ettiler. Bunu dostlarından ilim ehline sordum, inkar ettiler ve
şöyle dediler: "Ebu Ubeyde, Muharib b. Fihr oğullarındandır, Haris oğullarından
değil."
Söz konusu olan
öncelikli çağrı, başka yerde Haris oğullarına yapılmıştır, Muharib oğullarına
değil. Muaviye b. Ebi Süfyan'ı aralarındaki dayıları hatırına takdim etmiştir.
Hocamız Ebu Abdillah bu
isnadla metnini sürdürdü. Geriye kalan kısmını Abdurrahman b. Ebi Hatim'in
kitabından yazdım.
Şafii'nin kızının oğlu,
babasının şöyle dediğini haber veriyor: Şafii, Arapça ve tarih konusunda yirmi
sene çalıştı. Bunun sebebini kendisine sorduğumuzda dedi ki: "Bunu sadece fıkha
yardımcı olsun diye yapmak istedim."
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Şafii'nin Cerh ve
Ta'dil bilgisi