BEYHAKİ

KÜLLİYATI

İMAM ŞAFİİ’NİN MENKIBELERİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İlim ve Şiirle İştigal Etmesinin Sebebi

 

Edebiyat ve Şiir Öğrenmesi ve İlimle İştigal Etmesinin Sebebi

 

Mus'ab b. Abdillah ez-Zübeyri'nin naklettiğine göre: Şafii başlangıçta şiir, tarih ve edebiyat öğreniyordu. Ondan sonra fıkıh öğrenmeye başladı.

 

Fıkıhla ilgilenmesinin sebebine gelince; bir gün atın ın üzerinde giderken, arkasında da babamın bir katibi vardı. Şafii bir beyit okudu, babamın katibi bunu yüksek sesle tekrar etti. Sonra ona "Senin gibi birisi bu beyitle şahsiyetini yitirir. Sen fıkhın neresindesin?" dedi. Bu söz onu çok etkiledi ve o zamanın Mekke müftüsü olan Zenci b. Halid'in meclislerine gitmeye başladı. Sonra bize geldi ve Malik b. Enes'e tabi oldu.

 

 

 

Mus'ab b. Abdillah ez-Zübeyri der ki: Şafii (Allah razı olsun) şiirle ilgileniyordu. Babamın katiplerinden biri ona; "Şiir delikanlı işidir, fıkıhla uğraş" deyince, şiiri bırakıp fıkıhla uğraşmaya başladı.

 

 

 

Şafii'nin kızının oğlu Ahmed b. Muhammed, Şafii'nin şöyle dediğini naklediyor: "Şiirle ilgileniyordum, bir gün bir tepeye tırmandım, arkamdan; ''Fıkıhla uğraş'' diye bir ses duydum."

 

 

Zekeriyya es-Sad de benzerini nakleder. Farklı olarak "Mina" Tepesi der.

 

 

Ebu Bekr el-Humeydi, Şafii'nin şöyle dediğini naklediyor: "Dil ve edebiyat öğrenmek için yola çıktım. Müslim b. Halid'le karşılaştım. Bana; "Delikanlı, sen nerelisin?" dedi, "Mekke halkından" dedim. "Orada evin nerede?" dedi. "Hayf dağ geçidinde" dedim. "Hangi kabiledensin?" dedi. "Abdi Menaf oğullarından" dedim. Bunu duyunca şöyle dedi: 'Vay be! Allah seni dünyada da, ahirette de şerefli kıldı, neden bu anlayış kabiliyetini fıkha yönlendirmiyorsun, senin için daha iyi olmaz mı?"

 

 

 

Zübeyr b. Ahmed ez-Zübeyri'nin, Şafii'nin öğrencilerinden naklettiğine göre Şafii şöyle dedi: Müslim b. Halid ez-Zenci bana; "Bu anlayış kabiliyetini neden fıkıhta kullanmıyorsun, senin için daha iyi olmaz mı?" dedi. O gece bunu düşünerek uyudum. Rüyamda biri gelip; "Ey Ebu Abdillah! Sence şiir şahsiyetli insanların uğraşacağı bir iş midir? Evet, ama insan yaşlanınca fıkıhla uğraşmalı" deyince hadis yazmaya başladım.

 

 

 

Rabi b. Süleyman, Şafii'nin şöyle dediğini nakleder: Rüyamda Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüm. Bana "Delikanlı!" diye seslendi. "Lebbeyk, ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Bana yaklaş" dedi. Ona yaklaştım. Elini ağzına götürdü, ben de ağzımı açtım. Ağzında ıslattığı elini dilime, ağzıma ve dudaklarıma sürdü. Sonra "Yürü, Allah seni mübarek kılsın" dedi. Ondan sonra ne bir hadiste, ne de bir şiirde yanıldığımı hatırlamıyorum. 

 

 

 

Harmele'nin naklettiğine göre Şafii (Allah razı olsun) şöyle anlatıyor: Mekke'de çocuktum. Rüyamda heybetli bir adam gördüm, Mesdd-i Haram'da insanlara namaz kıldınyordu. Namazı bitirince insanlara dönüp onlara bir şeyler öğretmeye başladı. Ona yaklaştım ve "Bana öğret" dedim. Elbisesinin içinden bir terazi çıkardı, bana verdi ve "Bu senindir" dedi.

 

Sonra orada bir rüya tabirdsi vardı, ona anlattım. Bana şöyle dedi: Sen gelişip ilimde lider olacaksın. Doğru yolda ve sünnet üzere olacaksın. Çünkü Mescid-i Haram'ın imamı, bütün imamlardan üstündür ve onların üzerindedir. Terazinin ise; her şeyin bizzat hakikatini öğreneceğin manasına gelir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İmam Malik'e Gitmesi