BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İMAM ŞAFİİ’NİN MENKIBELERİ |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Şafii’nin Müceddid
Addedilmesi
Mustafa'nın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Her Yüzyılın Başında Bu Ümmete, Onların
Dinini Yenileyecek Biri Gönderilir" Hadisi, Şafii'nin İkinci Yüzyılın
Başındaki Kişi Olduğu Yorumları
Ebu Hureyre, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Her
yüzyılın başında bu ümmete, dinlerinin işlerini yenileyecek biri gönderilir''
[-] Ebu Davud (4/156),
Hakim, Müstedrek (4/522), İbn Hacer, Tevali't-Te'sıs (s. 47-48)
Mervezi'nin naklettiğine
göre Ahmed b. Hanbel der ki: "Bana, hakkında hadis bilmediğim bir konu
sorulduğunda, Şafii'nin görüşüne göre cevap veririm. Çünkü Kureyşli, alim bir
imamdır. Resulullah'ın da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ''Kureyş'in alimi
yeryüzünü doldurur'' dediği nakledilmiştir. "
Haberde nakledildiğine
göre; "Yüce Allah, her yüzyılın başında, insanlara dinlerini öğretecek bir
adamı görevlendirir."
Ahmed de bunu Hz.
Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakleder.
Ahmed der ki: İlk
yüzyılda, Ömer b. Abdilaziz vardı, ikinci yüzyılda ise Şafii.
Ebu Abdillah der ki: Ben
kırk seneden beri namazlarımda Şafii'ye dua ederim.
Abdülmelik el-Meymuni
anlatıyor: Ahmed b. Hanbel'in yanındaydım, Şafii'nin konusu geçince Ahmed b.
Hanbelonu yüceltmeye başladıktan sonra şöyle dedi: "Hz. Peygamber'den
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edildiğine göre; ''Yüce Allah bu ümmete,
her yüzyılın başında, dinini ayağa kaldıracak birini gönderir.'' Bir yüzyılın
başında Ömer b. Abdilaziz vardı, diğer yüzyılın başında da Şafii'nin olacağını
umuyorum."
Bu sözü Ahmed b.
Zenceveyh de Ahmed b. Hanbel'den nakletmiştir.
Ali b. Hüseyin'in oğlu
Muhammed şöyle diyor: Dostlarımızın, "İlk yüzyılda Ömer b. Abdilaziz
vardı, ikinci yüzyılda da Muhammed b. İdris eş-Şafii" dediklerini
duymuştum.
Biz de bununla ilgili
hikayeyi nakletmiştik. Sonra üçüncü yüzyılda, Ebu'l-Abbas b. Sureye olduğunu;
Kitabu'l-Ma'rife ve el-Medhal'de anlatmıştık.
İmam Ahmed el-Beyhaki
der ki: İlim ehlinden bir çok kişi, Şafii'nin kendilerine nakledilen güzel
hallerini, güzel sözlerini, hoş fiillerini anlatan, faziletleri ve
menkıbelerini, şefi hükümlerle ilgili usul ve furü'a dair kendine has kapsamlı
ilmini ihtiva eden kitaplar yazmışlardır. Başka alimlerle çeşitli ilimler
konusunda bir arada bulunması; rivayetlerdeki "Bu ümmete dinini
sağlamlaştırmak ve yenilemek için gönderilen Kureyş alimi" yorumunu
yapanların Şafii konusunda isabetli karar verdiklerine şahitlik etmektedir.
Allah doğrusunu bilir.
Şan, şeref ve servet
arzusuyla sultana yakın olan, ekabirden sayılan ve lider kabul edilen ilim
ehlinden birinin, Şafii hakkında konuştuğunu duydum. Konuşmasaydı onun için
daha iyi olurdu. Onu Kur'an hakkında bilgisizlikle suçlamış, ictihada ehil
olmadığını ileri sürmüştür. Bu değerli zat Yüce Allah'ın; "Hakkında bilgin
bulunmayan şeyin ardına düşme ... "[İsra 36] ayetini düşünmemiş ve kıyamet
gününde yaptıklarından sorumlu olduğu gibi, söylediklerinden sorumlu olduğunu
bilmiyor. Bilmediği bir şeyi söylemiş, yüce Allah'ın işaret kıldığı bir kişinin
namusuna göz dikmiş, kıyamet gününde ona hasım olmayı kabul etmiştir.
Söylediğine dikkat etmemiş ve bununla suç işlemiştir. Doğru yaptığını sanıyor,
yarın kıyamete kavuştuğunda; kimin dinini kaybettiğini ve kendine zulmettiğini
öğrenecek. Nefsine meyletmekten ve hevasına uymaktan uzak kalsa bile, kendisini
ilgilendirmeyen konulara girdiğinden dolayı dini sorumluluktan kurtulamaz.
Tanımadan ve hallerini bilmeden, kardeşini çekiştirip ölü etini yiyemez. Ayrıca
bence onun, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakınlığını ve Muttalib
b. Abdi Menaf soyundan geldiğini duymuş olmalıdır.
Ayrıca Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Haşim oğulları ve Muttalib oğulları aynı
şeydir" diye buyurmuş, "Kim akrabalarıma eza ederse, bana eza
etmiştir, bana eza eden Yüce Allah'a eza etmiştir" (İbn Hacer, İsabe
(8/76)] dediği de rivayet edilmiş ve yine "Kim Kureyş'in zelil olmasını
isterse, Yüce Allah onu zelil eder" buyurmuştur. Bu babda buna benzer
birçok rivayet nakledilmiştir.
Bu kişiye yakışan,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çekinmek, akrabalarından dolayı
ona eza etmemek, duasından ve hak sormasından korkmak, amcası oğluna saldırmaya
ve başarısız olmasını istemeye cesaret etmemekti.
Eğer nesebini kabul
etmiyorsa, Müslümanların soy tarihi ve onun soyunun sağlamlığı bizim cevap
vermemize gerek bırakmıyor. Onu Allah'a bırakıyoruz, hesap gününde hesabını
karşılığını verecektir.
Muhammed b. Nebil
el-IsbehanI'nin naklettiğine göre Ahmed b. Amr b. Ebi Asım şöyle diyor:
"Bid'at sahibi, insanlara dil uzatan, lanet okuyan, kötü, çirkin;
ŞafiI'den ve hadis ehlinden ayrılmış kimselerin benim meclisime gelmelerini
istemem."
Şafii'yi, üç sınıf insan
önder kabul etmiş ve ilmine tabi olmuştur; şeref ehli, hadis ehli ve
mutasavvıflar; faziletinden bahsederler, mezhebine tabi olurlar ve onu
savunurlar. Kim ŞafiI'nin adını kötülükle zikrederse tedib edilmeyi hak eder.
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Haşim oğulları
ve Muttalib oğulları aynı şeydir, ne Cahiliye döneminde, ne de İslam'da bizden
ayrılmadılar." Kim Muttalib oğullarından bir adama hakaret ederse, Hz.
Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakaret etmiş sayılır. Kim Muttalib
oğullarından bir adama eza ederse, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) eza etmiş sayılır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ikisinin hükmünü bir saymıştır. İmamlar hakkında kötü konuşan kişi; kötü ve
hakaret eden bir çirkindir. Çünkü yapması gereken şey, onlara saygı duymak,
faziletlerini itiraf etmektir ve onlar için Allah'a dua etmektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: