BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Yüce Allah'ın: "Onlar, bulut gölgeleri içinde, Allah'ın azabının ve meleklerin tepelerine inip işin bitmesini mi bekliyorlar?"[Bakara 210] Buyruğu

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Onlar, bulut gölgeleri içinde, Allah'ın azabının ve meleklerin tepelerine inip işin bitmesini mi bekliyorlar? Bütün işler Allah'a dönecektir."[Bakara 210], "Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince ...''[Fecr 22]

 

 

943- Ebu'l-Aliye bildiriyor: Ubey b. Ka'b'ın kıraatinde bu ayet: "......." şeklindedir. Buna göre kıyamet gününde bulut gölgeleri içinde melekler gelirler. Yüce Allah da dilediği şekilde gelir. Bir benzeri ayet de: "O gün gök bulutlarla yarılıp parçalanacak ve melekler bölük bölük indirilecektir"[Furkan 25] ayetidir.

 

 

Derim ki: Bu ayetin tefsirinde bulutların meleklerin üzerinde geldikleri bulut olması, yüce Allah ise mekandan ve bineğe ihtiyaç duymaktan münezzehtir. Ebu'l-Hasan el-Eş'ari ise gelmeyle ilgili şöyle dedi: "Yüce Allah kıyamet günü hareket ve intikal manasında olmayan bir gelme fiili yaratır. Çünkü hareket, durma ve istikrar cisimlere ait bir sıfattır. Allah ise tek ve Samed' dir. Onun benzeri yoktur." Bir benzeri ayet de: "Muhakkak ki, onlardan evvelkiler de hilede (hud'ada) bulunmuşlardı. Nihayet Allah'ın emri onların binalarının temellerine geldi de artık tavanları yukarılarından üzerlerine çöküverdi ve onlara azap anlayamadıkları bir cihetten gelivermişti''[Nahl 26] ayetidir. Ayetteki gelme intikal manasında değil, binalarını çökerten ve harabeye çeviren fiili yaratmaktır. Allah bu fiili gelme olarak adlandırmıştır. Yüce Allah'ın dünya semasına nüzulü ile ilgili rivayetler ise Allah'ın her gece dünya semasında hareket ve intikal manasına gelmeyen nüzul adında bir fiil yaratması manasındadır. Allah mahlukatın sıfatlarından münezzehtir.

 

 

 

944- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Rabbimiz her gün, gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve: ''Kim bana dua eder de duasına icabet edeyim? Kim benden bir şey ister de ona dilediğini vereyim? Kim benden bağışlanma diler de onu bağışlayayım?'' buyurur."

 

[-] Hadis sahihtir. Buhari (3/29, 11/129, 13/464) ve Müslim (758).

 

 

 

945- Bu hadis başka bir kanalla da bu manada rivayet olunmuştur.

 

Buhari Sahih'inde Ka'nebi'den ve Müslim ise Yahya b. Yahya'dan rivayet

 

 

 

etti. Ayrıca bunu Yahya b. Ebi Kesir ve Muhammed b. Amr, Ebü Seleme kanalıyla Ebü Hureyre'den merfü olarak aktarmıştır.

 

 

 

946- Ebü Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah her gece, gecenin yarısı veya ilk üçte biri geçtiğinde dünya semasına iner de; ''Bana kim dua eder ki, ona icabet edeyim yahut benden kim bir şey diler ki, ona vereyim" buyurur. Sonra ''Yoksul ve zalim olmayan (Allah)'a kim ödünç verecek!'' der."

 

Müslim Sahih'inde Haccac b. eş-Şair kanalıyla Muhadir b. el-Muverri'den; ayrıca Ebü Salih kanalıyla Ebü Hureyre'den rivayet etti. Ebü Cafer Muhammed b. Ali ise Ebü Hureyre'den aktarmıştır.  [-] Hadis sahihtir. Müslim (758).

 

 

 

947- Ebu Hureyre ile Ebu Said'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Gecenin son üçte biri geçince Allah (dünya semasına) iner ve şöyle der: ''Benden isteyen var mı? Tövbe eden var mı? Günahtan bağışlanma dileyen var mı?''" Bir adam: "Bu durum, sabah oluncaya kadar mı devam eder?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" cevabını verdi.

 

Müslim Sahih'inde Gundar kanalıyla Şu'be'den rivayet etti. Mansur ise Ebü İshak kanalıyla el-Ağarr Ebü Müslim'den "Dünya semasına iner" ibaresiyle aktarmıştır.  [-] Sahihtir. Müslim (758).

 

 

 

948- Nafi b, Cubeyr b. Mut'im'in babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah gecenin üçte birinde dünya semasına iner ve: ''Tevbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim? Dua eden yok mu, duasına icabet edeyim? Bağışlanma dileyen yok mu, bağışlayayım?'' der. Bu her gece olur." Hadisin lafzı daha detaylı olan Vasıti'ye aittir.

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. Ahmed, Müsned (4/81), Nesal, Amelu'l- Yevm ve'l-Leyle (487) ve Taberani, M. el-Kebir (2/139).

 

 

Aynı manada bir hadis Ebu Bekr es-Sıddik, Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Mes'ud, Ubade b. es-Samit, Rifaa b. Arabe, Cabir b. Abdillah, Osman b. Ebi'ı-As, Ebu'd-Derda, Enes b. Malik, Amr b. Abese, Ebu Musa el-Eş'ar'i ve başkaları vasıtasıyla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilmiştir. Yine aynı konuda bir hadis Abdullah b. Abbas, Ümmü Seleme ve başkalarından aktarılmıştır.

 

 

 

949- Abbad b. el-Avvam der ki: Elli yıl kadar önce Şer'ik b. Abdillah yanımıza gelince ona: "Ey Ebu Abdillah! Yanımızda Mutezile'den bu tür hadisleri inkar eden bir topluluk var" dedim. Şer'ik bana bu konuda ona yakın hadis anlatıp şöyle dedi: "Biz bu dinimizi tabiun vasıtasıyla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından aldık. Peki onlar kimden aldılar!"

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. İbn Mende, Tevhid (1/97).

 

 

 

950- İshak b. Raheveyh der ki: Bir gün Abdullah b. Tahir'in yanına girdiğimde bana: "Ey Ebu Yakub! Yüce Allah'ın her gece (Dünya semasına) indiğini mi söylüyorsun?" dedi. Ben: "Buna gücü yeter" deyince Abdullah sustu.

 

Ebu'l-Abbas der ki: Hocalarımızdan güvenilir olan birinin bildirdiğine göre İshak b. Raheveyh şöyle dedi: Abdullah b. Tahir'in yanına girdiğimde bana: "Ey Ebu Yakub! Yüce Allah'ın her gece (Dünya semasına) indiğini mi söylüyorsun?" dedi. Ben ona şöyle karşılık verdim:

"Ey vali! Allah bize bir peygamber gönderdi. Ondan bize gönderilen haberlere göre kanları helal ve haram kılarız. Bu haberlerle cinsel organları helal ve haram kılarız, bu haberlerle malları mübah ve haram kılarız. Eğer bu sahihse (dünya semasına inmesiyle ilgili) diğer haber de sahihtir. Eğer bu batılsa o da batıldır." Bunun üzerine Abdullah sustu.  [-] İsnadındaki Faris kadısı dışındaki ravileri güvenilirdir ancak o mübhemdir.

 

 

 

951- İshak b. İbrahim el-Hanzali der ki: Bidatçi olan İbrahim b. Ebi Salih ile Abdullah b. Tahir'in meclisinde bir araya geldik. Vali bana yüce Allah'ın dünya semasına inmesiyle ilgili rivayetleri sorunca ben de bu rivayetleri ona serdettim. İbrahim: "Ben, bir semadan diğerine inan bir Rabbi inkar ettim" deyince: "Ben dilediğini yapan bir Rabbe iman ettim" karşılığını verdim. Abdullah benim sözümü kabul etti ve İbrahim'in sözünü kabul etmedi. Bu, hikayenin özüdür.   [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

952- İshak b. İbrahim der ki: Bir gün Tahir b. Abdillah b. Tahir'in yanına girdiğimde, yanında Mansur b. Talha vardı. Bana: "Ey Ebu Yakub! Allah her gece (dünya semasına) iner mi?" diye sorunca: "Buna inanıyor musun?" karşılığını verdim. Tahir: "Bu ihtiyara ilişmemeni söylemedim mi? Neden buna böyle bir şey sordun?" dedi. İshak der ki: Ona: "Eğer dilediğini yapan bir Rabbin olmadığına inanıyorsan, bana bir şey sormana gerek yok" dedim.   [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

Derim ki: İshak b. İbrahim el-Hanzali bu hikaye de inmenin bir fiil olduğunu, ancak keyfiyetinin bilinmediğini göstermektedir. Bu da İshak'ın, inmenin bir yerden başka bir yere intikal ve inme manasında olduğuna inanmadığına delalet eder.

 

 

 

953- İshak b. Raheveyh der ki: İbn Tahir bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), yüce Allah'ın dünya semasına inmesiyle ilgili hadisini sorunca: "Keyfiyetsiz bir inmedir" cevabını verdim.  [-] Sahih

 

 

Ebu Süleyman el-Hattabi der ki: Sıfatlarla ilgili bu ve benzeri hadislere selef iman ederdi ve zahirine göre anlam verip keyfiyetini nefyederdi. Sonra Ebu Süleyman şu sözü nakletti:

 

 

 

954- Evzai'nin bildirdiğine göre Zühri ve Mekhul: "Hadisleri geldikleri gibi kabul ediniz" dediler.   [-] İsnadı hasendir.

 

 

 

955- Velid b. Müslim der ki: Evzai, Malik, Süfyan es-Sevri ve Leys b. Sa'd'a teşbihle ilgili bu hadisler sorulunca: "Bunları geldiği gibi keyfiyetini sormadan kabul ediniz" cevabını verdiler. 1

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. Darekutni, es-Sifat (67), Beyhaki, İ'tikad (s. 118).

 

Ebu Süleyman der ki: Abdullah b. el-Mübarek'ten nakledildiğine göre bir adam ona: "Allah nasıl iner?" diye sorunca, Abdullah adama Farisi diliyle: "Dilediği gibi iner" cevabını verdi.

 

 

 

956- Muhammed b. Sellam: "Abdullah b. el-Mübarek'e sordum" deyip kıssayı ve bu kıssada şu ibareyi zikretti: Adam: "Ey Ebu Abdirrahman! Nasıl iner?" diye sorunca, Abdullah b. el-Mübarek (Farsça olarak): "Dilediği gibi iner" cevabını verdi.

 

 

Ebu Süleyman der ki: Binmeyi, yüksekten aşağıya inmek, bir yerden diğerine, yukarıdan aşağıya intikal etmek şeklinde görenler bu ve benzeri hadisleri inkar etmiştir. Ancak bu cisimlere ait bir özelliktir.

 

Bedeni olanların nuzül (inme) fiili onlara benzemeyen zatın nuzül fiiline benzetilemez. Yüce Allah'ın nuzül fiili de onun kudretine, kullarına karşı olan rahmeti ve şefkatine, dualarına icabet etmesine, onları bağışlamasına yönelik bir haberdir. Yüce Allah dilediğini yapar. Sıfatlarının keyfiyeti, fiillerinin kemmiyeti sorulamaz. Allah her türlü eksiklikten münezzehtir, benzeri bir şey yoktur. O, her şeyi işiten ve görendir.

 

Ebü Süleyman der ki: Bu, zahirine iman etmemiz emredilen, batınını araştırmamamız emredilen bir ilimdir. Bunlar yüce Allah'ın Kitab'ında:

 

"Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onda Kitab'ın temeli olan kesin anlamlı ayetler vardır, diğerleri de çeşitli anlamlıdırlar"[Al-i İmran 7] buyurduğu müteşabihlerdendir. Muhkem olanlar kesin şekilde bilinip onunla amel edilir. Müteşabih olana ise iman edilip zahirine göre anlam verilip batını Allah'a havale edilir. "Oysa onların yorumunu ancak Allah bilir"[Al-i İmran 7] ayetinin manası budur. Ayette ilimde derinleşmiş olanlar da: "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır" derler, şeklinde vasfedilmiştir.

 

Kur'an'da müteşabih olan şu ayetler de vardır: "Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerinin gelmesini mi beklerler? Halbuki iş bitirilmiştir."[Bakara 210], "Rabbin geldiği ve melekler de dizi dizi durduğu zaman.''[Fecr 22] Selef alimleri bu ve benzeri ayetlerle ilgili bizim dediğimizi derler. Sahabeden bir gruptan da aynı yönde rivayetler vardır.

 

Bazı hadis alimleri nuzül hadisini rivayet ederken yanılmışlar ve şöyle demişlerdir: Eğer kişi: "Rabbimiz semaya nasıl iner?" diye sorulacak olursa: "Dilediği gibi iner" cevabı verilir."

 

Eğer: "İnerken hareket eder mi?" diye sorulacak olursa: "Dilerse hareket eder, dilerse etmez" cevabı verilir.

 

Ancak bu söylem, büyük bir hatadır. Allah'a hareket vasfedilemez. Çünkü hareket ile durmak bir yerde peşpeşe gelirler. Durmakla vasfedilen kişiye hareket etme vas fe dilebilir ve bu ikisi de sonradan yaratılmış mahlükata ait bir sıfattır. Yüce Allah bunlardan münezzehtir ve Onun gibisi yoktur.

 

Eğer böyle diyen kişi selef-i salihinin yoluna baksa, kendisi de böyle bir şeye girişmez ve böyle büyük bir hatayı yapmazdı.

 

Bunu zikretmemin sebebi, hiçbir hayra vesile olmayan ve faydasız böylesi sözlerden sakınmak içindir. Yüce Allah'tan, bizi dalalete düşmekten, caiz olmayan ve dalalete düşecek sözleri söylemekten korumasını dileriz.

 

Kuteybi der ki: Nüzül, irade ve niyetle bir şeye yönelmek manasında olabilir. Aynı şey, inmek, yükselmek, yetişmek, varmak ve benzeri kelimeler için de geçerlidir. Kuteybi bunu dedikten sonra sözlerini desteklemek için Arapların bu yönde kullandıkları sözlerden (deyimlerden) örnekler vermiş ve şöyle demiştir: Bundan kastedilen, zatının bir yerden intikali değil, o şeyi irade etmesi ve niyet etmesi kastedilmiştir.

 

Derim ki: Ebü Süleyman'ın bu konuda söyledikleri yeterlidir. Kuteybi de sözlerinde nüzulün manasına işaret etmiş ve şöyle demiştir: "Nüzülün manası kesinlikle şudur demiyoruz. Sadece lügatte manasının ne olduğunu söylüyoruz. Ancak Allah söylediği şeyde neyi kas de ttiğini en iyi bilendir."

 

Ebü Osman'ın ed-Da'vfıt adlı kitabında Nüzül hadisinden sonra şöyle dediğini okudum: Ebü Mansür el-Humşazi bu hadisin sonunda şöyle demiştir: "Allah iner..." sözünün manasında alimleri ihtilaf etmişlerdir. Ebü Hanife'ye sorulduğunda: "Keyfiyetsiz iner" demiştir. Hammad b. Zeyd: "İnmesi yönelmesi manasındadır" demiştir. Bazıları ise şöyle demiştir: "Rububiyetine yakışır, mahlükatın inişine benzemeyen bir şekilde iner. Çünkü Yüce Allah'ın zatının başkasının zatına benzemesinden münezzeh olması gibi sıfatlarının da mahlukatın sıfatına benzemesinden münezzehtir. Onun gelmesi, gitmesi ve inmesi, teşbih ve keyfiyetsiz olarak zatına yakışır bir şekildedir.

 

İmam böyle dedikten sonra şu hadisi nakletti: Abdullah b. elMübarek'ten nakledildiğine göre bir adam kendisine: "Allah nasıl iner?" diye sorunca, Abdullah adama Farsça olarak: "Dilediği gibi iner" cevabını verdi. Bu hadis aynı isnadla daha önce zikredilmişti; ancak Ebu Süleyman hadisi burada zikredince ben de yazdım.

 

 

 

957- Ebu Muhammed Ahmed b. Abdillah el-Müzeni der ki: "Nüzul hadisi sahih olan değişik vecihlerle Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabittir."

 

 

Nüzul'ü: "Rabbin geldiği ve melekler de dizi dizi durduğu zaman"[Fecr 22] ayeti tasdik etmektedir. Gelme ve inme, hareket ve bir halden diğerine intikali sebebiyle Allah'tan nefyedilmiş iki sıfattır. Gelme ve inme sıfatı teşbihsiz olarak Allah'ın sıfatlarındandır. Yüce Allah, (sapkın mezhepler olan) Muattile'nin ve Müşebbihe'nin isnad ettikleri sıfatlardan münezzehtir.

 

 

 

958- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana Kİtab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek payeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar"[Al-i İmran 7] ayetini okudu ve buyurdu ki: "Kur'an'ın müteşabih ayetlerine uyanları gördüğünüzde, (kalplerinde eğrilik olanlar diye) Yüce Allah'ın tanımladığı kişiler işte onlardır ve onlardan sakının!"

 

Buhari ile Müslim, Sahih'lerinde Ka'nebi'den rivayet etti.   [-] Sahihtir. Buhari (8/209) ve Müslim (2665).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yaklaşma, Gelme ve Koşmayla İlgili Rivayetler