BEYHAKİ KÜLLİYATI |
ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Yaklaşma, Gelme ve Koşmayla İlgili
Rivayetler
959- Ebü Zer'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah: ''Kim bir iyilik yaparsa o kimseye işlediğinin on misli
(sevap) vardır veya daha da arttırırım. Her kim de bir kötülük yaparsa cezası o
kötülüğün dengidir veya onu bağışlarım. Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona
bir arşın yaklaşırım. Kim bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç
yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak varırım. Kim bana bir
şeyi ortak koşmaksızın yeryüzü dolusu günah ile huzuruma gelirse ben de onu bir
o kadar mağfiretle karşılarım'' buyurmaktadır."
[-] Sahih, ravileri
güvenilir. Müslim (2687).
Müslim'in rivayetinde şu
ekleme yer almıştır: A'meş'e: "Bu hadisi insanlar hoş karşılamıyar"
denilince: "Biz bu hadisi, kula icabet etme olarak anlarız" demiştir.
Müslim bunu Sahih'te
Veki'den, A'meş'ten nakledip hadisin başında: "Yüce Allah şöyle
buyurur" demiştir. Bu cümle bizim rivayetimizde düşmüştür. Hadisin
sonundaki cümle de zannımızca A'meş'in sözüdür.
960- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Rabbiniz buyurur ki: Kul bana bir karış yaklaşırsa ona bir arşın
yaklaşmm. Bana bir arşın yaklaşırsa ona bir kulaç yaklaşmm."
[-] Sahih, ravileri
güvenilir. Buhari (13/511, 512).
961- Bu hadis başka bir
kanalla şu ekleme ile aktarılmıştır: "O bana yürüyerek geldiği zaman, ben
ona koşarak varırım."
Buhari Sahih'inde, Ebu
Zeyd el-Herevı kanalıyla nazil olarak Şu'be'den rivayet etti. Buhari dedi ki:
Mu'temir der ki: Ben babam Süleyman et-Teymi'den işittim. O da: "Ben
Enes'ten işittim ki, o Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)' den, o da
Rabb'inden rivayet ediyordu." [-]
Sahih
962- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Rabbimiz buyurur ki: Kul bana bir karış yaklaşırsa ona bir
arşın yaklaşınm. Bana bir arşın yaklaşırsa ona bir kulaç yaklaşınm. Bana bir
kulaç yaklaşması halinde ben ona koşarak giderim."
[-] Hadis sahihtir.
Buhari (13/512) ve Müslim (2675).
Ebu Sehl der ki: Bu
hadis muhtasardır ve ravi hadisi bu lafızla rivayette tek kalmıştır. Diğer
ravilerin ifadesi ise şöyledir: "Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona
bir kulaç yaklaşınm" hadisin sonunda da: "Eğer bana yürüyerek gelirse
ben ona koşarak giderim".
Cehmiyye, Kaderiyye ve
Mu'tezile, bozuk olan akıllarıyla şeytan tarafından aldatılmışlar ve
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen bu haberi reddederek şöyle
demişlerdir: Koşma fiili ancak bir yerden başka bir yere intikal eden canlı bir
cisim için geçerlidir. Koşma fiili hacda yapılan hervele gibi insana ait bir
özelliktir. "Ona bir arşın yaklaşınm" sözüyle ilgili ise şöyle
dediler: "Bu yaklaşma cisimler için geçerlidir. Ancak elKadim ve yüce olan
Allah mahlukatın sıfatlarından münezzeh olan Allah için tevhidi zedeler."
Derim ki: Muvahhidlerin
efendisi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü akıllara uygundur.
Ancak dini ardına atıp kendi heva ve görüşlerini kabul edenler müminlerin
yolundan sapmış ve Allah'ın gazabını hak etmişlerdir. Kul mevlasına açık ve
gizli itaat, irade, hareketleriyle yaklaşır. Tıpkı Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) hadisinde: "Kulum bana kendisine farz kıldığım şeyden
daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır, kulum bana nafilelerle kendisini
sevinceye kadar bana yaklaşmaya devam eder, ben onu sevince işiten kulağı,
gören gözü olurum" buyurması gibi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bu sözü, akledenler için güzel bir örnek vermedir. Bu, teşbih değildir.
Manası da Allah'a nafilelerle yaklaşanın hep hakla beraber olması, sadece hakkı
görmesi ve sadece hakkı duyması, hakkı konuşması, Allah'ın nimetlerini zikredip
yayması manasındadır. Hadiste yüce Allah'ın yarattıklarına olan ihsanları haber
verilmiştir. "Onunla işitir, onunla konuşur, gördüğü her şeyin Allah'ın
birliğini, eserlerini, kudretini ve hikmetini gösterdiğini bilir" sözü bu
manadadır. Kişi her şeye tedebbür, tasdik ve düşünerek bakar.
Her şeyde ona şahitlik
eden bir şey vardır Onun tek olduğuna delalet eder.
Kulun Allah'a ihlasla
yönelmesi sonucu Allah'ın da kula yaklaşması, ona ihsanda bulunmasıyla olur.
Kul Allah'a tövbe edip yönelir. Allah'ın kula yaklaşması ona merhamet etmesi ve
bağışlamasıyla olur. Kul Allah'a Ondan isteyerek yaklaşır, Allah ta kula ona
istediğini vererek yaklaşır. Kul gizli hallerinde bile Onu aklından çıkarmayarak
yaklaşır, Allah ta kula onu müjdeleyerek yaklaşır. Yoksa dalalete düşen bu
fırkaların dediği gibi (cismani) değil.
"Kulum bana ona
emrettiğim ibadetlerle yaklaşırsa, ben de ona vaad ettiklerimle yaklaşmm"
hadisinin manasının şöyle olduğu söylenmiştir: Hadiste kastedilen kalplere olan
yakınlıktır. Yüce Allah'ın mahlukata yaklaşması, onlara emrettiği şeyleri
yerine getirerek O'na yaklaşmalarına bağlıdır. Hervele (koşma) ile ilgili de
aynı şey geçerlidir:
Hervele'den kasıt, yüce
Allah'ın kulun duasına süratle icabet etmesidir. Kulla ilgili yaklaşma ve
yürüme, uygun şekilde, ibadet, itaat gibi şeylerle yorumlanır. Allah ile ilgili
yürüme koşma ise, tevhide uygun bir şekilde Allah'ın isimlerine layık bir
şekilde (isimlerinin tecellisi ile) yorumlanır.
Eğer gereğinden fazla
uzun olmayacak olsaydı bu konuda daha uzun açıklama ve örnekler verirdim.
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahih kanalla güvenilir ravilerden
nakledilen bu ve benzeri rivayetlerle ilgili diyeceğim, Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelene teslim olup itaat etmek, Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Yüce Allah'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yardımcı, halife seçtiği ve onunla bizim aramızda elçi kıldığı
sahabeden gelenden şüpheye düşmemek gerektiğidir.
İnsanlar iki kısımdır:
Taklit edenler ve alimler. Din alimlerini taklit edenlerin bu gibi durumlarda
kendilerine uyulan ilim sahiplerine müracaat etmeleri gerekir. Alemlerin rabbi
olan Allah'a hamd olsun.
963- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi
görecek miyiz?" diye sorduğumuzda: "Bulutsuz bir günde Güneş'i
görmüyor musunuz? Bulutsuz bir gecede Ay'ı görmüyor musunuz?" buyurdu.
"Evet, görüyoruz" dediğimizde de şöyle buyurdu: "Aynı şekilde
Yüce Rabbinizi görecek hatta Rabbinizle musafaha yapacaksınız. Birine:
"Kulum! Filan günahını biliyor musun?" diye sorunca, kul: "Ama
beni bağışlamamış mıydın?" diyecek. Yüce Allah da: "Zaten bağışlamam
sayesinde buraya kadar gelebildin" buyuracak. [-] Sahih
Derim ki: Rü'yet
hadisini başkası Zühri kanalıyla Said b. el-Müseyyeb ve Ata b. Yezid'den, ikisi
de Ebu Hureyre'den "musafaha" kelimesi olmadan rivayet etmiştir.
(Bu ibareyi aktaran)
Seleme b. el-Ayyar ve Yusuf b. Ubeydillah (adlı raviler) Sahih'lerde
zikredilmemişlerdir. Bu gibi rivayetler, emsalleri karşısında sabit (sahih)
olmazlar. Musafaha sözünün, meleklerin rableriyle konuşmasıyla ilgili olduğu
veya nimet manasında olduğu söylenmiştir. Daha önce Rükn'ün, Allah'ın sağı
olduğu ve onunla mahlukatla musafaha ettiği geçmişti. Kıyamet günü Arş veya
başka bir şeyin Rükn'ünün veya kulların Allah'a yaklaşmak niyetiyle tıpkı
dünyada Rükn'ü selamladığı gibi musafaha edeceği başka bir şeyin olması inkar
edilecek bir şey değildir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Vec'e Ayak
Basmakla İlgili Rivayetler