BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Yüce Allah'ın: "Rahman, Arş'a istiva etmiştir"

Buyruğu Hakkındaki Rivayetler

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Rahman, Arş'a istiva etmiştir.''[Taha 5], "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istiva eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; Güneş'i, Ay'ı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır."[A'raf 54], "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istiva eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; Güneş'i, Ay'ı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır." [Ra'd 2]

 

 

864- Ebu Rezin el-Ukayli der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Gökleri ve yerleri yaratmadan önce Yüce Allah neredeydi?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Altında ve üstünde hava bulunmayan karanlık (bir boşluk)taydı. Arş'ını da su üzerinde yaratıp istiva etti."

 

[-] Tirmizi (3109), İbn Mace (182).

 

 

Bu hadisin istiva kelimesinin manası dışındaki kısmının manasıyla ilgili daha önce açıklama yapılmıştır. Bizden önceki hocalanmız istiva'yı tefsir etmezler ve bu konuda yorum yapmaktan kaçınırlardı.

 

 

 

865- Evzai der ki: Biz ve tabiündan olanların önemli bir kısmı: "Yüce Allah Arş'ının üzerindedir" der ve Allah'ın sıfadarıyla ilgili sünnetin bize bildirdiğine inanırdık.

 

[-] İsnadı gevşektir. Hafız, el-Feth (13/406).

 

 

 

866- Abdullah b. Vehb der ki: Malik b. Enes'in yanındayken bir adam girip: "Ey Ebü Abdillah! ''Rahman, Arş'a istiva etmiştir''[Ta-ha 5] ayetinde geçen istiva'nın gerçekleşmesi nasılolmuştur?" diye sorunca, Malik'i ter bastı. Sonra başını kaldırıp: "Rahman, Kendini vasfettiği şekilde Arş'a istiva etmiştir. Ona: ''Nasıl?'' diye sorulmaz. Ona, nasılolduğu sorulmaz. Sen bidat sahibi kötü bir insansın. Bunu buradan çıkarın!" dedi ve adamı oradan çıkardılar.  [-] Sahih

 

 

 

867- Yahya b. Yahya der ki: Malik b. Enes'in yanındayken, bir adam gelerek: "Rahman, Arş'a istiva etmiştir"[Taha 5] ayetini okuyup: "Ey Ebü Abdirrahman! İstiva nasılolmuştur?" diye sorunca, Malik bu soruya kızdığı kadar hiçbir şeye kızmamıştı. Nihayet onu bir ter bastı. Daha: sonra başını kaldırıp: "İstiva malumdur (ne demek olduğu bilinmektedir), keyfiyeti meçhuldür (nasılolduğu bilinemez), ona iman etmek vacib (zorunlu) ve keyfiyeti hakkında soru sormak ise bidattir. Ben de senin bidatçi biri olduğunu görüyorum" deyip adamın dışarıya çıkarılmasını emretti. 

 

Aynı şey, Malik b. Enes'in hocası Rabia b. Ebi Abdirrahman'dan nakledilmiştir.  [-] İsnadı rivayeten leyyin / gevşektir. İbn Hacer, Feth (13/204).

 

 

 

868- Salih b. Müslim der ki: Rabia'ya: "Rahman, Arş'a istiva etmiştir"[Taha 5] ayetindeki istivanın nasılolduğu sorulunca: "Keyfiyeti meçhul, istivanın nasılolduğu bilinemez. Benim ve sizin bütün bunlara iman etmemiz gerekir" cevabını verdi.   [-] Hadis Rabia'dan sahihtir. İbn Kudame (82).

 

 

 

869- Süfyan b. Uyeyne der ki: "Yüce Allah'ın Kitab'ında kendisi vasfettiği her şeyin manası okunduğu gibidir ve bu konuda susup yorum yapmamak gerekir."  [-] Hadis Süfyan'dan sahihtir.

 

 

 

870- Muhammed b. Abdillah el-Hafız der ki: Bu, Ebü Bekr Ahmed b. İshak b. Eyyüb'un, Muhammed b. İshak b. Huzeyme ve diğerleri arasındaki tartışmayı yazdırdığı nüshadır: Muhammed b. Abdillah bu tartışmayı zikredip içinde: "Rahman, Arş'a istiva etmiştir''[Taha 5] ayetindeki istivanın keyfiyetinin bilinmediğini söylemiştir. Bu konuda seleften gelen haberler çoktur.  [] Sahih

 

 

Şafii'nin mezhebi de aynı şeye işaret etmektedir. Ahmed b. Hanbel ve Hüseyin b. el-Fadl el-Beceli ve Ebu Süleyman el-Hattabi de aynı görüştedir. Ebu'l-Hasan Ali b. İsmail el-Eş' ari, yüce Allah'ın, başkasına rızık veya nimet adını verdiği fiiller işlediği gibi Arş'ta istiva adını verdiği bir fiil işlediğini söylemiştir. Ebu'l-Hasan böyle dedikten sonra istivanın nasılolduğunu belirtmemiş ve bu sıfatın yüce Allah'ın fiili sıfatlarından olduğunu belirterek "Rahman, Arş'a istiva etmiştir''[Taha 5] ayetini okumuştur. Kelam alimlerinden Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Mehdi et-Taberi, yüce Allah'ın, semada her şeyin üzerinde Arş'ının üzerine istiva etmesini, yücelme olarak açıklamış ve istivanın yükselme olduğunu söylemiştir. Tıpkı: "Bineğin üzerine çıktım (bindim) dama çıktım, güneş başımın üstüne yükseldi, uçup yükseldiğini ifade etmek için kuş, başımın üstüne çıktı" denilmesi gibi. Kadim olan yüce Allah Arş'ın üstünde olması, oturması, ayakta durması, ona temas etmesi ve Arş'ın üzerinde görünmesi değildir. Bundan kasıt, ayrı olan ve uzaklık manasındaki zatı sıfatının açıklamasıdır. Çünkü bu ikisinin zıddı olan temas, görünme, ayakta durma, oturma cisimlerin özelliğindendir. Yüce Allah ise Samed' dir, doğurmamış, doğrulmamıştır ve Onun dengi yoktur. Cisimler için geçerli olan şeyler onun için geçerli değildir.

Ebu Bekr b. Purek bazı hocalarımızdan istivanın yükselip üste çıkma olduğunu nakledip şöyle dedi: Buradaki yükselme, bir mesafe, ayakta durma ve belli bir yerde durma manasında değildir. "Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz"[Mülk 16] ayetindeki semadan kastın, semanın belli bir tabakası olmaması gibi. Çünkü semanın hiçbir tabakası yüce Allah'ı ihtiva edemez. Yüce bir haberi vermek için zatını bu şekilde vasfetmiştir ve biz bu haberin nasılını araştırmayız.

 

Derim ki: İstiva bu manada zati sıfatlardandır ve yüce Allah'ın istivasıyla değil yüceliğiyle alakalıdır. "O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakilerini altı günde yaratan ve sonra da Arş'a istiva edendir"[Furkan 59] ayetindeki sonra, istivayla değil, istiva edenle alakalıdır. Tıpkı: "Sonra Allah ne yapacaklarına da şahiddir''[Yunus 46] ayetinin: "Önce onlar amel yapar, sonra Allah buna şahit olur" manasında olduğu gibi.

 

Ebu'l-Hasan Ali b. İsmail bununla ilgili şöyle dedi: Hocalarımızdan bazıları şöyle dediler: "Bu zati sıfatlardandır. Onun için: "Hala Arş'ına istiva etmektedir" denemez. Tıpkı: "Hala alimdir" denemeyeceği gibi." Buna cevabım şöyledir: "Allah evveldir ve Arş'ına istiva etmiştir. O, her şeyin üstündedir ve ayrıdır. Bunun manası Onun hiçbir şeye hulul etmemesi, hiçbir şeyin ona hulul etmemesi, hiçbir şeye benzememesidir.

 

Bazı hocalarımız: "İstiva Allah'ın sıfatlarındandır ve eğrilmeyi nefyeder" derler. Ebu Mansur b. Ebi Eyyub'un bana yazdığına göre sonradan gelen alimlerimizden çoğu istivanın galip gelme anlamında olduğunu, manasının da Rahman'ın Arş'a galip gelmesi olduğunu söylemişlerdir. Özellikle Arş'ı zikretmesi ise malik olunanların en büyüğü olması sebebiyledir. Allah bu şekilde büyük olanı örnek vererek küçük olanları uyarmıştır. İstiva, Arap lügatinde yaygın bir şekilde galip gelme anlamında kullanılır. Tıpkı, bir bölgeye galip gelen için: "Falan yere istiva etti" denmesi gibi. Şair Bişr b. Mervan der ki:

 

Bişr Irak'a istiva etti

Kılıçsız ve kan dökmeden

 

Şiirden kasıt, Irak halkıyla savaşmadan onları yenmesidir. Ayetten kasıt, istila değildir. Çünkü istilanın zayıf olana hükmetme manasına gelmesi mümkündür. Yüce Allah'ın: "Sonra, duman halinde bulunan göğe yöneldi"[Fussilet 11] buyruğu, bunu tekid etmektedir. Ayetteki goge yönelmekten kasıt, semadaki mahlükata yönelmektir. Semaya istiva etmek caiz olduğuna göre Arş'a da istiva etmek caizdir.

 

 

 

871- Yahya b. Ziyad el-Ferra: "Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir"[Bakara 29] ayetini açıklarken şöyle dedi: İstiva, Arap dilinde iki anlama gelir: Birincisi: Kişinin olgunlaşması, gençliğinin ve gücünün son noktasına ermesi demektir. Veya eğrilikten kurtulup düzelmesi demektir. İşte bu Arap dilindeki iki anlamıdır. Üçüncü bir anlamı da şu örnekteki gibi olur: Filan kişi, filana doğru gidiyor iken daha sonra bana yöneldi ve bana sövmeye başladı. Burada bu kelime (istiva) bana doğru yönelmek, bana karşı gelmek anlamında kullanılmıştır. İşte yüce Allah'ın: "Sonra göğe yönelerek ... " ayetinin anlamı budur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

İbn Abbas der ki: Ayetteki yönelme, yükselmek demektir. Bu konuşma esnasında: "Önce oturuyor iken ayağa kalktı, doğruldu (istiva) ve önce ayakta iken dosdoğru oturdu (istiva) demene benzer. Bütün bu kullanış şekilleri Arap dilinde uygun ve yerindedir.

 

 

Derim ki: İstiva etti (yöneldi)" ayetine yönelmek anlamını vermek, doğru ve yerindedir. Çünkü yönelmek göğü yaratmayı kastetmektir. Kastetmek de irade etmek, dilemek demektir. Allah için de bu sıfatlar caizdir. "Sonra" kelimesi iradeye değil yaratmaya taalluk etmektedir. İbn Abbas'tan (yaratmaya taalluk ettiğine dair) rivayette bulunan kişi aslında bu rivayeti Kelbi'nin Tefsir'inden almıştır. Kelbi ise zayıf bir ravidir.  [-] Sahih

 

 

 

872- İbn Abbas, "Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir''[Bakara 29] ayetini şöyle açıkladı: "Allah'ın emri semaya yöneldi ve Allah yedi göğü yarattı. Ateşi suda akıtıp denizi buharlaştırdı ve buhar semaya çıkınca ondan da gökleri yarattı."

 

Ebu'l-Aliye, "Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir''[Bakara 29] ayeti hakkında şöyle dedi: "İstiva, yükselmek demektir." Allah en doğrusunu bilir; ancak Ebu'l-Aliye burada, semanın yaratıldığı Buharin yükselmesini kasdetmiştir.  [-] Zayıf

 

 

 

873- İbn Abbas: "Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra Arş'a hükmeden ... "[A'raf 54] ayetini açıklarken şöyle dedi: İstiva, istikrar manasındadır. Ayetteki Arş ise divandır.  [-] Zayıf

 

 

Başka bir yerde aynı isnadla İbn Abbas'tan nakledilen: "Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra Arş'a hükmeden ... "[A'raf 54] ayetiyle ilgili ise şöyle dedi: Bunun manası, uzak olsun yakın osun bütün mahlükatın ona aynı mesafede olmasıdır. Yine Arş'a yerleşti, Arş'ı doldurdu manasına geldiği de söylenmiştir; ancak bu rivayet münkerdir. İbn Abbas'a nisbet edilen bu rivayette zayıflık vardır. İbn Abbas böyle bir şey söyleyecek kişi değildir. İbn Abbas başka bir rivayette: "Arş'a istiva etmekten kasıt, emrinin divana istiva etmesidir" diyerek istivayı, emirle ilişkilendirmiştir. İsnaddaki Ebü Salih, Kelbi ve Muhammed b. Mervan hadis alimlerine göre metrüktur. Çokça münker hadis rivayet etmeleri ve yalan söylemeleri sebebiyle hadisleri huccet kabul edilmez.

 

 

 

878- Habib b. Ebi Sabit der ki: "Biz Üm mü Hani'nin azatlısı Ebu Salih'e (Farsça) Doruğzen (="yalan üstüne yalan katan") adını taktık."  [-] İbn Adiy, el-Kamil (2/501).

 

 

 

875- Kelbi bildiriyor: Ebu Salih bana: "Sana bildirdiğim yer şey yalandır" dedi.   [-] Sahih

 

 

 

876- Kelbi der ki: Ebu Salih bana: "Benim vasıtamla İbn Abbas'tan rivayet ettiğin hiçbir şeyi artık rivayet etme" dedi.

 

Ebu Muaviye der ki: Kelbi'ye: "Bize Ebu Salih'ten naklettiklerinle kendi sözün olanları ayır" dediğimizde, Ebu Salih'ten naklettiklerinin çok daha az olduğunu gördük."

Buhari der ki: Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdi, Muhammed b. es-Saib Ebu Nasr el-Kelbi el-KMi'nin hadislerini terk etmişlerdir.

 

[-] İbn Adiy, el-Kamil (2/502, 6/2127) ve Buhari, Tarih (1/10).

 

 

 

877- Yahya b. Main der ki: "Kelbi, peş para etmez bir ravidir.

 

 

 

878- Muhammed b. İsmail el-Buhari der ki: Muhammed b. Mervan el-KMi, Kelbi'nin öğrencisi olup (hadis münekkidleri) onun hakkında görüş belirtmemişlerdir, ancak onun hadisi kesin olarak yazılmaz."

 

Derim ki: Böylesi rivayetler İbn Abbas'tan nasıl sahih olur! Halbuki sahabeden hiç kimse böyle bir şeyi rivayet etmemiş ve söylememiştir. Kelbi ve benzerleri, bu konuda tek kaldıkları bu tür rivayetler, yüce Allah için bir sınır olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Ancak sonradan var olanlar için böyle bir sınır olduğu söylenebilir. Allah ise böyle bir şeyden münezzehtir.

 

 

 

879- Salih b. Muhammed der ki: Nahiv alimi Ebu Abdillah Muhammed b. Ziyad el-A'rabi der ki: Ahmed b. Davud bana: "Ey Ebu Abdillah! Lugat ilmine göre "....." yükselmek, Arş'ı istiva etmesi manasına gelir mi?" diye sordu. Ben: "Bir yönüyle gelir, başka bir yönüyle ise gelmez. Eğer: "Rahman yüceldi" dersen, sonra da: "Arş'ı istiva etti" dersen Arş'ı yükseltmiş olursun ve bu caizdir. Ancak: "Gökler ve yerlerde ne varsa onundur" dersen ve Arş'ı kastedersen bu küfürdür.

 

Ebu'l-Hasan b. Mehdi et-Taberi'nin, Ebü Abdillah Neftaveyh'den bildirdiğine göre Ebü Süleyman -yani Davud- şöyle dedi: İbnu'l-A'rabi'nin yanındayken bir adam gelip: "Ey Ebü Abdillah! ''Rahman, Arş'a istiva etmiştir''[Taha 5] ayetinin manası nedir?" diye sordu. İbnu'l-A'rabi:

 

"Haber verdiği gibi Arş'ına istiva etmiştir" cevabını verdi. Adam: "Sonra da Arş'a istiva eden Allah'tır''[A'raf 54] ayetinin manası hükümran oldu demektir" deyince İbnu'l-A'dbi şöyle karşılık verdi: "Nereden biliyorsun? Araplar iki kişi birbirine rakip olup bunlardan biri galip gelmedikçe: ''Falan kişi tahta hükümran oldu'' demezler. Biri galip gelince: ''Ona hükümran oldu'' denir. Allah'ın ise rakibi olamaz ve O haber verdiği gibi Arş'ının üzerindedir."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yüce Allah'ın: ''O, kullarının üstünde yegane tasarruf sahibidir"[En'am 18] Buyruğu