BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Yaratılışın Başlangıcı

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Önce yaratan, ölümünden sonra tekrar dirilten O'dur.''[Rüm 27]

 

798- Abdullah b. Amr b. el-As'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah gökleri ve yeri yaratmadan elli bin yıl önce kaderleri belirleyip takdir etmiştir."

 

Müslim Sahih'inde İbn Ebü Ömer kanalıyla el-Mukri'den, o da Hayve'den rivayet etti.  [-] Sahihtir. Müslim (2653).

 

 

 

799- Abdullah b. Amr b. el-As der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah gökleri ve yeri yaratmadan elli bin yıl önce, Arş'ı da suyun üzerinde iken kaderleri ve dünya işlerini belirleyip takdir etmeyi bitirdi."

Müslim Sahih'inde Muhammed b. Sehl b. Asker et-Temimi: kanalıyla İbn Ebi: Meryem'den rivayet etti.  [-] Sahih

 

 

Hadisteki "Ferağa" kelimesi, bir şeyle meşgulken işini bitirmesi değil, kaderleri yaratması manasındadır. Çünkü hiçbir şey Allah'ı meşgul edemez Allah bir şey dilediği zaman: "Ol" der ve o şeyolur.

 

İbn Vehb bu hadisi Ebu Hani'den rivayet edip: "Arş'ı da suyun üzerindedir" ibaresini ekledi.

 

 

 

800- İmran b. Husayn der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip devemi kapıya bağlayıp girdim. Bu sırada Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına Temım oğullarından bir heyet gelince: "Ey Temım oğulları! Müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar: "Madem ki bizi müjdeledin, o zaman bize (şimdi bir şeyler) ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Yemen ahalisi! Kardeşleriniz Temım oğulları müjdeyi kabul etmiyorlarsa, bu müjdeyi siz kabul edin" buyurunca, onlar da: "Kabul ettik, ey Allah'ın Resulü! Dinde fakih olmak ve bu işin (yaratılışın) başlangıcının nasılolduğunu sormak için geldik" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Hiçbir şey yokken Allah vardı. Arş'ı su üzerinde idi. Her şeyi (kainatın tamamını takdir edip) Zikr'e yazdı. Sonra gökleri ve yeri yarattı" buyurdu. Bir kişi bana gelip: "Devene yetiş, deven gitti" deyince, devemi yakalamak üzere çıktım, baktığımda adeta bir serap onunla arama girmiş gibiydi. Keşke devemi (Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetinin devamını dinlemek için) olduğu gibi terk etseydim.

 

Buhari bunu Sahih'te A'meş'ten rivayet etmiştir.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (286).

 

 

Abdullah b. Amr'ın hadisinde de belirtildiği gibi: "Hiçbir şey yokken Allah vardı" sözü, ondan başka, ne su, ne Arş ne başka şey vardı. "Arş'ı su üzerinde idi" sözünden kasıt, önce suyu, sonra suyun üzerinde Arş'ı yarattığı, sonra her şeyi Zikr'e yazdığı manasındadır. Ebu Rezin elUkayli'nin hadisinde de aynı şeyaçıkça görülmektedir.

 

 

 

801- Ebu Rezin el-Ukayli der ki: -Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine soru sorulmasından hoşlanmazdı. Ebu Rezin ise sorunca hoşuna gitti.- "Ey Allah'ın Resulü! Gökleri ve yeryüzünü yaratmadan önce Yüce Allah neredeydi?" diye sorduğumda, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Altında ve üstünde hava bulunmayan karanlık (bir boşluk, bulut)taydı. Arş'ını da su üzerinde yarattı."  [-] Zayıf, Tirmizi (3109) ve İbn Mace (182).

 

 

Ya'la b. Ata bu hadisi Veki b. Hudus'ten- İbn Udus ta denir- rivayette tek kalmıştır. Veki b. Udus'tan da Ya'la b. Ata'dan başkasının rivayette bulunduğunu bilmiyoruz. Hadisteki '...." kelimesi, yüksekte giden ince bulut manasındadır. "Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz?"[Mülk 16] ayette kastedilen göğün üstüdür. "Sizi hurma kütüklerine asacağım"[Taha 71] ayetinden kastedilen de kütüklerin üstüdür. "Üstünde hava bulunmayan ... " sözünden kasıt ta bulutun üstünde hava olmamasıdır. Aynı şekilde: "Altında hava bulunmayan ... " sözünden kasıt ta bulutun altında hava olmamasıdır. İmran b. Husayn'ın hadisinde de geçtiği gibi Allah mahlukatı yaratmadan önce sadece kendisi vardı. "Ne üstünde, ne de altında hava vardır" sözünden kasıt, hiçbir şeyin olmadığı karanlıkların ne üstünde, ne de altında hava olmadığıdır. Çünkü eğer bir şey yoksa, onun altı veya üstünde hava olmasından da söz edilemez. Allah en doğrusunu bilir.

 

el-Carfbeyn kitabının sahibi Ebu Ubeyd el-Herevı der ki: İlim ehlinden birisi dedi ki: "Gökleri ve yeryüzünü yaratmadan önce Yüce Allah neredeydi?" sözünden: "Allah'ın Arş'ı neredeydi" sözü kastedilmiştir. Ancak burada Arş hazfedilmiştir. Tıpkı: "Hem bulunduğumuz şehre sor ... "[Yusuf 82] ayetinde şehir halkı yerine sadece şehir geçtiği gibi. "Onun Arş'ı suyun üzerindeydi" sözü de bunu göstermektedir.

 

 

 

802- İbn Abbas'a: "Arş'ı su üzerinde iken"[Hud 7] buyruğundaki suyun nerede olduğu sorulunca: "Rüzgarın üzerindeydi" cevabını verdi. 

 

[-] Sahih mevkuftur. İbn Cerir (12/5) ve Ebu'ş-Şeyh, el-Azame (2/577).

 

 

 

803- Said b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu anlatırdı: "Yüce Allah'ın ilk yarattığı şey Kalem' dir. Yüce Allah'ın emri üzerine de Kalem (o günden kıyamete dek) olacak bütün şeyleri yazdı."

 

[-] Ravileri güvenilirdir. Ebu Ya'la, Müsned (2329) ve Taberani (12500).

 

 

Aynı şey Ubade b. es-Samit'ten merfu olarak rivayet edilmiştir. Allah en doğrusunu bilir, ancak burada kastedilen, sudan sonra ilk yarattığı şeyin, rüzgar, Arş ve Kalem olmasıdır. İmran b. Husayn'ın: "Sonra gökleri ve yeri yarattı" ve Ebu Zabyan'ın İbn Abbas'tan mevkılf olarak naklettiği: "Sonra Nun'u yaratıp yeri onun üzerine yayıp döşedi" şeklindeki hadisinde bu açıkça görülmektedir.

 

 

 

804- İbn Abbas der ki: Yüce Allah'ın ilk yarattığı şey Kalem'dir. Yüce Allah ona: "Yaz!" diye emredince, Kalem: "Ey Rabbim! Ne yazayım?" diye sordu. Yüce Allah: "Kaderi yaz" buyurdu. Bu emir üzerine Kalem o günden kıyamete dek olacak bütün şeyleri yazdı. Sonra Yüce Allah, Nun'u yarattı. Yeryüzünü de Nun'un sırtına yerleştirdi. Nun hareket edince yeryüzü (üzerinden) yayıldı, dağlar ise sabit kılındı. Bundan dolayı dağlar kıyamet gününe dek yeryüzüne karşı övünür."

 

[-] İbn Abbas'a kadar senedi sahihtir. İbn Cerir, Tefsir (23/141) ve Hakim, Müstedrek (2/498, "sahih").

 

 

 

805- Hayyan el-A'rac der ki: Yezid b. Ebi Müslim, Cabir b. Zeyd'e bir mektup yazarak, yaratılışın başlangıcını sorunca, Cabir: "İlk olarak, Arş, su ve Kalem yaratılmıştır. Bunlardan hangisinin ilk önce yaratıldığını ise Allah daha iyi bilir" cevabını verdi.   [-] Hasen

 

 

 

806- Mücahid der ki: "İlk önce, Arş, su ve hava yaratılmıştır. Yeryüzü sudan yaratıldı. Allah, yeri yaratmaya pazar günü başlamış pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri devam etmiş, cuma gününde ise yaratma işini tamamlamıştır. Fakat Yahudiler, cumartesi gününü kutsal kabul etmişlerdir. O altı günden her bir gün sizin" saydığınız günlerden bin sene gibidir."  [-] Sahih

 

 

 

807- Ebü Malik, İbn Abbas ve İbn Mes'üd ve sahabenin bazıları, "Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur. Sonra, göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir"[Bakara 29] ayetini şöyle açıkladılar: Allah'ın Arş'ı suyun üzerindeydi ve sudan önce bir şey yaratmamıştı. Yaratıkları var etmeyi dileyince sudan duman (buhar) çıkarttı. Buhar suyun üzerine yükseldi. Allah ona "Yükselen" anlamına gekn "Sema" ismini verdi. Sonra suyu kuruttu. Onu bir tek kütle haline getirdi. Sonra onu parçaladı. Onu, pazar ve pazartesi günlerinde yedi yer haline getirdi. Arzı balık üstüne koydu. Balık ise, Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de: "Nun. Ve Kalem'le, yazmakta olduklarına yemin olsun"[Kalem 1] buyruğunda sözü geçen "Nün"dur. Balık su içerisindedir, su da dümdüz bir kayalık üstündedir. Dümdüz kayalık da bir meleğin sırtı üzerindedir. Melek bir başka kayanın üstündedir. Kaya ise, rüzgara maruzdur. Burada sözü geçen kaya, Lokman süresinde kendisinden söz edilen ve yerde de gökte de olmayan kayadır. Balık harekete geçip kıpırdayınca yer de sarsıldı. Allah yere dağları bırakınca yer kararını buldu. O bakımdan dağlar yere karşı öğünür. İşte yüce Allah'ın şu buyruğunda kastedilen budur: "Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı." [Nahl 15]

 

Allah yerde dağları, orada yaşayacak olanların gıdalarını yerin ağaçlarını ve orası için gerekli olanları da iki günde, yani salı ve çarşamba günlerinde yarattı. İşte yüce Allah şu buyruklarındabunu anlatmaktadır: "De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkar edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti."[Fussilet 9-10] Yani soran kimseler bilsin ki durum işte böyledir. "Sonra duman halinde olan göğe yöneldi..."[Fussilet 11] Sözü geçen bu duman ise, suyun teneffüs etmesi ile (buharlaşması) ile meydana gelmiştir. Allah ondan sonra (Buharin yükselmesi sonucu) bir tek sema halinde göğü yarattı. Sonra onu ayırarak iki günde, Perşembe ve Cuma günlerinde yedi sema haline getirdi. Cuma gününe bu ismin veriliş sebebi ise, göklerin ve yerin yaratılışının bu günde tamamlanmasıdır. " ... ve her göğün işini kendisine bildirdi..."[Fussilet 12] Yani her bir semada oraya has olan melekleri yarattı. Yerde de bulunan dağları, denizleri, dolu ve bilinmeyen daha pek çok şeyleri var etti. Sonra dünya semasını yıldızlarla süsledi. Bu yıldızları hem bir süs, hem de şeytanlara karşı bir koruma aracı kıldı. Yüce Allah dilediğini yaratmayı bitirdikten sonra bu sefer Arş'a istiva etti. "Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra Arş'a hükmeden, gündüzü durmadan kovalayan gece ile bürüyen; Güneş'i, Ay'ı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah'tır''[A'raf 54] ve "İnkar edenler, gökler ve yer yapışıkken onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler mi?"[Enbiya 30] ayetleri buna işaret etmektedir.

 

[-] Zayıf, İbn Huzeyme, et-Tevhid (2/886-888) ve İbn Cerir, Tefsir (1/435,436).

 

 

Sonra devamında Hz. Adem'in yaradılış kıssasını zikretti ki daha önce Ruh bölümünde geçmişti.

 

 

 

808- Ebu Hureyre der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Seni görünce içim ferahlanır, gözüm aydın olur. Sen bana her şeyin haberini ver" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her şey sudan yaratıldı" karşılığını verdi. -Hadis devam ediyor- 

 

[-] İsnadı zayıftır, Ahmed (7632, 8295, 8296) ve Hakim, Müstedrek (4/129,160).

 

 

 

809- Said b. Cübeyr'in bildirdiğine göre bir adam İbn Abbas'a gelip: "Ey Ebu Abbas! Kur'an'da bazı ayetler bana birbirine zıtmış gibi geldi ve anlayamadım" dedi. İbn Abbas: "Yoksa yalanlıyor musun?" diye sorunca, adam: "Hayır, yalanlamıyorum. Sadece anlayamadım" karşılığını verdi. İbn Abbas: "Sana ters gelen ve anlayamadığın yerleri söyle bakalım" deyince, adam şöyle dedi: "Yüce Allah, Kur'an'da: "Sur'a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır"[Mü'minun 101] buyurur. Başka bir ayette:

 

"Birbirlerine dönüp soruşurlar''[Saffat 27] buyurmuştur. Başka bir yerde ise: " ... Allah'tan bir söz gizleyemezler"[Nisa 42] buyurur. Yine: "Sonra, ''Rabbimiz Allah'a and olsun ki bizler ortak koşanlar değildik'' demekten başka çare bulamazlar"[En'am, 23] buyurur. Oysa bir önceki ayette bir gizleme sözkonusudur.

 

Yine: "Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir. Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır. Ardından yeri düzenlemiştir"[Naziat 27-30] ayetlerinde göğün yerden daha önce yaratıldığını ifade etmiştir. Ancak: "Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyor ve O'na eşler koşuyorsunuz! O, alemlerin Rabbidir" de. Yeryüzüne üstünden ağır baskılar (dağlar) yerleştirdi, onu bereketli kıldı; arayıp soranlar için gıdalarını tam (toplam) dört gün içinde yetiştirmesi kanununu koydu (takdir etti). Sonra, duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryuzune: ''isteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin'' dedi. ikisi de: ''isteyerek geldik'' dediler"[Fussilet 9-11] ayetlerinde yeryüzünün gökten daha önce yaratıldığını bildirmiştir.

 

Yine farklı ayetlerde: " ... Allah, Gafur ve Rahim'di''[Nisa 96], " ... Allah, Aziz ve Hakim'di''[Nisa 158] ve: " ... Allah, işiten ve Gören'di''[Nisa 134] buyurarak sanki önceden öyleymiş de şimdi değilmiş gibi bir anlam var."

 

İbn Abbas: "Anlamadığın başka bir şey varsa onu da söyle" deyince adam: "Bunları bana bildirmen yeterlidir" cevabını verdi. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi: "Sur'a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır"[Mü'minun 101] ayeti Sür'a ilk üfürülüşte olan durumu anlatmaktadır. O gün Sür'a üflenince, Allah'ın dilediği dışında gökteki ve yerdeki herkes yere serilir ve o gün artık ne aralarında soy sap yakınlığı kalır, ne de birbirlerini arayıp sorarlar. İkinci üfürülüşten sonra birbirlerini sormaya başlarlar.

 

"Sonra, ''Rabbimiz Allah'a and olsun ki bizler ortak koşanlar değildik'' demekten başka çare bulamazlar"[En'am 23] ve: " ... Allah'tan bir söz gizleyemezler"[Nisa 42] ayetlerinde, Yüce Allah'ın Müslümanları bağışladığını, ne kadar büyük olursa olsun günahları bağışladığını, ancak müşrikleri affetmediğini gördüklerinde: "Rabbimiz günahları bağışlıyor ancak şirki bağışlamıyar" gelin: "Biz müşrik değil günahkardık" diyelim derler. Ancak Yüce Allah onların ağızlarına mührü vurur ve elleri ile ayakları yaptıklarını bir bir anlatmaya başlar. İşte: "o gün, inkar edip Peygamber'e baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah'tan bir söz gizleyemezler"[Nisa 42] ayeti de bu durumu anlatmaktadır.

 

"Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir. Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır. Ardından yeri düzenlemiştir"[Naziat 27-30] ayetlerine gelince; Allah yeri iki günde yarattıktan sonra semaya yönelerek iki günde de onları yedi sema halinde düzenledi. Daha sonra ise arzı yaydı ve orada suları, nehirleri ve meraları çıkardı. Arzda yolları, dağları, kum tepelerini ve gök ile yer arasındakileri diğer iki günde yarattı. "Ardından yeri düzenlemiştir"[Naziat 30] ayeti de buna işaret etmektedir.

 

"Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyor ve O'na eşler koşuyorsunuz! ''O, alemlerin Rabbidir'' de. Yeryüzüne üstünden ağır baskılar (dağlar) yerleştirdi, onu bereketli kıldı; arayıp soranlar için gıdalarını tam (toplam) dört gün içinde yetiştirmesi kanununu koydu (takdir etti)''[Fussilet 9, 10] ayetine gelince; yeryüzü ve içindekiler dört günde, gökyüzü ise iki günde yaratıldı. " ... Allah, Gafur ve Rahim'dir''[Nisa 96], " ... Allah, Aziz ve Hakim'dir''[Nisa 158] ve: " ... Allah, İşiten ve Gören'di''[Nisa 134] ayetlerine gelince; Allah zatını bu sıfatlarla sıfatlandırmış ve kimseye bu vasfı vermemiştir.

 

el-Huvarezmi'nin rivayeti: "Bu sıfatları zatından başka hiç kimseye bağışlamamıştır" şeklindedir. Yani Yüce Allah ezelden beri de böyleydi, ebediyen de. böyle kalacaktır. Sonra İbn Abbas adama: "Sana anlattıklarımı iyi belle ve Kur'an'da anlamadığın şeylerin sana anlattıklarıma benzer açıklamaları olduğunu bil. Allah indirdiği her şeyi tam anlamıyla anlatmıştır; ancak insanlar bunu bilmeyebilirler. Kur'an'da sana hiç bir şey birbirine zıt gibi gelmesin. Zira tamamı Allah katındandır.

 

Bunu bölüm başlığı altında muallak olarak zikreden Buhari "Minhal der ki" ibaresiyle aktarıp sonunda da "Bunu bana Yusuf b. Adiy nakletti" demiştir.

 

 

Derim ki: Mücahid ve başka müfessirlerin: "Ardından yeri düzenlemiştir"[Naziat 30] ayetindeki "Ardından" sözünü birlikte şeklinde açıklamıştır.  [-] İsnadı ceyyiddir. Buhari (8/555, 556).

 

 

 

810- Ebü Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cuma gününde öyle bir vakit vardır ki o vakitte kul Allah'tan ne isterse Allah ona mutlaka o istediğini verir." Abdullah b. Selam der ki: "Yüce Allah yaratmaya başladığı zaman yeryüzünü pazar ve pazartesi günü yarattı. Gökleri salı ve çarşamba günü yarattı. Rızıkları ve yeryüzünde bulunan her şeyi perşembe günü yarattı. Cuma günü de ikindi vaktinde yaratma işlerini tamamladı. O vakit ise ikindi ile güneş batımı arası idi."   [-] Sahihtir. Müslim (852).

 

Vehb b. Bakiyye, Halid b. Abdillah'tan rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

 

 

811- Abdullah b. Selam der ki: "Allah yeryüzünü iki günde yaratıp iki günde yeryüzüne üstünden ağır baskılar (dağlar) yerleştirdi. Sonra gökleri iki günde yarattı. Yeryüzünü Pazar ve Pazartesi günü yarattı, yeryüzündeki dağları da Salı ve Çarşamba günü yerleştirdi. Gökleri Perşembe ve Cuma günü yarattı. Cuma gününün son anında Hz. Adem'i çabucak yarattı. İşte kıyametin kopacağı saat da budur. Yüce Allah'ın yaratmış olduğu insanlar ve cinler dışındaki bütün canlılar cuma gününden mutlaka korkar ve dehşete kapılırlar."

 

[-] Abdullah b. Selam'a kadar senedi sahihtir. Ahmed, Müsned (5/450).

 

 

 

812- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimi tuttu ve buyurdu ki: "Yüce Allah toprağı Cumartesi günü, dağları Pazar günü, ağaçları Pazartesi günü, kötülüğü Salı günü, Nur'u çarşamba günü yarattı, hayvanları da Perşembe günü yeryüzüne saldı. Hz. Adem'i de Cuma günü ikindi ertesi, her şeyi yarattıktan sonra yarattı. Onu Cuma günü ikindi ile akşam arası son saatlerde yarattı."

 

Müslim, kitabında Sureye b. Yunus ve başkası kanalıyla Haccac b. Muhammed'den tahric etti.   [-] Sahihtir. Müslim (2789).

 

 

Bazı alimler, tefsir ve tarih alimlerinin muhalefeti sebebiyle hadisin mahfuz olmadığını söylemişlerdir. Bazıları ise İsmail b. Umeyye'nin hadisi İbrahim b. Ebi Yahya kanalıyla Eyyılb b. Halid'den aldığını söylemişlerdir. İbrahim ise huccet kabul edilmez.

 

 

 

813- Muhammed b. Yahya der ki: Ali b. el-Medini'ye Ebu Hureyre'nin: "Allah toprağı cumartesi günü yarattı" hadisini sorduğumda şöyle cevap verdi: Bu, Medinelilerin naklettiği bir hadistir. Hişam b. Yusuf bunu "İbn Cüreye -İsmail b. Umeyye -Eyylib b. Halid -Ümmü Seleme'nin azatlısı Ebu Rafi'- kanalıyla Ebu Hureyre'den şu şekilde rivayet etmiştir. "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimi tuttu." Ali dedi ki: İbrahim b. Ebi Yahya elini elime kenetledi ve bana dedi ki: "Eyyub b. Halid elini elime kenetledi ve bana dedi ki: "Abdullah b. Rafi' elini elime kenetledi ve bana dedi ki: "Ebu Hureyre de elini elime kenetledi ve bana dedi ki: "Ebu'l-Kasım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini elime kenetleyerek şöyle buyurdu: "Allah yeryüzünü Cumartesi günü yarattı" deyip az önceki şekle yakın hadisi nakletti.  [-] Sahihtir Hakim, Ulumu'l-Hadis (s. 33).

 

Ali b. el-Medini der ki: Benim görüşüme göre İsmail b. Umeyye bunu İbrahim b. Ebi Yahya'dan almıştır.

 

 

Beyhaki der ki: Musa b. Ubeyde er-Rebezi, Eyyılb b. Halid'den kaydettiği rivayet ile de ona mutabaat etmiştir. Ancak, Musa b. Ubeyde zayıftır. Aynı zamanda bu, "Bekr b. eş-Şerrud -İbrahim b. Ebi YahyaSafvan b. Süleym -Eyyılb b. Halid" kanalıyla rivayet edilmiştir. Ancak senedi zayıftır. Allah en doğrusunu bilir.

 

 

 

814- İbn Abbas: "Ona ve yeryüzüne, ''İsteyerek veya istemeyerek gelin'' dedi''[Fussilet 11] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: Yüce Allah gökyüzüne: "Güneş'ini, Ay'ını ve yıldızlarını çıkar!" buyurdu. Yere de: "Irmaklarını ve meyvelerini çıkar!" buyurdu. Yer ile gök de buna: "İsteyerek geldik"[Fussilet 11] karşılığını verdiler.  [-] Zayıf, İbn Cerir (24/98).

 

 

 

815- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hz. Adem, Yüce Allah'ın, yeryüzünün çeşitli yerlerinden aldığı topraktan yaratılmıştır. Bundan dolayıdır ki Adem oğulları yeryüzündeki toprağın özelliklerini taşıyarak bugüne dek geldiler. Kimisi kızıl, kimisi beyaz, kimisi de siyah renkte; kimisi uysal, kimisi sert, kimisi kötü, kimisi de iyi bir karakterde oldu," Başkası bunu Avftan "kimisi esmer" ibaresini ekleyerek rivayet etti.

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. Ebu Davud (4693) ve Tirmizi (2955),

 

 

"Çeşitli yerlerinden aldığı topraktan .. ," sözünde, toprağı alandan kastedilen bununla görevli melektir. Süddi'den bize bildirildiği ne göre bu melek ölüm meleğidir.

 

 

 

816- İbn Abbas der ki: "Yüce Allah, Adem'i yeryüzündeki tüm toprak çeşitlerinin karışımından (=edim) yarattı. Bundan dolayı Adem olarak isimlendirildi. "

 

Said b. Cübeyr der ki: İbn Abbas'a sorulunca dedi ki: Yüce Allah, Adem'i yarattı. Adem, verdiği sözü unuttuğu (nisyan) için "İnsan" ismi verildi. Bundan dolayı Yüce Allah: "Andalsun, bundan önce bİz Adem'den söz almıştık. O İse bunu unutuverdi. Onda azİm ve kararlılık bulmadık"[Ta-ha, 115] buyurdu.   [-] Buhari ve Müslim'in şartına göre senedi sahihtir. İbn Cerir (1/481).

 

 

 

817- İbn Abbas der ki: "Yüce Allah, Hz. Adem'i Cuma günü ikindiden sonra her tarafından alınan toprakla yaratmıştır. Bu sebeple ona Adem denilmiştir. Görmüyor musun; (toprağın değişik olması sebebiyle) Adem oğullarının kimi beyaz, kimi siyah, kimi temiz kimi pistir. Allah, Adem'den bir ahid aldı. Bu ahdini unutunca da insan diye adlandırıldı. Vallahi daha akşam olmadan Allah onu Cennetinden çıkardı."

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. Isbehani, el-Hucce (1/377, 378).

 

 

 

818- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Melekler nurdan, cinler ise yalın alevden yaratılmıştır. Hz. Adem ise size bildirilen şeyden yaratıldI."

 

Müslim bu hadisi Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdurrezzak'tan nakletti.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Müslim (2996).

 

 

 

819- Enes'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah Cennette Hz. Adem'e süret verdikten sonra dilediği bir zamana kadar bekletti. Bunun Üzerine İblis etrafında dolaşmaya başladI. Ancak içinin boş olduğunu görünce, kendine hakim alamayacak bir karakterde yaratıldığını anladı."

 

Müslim Sahih'inde Ebü Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Yünus b. Muhammed'den rivayet etti.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Müslim (2611).

 

 

 

820- Ebü Malik, İbn Abbas, İbn Mes'üd ve sahabeden bazıları, Hz. Adem'in yaratılışı ve daha önce Ruh bölümünde aktarıldığı gibi ona ruh üflenişi kıssasını zikrettikten sonra şöyle devam etmektedir: Hz. Adem Cennette, kendisiyle beraber olacak bir eşi olmaksızın yalnız başına dolaşıyordu. Bir zaman uykuya daldı. Sonra uyandığında başucunda bir kadın oturduğunu gördü. Allah o kadını Adem'in kaburgasından yaratmıştı. Adem kadına: "Sen kimsin?" diye sorunca, o: "Ben bir kadınım" cevabını verdi. Adem: "Niçin yaratıldın?" diye sorunca ise kadın: "Sen benimle birlikte yaşayasın diye" dedi. Melekler Adem'in bilgisinin ne kadar olduğunu öğrenmek için: "Ey Adem! Bunun adı nedir?" diye sorunca, Adem: "Havva" cevabını verdi. Melekler: "Neden ona Havva adı verildi?" diye sorduklarında ise Adem: "Çünkü o, diri bir varlıktan yaratıldı" cevabını verdi. Allah Adem'e: "Ey Adem, sen ve eşin Cennette kalın"[Bakara 35] buyurdu.  [-] Zayıf,

 

 

 

821- Abdullah b. Mes'ud der ki: Doğru olan ve doğruluğu tasdik edilen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birinizin anne karnında bir araya getirilmesi tam kırk gün sürer. Sonra bir kırk günlük daha zaman içinde kan pıhtısı halini alır. Sonra yine kırk günlük süre içinde de et parçası haline gelir. Sonra Yüce Allah ona bir melek gönderir. Bu melek ona ruhunu üflerken (kaderi yönünde) dört şeyi yazması emredilir. O anda rızkı, eceli, ameli ve cennetlik mi, cehennemlik mi olacağı yazılır. Kendisinden başka ilah olmayana and olsun ki biriniz cehennemliklerin amellerini yaparak nihayet cehennemle arasında bir arşınlık bir mesafe kalır. İşte o zaman yazgısı (kaderi) öne geçip (ölmeden önce) cennetliklerin amelini yapar ve bu şekilde cennete girer. Yine biriniz cennetliklerin amellerini yaparak nihayet cennetle arasında bir arşınlık bir mesafe kalır. İşte o zaman yazgısı (kaderi) öne geçip (ölmeden önce) cehennemliklerin amelini yapar ve bu şekilde cehenneme girer."

Müslim bu hadisi Sahih'te Muhammed b. Abdillah b. Numeyr kanalıyla babasından ve Ebü Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Ebü Muaviye'den; Buhari ile Müslim ise değişik yollarla A'meş'ten rivayet etmiştir.

 

[-] Sahihtir. Buhari (6/303, 363, 11/477, 13/440) ve Müslim (2643).

 

 

 

822- Zeyd b. Vehb'in bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'üd): "Doğru söyleyen ve doğru söylediği tasdik edilen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize anlattı ... " deyip aynı manada bir hadis zikretti. Ammar der ki: A'meş'e: "Annesinin karnında bir araya getirilir ifadesi ne demektir?" diye sorunca şöyle cevap verdi: Bize Hayseme anlattı, dedi ki: Abdullah dedi ki: "Nutfe rahme düşüp de yüce Allah ondan bir insan yaratmayı murad ederse bu nutfe kadının teninin her tarafına, her bir tırnağının, her bir tüyünün altına dağılır. Sonra kırk gün süre ile kalır, sonra rahimde bir kan olur. İşte onun bir araya getirilmesi demek, bu demektir." [-] Sahih

 

 

 

823- Malik b. el-Huveyris'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah, bir canlı yaratmak ister ve sonra erkek, kadınla cinsel ilişkiye girerse, erkeğin spermi kadının her bir damarı ve uzvuna (veya sinirine) sızar. Yedinci gününde Allah o canlıya, (ilk insan) Adem'e kadar uzanan her damarından (bir parça) getirir."

 

Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu ayeti (İnfitar 8) okudu: "İstediği şekilde seni terkip eden." 

 

[-] Zayıf, Buhari, Tarıh (2/43), İbn Ebi Hatim (2/335) ve Taberani, M. es-Sağir (1/41 M. el-Kebir (19/290) ve M. el-Evsat (2/365, 366).

 

 

 

824- Rabi der ki: Ebu'l-Aliye'ye: "İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendi kendilerine dört ay on gün beklerler ... "[Bakara 234] ayetiyle ilgili: "Bu on gün dört aya neden eklenmiştir" diye sordum. Ebu'l-Aliye: "Çünkü bu on günde ona ruh üflenir" cevabını verdi.   [-] Zayıf, İbn Cerir (5/92).

 

 

 

825- Huzeyfe b. el-Yeman der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah her sanatkan (bir şey yapanı) ve yaptığını yaratmıştır" buyurdu.  [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

826- Ebu'l-Aliye: "Diri olan her şeyi sudan meydana getirdik" (Enbiya 30) buyruğunu açıklarken: "Bu sudan kasıt erkeğin menisidir" demiştir.  [-] Zayıf

 

 

 

827- Ebu Sa'lebe el-Huşeni bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Cinler üç sınıftır: Bir sınıfının kanatları vardır, havada uçarlar. Bir sınıfı yılanlardır. Bir sınıfı da konup göçer" buyurdu.  [-] Hasendir.

 

 

Derim ki: Yüce Allah'ın yaratması ve fiilleriyle ilgili ayetler ve hadisler çoktur. Ancak burada zikrettiklerimiz yeterlidir.

 

 

 

828- İbn Abbas der ki: "Yüce Allah'ın yarattıklarından biri de Levh-i Mahfuz'dur ki kendisi beyaz inciden, kapakları kırmızı yakuttan, kalemi ve yazısı da nurdandır. Yüce Allah ona her gün üç yüz altmış defa -veya bir defa- bakar. Her (veya bu) bakışında da dilediğini yaratır, dilediğini rızıklandırır, dilediğini diriltir, dilediğini öldürür, dilediğini aziz kılar, dilediğini zelil kılar, dilediğini yapar. İşte ''O, her gün bir iştedir''[Rahman 29] buyruğu da bunu ifade etmektedir."  [-] Zayıf, Hakim, Müstedrek (2/474, 519).

 

 

 

829- Tavus der ki: Adamın biri Abdullah b. Amr b. el-As'a geldi ve: "Her şey neyden yaratıldı?" diye sordu. Abdullah: "Her şey su, ışık, karanlık, rüzgar ve topraktan yaratıldı" dedi. Adam: "Peki bunlar neyden yaratıldı?" diye sorunca, Abdullah: "Bilmiyorum" karşılığını verdi. Daha sonra adam Abdullah b. ez-Zübeyr'in yanına geldi ve aynı şeyleri sordu. Abdullah b. ez-Zübeyr de Abdullah b. Amr'ın dediği şeyleri söyledi. Bunun üzerine adam İbn Abbas'a gitti ve: "Her şey neyden yaratıldı?" diye sordu. İbn Abbas: "Her şey su, ışık, karanlık, rüzgar ve topraktan yaratıldı" dedi. Adam: "Peki bunlar neyden yaratıldı?" diye sorunca, İbn Abbas cevap olarak: "Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından sizin hizmetinize verendir ... "[Casiye 13] ayetini okudu. Bunun üzerine adam: "Böylesi bir cevabı da ancak Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ehl-i Beyt'inden biri verebilirdi" dedi.  [-] Sahihtir.

 

 

Derim ki: Hadisten kastedilen her şeyin onun yaratması ve var etmesiyle olduğudur. Allah ilk önce suyu yoktan var etti. Sonra yarattığı her şeyi bu sudan yarattı. O, benzeri olmayan şeyleri yoktan var eden, güzel yaratan ve kendisinden başka ilah ve yaratıcı olmayandır.

 

 

 

830- Şa'bi der ki: Yüce Allah'ın, bizimle Endülüs arasında olduğu gibi Endülüs'ün arkasında da, Allah'a isyan ettiği bir kulun bile görülmediği kulları vardır. Onların çakılları inci ve yakut, dağları ise altın ve gümüştür. Bunlar ne ekerler, ne biçerler ve hiç çalışmazlar. Onların kapılarının önünde meyve veren ağaçlar vardır ve bu meyvelerden yerler. Yine kapılarının önünde geniş yapraklı ağaçları vardır ve bu yapraklar onların giyeceğidir.  [-] Zayıf

 

 

 

831- İbn Abbas, "Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah'tır"[Talak 12] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Bu yedi yerden her birinde de sizin Peygamber'iniz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gibi bir peygamber, Hz. Nuh gibi bir Nuh, Hz. İbrahim gibi bir İbrahim ve Hz. İsa gibi bir İsa vardır."  [-] Zayıf, Hakim (2/493).

 

 

 

832- İbn Abbas, "Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah'tır''[Talak 12] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Her yeryüzü parçasında Hz. İbrahim gibi birisi vardır."

 

Bu hadisin İbn Abbas'dan isnadı sahih görülmesine rağmen şazlık vardır. Allah doğrusunu bilir, Ebu'd-Duha'ya mutabaat edeni görmedim.  [-] Sahihtir Hakim (2/493) ve İbn Cerir (28/153).

 

 

 

833- Muaz b. Abdillah b. Hubeyb der ki: İbn Abbas'ın bir hizmetçiye: "Ka'b'ın bulutlarla ilgili bir şeyanlattığını duydun mu?" diye sorunca şöyle cevap verdi: Ka'b'ın şöyle dediğini işittim: "Bulutlar yağmurun eleğidir. Eğer bulutlar olmasaydı yağmur düştüğü her şeyi bozardı." İbn Abbas: "Doğru söyledin. Ben de onun böyle dediğini işittim" dedi. İbn Abbas şöyle dedi: Ka'b'ın: "Yeryüzü bir yıl bir bitkiyi, diğer yıl bir başkasını bitirir" dediğini işittin mi?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdi. İbn Abbas: "Ka'b'ın: ''Bitki tohumu yağmurla beraber iner ve yerde biter'' dediğini işittin mi?" diye sorunca: "Evet" cevabını verdi. İbn Abbas ta: "Doğru söyledin. Ben de işittim" karşılığını verdi.  [-] Zayıf

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yüce Allah'ın: "Onlar, yaratan olmaksızın mı yaratıldılar yoksa yaratanlar kendileri midir?"[Tur 35] Buyruğu