BEYHAKİ KÜLLİYATI |
ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Parmaklarla ilgili Rivayetler
730- İbn Mes'ud
bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eh-i Kitab'dan bir adam
gelerek: "Ey Ebu'l-Kasım! Allah'ın, yaratıkları bir parmak, gökleri bir
parmak, yeryüzünü bir parmak, ağaçları bir parmak ve toprağı bir parmak
üzerinde tutacağından haberdar oldun mu?" dedi. Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), azı dişleri görününceye kadar güldü ve
"Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde
bütünüyle O'nun elindedir"[Zümer 67] ayeti nazil oldu.
Müslim Sahih'inde Ebu
Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Ebu Muaviye'den rivayet etti. [-] Sahih, ravileri güvenilir. Müslim (2786).
731- Bu hadis başka bir
kanalla şu ifadelerle de rivayet olunmuştur: Abdullah (b. Mes'ud) anlatıyor:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eh-i Kitab'dan bir adam gelerek. ..
"Haberdar oldun mu?" ibaresi yer almamıştır. Şu ekleme yer almıştır:
"Sonra: ''Ben Melik'im, Ben Melik'im (=mutlak malik ve egemenim)''
buyurur" dedi. Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), azı
dişleri görününceye kadar gülerek, "Allah'ın kadrini gereği gibi
bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir"[En'am 91]
ayetini okuduğunu gördüm.
Buhari ile Müslim
Sahih'lerinde Ömer b. Hafs b. Giyas'tan rivayet ettiler. Ayrıca Ebu Avane ile
İsa b. Yunus bunu A'meş'ten; Cerir b. Abdilhamid de A'meş'ten şu ekleme ile
aktarmışlardır: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona hayret ve
tasdik manasında güldüğünü gördüm. [-]
Sahih, ravileri güvenilir. Buhari: (13/393); Müslim (2786).
732- İbn Mes'lid der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Yahudi alimi gelerek:
"Allah gökleri bir parmak üzerinde tutar. .. " -Hadis yukarıdaki gibi
devam ediyor- Ancak bu rivayette "yaratıkları bir parmakta" ifadesi
olmayıp "dağları bir parmakta" ibaresi geçmektedir. Müslim Sahih'inde
bunu Osman b. Ebi Şeybe'den rivayet etti.
[-] Sahih, ravileri
güvenilir. Müslim (2786).
733- İbn Mes'üd
anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Yahudi alimi gelerek:
"Ey Muhammed! Allah gökleri bir parmak, yeryüzünü bir parmak, dağları bir
parmak, ağaçları bir parmak, su ve toprağı bir parmak, diğer yaratıkları da bir
parmak üzerinde tutup sarsarak: ''Ben Melik'im (=mutlak malik ve egemenim)''
buyurur" dedi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Yahudi
aliminin sözlerini tasdik anlamında azı dişleri görününceye kadar gülerek,
"Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde
bütünüyle O'nun elindedir"[Zümer 67] ayetini okudu.
Buhari Sahih'inde Adem
kanalıyla Şeyban'dan rivayet etti. [-]
Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (8/550).
734- Bu hadis başka bir
kanalla "Yahudilerden bir bilgin gelerek. .. ''Kıyamet gününde (Yüce
Allah) gökleri bir parmak üzerine yerleştirecek'' '" "Yahudiye hayret
ve tasdik manasında" ibareleriyle rivayet olunmuştur.
Buhari ile Müslim
Sahih'lerinde Osman b. Ebi Şeybe kanalıyla Cerir'den rivayet ettiler. Fudayl b.
İyad Mansur'dan, Sevri ise Mansur ile Süleyman el-A'meş kanalıyla İbrahim' den,
o Abide' den, o da Abdullah'tan "tasdik manasında" ibaresi olmaksızın
aktarmıştır. [-] Sahih, ravileri
güvenilir. Buhari (13/474) ve Müslim 2786).
735- İbn Mes'ud
anlatıyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir Yahudi alimlerinden
birisi gelip yanında oturdu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bize anlat!" buyurunca şöyle dedi: "Allah gökleri bir parmak,
yerleri bir parmak, dağları bir parmak, su ve ağaçları bir parmak, diğer
yaratıkları da bir parmak üzerinde tutar ve sarsarak: ''Ben Melik'im (=mutlak
malik ve egemenim)'' buyurur" dedi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), onun sözlerini tasdik anlamında azı dişleri görününceye kadar gülerek,
"Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde
bütünüyle O'nun elindedir"[Zümer 67] ayetini okudu.
İbn Ebi'l-Huneyn
el-Kufi, bunu el-Ganevi'den rivayet etti.
[-] Zayıf, İbn Cerir (24/26).
Beyhaki der ki: Bizden
önce gelen alimler bu hadisi tevil etmeye kalkışmamışlardır. Hadisin ve içinde
misal verilenleri, yüce Allah'ın kudreti ve yüceliği olarak anlamışlardır.
Sonra gelenler ise tevil etmişlerdir Ebu Süleyman el-Hattabi, yüce Allah'ın
sıfatlarını isbat eden bu ve benzeri hadisleri tevil etmenin caiz olmadığını,
ancak Kitab ve sahih olduğunda şüphe olmayan hadis varsa bunun caiz olduğunu
söylemiştir. Eğer bu konuda haber-i ahad varsa, bu durumda teşbihe gitmeden
asıl manaya uygun tevil yapılabilir. Parmaklarla ilgili ne Kitab'da, ne de
sahih sünnette bir açıklama yoktur. Parmaklar el gibi bir organ olarak
değerlendirilecek bir sıfat değildir. Biz Kitab ve sünnette geldiği şekliyle
buna inanır ve nasıl diye sormadan ve teşbihe kalkışmadan bunu kabul ederiz. Bu
hadisi Abdullah'ın talebelerinden birçok kişi Ubeyde'den başkasından rivayet
etmiş ve tasdik ibaresini zikretmemiştir.
Beyhaki der ki:
Alkame'nin bu ibarede bazı rivayetlerde buna mutabaat ettiğini nakletmiştik.
Ebu Süleyman der ki: Yahudiler, teşbih yaparlar ve Tevrat'ta teşbihin olduğunu
iddia ederler. Ancak Müslümanlar bunu kabul etmezler. Sabit bir hadiste
nakledildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kitab ehlinin sıze anlattıklarını ne tasdik edin, ne de yalanlayın.
Sadece: ''Allah'ın indirdiği Kitab'a inandık'' deyin." Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) önceki hadislerde geçen Yahudiyi tasdik eden veya
yalanlayan hiçbir şey söylememiştir. Adamın söylediğine gülmesi bazen tasdik,
bazen hayret etmesi sebebiyle olduğu sonra da ayeti okuduğu geçmiştir. Ayette
parmaklardan bahsedilmemektedir. Adamın sözünü tasdik manasında güldüğünü
söyleyenler bunu zanna dayandırmaktadır, ancak bu doğru değildir. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözü ne doğrulama, ne de yalanlama manasına
gelmez. Bazı durumlarda yüzün kızarmasını utanmaya, sararmasını endişeye delil
sayanlar, bunun çoğu zaman böyle olduğunu, ancak, bazen kişinin kanının
çokluğundan yüzünün kızarabileceğini, kansızlıktan sararabileceğini söylemişlerdir.
Aynı şekilde tebessüm etmek ve gülmek mutlaka bir şeyi tasdik etmek manasına
gelmez. " ... gökler alemi de bükülmüş olarak elinin içindedir"[Zümer
67] sözüyle Onu bükmeye, hatta gökleri, elinin tamamı değil parmaklarının bir
kısmıyla toplamaya gücünün yettiği kastedilmiştir. Zor bir iş güçlü birine
yüklendiği zaman: "Bu işi tek parmağıyla -veya serçe parmağıyla-
yapar" denir. Bundan kastedilen de adamın bu işi yapmaya gücünün
yettiğidir. Tıpkı şairin şöyle dediği gibi: Mızrağı elimin tamamıyla tutmam
(Saplandığı) keçede kaybolup olmadığına bakmam.
Şiirden, mızrağı parmak
uçlarıyla tutsa bile hedefe saplayabileceği kastedilmiştir. Ebu Süleyman der
ki: Ebu Hureyre'nin hadisi bu söylediklerimizi desteklemektedir:
736- Ebü Hureyre der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, kıyamet günü
yeryüzünü kabzeder, göğü de sağ eliyle dürer. Sonra: ''Her şeye hükümran olan
benim! Yerin kralları nerede?'' buyurur" dediğini işittim.
Buhari, bunu Said b.
Ufeyr'den rivayet etti. [-] Sahih
Ebü Süleyman der ki:
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledilen bu söz:
"Gökler O'nun
kudret eliyle dürülmüş olacaktır" ayetine uygun düşmektedir. Burada
parmaklardan bahsedilmemektedir. Anlaşılıyor ki, yüce Allah'a sağ el gibi
organlar isnad etmek Yahudilerin iddiasıdır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de buna hayret ve inkar manasında gülmüştür.
737- İbn Abbas der ki:
Yahudi ve Hıristiyanlar Yüce Rabbi vasfedince: "(Yahudiler) Allah'ı gereği
gibi tanımadılar"[En'am 91] ayeti nazil oldu. Sonra insanlara azametini
göstererek: "Bütün yeryüzü, kıyamet günü O'nun avucundadır; gökler O'nun
kudretiyle dürülmüş olacaktır. O, putperestlerin ortak koşmalarından yüce ve
münezzehtir"[Zümer 67] buyurdu ve onların bu vasfını şirk saydı. [-]
Zayıf, İbn Cerir, Tefsir (24/28)
Eğer İbn Abbas'tan
nakledilen bu hadis sahihse, Ebu Süleyman'ın söylediğini destekler
mahiyettedir.
Ebu'l-Hasan Ali b.
Muhammed b. Mehdi et-Taberi der ki: Sıhhati sebebiyle bu hadisin münker veya
batıl olduğunu söylemeyiz. Ancak hadiste bizzat parmağa işaret yoktur. Önceki
hadiste geçen parmaktan kasıt, yarattıklarından birinin parmağı olabilir.
Hadiste böyle bir şey yoksa, bu yüce Allah'aparmak isnad etmeyi gerektirmez.
738- İbn Ömer
bildiriyor: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Allah göklerini ve
yerini ellerine alıp şöyle der: "Ben Allah'ım." -Bunu nakledenlerden
İbn Ömer Sonra parmaklarını yumup açar ve:"Hükümran benim"
buyurur" der. Minbere baktım ki altında sallanıyor. İçimden, "Üzerindeki
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte galiba devrilip
yıkılacak" dedim. [-] Sahih
739- Abdullah b. Ömer
der ki: Resulullalı'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberin üzerinde gördüm.
Şöyle buyuruyordu: "Yüce Allah gökleri ve yerleri eline alıp ... "
Hadis yukarıdaki gibi
devam ediyor. Müslim Sahih'inde Said b. Mansur'dan önce geçen iki isnad ile
rivayet etti.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) parmaklarını kapatıp açmış olabilir, ancak bunun tevili daha
önce geçmiştir. Allah en doğrusunu bilir.
740- Abdullah b. Amr b.
el-As'ın Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiğine göre o
şöyle buyurdu: "Bütün Adem oğullarının kalpleri, Rahman'ın parmakları
arasında tek bir kalp gibidir. Onları dilediği gibi yönlendirir." Sonra
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kalpleri yönlendiren
Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönlendir" diye dua etti.
Müslim Sahih'inde Züheyr
b. Harb ve başkası kanalıyla Ebu Abdirrahman el-Mukri'den rivayet etti. [-] Sahih, ravileri güvenilir.
741- Nevvas b. Sem'an,
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle işittiğini söyledi:
"Mizan, Rahman'ın elindedir. Kıyamet gününe kadar bazı kavimleri
yükselttiği gibi bazılarını da alçaltır. Ademoğlunun kalbi de (Allah'ın) iki
parmağı arasındadır. Dilerse onu düzeltir, dilerse eğriltir." Yine
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kalpleri halden hale
çeviren (Allahım)! Kalbimi senin dininde sabit kıl" diye dua ettiğini
söyledi.2
[-] Sahih, ravileri
güvenilir. Ahmed 29/178 (17630), Nesai, S. el-Kübra (7738), İbn Mace (199), İbn
Cerir (5/231) ve Hakim (1/525, 21289, 4/321)
Ebu Hatim Ahmed b.
Muhammed el-Hatib'in elyazısı ile bu haberin teviliyle ilgili şöyle dediğini
okudum: Hadisin manası: "Mizan, Allah'ın mülk ve kudretindedir"
şeklindedir. "Adem oğlunun kalbi de (Allah'ın) iki parmağı
arasındadır" sözü, fiillerin başlangıcı olan irade, azim, niyetin kalp te
olması manasındadır. Diğer azalar da her şeyde kalbe tabidir. Bu da bütün
yaptıklarımızın Allah tarafından takdir edildiği ve yaratıldığını gösterir.
Onun iradesi dışında bir şeyolmaz. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
böyle yaparak sahabeye yüce Allah'ın kudretini en iyi anlayacakları şekilde
açıklamıştır. Çükü kişinin gücü en çok parmaklarının arasında olana yeter. İki
parmaktan kasıt, fayda vermek ve korumak veya ihsan ve adalet olabilir. Şu
rivayet bunu teyid etmektedir: "Dilerse onu (kalbi) saptırır dilerse
doğrultur," Hadisin siyakında: "Ey kalpleri evirip çeviren! Kalbimi
sabit kıl" sözü bunu açıklamaktadır. Burada kudret ve parmakların aynı
manada kullanıldığı görülmektedir. Bazıları bunu tekid etmek için şu örneği
vermişlerdir:
"Falan kişi benim
elimdedir. Falan kişi avucumdadır. Falan kişi parmaklarımın arasındadır"
derken elinde, avucunda parmakları arasında olduğunu söylediği kişiye gücünün
yettiği kastedilir. Yoksa bir insanın ele, avuca sığması mümkün değildir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Dirsek ve Kol
Hakkındaki Rivayetler