BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

El ve Avuç Hakkındaki Rivayetler

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir."[Zümer 67], "Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu elimizle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık."[Hakka 44-46]

 

 

704- Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, kıyamet günü yeri kabzeder, göğü de sağ eliyle dürer. Sonra: ''Her şeye hükümran olan benim! Yerin kralları nerede?'' buyurur" dedi.

 

Buhari Sahih'inde Muhammed b. Mukatil'den; Buhari ile Müslim, İbn Vehb kanalıyla Yunus'tan; ayrıca Şuayb b. Ebi Hamza, Zühr'i kanalıyla Ebu Seleme'den, o da Ebu Hureyre'den rivayet etti. Görünüşte Zühr'i bunu hem İbnu'l-Müseyyeb'den hem de Ebu Seleme'den işitmiş olmalıdır.

 

[-] Hadis sahihtir ve ravileri güvenilirdir, Buhari (7382, 4712) ve Müslim (2787), 

 

 

 

705- Abdullah b. Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde Yüce Allah gökleri dürüp sağ eline alır ve: ''Mülkün sahibi benim! Hani nerede zorbalar! Nerede mütekebbirler!'' diye seslenir. Sonra yerleri dürer ve (diğer eline) alır. Sonra: ''Mülkün sahibi benim! Hani nerede zorbalar! Nerede mütekebbirler!'' diye seslenir." [-] Sahihtir. Müslim (2788); Buhari (13/393).

 

 

 

706- Bu hadis, başka bir kanalla "sonra yerleri sol eliyle dürüp" ibaresiyle rivayet olunmuştur. Müslim Sahih'inde Ebu Bekr b. Ebi Şeybe'den rivayet etti ve sol el ibaresini Salim'den rivayette Ömer b. Hamza tek kalmıştır. 

 

[-] Müslim 2788  ---  Ravilerden Ömer b. Hamza zayıfhr. 43, 44

 

 

Bu hadis, Nafi ve Ubeydullah b. Miksem kanalıyla İbn Ömer'den nakledilmiş; ancak ikisi de sol eli zikretmemişlerdir. Ebu Hureyre ve başkası da bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sol eli zikretmeden nakletmişlerdir. Başka bir kıssada sol elin zikredildiği bir hadis nakledilmiştir. Ancak bu hadis çok zayıftır. Bu rivayetlerden birinde Cafer b. ez-Zübeyr, diğerinde ise Yezid er-Rakkaşi tek kalmıştır. Bu ikisinin de hadisleri metruktur. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun iki eli de sağdır" derken bu nasıl sahih olur? Bu hadisi rivayet eden, Arapların mutad olarak sağ elin karşılığı olarak sol eli zikrettikleri gibi hadiste sağ ele karşılık sol eli de zikretmiş olabilir.

 

 

 

707- Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Adaletle hüküm verenler, kıyamet gününde Allah katında nurdan minbeder üzerinde Rahman'ın sağında olacaklardır. Onun iki eli de sağdır. Onlar ki verecekleri her hükümde yakınlarına ve velisi oldukları kimselere bile adilolup doğrudan ayrılmazlar."

Müslim bu hadisi Sahih'te Ebu Bekr b. Ebi Şeybe ve başkası kanalıyla Süfyan'dan rivayet etmiştir.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Müslim (1827).

 

 

 

708- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, Adem'i yaratıp ruhundan ona üflediği zaman Adem aksırdı ve ''Elhamdülillah'' diyerek Allah'ın izniyle, Allah'a hamd etti. Rabbi ona: ''Rabbin seni esirgesin ay Adem! Meleklerden oluşan şu guruba git ve:

 

"Esselamu aleykum, de'' buyurdu. Hz. Adem gidip selam verince: ''ve aleykesselam ve rahmetullah ve berakatuhu'' dediler. Sonra Adem Rabbine dönünce, Rabbi: ''İşte senin ve oğullarının kendi aralarında verip alacakları selam budur'' buyurdu. Allah iki avucu kapalı vaziyette Adem'e: ''Hangisini istersen seç'' buyurunca, Hz. Adem: ''Rabbimin sağ elini seçtim'' dedi. Rabbimin her iki eli de kutlu ve mübarektir. Sonra Rab sağ elini açtı ve onun içinde Adem ve zürriyeti vardı... " -Hadis devam ediyor-  [-] İsnadı hasenı hadis sahihtir. Tirmizi (3368).

 

 

"Rabbine döndü" sözünden kasıt, Hz. Adem'in Rabbine dua ettiği ve duasını işittirdiği makama dönmesidir.

 

 

 

709- Ebu Yahya der ki: Mücahid: "Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucundadır; gökler de sağ eliyle dürülüp bükülmüştür"[Zümer 67] buyruğunu: "Allah'ın iki eli de sağdır" deyince: "O zaman insanlar nerede olurlar?" diye sordum. Mücahid: "Cehennemin köprüsünde" cevabını verdi.

 

 

 

710- Müslim b. Yesar bildiriyor: Ömer b. el-Hattab'a "Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin A-demoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: ''Ben sizin Rabbiniz değil miyim?'' (Onlar da), ''Evet (buna) şahit olduk'' dediler"[A'raf 172] ayetinin tefsiri sorulunca şöyle dedi: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ayetin sorulduğunu işittim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurmuştu ki: "Allah, Adem'i yarattıktan sonra sırtını sağ eliyle sıvazladı ve ondan bir zürriyet çıkarıp: ''Bunları cennet için yarattım ve bunlar cennetliklerin amelini işleyeceklerdir'' buyurdu. Sonra Adem'in sırtını tekrar sıvazladı; ondan bir zürriyet daha çıkararak: ''Bunları da Cehennem için yarattım, bunlar da Cehennemliklerin amelini işleyeceklerdir'' buyurdu." Bunun üzerine o ayetin tefsirini soran şahıs: "Ey Allah'ın Resulü! O halde çalışıp çabalamak ne işe yarar?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Allah bir kulu Cennet için yarattığı zaman onu Cennetliklerin ameli üzerinde kullanır da o kişi Cennetliklerin ameli üzere ölür ve Cennete girer."

 

İsnadında irsal durumu vardır. Zira Müslim b. Yesar, Ömer b. el-Hattab'a yetişememiştir.  [-] Ebu Davud (4703); Tirmizi (3075).

 

 

 

711- Hişam b. Hakim der ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Biz amelleri baştan mı yapmaktayız? Yoksa hüküm çoktan verildi mi?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, Hz. Adem'in zürriyetini sulbünden aldıktan sonra onları kendi nefislerine şahit tuttu.

 

[-] Zayıf, Bezzar, Müsned (3/20), Taberani, M, el-Kebir (22/169), İbn Cerir (13/249) ve Hakim, Müstedrek (1/31),

 

 

 

812- Hişam b. Hakim b. Hizam anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek "Ey Allah'ın Resulü! Ameller bizim için baştan mı yapılmakta? Yoksa hüküm çoktan verildi mi?" diye sordu.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise şu karşılığı verdi: "Kuşkusuz Yüce Allah, Adem'in belinden zürriyetini çıkardı. Sonra onları kendilerine şahit tuttu. Sonra onları iki avucuna yayarak ''Bunlar cennetlik, bunlar da cehennemliktir'' buyurdu. Cennetliklere cennet ahalisinin amelini işlemek kolaylaştırılmaktadır. Cehennemliklere de cehennem ahalisinin amelini işlemek kolaylaştırılmaktadır."

 

 

 

713- Abdullah b. Amr der ki: "Yüce Allah, Hz. Adem'i yarattığı zaman onu bir dağarcığı silkeler gibi silkeledi ve ondan kurtçuklar gibi zürriyeti döküldü. Onlardan iki avuç alıp sağdakilere: ''Siz cennettesiniz'', soldakilere de: ''Siz cehennemdesiniz'' buyurdu." Bu, mevküf bir rivayettir.   [-] Mevkuf ve zayıf. İbn Cerir, Tefsir (25/9).

 

 

 

714- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah, Na'man'da (Arafat'ta) Hz. Adem'in soyundan bir söz aldı. O zaman Adem'in sulbünden tüm soyunu çıkarmış ve toz halinde Adem'in önüne saçmıştı. Sonra onlarla bizzat konuşmaya başladı. ''Ben sizin Rabbiniz değil miyim?'' diye sorunca, onlar ''Evet, Rabbimizsin, buna şahitlik ederiz'' dediler. O sizi böylece şahit tuttu ki, kıyamet gününde ''Bizim bundan haberimiz yoktu'' demeyesiniz. Ya da ''Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gel (ip izlerinden gid)en bir nesildik. Batıl işleyenlerin yüzünden bizi helak edecek misin?'' demeyesiniz."  [-] Ravileri güvenilir ancak hadis mevkuftur.

 

 

 

715- Ebu Musa der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Yüce Allah, Adem'i, yeryüzünün tüm yerlerinden aldığı topraktan yarattı. Bundan dolayıdır ki Adem oğulları yeryüzündeki toprağın özelliklerini taşıyarak bu güne dek geldiler. Kimisi kızıl, kimisi de siyah renkte; kimisi uysal, kimisi sert, kimisi kötü, kimisi de iyi bir karakterde oldu."   [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

716- İbn Mes'tid veya Selman şöyle dediler: "Yüce Allah, Hz. Adem'in çamurunu kırk gün veya gece -emin olmayan ravi Yezid'dir- mayaladı. Sonra elini o çamura koyunca onda bütün temiz şeylerle bütün pis şeyler çıktı. Sonra da onları birbirine karıştırıp onlardan Hz. Adem'i yarattı. O, ölüden diri, diriden de ölü çıkarmaya, (yani kafirden mümin, müminden de kafir çıkarmaya) başladı."  [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

717- Mu'temir b. Süleyman'ın babasından, Ebü Osman en-Nehdi'den bildirdiğine göre İbn Mes'üd veya Selman -Mu'temir der ki: "Babam: "zannedersem Selman" dedi- şöyle dedi: Yüce Allah, Hz. Adem'in çamurunu kırk gün veya gece mayaladı. Sonra elini o çamura koyunca onda bütün temiz şeyler sağında, bütün pis şeyler de diğer elinde çıktı. Sonra da onları birbirine karıştırdı. Sonra ölüden diri, diriden de ölü çıkarmaya, (yani kafirden mümin, müminden de kafir çıkarmaya) başladı."

 

 

Hadis mevküftur. Başkası bunu Süleyman et-Teymi'den, şüpheye düşmeden Selman'dan rivayet etmiştir. Bilindiği gibi Selman bunları daha önce Ehl-i kitabdan öğrenmiş, daha sonra Müslüman olmuştur. Bu hadis zayıf olan başka bir yolla Teymi'den merfu olarak nakledilmiştir. Hadisin tevili konunun sonunda zikredilmiştir. Daha sonra İbn Mes'üd ve İbn Abbas'tan: "Yüce Allah ölüm meleğine emrettiğini, ölüm meleğinin de yerden toprak alıp karıştırdığını" nakledeceğiz.

 

 

 

718- Said b. Yesar der ki: Ebu Hureyre'nin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle naklettiğini işittim: "Kişi güzelinden zekatını verirse -ki Yüce Allah zekat olarak ancak güzelolanı kabul eder- Rahman o verdiğini sağ avucuna alır. Eğer verdiği hurma ise, sizden biriniz atını veya buzağısını nasıl yetiştirip büyütüyorsa o da aynı şekilde Rahman'ın avucunda bir dağdan daha büyük olana dek yetişip büyür."

 

Müslim Sahih'inde Kuteybe b. Said'den ve Buhari, Abdullah b. Dinar kanalıyla Said b. Yesar'dan Rahman'ın avucu lafzını zikretmeden rivayet etti.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Müslim (1014).

 

 

 

719- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah'ın sağ eli dopdoludur! Gece ve gündüz devamlı olarak vermesi ondan bir şey eksiltmez. Göğü ve yeri yarattığından beri Yüce Allah ne kadar infakta bulundu görmüyor musunuz? Bunun sonucunda da elindekinden bir şey eksilmiş değildir. O'nun Arş'ı su üzerindedir. Kabz ise diğer elindedir; kah alçaltır, kah ta yükseltir."

 

[-] Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (13/403) ve Müslim (993).

 

Buhari Sahih'inde Ali b. Abdillah'tan ve Müslim, Muhammed b. Rafi' den, her ikisi de Abdurrezzak'tan; Buhari, Şuayb b. Ebi Hamza kanalıyla Ebu'z-Zinad'dan, o A'rec'den, o ise Ebu Hureyre'den "Allah'ın eli" ve "Elinde terazi dilediğini alçaltır, dilediğini de yükseltir" lafızlanyla rivayet etti.

 

 

 

720- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah buyurur ki: "İnfakta bulun ki ben de sana infak edeyim!" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine şöyle buyurdu: "Yüce Allah'ın eli dopdoludur! Gece ve gündüz devamlı olarak vermesi ondan bir şey eksiltmez."  [-] Sahih

 

Müslim Sahih'inde İbn Uyeyne kanalıyla rivayet etti.

 

 

 

721- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah, bana ümmetimden dört yüz bin kişiyi Cennete sokacağını vaad etti" buyurunca, Ebu Bekr: "Arttır ey Allah'ın Resulü!" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini birleştirip (avuç yaparak): "Artı bu kadar" buyurunca, Ebu Bekr: "Arttır ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini birleştirip: "Artı bu kadar" buyurunca, Ömer: "Yeter ey Ebu Bekr!" dedi. Ebu Bekr: "Beni bırak ey Ömer. Allah'ın hepimizi Cennete sokmasından sana ne" deyince, Ömer: "Allah isterse, bütün insanları bir avuç (az am el) karşılığı Cennete sokmaya kadirdir" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ömer doğru söylüyor" buyurdu.

 

[-] Abdurrezzak, el-Cami (11/286), Ahmed (3/165), İbn Ebi Asım, es-Sünne (1/262) ve Taberani, M. es-Sağır (1/124).

 

 

 

722- Bunu Halef b. Hişam, Abdurrezzak kanalıyla Ma'mer' den, o Katade'den, o da Enes'ten ya da Nadr b. Enes kanalıyla Enes'ten şeklinde şüpheli olarak rivayet etti. Ebü Umeyr'in bildirdiğine göre Hz. Ömer şöyle dedi: "Yüce Allah dilerse bütün insanları cennete sokar." Ravileri güvenilirdir. 

 

[-] Hadisin senedi Abdurrezzak'a kadar sahihtir ve ravileri güvenilirdir. Bakın: İbn Kesir, en-Nihaye (2/106)

 

 

 

723- Ebü Umame der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Rabbim bana, ümmetimden yetmiş bin kişiyi cennete sokacağı sözünü verdi. Ayrıca bunlardan her birinin yanında yetmiş bin kişinin ve yine Rabbimin avuçlarıyla üç avuç kadar kişinin cennete gireceğini vaad etti."

 

[-] Hadis sahih, senedi ceyyiddir. Tirmizi (2437) ve İbn Mace (4286).

 

 

Bakiyye, Muhammed b. Ziyad kanalıyla sahabeden bir kişiden veya Ebu Umame'den şüpheyle rivayette bulunarak buna mutabaat etmiştir. Başkasından ise isnadında şüphe etmeden nakledilmiştir; ancak zayıftır. Bu ümmetin önceden gidenleri daha önce zikrettiğimiz ayetleri ve bu konudaki haberleri tefsir etmeye kalkmamışlardır.

 

 

 

724- Şeyban en-Nahvi der ki: Katade, "Onlar Allah'ı gereği gibi değerlendiremediler. Bütün yeryüzü, kıyamet günü O'nun avucundadır; gökler O'nun kudretiyle dürülmüş olacaktır"[Zümer 67] ayetini tefsir etmemiştir.   [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

725- Süfyan b. Uyeyne der ki: "Yüce Allah'ın Kitab'ında Kendini vasfettiği her şeyin tefsiri okunduğu şekildedir ve bu konuda susmak (tevile kalkışmamak) gerekir."

 

 

 

726- Eflah b. Muhammed der ki: Abdullah b. el-Mübarek'e: "Ey Ebü Abdinahman! Ben Rabbimi sıfatlandırmayı kerih görüyorum" dedim. İbnu'l-Mübarek şöyle karşılık verdi: "Benim kadar hiç kimse bunu kerih göremez. Ancak Kitab bir şey söyleyince biz onu olduğu gibi kabul ederiz. Bu konuda gelen hadisler olduğu zaman ise bunun hakkında konuşuruz."

 

 

Derim ki: Allah en doğrusunu bilir; ancak İbnu'l-Mübarek bundan bu konuda gelen hadisleri kasdetmiş ve bu konudaki haberler çerçevesinde kon uşacağını söylemiştir.

Bazı kelam alimleri şöyle derler: Sağdan kasıt eldir. El ise Allah'ın bir sıfatıdır ve bir organ değildir. Kitab ve sahih sünnette zikredilen, dürmek, almak, kabzetmek, sermek, mesh etmek, kabul etmek, infak etmek zati sıfatlarla alakalıdır ve bunlardan dokunma ve temas anlamı çıkmaz ve bunlardan hiçbirinde de teşbihe gidilemez.

 

Bazıları ise şöyle demişlerdir: Bundan başka durumlarda "almak" el organıyla olur ki Allah bundan münezzehtir. Almak, malik olma, kudret anlamına da gelir. Tıpkı: "Falan kişi avucumdadır" denilmesi gibi. Yani falan kişi benim kudretimin altındadır demektir. İnsanlar: "Herşey Allah'ın kabzasındadır" derken, Onun malik olmasını ve kudretini kastederler. Yine bu bir şeyi yok etme manasına da gelir. "Allah falan kişiyi aldı" derken onun canını aldığı kastedilir. Yüce Allah'ın: "Halbuki bütün bir dünya kıyamet günü O'nun avucunda, gökler alemi de bükülmüş olarak elinin içindedir"[Zümer 67] ayetinden kastedilen şu olabilir:

 

"Yeryüzü kıyamet günü onun kudretiyle yok olacaktır." Gökyüzünün bükülmesinden kastedilen ise eğip bükme değil, yok etmektir. Nitekim:

 

"İçinde bulunduğumuz durum önümüzden katlanıp gitti, başkası geldi" denilir. "Üzerimizden bir süre katlanıp gitti" denilirken de bu sürenin geçip gittiği kastedilir. Ayrıca Arap dilinde sağ (yemin) kudret ve mülkiyet anlamında da kullanılabilir. "Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ... " ayetinden malik olduğunuz köleler kastedilmiştir. "Gökler alemi de bükülmüş olarak elinin içindedir"[Zümer 67] sözüyle bunların fani olacağı kastedilmiştir. "Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık"[Hakka 45] ayetinden kastedilen de kuvvet ve kudretle yakalamaktır. İbn Arübe der ki: "Ayetten kasıt, onu tasarruftan alıkoymamızdır." "Sonra onun can damarını elbette keserdik''[Hakka 46] ayetindeki can damarından kasıt, kalpteki bir damardır. Yine bundan kastın, kalpte, kesildiği zaman kişinin ölümüne sebep olan bir damar olduğu söylenmiştir.

 

 

 

727- Ferra der ki: Sağ'dan kasıt kuvvet ve kudrettir. Şair şöyle der:

Bir şan ve şeref için bir sancak yükselince

Arabe (b. Evs) bunu sağı ile alıverir.

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik."[Hakka 45] Ayetteki sağdan kasıt güç ve kudrettir.

 

"Siz bize sağdan gelir dururdunuz"[Saffat 28] buyruğu: "Bize din yönünden gelerek bizi inandırıcı yüzle gelip aldatırdınız" manasındadır.

 

Zikrettiğimiz hadislerde geçen sağ, bazen güç, bazen de kudrettir.

 

Ayetlerde geçen sağ kelimeleri de aynı manadadır. Bu da kabule şayan bir şeydir. Çünkü insanlar değerli işler için sağ, değersiz işler için sol tabirini kullanırlar. Araplar: "Falan bizim için sağdadır. Yani değerlidir" derler.

 

(Örnek olarak) şair şöyle der:

Devem bana yetiştiği zaman

Artık benim için değerlisin, derim.

"İki eli de sağdır" sözünden kastedilen tamlık ve mükemmelliktir.

 

Araplar her şeyde sağı sever, soldan hoşlanmazlardı.

 

Ebü Süleyman el-Hattabi der ki: Yüce Allah'ı sol elle vasıflandırmak caiz değildir. Çünkü sol, zayıflık ve eksiklik demektir. "İki eli de sağdır" rivayetinden bir organ kastedilmemiştir. Bu, keyfiyeti üzerinde durulması caiz olmayan bir sıfattır. Biz iki elin de sağ olduğunu kabul eder, Kitab ve sünnetin bildirdiğiyle yetinip nasılolduğunu sormayız.

 

Derim ki: "Rahman'ın avucunda" sözü, kelam alimlerine göre "Mülkü ve hükümranlığı altındadır" manasındadır.  [-] İsnadı Ferra'ya kadar sahihtir.

 

 

 

728- İbn Mes'ıld'un bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab minberde hutbe verirken çoğu zaman şöyle derdi: Kendini gereğinden fazla zorlama Çünkü her şeyin miktarı ilah'ın avucundadır Onun istemediği sana gelmez istediği de senden uzak kalmaz Kelam alimleri şöyle derler: "İlahın avucundadır" sözü, İlahın mülkü ve kudretindedir manasındadır. Hadiste nakledildiğine göre avuç, Allah'ın nimeti manasına da gelir. "Allah'ın sağı doludur" sözünden nimetlerinin çok olduğu manası çıkar.

 

Ebu Süleyman der ki: (719.) Hadisteki "....." kelimesi eksiltmez manasındadır. "....." akmak demektir. Hadisteki manası, kesintisiz vermektir. "Elinde terazi dilediğini alçaltır, dilediğini de yükseltir" sözündeki teraziden kasıt, mahlılkat arasında adaletle taksim etmektir. Alçaltmak istediğini alçaltır, yüceltmek istediğini yüceltir, dilediğine rızkı genişletir, dilediğine kısar. Tıpkı terazinin tartarken bazen bir kefenin yükselip diğerinin alçalması gibi. [-] Zayıf

 

 

 

729- Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kıyamet günü Rükn, Ebü Kubeys dağından daha büyük olarak gelir, onun dili ve iki dudağı vardır. Rükn halis niyetle onu istilam edenlerin lehinde konuşur. Rükn, Allah'ın yarattıklarıyla tokalaştığı sağ elidir."

 

[-] Hakim, Müstedrek (1/457) ve Ahmed, Müsned (2/211).

 

 

Kelam alimleri şöyle dediler: Burada sağ, nimet manasındadır. Bunun bir benzetme olduğu da söylenmiştir. Kral, biriyle tokalaşacağı zaman, adam kralın elini öper. Hadisin senedinde zayıflık vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Parmaklarla ilgili Rivayetler