ŞUABU’L-İMAN

68. Şube Misafire İkram

 

Misafir’e İkramda Bulunmak

 

9136- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusu na iyilikte bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır konuşsun ya da sussun. "

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim bunu Sahih'te İshak b. İbrahim kanalıyla ve Buhari ile Müslim bunu Ebu Husayn kanalıyla Ebu Salih'ten rivayet etti. - Müslim 1/69 (76). - Buhari,edeb (7/78, 104) ve Müslim 1/68 (75).

 

 

 

9137- Ebu Salih bir önceki hadisin aynısını aktarmış ve rivayetinde: "(Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse) komşusuna eziyet etmesin" ifadesini kullanmıştır.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbn Mende, İman 2/443 (299,300), Hennad, Zühd 2/511 (1050), Ebu İshak el-Harbi, İkramu'd-Dayf (7), Ahmed, Müsned (2/463), Tahavi, Müşkilü'l-kar (4/22), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (sh. 41, 258) ve Sahih (1/362,363).

 

 

 

9138- Muhammed b. Amr da bunu Ebu Seleme kanalıyla: "Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur" şeklinde zikretmiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9139- Ebu Şurayh el-Adevı der ki: Şu kulaklarım duydu ve şu gözlerim gördü ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuşurken: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine caizesini ikramda bulunsun" buyurdu. "Onun caizesi nedir?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onun misafir olarak caizesi. bir gündüz ve gecelik ağırlanmadır. (Görev olarak) misafir ağırlama ise üç gün olur. Üç günden sonrası için yaptığı ağırlama ise ev sahibi için bir sadaka olur" dedikten sonra: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır konuşsun ya da sussun" buyurdu.

Lafız Kuteybe'nin lafzıdır.

 

İsnadı sahihtir.

 

İbn Bukeyr rivayetinde hadisin ilk kısmında: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna ikramda bulunsun" ziyadesinde bulunmuş ve söz konusu hadisin devamını aktarmıştır.

Müslim bunu Sahih'te Kuteybe kanalıyla ve Buhari bunu İbn Yusuf, başkası da Leys kanalıyla rivayet ettiler. - Müslim 2/1352 (14). - Buhari, edeb (7/79).

 

 

 

9140- Ebu Şurayh der ki: Şu kulaklarım duydu, şu gözlerim gördü ve şu kalbim belledi ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuşurken: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine caizesini ikramda bulunsun" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulül Onun caizesi nedir?" diye sorulunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Onun misafir olarak caizesi bir gündüz ve gecelik ağırlanmadır. (Görev olarak) misafir ağırlama ise üç gün olur. Üç günden sonrası için yaptığı ağırlama ise ev sahibi için bir sadaka olur. Sizden birinin de din kardeşini günaha sokacak kadar yanında kalması helal değildir." Kendisine: "Onu günaha sokacak şey nedir?" deyince: "Onun yanında oturup kalması ve (ev sahibinin yanında) kendisini ağırlayacak bir şey bulunmamasıdır" buyurdu. Sonra da: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır konuşsun ya da sussun" buyurdu.

Müslim bunu Sahih'te Muhammed b. el-Müsenna kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim 2/1353 (16).

 

 

 

9141- Ebu Şureyh el-Ka'bi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır konuşsun ya da sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse bir gündüz ve bir gece misafirine caizesini (hakkı olan ağırlamayı) ikramda bulunsun. (Görev olarak) misafir ağırlama ise üç gün olur. Üç günden sonrası için yaptığı ağırlama ise ev sahibi için bir sadaka olur. Misafirin de ev sahibini bıktıracak kadar yanında kalması helal değildir. "

 

Buhari bunu Sahih'te Malik kanalıyla rivayet etti. - Buhari, edeb (7/103).

 

Süleyman el-Hattabi: "Caize (mükafat) bir gündüz ve bir gece ağırlamaktır" dedi. Yani kişinin yanına misafır geldiği zaman ev sahibinin onu bir gündüz ve bir gece diğer günlerden farklı olarak güzel bir şekilde ağırlaması, hediye vermesi ve iyilikte bulunmasıdır. Diğer iki günde ise hazır bulduğunu ona ikram etmesidir. Üç gün geçtiği zaman misafırin hakkı bitmiş olur. Misafırin üç günden daha fazla kalması ve ev sahibinin onu ağırlaması halinde sadaka sevabı alması vacip olur."

 

 

 

9142- Okbe b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Misafirine ikramda bulunmayan kimsede hayır yoktur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (4/155), Haraİti, el-Münteka Min Mekarimi'l-Ahlak (134) ve EM İshak el-Harbi, İkramu'd-Dayf (54).

 

 

 

9143- Okbe b. Amir'in aynı isnad ile bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En kötü topluluk, misafir kabul etmeyen topluluktur" buyurmuştur.

İbn Lehia bunu bu şekilde rivayet etmiştir. Sahih isnadla olanı ise bir sonraki hadistir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Zehebi, Mizan (2/480) ve DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs (23, 2147).

 

 

 

9144- Ukbe b. Amir der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Sen bizi gönderiyorsun; biz de bir kavme misafir oluyoruz, ama onlar bize ikramda bulunmuyorlar. Bu durumda ne buyurursun?" dediğimizde: "Birilerine misafir olduğunuzda gereği gibi size ikramda bulundukları zaman bu ikramı kabul edin. Bunu yapmazlarsa yapmalan gereken misafire ikram hakkını onlardan alın" buyurdu.

 

Buhari ve Müslim bunu Sahih'lerinde Kuteybe kanalıyla rivayet etti. - Buhari, edeb (7/104) ve Müslim 2/1353 cı 7).

 

 

 

9145- Ebu Kerime'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Misafire birinci gecesinde ikramda bulunmak her Müslümanın görevidir. Misafir bu ikramdan mahrum bir şekilde sabahı ettiği zaman bu ikram ev sahibinin borcu gibi olur. Misafir dilerse bunu alır, dilerse de almaz. ''

Lafız İbn Bişran'ın lafzıdır.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 4/129 (3750) ve İbn Mace 2/1212 (3677).

 

 

Kattan'ın rivayetinde ise: "Dilerse bu borcu ev sahibinden alır, dilerse de bırakır" şeklindedir.

Başka bir kanaHa aynısı rivayet edilmiş ve salıih olan isnadın bu olduğu belirtilmiştir.

 

 

 

9146- Seleme b. el-Ekva' der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabalı namazını kıldığı zaman: "Her kişi bir grubu (beraberinde) götürsün" buyururdu. Bunun üzerine kimisi iki, kimisi üç kişi alarak gider ve geri kalanları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürürdü (yanında misafir ederdi).

Lafız İbn Bişran'ın lafzıdır.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

İbn Ab dan' ın rivayetinde ise: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte namaz kılar ve namazdan sonra ashabına: "Her kişi kendisine ikramda bulunabileceği kadar kişi götürsün" buyururdu. Geriye kalanları da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürürdü (yanında misafir ederdi)" şeklindedir.

 

 

 

9147- Ayzar b. Hureys bildiriyor: Bedeviler, İbn Abbas'a gelip: "Biz namaz kılıyoruz, zekat veriyoruz, hac ediyoruz, Ramazan orucunu tutuyoruz ve muhacirlerdeniz. Bizim için: "Siz bir şey üzere değilsiniz" diyorlar" deyince, İbn Abbas: "Namaz kılan, zekat veren, hac eden, Ramazan orucunu tutan ve misafiri ağırlayan cennete girer" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak] Musannef 11/274 (20529) ve Ebu İshak el-Harbı, İkramu'd-Dayf(51).

 

 

 

9148- İbrahim b. İshak ed-Dabbi bunu aynı isnad ve aynı mana ile Habib b. Habib kanalıyla Ebu İshak'tan rivayet etmiştir. Ancak rivayetinde: "Bunun üzerine İbn Abbas: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ... " karşılığını verdi" demiş ve hadisi merfü olarak aktarmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 12/136] 137 (12692)] Ebu İshak el-Harbı] İkramu'd-Dayf (50) ve İbn Adiy el-Kamil (2/821).

 

 

 

9149- Habib b. Şihab b. Mudlic el-Anberi'nin bildirdiğine göre babası:

"Bir arkadaşımla birlikte İbn Abbas'ın yanına gittim" demiş ve söz konusu hadisi zikrettikten sonra şöyle eklemiştir: İbn Abbas'ın şöyle anlattığını işittim: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Teblik gününde hutbe verdi ve: "Allah yolunda cihad için atının dizginine yapışmış kimse ve insanların şerrinden uzak duran kimsenin misali çölde koyunlarıyla birlikte kalan, misafirine ikramda bulunan ve hakkını ödeyen kimse gibidir" buyurdu." Kendisine: "(Gerçekten) bunu dedi mi?" dediğimde: "Evet dedi" karşılığını verdi. Bir daha: "(Gerçekten) bunu dedi mi?" dediğimde yine: "Evet, dedi" karşılığını verdi. Bir daha: "(Gerçekten) bunu dedi mi?" dediğimde yine: "Evet, dedi" karşılığını verdi. Bunun üzerine tekbir getirip hamd ettim ve sustum.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (1/311) ve Hakim, Müstedrek 2/102 (2460).

 

 

 

9150- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu   aleyhi meliem)

hutbesinde şöyle buyurmuştur: "Allah yolunda cihad için atının dizginine yapışıp insanların şerrinden uzak duran kimsenin, çölde sürüsü olup da sürüdeki, Allah'ın hakkını ödeyen ve misafire ikramda bulunan kimselerin en hayırlı kişiler olmalan yakındır.''

 

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Şahidi vardır: Nesal, zekat (5/83) ve Tirmizı, fedailu'l-cihad 4/182 (1652).

 

 

 

9151- Amr b. Dinar der ki: ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), altmış ile yüz arası devesi olan bir adama uğradı. Ancak adam Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağırlamamış ve herhangi bir ikramda bulunmamıştı. daha sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birkaç koyunu olan bir kadına uğradı. Kadın kendisini ağırlayıp bir hayvan kesince, ResuluHalı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına şöyle buyurdu: "Deve, sığır ve koyunlardan sürüsü olan şu adama bakın' Yanına uğradık: ancak bizi ne ağırladı, ne de bir ikramda bulundu. Şu kadına da bakın! Birkaç koyunu olmasına rağmen bizi ağırlayıp hayvan da kesti. Ahlak Yüce Allah'ın elindedir. iyi bir ahlak vermeyi dilediği kişilere ondan verir.''

-Aker ifadesi altmış ile yüz arasında koyun, sığır veya deveden oluşan sürü anlamına gelmektedir-

 

Tahric: Mürsel bir hadistir. Abdürrezzak, Musannef 11/145 (20155) ve İbn Ebi Dünya, Mekarimu'l-Ahlak (31).

 

 

 

9152- Tavus der ki: ResuluHalı'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberin üzerinde:

"Kişiyi iyi ahlaka (huya) yönlendiren Yüce Allah'tır. Onu kötü bir ahlaktan koruyan da yine O'dur" buyurdu.

 

Tahric: Mürsel bir hadistir. Abdürrezzak, Musannef 11/146 (20156) ve Taberani, M. el-Kebir 11/17(10796).

 

 

 

9153- Şekik anlatıyor: Bir arkadaşımla birlikte Selman'ın yanına girdim. Selman bize ekmek ve tuz ikram edip: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize külfet altına girmeyi yasaklamış olmasaydı, elbette sizin için külfete girerdim" dedi. Arkadaşım: "Tuzumuzun içinde keşke kekik de olsaydı" dedi. Bunun üzerine Selman ibriğini bakkala gönderip rehin bırakarak kekik getirtti ve onu tuzun içene döktü. Yemeğimizi yedikten sonra arkadaşım:

"Rızık olarak verdiği şeye karşı bize kanaat veren Allah'a hamd olsun" deyince, Selman: "Rızıklandığın şeye karşı kanaatkar olsaydın ibriğim bakkalda rehin olmazdı" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Taberani, M. el-Kebir 6/288 (6084, 6085), Ahmed, Müsned (5/441) ve Hakim, Müstedrek (4/123).

 

 

 

9154- Selman'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hiç kimse misafir için gücünün yetmeyeceği şekilde külfet altma girmesin" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hatib, Tarih (10/205) ve İbn Lal, Zehru'l-Firdevs 5/128 (7705)

 

 

 

9155- Abdurrahman b. Mes'ud el-Abdi bildiriyor: Selman el-farisi'nin:

"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) misafir için külfet altına girmemizi yasakladı" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Hatib, Tarih (8/45,46) ve Haditi, Mekarimu'I-Ahlak (136).

 

 

 

9156- Selman bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bize misafir ıçm külfet altına girmememizi ve hazır olan şeyi ikram etmemizi emretti."

Bunu Muhammed b. Yahya veya doğru yazılmış şekliyle Muhammed Ebu Yahya zikretmiştir.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Buhari, et-Tarihu'l-Kebir (1/2/386).

 

 

 

9157- Asım b. Lakit b. Sabre, babasından bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) misafiri olduğumda bir koyun kesti ve Hz. Aişe'ye: "Bunu misafir için kestiğimi sanma, Bizim yüz koyunumuz vardır ve yüzden fazla olduğu zaman bir tane kesmekteyiz" buyurdu.

 

Tahric: Ebu Davud 1/97- 100 (142, 143).

 

 

Beyhaki der ki: "Bu da insanlara karşı riyakarlığı terk etmenin, onlara karşı ikramda ve başka şeylerde dürüst olmanın gerekliliğine işaret etmektedir. Zira bazıları böylesi yalana ve riyaya giren davranışları aradaki bağları sağlamlaştırma babında görmektedir. Allah bizleri muvaffak kılsın ve günahlardan korusun."

 

 

 

9158- Humeyd bildiriyor: Enes b. Malik: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir (düğün) ziyafetinde bulundum. Ancak ziyafette ne ekmek, ne de et vardı" dedi. Kendisine: "Ey Ebu Hamza! Peki ne vardı?" dediğimde: "Hurma ve buğday unundan yapılmış un çorbası vardı" karşılığını verdi.

 

İsnadı hasendir.

 

Buhari bunu İsmail b. Ebi Uveys kanalıyla kardeşinden, o da Süleyman b. Bilal'den rivayet etti. - Buhari, meğazi (S/77).

 

 

 

9159- Ahnef b. Kays der ki: "Üç şey vardır ki bunlar bekletilmez. Bunlar; onu kaldıracak kişilerin bulunduğu cenaze, kızın dengini bulması halinde evlenmesi ve misafir geldiğinde o anda var olan yiyecekle onu ağırlamaktır."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9160- Bekr b. Abdillah el-Muzeni der ki: "Misafirin geldiği zaman yanında olmayan bir şeyi bekleyip de onu yanında olan şeyden men etme. Hazır bulunanı ikram et ve sonra da ikram etmek için istediğin şeyi bekle''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9161- Fadale eş-Şehham der ki: Hasan(-ı Basri)'nin yanına misafir geldiği zaman onlara yanında bulunan şeyden ikram ederdi. Bazen de birine:

"Sedirin altındaki sepeti çıkar" derdi. Çıkardığımızda da içinde taze hurma olduğunu görürdük. O: "Bunu sizin için saklamıştım" derdi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Mekarimu'I-Ahlak (301) ve Kitabu'I-İhvan (205).

 

 

 

9162- Abdulvahid b. Eymen, babasından bildiriyor: Cabir'in yanına bir misafir gelmişti. Onlara ekmek ve sirke getirip şöyle dedi: "Yiyin, zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Sirke, ne güzel bir katıktır. Kendilerine ikram edileni küçümsemek, kişilerin helak olmasına sebeptir. Aynı şekilde kişinin evinde bulunanı değersiz görüp de ikram etmekten çekinmek, kişinin helak olmasına sebeptir. ''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Ahmed, Müsned (3/371), Beyhaki, Sünen (7/279, 280) ve DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 4/226 (6782).

 

 

 

9163- İbn Avn der ki: "Kaç defa Hasan( -ı Basri)'nin yanına girmişiz ve bize içinde et olmayan çorba ikram etmiştir."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9164- İshak b. İbrahim der ki: Abid Kehmes'in yanına girdik. Bize on bir tane kırmızı taze hurma ikram ederek: "Kardeşinizin gücünün yettiği budur. Yardım eden de Allah'tır" dedi.

 

İsnadında tanımadığım bir ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (2/213). 

 

 

 

9165- Meymun b. Mihran der ki: "Yanına bir misafir geldiği zaman gücünün yetmeyeceği bir külfet altına girme. Ona ailenin yediği yemekten ikram et ve onu güler yüzle karşıla. Eğer gücünün yetmeyeceği bir külfet altına girersen onu hoşlanmayacağı bir yüzle karşılaman yakındır demektir."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9166- Şeyh Ebu Bekr el-Kaffal eş-Şaşi bu konuda şu şiiri okudu: "Evimi geniş kılarım gelen misafir için Azığım da mubahtır ondan yiyenler için.

Biz, yanımızda bulunanı ikram ederiz misafire Yanımızda sadece ekmek ve sirke olsa bile Cömert kişi kabul eder kendine ikram edileni Ben de zaten umursamam haddini bilmeyeni.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9167- Muhammed b. Abbad der ki: Adamın biri bedevi bir kadının yanında misafir oldu. Kadın ona kuru ekmek ve ekşimiş süt ikram etti. Yanında başka bir şey de yoktu. Adam (ikram edilenden dolayı kadını) kınayınca kadın şu şiiri okudu:

''Görmez misin geçim sıkıntısı çeken bir kişi

Mazur olsa da ikramının azlığından kınanmaktadır

Oysa yaptığı cimrilikten değil tevazudandır

Zaman nasıl davrandıysa o da öyle davranmaktadır. ''

 

İsnadı zayıftır.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Gücünün Yetmesi Halinde Misafir İçin Külfet Altına Girmek