ŞUABU’L-İMAN

66.ŞUBE: Kafir ve Fesatçılara karşı

 

Fasııklarla, Bidatçilerle ve Allah'a İtaatte Sana Yardımcı Olmayan Kişilerle Beraber Olmak

 

8989- Ebu Musa'nın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Salih kişi ile oturup kalkanın ve kötü kişi ile oturup kalkanın misali, misk taşıyan kimse ve körük çeken demircilerin misali gibidir. Misk taşıyan kimse ya miskinden sana verecektir, ya da sen bir miktar satın alacaksın ya da o miskin kokusunu (üzerine sinmiş) bulacaksın. Demirellik yapan kimse ise ya elbiseni yakacak ya da onun pis kokusunu (üzerine sinmiş) bulacaksın."

Buhari ve Müslim bunu Sahi'h'lerinde Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Usame'den rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir, - Buhari,zebaih (6/231),

 

 

 

8990- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine baksın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/168 (4833) ve Tirmizı, Zühd 4/589 (2378).

 

 

 

8991- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet olunmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Beğavi, Şerh es-Sünne 13/70 (3486).

 

Velid b. Müslim, Ebu Amir el-Akadi ve başkaları bunu Züheyr b. Muhammed kanalıyla rivayet etmiştir. - Ebu Davud 5/168 (4833) ve Tirmizı, Zühd (2378).

 

 

 

8992- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse sizden biri kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Haraitl, el-Muntekı'i min Mekı'irimu'l-Ahlı'ik (359, 481), Hakim, Müstedrek (4/171) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/165).

 

 

 

8993- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Kişiyi arkadaşına göre değerlendirin. Zira kişi kendisi gibi olan kimseyle arkadaşlık eder."

 

Hafs'ın rivayetinde ise: "Kişi sevdiği kimse veya kendisi gibi olan kimse ile arkadaşlık eder" şeklindedir. İsnadında "an tülan an fülan" sıygası kullanılmıştır.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Taberani, M. el-Kebir 9/209, 210 (8919), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (sh. 109), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/401) ve İbn Ebi Dünya, el-İhvan (38).

 

 

 

8994- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Yerleri isimlerine göre değerlendirin. Kişiyi de arkadaşına göre değerlendirin."

Ebu'l-Velid der ki: Ebu Vekl'ye: "Şu'be bunu bize Ebu İshak kanalıyla Hübeyre'den rivayet etti" dediğimde: "Ebu İshak da bize Hübeyre kanalıyla Abdullah'tan rivayet etti" karşılığını verdi. "Ruhlar bir araya getirilmiş değişik topluluklardır. .. " hadisi daha önce zikredilmişti.

 

Farklı kanallardan 8619 ile 8620. hadislerde zikredildi.

 

 

 

8995- Ömer b. el-Hattab der ki: "Seni ilgilendirmeyen işlere karışma ve düşmanından uzak dur. Güvenilir olanı dışında arkadaşlarından sakın. Hiç kimse bir topluluk içinde güvenilir olan kişiye denk olamaz. Emin olan kişi de ancak Allah'tan korkan kimsedir. Facir (günahkar) kişiyle arkadaşlık etme. Yoksa seni fücura sürükler. Ona sırrını da verme. İşlerinde sadece Allah'tan korkan kimselerle istişare et."

 

Tahric: İsnadında meçhul bir ravi vardır. İbnu'l-Mübarek, Zühd sh. 491 (1399), İbn Ebi Şeybe, Musannef(8/384, 385,13/265), Ebu Davud, Zühd (104) ve Ebu Nuaymi Hilye (1/55).

 

 

 

8996- Hz. Ömer der ki: "Sana eziyet veren şeylerden uzak dur. Kendine iyi ve faydalı bir dost edin ki böyle birisini çok nadir bulabilirsin. İşlerinde sadece Allah'tan korkan kimselerle istişare et."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8997- Ebu İshak bildiriyor: Hz. Ali: "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar"[Zuhruf 67] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Bunlar, mümin iki dost ile kafır iki dosttur. Mümin dostlardan biri vefat edince Cennetle müjdelendi. Müjdeyi alınca da dünyadaki dostunu andı ve: "Allahım! Dostum olan filan kişi sana ve Resulüne itaat etmemi söylerdi. Bana iyiliği emreder, kötülükten de sakındınrdı. Senin huzuruna çıkacağımızı da devamlı olarak bana hatırlatıp uyarırdı. Allahım! Benden sonra onu yoldan çıkarma ki bana burada gösterdiğini ona da gösteresin ve benden razı olduğun gibi ondan da razı olasın" der. Diğer mümin de öldüğü zaman ruhları bir araya gelir. Onlara: "Her biriniz diğerini övsün" denilince her biri diğeri için: "Ne güzel bir kardeş, ne iyi bir dosttur" demeye başlar.

 

Dost olan iki kafırden biri öldüğü zaman Cehennemle müjdelenir. Bu müjdeyi alınca dünyadaki arkadaşını hatırlar ve: "Allahım! Dostum olan filan kişi sana ve Resulü'ne isyan etmemi söylerdi. Bana kötülüğü emreder, iyilikten de sakındınrdı. Senin huzuruna da çıkmayacağınuzı söylerdi.

 

Allahım! Benden sonra ona hidayeti nasip etme ki bana burada gösterdiğini ona da gösteresin ve bana öfkelendiğin gibi ona da öfkelenesin" der. Diğer kafır de öldüğü zaman ruhları bir araya gelir. Onlara: "Her biriniz diğerini övsün" denilince her biri diğeri için: "Ne kötü bir kardeş ve ne kötü bir dosttur" demeye başlar." Sonra Hz. Ali: "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar"[Zuhruf 67] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Cerir, Tefsır (25/94) Bak: İbn Kesir; Tefsır (4/144) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/389).

 

 

 

8998- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Yüce Allah'ı çokça zikredin. Yüce Allah'ı zikretmene yardımcı olanı dışında kimseyi dost edinme.''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8999- Malik b. Miğvel der ki: Hz. İsa b. Meryem: "Masiyet işleyenleri sevmeyerek Yüce Allah'ın sevgisini kazanın. Onlardan uzaklaşarak Allah'a yaklaşın. Allah'ın rızasını onları sevmemekte arayın" deyince, oradakiler: "Ey Allah'ın ruhu! Kimlerle oturup kalkacağız?" diye sordular. Bunun üzerine Hz. İsa: "Görülmesi size Allah'ı hatırlatan, sözleri amelinizi arttıran ve sizi ahirete teşvik eden kimselerle arkadaşlık edin" karşılığını verdi.

 

Bu son sözler zayıf bir isnadla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım bir ravi vardır, İbnu'l-Mübarek, Zühd sh, 121 (355) ve Ahmed, Zühd (sh. 54).

 

 

 

9000- İbn Abbas der ki: Resulullah'a (sallallahu alayhi vesallam): "Ey Allah'ın Resulü! Dostlarımızın hangisi daha hayırlıdır?" diye sorulunca: "Görülmesi size Allah'ı hatırlatan. sözleri amelinizi arttıran ve amelleri size ahireti hatırlatan kimsedir" buyurdu.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9001- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet olunmuştur.

Ravi Mübarek zayıf biridir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır, İbn Adiy, el-Kamil (6/2324) ve Ebu Ya'la, Müsned 4/326 (2437).

 

 

 

9002- (İmam) Şafii der ki: Ubey b. Ka'b'a: "Ey Ebu'l-Münzir! Bana nasihatte bulun" denilince: "Kardeşlerinle takvaları nisbetinde yakın ol. Seni dinlemeyen kişiye boşuna dil dökme. Ölüye gıpta edilen şey dışında diriye gı pta etme" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, el-İhvan (47).

 

 

 

9003- Avn b. Abdillah b. Utbe bildiriyor: Hz. Lokman oğluna şöyle dedi:

"Evladım! Bir cemaatin bulunduğu yere gittiğin zaman, önce onlara İslam'ın okunu at (selam ver). Sonra onları konuşuyor halde görmedikçe sen de konuşma. Şayet Allah'ın zikrine dalacak olurlarsa sen de onlara katıL. Fakat başka bir söze geçerler se oradan ayrıl ve başkalarının yanına git.''

Bu lafız, mana olarak bir sonraki hadiste zikredilmiştir.

 

Tahric: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/519).

 

 

 

9004- Harmele el-Anberi der ki: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip:

"Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihatte bulun" dedim. Bunun üzerine Allah Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a karşı takvalı ol. Bir meclise gelip de yanında durduğunda beğendiğin şeylerden konuştuklarını işitirsen orada otur. Hoşuna gitmeyecek şeyler konuştuklarını işitirsen de onlara katılma ve orayı terk et " buyurdu.

 

Tahric: İsnadında mestur bir ravi vardır ve hasen bir hadistir. İbn Hibban, es-Sikat (6/485), Ahmed, Müsned (4/305) ve Taberani, M. el-Kebir4/6 (3476).

 

 

 

9005- Dırğame b. Harmele el-Anberi, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Kavimden bir grupla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim. Geri dönmek istediğim zaman: "Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihatte bulun" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a karşı takvalı ol. Bir meclise gelip de beğendiğin şeylerden konuştuklarını işittiğinde orada otur. Hoşuna gitmeyecek şeyler konuştuklarını işitirsen de orayı terk et" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (1/358,359) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (222).

 

 

 

9006- Evzai der ki: "Dost, giysideki yama konumundadır. Eğer yama giysiye benzemiyorsa onu çirkinleştirir."

 

 

 

9007- Said b. Abdilaziz bildiriyor: Mekhul: "Kötü dosttan sakın. çünkü şer, kötü kimseler için yaratılmıştır" derdi.

 

 

 

9008- Evzai der ki: İblis dostlarına: "Adem oğluna hangi cihetten gelmektesiniz?" diye sorunca: "Her cihetten gelmekteyiz" dediler. Kendilerine: "Onlara istiğfar cihetinden geliyor musunuz?" deyince: "Bu güç yetiremeyeceğimiz bir şeydir. O, tevhid ile birleştirilmiştir" cevabını verdiler. İblis: "Onlara öyle bir kapıdan geleceğim ki Allah'a istiğfar etmeyecekler" dedi ve onlara hevaları serpiştirdi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne I/Bl, 132 (236) ve Darimi (sh. 91,92).

 

 

 

9009- Süfyan der ki: : "Bidat, İblis için masiyetten daha sevimlidir."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. el-Ullekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne 1/132 (238) ve Ebu Nuaym, Hilye (7/26).

 

 

 

9010- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah her bidat sahibinin tövbesini engellemiştir" buyurdu.

Kesir'in rivayetinde ise: "Allah her bidat sahibinin tövbesi üzerine perde çekmiştir" şeklindedir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Asım, es-Sünne 1/21 (37) ve İbn Adiy, el-Kamil (6/2261).

 

 

 

9011- Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah her bidat sahibinin tövbesini engellemiştir" buyurdu.

Susi'nin rivayetinde ise: "Allah her bidat sahibi ile tövbe arasına engel koymuştur" şeklindedir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu'ş-Şeyh, Zikr Tarih Isbehan (sh. 259), Taberani, M. el-Evsat (4360) ve Herevi, Zemmü'l-Kelam (6/101/1).

 

 

 

9012- Ebu Cafer der ki: "Heva ehliyle (bidatçilerle) oturmayın. çünkü onlar Allah'ın ayetleri hakkında ileri geri konuşurlar."

San'anI'nin rivayetinde ise: "Husumet ehliyle (işi gücü çekişme olan kimselerle oturmayın)" şeklindedir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Cerir, Tefsir (7/229), Ebu Nuaym, Hilye (3/184), el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne (1/129) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (3/292).

 

 

 

9013- Hasan(-ı Basri) der ki: "Kulağını heva sahibine teslim etme, böyle yaparsan kalbin hastalanır. idareci (vali! halife), kendisine Kur'an'dan bir sure okuman için seni çağırırsa, davetine icabet etme, eğer icabet edersen onun yanından girdiğinden daha kötü bir halde çıkarsın."

 

Tahric: Abdürrezzak, Musannef (11/326).

 

 

 

9014- Bişr b. el-Haris der ki: Yüce Allah, Hz. Musa'ya şöyle buyurdu veya vahyetti: "Ey Musa! Heva ehliyle (sapık mezhep mensuplarıyla) tartışma. Onlar kalbine bir şey bırakıp seni düşürür ve (neticede) Allah seni sevmez."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9015- Ebu Kıtibe der ki: "Heva ehliyle (sapkın fikir sahipleriyle) oturmayın ve onlarla konuşmayın. çünkü sizi de sapkınlıklarının içine çekmeyeceklerinden veya bildikleri şeylerde sizi şüpheye düşürmeyeceklerinden emin değilim."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Darimı (sh. 45), Acurrı, eş-Şeria (sh. 56), el-Lalekaı, Şerh Usul i'tikıid ehli's-Sünne (243) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/187).

 

 

 

9016- Ata der ki: Bana bildirilene göre Yüce Allah'ın, Hz. Musa'ya indirdikleri arasında: "Heva ehliyle oturma. Onlarla oturursan, kalbinde olmayan şeyi kalbine düşürürler" sözü de vardır.

 

 

 

9017- Yahya b. Ebi Kesir: "Yolda bidatçi biriyle karşılaştığın zaman yolunu değiştir" demiştir.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (3/68,69).

 

 

 

9018- İbrahim b. Meysere'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bidat sahibi birine saygı gösterirse islam'ın yıkılmasına yardım etmiş olur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne 1/139 (273).

 

 

 

9019- Mus'ab b. Sa'd der ki: "Meftun biri ile oturma. Yoksa şu iki şeyden biri sana isabet eder. Ya seni fıtneye düşürür ve ona uyarsın ya da yanından kalkmadan önce sana eziyet eder."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9020- Evzai der ki: Yahya b. Ebi Kesir bana: "Bidatçi (bozuk mezhep sahibi) biriyle karşılaştığın zaman yolunu değiştir" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir, el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/ 139 (273) ve Acurri, eş-Şeria (sh,64),

 

 

 

9021- Hişam der ki: Hasan(-ı Basri) ile ve Muhammed (b. Sirin): "Heva ehliyle oturmayın, onlarla münakaşa etmeyin ve sözlerini dinlemeyin" derlerdi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. el-lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/133 (240).

 

 

 

9022- Ömer b. Kays b. Beşir'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahmak kimseyi konuşturma" buyurmuştur.

Ebu Abdillah: "Beşir b. Zeyd el-Ensari'nin hadisleri oldukça azdır" dedi. Ancak bu zayıf bir isnaddır ve sahabiler arasında Beşir b. Zeyd diye birini tanımıyorum. Doğrusu bir sonraki hadisin isnadında geçtiği gibidir.

 

 

 

9023- Arın b. Kays b. Beşir b. Arın'ın, babası kanalıyla Cahiliye'den olan dedesi Beşir b. Amr'dan bildirdiğine göre kendisi: "Ahmak kimseyi konuşturma" demiştir.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. İbn Ebi Asım, Zühd (89).

 

 

Sahih olan, mevkuf olan bu rivayettir. Yesir b. Amr, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında on bir yaşında idi. Yine söylenene göre kendisi on yaşında iken Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmiş ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra Müslüman olmuştur. Birinci isnad üç veya dört yönden hatalıdır. Bunlardan biri "Ömer b. Kays" denilmesidir. Doğrusu Arın b. Kays'tır. İkincisi "Beşir" denilmesidir. Doğrusu Yesir'dir. Üçüncüsü, hadisin Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırılmasıdır. Halbuki hadis mevkUf bir hadistir. Dördüncüsü ise, Beşir'in sahabilerden sayılmasıdır. Oysa Beşir, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanına yetişmiş; ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından sonra müslüman olmuştur.

 

 

 

9024- Ebu Hazım der ki: "Salih bir düşmanımın olması benim için fasid bir dostumun olmasından daha iyidir."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (3/245).

 

 

 

9025- Ebu Asım der ki: Önceden Araplar: "Akılsız her bir dost senin için düşmanından daha tehlikelidir" derdi.

 

 

 

9026- Malik b. Enes der ki: "Kendine hayrı olmayan kişinin başkasına hayrı dokunmaz."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9027- Abdussamed Murdevehy der ki: Fudayl (b. İyad)'ın: "Bidat sahibi kimseyle oturma. çünkü (sen yanındayken) üzerine lanetin inmesinden korkarım" dediğini işittim. 

 

Tahric: eI-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/137 (262).

 

 

 

9028- Fudayl b. İyad der ki: "Belanın göstergesi, kişinin dostunun bidat sahibi olmasıdır."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/108).

 

 

 

9029- Yine Fudayl b. İyad: "İslam ve sünnet üzere ölen kimseye ne mutlu" demiş ve bidatlerin zuhur edeceği zaman için ağlamıştır. Bidatler zuhur ettiği zaman çokça: "Maşallah" denilir.

 

Tahric: eI-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/138).

 

 

 

9030- Yine Fudayl b. İyad: "Her kim: ''Maşallah'' derse Allah'ın emrine teslim olmuş olur" demiştir.

 

 

 

9031- Yunus b. Ubeyd der ki: "Bidat sahibi kimseyle oturmayın ve (yabancı) bir kadınla birlikte bir yerde yalnız kalmayın."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/136).

 

 

 

9032- Ahmed b. İbrahim bir önceki hadisin aynısını aktarmıştır. Ancak rivayetinde "oturma" ve "bir kadınla birlikte bir yerde yalnız kalma" ifadesini kullanmıştır.

 

 

 

9033- Ahmed b. Abdillah b. Yunus der ki: Bir adamın, Sevri'ye: "Ey Ebu Abdillah! Bana nasihatte bulun" dediğini işittim. Bunun üzerine Sevri: "Arzularına uymaktan sakın! Husumetten sakın! Sultanlara yakın durmaktan sakın!" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/136) ve Ebu Nuaym, Hilye (7/28).

 

 

 

9034- Süfyan der ki: "Cehennemde öyle bir kuyu vardır ki cehennem ondan günde yetmiş defa Allah'a sığınır. Allah bu kuyuyu kurralar (Kur'an hafızları) ve siyasi liderleri ziyaret edenler için hazırlamıştır."

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasının hocasını tanımıyorum.

 

 

 

9035- İbn Ebi Muleyke veya bir başkası bildiriyor: Hz. Lokman şöyle dua ederdi: "Allahım! Dostlarımı, seni andığım zaman bana yardımda bulunmayan, seni unuttuğum zaman bana hatırlatmayan, yönetici olduğumda bana itaat etmeyen ve suskun kaldığımda bana hüzün vermeyen gafıllerden eyleme.''

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasının hocasını tanımıyorum. İbnu'l-Mübarek, ez-Zühd ve'r-Rekaik sh. 122,123 (359).

 

 

 

9036- İsmail et- Tüsi der ki: İbnu'l-Mübarek bana: "Oturup kalkman, miskinlerle birlikte olsun. Bidat (sapık mezhep) sahibi kimseyle de oturmaktan sakın" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/137) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/168).

 

 

 

9037- Murdevehy es-Saiğ der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Bidat sahibi kimseyle oturan kimseye hikmet verilmez" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Abdurrahman es-Süleml, Tabakat es-Safiyye (sh. 9,10).

 

 

 

9038- Yahya b. Muaz der ki: "İtikadı itikadına ihtilaf eden kişinin kalbine karşı da senin kalbin ihtilaf eder."

 

Tahric: Abdullah b. Muhammed ed-Damiğani sufilerdendir.

 

 

 

9039- İbrahim el-Kassar der ki: "İmtihanın en çetini, sohbet ettiğin kişinin itikadına ihtilaf etmesi veya sohbetinde böyle birine üstün gelmeye ihtiyaç duymandır. Sohbette insanların sana en uygunu, itikadına muvafakat eden ve kendisiyle oturduğun zaman kendisinden utandığın kimsedir. İşte bu kimsenin sohbeti ve onu görmen, seni çeşitli ihtilaflardan alıkoyar.''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9040- İbnu'l-Mukaffa' der ki: "Hasetçi birine nasihatte bulunma, ahmak biriyle dost olma, cimri kişiyle ünsiyet kurma ve yalancı kişiye inanma. Zira hasetçi kişiye nasihatte bulunan aldanınıştır, ahmak kişi ile dostluk kuran pişmanlık duymuştur, cimri kişiyle ünsiyet kuran aldanınıştır ve yalancı kişiye inanan kimse de serabın peşinden giden kimse gibidir."

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

9041- Talha'nın azatlısı Muzahim b. Ebi Muzahim bildiriyor: Ezd-i Şenüe kabilesinden bir adam ailesinden birine şöyle vasiyette bulundu:

"Birini deneyip de beğenmediğin bir huyunu gördüğün zaman ondan uzak dur. Zira benzeri birçok huyu da çıkacaktır. Sorun her ikinizden çıkarsa o yalan söylese de sen doğruyu söylemekten geri durma. Zira doğruyu söylemek dürüstlüğü de arttıracaktır. Öfkeni içine at! Zira kişinin içine atabileceği bundan daha iyi bir şey bilmiyorum. Nesebi temiz olmayan kişilerle evlilik yapmaktan da uzak dur!"

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9042- Ebu Abdillah el-Mağribı der ki: "Dünyayı seven kişi, sana samimi davranmaz. Ahireti seven kişi de seninle dostluk kurmaz. Kendi nefsine ihanet eden kimsenin samimiyetini temenni etme."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9043- Yahya b. Muaz er-Razı der ki: "Kendi nefsine ihanet eden kimsenin samimiyetini bekleme. Kendisiyle oturduğunda yanında rahat konuşamayacağın kişiyle de oturma."

 

 

 

9044- Bişr (b. el-Haris) der ki: "Elini, dininde mürai veya dünyasında riyakar olan birinin eline koyman yakındır. Bunların her ikisi de aynıdır. İnsanların en sakınanına (takvalısına), en iffetlisine, kazancı en temiz olaruna bak ve onunla dostluk kur. Ahiretin için sana yardımcı olmayan kimse ile dostluk kurma."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9045- Ebu Bekr el-Huceymi el-Basri der ki: Bir adamın Sehl b. AbdilIah:

"Ey Ebu Muhammed! Kiminle oturmamı emredersin?" diye sorduğunu işittim. Bunun üzerine Sehl: "Seninle diliyle değil, azalan ile konuşan kişiyle otur" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Nuaym} Hilye (10/197).

 

 

 

9046- Ebu Abdirrahman es-Sülemi bildiriyor: Dedem Ebu Amr'ın şöyle dediğini işittim: "Gördüğünde kişi senin edebini arttırmıyorsa bil ki kendisi de edepsizdir."

 

Tahric: İsnadı salihtir. Sülemi, Tabakat es-Sufiyye (sh. 454) ve İbnu'l-Mulakkin} Tabakatull-Evliya (sh. 107).

 

 

 

9047- Yine dedem Ebu Amr'ın şöyle dediğini işittim: "Kendisine saygı duyacağın kişi ile dostluk kur, saygı duymadığın kişi ile dostluk kurma.''

 

İsnadı salihtir.

 

 

 

9048- Üstad Ebu Ali Hasan b. Muhammed ed-Dekkak der ki: "Görünümü sana fayda sağlamayan kişinin sözü de fayda sağlamaz."

 

 

 

9049- Ebu Bekr er-Rakki der ki: Ebu Bekr er-Rekkak'a: "Kiminle dostluk kurayım?" dediğimde: "Kendisine karşı rahat olacağın ve sana karşı rahat olacak kimse ile" karşılığını verdi. Sonra yine kendisine: "Kiminle dostluk kurayım?" dediğimde: "Allah'ın sende bildiğini bilen ve bu konuda kendisine güvendiğin kimse ile" dedi.

 

İsnadı salihtir.

 

 

 

9050- Fudayl b. İyad der ki: "Öfkelendiği zaman sana yalan söyleyen kimse ile dostluk kurma."

 

 

 

9051- Muhammed b. Muzahir bildiriyor: Mutarrif şu şiiri okudu:

"t\sİl kişi, dostunu zelil kılan kimse değildir

Bildiği sırlarını ifşa eden kimse ise hiç değildir.

Asil kişi, dostluğu hep devam edip baki kalandır

Kişi onunla kalsa da, terk etse de sırrını saklayandır."

 

 

 

9052- İbnu'l-Enbarı bildiriyor: Ahmed b. Yahya şu şiiri okudu:

"Benim esas dostum, benden usanan dostum değildir

Yanında olmadığımda beni başka dostuyla satan da değildir.

Esas dostum, beni sürekli olarak sorandır

Her halükarda da sırrımı saklayandır."

 

 

 

9053- Muhammed b. Abdillah b. Abdilhakem bildiriyor: (İmam) Şafii'nin: "Kişi sırrını gizli tuttuğu sürece sırrın hakimiyeti elinde olur" dediğini işittim.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

9054- Amr b. el-As der ki: "Sırrımı verdiğim ve onu ifşa etmesinden dolayı kınadığım kimse yoktur. çünkü hiç kimseye sır vermedim.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

9055- Abdullah b. Hemdan el-Ukberi'nin bildirdiğine göre İbn Mahled

şu şiiri okumuştur:

"En hayırlı kardeşlerin seninle acıyı paylaşanlardır

Hani nerede, acıyı paylaşacak hakiki dost nerede!

Hazır bulunduğunda seni muhabbet ile sevindiren

Bulunmadığında ise senin yerine işiten ve gören dost nerede!"

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9056- Zünnun der ki: "Üç şey Allah için sevmenin göstergelerindendir.

Biri, aradaki sevginin saf olması için bir şeyleri infak etmektir. Diğeri, sevilen kardeşin istediği için kişinin kendi istediğinden vazgeçmesidir. Bir diğeri de, aradaki bağın sağlam olması için kardeşin sevdiği ve sevmediği şeyleri dikkate alıp bu yönde kişinin elinden gelen gayreti göstermesidir."

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

9057- Mücahid der ki: Önceleri: "Hakta, kendisi için gördüğün şeyi senin için görmeyen kişinin dostluğunda sana bir hayır yoktur" denilirdi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9058- Ebu'l-fadl Ahmed b. Muhammed el-Havatimi bildiriyor: Ebu'l-Abbas Muhammed b. Abdirrahman ed-Duğuli şu şiiri okudu:

"tlakkını tanıdıgın kişi tanımıyorsa hakkını

Onunla arayı kesmen en uygunudur

Dünyada salih kişiler de, gidecek yerler de çoktur

Maske takmadan da seninle dost olacaklar vardır

Kendi nefsine ziliete razı olanın hakkı

Burun kıvırıp ondan uzaklaşmaktır."

 

 

 

9059- Süfyan der ki: "Sana yaptığı iyilikleri sayıp duran kişi ile dostluk kurma."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

9060- Avn b. Abdillah b. Utbe der ki: "Düşmanınla birlikte oturmaktan sakın. Böylesi bir durumda düşmanın ayıplarını araştırır ve seni ifşa etmeye çalışır."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9061- Zünnun der ki: "Yanında hazır bulunduğun zamanda kendisinden selamette olduğun gibi yokluğunda da kendisinden selamette olacağın dost edinmeye bak."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuayın, Hilye (10/241).

 

 

 

9062- Ebu Ali er-Ruzbari der ki: "Zindanların en darı, birbirine (huyu huyuna) uymayan kimselerle bir arada bulunmaktır."

 

 

 

9063- (İmam) Şafii der ki: ''(Şerrinden korunmak maksadıyla) İdare etme ihtiyacı duyacağın kişi'nin dostluğundan bir hayır yoktur.''

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

9064- Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdullah! islam 'ın en sağlam kulpunun ne olduğunu biliyor musun?" diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedim. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah için dostluk kurmak, Allah için sevmek ve Allah için sevmemektir" buyurdu. Sonra: "Ey Abdullah! insanların en bilgininin kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Kendisine: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde: "En bilgili insan, insanların ihtilaflara düştükleri zaman amelleri az olmasına rağmen Sir üstü sürünüyor olsa bile gerçeği en iyi şekilde görebilendir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır ve şahitleriyle hasendir.

 

 

 

9065- İbn Mes'üd anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdullah b.

Mes'ud'" diye seslenince: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "Ey Abdullah b. Mes'ud!" diye seslenince, üç defa: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmanın en sağlam kulpunun ne olduğunu biliyor musun?" buyurdu. Kendisine: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde: "Allah için dostluk kurmak, Allah için sevip, Allah için nefret etmektir" buyurdu. Sonra: "Ey Abdullah b. Mes'ud!" diye seslenince, üç defa: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Bunun üzerine: "Hangi insanların daha üstün olduğunu biliyor musun?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde: "İnsanların en üstünü, dinlerinde fakih olup üstün amel işleyenlerdir" buyurdu. Sonra: "Ey Abdullah b. Mes'ud!" diye seslenince, üç defa: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Bunun üzerine: "Hangi insanların daha bilgili olduğunu biliyor musun?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde şöyle buyurdu: "En bilgili insan, insanların ihtilaflara düştükleri zaman amelleri az ve sırt üstü sürünüyor olsa bile gerçeği en iyi şekilde görebilendir. Bizden öncekiler yetmiş iki fırkaya aynımıştır. Onlardan üçü kurtuluşa ermiş, diğerleri ise helak olmuştur. Bir fırka krallara karşı çıkıp öldürülünceye kadar Allah'ın ve İsa b. Meryem'in dini uğrunda onlarla savaştılar. Bir fırkanın ise krallara karşı çıkma gücü yoktu. Bunlar kendi kavimleri arasında kalmaya devam edip onları Allah'ın ve Hz. İsa'nın dinine davet ettiler. Bunun üzerine de krallar onları testerelerle keserek öldürdüler. Bir fırkanın ise ne krallara karşı çıkma, ne de kavimleri arasında kalma gücü vardı. Bu sebeple dağlara çıkıp orada ruhbanlığa başladılar. Allah'ın haklarında: "Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır"[Hadid 27] diye buyurduğu kişiler de bunlardır. Müminler bana iman edip beni tasdik edenlerdir. Fasıklar da nankörlük edip beni inkar edenlerdir."

 

 

 

9066- Bera b. Azib bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmanın en sağlam kulpu nedir?" diye sorulunca: "Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir" buyurdu.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9067- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şu üç haslet kimde bulunursa o kimse imanın tatlılıığını hisseder. Bunlar, hiçbir şeyi Allah ve Resulü'nden daha fazla sevmemek, dininden dönmektense ateşe atılmayı yeğlemek ve Allah için sevip Allah için buğzetmektir (nefret etmektir)."

 

İsnadı zayıftır ve şahitleriyle hasendir.

 

 

 

9068- İbn Abbas bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Zer'e: "Ey Ebu. Zer! imanın en sağlam kulbu nedir?" diye sorunca, Ebu Zer: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah için dostluk kurmak. Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 11/251 (11573) ve Beğavi, Şerh es-Sünne 13/53 (3468).

 

 

 

9069- Mücahid bildiriyor: İbn Abbas bana: "Allah için düşman ol ve Allah için dostluk kur. çünkü Allah'ın dostluğuna ancak bu şekilde erişilir. Kişi bu şekilde olmadıkça çokça namaz kılıp çokça oruç tutsa da imanın tadını hissetmez" dedi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

9070- Fayd b. İshak er-Rakki der ki: Fudayl b. İyad bana şöyle dedi:

"Hangi davranıştan dolayı veya (Allah için) terk etmiş olduğun hangi şehvetten dolayı veya Allah için hangi yakını kendinden uzaklaştırdığından dolayı veya Allah için hangi düşmanı kendine yakın kıldığından dolayı Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hz. Nuh ile İbrahim'in konumunda durmak, peygamberler ve sıddikler ile birlikte cennete girmek istiyorsun?"

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Ahbaru lsbehan (1/203,204).

 

 

 

9071- Hasan b. Amr der ki: Bişr'in: "Allah için kimseye buğzettin mi?

Allah için bir şehvetinden vazgeçtin mi?" dediğini işittim.

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

9072- Aynı isnad ile Hasan b. Amr der ki: Bişr'in şöyle dediğini işittim:

"Allah için sevilir ve Allah için buğzedilir. Allah için birini sever ve bu kişi bir şey (bidat) ihdas ederse Allah için bu kimseyi buğzet. Eğer böyle yapmazsan Allah için sevmiş olmazsın.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

9073- Süfyan es-Sevri der ki: "Kişi birini Allah için sever ve sevdiği kişi İslam'da (bidat türünden) bir şey (sapkın fıkir) ihdas ettiği halde ona buğzetmezse, onu Allah için sevmiş olmaz."

Lafız el-Erğiyani'nin lafzıdır.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (7/34).

 

 

 

9074- Süfyan es-Sevri'nin bildirdiğine göre Ensar'dan yaşlı bir kişi şöyle

demiştir: "Allah için birini sever ve bu kişi bir şey ihdas ettiği (sapık bir fıkir ortaya attığı) halde ona buğzetmezsem, onu Allah için sevmiş olmam."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (7/34).

 

 

 

9075- Malik b. Dinar bildiriyor: Allah'ın Peygamberi Hz. Müsa: "Ey Rabbim! Arş'ın gölgesi altında gölgelendirdiğin ailen kimdir?" deyince, Allah şöylEbuyurdu: "Benim Celalim için birbirlerini sevenler, kalpleri saf olanlar ve bedenleri temiz olanlardır. Onlar anıldığı zaman ben zikredilirim. Ayrıca kartalların yuvasına sığınması gibi zikrime sığınanlar, çocuğun ninniyi sevdiği gibi zikrimi sevenler ve haram kıldığım şeyi helal kıldıklarında kaplanın hiddetlenmesi gibi hiddetlenenlerdir."

 

İsnadında Hadir b. Eban'ın bulunmasından dolayı zayıftır.

 

 

 

9076- Muhammed İbnu'l-Hanefıyye der ki: "Kim birini haklı yere severse bu kimse Allah'ın ez eli ilminde cehennemlik olsa bile Allah onu cennetlikler gibi mükafatlandırır. Kim de birine haksız yere buğzederse, bu kimse Allah'ın ezeli ilminde cennetlik olsa bile Allah onu cehennemlikler gibi cezalandırır."

 

 

 

9077- Süfyan b. Uyeyne der ki: Her bidatçinin zelil olduğunu görürsün. Yoksa Yüce Allah'ın, "Buzağıyı tanrı olarak benimseyenler Rablerinin öfkesine ve dünya hayatında alçaklığa uğrayacaklardır; iftira edenleri böylece cezalandırırız"[A'raf 152] buyurduğunu duymadın mı?

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (3/565).

 

 

 

9078- Hasan( -ı Basri) der ki: "Sünnete uygun yapılan az amel, bidat (sapkın fıkirler) dairesinde yapılan çok amelden daha hayırlıdır."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (3/76).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

67.Şube Komşuya İkramda Bulunmak