Fasııklarla, Bidatçilerle ve Allah'a İtaatte Sana
Yardımcı Olmayan Kişilerle Beraber Olmak |
8989- Ebu Musa'nın bildirdiğine
göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Salih
kişi ile oturup kalkanın ve kötü kişi ile oturup kalkanın misali, misk taşıyan
kimse ve körük çeken demircilerin misali gibidir. Misk taşıyan kimse ya
miskinden sana verecektir, ya da sen bir miktar satın alacaksın ya da o miskin
kokusunu (üzerine sinmiş) bulacaksın. Demirellik yapan kimse ise ya elbiseni
yakacak ya da onun pis kokusunu (üzerine sinmiş) bulacaksın."
Buhari ve Müslim bunu
Sahi'h'lerinde Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Usame'den rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir,
- Buhari,zebaih (6/231),
8990- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi arkadaşının dini üzeredir.
Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine baksın" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/168 (4833) ve Tirmizı, Zühd 4/589 (2378).
8991- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet olunmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Beğavi, Şerh es-Sünne 13/70 (3486).
Velid b. Müslim, Ebu Amir
el-Akadi ve başkaları bunu Züheyr b. Muhammed kanalıyla rivayet etmiştir. - Ebu
Davud 5/168 (4833) ve Tirmizı, Zühd (2378).
8992- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi
arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse sizden biri kiminle arkadaşlık ettiğine
dikkat etsin" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Haraitl, el-Muntekı'i min Mekı'irimu'l-Ahlı'ik (359, 481), Hakim, Müstedrek
(4/171) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/165).
8993- Abdullah b. Mes'ud
der ki: "Kişiyi arkadaşına göre değerlendirin. Zira kişi kendisi gibi olan
kimseyle arkadaşlık eder."
Hafs'ın rivayetinde ise:
"Kişi sevdiği kimse veya kendisi gibi olan kimse ile arkadaşlık eder"
şeklindedir. İsnadında "an tülan an fülan" sıygası kullanılmıştır.
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. Taberani, M. el-Kebir 9/209, 210 (8919), İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (sh. 109), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/401) ve İbn Ebi Dünya,
el-İhvan (38).
8994- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Yerleri isimlerine göre değerlendirin. Kişiyi de
arkadaşına göre değerlendirin."
Ebu'l-Velid der ki: Ebu
Vekl'ye: "Şu'be bunu bize Ebu İshak kanalıyla Hübeyre'den rivayet
etti" dediğimde: "Ebu İshak da bize Hübeyre kanalıyla Abdullah'tan
rivayet etti" karşılığını verdi. "Ruhlar bir araya getirilmiş değişik
topluluklardır. .. " hadisi daha önce zikredilmişti.
Farklı kanallardan 8619
ile 8620. hadislerde zikredildi.
8995- Ömer b. el-Hattab
der ki: "Seni ilgilendirmeyen işlere karışma ve düşmanından uzak dur.
Güvenilir olanı dışında arkadaşlarından sakın. Hiç kimse bir topluluk içinde
güvenilir olan kişiye denk olamaz. Emin olan kişi de ancak Allah'tan korkan
kimsedir. Facir (günahkar) kişiyle arkadaşlık etme. Yoksa seni fücura sürükler.
Ona sırrını da verme. İşlerinde sadece Allah'tan korkan kimselerle istişare
et."
Tahric: İsnadında meçhul
bir ravi vardır. İbnu'l-Mübarek, Zühd sh. 491 (1399), İbn Ebi Şeybe,
Musannef(8/384, 385,13/265), Ebu Davud, Zühd (104) ve Ebu Nuaymi Hilye (1/55).
8996- Hz. Ömer der ki:
"Sana eziyet veren şeylerden uzak dur. Kendine iyi ve faydalı bir dost
edin ki böyle birisini çok nadir bulabilirsin. İşlerinde sadece Allah'tan
korkan kimselerle istişare et."
İsnadı hasendir.
8997- Ebu İshak
bildiriyor: Hz. Ali: "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında,
dostlar birbirine düşman olurlar"[Zuhruf 67] ayetini açıklarken şöyle
demiştir: "Bunlar, mümin iki dost ile kafır iki dosttur. Mümin dostlardan
biri vefat edince Cennetle müjdelendi. Müjdeyi alınca da dünyadaki dostunu andı
ve: "Allahım! Dostum olan filan kişi sana ve Resulüne itaat etmemi
söylerdi. Bana iyiliği emreder, kötülükten de sakındınrdı. Senin huzuruna
çıkacağımızı da devamlı olarak bana hatırlatıp uyarırdı. Allahım! Benden sonra
onu yoldan çıkarma ki bana burada gösterdiğini ona da gösteresin ve benden razı
olduğun gibi ondan da razı olasın" der. Diğer mümin de öldüğü zaman
ruhları bir araya gelir. Onlara: "Her biriniz diğerini övsün"
denilince her biri diğeri için: "Ne güzel bir kardeş, ne iyi bir
dosttur" demeye başlar.
Dost olan iki kafırden
biri öldüğü zaman Cehennemle müjdelenir. Bu müjdeyi alınca dünyadaki arkadaşını
hatırlar ve: "Allahım! Dostum olan filan kişi sana ve Resulü'ne isyan
etmemi söylerdi. Bana kötülüğü emreder, iyilikten de sakındınrdı. Senin huzuruna
da çıkmayacağınuzı söylerdi.
Allahım! Benden sonra ona
hidayeti nasip etme ki bana burada gösterdiğini ona da gösteresin ve bana
öfkelendiğin gibi ona da öfkelenesin" der. Diğer kafır de öldüğü zaman
ruhları bir araya gelir. Onlara: "Her biriniz diğerini övsün"
denilince her biri diğeri için: "Ne kötü bir kardeş ve ne kötü bir
dosttur" demeye başlar." Sonra Hz. Ali: "O gün Allah'a karşı
gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar"[Zuhruf 67]
ayetini okudu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Cerir, Tefsır (25/94) Bak: İbn Kesir; Tefsır (4/144) ve Suyuti,
Dürrü'l-Mensur (7/389).
8998- Abdullah (b.
Mes'üd) der ki: "Yüce Allah'ı çokça zikredin. Yüce Allah'ı zikretmene
yardımcı olanı dışında kimseyi dost edinme.''
İsnadı ceyyiddir.
8999- Malik b. Miğvel der
ki: Hz. İsa b. Meryem: "Masiyet işleyenleri sevmeyerek Yüce Allah'ın
sevgisini kazanın. Onlardan uzaklaşarak Allah'a yaklaşın. Allah'ın rızasını
onları sevmemekte arayın" deyince, oradakiler: "Ey Allah'ın ruhu! Kimlerle
oturup kalkacağız?" diye sordular. Bunun üzerine Hz. İsa: "Görülmesi
size Allah'ı hatırlatan, sözleri amelinizi arttıran ve sizi ahirete teşvik eden
kimselerle arkadaşlık edin" karşılığını verdi.
Bu son sözler zayıf bir
isnadla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadında
tanımadığım bir ravi vardır, İbnu'l-Mübarek, Zühd sh, 121 (355) ve Ahmed, Zühd
(sh. 54).
9000- İbn Abbas der ki:
Resulullah'a (sallallahu alayhi vesallam): "Ey Allah'ın Resulü!
Dostlarımızın hangisi daha hayırlıdır?" diye sorulunca: "Görülmesi
size Allah'ı hatırlatan. sözleri amelinizi arttıran ve amelleri size ahireti
hatırlatan kimsedir" buyurdu.
İsnadı zayıftır.
9001- Başka bir kanalla
bu hadisin aynısı rivayet olunmuştur.
Ravi Mübarek zayıf
biridir.
Tahric: İsnadı zayıftır,
İbn Adiy, el-Kamil (6/2324) ve Ebu Ya'la, Müsned 4/326 (2437).
9002- (İmam) Şafii der
ki: Ubey b. Ka'b'a: "Ey Ebu'l-Münzir! Bana nasihatte bulun"
denilince: "Kardeşlerinle takvaları nisbetinde yakın ol. Seni dinlemeyen
kişiye boşuna dil dökme. Ölüye gıpta edilen şey dışında diriye gı pta
etme" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, el-İhvan (47).
9003- Avn b. Abdillah b.
Utbe bildiriyor: Hz. Lokman oğluna şöyle dedi:
"Evladım! Bir cemaatin
bulunduğu yere gittiğin zaman, önce onlara İslam'ın okunu at (selam ver). Sonra
onları konuşuyor halde görmedikçe sen de konuşma. Şayet Allah'ın zikrine
dalacak olurlarsa sen de onlara katıL. Fakat başka bir söze geçerler se oradan
ayrıl ve başkalarının yanına git.''
Bu lafız, mana olarak bir
sonraki hadiste zikredilmiştir.
Tahric: Suyuti,
Dürrü'l-Mensur (6/519).
9004- Harmele el-Anberi
der ki: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip:
"Ey Allah'ın Resulü!
Bana nasihatte bulun" dedim. Bunun üzerine Allah Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allah'a karşı takvalı ol. Bir meclise gelip de yanında
durduğunda beğendiğin şeylerden konuştuklarını işitirsen orada otur. Hoşuna
gitmeyecek şeyler konuştuklarını işitirsen de onlara katılma ve orayı terk et
" buyurdu.
Tahric: İsnadında mestur
bir ravi vardır ve hasen bir hadistir. İbn Hibban, es-Sikat (6/485), Ahmed,
Müsned (4/305) ve Taberani, M. el-Kebir4/6 (3476).
9005- Dırğame b. Harmele
el-Anberi, babası kanalıyla dedesinden bildiriyor: Kavimden bir grupla
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim. Geri dönmek istediğim zaman:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana nasihatte bulun" dedim. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a karşı takvalı ol. Bir meclise
gelip de beğendiğin şeylerden konuştuklarını işittiğinde orada otur. Hoşuna
gitmeyecek şeyler konuştuklarını işitirsen de orayı terk et" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (1/358,359) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (222).
9006- Evzai der ki:
"Dost, giysideki yama konumundadır. Eğer yama giysiye benzemiyorsa onu
çirkinleştirir."
9007- Said b. Abdilaziz
bildiriyor: Mekhul: "Kötü dosttan sakın. çünkü şer, kötü kimseler için
yaratılmıştır" derdi.
9008- Evzai der ki: İblis
dostlarına: "Adem oğluna hangi cihetten gelmektesiniz?" diye sorunca:
"Her cihetten gelmekteyiz" dediler. Kendilerine: "Onlara
istiğfar cihetinden geliyor musunuz?" deyince: "Bu güç
yetiremeyeceğimiz bir şeydir. O, tevhid ile birleştirilmiştir" cevabını
verdiler. İblis: "Onlara öyle bir kapıdan geleceğim ki Allah'a istiğfar
etmeyecekler" dedi ve onlara hevaları serpiştirdi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne I/Bl, 132 (236) ve Darimi (sh.
91,92).
9009- Süfyan der ki: :
"Bidat, İblis için masiyetten daha sevimlidir."
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
el-Ullekai, Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne 1/132 (238) ve Ebu Nuaym, Hilye
(7/26).
9010- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah her bidat sahibinin
tövbesini engellemiştir" buyurdu.
Kesir'in rivayetinde ise:
"Allah her bidat sahibinin tövbesi üzerine perde çekmiştir"
şeklindedir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Asım, es-Sünne 1/21 (37) ve İbn Adiy, el-Kamil (6/2261).
9011- Enes der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah her bidat sahibinin
tövbesini engellemiştir" buyurdu.
Susi'nin rivayetinde ise:
"Allah her bidat sahibi ile tövbe arasına engel koymuştur"
şeklindedir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu'ş-Şeyh, Zikr Tarih Isbehan (sh. 259), Taberani, M. el-Evsat (4360) ve
Herevi, Zemmü'l-Kelam (6/101/1).
9012- Ebu Cafer der ki:
"Heva ehliyle (bidatçilerle) oturmayın. çünkü onlar Allah'ın ayetleri
hakkında ileri geri konuşurlar."
San'anI'nin rivayetinde
ise: "Husumet ehliyle (işi gücü çekişme olan kimselerle oturmayın)"
şeklindedir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Cerir, Tefsir (7/229), Ebu Nuaym, Hilye (3/184), el-Lalekai, Şerh Usul
i'tikad ehli's-Sünne (1/129) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (3/292).
9013- Hasan(-ı Basri) der
ki: "Kulağını heva sahibine teslim etme, böyle yaparsan kalbin hastalanır.
idareci (vali! halife), kendisine Kur'an'dan bir sure okuman için seni
çağırırsa, davetine icabet etme, eğer icabet edersen onun yanından girdiğinden
daha kötü bir halde çıkarsın."
Tahric: Abdürrezzak,
Musannef (11/326).
9014- Bişr b. el-Haris
der ki: Yüce Allah, Hz. Musa'ya şöyle buyurdu veya vahyetti: "Ey Musa!
Heva ehliyle (sapık mezhep mensuplarıyla) tartışma. Onlar kalbine bir şey
bırakıp seni düşürür ve (neticede) Allah seni sevmez."
İsnadı ceyyiddir.
9015- Ebu Kıtibe der ki:
"Heva ehliyle (sapkın fikir sahipleriyle) oturmayın ve onlarla konuşmayın.
çünkü sizi de sapkınlıklarının içine çekmeyeceklerinden veya bildikleri
şeylerde sizi şüpheye düşürmeyeceklerinden emin değilim."
Tahric: İsnadı hasendir.
Darimı (sh. 45), Acurrı, eş-Şeria (sh. 56), el-Lalekaı, Şerh Usul i'tikıid
ehli's-Sünne (243) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/187).
9016- Ata der ki: Bana
bildirilene göre Yüce Allah'ın, Hz. Musa'ya indirdikleri arasında: "Heva
ehliyle oturma. Onlarla oturursan, kalbinde olmayan şeyi kalbine
düşürürler" sözü de vardır.
9017- Yahya b. Ebi Kesir:
"Yolda bidatçi biriyle karşılaştığın zaman yolunu değiştir" demiştir.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, Hilye (3/68,69).
9018- İbrahim b.
Meysere'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kim bidat sahibi birine saygı gösterirse islam'ın yıkılmasına yardım
etmiş olur" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır. el-Lalekai,
Şerh Usul i'tikad ehli's-Sünne 1/139 (273).
9019- Mus'ab b. Sa'd der
ki: "Meftun biri ile oturma. Yoksa şu iki şeyden biri sana isabet eder. Ya
seni fıtneye düşürür ve ona uyarsın ya da yanından kalkmadan önce sana eziyet
eder."
İsnadı hasendir.
9020- Evzai der ki: Yahya
b. Ebi Kesir bana: "Bidatçi (bozuk mezhep sahibi) biriyle karşılaştığın
zaman yolunu değiştir" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir,
el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/ 139 (273) ve Acurri, eş-Şeria
(sh,64),
9021- Hişam der ki:
Hasan(-ı Basri) ile ve Muhammed (b. Sirin): "Heva ehliyle oturmayın,
onlarla münakaşa etmeyin ve sözlerini dinlemeyin" derlerdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. el-lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/133 (240).
9022- Ömer b. Kays b.
Beşir'in, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahmak kimseyi konuşturma"
buyurmuştur.
Ebu Abdillah: "Beşir
b. Zeyd el-Ensari'nin hadisleri oldukça azdır" dedi. Ancak bu zayıf bir
isnaddır ve sahabiler arasında Beşir b. Zeyd diye birini tanımıyorum. Doğrusu
bir sonraki hadisin isnadında geçtiği gibidir.
9023- Arın b. Kays b.
Beşir b. Arın'ın, babası kanalıyla Cahiliye'den olan dedesi Beşir b. Amr'dan
bildirdiğine göre kendisi: "Ahmak kimseyi konuşturma" demiştir.
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. İbn Ebi Asım, Zühd (89).
Sahih olan, mevkuf olan
bu rivayettir. Yesir b. Amr, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında
on bir yaşında idi. Yine söylenene göre kendisi on yaşında iken Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmiş ve Allah Resulü'nün (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefatından sonra Müslüman olmuştur. Birinci isnad üç veya
dört yönden hatalıdır. Bunlardan biri "Ömer b. Kays" denilmesidir.
Doğrusu Arın b. Kays'tır. İkincisi "Beşir" denilmesidir. Doğrusu
Yesir'dir. Üçüncüsü, hadisin Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
dayandırılmasıdır. Halbuki hadis mevkUf bir hadistir. Dördüncüsü ise, Beşir'in
sahabilerden sayılmasıdır. Oysa Beşir, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zamanına yetişmiş; ancak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından
sonra müslüman olmuştur.
9024- Ebu Hazım der ki:
"Salih bir düşmanımın olması benim için fasid bir dostumun olmasından daha
iyidir."
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, Hilye (3/245).
9025- Ebu Asım der ki:
Önceden Araplar: "Akılsız her bir dost senin için düşmanından daha
tehlikelidir" derdi.
9026- Malik b. Enes der
ki: "Kendine hayrı olmayan kişinin başkasına hayrı dokunmaz."
İsnadı hasendir.
9027- Abdussamed
Murdevehy der ki: Fudayl (b. İyad)'ın: "Bidat sahibi kimseyle oturma.
çünkü (sen yanındayken) üzerine lanetin inmesinden korkarım" dediğini
işittim.
Tahric: eI-Lalekai, Şerh
Usul i'tikad Ehli's-Sünne 1/137 (262).
9028- Fudayl b. İyad der
ki: "Belanın göstergesi, kişinin dostunun bidat sahibi olmasıdır."
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(8/108).
9029- Yine Fudayl b.
İyad: "İslam ve sünnet üzere ölen kimseye ne mutlu" demiş ve
bidatlerin zuhur edeceği zaman için ağlamıştır. Bidatler zuhur ettiği zaman
çokça: "Maşallah" denilir.
Tahric: eI-Lalekai, Şerh
Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/138).
9030- Yine Fudayl b.
İyad: "Her kim: ''Maşallah'' derse Allah'ın emrine teslim olmuş olur"
demiştir.
9031- Yunus b. Ubeyd der
ki: "Bidat sahibi kimseyle oturmayın ve (yabancı) bir kadınla birlikte bir
yerde yalnız kalmayın."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/136).
9032- Ahmed b. İbrahim
bir önceki hadisin aynısını aktarmıştır. Ancak rivayetinde "oturma"
ve "bir kadınla birlikte bir yerde yalnız kalma" ifadesini
kullanmıştır.
9033- Ahmed b. Abdillah
b. Yunus der ki: Bir adamın, Sevri'ye: "Ey Ebu Abdillah! Bana nasihatte
bulun" dediğini işittim. Bunun üzerine Sevri: "Arzularına uymaktan
sakın! Husumetten sakın! Sultanlara yakın durmaktan sakın!" karşılığını
verdi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/136) ve Ebu Nuaym, Hilye (7/28).
9034- Süfyan der ki:
"Cehennemde öyle bir kuyu vardır ki cehennem ondan günde yetmiş defa
Allah'a sığınır. Allah bu kuyuyu kurralar (Kur'an hafızları) ve siyasi
liderleri ziyaret edenler için hazırlamıştır."
Tahric: Beyhaki'nin
hocasının hocasını tanımıyorum.
9035- İbn Ebi Muleyke
veya bir başkası bildiriyor: Hz. Lokman şöyle dua ederdi: "Allahım!
Dostlarımı, seni andığım zaman bana yardımda bulunmayan, seni unuttuğum zaman
bana hatırlatmayan, yönetici olduğumda bana itaat etmeyen ve suskun kaldığımda
bana hüzün vermeyen gafıllerden eyleme.''
Tahric: Beyhaki'nin
hocasının hocasını tanımıyorum. İbnu'l-Mübarek, ez-Zühd ve'r-Rekaik sh. 122,123
(359).
9036- İsmail et- Tüsi der
ki: İbnu'l-Mübarek bana: "Oturup kalkman, miskinlerle birlikte olsun.
Bidat (sapık mezhep) sahibi kimseyle de oturmaktan sakın" dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
el-Lalekai, Şerh Usul i'tikad Ehli's-Sünne (1/137) ve Ebu Nuaym, Hilye (8/168).
9037- Murdevehy es-Saiğ
der ki: Fudayl b. İyad'ın: "Bidat sahibi kimseyle oturan kimseye hikmet
verilmez" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Abdurrahman es-Süleml, Tabakat es-Safiyye (sh. 9,10).
9038- Yahya b. Muaz der
ki: "İtikadı itikadına ihtilaf eden kişinin kalbine karşı da senin kalbin
ihtilaf eder."
Tahric: Abdullah b.
Muhammed ed-Damiğani sufilerdendir.
9039- İbrahim el-Kassar
der ki: "İmtihanın en çetini, sohbet ettiğin kişinin itikadına ihtilaf etmesi
veya sohbetinde böyle birine üstün gelmeye ihtiyaç duymandır. Sohbette
insanların sana en uygunu, itikadına muvafakat eden ve kendisiyle oturduğun
zaman kendisinden utandığın kimsedir. İşte bu kimsenin sohbeti ve onu görmen,
seni çeşitli ihtilaflardan alıkoyar.''
İsnadı ceyyiddir.
9040- İbnu'l-Mukaffa' der
ki: "Hasetçi birine nasihatte bulunma, ahmak biriyle dost olma, cimri
kişiyle ünsiyet kurma ve yalancı kişiye inanma. Zira hasetçi kişiye nasihatte
bulunan aldanınıştır, ahmak kişi ile dostluk kuran pişmanlık duymuştur, cimri
kişiyle ünsiyet kuran aldanınıştır ve yalancı kişiye inanan kimse de serabın
peşinden giden kimse gibidir."
İsnadında bir sakınca
yoktur.
9041- Talha'nın azatlısı
Muzahim b. Ebi Muzahim bildiriyor: Ezd-i Şenüe kabilesinden bir adam ailesinden
birine şöyle vasiyette bulundu:
"Birini deneyip de
beğenmediğin bir huyunu gördüğün zaman ondan uzak dur. Zira benzeri birçok huyu
da çıkacaktır. Sorun her ikinizden çıkarsa o yalan söylese de sen doğruyu
söylemekten geri durma. Zira doğruyu söylemek dürüstlüğü de arttıracaktır.
Öfkeni içine at! Zira kişinin içine atabileceği bundan daha iyi bir şey
bilmiyorum. Nesebi temiz olmayan kişilerle evlilik yapmaktan da uzak dur!"
İsnadı hasendir.
9042- Ebu Abdillah
el-Mağribı der ki: "Dünyayı seven kişi, sana samimi davranmaz. Ahireti
seven kişi de seninle dostluk kurmaz. Kendi nefsine ihanet eden kimsenin
samimiyetini temenni etme."
İsnadı ceyyiddir.
9043- Yahya b. Muaz
er-Razı der ki: "Kendi nefsine ihanet eden kimsenin samimiyetini bekleme.
Kendisiyle oturduğunda yanında rahat konuşamayacağın kişiyle de oturma."
9044- Bişr (b. el-Haris)
der ki: "Elini, dininde mürai veya dünyasında riyakar olan birinin eline
koyman yakındır. Bunların her ikisi de aynıdır. İnsanların en sakınanına
(takvalısına), en iffetlisine, kazancı en temiz olaruna bak ve onunla dostluk
kur. Ahiretin için sana yardımcı olmayan kimse ile dostluk kurma."
İsnadı ceyyiddir.
9045- Ebu Bekr el-Huceymi
el-Basri der ki: Bir adamın Sehl b. AbdilIah:
"Ey Ebu Muhammed!
Kiminle oturmamı emredersin?" diye sorduğunu işittim. Bunun üzerine Sehl:
"Seninle diliyle değil, azalan ile konuşan kişiyle otur" karşılığını
verdi.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Nuaym} Hilye (10/197).
9046- Ebu Abdirrahman
es-Sülemi bildiriyor: Dedem Ebu Amr'ın şöyle dediğini işittim: "Gördüğünde
kişi senin edebini arttırmıyorsa bil ki kendisi de edepsizdir."
Tahric: İsnadı salihtir.
Sülemi, Tabakat es-Sufiyye (sh. 454) ve İbnu'l-Mulakkin} Tabakatull-Evliya (sh.
107).
9047- Yine dedem Ebu
Amr'ın şöyle dediğini işittim: "Kendisine saygı duyacağın kişi ile dostluk
kur, saygı duymadığın kişi ile dostluk kurma.''
İsnadı salihtir.
9048- Üstad Ebu Ali Hasan
b. Muhammed ed-Dekkak der ki: "Görünümü sana fayda sağlamayan kişinin sözü
de fayda sağlamaz."
9049- Ebu Bekr er-Rakki
der ki: Ebu Bekr er-Rekkak'a: "Kiminle dostluk kurayım?" dediğimde:
"Kendisine karşı rahat olacağın ve sana karşı rahat olacak kimse ile"
karşılığını verdi. Sonra yine kendisine: "Kiminle dostluk kurayım?"
dediğimde: "Allah'ın sende bildiğini bilen ve bu konuda kendisine
güvendiğin kimse ile" dedi.
İsnadı salihtir.
9050- Fudayl b. İyad der
ki: "Öfkelendiği zaman sana yalan söyleyen kimse ile dostluk kurma."
9051- Muhammed b. Muzahir
bildiriyor: Mutarrif şu şiiri okudu:
"t\sİl kişi, dostunu
zelil kılan kimse değildir
Bildiği sırlarını ifşa
eden kimse ise hiç değildir.
Asil kişi, dostluğu hep
devam edip baki kalandır
Kişi onunla kalsa da,
terk etse de sırrını saklayandır."
9052- İbnu'l-Enbarı
bildiriyor: Ahmed b. Yahya şu şiiri okudu:
"Benim esas dostum,
benden usanan dostum değildir
Yanında olmadığımda beni
başka dostuyla satan da değildir.
Esas dostum, beni sürekli
olarak sorandır
Her halükarda da sırrımı
saklayandır."
9053- Muhammed b.
Abdillah b. Abdilhakem bildiriyor: (İmam) Şafii'nin: "Kişi sırrını gizli
tuttuğu sürece sırrın hakimiyeti elinde olur" dediğini işittim.
Ravileri güvenilirdir.
9054- Amr b. el-As der
ki: "Sırrımı verdiğim ve onu ifşa etmesinden dolayı kınadığım kimse
yoktur. çünkü hiç kimseye sır vermedim.''
Ravileri güvenilirdir.
9055- Abdullah b. Hemdan
el-Ukberi'nin bildirdiğine göre İbn Mahled
şu şiiri okumuştur:
"En hayırlı
kardeşlerin seninle acıyı paylaşanlardır
Hani nerede, acıyı
paylaşacak hakiki dost nerede!
Hazır bulunduğunda seni
muhabbet ile sevindiren
Bulunmadığında ise senin
yerine işiten ve gören dost nerede!"
İsnadı zayıftır.
9056- Zünnun der ki:
"Üç şey Allah için sevmenin göstergelerindendir.
Biri, aradaki sevginin
saf olması için bir şeyleri infak etmektir. Diğeri, sevilen kardeşin istediği
için kişinin kendi istediğinden vazgeçmesidir. Bir diğeri de, aradaki bağın
sağlam olması için kardeşin sevdiği ve sevmediği şeyleri dikkate alıp bu yönde
kişinin elinden gelen gayreti göstermesidir."
İsnadı sahihtir.
9057- Mücahid der ki:
Önceleri: "Hakta, kendisi için gördüğün şeyi senin için görmeyen kişinin
dostluğunda sana bir hayır yoktur" denilirdi.
İsnadı zayıftır.
9058- Ebu'l-fadl Ahmed b.
Muhammed el-Havatimi bildiriyor: Ebu'l-Abbas Muhammed b. Abdirrahman ed-Duğuli
şu şiiri okudu:
"tlakkını tanıdıgın
kişi tanımıyorsa hakkını
Onunla arayı kesmen en
uygunudur
Dünyada salih kişiler de,
gidecek yerler de çoktur
Maske takmadan da seninle
dost olacaklar vardır
Kendi nefsine ziliete
razı olanın hakkı
Burun kıvırıp ondan
uzaklaşmaktır."
9059- Süfyan der ki:
"Sana yaptığı iyilikleri sayıp duran kişi ile dostluk kurma."
İsnadı ceyyiddir.
9060- Avn b. Abdillah b.
Utbe der ki: "Düşmanınla birlikte oturmaktan sakın. Böylesi bir durumda
düşmanın ayıplarını araştırır ve seni ifşa etmeye çalışır."
İsnadı hasendir.
9061- Zünnun der ki:
"Yanında hazır bulunduğun zamanda kendisinden selamette olduğun gibi yokluğunda
da kendisinden selamette olacağın dost edinmeye bak."
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuayın, Hilye (10/241).
9062- Ebu Ali er-Ruzbari
der ki: "Zindanların en darı, birbirine (huyu huyuna) uymayan kimselerle
bir arada bulunmaktır."
9063- (İmam) Şafii der
ki: ''(Şerrinden korunmak maksadıyla) İdare etme ihtiyacı duyacağın kişi'nin
dostluğundan bir hayır yoktur.''
İsnadı hasendir.
9064- Abdullah b. Mes'ud
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdullah! islam 'ın
en sağlam kulpunun ne olduğunu biliyor musun?" diye sorunca: "Allah
ve Resulü daha iyi bilir" dedim. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allah için dostluk kurmak, Allah için sevmek ve Allah
için sevmemektir" buyurdu. Sonra: "Ey Abdullah! insanların en
bilgininin kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Kendisine: "Allah
ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde: "En bilgili insan, insanların
ihtilaflara düştükleri zaman amelleri az olmasına rağmen Sir üstü sürünüyor
olsa bile gerçeği en iyi şekilde görebilendir" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır
ve şahitleriyle hasendir.
9065- İbn Mes'üd
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdullah b.
Mes'ud'" diye
seslenince: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "Ey Abdullah b.
Mes'ud!" diye seslenince, üç defa: "Buyur ey Allah'ın Resulü!
Emrindeyim" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İmanın en sağlam kulpunun ne olduğunu biliyor musun?" buyurdu. Kendisine:
"Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde: "Allah için dostluk
kurmak, Allah için sevip, Allah için nefret etmektir" buyurdu. Sonra:
"Ey Abdullah b. Mes'ud!" diye seslenince, üç defa: "Buyur ey
Allah'ın Resulü! Emrindeyim" dedim. Bunun üzerine: "Hangi insanların
daha üstün olduğunu biliyor musun?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha
iyi bilir" dediğimde: "İnsanların en üstünü, dinlerinde fakih olup
üstün amel işleyenlerdir" buyurdu. Sonra: "Ey Abdullah b. Mes'ud!"
diye seslenince, üç defa: "Buyur ey Allah'ın Resulü! Emrindeyim"
dedim. Bunun üzerine: "Hangi insanların daha bilgili olduğunu biliyor
musun?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde
şöyle buyurdu: "En bilgili insan, insanların ihtilaflara düştükleri zaman
amelleri az ve sırt üstü sürünüyor olsa bile gerçeği en iyi şekilde
görebilendir. Bizden öncekiler yetmiş iki fırkaya aynımıştır. Onlardan üçü
kurtuluşa ermiş, diğerleri ise helak olmuştur. Bir fırka krallara karşı çıkıp
öldürülünceye kadar Allah'ın ve İsa b. Meryem'in dini uğrunda onlarla
savaştılar. Bir fırkanın ise krallara karşı çıkma gücü yoktu. Bunlar kendi
kavimleri arasında kalmaya devam edip onları Allah'ın ve Hz. İsa'nın dinine
davet ettiler. Bunun üzerine de krallar onları testerelerle keserek öldürdüler.
Bir fırkanın ise ne krallara karşı çıkma, ne de kavimleri arasında kalma gücü
vardı. Bu sebeple dağlara çıkıp orada ruhbanlığa başladılar. Allah'ın
haklarında: "Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat
kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi
uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu
da yoldan çıkmışlardır"[Hadid 27] diye buyurduğu kişiler de bunlardır.
Müminler bana iman edip beni tasdik edenlerdir. Fasıklar da nankörlük edip beni
inkar edenlerdir."
9066- Bera b. Azib
bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İmanın en sağlam
kulpu nedir?" diye sorulunca: "Allah için sevmek ve Allah için
buğzetmektir" buyurdu.
İsnadı zayıftır.
9067- Enes b. Malik'in bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şu üç
haslet kimde bulunursa o kimse imanın tatlılıığını hisseder. Bunlar, hiçbir
şeyi Allah ve Resulü'nden daha fazla sevmemek, dininden dönmektense ateşe
atılmayı yeğlemek ve Allah için sevip Allah için buğzetmektir (nefret
etmektir)."
İsnadı zayıftır ve
şahitleriyle hasendir.
9068- İbn Abbas
bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Zer'e: "Ey
Ebu. Zer! imanın en sağlam kulbu nedir?" diye sorunca, Ebu Zer:
"Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah için dostluk kurmak. Allah için
sevmek ve Allah için buğzetmektir" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 11/251 (11573) ve Beğavi, Şerh es-Sünne 13/53 (3468).
9069- Mücahid bildiriyor:
İbn Abbas bana: "Allah için düşman ol ve Allah için dostluk kur. çünkü
Allah'ın dostluğuna ancak bu şekilde erişilir. Kişi bu şekilde olmadıkça çokça
namaz kılıp çokça oruç tutsa da imanın tadını hissetmez" dedi.
İsnadı zayıftır.
9070- Fayd b. İshak
er-Rakki der ki: Fudayl b. İyad bana şöyle dedi:
"Hangi davranıştan
dolayı veya (Allah için) terk etmiş olduğun hangi şehvetten dolayı veya Allah
için hangi yakını kendinden uzaklaştırdığından dolayı veya Allah için hangi
düşmanı kendine yakın kıldığından dolayı Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile birlikte Hz. Nuh ile İbrahim'in konumunda durmak, peygamberler ve sıddikler
ile birlikte cennete girmek istiyorsun?"
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, Ahbaru lsbehan (1/203,204).
9071- Hasan b. Amr der
ki: Bişr'in: "Allah için kimseye buğzettin mi?
Allah için bir
şehvetinden vazgeçtin mi?" dediğini işittim.
Ravileri güvenilirdir.
9072- Aynı isnad ile Hasan
b. Amr der ki: Bişr'in şöyle dediğini işittim:
"Allah için sevilir
ve Allah için buğzedilir. Allah için birini sever ve bu kişi bir şey (bidat)
ihdas ederse Allah için bu kimseyi buğzet. Eğer böyle yapmazsan Allah için
sevmiş olmazsın.''
Ravileri güvenilirdir.
9073- Süfyan es-Sevri der
ki: "Kişi birini Allah için sever ve sevdiği kişi İslam'da (bidat
türünden) bir şey (sapkın fıkir) ihdas ettiği halde ona buğzetmezse, onu Allah
için sevmiş olmaz."
Lafız el-Erğiyani'nin
lafzıdır.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (7/34).
9074- Süfyan es-Sevri'nin
bildirdiğine göre Ensar'dan yaşlı bir kişi şöyle
demiştir: "Allah
için birini sever ve bu kişi bir şey ihdas ettiği (sapık bir fıkir ortaya
attığı) halde ona buğzetmezsem, onu Allah için sevmiş olmam."
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(7/34).
9075- Malik b. Dinar
bildiriyor: Allah'ın Peygamberi Hz. Müsa: "Ey Rabbim! Arş'ın gölgesi
altında gölgelendirdiğin ailen kimdir?" deyince, Allah şöylEbuyurdu:
"Benim Celalim için birbirlerini sevenler, kalpleri saf olanlar ve
bedenleri temiz olanlardır. Onlar anıldığı zaman ben zikredilirim. Ayrıca
kartalların yuvasına sığınması gibi zikrime sığınanlar, çocuğun ninniyi sevdiği
gibi zikrimi sevenler ve haram kıldığım şeyi helal kıldıklarında kaplanın
hiddetlenmesi gibi hiddetlenenlerdir."
İsnadında Hadir b.
Eban'ın bulunmasından dolayı zayıftır.
9076- Muhammed
İbnu'l-Hanefıyye der ki: "Kim birini haklı yere severse bu kimse Allah'ın
ez eli ilminde cehennemlik olsa bile Allah onu cennetlikler gibi
mükafatlandırır. Kim de birine haksız yere buğzederse, bu kimse Allah'ın ezeli
ilminde cennetlik olsa bile Allah onu cehennemlikler gibi cezalandırır."
9077- Süfyan b. Uyeyne
der ki: Her bidatçinin zelil olduğunu görürsün. Yoksa Yüce Allah'ın,
"Buzağıyı tanrı olarak benimseyenler Rablerinin öfkesine ve dünya
hayatında alçaklığa uğrayacaklardır; iftira edenleri böylece
cezalandırırız"[A'raf 152] buyurduğunu duymadın mı?
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (3/565).
9078- Hasan( -ı Basri)
der ki: "Sünnete uygun yapılan az amel, bidat (sapkın fıkirler) dairesinde
yapılan çok amelden daha hayırlıdır."
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(3/76).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
67.Şube Komşuya
İkramda Bulunmak