Zalimlerin Yanında Olmak |
8948- Ebu'l-Bahteri
bildiriyor: Huzeyfe, Yüce Allah'ın: "Onlar Allah'ı-, bırakıp hahamlarını, papazlarını
ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler''[Tevbe 31] buyruğunu
açıklarken: "Bunlar söz konusu kişilere ibadet etmezlerdi, ancak Allah'a
isyan olan şeylerde onlara itaat ederlerdi" demiştir.
Tahric: Ata'nın ahir
ömründe ezberini karıştırmasından dolayı isnadı hasendir. Suyuti,
ed-Dürrü'lMensur (4/174).
8949- Urve b. ez-Zübeyr
der ki: Abdullah b. Ömer b. el-Hattab'ın yanına gittim ve: "Ey Ebu
Abdirrahman! Biz yöneticilerimizin yanına gidiyoruz ve onlar doğru olmadığını
bildiğimiz şeyleri anlatıyorlar. Biz de onları tasdik ediyoruz. Onlar haksız
hükümlerde bulunuyorlar, biz de onları doğrultup iyileştiriyoruz. Bu konu
hakkında ne dersin?" dediğimde:
"Ey kardeşim oğlu!
Biz bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte nifaktan
sayardık. Siz buna ne dersiniz bilmiyorum" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (1/376,377) ve Beyhaki, Sünen (8/165).
8950- Habbab bildiriyor:
Ben, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapısında oturuyorken Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıktı ve:
"Dinleyin"
buyurdu. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Dinliyoruz" deyince de şöyle
buyurdu: "Benden sonra bir takım valiler (halifeler) olacaktır. onları
yalanlarında tasdik etmeyin ve yaptıkları zulümde kendilerine yardımcı olmayın.
Kim onların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerinde kendilerine yardımcı olursa
Havz'ıma gelmeyecektir. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (5/111, 6/395), İbn Hibban, Sahih 1/251 (284) ve Taberani,M. el-Kebir4/67
(3627, 3628).
8951 - (Ka'b) İbn Ucra
el-Ensari der ki: Biz Mescid'de dokuz kişi otururken Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktı ve üç defa: "işitiyor musunuz?" diye
sorduktan sonra şöyle devam etti: "(Benden sonra) bir takım valiler
olacaktır. Kim onların yanına girer ve yalanlarını tasdik ederse, zulümlerinde
kendilerine yardımcı olursa, o kimse benden değildir ve ben de ondan değilim.
Bu kimse kıyamet gününde de Havz'ıma gelmeyecektir. Kim de onların yanına
girer, yalanlarında onları tasdik etmez ve zulümlerinde kendilerine yardımcı
olmazsa, o bendendir ve ben de ondanım. Kıyamet gününde de Havz'ıma gelecektir.
''
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/525 (2259), Nesai, bi'a (7/160) ve Beyhaki, Sünen (8/165).
Yine Sehl b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ashabına:
"insanların kötülerinin kalacağl. ahid ve emanetlerin bozulacağı ve
insanların şöyle şöyle olacağı zamanda haliniz ne olur?" buyurdu ve
parmaklarını birbirine geçirdi. Oradakiler: "Ey Allah'ın Resulü! Böyle
olduğu zaman ne yapmamızı emredersin?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "iyi bildiğinizi alın ve kötü bildiğinizi bırakın"
buyurdu.- Beyhaki, Sünen (8/165), Taberani, M. el-Kebir 6/202,203 (5868) ve İbn
Adiy, el-Kamil (2/463).
Sonra Abdullah b. Amr b.
el-As bunu bana has olarak şöyle anlattı: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Böyle olduğu zaman ne yapmamı
emredersin?" dediğimde: "Sana Allah'tan korkmanı, kendine ait işlere
yönelmeni ve umuma ait işleri terk etmeni tavsiye ederim" buyurdu." -
Ebu Davud 4/513 (4342).
8952- Cabir b,
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ka'b b.
Ucra'ya: "Ey Ka'b b. Ucra' Allah seni sefihlerin idareciliğinden
korusun" buyurunca, Ka'b: "Sefıh idarecilik nedir?" diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra getirdiğim
hidayetle hidayet bulmayan ve sünnetimin izinden gitmeyen yöneticilerdir. Kim
onların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerinde kendilerine yardımcı olursa,
onlar benden değildir. Ben de onlardan değilim. Onlar Havz'ıma gelmeyecektir.
Kim de onların yalanlarını tasdik etmez, zulümlerinde kendilerine yardımcı
olmazsa, işte onlar bendendir. Ben de onlardanım, onlar Havz'ıma geleceklerdir.
Ey Ka'b b. Ucra! Oruç kalkandır, sadaka günahları affettirir. Namaz Allah'a
yaklaştırıcıdır -veya: delildir- Ey Ka'b b. Ucra! Haram ile büyümüş hiçbir et
parçası (vücut) Cennet'e giremez. Ey Ka'b b. Ucra! insanlar iki sınıf olarak
sabahleyin evden çıkarlar. Birinci sınıf nefsini satın aILr ve onu azat eder.
Diğeri ise onu satar ve helak eder. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Abdürrezzak, Musannef 11/345,346 (20719), Ahmed, Müsned (3/321, 399), Hakim,
Müstedrek (1/79), İbn Hibban, Sahih (7/23,24), Bezzar, Müsned (2/241), Tahavi,
Müşkilü'l-Asar (2/137) ve Ebu Ya'la,Müsned 3/475, 476 (1999).
8953- İbn Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Koyun gibi
olanların vay haline" buyurunca, oradakiler: "Ey Allah'ın Resulü!
Koyun gibi olanlar kimlerdir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Vali doğru söylediği zaman: ''Doğru söylüyor''
diyen ve vali yalan söylediği zaman yine: ''Doğru söylüyor'' diyenlerdir"
karşılığını verdi.
Tahric: İsnadında durumu bilinmeyen
bir ravi vardır. DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs (4/397).
8954- Ubeyd b. Muhammed
bir önceki hadisin aynısını rivayet etti. Ancak rivayetinde, her iki durumda
da: ''Vali doğru söyledi'' lafzını kullanmıştır.
8955- Abdullah b. Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Avcılıkla uğraşan kimse gaflete düşer. Çölde yaşayan kimse kaba olur.
İdarecinin kapısına giden de fitneye düşer."
Yahya b. Salih bu isnadla
bunu rivayette tek kalmıştır.
8956- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Çölde
yaşayan kimse kaba olur. Avcılıkla uğraşan kimse gaflete düşer. İdarecinin
kapısına giden kimse de fitneye düşer. Kişi idareciye yakınlığını arttırdığı
nisbette Allah'tan uzaklaşır.''
Tahric: İsnadı zayıftır
ve has en bir hadistir. Ebu Davud, adaM (3/328) ve Tirmizi 4/523 (6656)0
Ebu'r-Rabi' bu ifadeyi
(yani: "Allah'tan uzaklaşır"
ifadesini)
zikretmemiştir.
Beyhaki der ki: "Bu
hadisi İsmail b. Zekeriya'dan başka rivayet eden bir kimseyi bilmiyorum."
8957- Bilineni de Ebu
Davud'un, Kitabu's-Sünen'de aynı mana ile rivayet etmiş olduğu hadistir ki o da
şöyledir: Ebu Hureyre bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Sürekli olarak idarecinin yanına giden kimse fitneye düşer. Kişi
idareciye yakınlığını arttırdığı nisbette Allah'tan uzaklaşır"
buyurmuştur." Ancak İbn Dase'den veya hocamızdan olan bu rivayette ravi
Muhammed b. İsa düşmüştür.
Tahric: Hasen bir
hadistir. Ebu Davud 3/278 (2860).
8958- Kays'ın bir
adamdan, onun da Süleym oğullarından bir kişiden bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "idarecinin kapliarına gitmekten sakının.
Zira kapısına gitmenin vebali ağırdır ve amelleri heba eder" buyurmuştur.
İsnadı hasendir.
Ubeyd der ki:
"Süleym oğullarından bir kişi olan Ebu'l-A'var esSelemi'yi
kastetmektedir."
Ebu Cafer ise:
"Zalim yöneticileri kastetmektedir" dedi.
8959- Ubade b. Nesiy der ki:
Ebu Derda'nın, Muaviye'de görülecek bir işi vardı. Muaviye bir meşguliyetinden
dolayı kendisini kabul etmeyince ağırına gitmiş ve şöyle demişti:
"İdarecinin kapısına giden kimse, gelene gidene saygı göstermek zorunda
kalır. Kim kapalı bir kapı bulursa yanında da açık geniş bir kapı bulur. Ondan
isterse istediği kendisine verilir. Dua ettiği zaman duası kabul edilir.
Nifakın başlangıcı da kişinin lideri hakkında dil uzatmasıdır."
İsnadı ceyyiddir.
8960- Ümmü Derda der ki:
Ebu Derda Muaviye'nin kapısına geldi ve kapıyı kapalı buldu. Bunun üzerine
şöyle dedi: ''İdareci'nin kapısına giden kimse, gelene giden'e saygı göstermek
zorunda kalır. Kim kapalı bir kapı bulursa yanında da açık bir kapı bulur.
Ondan isterse istediği kendisine verilir ve bağışlanma dilerse
bağışlanır."
Ravileri güvenilir
kişilerdir.
Zimmet ehlinden (azınlık
tebadan) bir kişinin vergiyi hafifletmesi için Muaviye ile konuşmasını
istediler. Muaviye ile konuşması için izin verilmeyince (kendisine
gönderenlere): "Sizler ondan daha zalimsiniz" dedi. Kendisine:
"Allah seni ıslah etsin. Niçin öyle demektesin" denilince de:
"Dileseydiniz Müslüman olurdunuz ve sizden vergi alması için bir sebebi
kalmazdı" karşılığını verdi.
8961- İsa b. Sinan der
ki: Vehb'in, Ata'ya şöyle dediğini işittim:
"İdarecinin
kapılarına gitmekten sakın. İdarecinin kapılarında develerin oturağı gibi
fitneler vardır. Onların dünyalarından bir şeyelde etmen halinde ona karşılık
mutlaka dininden bir şeyalırlar." Sonra şöyle devam etti: "Ey Ata!
Geçimliğin kadar bir mal ile yetinirsen, her şey yaşamın için yeterli olur.
Ancak geçimini sağlayacak kadar malla yetinmezsen, bil ki hiçbir mal sana
yeterli gelmeyecektir. Zira miden denizlerden bir deniz veya vadilerden bir
vadi gibidir ve onu ancak toprak doldurabilir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (4/43).
Hadisin ilk kısmı zayıf
bir kanalla merfu olarak rivayet edilmiştir.- Ebu Nuaym, Zikru Ahbar Isbehan
(2/43).
8962- Ali b. Ebi Talib:
''İdareci'nin kapısına gitmekten sakının'' demiştir
Tahric: İsnadı hasendir.
Buhari, et-Tarihu'l-Kebir (2/1/268, 273).
8963- Seleme b. Kays der
ki: Ebu Zer ile karşılaştığımda bana şöyle dedi:
"Ey Seleme b. Kays!
Üç şey vardır ki onlardan uzak dur. İki kumayı bir araya getirme. Her ne kadar
dikkatli olsan da aralarında adaleti sağlayamazsın. Sadaka (zekat)
toplayanlardan olma. çünkü sadaka toplayan kimse gereğinden az veya çok
alabilir. İdarecinin yanına gidip gelme. Zira onların dünyalarından bir şeyelde
etmen halinde ona karşılık mutlaka dininden bir şey alırlar."
Tahric: Buhari, et-
Tarihu'l-Kebir (4/1/146).
8964- İbn Mes'ud:
"İdareci kapılarında develerin oturağı gibi fıtneler vardır. Onların
dünyalarından elde ettiğiniz şeylere karşılık onlar da aynı miktarda dininizden
bir şeyler elde edip alırlar" demiştir.
Tahric: İsnadı munkatı'
dır. Abdürrezzak, Musannef 11/317 (20644).
8965- Umare b. Abd
bildiriyor: Huzeyfe: "Fitnenin olduğu yerlerden sakının" deyince,
kendisine: "Ey Ebu Ab diHah ! Fitnenin olduğu yerler nelerdir?" diye
soruldu. Bunun üzerine Huzeyfe: "İdarecilerin kapılarıdır. Sizden biri
idarecinin yanına girer, yalan olan şeyde onu tasdik eder ve onda olmayan şeyi
söyle(yip onu öve)r" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadında
Hakim'in tanımadığım hocası vardır. Abdürrezzak, Musannef 11/172,173 (20643),
Ebu Nuaym, Hilye (1/277) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(IS/237, 238).
8966- Muaviye b. Ebi
Süfyan der ki: "İdarecilerden sakının. çünkü onlar çocuk gibi öfkelenir ve
aslan gibi saldırırlar."
İsnadı ceyyiddir.
8967- Ali (b. Assam) der
ki: Abdullah b. Vehb: "İdarecilerden sakının.
Onların polislerinden
sakının. Onların muhafızlarından sakının. Onların bilirkişildanışmanlarından
sakının. çünkü bunlar kendi kendilerini yok ederler" dedi. Nöbetçi
kızınca, muhafız kızar. Muhafız kızınca komutan kızar. Komutan kızınca halife
kızar. Peki kişi bunlardan nasıl destek görebilir?"
İsnadı ceyyiddir.
8968- Yunus der ki:
San'a'da Amdan'ın mihrabında üç satırlık bir yazı vardı. Mihrabın üstünde:
"Söyleyeceğinin sana faydası dokunacak olsa bile diline susmayı
öğret" yazılıydı. Sağ tarafta ise: "İdareci bir ateştir ve ona karşı
gelmekten sakın" yazılıydı. Sol tarafında ise: "Senin annenin yerine
başka anneler ağlasın" yazılıydı.
İsnadı güçlü değildir.
8969- Fudayl b. İyad der
ki: "Kurranın (Kur'an hafızlarının) afeti kendilerini beğenmeleridir.
İdarecilerin kapılarına gitmekten sakının. çünkü onlar var olan nimeti yok
ederler."
8970- Yine Fudayl:
"Kur'an'dan bir sure öğrenir gibi idarecilerin kapısına gitmekten uzak
durmayı öğrenirdik" demiştir.
8971- Ebu Şihab der ki:
Süfyan es-Sevri'nin bir adama: "Senden kendilerine İhlas Suresi'ni okumanı
isteseler bile onlara yaklaşma" dediğini işittim.
Ahmed b. Yunus der ki:
Ebu Şihab'a: "Bununla kimi kastetmektedir?" dediğimde:
"İdarecileri kastetmektedir" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (6/386).
8972- Yusuf b. Esbat der
ki: Süfyan es-Sevri bana şöyle dedi: "Kurranın idareciye sığındığını
görürsen bil ki hırsız biridir. Zengin birine sığındığını görürsen bil ki riyakar
biridir. Sana: "Bu mazlumu savunuyor veya zulme mani oluyor" denilir,
sakın buna aldanına. Bu İblis'in bir aldatmasıdır. Kurralar bunu bir şeylere
erişmek için gereç olarak kullanınaktadır."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (6/387).
8973- Şuayb b. Yahya der
ki: Yaküb b. el-Eşca' gelip İsa b. Ebi Ata'nın yanına girdi ve selam verdi.
Kendisi Mısır'da idareci idi ve Medine ahalisinden biri idi. İsa kendisine:
"Ne mutlu size. Siz gazvelere çıkmakta ve nöbet tutmaktasınız. Biz ise ne
gazveye çıkıyor, ne de nöbet tutabiliyoruz" dedi. Bunun üzerine Yaküb:
"Sen de hayırlar içindesin" karşılığını verdi. Yaküb çıkıp gidince:
"Ben ne yaptım? Öyle bir şey söyledim ki bunun karşılığı ancak
şahadettir" dedi. Bunun üzerine hazırlandı, savaş için silahını kuşanıp
kemerini bağladı ve dışarı çıktı. Böylece oturup savaşa gidecek kavmin
çıkmasını bekledi. Oradakilere: "Komutanımız kimdir?" deyince:
"Filan el-Beri' dir" dediler. Bunun üzerine: "Beri uçar ve geri
dönmez" dedi. Otururken de uyuyup kaldı. Uyandığında etrafındakilere:
"Vallahi rüyamda
sanki bana cennete sokulduğum ve ondan süt içtiğim gösterildi" dedi.
Oradakiler: "Yeminle senin kusmanı söyleriz" dediler. Bunun üzerine
kustuğunda süt kustu. Sonra müfreze ile birlikte yola çıktı. Müfreze, Bahiretu't-Tayr
denilen yerde baskına uğradı. Sonra Bukeyr b. elEşec gelince kendisine:
"İsa b. Ebi Ata'nın yanına girip ona selam vermeyecek misin?"
denilince: "O, yüzüne asla bakmak istemediğim kişilerden biridir. Zira
kardeşim gibi küçük düşmekten korkarım" karşılığını verdi.
Tahric: Fesevi,
el-Ma'rifetu ve't-Tarih (ı/66I, 662).
8974- Ebu İshak el-Fezari
der ki: Süfyan es-Sevri bana şöyle dedi:
"Sevmediğim bir
kimseyle karşılaştığım zaman dahi bana: "Nasılsın?" dediğinde kalbim
ona karşı yumuşamaktadır. Ya onların (idarecilerin) çorbalarını içip
meclislerinde oturanların hali ne olacaktır?"
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (7/17).
8975- Yine Sevri:
"Onların yanına gittiğimde beni dövmelerinden korktuğumu mu sanıyorsun?
Ben, onların yanına gittiğimde bana ikramda bulunup beni fıtneye
düşürmelerinden korkuyorum" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, Hilye (7/40).
8976- Ali b. Assam der
ki: Huseym, bana: "Geçip giden gençlikten sonra keşke kendi zamanımın
kurrasıyla (Kur'an hafızlarıyla) birlikte olsaymışım" dedi.
İsnadı ceyyiddir.
8977- Ahmed b. İdris der
ki: Tahiundan bir kişiye: "Neden filan kişinin yanına girmezsin?"
denildiğinde: "Onun yanına girmeyi ve meclisime gelmesini istemiyorum. Aksi
taktirde Allah'ın sevmediği kimseyi sevmiş olurum veya onu sevmemden dolayı
kıyamet gününde onunla diriltilirim" karşılığını verdi.
8978- Ebu Osman Said b.
İsmail der ki: Yüce Allah'tan korkan kişinin çağrılmadan idarecinin kapısına
gitmesi uygun değildir. Yanına gittiği zaman da Allah'tan korkar bir şekilde
gitmeli, onlara iyiliği emredip kötülükten yasaklamalıdır. "Cihadın en
faziletlisi, zalim idarecinin yanında hakkı söylemektir" rivayetinde
olduğu gibi hakkı söylemelidir. Sonra da Rabbinden korkar bir şekilde
yanlarından ayrılmalıdır. Böyle olan kimse fıtneye düşmüş olmaz. Fitneye düşen
kimse; idarecinin yanına isteyerek giden, dünya malına ve şöhrete heves eden,
insanlar arasında makam isteyen, idarecinin izzetiyle şereflenen ve onunla
büyüklenen, yanına gittiklerinde ona yaranan, ona meyleden, kötü amellerine
razı olan, kötü işinde ona yardımcı olan, hakkı söylemediği halde onu tasdik
eden, övünerek yanından dönen, Allah'ın tuzağından emin olan, idarecinin
yanından onun izzetiyle şereflenerek dönen, insanlara eziyet eden, idarecinin
yanına gidip gelmekle onlara karşı güç gösteren kimsedir. Bu kimse fitneye
düşen, ahireti unutan, Rabbine asi olan, müminlere eziyet eden ve bütün
dünyanın kendisinin olması halinde bile karşılamayacağı kadar dininden taviz
veren kimsedir."
İsnadı ceyyiddir.
8979- Huzeyfe el-Mer'aşi
der ki: "Allah'ı(n rızasını) isteyen kimse, seni davet ettiği zaman
davetinden dolayı rahatlık içinde olursun. Allah'tan başkası için seni davet
ederse bu seni üz er ve ona davetine karşılık bir şey vermek istersin."
İsnadı ceyyiddir.
8980- Huzeyfe el-Mer'aşi
der ki: "Kötülerin ve sefihlerin (temyiz kabiliyeti olmayanların)
hediyelerini kabul etmekten sakının. Hediyelerini kabul etmeniz halinde
yaptıklarına razı olduğunuzu sanırlar.''
İsnadı ceyyiddir.
8981 - Basra ahalisinden
yaşlı biri olan Ebu Osman'ın bildirdiğine göre Lakinan (Hekim), oğluna şöyle
demiştir: "Evladım! Cahilin dostluğunu isteme ki onun yaptıklarına razı
olduğunu zanneder. Bilge olan kişinin öfkesini hafife alma ki senden
uzaklaşır."
Tahric: Ahmed, Zühd (sh.
107), Abdürrezzak, Musannef 11/138 (20135) ve İbnu'l-Mübarek, ez-Zühdü
ve'r-rekaik sh. 484 (1374).
8982- Vadın b. Ata der
ki: Yüce Allah, Yuşa' b. Nun'a şöyle vahyetti: "Kırk bini hayırlılarından,
altmış bini de şerlilerinden olmak üzere kavminden yüz bin kişiyi helak
edeceğim" buyurdu. Yuşa': "Ey Rabbim! Şerlilerini helak ediyorsun da
hayırlılarını niçin helak ediyorsun?" deyince, Yüce Allah: "Onlar,
şerlilerin evlerine girip onlarla yiyip içmekte ve benim gazabımla onlara
buğzetmemekteler" buyurdu.
İsnadı zayıftır.
8983- Muhammed b. Vasi'
der ki: "Kamış çiğnemek ve toprak yemek,
idareciye yaklaşmaktan
daha hayırlıdır.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(2/352).
8984- Cafer b. Süleyman
der ki: Malik. b. Dinar'ın: "Kişiye hainlik. olarak hain kimselere karşı
emin olması yeter" demiştir.
Tahric: İsnadında
Beyhaki'nin tanımadığım hocası vardır. Ahmed, Zevaid ez-Zühd (sh. 322, 323) ve
İbnu'l-Cevzi, Sıfatu's-Safve (3/282).
8985- Ahmed b. Said er-Ribati
anlatıyor: Ahmed b. Hanbel'in yanına gittim. Başını kaldırıp bana bakmamıştı
bile. Bunun üzerine kendisine: "Ey Ebu Ab diHah ! Horasan'da benim
hakkımda bazı şeyler yazılmaktadır. Eğer sen de bana bu şekilde muamele edersen
kimse sözümü dinlemez" dediğimde: "Ey Ahmed! Kıyamet gününde:
''Abdullah b. Tahir ve adamları nerededir?'' denilmekten kurtuluş var mıdır? O
zaman halin ne olacaktır?" karşılığını verdi. Kendisine: "Ey Ebu Ab
diHah ! Abdullah b. Tahir, beni nöbet işlerinde görevlendirdi. Bu sebeple onun
yanına girdim" dediğimde yine bana: "Ey Ahmed! Kıyamet gününde:
''Abdullah b. Tahir ve adamları nerededir?'' denilmekten kurtuluş var mıdır? O
zaman halin ne olacaktır?" demeye başladı.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Hatib, Tarih (4/166). Abdullah b. Tahir, halife Memun'un Şam ve Mısır valisi
idi.
8986- Hasan der ki:
"Zalim birinin bekası için dua eden kişi, Yüce Allah'a isyan edilmesini
istiyor demektir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (7/46).
8987- Yunus b. Ebi İshak'ın
bildirdiğine göre babası: "Yüce Allah kimi idarecilerin ve tabiplerin
kapısından müstağni kılarsa o kimse mutlu biridir demektir" demiştir.
Tahric: İsnadında
biyografisini bulamadığım Hakim'in hocası bulunmaktadır.
8988- Üstad Ebu'l-Kasım
Hasan b. Habib, Tefsir'inde şöyle demiştir: Babam bana şu şiiri okudu:
" İdareciler nerede
olursa olsun orada hep bela vardır
Onların yakınlarında
gölgen olmasın bu hepten zarardır.
Ne beklersin ki
kızdıkları zaman sana zulmeden topluluktan
Evet, ne beklersin ki
razı ettiğinde de senden usanan halktan!
Onları övdüğünde
kendilerini aldattığını düşünürler
Üzerlerine yükmüşsün gibi
seni fazlalık görürler.
t\lIah'a sığın ve asla
onların kapısını çalma
Zira zillettir gidip de
onların kapısında durma."
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Fasııklarla,
Bidatçilerle ve Allah'a İtaatte Sana Yardımcı Olmayan Kişilerle Beraber Olmak