ŞUABU’L-İMAN

66.ŞUBE: Kafir ve Fesatçılara karşı

 

Zalimlerin Yanında Olmak

 

8948- Ebu'l-Bahteri bildiriyor: Huzeyfe, Yüce Allah'ın: "Onlar Allah'ı-, bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler''[Tevbe 31] buyruğunu açıklarken: "Bunlar söz konusu kişilere ibadet etmezlerdi, ancak Allah'a isyan olan şeylerde onlara itaat ederlerdi" demiştir.

 

Tahric: Ata'nın ahir ömründe ezberini karıştırmasından dolayı isnadı hasendir. Suyuti, ed-Dürrü'lMensur (4/174).

 

 

 

8949- Urve b. ez-Zübeyr der ki: Abdullah b. Ömer b. el-Hattab'ın yanına gittim ve: "Ey Ebu Abdirrahman! Biz yöneticilerimizin yanına gidiyoruz ve onlar doğru olmadığını bildiğimiz şeyleri anlatıyorlar. Biz de onları tasdik ediyoruz. Onlar haksız hükümlerde bulunuyorlar, biz de onları doğrultup iyileştiriyoruz. Bu konu hakkında ne dersin?" dediğimde:

"Ey kardeşim oğlu! Biz bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte nifaktan sayardık. Siz buna ne dersiniz bilmiyorum" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (1/376,377) ve Beyhaki, Sünen (8/165).

 

 

 

8950- Habbab bildiriyor: Ben, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapısında oturuyorken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıktı ve:

"Dinleyin" buyurdu. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Dinliyoruz" deyince de şöyle buyurdu: "Benden sonra bir takım valiler (halifeler) olacaktır. onları yalanlarında tasdik etmeyin ve yaptıkları zulümde kendilerine yardımcı olmayın. Kim onların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerinde kendilerine yardımcı olursa Havz'ıma gelmeyecektir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (5/111, 6/395), İbn Hibban, Sahih 1/251 (284) ve Taberani,M. el-Kebir4/67 (3627, 3628).

 

 

 

8951 - (Ka'b) İbn Ucra el-Ensari der ki: Biz Mescid'de dokuz kişi otururken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktı ve üç defa: "işitiyor musunuz?" diye sorduktan sonra şöyle devam etti: "(Benden sonra) bir takım valiler olacaktır. Kim onların yanına girer ve yalanlarını tasdik ederse, zulümlerinde kendilerine yardımcı olursa, o kimse benden değildir ve ben de ondan değilim. Bu kimse kıyamet gününde de Havz'ıma gelmeyecektir. Kim de onların yanına girer, yalanlarında onları tasdik etmez ve zulümlerinde kendilerine yardımcı olmazsa, o bendendir ve ben de ondanım. Kıyamet gününde de Havz'ıma gelecektir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/525 (2259), Nesai, bi'a (7/160) ve Beyhaki, Sünen (8/165).

 

 

Yine Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ashabına: "insanların kötülerinin kalacağl. ahid ve emanetlerin bozulacağı ve insanların şöyle şöyle olacağı zamanda haliniz ne olur?" buyurdu ve parmaklarını birbirine geçirdi. Oradakiler: "Ey Allah'ın Resulü! Böyle olduğu zaman ne yapmamızı emredersin?" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi bildiğinizi alın ve kötü bildiğinizi bırakın" buyurdu.- Beyhaki, Sünen (8/165), Taberani, M. el-Kebir 6/202,203 (5868) ve İbn Adiy, el-Kamil (2/463).

 

Sonra Abdullah b. Amr b. el-As bunu bana has olarak şöyle anlattı: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Böyle olduğu zaman ne yapmamı emredersin?" dediğimde: "Sana Allah'tan korkmanı, kendine ait işlere yönelmeni ve umuma ait işleri terk etmeni tavsiye ederim" buyurdu." - Ebu Davud 4/513 (4342).

 

 

 

8952- Cabir b, Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ka'b b. Ucra'ya: "Ey Ka'b b. Ucra' Allah seni sefihlerin idareciliğinden korusun" buyurunca, Ka'b: "Sefıh idarecilik nedir?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Benden sonra getirdiğim hidayetle hidayet bulmayan ve sünnetimin izinden gitmeyen yöneticilerdir. Kim onların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerinde kendilerine yardımcı olursa, onlar benden değildir. Ben de onlardan değilim. Onlar Havz'ıma gelmeyecektir. Kim de onların yalanlarını tasdik etmez, zulümlerinde kendilerine yardımcı olmazsa, işte onlar bendendir. Ben de onlardanım, onlar Havz'ıma geleceklerdir. Ey Ka'b b. Ucra! Oruç kalkandır, sadaka günahları affettirir. Namaz Allah'a yaklaştırıcıdır -veya: delildir- Ey Ka'b b. Ucra! Haram ile büyümüş hiçbir et parçası (vücut) Cennet'e giremez. Ey Ka'b b. Ucra! insanlar iki sınıf olarak sabahleyin evden çıkarlar. Birinci sınıf nefsini satın aILr ve onu azat eder. Diğeri ise onu satar ve helak eder. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdürrezzak, Musannef 11/345,346 (20719), Ahmed, Müsned (3/321, 399), Hakim, Müstedrek (1/79), İbn Hibban, Sahih (7/23,24), Bezzar, Müsned (2/241), Tahavi, Müşkilü'l-Asar (2/137) ve Ebu Ya'la,Müsned 3/475, 476 (1999).

 

 

 

8953- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Koyun gibi olanların vay haline" buyurunca, oradakiler: "Ey Allah'ın Resulü! Koyun gibi olanlar kimlerdir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Vali doğru söylediği zaman: ''Doğru söylüyor'' diyen ve vali yalan söylediği zaman yine: ''Doğru söylüyor'' diyenlerdir" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyen bir ravi vardır. DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs (4/397).

 

 

 

8954- Ubeyd b. Muhammed bir önceki hadisin aynısını rivayet etti. Ancak rivayetinde, her iki durumda da: ''Vali doğru söyledi'' lafzını kullanmıştır.

 

 

 

8955- Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Avcılıkla uğraşan kimse gaflete düşer. Çölde yaşayan kimse kaba olur. İdarecinin kapısına giden de fitneye düşer."

Yahya b. Salih bu isnadla bunu rivayette tek kalmıştır.

 

 

 

8956- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle

buyurmuştur: "Çölde yaşayan kimse kaba olur. Avcılıkla uğraşan kimse gaflete düşer. İdarecinin kapısına giden kimse de fitneye düşer. Kişi idareciye yakınlığını arttırdığı nisbette Allah'tan uzaklaşır.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır ve has en bir hadistir. Ebu Davud, adaM (3/328) ve Tirmizi 4/523 (6656)0

 

Ebu'r-Rabi' bu ifadeyi (yani: "Allah'tan      uzaklaşır" ifadesini)

zikretmemiştir.

Beyhaki der ki: "Bu hadisi İsmail b. Zekeriya'dan başka rivayet eden bir kimseyi bilmiyorum."

 

 

 

8957- Bilineni de Ebu Davud'un, Kitabu's-Sünen'de aynı mana ile rivayet etmiş olduğu hadistir ki o da şöyledir: Ebu Hureyre bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sürekli olarak idarecinin yanına giden kimse fitneye düşer. Kişi idareciye yakınlığını arttırdığı nisbette Allah'tan uzaklaşır" buyurmuştur." Ancak İbn Dase'den veya hocamızdan olan bu rivayette ravi Muhammed b. İsa düşmüştür.

 

Tahric: Hasen bir hadistir. Ebu Davud 3/278 (2860).

 

 

 

8958- Kays'ın bir adamdan, onun da Süleym oğullarından bir kişiden bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "idarecinin kapliarına gitmekten sakının. Zira kapısına gitmenin vebali ağırdır ve amelleri heba eder" buyurmuştur.

 

İsnadı hasendir.

 

Ubeyd der ki: "Süleym oğullarından bir kişi olan Ebu'l-A'var esSelemi'yi kastetmektedir."

Ebu Cafer ise: "Zalim yöneticileri kastetmektedir" dedi.

 

 

 

8959- Ubade b. Nesiy der ki: Ebu Derda'nın, Muaviye'de görülecek bir işi vardı. Muaviye bir meşguliyetinden dolayı kendisini kabul etmeyince ağırına gitmiş ve şöyle demişti: "İdarecinin kapısına giden kimse, gelene gidene saygı göstermek zorunda kalır. Kim kapalı bir kapı bulursa yanında da açık geniş bir kapı bulur. Ondan isterse istediği kendisine verilir. Dua ettiği zaman duası kabul edilir. Nifakın başlangıcı da kişinin lideri hakkında dil uzatmasıdır."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8960- Ümmü Derda der ki: Ebu Derda Muaviye'nin kapısına geldi ve kapıyı kapalı buldu. Bunun üzerine şöyle dedi: ''İdareci'nin kapısına giden kimse, gelene giden'e saygı göstermek zorunda kalır. Kim kapalı bir kapı bulursa yanında da açık bir kapı bulur. Ondan isterse istediği kendisine verilir ve bağışlanma dilerse bağışlanır."

 

Ravileri güvenilir kişilerdir.

 

Zimmet ehlinden (azınlık tebadan) bir kişinin vergiyi hafifletmesi için Muaviye ile konuşmasını istediler. Muaviye ile konuşması için izin verilmeyince (kendisine gönderenlere): "Sizler ondan daha zalimsiniz" dedi. Kendisine: "Allah seni ıslah etsin. Niçin öyle demektesin" denilince de: "Dileseydiniz Müslüman olurdunuz ve sizden vergi alması için bir sebebi kalmazdı" karşılığını verdi.

 

 

 

8961- İsa b. Sinan der ki: Vehb'in, Ata'ya şöyle dediğini işittim:

"İdarecinin kapılarına gitmekten sakın. İdarecinin kapılarında develerin oturağı gibi fitneler vardır. Onların dünyalarından bir şeyelde etmen halinde ona karşılık mutlaka dininden bir şeyalırlar." Sonra şöyle devam etti: "Ey Ata! Geçimliğin kadar bir mal ile yetinirsen, her şey yaşamın için yeterli olur. Ancak geçimini sağlayacak kadar malla yetinmezsen, bil ki hiçbir mal sana yeterli gelmeyecektir. Zira miden denizlerden bir deniz veya vadilerden bir vadi gibidir ve onu ancak toprak doldurabilir."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (4/43).

 

Hadisin ilk kısmı zayıf bir kanalla merfu olarak rivayet edilmiştir.- Ebu Nuaym, Zikru Ahbar Isbehan (2/43).

 

 

 

8962- Ali b. Ebi Talib: ''İdareci'nin kapısına gitmekten sakının'' demiştir

 

Tahric: İsnadı hasendir. Buhari, et-Tarihu'l-Kebir (2/1/268, 273).

 

 

 

8963- Seleme b. Kays der ki: Ebu Zer ile karşılaştığımda bana şöyle dedi:

"Ey Seleme b. Kays! Üç şey vardır ki onlardan uzak dur. İki kumayı bir araya getirme. Her ne kadar dikkatli olsan da aralarında adaleti sağlayamazsın. Sadaka (zekat) toplayanlardan olma. çünkü sadaka toplayan kimse gereğinden az veya çok alabilir. İdarecinin yanına gidip gelme. Zira onların dünyalarından bir şeyelde etmen halinde ona karşılık mutlaka dininden bir şey alırlar."

 

Tahric: Buhari, et- Tarihu'l-Kebir (4/1/146).

 

 

 

8964- İbn Mes'ud: "İdareci kapılarında develerin oturağı gibi fıtneler vardır. Onların dünyalarından elde ettiğiniz şeylere karşılık onlar da aynı miktarda dininizden bir şeyler elde edip alırlar" demiştir.

 

Tahric: İsnadı munkatı' dır. Abdürrezzak, Musannef 11/317 (20644).

 

 

 

8965- Umare b. Abd bildiriyor: Huzeyfe: "Fitnenin olduğu yerlerden sakının" deyince, kendisine: "Ey Ebu Ab diHah ! Fitnenin olduğu yerler nelerdir?" diye soruldu. Bunun üzerine Huzeyfe: "İdarecilerin kapılarıdır. Sizden biri idarecinin yanına girer, yalan olan şeyde onu tasdik eder ve onda olmayan şeyi söyle(yip onu öve)r" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadında Hakim'in tanımadığım hocası vardır. Abdürrezzak, Musannef 11/172,173 (20643), Ebu Nuaym, Hilye (1/277) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(IS/237, 238).

 

 

 

8966- Muaviye b. Ebi Süfyan der ki: "İdarecilerden sakının. çünkü onlar çocuk gibi öfkelenir ve aslan gibi saldırırlar."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8967- Ali (b. Assam) der ki: Abdullah b. Vehb: "İdarecilerden sakının.

Onların polislerinden sakının. Onların muhafızlarından sakının. Onların bilirkişildanışmanlarından sakının. çünkü bunlar kendi kendilerini yok ederler" dedi. Nöbetçi kızınca, muhafız kızar. Muhafız kızınca komutan kızar. Komutan kızınca halife kızar. Peki kişi bunlardan nasıl destek görebilir?"

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8968- Yunus der ki: San'a'da Amdan'ın mihrabında üç satırlık bir yazı vardı. Mihrabın üstünde: "Söyleyeceğinin sana faydası dokunacak olsa bile diline susmayı öğret" yazılıydı. Sağ tarafta ise: "İdareci bir ateştir ve ona karşı gelmekten sakın" yazılıydı. Sol tarafında ise: "Senin annenin yerine başka anneler ağlasın" yazılıydı.

 

İsnadı güçlü değildir.

 

 

 

8969- Fudayl b. İyad der ki: "Kurranın (Kur'an hafızlarının) afeti kendilerini beğenmeleridir. İdarecilerin kapılarına gitmekten sakının. çünkü onlar var olan nimeti yok ederler."

 

 

 

8970- Yine Fudayl: "Kur'an'dan bir sure öğrenir gibi idarecilerin kapısına gitmekten uzak durmayı öğrenirdik" demiştir.

 

 

 

8971- Ebu Şihab der ki: Süfyan es-Sevri'nin bir adama: "Senden kendilerine İhlas Suresi'ni okumanı isteseler bile onlara yaklaşma" dediğini işittim.

Ahmed b. Yunus der ki: Ebu Şihab'a: "Bununla kimi kastetmektedir?" dediğimde: "İdarecileri kastetmektedir" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (6/386).

 

 

 

8972- Yusuf b. Esbat der ki: Süfyan es-Sevri bana şöyle dedi: "Kurranın idareciye sığındığını görürsen bil ki hırsız biridir. Zengin birine sığındığını görürsen bil ki riyakar biridir. Sana: "Bu mazlumu savunuyor veya zulme mani oluyor" denilir, sakın buna aldanına. Bu İblis'in bir aldatmasıdır. Kurralar bunu bir şeylere erişmek için gereç olarak kullanınaktadır."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (6/387).

 

 

 

8973- Şuayb b. Yahya der ki: Yaküb b. el-Eşca' gelip İsa b. Ebi Ata'nın yanına girdi ve selam verdi. Kendisi Mısır'da idareci idi ve Medine ahalisinden biri idi. İsa kendisine: "Ne mutlu size. Siz gazvelere çıkmakta ve nöbet tutmaktasınız. Biz ise ne gazveye çıkıyor, ne de nöbet tutabiliyoruz" dedi. Bunun üzerine Yaküb: "Sen de hayırlar içindesin" karşılığını verdi. Yaküb çıkıp gidince: "Ben ne yaptım? Öyle bir şey söyledim ki bunun karşılığı ancak şahadettir" dedi. Bunun üzerine hazırlandı, savaş için silahını kuşanıp kemerini bağladı ve dışarı çıktı. Böylece oturup savaşa gidecek kavmin çıkmasını bekledi. Oradakilere: "Komutanımız kimdir?" deyince: "Filan el-Beri' dir" dediler. Bunun üzerine: "Beri uçar ve geri dönmez" dedi. Otururken de uyuyup kaldı. Uyandığında etrafındakilere:

"Vallahi rüyamda sanki bana cennete sokulduğum ve ondan süt içtiğim gösterildi" dedi. Oradakiler: "Yeminle senin kusmanı söyleriz" dediler. Bunun üzerine kustuğunda süt kustu. Sonra müfreze ile birlikte yola çıktı. Müfreze, Bahiretu't-Tayr denilen yerde baskına uğradı. Sonra Bukeyr b. elEşec gelince kendisine: "İsa b. Ebi Ata'nın yanına girip ona selam vermeyecek misin?" denilince: "O, yüzüne asla bakmak istemediğim kişilerden biridir. Zira kardeşim gibi küçük düşmekten korkarım" karşılığını verdi.

 

Tahric: Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (ı/66I, 662).

 

 

 

8974- Ebu İshak el-Fezari der ki: Süfyan es-Sevri bana şöyle dedi:

"Sevmediğim bir kimseyle karşılaştığım zaman dahi bana: "Nasılsın?" dediğinde kalbim ona karşı yumuşamaktadır. Ya onların (idarecilerin) çorbalarını içip meclislerinde oturanların hali ne olacaktır?"

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (7/17).

 

 

 

8975- Yine Sevri: "Onların yanına gittiğimde beni dövmelerinden korktuğumu mu sanıyorsun? Ben, onların yanına gittiğimde bana ikramda bulunup beni fıtneye düşürmelerinden korkuyorum" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (7/40).

 

 

 

8976- Ali b. Assam der ki: Huseym, bana: "Geçip giden gençlikten sonra keşke kendi zamanımın kurrasıyla (Kur'an hafızlarıyla) birlikte olsaymışım" dedi.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8977- Ahmed b. İdris der ki: Tahiundan bir kişiye: "Neden filan kişinin yanına girmezsin?" denildiğinde: "Onun yanına girmeyi ve meclisime gelmesini istemiyorum. Aksi taktirde Allah'ın sevmediği kimseyi sevmiş olurum veya onu sevmemden dolayı kıyamet gününde onunla diriltilirim" karşılığını verdi.

 

 

 

8978- Ebu Osman Said b. İsmail der ki: Yüce Allah'tan korkan kişinin çağrılmadan idarecinin kapısına gitmesi uygun değildir. Yanına gittiği zaman da Allah'tan korkar bir şekilde gitmeli, onlara iyiliği emredip kötülükten yasaklamalıdır. "Cihadın en faziletlisi, zalim idarecinin yanında hakkı söylemektir" rivayetinde olduğu gibi hakkı söylemelidir. Sonra da Rabbinden korkar bir şekilde yanlarından ayrılmalıdır. Böyle olan kimse fıtneye düşmüş olmaz. Fitneye düşen kimse; idarecinin yanına isteyerek giden, dünya malına ve şöhrete heves eden, insanlar arasında makam isteyen, idarecinin izzetiyle şereflenen ve onunla büyüklenen, yanına gittiklerinde ona yaranan, ona meyleden, kötü amellerine razı olan, kötü işinde ona yardımcı olan, hakkı söylemediği halde onu tasdik eden, övünerek yanından dönen, Allah'ın tuzağından emin olan, idarecinin yanından onun izzetiyle şereflenerek dönen, insanlara eziyet eden, idarecinin yanına gidip gelmekle onlara karşı güç gösteren kimsedir. Bu kimse fitneye düşen, ahireti unutan, Rabbine asi olan, müminlere eziyet eden ve bütün dünyanın kendisinin olması halinde bile karşılamayacağı kadar dininden taviz veren kimsedir."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8979- Huzeyfe el-Mer'aşi der ki: "Allah'ı(n rızasını) isteyen kimse, seni davet ettiği zaman davetinden dolayı rahatlık içinde olursun. Allah'tan başkası için seni davet ederse bu seni üz er ve ona davetine karşılık bir şey vermek istersin."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8980- Huzeyfe el-Mer'aşi der ki: "Kötülerin ve sefihlerin (temyiz kabiliyeti olmayanların) hediyelerini kabul etmekten sakının. Hediyelerini kabul etmeniz halinde yaptıklarına razı olduğunuzu sanırlar.''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8981 - Basra ahalisinden yaşlı biri olan Ebu Osman'ın bildirdiğine göre Lakinan (Hekim), oğluna şöyle demiştir: "Evladım! Cahilin dostluğunu isteme ki onun yaptıklarına razı olduğunu zanneder. Bilge olan kişinin öfkesini hafife alma ki senden uzaklaşır."

 

Tahric: Ahmed, Zühd (sh. 107), Abdürrezzak, Musannef 11/138 (20135) ve İbnu'l-Mübarek, ez-Zühdü ve'r-rekaik sh. 484 (1374).

 

 

 

8982- Vadın b. Ata der ki: Yüce Allah, Yuşa' b. Nun'a şöyle vahyetti: "Kırk bini hayırlılarından, altmış bini de şerlilerinden olmak üzere kavminden yüz bin kişiyi helak edeceğim" buyurdu. Yuşa': "Ey Rabbim! Şerlilerini helak ediyorsun da hayırlılarını niçin helak ediyorsun?" deyince, Yüce Allah: "Onlar, şerlilerin evlerine girip onlarla yiyip içmekte ve benim gazabımla onlara buğzetmemekteler" buyurdu.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8983- Muhammed b. Vasi' der ki: "Kamış çiğnemek ve toprak yemek,

idareciye yaklaşmaktan daha hayırlıdır.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (2/352).

 

 

 

8984- Cafer b. Süleyman der ki: Malik. b. Dinar'ın: "Kişiye hainlik. olarak hain kimselere karşı emin olması yeter" demiştir.

 

Tahric: İsnadında Beyhaki'nin tanımadığım hocası vardır. Ahmed, Zevaid ez-Zühd (sh. 322, 323) ve İbnu'l-Cevzi, Sıfatu's-Safve (3/282).

 

 

 

8985- Ahmed b. Said er-Ribati anlatıyor: Ahmed b. Hanbel'in yanına gittim. Başını kaldırıp bana bakmamıştı bile. Bunun üzerine kendisine: "Ey Ebu Ab diHah ! Horasan'da benim hakkımda bazı şeyler yazılmaktadır. Eğer sen de bana bu şekilde muamele edersen kimse sözümü dinlemez" dediğimde: "Ey Ahmed! Kıyamet gününde: ''Abdullah b. Tahir ve adamları nerededir?'' denilmekten kurtuluş var mıdır? O zaman halin ne olacaktır?" karşılığını verdi. Kendisine: "Ey Ebu Ab diHah ! Abdullah b. Tahir, beni nöbet işlerinde görevlendirdi. Bu sebeple onun yanına girdim" dediğimde yine bana: "Ey Ahmed! Kıyamet gününde: ''Abdullah b. Tahir ve adamları nerededir?'' denilmekten kurtuluş var mıdır? O zaman halin ne olacaktır?" demeye başladı.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Hatib, Tarih (4/166). Abdullah b. Tahir, halife Memun'un Şam ve Mısır valisi idi.

 

 

 

8986- Hasan der ki: "Zalim birinin bekası için dua eden kişi, Yüce Allah'a isyan edilmesini istiyor demektir."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (7/46).

 

 

 

8987- Yunus b. Ebi İshak'ın bildirdiğine göre babası: "Yüce Allah kimi idarecilerin ve tabiplerin kapısından müstağni kılarsa o kimse mutlu biridir demektir" demiştir.

 

Tahric: İsnadında biyografisini bulamadığım Hakim'in hocası bulunmaktadır.

 

 

 

8988- Üstad Ebu'l-Kasım Hasan b. Habib, Tefsir'inde şöyle demiştir: Babam bana şu şiiri okudu:

" İdareciler nerede olursa olsun orada hep bela vardır

Onların yakınlarında gölgen olmasın bu hepten zarardır.

Ne beklersin ki kızdıkları zaman sana zulmeden topluluktan

Evet, ne beklersin ki razı ettiğinde de senden usanan halktan!

Onları övdüğünde kendilerini aldattığını düşünürler

Üzerlerine yükmüşsün gibi seni fazlalık görürler.

t\lIah'a sığın ve asla onların kapısını çalma

Zira zillettir gidip de onların kapısında durma."

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Fasııklarla, Bidatçilerle ve Allah'a İtaatte Sana Yardımcı Olmayan Kişilerle Beraber Olmak