Müslümanın Cenaze Namazını Kılmak |
8805- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iyi
olsun kötü olsun, büyük günahlara bulaşmış da olsa her komutanın yanında cihad
etmeniz gerekir. iyi olsun kötü olsun, büyük günahlara bulaşmış da olsa her
müslümanın (imamın) arkasında namaz kılmanız gerekir. iyi olsun kötü olsun,
büyük günahlara bulaşmış da olsa ölen her müslümanın cenaze namazını kılmanız
gerekir. ..
Tahric: İsnadında
kopukluk olduğu için zayıftır. Ebu Davud, salat 1/358 (594) ile cihad 3/40-41
(2533).
Bera b. Azib tarafından
nakledilen ve Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cenazelere
katılmayı emrettiği hadisi daha önce zikretmiştik.
Ebu Hureyre tarafından
nakledilen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Müslümanın diğer bir
müslüman üzerindeki haklarına yönelik hadisini de zikretmiştik.
8806- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde beş hakkı vardır. Bunlar da selamma
karşılık vermek, hastalandığı zaman ziyaretine gitmek, aksırdığı zaman
''Yerhamukallah'' demek, öldüğü zaman cenazesine kattımak ve davetine icabet
etmektir ...
Buhari, Sahih'de
Evzai'den ve Müslim başka bir kanalla rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, cen/fiz (2/70). - Müslim, selam (4).
8807- Sevban'ın bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinin cenaze namazını
kılan kişiye bir kırai, defnedilinceye kadar cenazede hazır bulunan kişiye ise
iki kırat sevap vardır ...
İsnadı sahihtir.
Başka bir rivayette Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birinin cenaze namazını kılan
kişiye bir kırai, defin işi bitene kadar cenazede hazır bulunan kişiye ise (her
biri) Uhud dağı kadar olmak üzere iki kırat sevap vardır" buyurduğu
bildirilir.
Müslim, Sahıh'de Şu'be,
Hemmam ve başkasından rivayet etti. - Müslim, cenaiz (75).
8808- Abdullalı b. el-H
aris bildiriyor: Bir cenazeye katıldım. Cenazede İbn Abbas da bulunuyordu.
Adamın biri cenaze namazını kıldıktan sonra çekip gidince İbn Abbas omzuma
dokundu ve: "Bu adamın ne kadar sevapla çekip gittiğini biliyor
musun?" diye sordu. "Bilmiyorum" karşılığını verdiğimde:
"Bir kırat sevapla gitti" dedi. Ona: "Ey İbn Abbas! Bir kırat ne
kadardır?" diye sorduğumda ise şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Birinin cenaze namazını kılıp da defnedilmesini beklemeden
giden kişiye bir kırat sevap vardır. Defin işlemi bitene kadar cenazede hazır
bulunan kişiye ise iki kırat sevap vardır. Bir kırat da kıyamet gününde kişinin
Mizan'ında Uhud dağı ağırlığında olur'' buyurduğunu işittim."
Sonra bana şöyle dedi:
"Uhud dağı ağırlığında dememi garıpsıyor musun? Rabbimizin yüceliği
karşısında bir kıratın Uhud dağı ağırlığında, bir günün de bin yıl uzunluğunda
olması pek makuldür."
8809- Sehl b. Huneyf
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zayıf Müslümanların
yanına gelip gider, hastalarını ziyaret eder ve cenazelerine katılırdı."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/466).
8810- Sunabihi'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ümmetim (veya bu ümmet) cenaze işlerini cenaze sahiplerine bırakmadıkları
sürece dinleri üzerinde sağlam bir şekilde kalır.''
Tahric: İsnadı mürseldir.
Ahmed, Müsned (4/349), Ebu Nuaym, Hilye (8/374), Hakim, Müstedrek (1/370) ve
Abdurrezzak, Musannef 3/ 515 (6530).
8811 - Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ölen bir kişinin cenaze namazını Müslümanlardan yüz kişi kılsa ve yüzü de
onun (bağışlanması) için dua etse, onların bu duaları kabul edilir."
Ravi der ki: Bunu Şuayb
b. el-Habhab'a zikrettiğimde: "Aynısını Enes b.
Malik bana Resulullah
'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet etti" dedi.
Müslim, Sahih'de Hasan b.
İsa'dan rivayet etti. - Müslim, cenaiz (58).
8812- İbn Abbas'tan
naklen bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Ölen bir müslümanın cenaze namazını Allah'a şirk koşmamış
kırk kişi kıldığı zaman, Yüce Allah onların(duaları) vesilesiyle onu bağışlar.
''
Müslim, Harun b. Ma'ruf
ve başkasından rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, cenaiz (59).
8813- Ebu Bekkar der ki:
Ebu'l-Melih'in arkasında bir cenaze namazı kıldım. Namazı kıldıracağı zaman
cemaate şöyle dedi: "Saflarınızı düzgün tutun ki onun hakkındaki
dualarınız da kabul görsün. Zira ben (şefaat için) birini seçecek olsaydım onu
seçerdİm. Abdullah b. Salifin, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hanımlarından biri olan Meymune'den -ki aynı zamanda babası Salit, Meymune'nin
süt kardeşidir- bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Ölen bir müslümanın cenaze namazını bir ümmet kılıp onun (bağışlanması) için
dua ettikleri zaman, onlarınbu duaları kabul edilir'' buyurmuştur. Ümmet de
kırk ile yüz kişi arası ve daha yukarısıdır."
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Müsned (6/331) ve Taberani, M. el-Kebir 24/19
(39).
8814- Kasım b. Mutayyib
der ki: Ebu Melih el-Hüzeli bir cenazeye katıldı. Cenazeyi, namazını kılmak
için öne koyduktan sonra arkadaki cemaate döndü. "Saflarınızı düzgün tutun
ki onun hakkındaki dualarınız da kabul görsün. Zira ben (şefaat için) birini
seçecek olsaydım şu önümde yatanı seçerdim" dedi ve şöyle devam etti:
Müminlerin annesi Meymune'nin sütkardeşi olan Salit'in Meymune'den naklen
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ölen bir
müslümanın cenaze namazını bir ümmet kıldığı zaman, onların(bağışlanması
yönündeki) dualan kabul edilir'' buyurmuştur. Ümmet, kırk ile yüz kişi arası
kadardır. Usbe, on ile kırk kişi arası kadardır. Nefer ise üç ile on kişi arası
kadardır."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 24/19 (39) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (3/36).
Ebu'l-Melih - Abdullah b.
Salit - Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hanımlarından biri
kanalıyla da rivayet edilmiştir. - Nesai, cenaiz (4/77).
Ebu'l-Melih - İbn Ömer
kanalıyla da rivayet edilmiştir. - Taberani,M. el-Kebir 1/190 (503).
Ebu'l-Melih - Ebu'l-Melih'in
babası kanalıyla da rivayet edilmiştir. Buhari'nin bildirdiğine göre Ali (b.
el-Medini) şöyle demiştir: "Sanırım bu yöndeki hadislerin tümü "Ebu
Kılabe - Abdullah b. Yezid - Aişe" kanalıyla gelen hadise dayanmaktadır.
8815- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Cenaze namazını yüz
kişinin kıldığı kişi bağışlanır" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı sahihtir.
İbn Mace 1/477 (1488).
8816- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu" lafzıyla rivayet edilmiştir.
Tahric: Muhammed b.
el-Leys'i tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan
(1/360) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (1/105).
8817- İbn Abbas
bildiriyor: Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Nasılsın?"
diye sorulunca:
"Cenazeye katılmayan ve bir hastayı ziyaret etmeyen kişilerden daha iyiyim
" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya'la, Müsned 4/79 (2676) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (2/299300).
8818- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın
mümine yapacağı ilk ihsan, cenazesine katılanları bağışlamasıdır"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Hibban, el-Mecruhin (2/61) ve İbn Adiy, el-Kamil (4/1601) Bak:
Zehebi, Mizan (2/583) ve
İbnu'l-Cevzi, el-Mevdul at (3/226).
8819- İbn Abbas der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), mümine kabrinde yapılacak ilk
ihsanın ne olduğu sorulunca: "Cenazesine katılanlar bağışlanır" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, el-Leallu'l-Masnu'a (2/430).
8820- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
''Mümin kula öldükten sonra kıyamet gününde verilecek ilk mükafat, cenazesine
katılanların tümünün bağışlanmasıdır. ''
Bu isnadların tümünde
zayıflık vardır. Aynısı Zühri'nin bir sözü olarak da rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bezzar, Müsned (ı/388), İbn Adiy, el-Kamil (6/2380) ve Abd b. Humeyd, Müsned
(623).
8821 - Zühri der ki:
"Yüce Allah'ın mümin ku la ınsanlarından biri de cenazesine katılanları
bağışlamasıdır.''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Bak: İbn İrak el-Kinanl, Tenzihu'ş-Şeria (2/370) ve Suyuti,
el-Lealiu'l-Masnu'a (2/431).
8822- Ebu Yahya el-Bezzar
der ki: Hasan b. İsa'nın, 240 yılında Sa'lebiyye'de vefat ettiği yıl haccettiği
zaman ben de onunla birlikteydim. O zaman cenaze namazına katılamamıştım. Daha
sonra onu rüyamda gördüm. Ona: "Ey Ebu Ali! Yüce Allah sana nasıl
davrandı?" diye sorduğumda: "Yüce Allah beni ve cenazeme katılan
herkesi bağışladı" karşılığını verdi. Bana da: "Korkma! Rabbim beni,
cenaze namazıma katılanları ve bana rahmet okuyan her bir kişiyi
bağışladı" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Hatib, Tarih (7/354) Bak: Zehebi, Siyer (12/30).
8823- Huşnim el-Kiyibidi,
babasından naklen Nisabur kadısı olan dedesi Ebu İbrahIm'den bildiriyor: Yanıma
bir adam girince: "Bu adam çok acayip bir olay biliyor" dediler.
Adama: "Bu olay nedir?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Bil ki ben
mezar soygunculuğu yapardım. Bir defasında bir kadın öldü. Mezarının yerini
öğrenmek için ben de cenazesine katılıp namazını kıldım. Gece vakti bu mezarı
soymak için gittim. Mezarı açıp elimi kefenine uzattığımda bana:
"Sübhanallah! Cennet ahalisinden olan bir adam yine cennet ahalisinden
olan bir kadını mı soyuyor? Cenaze namazımı kılanlardan biri değil miydin? Yüce
Allah'ın da cenaze namazımı kılanları bağışladığını bilmiyor musun?"
dedi.''
8824- Sumame b. Enes
bildiriyor: Enes b. Malik, ölü mezarına konulduğu zaman: "Allahım! Kabrini
geniş kıl! Ruhunu katına çıkart ve onu rahmetinle karşılayıp muamele et"
diye dua ederdi.
İsnadı hasendir.
8825- İbn Ebi'z-Zinad,
babasından bildiriyor: Abdullah b. Cafer b. Ebi Talib ile birlikte Bakl'de
oturuyordum. O sırada bir cenaze getirildi. Abdullah cenazenin yavaş yavaş
getirilmesine şaşırarak bize döndü ve şöyle dedi: "Sübhanallah! İnsanlar
neden yeni şeyler çıkarırlar ki? Vallahi cenazeler hep hızlı bir şekilde
getirilirdi. Biri diğerini uyaracağı zaman da: ''Ey Allah'ın kulu! Allah'tan
kork. Yakında seni de hızlı bir şekilde götürecekler'' derdi."
Tahric: İsnadı hasendir.
Hakim, Müstedrek (1/355) ve Abdurrezzak, Musannef 3/443 (6253).
8826- Ebu Katade
el-Ensarı der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanındayken bir
cenaze geçti. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi yesellam): "Ya rahat etmiş
ya da rahat ettirmiştir" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Neden ya rahat
etmiş ya da rahat ettirmiştir?" denilince de şöyle buyurdu: "Mümin
kul ölünce dünyanın sıkıntı ve eziyetlerinden yana rahat edip Allah'ın
rahmetine kavuşur. Kafir kul ise ölünce insanlar, beldeler, ağaçlar ve
hayvanlar (ondan kurtulup) rahat eder. ''
Buhari ile Müslim,
Sahih'de İbn Ebi Hind'den rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı hasendir.
- Buhari, rikak (7/192) ve Müslim, cenaiz (61).
8827- Ebu Raft'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir ölüyü yıkayıp da gördüğü kusurları gizli tutan kişi kırk defa
bağışlanır. Bir ölüyü kefenleyen kişiye Yüce Allah (kıyamet gününde) cennetin
ince ve kalın ipek giysilerinden giydirir. Bir ölüye mezar açıp onu gömen
kişiye birilerine kıyamete dek oturması için mesken veren kişinin sevabı kadarı
verilir. ''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Taberani, M. el-Kebir 1/315 (929) ve Hakim, Müstedrek (l/354, 362) Bak:
Münziri, et-Terğib (4/338).
8828- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir ölüyü yıkayıp da bu yönde aldığı emaneti hakkıyla yerine getiren
(gördüğü kusurlan ifşa etmeyen) kişi, annesinden doğduğu gün gibi hatalan ve
günahlarından arınır,"
Yine şöyle buyurdu:
"Ölüyü en yakınlarından, bu görevi hakkıyla yerine getirebilecek kişi
yıkasın. Yakınlarından öyle biri yoksa verası ve güvenirliliği konusunda bu işe
layık görülen başka bir kişi bunu yapsın. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (6/119-120) ve İbn Adiy, el-Kamil (3/1154-1155, 7/2689-2690) Bak:
Münziri, et-Terğib (4/339).
Lafız İbn Ab dan' ın
lafzıdır. Malını ise bunu: "Şayet bu işi biliyorsa ölüyü en yakınlarından
olan biri yıkasın. Bilmiyorsa da vera ve emanet sahibi biri olarak görülen
başka biri onu yıkar" lafzıyla rivayet eder. Bunun lafzım da İbrahım b.
el-Haccac'a dayandırır. Hadiste "Yıkarken gördüğü kusurlan gizli
tutan" lafzım kullamr, ancak "Hatalarından" ifadesini zikretmez.
8829- Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir ölüyü yıkayıp da gördüğü kusurları ifşa etmeyen kişiyi Yüce Allah
günahlarından arındırır. Aynı zamanda kendisi de ketenlerse Yüce Allah ona
(cennet giysisi olan) atlastan giydirir. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Taberani, M. el-Kebir 8/337 (8078) Bak: Münziri, et- Terğib (4/339).
8830- Ebu Katade'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kardeşini
kefenlemekten sorumlu tutulan kişi. onu en iyi şekilde kefenlesin, zira
birbirlerini bu ketenlerle ziyaret edeceklerdir" buyurmuştur.
T Hasen bir hadistir.
Müslim, cenaiz (49).
Bu hadis sahih olsa da
Ebu Bekr'in kefen konusunda: "Sonunda irinierin olacaktır" sözüne
ters düşmez. Zira bizim gözümüze görünen budur. Oysa Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bahsettiği gibi ziyaretin mahiyetini ancak Allah bilir.
Örneğin şehitler
konusunda Yüce Allah: ''Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın, bilakis
onlar diridirler, Rabbleri katında rızıklandırılırlar''[Al-i İmran 169]
buyurur. Bizim gördüğümüz onların kanlar içinde kalıp parçalandıklarıdır. Gayb
aleminde ise onların durumu Yüce Allah'ın zikrettiği gibi olur. Şayet Allah'ın
onlar için zikrettiğini biz dünyada iken görebilseydik gayba imanın bir anlamı
kalmazdı.
8831- İbrahim b. Edhem
der ki: Her şeyde ağır ve yavaş davranma gerektiği konusu konuşulunca Ahnef
şöyle dedi: "Ben bir cenaze olduğu zaman yavaş davranmam. Denk ve uygun
birini gördüğüm zaman evlendirmekte yavaş davranmam. Namaz vakti geldiği zaman
da kılmada yavaş davranmam."
İsnadı hasendir.
8832- Yezid b. Abdillah,
öğrencilerinden birinden bildiriyor: Abdullah b. Mes'ud bir adamın cenazede
güldüğünü görünce: "Cenazede bulunmana rağmen gülüyor musun? Vallahi bir
daha seninle asla konuşmayacağım!" dedi.
Tahric: İsnadında durumu
meçhul bir ravi vardır. İbn Ebi Hatim, Cerh v ta'dil (1/426) ve Ahmed, Zühd (s.
161).
Yezid b. Abdillah, Ebu
Bahr'dır. Bir sonraki rivayetle güçlü olmayan bir isnadla Hz. Peygamber'den
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yönde bir rivayet zikredilmiştir .
8833- Ebu Hureyre
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) maymun görüldüğünde
ve cenazede olmak üzere iki yerde gülmeyi hoş karşılamazdı. ''
Tahric: Beyhaki'nin
hocasını tanımıyorum.
8834- Sabit der ki:
"Cenazelerin peşinden giderdik ve cenazeye katılanları, başları bağlı
ağlarken veya düşünürken görürdük."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (2/322).
8835- Hz. Aişe der ki:
İnsanların en hayırlılarından biri olan Useyd b. Hudayr şöyle derdi: "Üç
yerde içine girdiğim ruh halini her zaman taşıyacak olsaydım kendimi cennet
ahalisinden biri olarak sayar ve bunda şüphe etmezdim. Bunlardan biri, Kur'an'ı
okurken ve Kur'an'ı dinlerken içine girdiğim ruh halidir. Diğeri, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesini dinlerken içine girdiğim ruh halidir.
Bir diğeri de, bir cenazeye katıldığımda içine girdiğim ruh halidir. Zira ne
zaman bir cenazeye katıldıysam hep bana ne yapılacağını ve akıbetimin ne
olacağını düşünürüm.''
İsnadı hasendir.
8836- Ahmed b. Hanbel'in
komşusu Muhammed b. Hişam el-Mervezi der ki: İbn Uyeyne'ye: "Neden
cenazelerde insanların sessiz olması isteniyor?" diye sorulunca:
"Haşr (tekrar dirilme) yeri olduğu için" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Hatibı Tarıh (3/361).
8837- Süfyan bildiriyor:
Abdulkerim, alimlerden adını verdiği ama benim unuttuğum bir alimden
bildiriyor: Bir cenaze gördüğün zaman: "Rabbimizden sana selam olsun"
dersin. Başkaları ise cenaze görüldüğü zaman: "Bu, Allah'ın ve Resulü'nün
vaad ettiği, Allah ve Resulü'nün tasdik ettiği bir şeydir. Allahım! İmanımızı
ve teslimiyetimizi arttır" denileceğini söylemişlerdir.
İsnadı zayıftır.
8838- Esved b. Şeyban der
ki: Hasan, Nadr b. Enes'in cenazesindeyken Eş'as b. Süleym el-Ieli ona:
"Ey Ebu Said! Bu şekilde cenazede hiç ses duymamak çok hoşuma
gidiyor" dedi. Hasan: "Hayrın da kendi ahalisi vardır"
karşılığını verdi.
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Fesevi, Ma'rife (1/222).
8839- Velid b. Rebah
bildiriyor: Ebu Hureyre cenazenin kime ait olduğunu soran birini işittiği zaman
ona şöyle derdi: "Sensin! Allah, erkek kulunu katına çağırınca kul buna
icabet etmiş. Veya kadın kulunu katına çağırınca kul buna icabet etmiş. Allah
onu tanıyor. Ailesi onu kaybediyor, insanlar ise onu tanımıyor. Biz de sabahı
ettik, ama akşam yola çıkacağız veya akşama ettik, ama sabah yola
çıkacağız."
İsnadı hasendir.
8840- Abdullah b. Ebi
Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, babasından naklen dedesinden bildiriyor:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Hasta birini ziyarete giden kişi rahmetin içine dalmış demektir. Hastanın
yanında oturduğu zaman da rahmete gömülür. Hastanın yanından kalkınca geldiği
yere ulaşıncaya kadar rahmete dalmiş gibidir. Musibetinden dolayı mümin
kardeşine taziyede bulunan kişiye Yüce Allah kıyamet gününde keramet
giysilerinden giydirir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Mace 1/511 (1601).
8841- Ebu'l-Celd der ki:
Okuduğuma göre Hz. Davud: "İlahi! Rızanı kazanmak maksadıyla üzüntü veya
musibete maruz kalan kişiyi teselli etmenin mükifatı nedir?" diye sorunca,
Allah: "Mükifatı ona iman giysilerinden giydirmem, onu cehennem ateşinden
korumam ve cennete sokmamdır" karşılığını verdi. Hz. Davud: "İlahi!
Senin rızanı kazanmak için cenazeye katılan kişinin mük Mat ı nedir?" diye
sorunca, Allah:
"MükMatı, öldüğünde
meleklerin kabrine kadar ona eşlik etmesi, ilem-i ervih'ta da onun ruhuna
hayırlar ınsan etmemdir" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Nuaym, Hilye (6/56) ve Ahmed, Zühd (s. 70).
8842- Ebu Berze'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "çocuğunu
kaybeden bir kadına taziyede bulunan kişiye (kıyamet gününde) cennet
giysilerinden giydirilir" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır,
Tirmizi 3/387 (1076),
8843- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Musibetinden dolayı
müslüman kardeşine taziyede bulunan kişiye Yüce Allah (kıyamet gününde)
herkesin hubr edeceği yeşil giysi giydirir" buyurdu. "Ey Allah'ın
Resulü! Hubr etmek nedir?" diye sorulunca da: "Gıpta etmektir"
buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hatib, Tarih (7/397), İbn Adiy, el-Kamil (4/1572) ve İbn Asakir, Tarihu Dimaşk
(15/91).
8844- Abdullah (b.
Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Musibete maruz kalan birine taziyede bulunan kişinin, musibete maruz
kalan (ve buna sabreden) kişi kadar sevabı vardır" buyurmuştur.
İsnadı çok zayıftır.
8845- Abdullah'ın b.
Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Musibete maruz kalan birine taziyede bulunan kişinin. musibet sahibi
kadar sevabı vardır" buyurmuştur.
Ali b. Asım - Muhammed b.
Suka kanalıyla bilinen bir hadistir. Güçlü olmayan başka bir isnadla da bunu
aktardık.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Bağavi, Şerhu's-Sünne (5/458), Temmam, Fevaid (191) ve İbnu'lA'rabi,
Mu'cem (37,38,191).
8846- Yine başka kanallarla
İbn Süka'dan rivayet edilmiştir, ancak hepsi de zayıftır. Bu konuda en sahih
olan hadis daha önce zikredilen Ebu Hazm'ın rivayetidir. Bir sonraki hadiste
Ali b. Asım'ın rivayeti zikredilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 3/385 (1073).
8847- Güvenilir ve sadük
(rivayette dürüst) biri olan Muhammed b.
Harun el-fe'fe der ki:
(Rüyamda) Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüğümde: "Ey
Allah'ın Resulü! Musibete maruz kalan kişiye taziyede bulunma konusunda Ali b.
Asım'ın İbn Süka'dan naklen rivayet ettiği hadis senin mi?" diye sordum.
ResuluHah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet!" karşılığını
verdi.
Ravi Haris der ki:
"Muhammed b. Harun bu rivayeti her aktardığında ağlardı."
Tahric: İsnadı hasendir.
Hatib, Tarih (11/452).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın: