ŞUABU’L-İMAN

64.ŞU’BE:Cenaze Namazı Kılmak

 

Kabirleri Ziyaret Etmek

 

8848- İbn Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Daha önce kabirleri ziyaret etmenizi yasaklamıştım. Artık ziyaret edebilirsiniz, zira bu ziyaretler size (ahirete yönelik) hatırlatmalarda bulunur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 3/558 (2235).

 

 

Zübeyd b. el-Hiris aynısını Muhirib'den rivayet etmiş ve: "Kabirleri ziyaretiniz hayırlarınızı arttıracaktır" eklemesinde bulunmuştur.

Bu hadisi Müslim rivayet etti. - Müslim, cendiz (106) ile adahi (37).

 

Yine İbn Mes'üd'dan naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kabirleri ziyaret edin! Zira dünyaya karşı sizi zahid kılarken ahireti hatırlatır" buyurmuştur. - İbn Mace 1/501 (1517).

 

 

 

8849- Yine Enes b. Malik'ten naklen bize bildirildiğine göre Hz.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Daha önce kabirleri ziyaret etmenizi yasaklamıştım. Ancak artık ziyaret etmenizi uygun görüyorum. Zira bu ziyaretler kalbinizi yumuşatır. gözlerinizi ağlatır ve ahireti hatırlatır. Ziyaret edin, ancak dine uygun olmayan sözler söylemeyin."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (3/237, 250), İbn Ebi Şeybe, Musannef (3/342) ve Hakim, Müstedrek (1/375-376).

 

 

 

8850- İbn Bureyde, babasından bildiriyor: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'nin fethi sırasında başını kapatmış olarak bin kişiyle birlikte gelip annesinin kabrini ziyaret etti. O gün ağladığı kadar başka bir zaman ağladığı görülmüş değildi."

Ebu Abdillah'ın rivayetinde "Mekke'nin fethi sırasında" ifadesi yoktur.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Hakim, Müstedrek (1/375) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(3/343).

 

 

 

8851 - Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:

"Kabirleri ziyaret et, zira bu ziyaretler sana ahireti hatırlatır. Ölü de yıka, zira böylesi çıplak bedenlerle uğraşmakta büyük ibretler vardır. Cenaze namazlarına da katLı ki belki seni hüzünlendirir. Zira hüzünlü olan kişi, Allah'ın gölgesinde olur ve her türlü hayırta karşılaşır. "

Yilkub b. İbrahim sanırım meçhul olan Yilkub b. İbrahim el-Medeni' dir.

Hadisin metni münkerdir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (1/337).

 

 

 

8852- Enes der ki: Adamın biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve kalbinin katılığından yakındı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mezarlığa git ve ölümden sonra dirilmeyi düşünüp ibret al" buyurdu.

Bunun da metni münkerdir. Mekki b. Kamir, Basralıdır. Meçhul biri olan el-Kadimi ondan rivayetlerde bulunmuştur.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Hacer, el-Lisan (6/88).

 

 

 

8853- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı bildirilmiştir.

 

İsnadı çok zayıftır.

 

 

 

8854- Abdullah b. Ömer der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "İçinizden biri öldüğü zaman bekletmeden aceleyle onu mezarına götürün. Mezarındayken başının ucunda Fatiha Suresi, ayaklarının ucunda da Bakara Suresi'nin son ayetleri okunsun. ''

Bildiğim kadarıyla hadis sadece bu isnadla yazılmıştır. Burada zikredilen kıraat şekli İbn Ömer'den mevküf olarak da rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberini, M. el-Kebir 12/444 (13613) ve DeyIemi, Müsnedü'l-Firdevs 1/284 (1115) Bak: Heysemi,Mecmau'z-Zevaid (3/44).

 

 

 

8855- Abdullah b. Ayyaş'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mezarında olan ölü suda boğulmakta olan ve yardım isteyen biri gibidir. Babasından veya annesinden veya kardeşinden veya bir arkadaşından gelecek bir duayı bekler. Böylesi bir dua geldiği zaman da dünya ve içindekilere sahip olmaktan daha fazla sevinir. Yüce Allah kabirde bulunanlara yaşayanların dualarından dağlar kadarını ulaştırır. Yaşayanların ölülere hediyesi de onlara bağışlanma dilemektir. ''

 

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Bak: Zehebi, Mizan (3/496), İbn Hacer, el-Lisan (5/99) ve Kurtubi, et-Tezkiretü'i-ahvali'l-mevta (s. 101).

 

 

 

8856- Eban el-Muktib bildiriyor: "Abdullah b. Ömer ailesinden ölenleri bir yerde defnederdi. O sırada bir cenazenin geldiğini gördüğü zaman yanlarına uğrar ve ölene dua edip bağışlanma dilerdi."

 

İsnadı zayıftır. 

 

 

 

8857- Ebu Hureyre der ki: "Kişi tanıdığı birinin mezarına uğrayıp selam verdiği zaman, ölü de selamına karşılık verir ve o da kendisini tanır. Tanımadığı birinin mezarına uğrayıp selam verdiğinde ölü de onun selamına karşılık verir."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Gazali, İhya (4/475).

 

 

 

8858- Amr b. Cerir der ki: "Kişi ölü olan kardeşine dua ettiği zaman bir melek bu duayı kabirde olana getirir ve: ''Ey kabrinde garip olan! Seni seven bir kardeşten sana hediye var'' der.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Gazali, İhya (4/475).

 

 

 

8859- Bişr b. Mansur anlatıyor: Vebanın baş gösterdiği zamanlarda adamın biri devamlı olarak mezarlığa gidip gelen cenazelerin namazlarını kılardı. Akşam olduğu zaman da mezarlığın kapısında durup: "Allah yalnızlığınızı gidersin. Allah garipliğinize acısın, günahlarınızı bağışlayıp iyiliklerinizi kabul etsin" diye dua eder ve bu sözlerine başka da bir şey eklemezdi.

 

Daha sonrasını adam şöyle anlatır: Bir defasında mezarlığın kapısına uğramadan ve dua etmeden evime gittim. O gece uyurken rüyamda kalabalık bir topluluğun yanıma geldiğini gördüm. Onlara: "Kimsiniz ve neden geldiniz?" diye sorduğumda: "Biz mezarlıkta yatanlarız" dediler. Onlara: "Neden geldiniz?" diye sorduğumda: "Bizleri, evine giderken hediye vermeye alıştırmıştın" dediler. Onlara: "Bu hediye nedir?" diye sorduğumda: "Bizim için ettiğin o dualardı" karşılığını verdiler. Bunun üzerine: "Dua etmeye devam edeceğim" dedim ve bir daha onlara dua etmeden evime gelmedim.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Gazaıi, İhya (4/475).

 

 

 

8860- Beşşar b. Galib der ki: Rüyamda Rabia el-Adeviyye'yi gördüm ki ona çokça dua ederdim. Bana: "Ey Beşşar! Hediyelerin bana nurdan tabaklar içinde üzerleri ipekten mendillerle örtülmüş bir şekilde geliyordu" dedi. Ona: "Bu nasıl oluyor?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Hayatta olan müminlerin ölüler için ettiği dualar kabul gördüğü zaman bu şekilde oluyor. Bu dualar tabaklar içinde üzerleri ipekten mendillerle örtülmüş bir şekilde kendisine dua edilen kişiye getiriliyor ve: ''Bu, filanın sana bir hediyesidir'' deniliyor."

 

Tahric: İsnadında cehalet vardır. Kurtubi, et-Tezkiretüfi ahvali'l-mevta (s.113) ve Gazali, İhya (4/475).

 

 

 

8861 - Mesma' b. Asım bildiriyor: Asım el-Cahderi ailesinden bir adam bana şunu anlattı: Ölümünden iki yıl sonra rüyamda Asım el-Cahderi'yi gördüm. Ona: "Sen ölmemiş miydin?" diye sorduğumda: "Evet, öldüm" dedi. Ona: "Şimdi neredesin?" diye sorduğumda: "Vallahi cennet bahçelerinden bir bahçedeyiz. Arkadaşlarımla birlikte her Cuma gecesi ve sabahı Bekr b. Abdillah el-Müzeni'nin yanında toplanıyor ve sizin haberlerinizi alıyoruz" dedi. Ona: "Bedenlerinizle mi ruhlarınızla mı?" diye sorduğumda: "Heyhat! Bedenler parçalanıp gitti. RuhlarımızIa bir araya geliyoruz" dedi. Ona: "Sizleri ziyaret ettiğimizde haberiniz oluyor mu?" diye sorduğumda: "Cuma günü, akşamı ve Cumartesi günü sabah güneş doğana kadar bunu bilebiliyoruz" dedi. Ona: "Diğer günler içinde neden sadece Cuma günü?" diye sorduğumda: "Cuma gününün değeri ve büyüklüğünden" dedi.

 

 

 

8862- Cübeyr el-Kassab anlatıyor: Her Cumartesi sabahı Muhammed b.

Vasi'nin yanına giderdim. Oradan birlikte mezarlığa giderdik. Orada mezarların başında durup selam verir ve dua ederdik. Ardından geri dönerdik. Bir Pazartesi günü Muhammed'e: "Bu gün mezarlığa gitsek olmaz mı?" dediğimde: "Bana bildirildiğine göre ölüler Cuma günü ve bir önceki ile bir sonraki günler de kendilerini ziyaret edenlerden haberdar olurlarınış" karşılığını verdi.

 

 

 

8863- Süfyan es-Sevri der ki: Bana bildirildiğine göre Dahhak: "Kişi Cumartesi günü güneş doğmadan önce bir mezarı ziyaret ettiği zaman mezardaki onun bu ziyaretinden haberdar olur" demiştir. Ona: "Bu nasıl oluyor?" diye sorulunca: "Cuma gününün değerinden dolayı" karşılığını vermiştir.

 

 

 

8864- Ebu't-Teyyah der ki: Mutarrif (b. Abdillah) şehir dışında yaşar, Cuma günü gece vakti de atı üzerinde mezarlığa gelirdi. Bize bildirildiğine göre gece vakti kamçısı önünü aydınlatırdı. Bir gece mezarlığa geldiğinde atının üzerinde hafif bir uykuya daldı. Rüyasında mezardakilerden her birinin kendi mezarının başında oturduğunu gördü. Kendisini gördüklerinde de birbirlerine: "Bu Mutarriftir! Her Cuma buraya gelir" demeye başladılar. Mutarrif onlara: "Siz orada Cuma gününün hangi gün olduğunu bilir misiniz ki?" diye sorunca: "Evet, hatta bu günde kuşların bile ne dediğini biliriz" karşılığını verdiler. Mutarrif: "Kuşlar ne der?" diye sorunca: "Salih bir güne selam olsun! Selam olsun, derler" karşılığım verdiler.

 

Tahric: İsnadı salihtir. Abdullah b. Ahmed, zevaidü'z-Zühd (s. 246), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/482) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/205) Bak: Zehebi, Siyer (4/193), İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (3/222-223)

 

 

 

8865- Zeyd b. Vehb anlatıyor: Mezarlığa çıkıp oturdum. Bir ara adamın biri mezarın birine geldi. Onu düzelttikten sonra yanıma gelip oturdu. Ona: "Bu mezar kimin?" diye sorduğumda: "Ölen bir kardeşimin" dedi. Ona: "Kardeşinin mi?" diye sorduğumda: "Dinde kardeşim" dedi ve şöyle devam etti: "Onu rüyamda gördüm. Ona: ''Alemlerin Rabbine hamdolsun ki iyi yaşadın'' dediğimde: ''Sen bu sözü söylüyorsun, ancak şimdi bu sözü söylemeye gücümün yetmesi benim için dünya ve içindekilerden daha iyidir. Beni defnettikleri gün filan kişinin durup iki rekat namaz kıldığını gördün değil mi? Böylesi iki rekat namaz kılmaya gücümün yetmesi benim için dünya ve içindekilerden daha iyidir'' karşılığını verdi."

 

Tahric: İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/558-559) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/171).

 

 

Başka bir yerde aynı manada Ebu Osman en-Nehdi, Mutarrif ve Ebu Kılabe'den rivayetler zikretmiştik. Onların rivayetlerinde ölünün "Diriler bilir, ama amel etmezler. Bizler ise bilir, ama amel edemeyiz" dediği zikredilir.

 

 

 

8866- İbrahim b. Beşşar der ki: Arap bilgelerinden birine: "En büyük öğüt nedir?" diye sorulunca: "Ölülerin bulunduğu yere (mezarlığa) bakmaktır" demiştir.

 

Tahric: Ebu Bekr, Ebu Bekr b. Ebi Dünya el-Kureşl'dir.

 

 

 

8867- Mufaddal b. Yunus der ki: Rabi' b. Ebi Raşid sabah mezarlığa gider, akşama kadar gününü orada geçirirdi. Döndüğünde de üzüntülü bir şekilde dönerdi. Kardeşi ve ailesi ona: "Neredeydin?" diye sorduklarında: "Mezarlıktaydım. Orada bizim sahip olduğumuz şeylerden mahrum bırakılan topluluklara baktım" der ve ağlardı.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8868- Muhammed b. Kudame der ki: Rabi' b. Haysem kalbinde katılık hissettiği zaman gece vakti ölmüş olan bir arkadaşının mezarına gelir ve:

"Ey filan oğlu filan oğlu filan!" diye seslenirdi. Sonra da: "Keşke sana neler yapıldığını bilebilseydim" der ve gözyaşları içinde ağlardı. Bir sonraki ziyaretine kadar da bunun etkisi üzerinde görülürdü.

 

Isnadı zayıftır.

 

Kalplerin katılaştığı zamanlarda mezarlıklara gitme konusunda Safvan b.

Süleym, Muhammed b. el-Münkedir ve seleften olan başkalarından rivayetler zİkrettik. "Kabirleri görüp onları düşünmek önceki ümmetIerden bir öğütler verir" denilirdi.

 

 

 

8869- Umare b. Mihran el-Mağuli der ki: Muhammed b. Vasi' bana: "Ne güzel bir evirı varmış!" dedi. Ona: "Mezarlığın hemen dibinde olan evimin nesini beğeniyorsun?" diye sorduğumda: "Onların sana ne zararı var ki? Sana ahireti hatırlatıyor ve kötülüklerini azaltı yorlar" dedi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8870- İshak der ki: Ebu Usame'ye: "Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali b. Ebi Talib, babasından naklen Ali b. Ebi Talib'e: ''Neden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabrinin yanında bulunmak yerine diğer mezarlıklarda bulunmayı tercih ettin?'' diye sorulunca: ''çünkü onların dürüst komşular olduğunu, dillerine sahip olup ahireti hatırlattıklarını gördüm'' dediğini size rivayet etti mi?" diye sorduğumda: "Evet!" diyerek bunu onayladı.

 

 

 

8871 - Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir. Ancak burada şöyle denilir: "Ali b. Ebi Talib'e: ''Neden mezarlığa komşu oldun?'' diye sorulunca: ''çünkü onların dürüst komşular olduğunu, kötülükten uzak durduklarını ve ahireti hatırlattıklarını gördüm'' dedi.''

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8872- Kasım b. Münebbih der ki: Bişr b. el-Haris kefenlere baktı ve:

"Bir ölüyü ancak amelleri güzelleştirir" dedi.

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

8873- Nu'man der ki: Hz. Ali bir cenazenin namazını kıldırmak için çağrıldığı zaman: "Namaza duracağız, ancak kişiye sadece amelleri hayır getirir" derdi.

Buradaki Nu'man sanırım İsmail b. Ebi Halid'in kardeşidir.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir, Fesevi, Ma'rife (2/187).

 

 

 

8874- Ubeyd b. Umeyr der ki: Kabirdekiler de haber bekler. Biri ölüp yanlarına geldiği zaman ona: "Filan kişiye ne oldu?" diye sorarlar. Gelen kişi:

"Henüz yaşıyor" der. Başka biri için: "Falan kişiye ne oldu?" diye sorduklarında: "Niye yanınıza gelmedi mi?" karşılığını verir. "Hayır, gelmedi" der ve: "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun! Bizim yerimizden başka bir yere (cehenneme) götürüldü" diye eklerler.

 

Tahric: Hacib b. Ahmed dolayısıyla isnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/271) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/207).

 

 

 

8875- İsmail b. Abdirrahman b. Atiyye, ninesi Ümmü Atiyye'den bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiği zaman Ensar'ın kadınlarını bir evde topladı ve Ömer b. el-Hattab'ı yanlarına gönderdi. Ömer kapıda durup selam verdi. Kadınlar selamına karşılık verdiler. Ömer: "Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) size göndermiş olduğu elçiyim" deyince, biz: "Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve onun da elçisine merhaba!" diyerek karşıladık. Ömer: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, elleriniz ve ayaklarınız arasında bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi işte karşı gelmemek üzere biat eder misiniz?" diye sorunca: "Evet, ederiz" dedik. Bunun üzerine Ömer evin dışından elini uzattı, biz de evin içinden elimizi uzatıp biat ettik. Biat sonrası Ömer: "Allahım! Şahit ol!" dedi. Yine bayram namazlarına henüz buluğa ermemiş genç kızlarımız ile hayızlı kızlarımızı götürmemizi emretti. Cuma namazının üzerimize farz olmadığını söyleyip cenazelerin peşinden çıkmamızı yasakladı."

 

İsmail der ki: Nineme: ''Hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek"[Mumterune 12] ifadesinden kastın ne olduğunu sorduğumda: "Bununla ölü arkasından ağıt' yakmamız yasaklandı" dedi.1

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 1/676-677 (1139).

 

 

Lafız Abbas b. el-Fadl el-Esfati'nin lafzıdır. Kadınların cenazeye katılması ve ölülerin arkasından ağıt yakmaları konusundaki diğer rivayetleri es-Sünenü 'l-Kübra'da aktardık.

 

 

 

8876- Enes anlatıyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte oturmuşken bir cenaze geçti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu kimin cenazesi?" diye sorunca: "Filan kabileden filanın cenazesi! Allah'ı ve Resulü'nü çok severdi, Allah'a itaat eder ve bu uğurda gayret sarf ederdi" denildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Vacip oldu! Vacip oldu! Vacip oldu!" buyurdu. Başka bir cenaze geçince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu kimin cenazesi?" diye sordu. "Filan kabileden filanın cenazesi! Allah'a ve Resulü'ne öfke duyardı. Allah'a isyan eder ve bu yolda çalışırdı" denilince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: ''Vacip oldu! Vacip oldu! Vacip oldu!" buyurdu.

 

"Ey Allah'ın Resulü! İlk önce geçen cenaze hakkında iyi şeyler söylendi.

Sonra geçen cenaze hakkında da kötü şeyler söylendi. Ama sen her ikisi için de ''Vacip oldu'' buyurdun" denilince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, ey Ebu Bekr! Yüce Allah'ın yeryüzünde kişinin iyi veya kötü yönleri konusunda insanların diliyle konuşan melekleri vardır" buyurdu. 

 

Ebu Abdillah'ın rivayetinde ise şöyle geçer: "Bir cenaze geçti, ardından bir cenaze daha geçti ve sen hakkında: ''Vacip oldu! Vacip oldu! Vacip oldu!'' buyurdun ... "

 

Tahric: İsnadı hasendir. Bezzar, Müsned (1/409) ve Hakim, Müstedrek (1/377).

 

 

 

8877- Sa'd b. İshak b. Ka'b b. Ucre, babasından naklen dedesinden bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grupla otururken:

"Allah yolunda öldürülen kişi hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Ashabı:

"İnşallah cennete girecektir" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "inşallah cennete girecektir" buyurdu. "Peki Allah yolunda ölen kişi hakkında ne dersiniz?" diye sorunca: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "inşallah cennete girecektir" buyurdu ve: "Dürüst olan iki kişinin: ''Allah için söylemek gerekirse hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz'' dediği kişi hakkında ne dersiniz?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediklerinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "inşallah cennete girecektir" buyurdu ve: "Dürüst olan iki kişinin: ''Allah için söylemek gerekirse hayırlı bir şey yaptığını bilmiyoruz'' dediği kişi hakkında ne dersiniz?" diye sordu. "Allah ve Resulü daha ıyı bilir" dediklerinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Günahkar biridir, ancak Allah bağışlayıcı ve merhametlidir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberinİ, M. el-Kebir 19/147-148 (323) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/359).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

65. Şube: Aksırana "Yerhamukallah" Demek (Teşmit)