Kızgınlığı Terk Etmek, Öfkeyi Yenmek ve İntikam Almaya
Gücü Varken Affetmek |
Yüce Allah şöyle
buyurur: "Öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir.
Allah, iyilik edenleri
sever.''[Al-i İmran 134]
7917- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçek yiğit, güreşte
rakibini yenen değildir" buyurunca: "Yiğit kimdir ey Allah'ın Resulü?"
diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kızgm olduğu
zaman nefsine Hcikim olan kişidir" cevabını verdi.
İsnadı sahihtir.
Müslim bu hadisi
"Abdullah b. Abdirrahman -Ebu'l-Yeman Muhammed b. Rafi -Abdürrezzak"
kanalıyla rivayet etti. Yine Müslim bunu, Muhammed b. Velid b. ez-Zübeyr
kanalıyla Zühri'den nakletti. - Müslim, sıla (108).
Ayrıca Yunus b. Yezid
el-Eyli bu hadisi Zühri kanalıyla Humeyd'den rivayet etti.
7918- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçek yiğit, güreşte rakibini
yenen değildir. Gerçek yiğit, kızgm olduğu zaman nefsine takim olan
kişidir" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (1212).
7919- Bu hadis başka bir
kanalla nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (2/213).
7920- Bu hadis başka bir
kanalla da nakledilmiştir.
İsnadı sahihtir.
Buhari bu hadisi
Abdullah b. Yusuf kanalıyla Malik'ten ve Müslim ise bunu Yahya b. Yahya kanalıyla
Abdu'l-a'la b. Hammad'dan rivayet etti. - Buhari, edeb (99). - Müslim, sıla
(107).
Ebu Yusuf el-Medeni de
bunu Zühri kanalıyla İbnu'l-Müseyyeb'den rivayet etti.
7921 - Abdullah b.
Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizler kimi
pehlivan sayarsınız?" diye sorunca, biz: "Güreşte kimsenin yenemediği
kişiye deriz" cevabını verdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayır. Gerçek yiğit, kızgın olduğu zaman nefsine hakim olandır"
buyurup: "Siz kim için rakOb (bekleyen) dersiniz?" diye sorunca:
"Çocukları olmayan kişi için rakub deriz" cevabını verdik. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, asıl rakub, hiç çocuğu
ölmemiş (ve öylesi bir ölümün sevabının beklentisi içinde olmayan) kişidir"
buyurdu.
Müslim bu hadisi
Sahih'te Süleyman el-A'meş'ten rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, sıla (106).
7922- Abdurrahman b.
Adan'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırdığı bir rivayete göre
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir taşı kaldırarak güç gösterisi
yapan bir topluluğun yanından geçerken: "Bu nedir?" diye sordu.
Onlar: "Bu, güçlüleri belirleyen taştır" cevabını verince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size en güçlünüzü bildireyim mi? Kızgm
olduğu zaman nefsine Mkim olandır" buyurdu.
Tahric: Senedi mürsel
zayıftır. Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/15-16) ve Zemahşeri, el-Faik (2/23).
Ebu Ubeyd der ki: Yine
İbnu'l-Mübarek'in Ma'mer'den, onun da İbn TfıVliS kanalıyla babasından
bildirdiğine göre İbn Abbas, taş kaldıran bir topluluğun yanından geçmiş ve:
"Allah yolunda çalışanlar bunlardan daha güçlüdür" demiştir.- Ebu
Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/16) ve İbnu'I-Mübarek, Zühd (26) Bak: Zemahşeri,
el-Faik (2/23 ).
7923- Amir b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağır bir taşı
kaldıran bir topluluğun yanından geçerken: "Sizler, kuvvetin taş
kaldırmada olduğunu mu zannediyorsunuz? Gerçek kuvvet. kişinin öfkeyle
dolduktan sonra bu öfkeyi yenmesidir" buyurdu.
Tahric: İsnadı
mürseldir. Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/16) ve Zemahşeri, el-Faik (2/23).
7924- Ebu Hureyre der
ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:
"Bana kısa ve özlü
bir şey söyle ki hatırımda tutabileyim" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Öfkelenme!" buyurdu. Adam aynı şeyi tekrarlayınca
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Öfkelenme!" buyurdu.
Buhari, bu hadisi Yahya
b. Yusuf kanalıyla Ebu Bekr b. Ayyaş'tan rivayet etti. - Buhari, edeb (99).
İsnadı hasendir.
7925- Ebu Hureyre der
ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:
"Ey Allah'ın
Resulül Bana, yaptığım takdirde cennete gireceğim bir ameli bildir, ancak kısa
olsun" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Öfkelenme!" buyurdu. Başka bir adam gelip: "Ey Allah'ın Resulül
Bana, yaptığım takdirde cennete gireceğim bir ameli bildir, ancak kısa
olsun" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi
biri ol" buyurdu. Adam: "İyi biri olduğumu nasıl anlarım?" diye
sorunca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Komşularına sor.
Eğer ''Sen iyi birisin'' derlerse iyisin demektir. Eğer ''Kötü birisin''
derlerse, sen kötüsün demektir" buyurdu.
Tahric: Senedi zayıftır.
Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (1/340) ve Hakim, Müstedrek (1/378).
Abdulvahid b. Ziyad bu
hadisi A'meş - Ebu Salih - Ebu Said el-Hudri kanalıyla öfke konusu içinde
zikretmiştir. - İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye (2/403-404).
Ebu Muaviye ve Şeyban bunu
A'meş - Ebu Salih kanalıyla Ebu Hureyre veya Ebu Said'den nakletmiş, Ebu
Hureyre ile Ebu Said arasında tereddüt etmiştir.
Ebu Hasin'in rivayeti
ise bu tereddüdü ortadan kaldırmaktadır ve Hüseyn b. Vakıd'ın rivayetinin sahih
olduğunun da şahididir. Doğrusunu Allah bilir.
Tahric: Haditi,
Mesaviu'l-Ahlak (325).
7926- Harise b. Kudame
der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
Bana kısa ve özlü bir şey söyle ki, hatırımda tutabileyim" deyince, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öfkelenme!" buyurdu. Aynı
şeyi defalarca söylememe rağmen her defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem):
"Öfkelenme!"
buyurdu.
Hadisin mahfUz olan
şekli budur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (5/370) ve Taberani, M. el-Kebır2/263 (2100).
7927- Abbas ed-Duri ve
başkası bunu Davud b. Amr ed-Dabbi kanalıyla İbn Ebi'z-Zinad'dan, o babasından,
o da Urve'den, o da İbn Ömer'den: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!. .. " şeklinde başlayarak rivayet etti.
Burada Revvad b. Arın'dan kaynaklanan bir yanılgı olduğu açıktır.
7928- Bu hadis başka bir
kanalla nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Taberani, M. el-Kebir 2/262 (2095, 2102, 2093, 2104, 2105), Ahmed, Müsned
(5/408), İbn Hibban, Sahih (7/479), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/345, 447) ve
Abdürrezzak, Musannef 11/187 (20286).)
7929- Abdullah b. Arın
der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hangi şey beni
Allah'ın gazabından uzaklaştırır" diye sorduğumda: "Öfkelenme"
cevabını verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (2/175) ve İbn Hibban, Sahih (1/275).
7930- Ebu Süleyman der
ki: Hz. Yahya, Hz. İsa'ya: "Ey teyzem oğlu! Bana tavsiyede bulun"
deyince, Hz. İsa: "Mirasta cimri olma. Kaçırdığın şeye üzülme" karşılığım
verdi. Yahya: "Ben, mirastan bana gelene sevinmem. Nasıl olur da
kaçırdığım şeye sevinirim?" karşılığım verince, Hz. İsa:
"Öfkelenme" dedi. Yahya da: "Nasıl öfkelenmem ki!" dedi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 /198) ve Ahmed, Müsned (57)
7931- Süleyman b. Sard
der ki: İki kişi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzurunda
birbirine sövünce, birinin öfkesi arttı. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben bir söz biliyorum ki eğer bu sözü söylerse
öfkesi diner. Bu söz: ''Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım''
sözüdür" buyurdu. Adam: "Benim deli olduğumu mu düşünüyorsun?"
deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer şeytandan gelen
kötü bir düşünce seni dünecek olursa, hemen Allah'a sığın"[Fusilet 36]
ayetini okudu.
Müslim bu hadisi Nasr b.
Ali kanalıyla Ebu Usame'den ve Buhari de başka bir yolla A'meş'ten rivayet
etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, sıla (110). - Buhari, bed'ulhalk (93).
7932- Ebu Zer der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu:
"Sizden biri
ayaktayken öfkelenirse otursun. Eğer yine öfkesi geçmezse uzanıp yatsın. "
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud 5/141 (4782).
7933- Bekr: "Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Zer'i (bir iş için) gönderdi"
deyip hadisin devamını aktardı.
Ebu Davud: "Bu
rivayet daha sahilıtir" demiştir.
Tahric: İsnadı mürsel
sahihtir. Ebu Davud 5/141 (4783).
7934- İbn Abbas'ın bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Sizden biri öfkelenince otursun. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
İsnadındaki Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum. Tayalisi, Müsned (340), Ahmed,
Müsned (1/239), Taberani, M. el-Kebir 11/33 (10951) ve Buhari,
el-Edebu'l-Müfred (245).
7935- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa:
"Öğretin ve
kolaylaştırın, zorlaştırmayın" buyurduktan sonra iki defa da:
"Öfkelendiğın zaman
Ise sus" buyurdu.
Hatim b. İsmail aynı
manada bir hadisi Abdullah b. Harun el-Beceli elKüfi kanalıyla Leys b. Ebi
Süleym'den rivayet etti.
Tahric: İsnadında
tanımadığım biri vardır. Hadis şahideriyle hasendir.
- Buhari,
el-Edebu'l-Müfred (327), Ahmed, Müsned (1/283,365), Bezzar, Müsned (1/90) ve
İbn Ebi Şeybe, Musannef(8/344) Bak: Heysemi, Mecma (1/113).
7936- Ebu Said el-Hudri
anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi sonrası güneş
batımına kadar süren bir hutbe verdi. Bu hutbeyi aklında tutanlar tuttu,
unutanlar da unuttu. Bu hutbesinde kıyamet gününde olacak tüm şeylerden
bahsetti. Yüce Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Bilin ki dünya tatlı ve çekicidir. Yüce Allah da sizleri dünyaya
göndermiş ne yapacağınızı gözlemektedir. Dünya nimetleri ile kadınlara karşı
dikkatli olun! Bilin ki insanlar değişik sınıflarda yaratılmışlardır. Kimisi
mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar ve mümin olarak ölür. Kimisi kafir
olarak doğar, kafir olarak yaşar ve kafir olarak ölür. Kimisi mümin olarak
doğar, mümin olarak yaşar, ancak kafir olarak ölür. Kimisi de kafir olarak
doğar, kafir olarak yaşar, ancak mümin olarak ölür.
Bilin ki öfke, kişinin
içinde tutuşan bir kor parçası gibidir. Öfkelenen kişinin gözlerinin nasıl
kıpkırmızı kesildiğini ve boyun damarlarının nasıl kabardığını görmez misiniz?
Kişi öfkelendiğini gördüğü zaman (bir şey yapmaya kalkışmasın) yerinde otursun.
Bilmelisiniz ki bu konuda insanların en hayırlısı, geç öfkelenen ancak
öfkelendiği zaman da çabuk sakinleşen kişidir. En kötü kişi de, çabucak
öfkelenen ancak geç sakinleşen kişidir. Kişi çabucak öfkelenip çabucak da
sakinleşiyorsa bu iki özelliği birbirini dengeler. Kişi zor öfkelenip geç de
sakinleşiyorsa bu iki özelliği de birbirini dengeler.
Bilmelisiniz ki
tüccarların en hayırlısı, bir şeyi güzelce isteyen ve ödemesini de aynı şekilde
güzelce yapan kişidir. En kötü tüccar, istemesi de ödemesi de kötü olan
kişidir. Kişinin ödemesi güzel, ancak istemesi kötü ise bu iki özelliği
birbirini dengeler. Kişinin istemesi güzel, ancak ödemesi kötü ise bu iki
özelliği de birbirini dengeler.
Dikkat edin de
insanlardan korkusu kişinin hak olarak bildiği bir şeyi söylemesine engel
olmasın! Bilin ki ihanet eden her bir kişinin kıyamet gününde bu ihaneti büyüklüğünde
bir sancağı olur. En büyük ihanet de umumu idare eden kişinin yapacağı
ihanettir. Bilin ki en değerli cihad, zalim olan yöneticiye karşı hakkı
söylemektir. "
Güneş batmak üzereyken
de sözünü şöyle bağladı: "Dünyanın geçen ömrüne oranla kalan ömrü, bu
gününüzün geçen zamanına oranla kalan zamanı kadardır. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/483-484 (2191).
7937- Hasane -ı Basri)
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Bilin ki öfke. Adem
oğlunun kalbinde bir kordur. Öfkeliyken boyun damarlarının nasıl kabardığını,
gözlerinin de nasıl kızardığını görmez misiniz? Her kim öfke yönünde içinde bir
şey hissederse ayaktaysa otursun, oturmuşsa da uzansın." Ma'mer'in
rivayetinde ise: "Bilin ki öfke, Adem oğlunun kalbinde tutuşan bir kordur.
Böyle bir kişinin gözlerinin nasıl kızardığını görmez misin? Böyle bir duruma
düşen bir yere yaslansm" ibaresi geçmiştir.
Tahric: İsnadı mürseldir
ve ravi zincirinde tanımadığım biri vardır. Abdürrezzak, Musannef 11/188
(20289) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (2/320).
7938- Ebu Vail el-Muradi
anlatıyor: Urve b. Muhammed b. Atiyye'nin yanındayken onu bir konuda
kızdırdılar. Bunun üzerine Urve içeri girip abdest aldıktan sonra çıktı ve
şöyle dedi: Babam, dedem Atiyye es-Sa'di'den Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti: "Öfke şeytandandır. Şeytan da
ateşten yaratılmıştır. Ateşi de su söndürür. Sizden biri öfkelenince abdest
alsın."
İsnadı zayıftır.
Ebu Davud, Bekr b. Halef
kanalıyla İbrahim b. Halid'den bu manada bir rivayette bulunmuştur.
Tahric: Ebu Davud 5/141
(4784).
7939- Zeyd b. Eslem'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Öfke şeytandandır ve öfke, Adem oğlunun kalbinde olan bir taşmadır.
Öfkeliyken gözlerinin nasli kızardığini, boyun damarlarının nasıl da
kabardığini görmez misiniz?''
Tahric: İsnadı
mürseldir. Abdürrezzak, Musannef 1 1 / 1 88 (20288)
7940- Hz, Ali der ki:
"Yedi şey şeytandandır. Bunlar aşırı öfke, aşırı hapşırma, aşırı esneme,
kusma, burun kanaması, fısıldaşma ve zİkir anında uykudur.''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 1 1/ 1 88- 1 89 (20290).
7941- Behz b. Hakim, babası
kanalıyla dedesinden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurduğunu nakleder: "Öfke, öd ağaci suyunun balı bozduğu gibi imanı
bozar. ''
Ebu Hazım der ki: Hişam
b. Ammar bu hadisi Muhayyis b. Temim'den rivayette tek kalmıştır.
Tahric: İsnadında
tanımadığım biri vardır ve hadis zayıftır. Taberanı, M. el-Kebir 19/417 (1007),
DeyIemi, Müsnedu'l-Firdevs (3/114) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/320).
7942- Hayseme der ki:
Şöyle söylenirdi: Şeytan: "Adem oğlu benimle nasıl baş edebilir ki? Hoş
olduğu durumlarda gelir kalbine otururum. Öfkelendiği zaman ise uçar başına
konarım" dermiş.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/446), Hennad, Zühd (1304),
İbnu'lMübarek, Zühd (353-354/996) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/117).
7943- İkrime,
"Unuttuğun zaman Rabbini zikret"[Kehf 24] ayetindeki unutmayı:
"Öfkelendiğin
zaman" şeklinde açıklamıştır.
Tahric: İsnadında durumu
bilinmeyenler vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/571) ve Ebu Nuaym, Hilye
(3/334) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/378).
7944- Ebu Abdillah
el-Cedeli der ki: Hz. Aişe'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ahlakını sorduğumda şöyle cevap verdi: "Kaba saba biri hiç değildi, çarşı
ve pazarda insanlarla münakaşa etmez, kötülüğe kötülükle karşılık vermez; affeder
ve hoş görülü davranırdı."
Tahric: İsnadı sahihtir.
Tirmizi 4/396 (2016).
7945- Zeyd b. Eslem'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların
ahlakından bahsederken şöyle buyurdu: " ... Kimi de geç öfkelenir ve
öfkesi de hemen geçer. Bu, kişinin aleyhine değillehine olur. Kimi de geç
öfkelenir ve öfkesi de geç diner. Bunlar da birbirini dengeler. Kimi de çabuk
öfkelenir ve öfkesi geç diner. Bu da kişinin lehine değil, aleyhine olur.''
Tahric: Senedi
mürseldir. Bezzar, Müsned (2/438).
7946- Amr b. Malik
er-Ruvası der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittim ve:
"Ey Allah'ın Resulü! Benden razı ol" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) üç defa benden yüz çevirince ben: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın
razı istenince razı oluyor. Sen de benden razı ol" dediğimde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden razı oldu.
Tahric: İsnadında
sakınca yoktur. Buhari, Tarih (1/326) ve Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih
(1/326).
7947- İbn Ebi Hüseyin'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Dünya ve ahiret halkının en hayırlı ahlakını size bildireyim mi? Seninle
bağını kesenle bağ kurman, seni mahrum edene vermen ve sana zulmedeni
affetmendir. ''
Hadis mürsel hasendir.
Bundan önce ilk cüzde değişik. isnadlarla bunu nakletmiştik..
Tahric: İsnadı mürsel
hasendir. Abdürrezzak, Musannef (11/172- 1 73).
7948- Hz. Ali'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ümmetimin en hayırlılan (dinde ve hayırlı işlerde) gayretkeş olanlardır
ki; öfkelendikleri zaman hemen kendilerine hakim olurlar. ''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Hacer, el-Lisan (3/327-328) ve Deylemi, Müsnedu'l-Firdevs 2/174
(2869).
7949- Hz. Ali'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ümmetimin en hayırlıları (dinde ve hayırlı işlerde) gayretkeş olanlardır
ki; öfkelendikleri zaman hemen kendilerine Mkim olurlar. Ben de öfkeme Mkim
oldum ve Allah'tan bağışlanma diliyorum."
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Ukayli, ed-Duafa (2/289) Bak: Zehebi, el-Mizan (3/472) Sehavi,
Mekasidu'l-Hasene (187) ve Heysemi, Mecma (8/68).
7950- Sehl b. Muaz'ın,
babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Allah, öfkesinin gereğini yerine getirmeye gücü yettiği halde
öfkesine Mkim olanı kıyamet gününde onu bütün yaratıkların huzurunda çağıracak,
hatta onu cennet hurilerinden dilediğini (almakta) muhayyer bırakacaktır
...
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/137-138 (4777), İbn Mace 2/1400 (4186) ve Tirmizi 4/372 (2021).
7951- Suveyd b. Vehb,
sahabeden bir adamın oğlundan aynı manada bir rivayeti: "Allah onu güven
ve imanla doldurur" şeklinde, "çağım" ibaresi olmadan nakletmiş:
"Güzel giysileri giymeyi bırakırsa" ilavesini yapmıştır. Bişr der ki:
Zannedersem şöyle de buyurdu: "Tevazusu sebebiyle bırakırsa Allah ona
keramet giysisi giydirir. Allah için bir kişiye yardım edene. Allah padişahlık
tacını giydirir. ''
Tahric: İsnadında durumu
bilinmeyenler olduğu için zayıftır. Ebu Davud 5/138 (4778).
7952- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Yüce Allah katında kulun içebileceği en değerli yudum. öfke anında Allah
rızası için öfkesini yudumlayıp içine atmasıdır. ''
Tahric: İsnadı zayıf,
hadis hasendir. İbn Mace 2/1401 (4189).
7953- Ahmed b. Hammad b.
Za'be bu hadisi Hamid b. Yahya el-Belhi kanalıyla Abdula'la b. Abdila'la es-Sami'den
nakletmiş ancak, İbn Ömer yerine, İbn Abbas demiştir. Ancak önceki hadis daha
sahilıtir.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Ahmed, Müsned (1/327)
7954- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Yüce Allah katında kulun içebileceği en değerli yudum, öfke anında Allah
rızası için öfkesini yudumlayıp içine atmasıdır. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (2/128, 8/235-236).
7955- Hasan( -1
Basri)'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Yüce Allah katında en değerli yudum, kişinin kinini veya musibet anında
sabn yudumlamasıdır. Yüce Allah katında en değerli damla da, Allah korkusuyla
gözden dökülen yaş ile Allah yolunda dökülen kan damlasıdır. ''
Tahric: İsnadı
mürseldir. Abdürrezzak, Musannef 11/188 (20289), İbn Ebi Şeybe, Musannef
(13/251), İbnu'l-Mübarek, Zühd (235/672) ve Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (1308).
7956- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi haslet
sahiplerinin hatalarını bağışlayın" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu. Davud 4/540 (4375).
7957- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Satış akdinin kaldırılması hususunda kim bir müslümanın isteğini kabul
ederse, Allah kıyamet günü onun hatasını kaldım. ''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Davud 3/738 (3460) ve İbn Mace 2/741 (2199).
7958- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kim diline sahip olursa Allah onun ayıbını örter. Kim öfkesine hakim
olursa, kıyamet günü Allah onu azabından korur. Kim de Allah'a mazeretini arz
ederse, Allah özrünü kabul eder.''
Bu metin, Abdullah b.
Amr'dan, aşağıda geçtiği şekliyle nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır,
ancak şahitleri sebebiyle hadis hasendir. İbn Ebi Asım, Zühd (10) Bak: İbn
Kesir, Tefsir (1/413), Zehebi, el-Mizan (2/40, 207), İbn Hacer, Lisan (2/445),
İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye 3/152 (3125) ve Heysemi, Mecma (6/68, 10/292).
7959- Amr, b. Şuayb'ın,
babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim diline sahip olursa Allah ayıbını örter. Kim
öfkesine hakim olursa, Allah onu azabından korur. Kim de dünyadayken Allah'a
mazeretini arz ederse, Allah özrünü kabul eder.''
Isnadı zayıftır.
7960- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Bir münadi iki defa: ''Ecri Allah'a ait olan cennete girsin'' diye
seslenince kardeşini atfeden kalkar." Yüce Allah: ''Ama kim affeder ve
barışırsa, onun ecri Allah'a aittir''[Şura 40] buyurmuştur.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ukayli, ed-Duafa (3/477-478) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/359),
7961- Abdullah b. Abbas
der ki: Uyeyne b. Hısn, Huzeyfe b. Bedr'e gelip kardeşinin oğlu Hurr b. Kays b.
Hısn'a misafir oldu. (Hurr), Hz. Ömer'in yakın tuttuğu kimselerden idi. Kurra
(Kur'anı okuyup bellemiş olanlar) Hz. Ömer'in akdettiği meclislerin üyeleri ve
danıştığı kimseler arasında idiler. Genç ya da yaşlı olsunlar fark etmezdi.
Uyeyne, kardeşinin oğluna: "Şu emirin (halifenin) yanına girmek için ondan
bana bir izin alabilir misin?" dedi. Yeğeni: "Yanına girmen için
ondan sana izin isteyeceğim" deyip Uyeyne adına izin istedi. Uyeyne, Hz.
Ömer'in huzuruna girince şöyle dedi: "Ey Hattab'ın oğlu, Allah'a yemin
ederim ki sen bize çok vermiyorsun, aramızda da adaletle hükmetmiyorsun."
Hz. Ömer sözlere o kadar kızdı ki üzerine atılmak istedi. Bu sefer Hurr şöyle
dedi: "Ey müminlerin emiri! şüphesiz Allah, Peygamber7ine: ''Sen af yolunu
tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir''[A'raf 199] diye buyurmuştur.
şüphesiz ki bu da cahillerdendir." Bunun üzerine Allah'a yemin ederim
Ömer'e karşı bu ayeti okuduktan sonra Ömer bundan ileriye gitmedi. O, yüce
Allah'ın Kitab'ının çizdiği hudutta durur, ondan ileriye geçmezdi."
İsnadındaki Hakim'in
hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.
Buhari3 bu hadisi
Sahih'te Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti. - Buhari, tefsir (197-198).
7962- Sabit anlatıyor:
Bir adam Medam'de bir ev satın aldı. Medain valisi olan Selman oradan geçerken
adam onu Acemlerden bir kafır zannederek: "Ey falan! Buraya gel!"
dedi. Selman gelince de: "Şunu taşı" dedi. Selman yükü taşırken onu
gören halk: "Allah valiyi ıslah etsin. Biz senin yerine taşırız"
deyince adam: "Annem beni kaybetsin. Validen başka iş yaptıracak kişi
bulamadım mı?" deyip ondan özür dileyerek: "Ey Ebu Abdillah! Allah
sana merhamet etsin. Seni tanımadım" dedi. Selman: "Yürü!" deyip
evine kadar yükü taşıdıktan sonra onu çağırdı ve: "Benden sonra kimseye
zorla iş yaptırma" dedi.
Tahric: Hadir b. Eban
sebebiyle İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (1/542-543), Zehebi,
Siyer (1/546) ve İbn Sa'd, Tabakat (4/88).
7963- Fadl b. Muhammed
der ki: Babamın şöyle dediğini işittim: Hz. Hüseyin b. Ali ve Muhammed b.
el-Hanefiyye arasında tartışma çıkınca ikisi de birbiriyle konuşmaz oldular.
Muhammed b. el-Hanefiyye, Hüseyin b. Ali'ye şöyle yazdı: "Babam ve baban,
Ali b. Ebi Talib'dir ve annem Hanife oğullarından, kavmindeki değeri inkar
edilmeyen bir kadındır. Ancak senin annen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kızı Fatıma'dır. Faziletli olmaya benden daha çok hak sahibisin. Bu
sebeple gel ve benimle barış." Hüseyin b. Ali ridasını ve ayakkabısını
giyip Muhammed b. elHanefiyye'nin yanına giderek onunla barıştı.
İsnadında tanımadıklarım
vardır.
7964- Abdürrezzak der
ki: Ali b. el-Hüseyn'in cariyesi; abdest için kendisine suyu dökerken ibrik
elinden kayıp Ali'nin yüzüne düştü ve yüzünü yaraladı. Ali başını kaldırıp
cariyeye bakınca, cariye: "Yüce Allah: '' ... Öfkelerini yenenler ...
''[Al-i İmran 134] buyurur" dedi. Bunun üzerine Ali: "Ben de öfkemi
yendim" karşılığını verdi. Cariye: "Yüce Allah yine: '' .. İnsanları
affedenlerdir ... ''[Al-i İmran 134] buyurur" deyince, Ali: "Yüce
Allah seni affetsin" karşılığını verdi. Cariye: '' ... Allah, iyilik
edenleri sever''[Al-i İmran 134] deyince de Ali: "Git, özgürsün
artık" karşılığını verdi.
Tahric: Suyuti,
ed-Dürrü'I-Mensur (2/317).
7965- Haşim oğullarının
azatlısının bildirdiğine göre Ali b. el-Hüseyin kölesini iki defa çağırmasına
rağmen cevap vermedi. Üçüncüsünde cevap verince Ali: "Evladım! Sesimi
işitmedin mi?" diye sordu. Köle: "Evet, işittim" cevabını
verince, Ali: "Neden cevap vermedin?" diye sordu. Köle: "Bana
bir şey yapmayacağını bildiğim için" cevabını verince, Ali: "Kölemi
bana karşı kendini güvende hissettiren Allah'a hamd olsun" dedi.
7966- Said b. Mes'ud der
ki: Mescid-i Haram'da Abdullah b. Yezid el-Mukrii'yi beklerken, elimde açtığım
bir kalem olduğu halde yanımıza çıktı. Abdullah okumaya başladı, ben de durup
kitaba bakmaya başladım. Bu sırada (kalemi açtığım) bıçak elimden onun başına
düşüp kanlar akmaya başladı. Buna karşılık yaptığı tek şey başını kaldırıp:
"Evladım! Eğer beni öldürmek istiyorsan, Harem bölgesinden çıkar"
demek oldu.
İsnadı ceyyiddir.
7967- Muhammed b. Humeyd
ve Nuh b. Habib şöyle dediler: İbnu'lMübarek'in yanındayken herkes ısrar
edince: "Kitaplarınızı getirin de okuyayım" dedi. Oradakiler yakından
uzaktan kitaplan ona atmaya başladılar. Rey şehrinden bir adam, isti'zan
kitabını onun yanında okuyordu ve o da o kitabı attı. Kitabın kenan
İbnu'l-Mübarek'in başının saçsız yerine değdi ve başı yarılıp kan akmaya
başladı. İbnu'l-Mübirek kanı dindirdikten sonra: "Sübhanallah! Neredeyse
savaş olacaktı" deyip ilk olarak adamın kitabını okumaya başladı.
İsnadı zayıftır.
7968- Ömer b. Abdilazız
der ki: "Allah'ın en sevdiği amellerden biri de gücü olduğu halde
affetmek, öfkeli olduğu zaman sakinleşmek ve Allah'ın kullarına yumuşak
davranmaktır."
Yine Ömer b. Abdilazız:
"Gücü olmayanın affetmesi geçersizdir.
Affedemeyenin fazileti
de yoktur" demiştir.
Tahric: İsnadındaki
Hakim'in hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe,
Musannef (13 / 466) ve İbnu'l-Cevzi, Siretu Ömer b. Abdülaziz (177)_
7969- Halid b. Safvan
der ki: "İnsanların affetmeye en layık olanı, cezalandırmaya en çok gücü
yetendir. En akılsızı da, kendisinden daha zayıf olana zulmedendir.''
7970- Ubeyd b. Umeyr,
kıssalarında şöyle demiştir: Şöyle söylenirdi:
"Komşunun
üzerindeki haklarından biri de, iyiliğini ona göstermen, ona eziyet etmemendir.
Akrabalık haklarından biri de, seninle bağını kessede senin kesmemen, seni
mahrum ettiği halde ona vermendir. İnsanların affetmeye en layık olanı,
cezalandırmaya en çok gücü yetendir. En akılsızı da, kendisinden daha zayıf
olana zulmedendir."
İsnadı ceyyiddir.
7971- Ali b. Zeyd der
ki: Bir adam Ömer b. Abdulaziz'e laf atınca, Ömer: ''Şeytan'ın beni sultanlık
gururuyla aldatıp yarın senin benden alacağını bu gün benim senden almamı
istiyorsan bunu yapmayacağım.'' deyip adamı affetti.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbnu'l-Cevzi, Siretu Ömer b. Abdülaziz (151).
7972 - Hasane -ı Basri)
der ki: "İki damla ve iki gözyaşı. Hiçbir gözyaşı Allah katında O'nun
rızası için öfkesini yenerek kişiye yumuşak davrananın ve büyük bir musibete
uğrayınca sabredenin gözyaşından daha sevgili değildir. Akan hiçbir damla kan,
Allah katında onun rızası için akan veya gece vakti kimsenin görmediği yerde
Allah'a secde edenin kanından daha sevgili değildir.''
Tahric: İsnadında
sakınca yoktur. GazzalUhya (4/129-130).
7973- Ebu Osman
el-Hayyat der ki: Zünnun'un Mısır'da şöyle dediğini işittim: "Üç şey
İslam'ın alametlerindendir: İslam ehline bakmak, onlara eziyetten kaçınmak ve
gücü yettiği halde kötülük yapanlarını affetmek."
7974- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Hz. Musa b. imran: ''Ey Rabbim! Kullarından hangisi senin katında daha
değerlidir?'' diye sorunca, Allah: ''Gücü ye ttiği halde affeden'' buyurdu. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/360) ve Tebrizi, Mişkat (3/1416).
7975- Beyhaki der ki:
Salıih olan rivayete göre Ala b. Abdirralıman, babası kanalıyla Ebu
Hureyre'den, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu
nakleder: "Sadaka vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun ancak
izzetini artım. Allah için alçak gönüllü olanı Allah yüceltir. ''
İsnadı hasendir.
7715 geçmiştir.
7976- Seri es-Sekati der
ki: "Kimde şu üç şey bulunursa imanı tam olur:
Öfkelendiği zaman öfkesi
kendisini haktan ayırmazsa, razı olduğu zaman bu rızası kendisini batıla
götürmezse ve gücü yettiği zaman kendisinin olmayanı almazsa.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/381).
7977- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kıyamet gününde bir münadi: ''Allah katında iyilik yapmış olanlar
kalksın!'' diye seslenir. insanlar: ''Allahım' Sen noksanlıklardan münezzehsin.
Bütün iyilikler sana aittir'' karşılığını verince, münadi aynı şeyi defalarca
söyler ve sonunda: ''Dünyadayken insanları affedenlerdir'' der. ''
Ömer b, Raşid bunu
rivayette tek kalmıştır.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (5/1678) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/359).
7978- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Cehennemde bir kapı vardır ve ondan sadece öfkesini Allah'ın
gazaplanacağı şeyle dindiren girer ...
Kudame bu hadisi
İsmail'den rivayette tek kalmıştır.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Bezzar, Müsned (27/439,4/187) ve İbn Adiy, el-Kamil (6/2074) Bak:
Zehebi, Mizan (1/234).
7979- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Öyle bir zaman gelecek ki; kişi acizlik ve fücur arasında tercih yapmak
zorunda bırakılacak. O zamana yetişirsen sen acizliği fücura tercih et. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (2/278, 447) ve Hakim, Müstedrek (4/438) Bak:
Heysemi, Mecma
(7/287).
7980- Huzeyfe'nin hanımı
der ki: Bir cariyeme vurmak için kalktığımda bana: "Allah'tan kork"
dedi. Bunun üzerine elimdekini bıraktım, sonra: "Kızcağızım! Allah'tan
korkan kinine yenilmez" dedim.
7981 - Cudin'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kim kardeşinden özür diler de kardeşi özrünü kabul etmezse, onun üzerinde
meks sahibinin (halktan haksız yere öşür alanın) günahı kadar vebal olur. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Mace 2/1225 (3718).
7982- Hz, Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi haslet
sahiplerinin hatalarını bağışlayın" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 4/540 (4375).
7983- Ebu Kılabe der ki:
"Kardeşinden, hoşlanmadığım bir şey görürsen, elinden geldiği kadar bu
şeyden vazgeçip özür dilemesini sağlamaya çalış. Eğer kabul etmezse: ''Benim
bilmedim bir durumla karşı karşıya olabilir'' de.''
Tahric: İsnadı hasendir.
Hennad, Zühd (1225), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (8184) ve Ebu Nuayırı,Hilye
(2/285).
7984- Ebu Derda der ki:
"Kim insanlarda gördüğü her şeye bakarsa üzüntüsü artar ve öfkesi
bitmez."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/39), Ahmed, Zühd (143), Ebu Davud, Zühd
(219) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/11).
7985- Cabir'İn
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kardeşi
kendisinden özür dilediği halde onu mazur görmeyen veya mazeretini kabul
etmeyenin üzerinde meks sahibinin (halktan haksız yere öşür alanın) günahı
kadar vebal olur.''
Ebu'z-Zübeyr der ki:
Meks sahibi: Öşür toplayan demektir. Ebu Salih der ki: Bunu İbrahim b.
A'yan'dan işittim ve Leys b. Sa'd'a yazdım.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Evsat 2/21 (1033) Bak: Heysemi, Mecma (8/8ı) ve Ebu Hatim,
İlelu'l-Ehadis (2/315-316).
7986- İbn Abbas;
"Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et''[Hicr 85] ayetini
açıklarken: "Kınamadan razı olmaktır" dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/94).
Kadı der ki: İbn Ebi
Uveys bana: "Bu hadisi sadece sana aktardım" dedi. Ebu Abdillah bize
şöyle dedi: "Daha sonra Musa b. İsmail ile karşılaşıp bu hadisi
sorduğumda, hadisi bilmediğini söyleyip cevap vermedi.
7987- Hammad b. İshak
el-Mavsili babasının şöyle dediğini bildirir: "İtiraf, yapılan hataları
yıkar" denirdi.
Tahric: Halladi,
Muhammed b. Ali Ebu'l- Hüseyin el- Halladi' dir ve tanınmamaktadır. Hatib,
Tarih (8/159).
7988- Muhammed b. Hureym
eş-Şeybani'nin bildirdiğine göre Ebu Bekr
b. Behlul kendisine şu
şiiri söyledi: Korktuğum şey yanlışımı görmendi Ancak Allah'ın takdirinden
kaçılmaz.
Suçlu özür dileyince
özür dilemesi suçunu siler Özür dilemeyi kabul etmeyen her kişi suçludur.
Not: Şiirin sahibi
Abdurrahman es-Sülemi' dir.
7989- Muhammed b. Sirin
der ki: "Kardeşinden hoşlanınadığın bir şey görürsen bir mazeretini ara.
Eğer bulamazsan: ''Bir mazereti vardır'' de."
Tahric: İsnadında
tanımadığım biri vardır. İbn Asakirı Tehzib Tarihi Dımaşk (6/239).
7990- Muhammed b. Yahya
es-Sufi der ki: Ahmed b. el-Muaddil bize şu şiiri söyledi:
Kişi günahından tövbe
edip gelirse
Eğer onu affetmezsen
günahı senindir.
Tahric: Ebu Abdirrahman
es-Sufi hakkında bilgi bulamadım.
7991 - Cafer b. Muhammed
der ki: "Kardeşinden istemediğin bir şey görürsen, onda bir ile yetmiş
arasında mazeret ara. Eğer bulamazsan: ''Belki de bilmediğim bir özrü vardır''
de.''
Tahric: Ebu Hazımı Ömer
b. Ahmed b. İbrahim b. Abdeviyye el-Hafız'dır. Ebu Nuaym, Hilye (3/198).
7992- Said b.
el-Müseyyeb der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından kardeşlerimden
biri bana şöyle bir mektup yazdı: "Kötülüğünden yana emin olmadıktan sonra
kardeşin hakkında her zaman iyi niyet besle. İyiye yorabilme imkanın varken
kardeşinin ağzından çıkan bir sözü kötüye yorma. Kendini ithamlara maruz
bırakan kişi de bu konuda kendinden başkasını kınamasın. Kişi sırrını saklı
tuttuğu sürece ipler elinde olur. Senin üzerinden Allah'a isyan edene
verebileceğin en iyi karşılık onun üzerinden Allah'a itaat etmendir. Doğru ve
güvenilir olan kardeşler edinmeye çalış ve böylesi kişilerden uzak düşme. Zira
böyleleri iyi zamanlara kişinin süsü, musibetlere karşı da tedbiri gibidirler.
Basit şeylerde bile yemine başvurma ki Allah senin değerini düşürmesin. Olmayan
bir şey hakkında da olana kadar soru sorma. Sözünü sadece dinlemek isteyen
kişilere söyle. Ölümüne sebep olsa da doğruluktan şaşma. Düşmanından uzak dur.
Güvenilir olmadıktan sonra da dostlarına karşı tedbirli ol. Bilmelisin ki ancak
Allah'tan korkan kişiler güvenilirdir. Yalnızken de Allah'tan korkan kişilerle
istişarede bulun."
Bu hadisin bazı lafızlan
bize müminlerin emiri Hz. Ömer'den nakledilmiştir.
Tahric: Hatib, Tarih
(13/39) ve İbn Hibban, esSikat (9/259) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/22).
7993- Ebu Bekr el-Enbari
der ki: Fadl b. Sehl birine yazdığı mektupta: "(Geç cevap vermeme) mazeret
olarak takdiri gösteriyor ve en samimi duygularımla senden özür diliyorum"
dedi.
7994- İbnu'l-Mübarek der
ki: İbn Avn'ın oğlu vefat edince bir kardeşi taziye için gelmekte gecikti. Daha
sonra gelip özür dileyince, İbn Avn: "Kardeşini samimiyetiyle tanıyorsan
onu kınama" dedi.
Tahric: İshak b.
Muhammed b. İbrahim el-AdI hakkında bilgi bulamadım.
7995- Veki b. el-Cerrah
der ki: Süfyan es-Sevri hastalanınca onu ziyaret etmekte geciktim. sonra
ziyaret edip özür dileyince bana şöyle dedi:
"Kardeşim, özür
dileme. Özür dileyip yalan söylemeyen azdır ve bil ki dost hiçbir şey için
hesaba çekilmez, düşmanın da hiçbir şeyi sayılmaz.''
Tahric: Ebu'l-Hasan
Muhammed b. Yakub ve hocasını tanımıyorum.
7996- Muhammed b. Bişr der
ki: İbnu's-Semmak ve bir dostu tartışınca, dostu ona: "Yarın
hesaplaşırız" dedi. İbnu's-Semmak: "Aksine yarın birbirimizi
affederiz" karşılığını verdi.
Tahric: Ebu Hazım el-
Hafız, Ömer b. Ahmed b. İbrahim' dir.
7997- Sadaka el-Makabiri
der ki: "İnsanlar hakkında olan takdire razı ol, ancak senden yana onlara
vefadan başka bir şeye razı olma.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(10/317).
7998- Zünnun der ki:
"Kardeşlerin vefasızlığını aramak, riyayla ahireti istemek ve kadınlara
kaba davranıp sevgilerini beklemek ahmaklıktır.,
Tahric: Ebu Sa'd
el-Malini, Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Abdillah'tır.
7999- Ebu'l-Hüseyin
el-Varrak der ki: "Affetmede cömertlik, kardeşini affettikten sonra onun
ihanetini zikretmemendir. Alçak kişi, istemeyerek affeder."
Not: Ebu Bekr Muhammed
b. Ahmed b. İbrahim, el-Belhi el-Bağdadi'dir.
8000- Zün-nun der ki:
"Üç özellik keremdendir: İyi gözle bakmak, yapılan yanlışa tahammül etmek
ve az ayıplamak."
8001- Asmaı der ki: Bir
bedevinin şöyle dediğini işittim: "Umutsuzluk hür, açgözlülük köle,
zenginlik yurt, fakirlik ise gurbettir. Ceza vermede göremeyeceğimiz zevki
affetmede gördük."
İsnadı zayıftır.
8002- Hafs b. Humeyd der
ki: "Kişiyi dostluğuyla bilirsen bütün kötülükleri bağışlanır. Eğer düşmanlığıyla
bilirsen bütün iyilikleri kendisine iade edilir.''
8003- Abdullah b.
Muhammed ed-Dımaşki şu şüri söyledi: Kalben yakın olan niceleri vardır ki
uzaktır. Nice mukimler vardır ki kalbi gitmektedir Karşılaşınca göremez çünkü
Biz vefa ve affetme
üzerine yoğrulduk O hakları unutmuyorum ancak
Hangisini
ödüllendireceğim bilmiyorum.
Not: Abdullah b.
Muhammed ed-Dımaşki, Ebu'ı-Kasım es-Sad, es-Sılfi'dir.
8004- Abdullah b. Tahir
şu şiiri söyledi: Ne zamana kadar ayıplama devam edecek
Daha ne kadar alakayı
kesip terk etmekten bıkmayacaksın
Yavaş ol, yeterli zaman
var
Ayrılmak için sen zamanı
bekle.
8005- Muhammed b. Yahya,
Beşşar b. Burd'e şu şiiri söyledi:
Dostunu her şeyde
ayıplarsan ayıplamayacağın kimseyi bulamazsın
Ya yalnız yaşa ya da
kardeşinle bağını kesme
Çünkü o bazen suç işler,
bazen işlemez
Eğer sen bulanık diye
hiçbir suyu içmezsen
Susuz kalırsın, kimin
suyu her zaman duru ki.
8006- Ata el-Horasani
der ki: "Hikmet sahibi olan hiçbir zaman zor duruma düşmez. Yüce Allah'ın:
''O da bir kısmını yüzüne vurmuş, bir kısmını yüzüne vurmaktan geri
durmuştu''[Tahrim 3] buyurduğunu işitmedin mi?"
Tahric: Suyuti,
Dürrü'l-Mensur (8/219).
8007- Ebu Zer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer!
Ara sıra ziyaret et ki
daha çok sevilesin" buyurdu.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Bezzar, Müsned (2/390), İbn Adiy, el-Kamil (3/1144, 5/2019) ve
Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (19) Bak: Heyseml, Mecma (5/178).
8008- Nadr b. Şumeyl der
ki: Yunus b. Habib en-Nalıvi'nin yanına gider ve hadislerde geçen garib
ibareleri(n açıklamasını) sorardık. Ona şu hadisi bildirdim: Talha b. Amr'ın,
Ata kanalıyla Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre! Ara sıra ziyaret et ki daha çok
sevilesin" buyurdu.
Bunun üzerine Ebu Yunus
şu şiiri söyledi:
Arasıra dostunu ziyaret
et ki
Seni yeni aldığı giysi
gibi görsün şüphesiz dost usanır
Her zaman seni yanında
görürse.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Bezzar, Müsned (2/390), İbn Adiy, el-Kamil (4/1427, 3/1138),
Tayalisi, Müsned (330), Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (16) ve Taberani, M. el-Evsat
1/9596 (87). Bak: Heysemi, Mecma (8/175)
8009- Ali b. Hasan b.
el-Ala el-Hilahi er-Rakki şu şiiri söyledi:
Ziyaretlerini sık yapma,
çünkü
Eğer çok sık olursa terk
edilmeye sebep olur
Görmüyor musun, devamlı
olan her yağmurdan usanılır
Yağmayınca da duayla
istenir.
Tahric: Ebu Cafer el-Azilini,
Kamil b. Ahmed b. Muhammed el-Müstemli el-Nisaburi'dir. Ebu Nuaym, Hilye
(7/79).
8010- Mekhül el-Ezdi der
ki: Hasan(-ı Basri)'ye: "Mekke'ye gitmek istiyorum" deyince:
"Senden daha cömert olanla beraber yola çıkma. Yoksa aranızdaki şey biter"
karşılığını verdi.
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(7/79).
8011- Ali b. Ubeyde:
"Dostun kusurlarını görmekten uzak durmak, dostluğun devamlılığı için daha
güzeldir" demiştir.
8012- Muhammed b.
Abdilvehhab der ki: Babam bana şu beyti söyledi: Uzun süre ayıplamak zayıflık
doğurur ayıplamanın ilacı ayıplamayı terk etmektir.
8013- Ebu Abdillah
Muhammed b. Yakub el-Hafız der ki: Muhammed b. Abdilvehhab'ın bu beyti
söylediğini işittim.
İsnadı ceyyiddir.
8014- Ebu Nuaym er-Razı
şu şiiri söyledi: Dostuna ziyareti azalt, çünkü
Eğer çok sık olursa,
terk edilmeye sebep olur
Görmüyor musun, devamlı
olan her yağmurdan usanılır Yağmayınca da duayla istenir.
8015- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Hureyre! Ara sıra
ziyaret et ki daha çok sevilesin" buyurdu.
Talha b. Amr zayıftır.
Bu hadis değişik kanallarla nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hattabi, el-Uzle /69) ve Ebu Nuayın, Hilye (3/322).
8016- Bu isnadlardan
birinde ise hadis şu şekildedir: Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Hureyre! Dün neredeydin?" diye
sorunca: "Ailemden bazılarını ziyaret ediyordum" cevabını verdim. Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre! Ara Sira ziyaret
et ki, daha çok sevilesin" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hatib, Tarih (14/108).
8017- Muhammed b.
Zekeriyya arkadaşlarından birinin şu şiirini söyledi:
Bir gün kardeşim
sevgimden kaçmazsa
Bildiğim şeylerinden
bazılarını garipsersem
Ona sevgi göstererek
şefkat ederim
Çünkü ben, suçlu
dostlarıma şefkatle yaklaşırım
Bana yaptığı kötülükle
ona karşılık vermem
Korktuğu şeyi de yapmam
Dostunun ayıplarına göz
yumman
Kardeşliğin devamı için
daha iyidir.
Tahric: Hatib, Tarih
(1/288).
8018- A'meş der ki:
Şa'bi bana şöyle dedi: "Ey A'meş! İnsanların en değerlisi; çok çabuk
dostluk kuran, çok zor düşman olanlardır. Tıpkı gümüş kase gibi zor kırılır,
ancak çabuk onarılır. Alçak insanlar zor dost, çabuk düşman olur. Tıpkı çabuk
kırılan ve zor tamir edilen toprak kase gibidir."
Tahric: İsnadında
sakınca yoktur. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (147).
8019- Ebu'n-NEbu
Semeyda' b. Mukrim şu şiiri söyledi:
Dostuma hürmeten
gözlerimi ondan kaparım
Sanki bilmeden
yaptığından, habersizmişim gibi
Haberim var ancak
ahlakım
Dosttan gelecek kötü
şeye tahammül eder
Her yanlışta
kardeşlerimi terk edersem
Yalnız kalırım ve bir
dost bulamam.
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (73).
8020- İbn Aişe der ki:
Bir bedeviye bir adam sorulunca: "O kadar cömerttir ki; hiç kimseyi zor
durumda bırakmamak için yaptığı yanlışın sebebini bile sormaz" dedi.
8021- Nasır b.
Abdirrahman el-Cürcani şu beyti söyledi:
Hataları sebebiyle
kardeşlerimi terk etmem
Hataları yüzünden
kardeşlerini terk edende hayır yoktur.
8022- Ebu'l-Abbas el-Mı
sri, Mansur el-Fakih'e şu beyti söyledi:
6enden uzaklaşmana sebep
olmasın
6enden gördüğün şeyler
Sen bütün suçlara rağmen
6enim için insanların en
değerlisisin.
8023- Ebu Firas b.
Hamdan şu beyti söyledi:
Kendimi bildim bileli
dostlarıma uyarım
Dostlardan ayrılmak
benim şanım değildir
Bana yanlış yapar ben
merhamet ederim
Suçluya merhamet kadar
güzel bir şey yoktur,
8024- Asmai der ki:
Halid b. Safvan'a: "Hangi kardeşlerini daha çok seversin?" diye sorulunca:
"Açıklarımı kapatan, hatalarımı affeden ve zaaflarımı kabul edenleri"
cevabını verdi.
8025- Ömer b. Osman
el-Mekki der ki: "Yiğitlik, kardeşlerin hatasını görmezden gelmektir.''
Tahric: İbnu'l-Cevzi,
Sifatu's-Safve (2/440) ve Hatib, Tarih (12/224).
8026- Ebu'l-Kasım b. Ali
b. Bundar der ki: Babamın şöyle dediğini işittim: "Evladım! Halkla ters
düşmekten sakın. Allah'ın kul olarak kabul ettiği kişiyi sen de kardeş olarak
kabul et."
8027- Fudayl b. İyad der
ki: "Kusursuz kardeş arayan kardeşsiz kalır"
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (167,169).
8028- Osman b. Zaide der
ki: "Afıyet on kısımdır. Bunun dokuzu ise hataları görmezden
gelmektedir." Bu sözü Ahmed b. Hanbel'e anlattığımda: "Afiyet on
kısımdır, hepsi de hataları görmezden gelmektedir" dedi.
8029- Abdullah b. Habik
der ki: "Sana yanlış yapana tahammül et, özür dileyenin özrünü de kabul
et" denirdi.
Tahric: İbnu'l-Cevzi,
Sifatu's-Safve (4/281-282).
8030- (İmam) Şafii der
ki: "Güzel ve akıllı olan, uyanık ve hataları görmezden
gelebilendir."
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(9/123) Bak: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/254).
8031 - Ebu Osman
en-Nisaburi der ki: "Seni sadece masum olduğun zaman sevenin dostluğuna
güvenme."
Bu sözü Ebu Osman'dan önce
söyleyen vardır ve aşağıda geçmiştir.
8032- Zünnun der ki:
"Seni sadece masum olduğun zaman sevenin dostluğuna güvenme."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (9/376) ve İbnu'l-Cevzı, Sifatu's-Safve (4/319).
8033- Zünnun der ki: Bir
kişi: "Seninle dost olup sevdiğin şeyde seninle olup, sevmediğin şeyde
seninle olmayanın hevasıyla dost olmuşsun demektir. Hevasıyla dost olan da
dünya rahatlığını istiyor demektir" dedi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (10/238) ve İbnu'l-Cevzı, Sifatu's-Safve (4/68).
8034- Ebu Bekr es-Suli
der ki: Bir hikmet sahibine: "Gerçek kardeş kimdir?" diye sorduğumda
şöyle cevap verdi: "Kimsenin olmadığı zamanda bulduğun, yalnız iken onu
anarak ünsiyet kurduğun, özür dilemesini istemeden mazur gördüğün, korkmadan
ona açılabildiğin, Allah'ın bildiği hallerini ondan gizlemediğin, olmadığı
zamanlarda, olduğu zamanlar gibi ona güvendiğin kişidir." Sonra şu manada
bir şiir söyledi:
Güzellik kardeşi olan
kardeşine benden güzellikler ilet
Onunla buluşmasam bile
buluşmuş gibiyim
Gözüm her zaman onu
görüyor gibidir
Benden çok uzaklarda
olsa bile
Allah biliyor ki onu
hatırlamıyorum
Unutmadığım kişiyi nasıl
hatırlayayım.
8035- Zünnun el-Mı sri
der ki: "Dosta götüren yol uzak değildir. Sevdiğin dostunun bulunduğu
hiçbir yer dar gelmez."
8036- Şa'bi der ki:
"Eski dostu yeni dostla değiştirme. çünkü o, sana (diğeri gibi) samimi
davranmaz."
İsnadı zayıftır.
8037- Yahya b. Ebi Kesir
der ki: Hz. Süleyman b. Davud oğluna: "Evladım! Allah'tan sakın. çünkü bu
her şeyin amacıdır. Evladım! Bilen birine sormadan hiçbir işte kesin karar
verme. Evladım! İlk sevdiğine sahip çık. çünkü sonraki dost onun yerini
tutmaz" dedi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (6/141).
8038- Asmai der ki: Bir
bedevi: "Kim, senin için saf sevgiyle birlikte doğru görüşü bir arada
bulundurursa, sen de halis sevgi ve tam itaatle ona karşılık ver" dedi.
8039- Ebu'l-Abbas b,
Mesruk der ki: Abs oğullarından bir adama: "En fazla doğru yaptığınız şey
nedir?" diye sorulunca: "Biz bin kişiyiz ve aramızda karar veren bir
kişi vardır. Biz de bin kişi karar vermiş gibi ona itaat ederiz" cevabını
verdi.
8040- Bize
bildirildiğine göre Cafer b. Burkan şöyle dedi: Meyınem b. Mihran'a:
"Falan kişi seni ziyarette ağır davranıyor" dediğimde: "Eğer
sevgi sarsılmayacak bir durunıdaysa, uzun süre beklenmesinde sakınca
yoktur" karşılığını verdi.
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(4/91).
8041- Süfyan'ın
bildirdiğine göre Yunus b. Ubeyd bir belaya uğrayınca kendisine: "İbn Avn
yanına gelmedi" denildi. Yunus: "Kardeşimizin sevgisine güvenirsek
gelmemesinin bir zararı olmaz" karşılığını verdi.
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (88/89).
8042- Ali b. Harb der
ki: Süfyan b. Uyeyne bana: "Kardeşinle arandaki sevgi sağlamsa, sevdiğin
bu kişiyle buluşmamanın sana bir zararı olmaz" dedi.
Bedr el-Meğazili der ki:
Bişr b. el-Haris'e: "Ey Ebu Nasr! Kişi kardeşini ne kadar sürede bir
ziyaret etmeli?" diye sorulunca: "Eğer dostlarsa yılda bir defa"
cevabını verdi.
8043- Ebu Said
bildiriyor: Ebu Derda, Selman'a mektup yazarak kendisini mukaddes topraklara
davet edince, Selman şöyle karşılık verdi: "Kardeşim evler uzak olsa da
ruhlar birbirine yakındır. Gökteki kuş da yerden kendisine en yakın yere düşer.
"
Tahric: Senedinde
tanımadığım biri vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/340), Ahmed, Zühd (154) ve
Ebu Nuaym, Hilye (1/250).
8044- Cafer b. Muhammed
el-Verrak bildiriyor: Ebu Ali el-Hasan elHarrat, hasta olan birini ziyaret
etmediği için özür dileyen bir adam konusunda şu şiiri okudu:
"Seni çoktandır
ziyarete gelmediysem
Gıyabında sana bolca dua
ediyorum Bazen kişi çok sevdiğini ziyarete gitmez
Ama ziyaret edenden daha
çok faydası dokunur."
8045- Seyyar Ebu Seleme
der ki: Dayğam b. Malik'e: "Ey Ebu Malik!
Seninle daha çok
buluşabilmek için sana yakın bir evalmak istiyorum" denilince: "Az
görüşmenin değiştirdiği sevgi, zayıf bir sevgidir" karşılığını verdi
İsnadı hasendir.
8046- İbnu'l-Mübarek:
"Kardeşlik gerçek olunca övmek çirkin gözükür" demiştir.
Tahric: Hattabi,
Kitabu'l-Uzle (SO).
8047- Ala b. Abdilkerim:
"Kişi kardeşini öfkelendirdiği zaman ondan ayrılacak demektir."
8048- Ebu Kunase şu
şiiri söylemiştir:
Üzgün ve öfkeli bir
halde
Vefa ve kerem ehliyle karşılaşınca
Nefsim aslına döner
Ve söyleyeceğimi sakince
söylerim.
İsnadı hasendir.
8048- İshak b. Muhammed
el-Kureşi, Ebu'l-Atahiyye'ye şu şiiri söylemiştir:
Kardeşleri bir araya
gelince en zelil olanı Kardeşlerinin yanında en iyi ve değerli olur Üstünlük
kişinin kendini tercih etmesi değil Kişinin başkasına iyilik etmesidir.
8050- Sehl b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Yolculukta topluluğun efendisi onlara hizmet edendir. O topluluk, hizmette
kendilerini geçen kişiyi şehitlik hariç hiçbir amelle geçemez."
Bu hadis fakihlerden ve
Re'y ehlinden olan Ebu'l-Hasan en-Nisabtiri es-Saffar'ın biyografisinde
geçmiştir.
8051- Hüseyin b. Yahya,
Ebu Bekr b. Davud'a ait şu şiiri okudu:
"İyi kardeş seninle
koşan
Sana fayda vermek için
kendine zarar verendir
Zamanın belaları seni
kırınca,
Seni toplamak için
kendini feda edendir.
Karşılık verilmesinden
korkan kişi namuslu kalır insanlarla iyi geçinen isabet eder
insanlara saygı duyana
saygı duyulur
Onları hakir görene
saygı duyulmaz
Alçak için en sevimli
şey
Değerli birine sövünce
karşılık almasıdır
Alçak kişiye hiç
karşılık vermemek
Sövmekten daha zor gelir
Mesma oğullarının köpeği
bana sövdü
Bense ondan kendimi ve
onurumu korudum
Kendimi küçük düşürmemek
için cevap vermedim
Kendisini ısıran köpeği
kim ısırır ki."
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Hilim,
Ağırbaşlılık ve Her İşte İyi Muamele