ŞUABU’L-İMAN

57. ŞU’BE: Güzel Ahlak

 

Kızgınlığı Terk Etmek, Öfkeyi Yenmek ve İntikam Almaya Gücü Varken Affetmek

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir.

Allah, iyilik edenleri sever.''[Al-i İmran 134]

 

 

 

7917- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçek yiğit, güreşte rakibini yenen değildir" buyurunca: "Yiğit kimdir ey Allah'ın Resulü?" diye sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kızgm olduğu zaman nefsine Hcikim olan kişidir" cevabını verdi. 

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim bu hadisi "Abdullah b. Abdirrahman -Ebu'l-Yeman Muhammed b. Rafi -Abdürrezzak" kanalıyla rivayet etti. Yine Müslim bunu, Muhammed b. Velid b. ez-Zübeyr kanalıyla Zühri'den nakletti. - Müslim, sıla (108).

Ayrıca Yunus b. Yezid el-Eyli bu hadisi Zühri kanalıyla Humeyd'den rivayet etti.

 

 

 

      

7918- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Gerçek yiğit, güreşte rakibini yenen değildir. Gerçek yiğit, kızgm olduğu zaman nefsine takim olan

kişidir" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (1212).

 

 

 

7919- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (2/213).

 

 

 

7920- Bu hadis başka bir kanalla da nakledilmiştir.

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari bu hadisi Abdullah b. Yusuf kanalıyla Malik'ten ve Müslim ise bunu Yahya b. Yahya kanalıyla Abdu'l-a'la b. Hammad'dan rivayet etti. - Buhari, edeb (99). - Müslim, sıla (107).

 

Ebu Yusuf el-Medeni de bunu Zühri kanalıyla İbnu'l-Müseyyeb'den rivayet etti.

 

 

 

7921 - Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizler kimi pehlivan sayarsınız?" diye sorunca, biz: "Güreşte kimsenin yenemediği kişiye deriz" cevabını verdik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır. Gerçek yiğit, kızgın olduğu zaman nefsine hakim olandır" buyurup: "Siz kim için rakOb (bekleyen) dersiniz?" diye sorunca: "Çocukları olmayan kişi için rakub deriz" cevabını verdik. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır, asıl rakub, hiç çocuğu ölmemiş (ve öylesi bir ölümün sevabının beklentisi içinde olmayan) kişidir" buyurdu.

Müslim bu hadisi Sahih'te Süleyman el-A'meş'ten rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, sıla (106).

 

 

 

7922- Abdurrahman b. Adan'ın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dayandırdığı bir rivayete göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir taşı kaldırarak güç gösterisi yapan bir topluluğun yanından geçerken: "Bu nedir?" diye sordu. Onlar: "Bu, güçlüleri belirleyen taştır" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size en güçlünüzü bildireyim mi? Kızgm olduğu zaman nefsine Mkim olandır" buyurdu. 

 

Tahric: Senedi mürsel zayıftır. Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/15-16) ve Zemahşeri, el-Faik (2/23).

 

Ebu Ubeyd der ki: Yine İbnu'l-Mübarek'in Ma'mer'den, onun da İbn TfıVliS kanalıyla babasından bildirdiğine göre İbn Abbas, taş kaldıran bir topluluğun yanından geçmiş ve: "Allah yolunda çalışanlar bunlardan daha güçlüdür" demiştir.- Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/16) ve İbnu'I-Mübarek, Zühd (26) Bak: Zemahşeri, el-Faik (2/23 ).

 

 

 

7923- Amir b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ağır bir taşı kaldıran bir topluluğun yanından geçerken: "Sizler, kuvvetin taş kaldırmada olduğunu mu zannediyorsunuz? Gerçek kuvvet. kişinin öfkeyle dolduktan sonra bu öfkeyi yenmesidir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı mürseldir. Ebu Ubeyd, Garibu'l-Hadis (1/16) ve Zemahşeri, el-Faik (2/23).

 

 

 

7924- Ebu Hureyre der ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:

"Bana kısa ve özlü bir şey söyle ki hatırımda tutabileyim" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öfkelenme!" buyurdu. Adam aynı şeyi tekrarlayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: "Öfkelenme!" buyurdu.

Buhari, bu hadisi Yahya b. Yusuf kanalıyla Ebu Bekr b. Ayyaş'tan rivayet etti. - Buhari, edeb (99).

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

7925- Ebu Hureyre der ki: Bir adam Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek:

"Ey Allah'ın Resulül Bana, yaptığım takdirde cennete gireceğim bir ameli bildir, ancak kısa olsun" deyince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öfkelenme!" buyurdu. Başka bir adam gelip: "Ey Allah'ın Resulül Bana, yaptığım takdirde cennete gireceğim bir ameli bildir, ancak kısa olsun" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi biri ol" buyurdu. Adam: "İyi biri olduğumu nasıl anlarım?" diye sorunca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Komşularına sor. Eğer ''Sen iyi birisin'' derlerse iyisin demektir. Eğer ''Kötü birisin'' derlerse, sen kötüsün demektir" buyurdu.

 

Tahric: Senedi zayıftır. Ebu Nuayın, Ahbaru Isbehan (1/340) ve Hakim, Müstedrek (1/378).

 

Abdulvahid b. Ziyad bu hadisi A'meş - Ebu Salih - Ebu Said el-Hudri kanalıyla öfke konusu içinde zikretmiştir. - İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye (2/403-404).

 

Ebu Muaviye ve Şeyban bunu A'meş - Ebu Salih kanalıyla Ebu Hureyre veya Ebu Said'den nakletmiş, Ebu Hureyre ile Ebu Said arasında tereddüt etmiştir. 

 

Ebu Hasin'in rivayeti ise bu tereddüdü ortadan kaldırmaktadır ve Hüseyn b. Vakıd'ın rivayetinin sahih olduğunun da şahididir. Doğrusunu Allah bilir.

 

Tahric: Haditi, Mesaviu'l-Ahlak (325).

 

 

 

7926- Harise b. Kudame der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Bana kısa ve özlü bir şey söyle ki, hatırımda tutabileyim" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öfkelenme!" buyurdu. Aynı şeyi defalarca söylememe rağmen her defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Öfkelenme!" buyurdu.

Hadisin mahfUz olan şekli budur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (5/370) ve Taberani, M. el-Kebır2/263 (2100).

 

 

 

7927- Abbas ed-Duri ve başkası bunu Davud b. Amr ed-Dabbi kanalıyla İbn Ebi'z-Zinad'dan, o babasından, o da Urve'den, o da İbn Ömer'den: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!. .. " şeklinde başlayarak rivayet etti. Burada Revvad b. Arın'dan kaynaklanan bir yanılgı olduğu açıktır.

 

 

 

7928- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Taberani, M. el-Kebir 2/262 (2095, 2102, 2093, 2104, 2105), Ahmed, Müsned (5/408), İbn Hibban, Sahih (7/479), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/345, 447) ve Abdürrezzak, Musannef 11/187 (20286).)

 

 

 

7929- Abdullah b. Arın der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hangi şey beni Allah'ın gazabından uzaklaştırır" diye sorduğumda: "Öfkelenme" cevabını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (2/175) ve İbn Hibban, Sahih (1/275).

 

 

 

7930- Ebu Süleyman der ki: Hz. Yahya, Hz. İsa'ya: "Ey teyzem oğlu! Bana tavsiyede bulun" deyince, Hz. İsa: "Mirasta cimri olma. Kaçırdığın şeye üzülme" karşılığım verdi. Yahya: "Ben, mirastan bana gelene sevinmem. Nasıl olur da kaçırdığım şeye sevinirim?" karşılığım verince, Hz. İsa: "Öfkelenme" dedi. Yahya da: "Nasıl öfkelenmem ki!" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 /198) ve Ahmed, Müsned (57)

 

 

 

7931- Süleyman b. Sard der ki: İki kişi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzurunda birbirine sövünce, birinin öfkesi arttı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben bir söz biliyorum ki eğer bu sözü söylerse öfkesi diner. Bu söz: ''Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım'' sözüdür" buyurdu. Adam: "Benim deli olduğumu mu düşünüyorsun?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dünecek olursa, hemen Allah'a sığın"[Fusilet 36] ayetini okudu.

Müslim bu hadisi Nasr b. Ali kanalıyla Ebu Usame'den ve Buhari de başka bir yolla A'meş'ten rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, sıla (110). - Buhari, bed'ulhalk (93).

 

 

 

7932- Ebu Zer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize şöyle buyurdu:

"Sizden biri ayaktayken öfkelenirse otursun. Eğer yine öfkesi geçmezse uzanıp yatsın. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/141 (4782).

 

 

 

7933- Bekr: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Zer'i (bir iş için) gönderdi" deyip hadisin devamını aktardı.

Ebu Davud: "Bu rivayet daha sahilıtir" demiştir.

 

Tahric: İsnadı mürsel sahihtir. Ebu Davud 5/141 (4783).

 

 

 

7934- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Sizden biri öfkelenince otursun. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. İsnadındaki Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum. Tayalisi, Müsned (340), Ahmed, Müsned (1/239), Taberani, M. el-Kebir 11/33 (10951) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (245).

 

 

 

7935- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa:

"Öğretin ve kolaylaştırın, zorlaştırmayın" buyurduktan sonra iki defa da:

"Öfkelendiğın zaman Ise sus" buyurdu.

Hatim b. İsmail aynı manada bir hadisi Abdullah b. Harun el-Beceli elKüfi kanalıyla Leys b. Ebi Süleym'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır. Hadis şahideriyle hasendir.

- Buhari, el-Edebu'l-Müfred (327), Ahmed, Müsned (1/283,365), Bezzar, Müsned (1/90) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(8/344) Bak: Heysemi, Mecma (1/113).

 

 

 

7936- Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi sonrası güneş batımına kadar süren bir hutbe verdi. Bu hutbeyi aklında tutanlar tuttu, unutanlar da unuttu. Bu hutbesinde kıyamet gününde olacak tüm şeylerden bahsetti. Yüce Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Bilin ki dünya tatlı ve çekicidir. Yüce Allah da sizleri dünyaya göndermiş ne yapacağınızı gözlemektedir. Dünya nimetleri ile kadınlara karşı dikkatli olun! Bilin ki insanlar değişik sınıflarda yaratılmışlardır. Kimisi mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar ve mümin olarak ölür. Kimisi kafir olarak doğar, kafir olarak yaşar ve kafir olarak ölür. Kimisi mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, ancak kafir olarak ölür. Kimisi de kafir olarak doğar, kafir olarak yaşar, ancak mümin olarak ölür.

 

Bilin ki öfke, kişinin içinde tutuşan bir kor parçası gibidir. Öfkelenen kişinin gözlerinin nasıl kıpkırmızı kesildiğini ve boyun damarlarının nasıl kabardığını görmez misiniz? Kişi öfkelendiğini gördüğü zaman (bir şey yapmaya kalkışmasın) yerinde otursun. Bilmelisiniz ki bu konuda insanların en hayırlısı, geç öfkelenen ancak öfkelendiği zaman da çabuk sakinleşen kişidir. En kötü kişi de, çabucak öfkelenen ancak geç sakinleşen kişidir. Kişi çabucak öfkelenip çabucak da sakinleşiyorsa bu iki özelliği birbirini dengeler. Kişi zor öfkelenip geç de sakinleşiyorsa bu iki özelliği de birbirini dengeler.

Bilmelisiniz ki tüccarların en hayırlısı, bir şeyi güzelce isteyen ve ödemesini de aynı şekilde güzelce yapan kişidir. En kötü tüccar, istemesi de ödemesi de kötü olan kişidir. Kişinin ödemesi güzel, ancak istemesi kötü ise bu iki özelliği birbirini dengeler. Kişinin istemesi güzel, ancak ödemesi kötü ise bu iki özelliği de birbirini dengeler.

Dikkat edin de insanlardan korkusu kişinin hak olarak bildiği bir şeyi söylemesine engel olmasın! Bilin ki ihanet eden her bir kişinin kıyamet gününde bu ihaneti büyüklüğünde bir sancağı olur. En büyük ihanet de umumu idare eden kişinin yapacağı ihanettir. Bilin ki en değerli cihad, zalim olan yöneticiye karşı hakkı söylemektir. "

 

Güneş batmak üzereyken de sözünü şöyle bağladı: "Dünyanın geçen ömrüne oranla kalan ömrü, bu gününüzün geçen zamanına oranla kalan zamanı kadardır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/483-484 (2191).

 

 

 

7937- Hasane -ı Basri) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Bilin ki öfke. Adem oğlunun kalbinde bir kordur. Öfkeliyken boyun damarlarının nasıl kabardığını, gözlerinin de nasıl kızardığını görmez misiniz? Her kim öfke yönünde içinde bir şey hissederse ayaktaysa otursun, oturmuşsa da uzansın." Ma'mer'in rivayetinde ise: "Bilin ki öfke, Adem oğlunun kalbinde tutuşan bir kordur. Böyle bir kişinin gözlerinin nasıl kızardığını görmez misin? Böyle bir duruma düşen bir yere yaslansm" ibaresi geçmiştir.

 

Tahric: İsnadı mürseldir ve ravi zincirinde tanımadığım biri vardır. Abdürrezzak, Musannef 11/188 (20289) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (2/320).

 

 

 

7938- Ebu Vail el-Muradi anlatıyor: Urve b. Muhammed b. Atiyye'nin yanındayken onu bir konuda kızdırdılar. Bunun üzerine Urve içeri girip abdest aldıktan sonra çıktı ve şöyle dedi: Babam, dedem Atiyye es-Sa'di'den Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti: "Öfke şeytandandır. Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateşi de su söndürür. Sizden biri öfkelenince abdest alsın."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

Ebu Davud, Bekr b. Halef kanalıyla İbrahim b. Halid'den bu manada bir rivayette bulunmuştur.

 

Tahric: Ebu Davud 5/141 (4784).

 

 

 

7939- Zeyd b. Eslem'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öfke şeytandandır ve öfke, Adem oğlunun kalbinde olan bir taşmadır. Öfkeliyken gözlerinin nasli kızardığini, boyun damarlarının nasıl da kabardığini görmez misiniz?''

 

Tahric: İsnadı mürseldir. Abdürrezzak, Musannef 1 1 / 1 88 (20288)

 

 

 

7940- Hz, Ali der ki: "Yedi şey şeytandandır. Bunlar aşırı öfke, aşırı hapşırma, aşırı esneme, kusma, burun kanaması, fısıldaşma ve zİkir anında uykudur.''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 1 1/ 1 88- 1 89 (20290).

 

 

 

7941- Behz b. Hakim, babası kanalıyla dedesinden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Öfke, öd ağaci suyunun balı bozduğu gibi imanı bozar. ''

Ebu Hazım der ki: Hişam b. Ammar bu hadisi Muhayyis b. Temim'den rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır ve hadis zayıftır. Taberanı, M. el-Kebir 19/417 (1007), DeyIemi, Müsnedu'l-Firdevs (3/114) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/320).

 

 

 

7942- Hayseme der ki: Şöyle söylenirdi: Şeytan: "Adem oğlu benimle nasıl baş edebilir ki? Hoş olduğu durumlarda gelir kalbine otururum. Öfkelendiği zaman ise uçar başına konarım" dermiş.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/446), Hennad, Zühd (1304), İbnu'lMübarek, Zühd (353-354/996) ve Ebu Nuaym, Hilye (4/117).

 

 

 

7943- İkrime, "Unuttuğun zaman Rabbini zikret"[Kehf 24] ayetindeki unutmayı:

"Öfkelendiğin zaman" şeklinde açıklamıştır.

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyenler vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/571) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/334) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/378).

 

 

 

7944- Ebu Abdillah el-Cedeli der ki: Hz. Aişe'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ahlakını sorduğumda şöyle cevap verdi: "Kaba saba biri hiç değildi, çarşı ve pazarda insanlarla münakaşa etmez, kötülüğe kötülükle karşılık vermez; affeder ve hoş görülü davranırdı."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Tirmizi 4/396 (2016).

 

 

 

7945- Zeyd b. Eslem'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanların ahlakından bahsederken şöyle buyurdu: " ... Kimi de geç öfkelenir ve öfkesi de hemen geçer. Bu, kişinin aleyhine değillehine olur. Kimi de geç öfkelenir ve öfkesi de geç diner. Bunlar da birbirini dengeler. Kimi de çabuk öfkelenir ve öfkesi geç diner. Bu da kişinin lehine değil, aleyhine olur.''

 

Tahric: Senedi mürseldir. Bezzar, Müsned (2/438).

 

 

 

7946- Amr b. Malik er-Ruvası der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Benden razı ol" dedim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa benden yüz çevirince ben: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın razı istenince razı oluyor. Sen de benden razı ol" dediğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden razı oldu. 

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. Buhari, Tarih (1/326) ve Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (1/326).

 

 

 

7947- İbn Ebi Hüseyin'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Dünya ve ahiret halkının en hayırlı ahlakını size bildireyim mi? Seninle bağını kesenle bağ kurman, seni mahrum edene vermen ve sana zulmedeni affetmendir. ''

Hadis mürsel hasendir. Bundan önce ilk cüzde değişik. isnadlarla bunu nakletmiştik..

 

Tahric: İsnadı mürsel hasendir. Abdürrezzak, Musannef (11/172- 1 73).

 

 

 

7948- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimin en hayırlılan (dinde ve hayırlı işlerde) gayretkeş olanlardır ki; öfkelendikleri zaman hemen kendilerine hakim olurlar. ''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Hacer, el-Lisan (3/327-328) ve Deylemi, Müsnedu'l-Firdevs 2/174 (2869).

 

 

 

7949- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ümmetimin en hayırlıları (dinde ve hayırlı işlerde) gayretkeş olanlardır ki; öfkelendikleri zaman hemen kendilerine Mkim olurlar. Ben de öfkeme Mkim oldum ve Allah'tan bağışlanma diliyorum."

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Ukayli, ed-Duafa (2/289) Bak: Zehebi, el-Mizan (3/472) Sehavi, Mekasidu'l-Hasene (187) ve Heysemi, Mecma (8/68).

 

 

 

7950- Sehl b. Muaz'ın, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah, öfkesinin gereğini yerine getirmeye gücü yettiği halde öfkesine Mkim olanı kıyamet gününde onu bütün yaratıkların huzurunda çağıracak, hatta onu cennet hurilerinden dilediğini (almakta) muhayyer bırakacaktır ... 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/137-138 (4777), İbn Mace 2/1400 (4186) ve Tirmizi 4/372 (2021).

 

 

 

7951- Suveyd b. Vehb, sahabeden bir adamın oğlundan aynı manada bir rivayeti: "Allah onu güven ve imanla doldurur" şeklinde, "çağım" ibaresi olmadan nakletmiş: "Güzel giysileri giymeyi bırakırsa" ilavesini yapmıştır. Bişr der ki: Zannedersem şöyle de buyurdu: "Tevazusu sebebiyle bırakırsa Allah ona keramet giysisi giydirir. Allah için bir kişiye yardım edene. Allah padişahlık tacını giydirir. ''

 

Tahric: İsnadında durumu bilinmeyenler olduğu için zayıftır. Ebu Davud 5/138 (4778).

 

 

 

7952- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah katında kulun içebileceği en değerli yudum. öfke anında Allah rızası için öfkesini yudumlayıp içine atmasıdır. ''

 

Tahric: İsnadı zayıf, hadis hasendir. İbn Mace 2/1401 (4189).

 

 

 

7953- Ahmed b. Hammad b. Za'be bu hadisi Hamid b. Yahya el-Belhi kanalıyla Abdula'la b. Abdila'la es-Sami'den nakletmiş ancak, İbn Ömer yerine, İbn Abbas demiştir. Ancak önceki hadis daha sahilıtir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Ahmed, Müsned (1/327)

 

 

 

7954- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah katında kulun içebileceği en değerli yudum, öfke anında Allah rızası için öfkesini yudumlayıp içine atmasıdır. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (2/128, 8/235-236).

 

 

 

7955- Hasan( -1 Basri)'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)

şöyle buyurdu: "Yüce Allah katında en değerli yudum, kişinin kinini veya musibet anında sabn yudumlamasıdır. Yüce Allah katında en değerli damla da, Allah korkusuyla gözden dökülen yaş ile Allah yolunda dökülen kan damlasıdır. ''

 

Tahric: İsnadı mürseldir. Abdürrezzak, Musannef 11/188 (20289), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/251), İbnu'l-Mübarek, Zühd (235/672) ve Kudai, Müsnedu'ş-Şihab (1308).

 

 

 

7956- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi haslet sahiplerinin hatalarını bağışlayın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu. Davud 4/540 (4375).

 

 

 

7957- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Satış akdinin kaldırılması hususunda kim bir müslümanın isteğini kabul ederse, Allah kıyamet günü onun hatasını kaldım. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 3/738 (3460) ve İbn Mace 2/741 (2199).

 

 

 

7958- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim diline sahip olursa Allah onun ayıbını örter. Kim öfkesine hakim olursa, kıyamet günü Allah onu azabından korur. Kim de Allah'a mazeretini arz ederse, Allah özrünü kabul eder.''

Bu metin, Abdullah b. Amr'dan, aşağıda geçtiği şekliyle nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır, ancak şahitleri sebebiyle hadis hasendir. İbn Ebi Asım, Zühd (10) Bak: İbn Kesir, Tefsir (1/413), Zehebi, el-Mizan (2/40, 207), İbn Hacer, Lisan (2/445), İbn Hacer, el-Metalibu'l-Aliye 3/152 (3125) ve Heysemi, Mecma (6/68, 10/292).

 

 

 

7959- Amr, b. Şuayb'ın, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim diline sahip olursa Allah ayıbını örter. Kim öfkesine hakim olursa, Allah onu azabından korur. Kim de dünyadayken Allah'a mazeretini arz ederse, Allah özrünü kabul eder.''

 

Isnadı zayıftır.

 

 

 

7960- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir münadi iki defa: ''Ecri Allah'a ait olan cennete girsin'' diye seslenince kardeşini atfeden kalkar." Yüce Allah: ''Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'a aittir''[Şura 40] buyurmuştur.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ukayli, ed-Duafa (3/477-478) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/359),

 

 

 

7961- Abdullah b. Abbas der ki: Uyeyne b. Hısn, Huzeyfe b. Bedr'e gelip kardeşinin oğlu Hurr b. Kays b. Hısn'a misafir oldu. (Hurr), Hz. Ömer'in yakın tuttuğu kimselerden idi. Kurra (Kur'anı okuyup bellemiş olanlar) Hz. Ömer'in akdettiği meclislerin üyeleri ve danıştığı kimseler arasında idiler. Genç ya da yaşlı olsunlar fark etmezdi. Uyeyne, kardeşinin oğluna: "Şu emirin (halifenin) yanına girmek için ondan bana bir izin alabilir misin?" dedi. Yeğeni: "Yanına girmen için ondan sana izin isteyeceğim" deyip Uyeyne adına izin istedi. Uyeyne, Hz. Ömer'in huzuruna girince şöyle dedi: "Ey Hattab'ın oğlu, Allah'a yemin ederim ki sen bize çok vermiyorsun, aramızda da adaletle hükmetmiyorsun." Hz. Ömer sözlere o kadar kızdı ki üzerine atılmak istedi. Bu sefer Hurr şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! şüphesiz Allah, Peygamber7ine: ''Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir''[A'raf 199] diye buyurmuştur. şüphesiz ki bu da cahillerdendir." Bunun üzerine Allah'a yemin ederim Ömer'e karşı bu ayeti okuduktan sonra Ömer bundan ileriye gitmedi. O, yüce Allah'ın Kitab'ının çizdiği hudutta durur, ondan ileriye geçmezdi."

 

İsnadındaki Hakim'in hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir.

 

Buhari3 bu hadisi Sahih'te Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti. - Buhari, tefsir (197-198).

 

 

 

7962- Sabit anlatıyor: Bir adam Medam'de bir ev satın aldı. Medain valisi olan Selman oradan geçerken adam onu Acemlerden bir kafır zannederek: "Ey falan! Buraya gel!" dedi. Selman gelince de: "Şunu taşı" dedi. Selman yükü taşırken onu gören halk: "Allah valiyi ıslah etsin. Biz senin yerine taşırız" deyince adam: "Annem beni kaybetsin. Validen başka iş yaptıracak kişi bulamadım mı?" deyip ondan özür dileyerek: "Ey Ebu Abdillah! Allah sana merhamet etsin. Seni tanımadım" dedi. Selman: "Yürü!" deyip evine kadar yükü taşıdıktan sonra onu çağırdı ve: "Benden sonra kimseye zorla iş yaptırma" dedi.

 

Tahric: Hadir b. Eban sebebiyle İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (1/542-543), Zehebi, Siyer (1/546) ve İbn Sa'd, Tabakat (4/88).

 

 

 

7963- Fadl b. Muhammed der ki: Babamın şöyle dediğini işittim: Hz. Hüseyin b. Ali ve Muhammed b. el-Hanefiyye arasında tartışma çıkınca ikisi de birbiriyle konuşmaz oldular. Muhammed b. el-Hanefiyye, Hüseyin b. Ali'ye şöyle yazdı: "Babam ve baban, Ali b. Ebi Talib'dir ve annem Hanife oğullarından, kavmindeki değeri inkar edilmeyen bir kadındır. Ancak senin annen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızı Fatıma'dır. Faziletli olmaya benden daha çok hak sahibisin. Bu sebeple gel ve benimle barış." Hüseyin b. Ali ridasını ve ayakkabısını giyip Muhammed b. elHanefiyye'nin yanına giderek onunla barıştı.

 

İsnadında tanımadıklarım vardır.

 

 

 

7964- Abdürrezzak der ki: Ali b. el-Hüseyn'in cariyesi; abdest için kendisine suyu dökerken ibrik elinden kayıp Ali'nin yüzüne düştü ve yüzünü yaraladı. Ali başını kaldırıp cariyeye bakınca, cariye: "Yüce Allah: '' ... Öfkelerini yenenler ... ''[Al-i İmran 134] buyurur" dedi. Bunun üzerine Ali: "Ben de öfkemi yendim" karşılığını verdi. Cariye: "Yüce Allah yine: '' .. İnsanları affedenlerdir ... ''[Al-i İmran 134] buyurur" deyince, Ali: "Yüce Allah seni affetsin" karşılığını verdi. Cariye: '' ... Allah, iyilik edenleri sever''[Al-i İmran 134] deyince de Ali: "Git, özgürsün artık" karşılığını verdi.

 

Tahric: Suyuti, ed-Dürrü'I-Mensur (2/317).

 

 

 

7965- Haşim oğullarının azatlısının bildirdiğine göre Ali b. el-Hüseyin kölesini iki defa çağırmasına rağmen cevap vermedi. Üçüncüsünde cevap verince Ali: "Evladım! Sesimi işitmedin mi?" diye sordu. Köle: "Evet, işittim" cevabını verince, Ali: "Neden cevap vermedin?" diye sordu. Köle: "Bana bir şey yapmayacağını bildiğim için" cevabını verince, Ali: "Kölemi bana karşı kendini güvende hissettiren Allah'a hamd olsun" dedi. 

 

 

 

7966- Said b. Mes'ud der ki: Mescid-i Haram'da Abdullah b. Yezid el-Mukrii'yi beklerken, elimde açtığım bir kalem olduğu halde yanımıza çıktı. Abdullah okumaya başladı, ben de durup kitaba bakmaya başladım. Bu sırada (kalemi açtığım) bıçak elimden onun başına düşüp kanlar akmaya başladı. Buna karşılık yaptığı tek şey başını kaldırıp: "Evladım! Eğer beni öldürmek istiyorsan, Harem bölgesinden çıkar" demek oldu.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

7967- Muhammed b. Humeyd ve Nuh b. Habib şöyle dediler: İbnu'lMübarek'in yanındayken herkes ısrar edince: "Kitaplarınızı getirin de okuyayım" dedi. Oradakiler yakından uzaktan kitaplan ona atmaya başladılar. Rey şehrinden bir adam, isti'zan kitabını onun yanında okuyordu ve o da o kitabı attı. Kitabın kenan İbnu'l-Mübarek'in başının saçsız yerine değdi ve başı yarılıp kan akmaya başladı. İbnu'l-Mübirek kanı dindirdikten sonra: "Sübhanallah! Neredeyse savaş olacaktı" deyip ilk olarak adamın kitabını okumaya başladı. 

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

7968- Ömer b. Abdilazız der ki: "Allah'ın en sevdiği amellerden biri de gücü olduğu halde affetmek, öfkeli olduğu zaman sakinleşmek ve Allah'ın kullarına yumuşak davranmaktır."

Yine Ömer b. Abdilazız: "Gücü olmayanın affetmesi geçersizdir.

Affedemeyenin fazileti de yoktur" demiştir.

 

Tahric: İsnadındaki Hakim'in hocasını tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 / 466) ve İbnu'l-Cevzi, Siretu Ömer b. Abdülaziz (177)_

 

 

 

7969- Halid b. Safvan der ki: "İnsanların affetmeye en layık olanı, cezalandırmaya en çok gücü yetendir. En akılsızı da, kendisinden daha zayıf olana zulmedendir.''

 

 

 

7970- Ubeyd b. Umeyr, kıssalarında şöyle demiştir: Şöyle söylenirdi:

"Komşunun üzerindeki haklarından biri de, iyiliğini ona göstermen, ona eziyet etmemendir. Akrabalık haklarından biri de, seninle bağını kessede senin kesmemen, seni mahrum ettiği halde ona vermendir. İnsanların affetmeye en layık olanı, cezalandırmaya en çok gücü yetendir. En akılsızı da, kendisinden daha zayıf olana zulmedendir."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

7971- Ali b. Zeyd der ki: Bir adam Ömer b. Abdulaziz'e laf atınca, Ömer: ''Şeytan'ın beni sultanlık gururuyla aldatıp yarın senin benden alacağını bu gün benim senden almamı istiyorsan bunu yapmayacağım.'' deyip adamı affetti.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, Siretu Ömer b. Abdülaziz (151).

 

 

 

7972 - Hasane -ı Basri) der ki: "İki damla ve iki gözyaşı. Hiçbir gözyaşı Allah katında O'nun rızası için öfkesini yenerek kişiye yumuşak davrananın ve büyük bir musibete uğrayınca sabredenin gözyaşından daha sevgili değildir. Akan hiçbir damla kan, Allah katında onun rızası için akan veya gece vakti kimsenin görmediği yerde Allah'a secde edenin kanından daha sevgili değildir.''

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. GazzalUhya (4/129-130).

 

 

 

7973- Ebu Osman el-Hayyat der ki: Zünnun'un Mısır'da şöyle dediğini işittim: "Üç şey İslam'ın alametlerindendir: İslam ehline bakmak, onlara eziyetten kaçınmak ve gücü yettiği halde kötülük yapanlarını affetmek."

 

 

 

7974- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hz. Musa b. imran: ''Ey Rabbim! Kullarından hangisi senin katında daha değerlidir?'' diye sorunca, Allah: ''Gücü ye ttiği halde affeden'' buyurdu. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/360) ve Tebrizi, Mişkat (3/1416).

 

 

 

7975- Beyhaki der ki: Salıih olan rivayete göre Ala b. Abdirralıman, babası kanalıyla Ebu Hureyre'den, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Sadaka vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun ancak izzetini artım. Allah için alçak gönüllü olanı Allah yüceltir. ''

 

İsnadı hasendir.

7715 geçmiştir.

 

 

 

7976- Seri es-Sekati der ki: "Kimde şu üç şey bulunursa imanı tam olur:

Öfkelendiği zaman öfkesi kendisini haktan ayırmazsa, razı olduğu zaman bu rızası kendisini batıla götürmezse ve gücü yettiği zaman kendisinin olmayanı almazsa.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/381).

 

 

 

7977- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde bir münadi: ''Allah katında iyilik yapmış olanlar kalksın!'' diye seslenir. insanlar: ''Allahım' Sen noksanlıklardan münezzehsin. Bütün iyilikler sana aittir'' karşılığını verince, münadi aynı şeyi defalarca söyler ve sonunda: ''Dünyadayken insanları affedenlerdir'' der. ''

Ömer b, Raşid bunu rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/1678) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/359).

 

 

 

7978- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cehennemde bir kapı vardır ve ondan sadece öfkesini Allah'ın gazaplanacağı şeyle dindiren girer ... 

Kudame bu hadisi İsmail'den rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Bezzar, Müsned (27/439,4/187) ve İbn Adiy, el-Kamil (6/2074) Bak: Zehebi, Mizan (1/234).

 

 

 

7979- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyle bir zaman gelecek ki; kişi acizlik ve fücur arasında tercih yapmak zorunda bırakılacak. O zamana yetişirsen sen acizliği fücura tercih et. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (2/278, 447) ve Hakim, Müstedrek (4/438) Bak:

Heysemi, Mecma (7/287). 

 

 

 

7980- Huzeyfe'nin hanımı der ki: Bir cariyeme vurmak için kalktığımda bana: "Allah'tan kork" dedi. Bunun üzerine elimdekini bıraktım, sonra: "Kızcağızım! Allah'tan korkan kinine yenilmez" dedim.

 

 

 

7981 - Cudin'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim kardeşinden özür diler de kardeşi özrünü kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin (halktan haksız yere öşür alanın) günahı kadar vebal olur. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace 2/1225 (3718).

 

 

 

7982- Hz, Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iyi haslet sahiplerinin hatalarını bağışlayın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 4/540 (4375).

 

 

 

7983- Ebu Kılabe der ki: "Kardeşinden, hoşlanmadığım bir şey görürsen, elinden geldiği kadar bu şeyden vazgeçip özür dilemesini sağlamaya çalış. Eğer kabul etmezse: ''Benim bilmedim bir durumla karşı karşıya olabilir'' de.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hennad, Zühd (1225), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (8184) ve Ebu Nuayırı,Hilye (2/285).

 

 

 

7984- Ebu Derda der ki: "Kim insanlarda gördüğü her şeye bakarsa üzüntüsü artar ve öfkesi bitmez."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (14/39), Ahmed, Zühd (143), Ebu Davud, Zühd (219) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/11).

 

 

 

7985- Cabir'İn bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle

buyurdu: "Kardeşi kendisinden özür dilediği halde onu mazur görmeyen veya mazeretini kabul etmeyenin üzerinde meks sahibinin (halktan haksız yere öşür alanın) günahı kadar vebal olur.''

Ebu'z-Zübeyr der ki: Meks sahibi: Öşür toplayan demektir. Ebu Salih der ki: Bunu İbrahim b. A'yan'dan işittim ve Leys b. Sa'd'a yazdım.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Evsat 2/21 (1033) Bak: Heysemi, Mecma (8/8ı) ve Ebu Hatim, İlelu'l-Ehadis (2/315-316).

 

 

 

7986- İbn Abbas; "Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et''[Hicr 85] ayetini açıklarken: "Kınamadan razı olmaktır" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (5/94).

 

Kadı der ki: İbn Ebi Uveys bana: "Bu hadisi sadece sana aktardım" dedi. Ebu Abdillah bize şöyle dedi: "Daha sonra Musa b. İsmail ile karşılaşıp bu hadisi sorduğumda, hadisi bilmediğini söyleyip cevap vermedi.

 

 

 

7987- Hammad b. İshak el-Mavsili babasının şöyle dediğini bildirir: "İtiraf, yapılan hataları yıkar" denirdi.

 

Tahric: Halladi, Muhammed b. Ali Ebu'l- Hüseyin el- Halladi' dir ve tanınmamaktadır. Hatib, Tarih (8/159).

 

 

 

7988- Muhammed b. Hureym eş-Şeybani'nin bildirdiğine göre Ebu Bekr

b. Behlul kendisine şu şiiri söyledi: Korktuğum şey yanlışımı görmendi Ancak Allah'ın takdirinden kaçılmaz.

Suçlu özür dileyince özür dilemesi suçunu siler Özür dilemeyi kabul etmeyen her kişi suçludur.

 

Not: Şiirin sahibi Abdurrahman es-Sülemi' dir.

 

 

 

7989- Muhammed b. Sirin der ki: "Kardeşinden hoşlanınadığın bir şey görürsen bir mazeretini ara. Eğer bulamazsan: ''Bir mazereti vardır'' de."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır. İbn Asakirı Tehzib Tarihi Dımaşk (6/239).

 

 

 

7990- Muhammed b. Yahya es-Sufi der ki: Ahmed b. el-Muaddil bize şu şiiri söyledi:

Kişi günahından tövbe edip gelirse

Eğer onu affetmezsen günahı senindir.

 

Tahric: Ebu Abdirrahman es-Sufi hakkında bilgi bulamadım.

 

 

 

7991 - Cafer b. Muhammed der ki: "Kardeşinden istemediğin bir şey görürsen, onda bir ile yetmiş arasında mazeret ara. Eğer bulamazsan: ''Belki de bilmediğim bir özrü vardır'' de.''

 

Tahric: Ebu Hazımı Ömer b. Ahmed b. İbrahim b. Abdeviyye el-Hafız'dır. Ebu Nuaym, Hilye (3/198).

 

 

 

7992- Said b. el-Müseyyeb der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından kardeşlerimden biri bana şöyle bir mektup yazdı: "Kötülüğünden yana emin olmadıktan sonra kardeşin hakkında her zaman iyi niyet besle. İyiye yorabilme imkanın varken kardeşinin ağzından çıkan bir sözü kötüye yorma. Kendini ithamlara maruz bırakan kişi de bu konuda kendinden başkasını kınamasın. Kişi sırrını saklı tuttuğu sürece ipler elinde olur. Senin üzerinden Allah'a isyan edene verebileceğin en iyi karşılık onun üzerinden Allah'a itaat etmendir. Doğru ve güvenilir olan kardeşler edinmeye çalış ve böylesi kişilerden uzak düşme. Zira böyleleri iyi zamanlara kişinin süsü, musibetlere karşı da tedbiri gibidirler. Basit şeylerde bile yemine başvurma ki Allah senin değerini düşürmesin. Olmayan bir şey hakkında da olana kadar soru sorma. Sözünü sadece dinlemek isteyen kişilere söyle. Ölümüne sebep olsa da doğruluktan şaşma. Düşmanından uzak dur. Güvenilir olmadıktan sonra da dostlarına karşı tedbirli ol. Bilmelisin ki ancak Allah'tan korkan kişiler güvenilirdir. Yalnızken de Allah'tan korkan kişilerle istişarede bulun."

Bu hadisin bazı lafızlan bize müminlerin emiri Hz. Ömer'den nakledilmiştir.

 

Tahric: Hatib, Tarih (13/39) ve İbn Hibban, esSikat (9/259) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (7/22).

 

 

 

7993- Ebu Bekr el-Enbari der ki: Fadl b. Sehl birine yazdığı mektupta: "(Geç cevap vermeme) mazeret olarak takdiri gösteriyor ve en samimi duygularımla senden özür diliyorum" dedi.

 

 

 

7994- İbnu'l-Mübarek der ki: İbn Avn'ın oğlu vefat edince bir kardeşi taziye için gelmekte gecikti. Daha sonra gelip özür dileyince, İbn Avn: "Kardeşini samimiyetiyle tanıyorsan onu kınama" dedi.

 

Tahric: İshak b. Muhammed b. İbrahim el-AdI hakkında bilgi bulamadım.

 

 

 

7995- Veki b. el-Cerrah der ki: Süfyan es-Sevri hastalanınca onu ziyaret etmekte geciktim. sonra ziyaret edip özür dileyince bana şöyle dedi:

"Kardeşim, özür dileme. Özür dileyip yalan söylemeyen azdır ve bil ki dost hiçbir şey için hesaba çekilmez, düşmanın da hiçbir şeyi sayılmaz.''

 

Tahric: Ebu'l-Hasan Muhammed b. Yakub ve hocasını tanımıyorum.

 

 

 

7996- Muhammed b. Bişr der ki: İbnu's-Semmak ve bir dostu tartışınca, dostu ona: "Yarın hesaplaşırız" dedi. İbnu's-Semmak: "Aksine yarın birbirimizi affederiz" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ebu Hazım el- Hafız, Ömer b. Ahmed b. İbrahim' dir.

 

 

 

7997- Sadaka el-Makabiri der ki: "İnsanlar hakkında olan takdire razı ol, ancak senden yana onlara vefadan başka bir şeye razı olma.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/317).

 

 

 

7998- Zünnun der ki: "Kardeşlerin vefasızlığını aramak, riyayla ahireti istemek ve kadınlara kaba davranıp sevgilerini beklemek ahmaklıktır.,

 

Tahric: Ebu Sa'd el-Malini, Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Abdillah'tır.

 

 

 

7999- Ebu'l-Hüseyin el-Varrak der ki: "Affetmede cömertlik, kardeşini affettikten sonra onun ihanetini zikretmemendir. Alçak kişi, istemeyerek affeder."

 

Not: Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed b. İbrahim, el-Belhi el-Bağdadi'dir.

 

 

 

8000- Zün-nun der ki: "Üç özellik keremdendir: İyi gözle bakmak, yapılan yanlışa tahammül etmek ve az ayıplamak."

 

 

 

8001- Asmaı der ki: Bir bedevinin şöyle dediğini işittim: "Umutsuzluk hür, açgözlülük köle, zenginlik yurt, fakirlik ise gurbettir. Ceza vermede göremeyeceğimiz zevki affetmede gördük."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8002- Hafs b. Humeyd der ki: "Kişiyi dostluğuyla bilirsen bütün kötülükleri bağışlanır. Eğer düşmanlığıyla bilirsen bütün iyilikleri kendisine iade edilir.''

 

 

 

8003- Abdullah b. Muhammed ed-Dımaşki şu şüri söyledi: Kalben yakın olan niceleri vardır ki uzaktır. Nice mukimler vardır ki kalbi gitmektedir Karşılaşınca göremez çünkü

Biz vefa ve affetme üzerine yoğrulduk O hakları unutmuyorum ancak

Hangisini ödüllendireceğim bilmiyorum.

Not: Abdullah b. Muhammed ed-Dımaşki, Ebu'ı-Kasım es-Sad, es-Sılfi'dir. 

 

 

 

8004- Abdullah b. Tahir şu şiiri söyledi: Ne zamana kadar ayıplama devam edecek

Daha ne kadar alakayı kesip terk etmekten bıkmayacaksın

Yavaş ol, yeterli zaman var

Ayrılmak için sen zamanı bekle.

 

 

 

8005- Muhammed b. Yahya, Beşşar b. Burd'e şu şiiri söyledi:

Dostunu her şeyde ayıplarsan ayıplamayacağın kimseyi bulamazsın

Ya yalnız yaşa ya da kardeşinle bağını kesme

Çünkü o bazen suç işler, bazen işlemez

Eğer sen bulanık diye hiçbir suyu içmezsen

Susuz kalırsın, kimin suyu her zaman duru ki.

 

 

 

8006- Ata el-Horasani der ki: "Hikmet sahibi olan hiçbir zaman zor duruma düşmez. Yüce Allah'ın: ''O da bir kısmını yüzüne vurmuş, bir kısmını yüzüne vurmaktan geri durmuştu''[Tahrim 3] buyurduğunu işitmedin mi?"

 

Tahric: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/219).

 

 

 

8007- Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Zer!

Ara sıra ziyaret et ki daha çok sevilesin" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Bezzar, Müsned (2/390), İbn Adiy, el-Kamil (3/1144, 5/2019) ve Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (19) Bak: Heyseml, Mecma (5/178).

 

 

 

8008- Nadr b. Şumeyl der ki: Yunus b. Habib en-Nalıvi'nin yanına gider ve hadislerde geçen garib ibareleri(n açıklamasını) sorardık. Ona şu hadisi bildirdim: Talha b. Amr'ın, Ata kanalıyla Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre! Ara sıra ziyaret et ki daha çok sevilesin" buyurdu.

Bunun üzerine Ebu Yunus şu şiiri söyledi:

Arasıra dostunu ziyaret et ki

Seni yeni aldığı giysi gibi görsün şüphesiz dost usanır

Her zaman seni yanında görürse.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Bezzar, Müsned (2/390), İbn Adiy, el-Kamil (4/1427, 3/1138), Tayalisi, Müsned (330), Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (16) ve Taberani, M. el-Evsat 1/9596 (87). Bak: Heysemi, Mecma (8/175) 

 

 

 

8009- Ali b. Hasan b. el-Ala el-Hilahi er-Rakki şu şiiri söyledi:

Ziyaretlerini sık yapma, çünkü

Eğer çok sık olursa terk edilmeye sebep olur

Görmüyor musun, devamlı olan her yağmurdan usanılır

Yağmayınca da duayla istenir.

 

Tahric: Ebu Cafer el-Azilini, Kamil b. Ahmed b. Muhammed el-Müstemli el-Nisaburi'dir. Ebu Nuaym, Hilye (7/79).

 

 

 

8010- Mekhül el-Ezdi der ki: Hasan(-ı Basri)'ye: "Mekke'ye gitmek istiyorum" deyince: "Senden daha cömert olanla beraber yola çıkma. Yoksa aranızdaki şey biter" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (7/79).

 

 

 

8011- Ali b. Ubeyde: "Dostun kusurlarını görmekten uzak durmak, dostluğun devamlılığı için daha güzeldir" demiştir.

 

 

 

8012- Muhammed b. Abdilvehhab der ki: Babam bana şu beyti söyledi: Uzun süre ayıplamak zayıflık doğurur ayıplamanın ilacı ayıplamayı terk etmektir.

 

 

 

8013- Ebu Abdillah Muhammed b. Yakub el-Hafız der ki: Muhammed b. Abdilvehhab'ın bu beyti söylediğini işittim.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8014- Ebu Nuaym er-Razı şu şiiri söyledi: Dostuna ziyareti azalt, çünkü

Eğer çok sık olursa, terk edilmeye sebep olur

Görmüyor musun, devamlı olan her yağmurdan usanılır Yağmayınca da duayla istenir.

 

 

 

8015- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Hureyre! Ara sıra ziyaret et ki daha çok sevilesin" buyurdu.

Talha b. Amr zayıftır. Bu hadis değişik kanallarla nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hattabi, el-Uzle /69) ve Ebu Nuayın, Hilye (3/322).

 

 

 

8016- Bu isnadlardan birinde ise hadis şu şekildedir: Ebu Hureyre der ki:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Hureyre! Dün neredeydin?" diye sorunca: "Ailemden bazılarını ziyaret ediyordum" cevabını verdim. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Hureyre! Ara Sira ziyaret et ki, daha çok sevilesin" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hatib, Tarih (14/108).

 

 

 

8017- Muhammed b. Zekeriyya arkadaşlarından birinin şu şiirini söyledi:

Bir gün kardeşim sevgimden kaçmazsa

Bildiğim şeylerinden bazılarını garipsersem

Ona sevgi göstererek şefkat ederim

Çünkü ben, suçlu dostlarıma şefkatle yaklaşırım

Bana yaptığı kötülükle ona karşılık vermem

Korktuğu şeyi de yapmam

Dostunun ayıplarına göz yumman

Kardeşliğin devamı için daha iyidir.

 

Tahric: Hatib, Tarih (1/288).

 

 

 

8018- A'meş der ki: Şa'bi bana şöyle dedi: "Ey A'meş! İnsanların en değerlisi; çok çabuk dostluk kuran, çok zor düşman olanlardır. Tıpkı gümüş kase gibi zor kırılır, ancak çabuk onarılır. Alçak insanlar zor dost, çabuk düşman olur. Tıpkı çabuk kırılan ve zor tamir edilen toprak kase gibidir."

 

Tahric: İsnadında sakınca yoktur. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (147).

 

 

 

8019- Ebu'n-NEbu Semeyda' b. Mukrim şu şiiri söyledi:

Dostuma hürmeten gözlerimi ondan kaparım

Sanki bilmeden yaptığından, habersizmişim gibi

Haberim var ancak ahlakım

Dosttan gelecek kötü şeye tahammül eder

Her yanlışta kardeşlerimi terk edersem

Yalnız kalırım ve bir dost bulamam.

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (73).

 

 

 

8020- İbn Aişe der ki: Bir bedeviye bir adam sorulunca: "O kadar cömerttir ki; hiç kimseyi zor durumda bırakmamak için yaptığı yanlışın sebebini bile sormaz" dedi.

 

 

 

8021- Nasır b. Abdirrahman el-Cürcani şu beyti söyledi:

Hataları sebebiyle kardeşlerimi terk etmem

Hataları yüzünden kardeşlerini terk edende hayır yoktur.

 

 

 

8022- Ebu'l-Abbas el-Mı sri, Mansur el-Fakih'e şu beyti söyledi:

6enden uzaklaşmana sebep olmasın

6enden gördüğün şeyler

Sen bütün suçlara rağmen

6enim için insanların en değerlisisin.

 

 

 

8023- Ebu Firas b. Hamdan şu beyti söyledi:

Kendimi bildim bileli dostlarıma uyarım

Dostlardan ayrılmak benim şanım değildir

Bana yanlış yapar ben merhamet ederim

Suçluya merhamet kadar güzel bir şey yoktur,

 

 

 

8024- Asmai der ki: Halid b. Safvan'a: "Hangi kardeşlerini daha çok seversin?" diye sorulunca: "Açıklarımı kapatan, hatalarımı affeden ve zaaflarımı kabul edenleri" cevabını verdi.

 

 

 

8025- Ömer b. Osman el-Mekki der ki: "Yiğitlik, kardeşlerin hatasını görmezden gelmektir.''

 

Tahric: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/440) ve Hatib, Tarih (12/224).

 

 

 

8026- Ebu'l-Kasım b. Ali b. Bundar der ki: Babamın şöyle dediğini işittim: "Evladım! Halkla ters düşmekten sakın. Allah'ın kul olarak kabul ettiği kişiyi sen de kardeş olarak kabul et."

 

 

 

8027- Fudayl b. İyad der ki: "Kusursuz kardeş arayan kardeşsiz kalır"

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (167,169).

 

 

 

8028- Osman b. Zaide der ki: "Afıyet on kısımdır. Bunun dokuzu ise hataları görmezden gelmektedir." Bu sözü Ahmed b. Hanbel'e anlattığımda: "Afiyet on kısımdır, hepsi de hataları görmezden gelmektedir" dedi.

 

 

 

8029- Abdullah b. Habik der ki: "Sana yanlış yapana tahammül et, özür dileyenin özrünü de kabul et" denirdi.

 

Tahric: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/281-282).

 

 

 

8030- (İmam) Şafii der ki: "Güzel ve akıllı olan, uyanık ve hataları görmezden gelebilendir."

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (9/123) Bak: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/254).

 

 

 

8031 - Ebu Osman en-Nisaburi der ki: "Seni sadece masum olduğun zaman sevenin dostluğuna güvenme."

Bu sözü Ebu Osman'dan önce söyleyen vardır ve aşağıda geçmiştir.

 

 

8032- Zünnun der ki: "Seni sadece masum olduğun zaman sevenin dostluğuna güvenme."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (9/376) ve İbnu'l-Cevzı, Sifatu's-Safve (4/319).

 

 

 

8033- Zünnun der ki: Bir kişi: "Seninle dost olup sevdiğin şeyde seninle olup, sevmediğin şeyde seninle olmayanın hevasıyla dost olmuşsun demektir. Hevasıyla dost olan da dünya rahatlığını istiyor demektir" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (10/238) ve İbnu'l-Cevzı, Sifatu's-Safve (4/68).

 

 

 

8034- Ebu Bekr es-Suli der ki: Bir hikmet sahibine: "Gerçek kardeş kimdir?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi: "Kimsenin olmadığı zamanda bulduğun, yalnız iken onu anarak ünsiyet kurduğun, özür dilemesini istemeden mazur gördüğün, korkmadan ona açılabildiğin, Allah'ın bildiği hallerini ondan gizlemediğin, olmadığı zamanlarda, olduğu zamanlar gibi ona güvendiğin kişidir." Sonra şu manada bir şiir söyledi:

Güzellik kardeşi olan kardeşine benden güzellikler ilet

Onunla buluşmasam bile buluşmuş gibiyim

Gözüm her zaman onu görüyor gibidir

Benden çok uzaklarda olsa bile

Allah biliyor ki onu hatırlamıyorum

Unutmadığım kişiyi nasıl hatırlayayım.

 

 

 

8035- Zünnun el-Mı sri der ki: "Dosta götüren yol uzak değildir. Sevdiğin dostunun bulunduğu hiçbir yer dar gelmez."

 

 

 

8036- Şa'bi der ki: "Eski dostu yeni dostla değiştirme. çünkü o, sana (diğeri gibi) samimi davranmaz."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8037- Yahya b. Ebi Kesir der ki: Hz. Süleyman b. Davud oğluna: "Evladım! Allah'tan sakın. çünkü bu her şeyin amacıdır. Evladım! Bilen birine sormadan hiçbir işte kesin karar verme. Evladım! İlk sevdiğine sahip çık. çünkü sonraki dost onun yerini tutmaz" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (6/141).

 

 

 

8038- Asmai der ki: Bir bedevi: "Kim, senin için saf sevgiyle birlikte doğru görüşü bir arada bulundurursa, sen de halis sevgi ve tam itaatle ona karşılık ver" dedi.

 

 

 

8039- Ebu'l-Abbas b, Mesruk der ki: Abs oğullarından bir adama: "En fazla doğru yaptığınız şey nedir?" diye sorulunca: "Biz bin kişiyiz ve aramızda karar veren bir kişi vardır. Biz de bin kişi karar vermiş gibi ona itaat ederiz" cevabını verdi.

 

 

 

8040- Bize bildirildiğine göre Cafer b. Burkan şöyle dedi: Meyınem b. Mihran'a: "Falan kişi seni ziyarette ağır davranıyor" dediğimde: "Eğer sevgi sarsılmayacak bir durunıdaysa, uzun süre beklenmesinde sakınca yoktur" karşılığını verdi.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (4/91).

 

 

 

8041- Süfyan'ın bildirdiğine göre Yunus b. Ubeyd bir belaya uğrayınca kendisine: "İbn Avn yanına gelmedi" denildi. Yunus: "Kardeşimizin sevgisine güvenirsek gelmemesinin bir zararı olmaz" karşılığını verdi.

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (88/89).

 

 

 

8042- Ali b. Harb der ki: Süfyan b. Uyeyne bana: "Kardeşinle arandaki sevgi sağlamsa, sevdiğin bu kişiyle buluşmamanın sana bir zararı olmaz" dedi. 

Bedr el-Meğazili der ki: Bişr b. el-Haris'e: "Ey Ebu Nasr! Kişi kardeşini ne kadar sürede bir ziyaret etmeli?" diye sorulunca: "Eğer dostlarsa yılda bir defa" cevabını verdi.

 

 

 

8043- Ebu Said bildiriyor: Ebu Derda, Selman'a mektup yazarak kendisini mukaddes topraklara davet edince, Selman şöyle karşılık verdi: "Kardeşim evler uzak olsa da ruhlar birbirine yakındır. Gökteki kuş da yerden kendisine en yakın yere düşer. "

 

Tahric: Senedinde tanımadığım biri vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/340), Ahmed, Zühd (154) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/250).

 

 

 

8044- Cafer b. Muhammed el-Verrak bildiriyor: Ebu Ali el-Hasan elHarrat, hasta olan birini ziyaret etmediği için özür dileyen bir adam konusunda şu şiiri okudu:

"Seni çoktandır ziyarete gelmediysem

Gıyabında sana bolca dua ediyorum Bazen kişi çok sevdiğini ziyarete gitmez

Ama ziyaret edenden daha çok faydası dokunur."

 

 

 

8045- Seyyar Ebu Seleme der ki: Dayğam b. Malik'e: "Ey Ebu Malik!

Seninle daha çok buluşabilmek için sana yakın bir evalmak istiyorum" denilince: "Az görüşmenin değiştirdiği sevgi, zayıf bir sevgidir" karşılığını verdi 

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8046- İbnu'l-Mübarek: "Kardeşlik gerçek olunca övmek çirkin gözükür" demiştir. 

 

Tahric: Hattabi, Kitabu'l-Uzle (SO).

 

 

 

8047- Ala b. Abdilkerim: "Kişi kardeşini öfkelendirdiği zaman ondan ayrılacak demektir."

 

 

 

8048- Ebu Kunase şu şiiri söylemiştir:

Üzgün ve öfkeli bir halde

Vefa ve kerem ehliyle karşılaşınca Nefsim aslına döner

Ve söyleyeceğimi sakince söylerim.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8048- İshak b. Muhammed el-Kureşi, Ebu'l-Atahiyye'ye şu şiiri söylemiştir:

Kardeşleri bir araya gelince en zelil olanı Kardeşlerinin yanında en iyi ve değerli olur Üstünlük kişinin kendini tercih etmesi değil Kişinin başkasına iyilik etmesidir.

 

 

 

8050- Sehl b. Sa'd'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yolculukta topluluğun efendisi onlara hizmet edendir. O topluluk, hizmette kendilerini geçen kişiyi şehitlik hariç hiçbir amelle geçemez."

Bu hadis fakihlerden ve Re'y ehlinden olan Ebu'l-Hasan en-Nisabtiri es-Saffar'ın biyografisinde geçmiştir.

 

 

 

8051- Hüseyin b. Yahya, Ebu Bekr b. Davud'a ait şu şiiri okudu:

"İyi kardeş seninle koşan

Sana fayda vermek için kendine zarar verendir

Zamanın belaları seni kırınca,

Seni toplamak için kendini feda edendir.

Karşılık verilmesinden korkan kişi namuslu kalır insanlarla iyi geçinen isabet eder

insanlara saygı duyana saygı duyulur

Onları hakir görene saygı duyulmaz

Alçak için en sevimli şey

Değerli birine sövünce karşılık almasıdır

Alçak kişiye hiç karşılık vermemek

Sövmekten daha zor gelir

Mesma oğullarının köpeği bana sövdü

Bense ondan kendimi ve onurumu korudum

Kendimi küçük düşürmemek için cevap vermedim

Kendisini ısıran köpeği kim ısırır ki."

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Hilim, Ağırbaşlılık ve Her İşte İyi Muamele