ŞUABU’L-İMAN

57. ŞU’BE: Güzel Ahlak

 

Hilim, Ağırbaşlılık ve Her İşte İyi Muamele

 

8052- Ebu Said bildiriyor: "Abdulkays heyeti geldiği zaman Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dediler..." Sonrasında ravi, söz konusu hadisi aktarıp şöyle devam eder: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Eşec b. Abdilkays ile görüştüğünde ona: "Sende Yüce Allah'ın sevdiği iki haslet var. Biri hilim, diğeri de ağırbaşlılıktır" buyurdu.

Katade der ki: "Bu heyetle görüşen pek çok kişi de bana aynısını rivayet etti" dedi.

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Muhammed b. el-Müsenna kanalıyla Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, iman (27).

 

 

 

8053- Matar el-A'nek der ki: Ümmü Eban binti Vazi', (heyet içinde) Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen Eşec'in yanında bulunan babasından bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Eşec'e: "Sende Yüce Allah'ın ve Resulünün sevdiği iki haslet var" buyurdu. Eşec: "Bunlar nedir?" diye sorunca: "Hilim ile ağırbaşlılıktır" buyurdu. Eşec: "Bunlar sonradan kazandığım hasletler mi yoksa bende doğuştan mı bulunuyorlar?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aksine sende doğuştan bulunuyorlar" buyurdu. Bunun üzerine Eşec: "Kişiliğimi sevdiğim şeylerle yoğuran Allah'a hamdolsun!" dedi.

 

İsnadı hasendir.

 

Başkaları ise bunu: "Ümmü Eban binti Vazi' b. Zari', Abdulkays heyetinin içinde bulunan dedesi Zari'den bildirir" lafzıyla rivayet etmiştir.

Ebu Davud, Sünen'de mana olarak aynısını Muhammed b. İsa kanalıyla Matar' dan rivayet etti. - Ebu Davud 5/395-396 (5225).

 

 

 

8054- A'meş der ki: Malik b. el-Haris'in bildirdiğine göre -ki bunu Mus'ab b. Sa'd kanalıyla babası Sa'd'dan da rivayet ettiklerini işittim. Ancak benim Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğini bildiğim rivayete göre- Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ahirete yönelik ameller dışında her işte ağır davranmak lazımdır" buyurmuştur.

 

Ebu Abdillah bunu rivayet ederken A'meş'in ilk cümlesini zikretmez, ancak ikinci cümlesini aktarır.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 5/157 (4810). 

 

 

 

8055- Şureyh b. Hani, babasından bildiriyor: Hz. Aişe bir deveye bindi.

Ancak deve huysuz olduğu için sıkıca çekip çevirmeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ona yumuşak davran! Zira yumuşaklık bulunduğu yeri güzelleştirir. Bir yerden yumuşaklık alındığı zaman o yer kötü bir yer olur" buyurdu.

Lafız İbn Beşşar'ın lafzıdır.

Müslim, Muhammed b. Beşşar ve başkasından rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, birr (79).

 

 

 

8056- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Aişel Yüce Allah yumuşak huyludur ve yumuşak huylu olunmasını sever. Katdıktan dolayı kişiye yapmadığı ihsanları yumuşak huylu olmasından dolayı yapar."

Müslim, Sahih'de Harmele kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti. - Müslim, birr (77).

 

 

 

8057- Ali b. Ebi Talib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah yumuşak huyludur ve yumuşak huylu olunmasını sever. Katılıktan dolayı kişiye yapmadığı ihsanları yumuşak huylu olmasından dolayı yapar. ''

 

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (l/ll2), Bezzar, Müsned 2/402-403 (1960), Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/326) ve Ebu Ya'la, Müsned 1/380 (490).

 

 

 

8058- Cerir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yumuşak huydan mahrum edilen kişi, hayırlardan mahrum olmuş demektir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan sahih bir hadistir. Taberani, M. el-Kebir 2/347 (1454), İbn Ebi Şeybe, Musannef(S/323) ve Ahmed, Müsned (4/362).

 

 

 

8059- Cerir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yumuşak huydan mahrum edilen kişi, hayırlardan mahrum olmuş demektir" veya:

"Yumuşak huydan mahrum edilen kişi, hayırdan da mahrum olur" buyurmuştur.

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Yahya b. Yahya'dan rivayet etti.- Müslim, birr (74, 75, 76).

 

 

 

8060- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yumuşak huyluluk bereket, katilık ise yoksunluktur. Yüce Allah bir haneye hayır dilediği zaman onlara yumuşak huylu olmayı bahşeder. Yumuşak huy bulunduğu yeri güzelleştirirken, kabalık ve katilık bulunduğu yeri bereketsiz kılar. Haya imandandır ve imanın kişiyi götüreceği yer cennettir. Şayet haya. bir adam olsaydı salih bir kişi olurdu. Edepsizlik günahtandır ve günahların kişiyi götüreceği yer cehennemdir. Şayet edepsizlik bir adam olsaydı kötü bir kişi olurdu. Yüce Allah da beni çirkin şeyler yapmak için göndermiş değildir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Camiu's-Sağir (4/75).

 

Beyhaki rivayet ederken "Yüce Allah beni ağzı bozuk biri kılmış değildir" lafzını kullanır. Ebu İmran ise rivayet ederken: "Edepsizlik insanlar arasında yürüyen biri olsaydı kötü bir kişi olurdu" lafzını kullanır ve gerisini aktarmaz .

 

 

 

8061- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Güzel davranışlara, düzgün bir görünüşe sahip olmak ve her şeyde ölçülü davranmak, peygamberliğin yirmi beş bölümünden (özelliklerinden) bir bölümdür. ''

 

Sevri de bunu Kabus'tan mevküf olarak rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan hasen bir hadistir. Buhari, Edebu'l-Müfred (791).

 

 

 

8062- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı "Yirmi küsur bölümünden (özelliklerinden) bir bölümdür" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Hatib, Tarihu Bağdad (7/12-13) ve Taberani, M. el-Kebir 12/106 (12609),

 

 

 

8063- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı bildirilmiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8064- Adiy b. Hatim der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cehennemden bahsedince ondan Allah'a sığındı ve üç defa da yüzünü ekşitip: "Yarım hurmayla da olsa (sadaka olarak verip) kendinizi cehennem ateşinden koruyun, Bunu da bulamayan kişi güzel bir söz söylesin" buyurdu.

Buhari ile Müslim, Şu'be'den rivayet ettiler. - Buhari, edebe 7/79-80) ile rikak (7/202) ve Müslim, zekat (1/704),

 

 

 

8065- Hasane -ı Basri)'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Üç haslet var ki şayet kişi. bunlardan birini taşımıyorsa köpek ondan daha hayırlı demektir, Biri. kendisini Yüce Allah'ın haram klıdığı şeylerden alıkoyacak vera (günah korkusu)dur, Diğeri. cahillerin kabalığına karşı aynı karşılığı verdirmeyecek olan hoşgörüdür, Bir diğeri de, insanlarla iyi geçineceği güzel bir ahlaktır. ''

 

Bu şekilde mürsel olarak rivayet edilmiştir. Bir sonraki rivayette başka bir kanalla Hz. Peygamber' den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan mürsel bir hadistir. Suyuti, el-Camiu's-Sağir (3/303).

 

 

 

8066- Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Üç haslet var ki şayet kişi bunlardan birini taşımıyorsa amellerinden bir şey beklemesin. Biri, kendisini Yüce Allah'ın haram kıldığı şeylerden alıkoyacak takvadır. Diğeri, sefihlerin zararından koruyacak hilimdir. Bir diğeri de, insanlarla iyi geçineceği güzel bir ahlaktır. ''

Bir sonraki rivayette Vuheyb el-Mekki'nin bir sözü olarak rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (ı 0/283).

 

 

 

8067- Vuheyb el-Mekki der ki: "Üç haslet var ki şayet kişi bunları taşımıyorsa amellerinden bir şey beklemesin. Biri, kendisini Yüce Allah'ın haram kıldığı şeylerden alıkoyacak vera (günah korkusu )dur. Diğeri, sefililerin zararından koruyacak hilim (ağırbaşlılık)tır. Bir diğeri de, insanlarla iyi geçineceği güzel bir ahlaktır."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8068- Eyyub (b. Ebi Temime es-Sahtiyani) der ki: "Bir saatlik hilim, bir yıllık kötülüğü defeder."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8069- İbn Ebi Leyla der ki: "Ben arkadaşımla tartışmaya girmem! Çünkü tartışırsam ya onu kızdıracak ya da yalanlayacağım."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Hennad, Zühd /1157) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (124).

 

 

 

8070- Muhammed b. Muhammed b. Nasr ez-Zahid der ki: Ebu'l-Kasım b. Muhammed b. el-Hakim'in şöyle dediğini işittim: "insanlarla iyi geçinenin genişlerken yeri Çekişen kişinin ise kısılmıştır gerekçeleri.''

 

 

 

8071 - Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın en sevmediği kişiler, hasımlıkta aşırıya kaçanlardır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Tirmizi 5/214 (2986) ve Nesai, kada (8/247-248).

 

 

 

8072- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah hasımlıkta aşırıya kaçanları sevmez" buyurmuştur.

Buhari ile Müslim başka kanallarla İbn Cüreyc'ten rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, mezalim (3/101) ile ahkam (8/11 7) ve Müslim, ilim (5).

 

 

 

8073- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinle tartışma, onunla (kıTıcı bir şekilde) şakalaşma ve ona tutmayacağın sözler verme. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/359 (1995).

 

 

 

8074- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birine hasımlığını (gereksiz yere) devam ettirmen günah olarak sana yeter" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizi 4/359 (1994).

 

 

 

8075- İdris, babasından bildiriyor: İbn Abbas bir topluluğun kader konusunda tartıştıklarını duyunca yanlarında oturmayıp yoluna devam etti ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biriyle tartışıp durman günah olarak sana yeter. Birine hasımlığını devam ettirmen zulüm olarak sana yeter'' buyurdu" dedi. Sonra oradan ayrıldı.

 

Başkası bunu Ebu Bekr b. Ayyaş kanalıyla İbn Vehb'den, o da babası olan Vehb b. Münebbih'den rivayet etmiştir. Hadisin senedindeki İdris de Vehb b. Münebbih'in kızının oğlu olan İdris b, Sinan'dır. Bunu babasından naklen rivayet ederken, babasından kastı dedesi olsa gerektir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8076- Yahya b. Ebi Kesir bildiriyor: Hz. Süleyman b. Davud, oğluna şöyle dedi: "Evladım! Tartışmaktan sakın! Zira tartışmanın faydası çok azdır ve kardeşler arasında düşmanlığı körükler."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Dariıni, mukaddime (1/91), Ebu Nuayın, Hilye (3/70), Hennad, Zühd (1155) ve İbnAsakir, Tehzib Tarih Dimaşk (6/271),

 

 

 

8077- Evzai der ki: Bilal b. Sa'd'ın: "İnatçı, çekişen ve kendi görüşünü beğenen birini gördüğün zaman bil ki bu kişi, hüsrana uğramak için her şeye sahiptir" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (5/228).

 

 

 

8078- Şa'bi der ki: "Tartışmak eski dostlukları bitirir, verilmiş sözleri ve anlaşmaları bozar.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8079- İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Münafık, iki ağıl arasında kalan kayun gibidir. Birinin yanına gelse taslanır, diğerinin yanına gitse yine taslanır. .. 

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/32, 68, 82), Humeydi, Müsned (2/302), Ebu'şŞeyh, Emsal (321) ve Tayalisi, Müsned (s. 248).

 

 

 

8080- Ebu Umame der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru yolda iken sonradan sapitip yoldan çıkan hiçbir topluluk yoktur ki kavga ve çekişmenin içine düşmüş olmasın" buyurdu ve: "Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur"[Zuhruf 58] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 5/378-379 (3253) ve İbn Mace 1/19 (48).

 

 

 

8081 - Hz. Ali der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Derdi çok olanın bedeni hasta düşer. Ahlaki kötü olanın eziyeti kendine olur. insanlarla çekişenin saygınlığı gidip değeri düşer. ''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (133).

 

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine şöyle buyurdu: "Cebrail putlara tapmamam, içki içmemem ve başkalarıyla münakaşa etmemem konusunda beni tembihleyip durmuştur."

 

Ebu Abdillah der ki: Benim kitabımda bu hadisten "Başkalarıyla münakaşa etmemem" ifadesi düşmüştür. Ancak hocamız Ebu Said bu ifadeyi zikretti.

İsnadı zayıftır. Bir sonraki rivayette bir kısmı zikredilmiştir.

 

 

 

8082- Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Rabbimin putlara tapma ve içki içme yasağından sonra bana yasakladığı ve benden sözünü aldığı ilk şey, başkalarıyla münakaşa etmektir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (134) ve Taberani, M. el-Kebir 23/250 (505).

 

 

 

8083- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı "Ümmü Seleme der ki:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu" lafzı ile bildirilmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8084- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı bildirilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 23/263 (552).

 

 

 

8085- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlarla münakaşadan uzak durun! Zira münakaşa kişinin güzel yönlerini yok edip çirkin yönlerini ortaya çıkanr. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Kudai, Müsnedü'ş-Şihab 2/95-96 (956).

 

 

 

8086- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlarla münakaşadan uzak durun! Zira münakaşa, kişinin güzel yönlerini yok edip çirkin yönlerini ortaya çıkanr. ''

 

Velid der ki: "Metindeki ğurra ifadesinden kasıt kişinin güzel yanlarıdır." Velid b. Seleme el-Ezdi bunu rivayette tek kalmıştır. Rivayette tek kaldığı ve mutabaatı olmayan buna benzer başka rivayetleri de vardır. Doğrusunu Allah bilir.

 

İsnadı çok zayıftır.

 

 

 

8087- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"İnsanlarla iyi geçinmek sadakadır" buyurmuştur.

Sükkeri rivayet ederken farklı olarak "Süfyan bize şöyle anlattı" lafzını kullanır. Gerisi de aynıdır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (7/2614), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (130), Ebu Nuaym, Hilye (8/246), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 70), İbnu's-Sünni, Amelü'l-yevm ve'l-leyle (327), Hatib, Tarih (8/58) ve Kudai, Müsnedü'ş-Şihab (91-92).

 

 

 

8088- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlarla iyi geçinmektir. Dünyada iyilik yapanlar ahirette iyilik bulacaklardır. ''

Mevsül olarak rivayeti münkerdir ve munkatı' olarak rivayet edilir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (5/1987).

 

 

 

8089- İbnu'l-Müseyyeb'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah'a imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlarla iyi geçinmektir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıf olan mürsel bir hadistir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/361), Hennad, Zühd (1249), Hatib, Tarih (14/125), İbn Ebi Dünya, Kadau'l-Havaic (17) ve İbn Adiy, el-Kamil (7/2595).

 

 

Abdullah'ın bildirdiğine göre babası: "Hüşeym bunu Ali b. Zeyd'den işitmiş değildir" demiştir.

Beyhaki der ki: Bu hadis Eş'as b. Beraz - Ali b. Zeyd - İbnu'lMüseyyeb kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce AlIah'a imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş insanlara sevgiyle muamele etmektir" şeklinde bilinir.

 

 

 

8090- Eban b. Tağlib der ki: Ali b. Ebi Talib: "Başkalarına düşmanca davranmaktan sakının! Zira onlar da buna iki şekilde karşılık verecektir. Ya içlerinden akıllı olanlar size tuzak kuracak ya da içlerinden cahil olanlar yapmadığınız bir şeyden dolayı size saldıracaktır. Bilin ki söz erkek, buna cevap ise dişidir. Erkek ile dişi bir araya geldiği zaman da mutlaka bunun bir ürünü olacaktır" dedi ve şu şiiri okudu:

"Verilecek karşılıktan çekinen onurunu korur insanlarla iyi geçinen de doğrusunu yapmış olur Başkalarına saygı gösteren kişi saygı görür Küçük gören kişinin ise saygınlığı ölür."

 

İsnadında kopukluk vardır.

 

 

 

8091•• Ebu Cafer el-Hatmi bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat edenlerden biri olan dedem Umeyr b. Habib, çocuklarına şu öğütlerde bulundu: "Evlatlarım! Sefıhlerle birlikte olmayın. Zira onlarla birlikte olmak hastalık gibidir. Onlara karşı hilimle davranan kişi memnun kalır. Onları muhatap alan kişi ise pişman olur. Sefıhin ufak tefek hatalarım kabul etmeyen kişi zamanla onun büyük hatalarım kabul etmek zorunda kalır. Biriniz iyiliği emredip kötülükten alıkoyacaksa kendini eziyetlere karşı da hazırlasın ve Allah'tan bunun sevabını alacağına güvensin. Zira Allah'tan bunun sevabını alacağına güvenen kişi, eziyetin acısını hissetmez."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8092- Ebu Cafer el-Hatmi bildiriyor: "Ashabdan biri olan dedem Umeyr b. Habib, çocuklarına şu öğütlerde bulundu: "Evlatlarım! Sefilılerle birlikte oturmayın ... " Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını: "Sefilıin yaptıklarının azına sabır göstermeyen kişi, çoğuna sabretmek zorunda kalır. Hoşlanmadığı şeylere karşı sabır gösteremeyen kişi, istediğini elde edemez ... " lafzıyla naklettikten sonra gerisini aynı şekilde aktanr.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Zühd (s. 186) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu'l-Hilm (17).

 

 

 

8093- Seleme der ki: Şebib b. Şeybe: "Kişi bir söz işitip de cevap vermediği zaman geri kalan sözlerde artık muhatap değildir. Ancak cevap verdiği zaman ilk duyduğundan daha kaba olan sözleri de duyacaktır" dedi ve şu beyiti okudu: "Kişi kendisine bir defa sövülmesinden kaçar da Birine bin defa sövdükten sonra ancak susar.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

8094- Yezid b. İbrahim et- Tüsteri der ki: Hasan( -1 Basri)'nin, "Rahman'ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selam!" der (geçer)ler''[Furkan 63] ayetini açıklarken: "Bunlar hilim

sahibi kimselerdir ve kimseye de kabaIık etmezler. Kendilerine kaba davranıldığı zaman da yumuşak söz söylerler" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Zühd (s. 277, 278), İbn Cerir, Tefsir (19/34-35), İbn Ebi'dDünya, Kitabü'l-Hilm (10), İbnu'l-Mübarek, Zühd (1206), Veki', Zühd (417) ve Hennad, Zühd (1291).

 

 

 

8095- Amr bildiriyor: Hasan( -ı Basri), "Rahman'ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selam!" der (geçer)ler"[Furkan 63] ayetini açıklarken: "Böylesi kişilere ''es-Selamu aleykum'' şeklinde karşılık verirler" dedi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Kesir, Tefsir (3/337).

 

 

 

8096- İbn Ebi Necih bildiriyor: Mücahid, "Rahman'ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selam!" der (geçer)ler''[Furkan 63] ayetini açıklarken: "Onlar vakar ve sükünetle yürürler.

Onlara laf atan cahillere karşı da dürüstlüklerini bozmazlar" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Cerir, Tefsir (19/33, 35), Veki', Zühd (418) ve Hennad, Zühd (1292) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/272).

 

 

 

8097- A'meş der ki: "Ahmağa sitem etmek, giysilerine üflemekten farksızdır."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

8098- Zünnun der ki: "İçinde zillet olmayan izzeti, sefıhe karşılık vermemenle elde edersin. Sefıhin helaki, eli ve dilinden dolayıdır."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8099- Ahmed b. Ubeyd bildiriyor: Asmai bana şu şiiri okudu:

''Arsız olan kişinin en çok sevdiği

Saygın'ın cevabı üzerine sövmesidir

Zira arsız olana cevap vermemek

Sövmekten daha ağır gelir.''

 

Tahric: Ebu Abdillah el-Cürcani, Muhammed b. Ubeydillah el-Cürcani'dir. Biyografisini bulamadım.

 

 

 

8100- Ebu Abdillah, Tarih'te şunu bildiriyor: Yabancı bir kişi Ebu Bekr Muhammed b. Abdilaziz'e sefıhçe davranınca susup bitirmesini bekledi. Bitirince de şu şiiri okudu:

"Mesma' oğullarının köpeği bana dil uzattı Canımı ve onurumu ondan korudum

Isıran köpeği ısırmayı adilik gördüğüm için Ben de ona bir cevap vermedim."

 

Tahric: Hatib, Tarıh (3/208).

 

 

 

8101- Abdullah b. Davud der ki: A'meş'in: "Ahmak olana en güzel cevap, ona cevap vermemektir" dediğini işittim. Yine şöyle dedi: "Susmak da bir cevap şeklidir. Görmezden gelme birçok kötülüğe engel olur. Düşmanın rızasını kazanmak ulaşılamayacak bir hedeftir. Sevenin şefkati kazanmanın yardımcısıdır. Olmayacak bir şey için öfkelenen kişinin üzüntüsü çok olur.''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Kitabu'l-Hilm (28).

 

 

 

8102- Ahnef b. Kays der ki: "Üç kişi üç kişiden tamamıyla hakkını alamaz. Hilm sahibi kişi ahmak kişiden, iyi kişi kötü kişiden ve şerefli olan kişi rezil olan kişiden."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8103- Süleym b. Musa der ki: "Üç kişi üç kişiden tamamıyla hakkını alamaz. Hilm sahibi kişi ahmak kişiden, şerefli olan kişi rezil olan kişiden ve iyi kişi kötü kişiden."

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Ebu Nuaym, Hilye (6/87).

 

 

 

8104- İbnu's-Semmak bildiriyor: İbn Şubrume şöyle derdi: "Hasımlıkta aşırı ya giden günaha girer. Hakkına aldırmayan kişinin de hasımları çok olur. Otoritenin ne diyeceğini hesaplayan kişi hakkı söyleyemez. Sabrı sağlamlaştırmanın yolu, onu başkalarına da tavsiye etmektir. İffetli davranıp başkalarına el açmayan kişi için idareci de, halk da değersiz gelir.''

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

8105- Hişam der ki: Bazen Ebu's-Sevvar el-Adevi'nin karşısına biri çıkıp dil uzatırdI. Ebu's-Sevvar da: "Dediğin gibiyse ne kötü biriymişim!" derdi.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Zühd (s. 317), Ebu Nuaym, Hilye (2/250) ve İbnu'l-Cevzl, Sifatu's-Safve (3/231).

 

 

 

8106- Süfyan b. Uyeyne der ki: Bir gün Ömer b. Zer kendisine dil uzatıp duran adamla karşılaşınca şöyle dedi: "Be adam! Bize sövmede aşırıya kaçma da barış için bir alan bırak. Zira bizlerin üzerinden (bize söverek) Allah'a isyan eden kişiye biz, kendisi vasıtasıyla Allah'a yakınlaşmaktan (barıştan) başka bir karşılık verecek değiliz."

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Ebu Nuaym, Hilye (5/113).

 

 

 

8107- Sehl b. Abdillah der ki: "Kul, Yüce Allah'ın kullarına karşı, üzerinde yaşadıkları ve kendisinden faydalandıkları yeryüzü gibi olmadıkça imanın hakikatine varamaz."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8108- Bişr b. el-Haris der ki: Adamın biri Malik b. Dinar'a: "Ey riyakad" deyince, Malik: "Adımı ne zaman öğrendin? Zira adımı senden başka bilen biri olmadı" karşılığını verirdi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (8/339) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (3/287).

 

 

 

8109- Yahya b. Main der ki: Komşularından ihtiyar biri Yahya b. Said el-Kattan'a "Senin soyun belli değil!" demişti. Yanına geldiğimde Yahya ağlıyordu ve: "Vallahi doğrudur! Benim soyum sopum belli değil! Ben kimim! Ben kimim ki?" diyordu.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Muin, Tarih (2/646, 647).

 

 

 

8110- Ebu Bekr Muhammed b. Davud b. Süleyman der ki: Hicri 285 yılında Ebu Osman Said b. İsmail'in meclisinde bulundum. Fakir olduklarını söylemeyen kişiler için insanlardan yardım istiyordu. Adamın biri kalkıp ısrarla onun için de yardım istemesini talep edince Ebu Osman: "Be adam! Çarşılarda ve camide insanlara el açan kişiler için yardım istemiyorum. Ben fakir olup da iffetli davranan ve kimselere el açmayan kişiler için yardım topluyorum" dedi. Israrla yardım talep eden adam: "O zaman sen Allah'tan istemiyorsun!" deyince, Ebu Osman: "Dediğin gibiyse Allah beni bağışlasın! Ancak dediğin gibi değilse Allah seni bağışlasın" karşılığını verdi.

 

Sonrasında Ebu Osman, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı hapsetmesini, adamın kabilesi gelip Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"İnsanları kötülükten alıkoyuyor, ama sen kimseler görmeden kötülük yapıyorsun" demelerini, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cevaben: "Bunu da söylüyor musunuz!" buyurmasını ve adamı serbest bırakmasını anlattı. Ardından Ebu Osman mecliste oturanlara: "Bana değer verenler bu adama yardım etsin" dedi.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8111- Ebu Ahmed Hüseyn b. Ali b. Muhammed b. Yahya, babasından bildiriyor: Ebu Osman kaliteli giysiler giymeyi severdi. Yıllardan bir yıl oğlu Ebu Bekr Irak'tan ayrılırken elinden geldiği kadarıyla babasına en kaliteleri giysilerden bir deste yaptı ve meclislerinde bunları giymesini söyledi. Ebu Osman denileni yaptı. Bir defasında meclisin sonunda adamın biri kalktı ve insanlardan bir şeyler istedi. Oradakiler adamı azarlayıp: "Adam duasını bitirene kadar oturup bekle!" diye çıkıştılar.

 

Bunun üzerine adam Ebu Osman'a döndü ve: "Seni hırsız! Yol kesici! Riyakar! Bizim fakirliğimizi ve yoksulIuğumuzu gördüğün halde böylesi kaliteli giysiler giyiyor, güzel meskenlerde oturup nimetler içinde yaşıyorsun!" dedi. Adamın bu sözü üzerine Ebu Osman elini başına götürüp sarığını çıkardı ve adamın önüne attı. Sonra ridasını çıkarıp adama verdi. Sonra gömleğini çıkarıp adama verdi. Sonra da orada oturanlara: "İslam hakkı için elinizden geldiği kadarıyla bu adama yardım etmenizi istiyorum" dedi.

 

Ebu Osman'ın bu talebi üzerine adamın önünde giysilerden, yüzüklerden, halhalIardan, dinar ve dirhemlerden bir yığın toplandı. Sonra Ebu Osman adama: "Be adam! Şayet ben dediğin gibiysem Rabbimden beni bağışlamasını ve tövbemi kabul etmesini diliyorum. Ancak söylediğin gibi değilsem Rabbimden senin tövbeni kabul etmesini diliyorum. Şayet beni başkasına şefaatçi kılacaksa da sana şefaat etmeyi düşünüyorum" dedi.

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

8112- Behz b. Hakim, babası kanalıyla amcasından bildiriyor: Bir aile bana sığınıp himayeme girdi. Bir işim için çıktığında ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atlı birlikleri rastladı ve himayemde olan aile yi yakalayıp aldı. Bulundukları su kaynağının oraya gittiğimde orada bulunanlara: "Himayeme girenlere ne oldu?" diye sordum. "Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atlıları gelip onları yakaladı" dediler. Oradan doğruca Medine'ye Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Vardığımda etrafında ashabı vardı. "Ey Muhammed! Himayeme girenleri bana ver!" dediğimde: "Ey filanın babası! Müslümanların onlar üzerinde Allah'ın kıldığı hakları var" cevabını verdi. "Ey Muhammed! Başkalarını kötülükten alıkoyarsan fırsatını bulunca sen mi kötülük yapıyorsun!" dediğimde: "Öyle mil Yazık sana! Böyle denitmesi bana daha ağır gelir! Himayesine girenleri serbest bırakın!" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud4/47 (3631).

 

 

Beyhaki der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona ihanet eden bu ailenin gönüllerini yapmak için onları salmış ve ailesine düşen humusu başka bir şekilde telafi etmiş olabilir. Belki de adamın müslüman olmasını umarak bu çıkışına bu şekilde hilmiyle karşılık vermiştir."

 

 

 

8113- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı rivayet edilir, ancak sonunda Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Hakkımda öyle denitmesi bana daha fazla ağır gelir. Himayesine girenleri serbest bırakın!" buyurduğu ibaresi geçer.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8114- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürüyorduk. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde Necran yapımı kenarları sert ve kalın bir cübbe vardı. Bedevinin biri arkamızdan bize yetişti ve arkadan Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cübbesinden çekti. O kadar sert çekti ki baktığımda Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boynunda cübbenin kenarının izlerini gördüm. Ardından: "Ey Muhammed! Allah'ın sende bulunan malından bana da ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama doğru dönüp güldü ve ona bir şeyler verilmesini emretti.

 

Müslim, Amr en-Nakıd kanalıyla İshak b. Süleyman'dan rivayet etti.

 

Tahric: Müslimı zekat (128) ve Buhari, hums (4/60) ile libas (7/40).

 

 

 

8115- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle mecliste oturup sohbet ederdi. O kalkınca biz de kalkar ve eşlerinden birinin evine girdiğini görene kadar da öyle beklerdik. Bir gün yine sohbet ettikten sonra kalkınca biz de kalktık. O sırada bedevinin biri arkasından ridasını çekti. Kumaşı sert olduğu için de boynunu kızarttı. Hz. Peygamber (sallallahu alayhi mallam) dönüp bakınca bedevi: "Şu iki deveme mal yükle! Nasıl olsa kendi malından veya babanın malından yükletecek değilsin!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır! Estağfirullah! Hayır! Estağfirullah! Hayır! Estağfirullah! Cübbemi çekmene karşılık sana kısas yapmadıkça yükletmem!" karşılığını verdi. Bedevi ise bu sözlere karşılık: "ValIahi sana kısas yaptıracak değilim!" diyordu ...

 

Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktarıp sonunda şöyle der: Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı çağırdı ve: "Bu adamın develerinden birine arpa, birine de hurma yükle" buyurdu. Sonra da bize dönüp: "Allah'ın bereketiyle dağlım" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/133-134 (4775).

 

 

 

8116- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir.

Ancak Ebu Amir'in hadisi daha detaylıdır.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8117- Cabir b. Abdillah der ki: Tevbe Suresi nazil olduğunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlarla iyi geçinmek üzere gönderildim" buyurdu.

 

İsnadı çok zayıftır.

 

Sehl der ki: "İnsanların içinde yaşayan kişi, onlarla iyi geçinir ve münakaşa etmez. Zira insanlarla iyi geçinmek sadaka gibidir. Anne babayla iyi geçinmek ise farzdır. Akrabalarla iyi geçinmek sünnettir. Yöneticiyle iyi geçinmek ona itaatten sayılır. Bidat ahalisinden olanlarla iyi geçinmek ise dalkavukluk demektir. Ahmaklarla iyi geçinmek saygınlıktır ve kişi bu saygınlığı onları görmezden gelerek kazanır. Hepsinin selameti de Allah'a yaklaşmaya çalışmakla olur."

 

Bunlar, Sehl b. Abdillah et-Tüsteri'nin sözlerindendir. Hadis ise bu isnadla tek kanallı bir hadistir. Başka bir yolla da Cabir'den rivayet edilmiştir, ancak her iki isnad da zayıftır.

 

 

 

8118- Muhammed b. es-Semmak der ki: "İnsanları tanıyan kişi onlarla iyi geçinir, tanımayan kişi ise onlarla çekişir. İnsanlarla geçinmenin en iyi yolu onlarla çekişmemektir."

 

 

 

8119- Ebu Vail der ki: Abdullah b. Mes'ud'un: "Rabbinin sana takdir ettiği rızka razı olursan insanların en zenginlerinden olursun. Haramlardan uzak durursan verası (günah korkusu) en çok olan insanlardan olursun. Allah'ın sana farz kıldığı ibadetleri ifa edersen insanların en abidlerinden olursun" dediğini işittim. Bir defasında adamın biri ona gelip komşularından birinden yakınınca Abdullah ona şöyle dedi: "İnsanlara dil uzatırsan onlar da sana dil uzatır. İnsanları eleştirirsen onlar da seni eleştirir. Sen onları bıraksan da onlar seni rahat bırakmaz. Sen onlardan kaçmaya çalışsan onlar seni bırakmazlar. Kıyamet gününde cehennem yetmiş bin bağla çekilir. Her bir bağı da yetmiş bin melek çeker."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud, Zühd (138), Hennad, Zühd (1032), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/151), Abdullah b. Ahmed, Zevaidü'z-Zühd (s. 157) ve İbn Cerir, Tefsir (30/188).

 

 

 

8120- Süleym b. Ziyad der ki: Tevrat'ta şöyle yazılıdır: "Kişi insanlarla barışık yaşamak istese de onların şerrinden kurtulamaz. Başkalarına dil uzatan kişiye dil uzatılır. Saygınlığı ehli olmayan kişilerin yanında arayan kişi de pişman olur.''

 

İsnadı çok zayıftır.

 

 

 

8121- Ebu Amr b. el-Ala der ki: "Karşılıklı sövüşen iki kişiden her zaman daha rezil olanı üstün gelir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Abdirabbih el-Endülusi, İkdu'l-Perid (2/283).

 

 

 

8122- Ebu İshak el-Müzekki der ki: Ebu Kasım el-Müzekkir'in seleften

birine ait olan şu şiiri okuduğunu işittim:

"Bir bela ki hiçbir belaya benzemez

Soysuz ve dinsiz olanın düşmanlığı

Ona dil uzatsan da kirlenen sen olursun

Buna bakmaz da senin onuruna dil uzatır.''

 

Tahric: İbn Abdirabbih el-Endülusi, İkdu'l-Perıd (2/339).

 

 

 

8123- Ebu'l-Hasan Ahmed b. Nasr el-Bağdadi der ki: Ebu Ömer b. Abdilvahid'in şu şiiri okuduğunu işittim: "Zilleti yaşamadan ve yerilmeden insanlar Saygın görüIseler de izzete ulaşamazlar Dil uzatılınca değişir yüzlerinin renkleri

Acizlikten değil, hilimdendir affetmeleri.''

 

Tahric: İbn Abdirabbih el-Endülüsi, İkdu'l-Ferid (2/379), İbn Kuteybe, Uyunu'l-Ahbar (1/287) ve İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (64).

 

 

 

8124- Ebu Nasr b. Ebi Rabia der ki: Ali b. Ebi Talib, hilafeti döneminde Basra'dan yanına gelen Sa'sa'a b. Sühan'a Basra valisi Abdullah b. Abbas'ın nasıl olduğunu sordu. Sa'sa'a şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! Üç şeyi yaparken üç şeyden de uzak duruyor. Konuştuğu zaman insanların kalplerine konuşuyor. Kendisine bir şeyanlatıldığı zaman can kulağıyla dinliyor. Bir konuda farklı bir görüş sunulduğu zaman da insanlar için en kolayolanını seçiyor. Bunun yanında çekişmekten, rezil kişilerle yakınlaşmaktan ve mazur görülemeyeceği şeylerden uzak duruyor."

 

isnadında kopukluk vardır.

 

 

 

8125- Rabi' b. Huseym der ki: "İnsanlar mümin ve cahil olmak üzere iki çeşittir. Sen mümine eziyet etme, cahile de yakın olma.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (38), Hatib, el-Fakih ve'l-Mütefakkih (1/15), Ebu Nuayın, Hilye (5/173- 174) ve İbn Abdilberr, Camiu Beyani'l-İlm (1/21).

 

 

el-Medhal eserinde, "İlmin Fazileti İbadetin Faziletinden Daha Hayırlıdır" başlığı altında mana olarak bir benzerini Reca b. Hayve - Abdullah b. Amr kanalıyla Hz. Peygamber' den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettik. 

 

Tahric: Beyhaki, Medhal 302 (453).

 

 

 

8126- Hasan( -ı Basri) der ki: "Bir kişinin düşmanlığı karşılığında bin kişinin sevgisini satın alma.''

Abdülkerım ise bunu Hasan'dan: "Bir kişinin düşmanlığı karşılığında bin kişinin dostluğunu satın alma" lafzıyla rivayet etmiştir.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8127- Musa b. Ali b. Rebah bildiriyor: Afrika'da, komşum olan Medineli ihtiyar bir adam bana şunu anlattı: Bir gece yarısı Hassan b. Sabit'in "Ben Hassan b. Sabit'im! Ben Furey'a'nın oğluyum! Ben Husam'ım!" diyerek övgüyle isimlerini tekrarlayıp durduğunu işittim. Sabah olunca erkenden yanına gittim ve: "Dün kendi isimlerini övgüyle sayıp durduğunu işittim. Neyini beğendin?" diye sordum. Hassan: "Dün şiir yazarken bir beyitte çok zorlandım. Ancak tamamlayınca övgüyle isimlerimi saymaya başladım" dedi. Ona: "Bu beyit nedir?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Şuydu:

''Sabah akşam insanların şerrinden eminse kişi

Kendi günahları dışında mutlu biridir."

Ebu İshak der ki: Ebu'l-Hüseyn b. Ebi Said el-Halidi ise bunu bana rivayet ederken şu eklemeyi de yapar: "Hasan b. Sabit öldükten sonra oğlu Abdurrahman b. Hassan büyük bir ateş yakıp kabilesini topladı. Herkes toplanınca da: "Bir beyit yazdım. Bu beyiti size okumadan başıma bir şey gelmesinden korktuğum için de dinlemeniz için sizi bu şekilde topladım" dedi ve şu beyiti okudu: ''Kişi zenginliğinde yardım etmiyorsa dostuna

Ve ihtiyaç sahibine, pek değersiz biridir."

 

Abdurrahman da ölünce aynısını oğlu Said b. Abdirrahman yaptı ve şu beyiti okudu:

''Kişi zenginlikleri için birilerine düşmansa

fek hasetçi biridir, şayet Allah'tan istemiyorsa."

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır.

 

 

 

8128- Rabi' b. Süleyman der ki: (İmam) Şafii'nın: "İlimde tartışıp çekişme kalbi katılaştırır ve kine sebep olur" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Beyhaki, Medhal 20 1-202 (239) ile Menakibu'ş-Şafii (2/150ısı).

 

 

 

8129- Mervan b. Şuca' der ki: Abdülkerim el-Cezeri'nin: "Vera sahibi olan kişi asla başkalarıyla münakaşa etmez" dediğini işittim.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8130- Anbese el-Kadi der ki: Cafer b. Muhammed'in: "Dini konularda münakaşadan sakının! Zira kalbi gereksiz şeylerle meşgul eder ve nifaka sebep olur" dediğini işittim. 

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Lalekai, şerh usuli i'tikadi Ehli's-sünne 1/128-129 (219), Mizzi, Tehzibu'l-Kemal (5/92) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/198).

 

 

 

8131- İshak b. İsa der ki: Enes b. Malik'in: "Dini konularda münakaşa ve çekişmeden uzak dur!" dediğini işittim. Yine şöyle dediğini işittim: "Ne zaman birinden daha iyi münakaşa yapan biri karşımıza çıksa çekişmesinden dolayı Cebrail'in Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indirdiği şeyden (Kur'an'dan) uzaklaştığımızı gördük."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Nuayın, Hilye (6/324).

 

 

 

8132- İbn Vehb der ki: Malik'in sohbetinde, çok konuşan ve bu yönde insanları sıkan bir adamı zikredip: "Bunun gibi yapan birinin zarafeti gider" dediğini işittim.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8133- Malik der ki: Bana bildirildiğine göre Ömer b. Abdilaziz, değer verilen ancak bir davada husumette aşırıya kaçıp bunda ısrar eden bir adama yazdığı mektupta: "Değer verilen saygın bir kişisin. Ancak husumet taşımanı istemem, zira bu seni kusurlu yapar ve değerini düşürür" dedi. Zira bu adam Ömer'in yanına geldiğinde görüştürülmez, muhafızlar da onu itip kalkardı. Bu da kişinin saygınlığı açısından küçük düşürücü bir durumdur. 

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8134- Heysem b. Cemil der ki: "Bazen birinin bana dil uzattığı haberi ulaşıyoL Ancak adamla hiçbir işimin olmadığı aklıma gelince de bu sıkıntım azaltıyor." 

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

8135- A'meş der ki: Bir adamla birlikteyken İbrahim( -i Nehai)'ye dil uzattı. İbrahim'in yanına gelip de: "Bir adamla birlikteyken sana dil uzattı. Vallahi adama saldırmayı düşündüm" dediğimde: "Ama kendisi için kızdığın kişi bu şeyleri bizzat işitseydi adama bir şey demezdi" karşılığını verdi.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8136- Hasan b. Ahmed b. Abdilvahid der ki: Adamın biri Ebu İbrahim eş-Şerbi'ye: "Ey İbrahim! Filan kişi seni hiç sevmiyor" deyince, İbrahim: "O adamın varlığıyla ünsiyet duymuyor, yokluğunda da yalnızlık çekmiyorum" karşılığını verdi. 

 

 

 

8137- Mutarrif der ki: Malik b. Enes bana: "İnsanlar hakkımda ne diyorlar?" diye sorunca: "Dostlar seni övgüyle anıyor, düşman ise sana dil uzatı yor" cevabını verdim. Malik: "Her zaman kişinin dostu ve düşmanı olacaktır. Ancak biz, bütün dillerin aynı şekilde (aleyhimize) konuşmasından Allah'a sığınırız" dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (6/321).

 

 

 

8138- Ebu'l-Hasan b. Ata der ki: "Dört şey evliyalardan olanların alametlerindendir. Biri, Allah ile arasında olan şeyleri ifşa etmez. Diğeri, Allah ile arasında olan konularda bedenini günahlardan korur. Diğeri, insanlar tarafından gelen eziyetlere tahammül gösterir. Bir diğeri de insanlarla akıllarına göre muamele eder.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/303) Bak: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/445) ve İbnu'lMulakkin, Tabakatu'l-Evliya (s. 60).

 

 

 

8139- Reca b. Ebi: Seleme der ki: "Hilim, akıldan daha değerlidir. Zira Yüce Allah kendisini hilimle (Halim ismiyle) isimlendirmiştir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (5/172, 6/92) ve İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (15).

 

 

 

8140- Damra der ki: "Akıl hafıza, ruh / öz anlayış, hilim ise sabır demektir."

 

Tahric: İsnadında mestur ravi vardır. İbn Asakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (7/40).

 

 

 

8141- Asmai der ki: Selm b. Kuteybe: "Dünya günahlardan uzak durmak, gençlik sıhhat, erdem ise başkalarına karşı sabır demektir" dedi. Ona: "Başkalarına karşı sabır ne demektir?" diye sorduğumda bana insanlarla iyi geçinmeyi anlattı. 

 

Tahric: İsnadı salihtir. İbn Asakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (6/240).

 

 

 

8142- Ebu Zekeriya b. Ebi İshak der ki: Ebu'l-Hasan b. Sem'un'un meclisinde bulundum. Adamın biri ona tasavvufun ne olduğunu sorunca, Ebu'l-Hasan: "Tasavvufun bir ismi, bir de hakikati vardır. Sen hangisini soruyorsun?" dedi. Adam: "İkisini soruyorum" karşılığını verince, Ebu'lHasan: "İsmen tasavvuf, dünyayı ve üzerinde yaşayanları unutmaktır. Hakikati ise insanlarla iyi bir ahlakla geçinmek ve hak yolunda onlardan yana gelecek eziyetlere tahammül etmektir" dedi.

 

İsnadında bilinmeyen ravi vardır.

 

 

 

8143- Ebu Bekr el-Büzeli bildiriyor: Said b. Cübeyr, "......"[Al-i İmran 39] ayetini açıklarken şöyle dedi: "Seyyid, öfkesine hakim olan kişidir. Hasur ise kadınlarla ilişkiye girmeyen kişidir.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Cerir, Tefsir (3/254, 256), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/337, 11/562), Veki, Zühd (416) ve Hennad, Zühd (1290) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/190).

 

 

 

8144- Ahnef b. Kays der ki: Yalancı olanın erdemi, hasetçinin rahatlığı, cimri olanın dostluğu, kötü ahlak sahibinin saygınlığı ve yöneticinin yoldaşlığı yoktur.''

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ahmed, Zühd (s. 236), İbnAsakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (7/22) ve İbn Abdirabbın, İkdu'l-Perid (2/292).

 

 

 

8145- Utbi, babasından bildiriyor: "Cömert olan kişinin en zor anı, birilerinden bir şey isteyeceği andır. Bilim sahibi kişinin de en zor anı, sefıh biriyle muhatap olduğu andır.''

 

 

 

8146- Ebu Ali es-Sekafi der ki: "Başkasında kınadığın bir ahlaka sen sahip olma. Koku sürmede olsa dahi başkalarının hoş bulmayacağı bir şeyi kendi yanından düzeltmedikçe yapma."

 

 

 

8147- Ebu'l-Abbas es-Seyyari der ki: Adamın biri Ebu'l-Müvecceh'in yanına girdi ve: "Merv'den ayrılıyorum, bana bir nasihatte bulunur musun?" dedi. Ebu Müvecceh de şu nasihatte bulundu: "Degeri ancak yaptığı şeylerdedir kişinin Sen de kendine güzel bir ahlak edin.''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/293).

 

 

 

8148- Ebu'l-Kasım el-Müfessir der ki: Ebu'l-Hasan Ali b. Asım bize Salih b. Abdilkuddus'a ait olan şu şiiri okudu:

"Her bir kişi bir hedefe akıp gider insan da ölecek ve tekrar diriltilecektir

Öldükten sonra dillerde güzel bir söz ol

Zira ölenden geriye kalan sözden ibarettir.''

 

 

 

8149- İbnu'l-Mübarek, adını da verdiği bir adamdan bildiriyor: Asım b.

Ömer ile Kureyşli bir adam arasında anlaşmazlığa sebep olan bir ev vardı. Kureyşli adam Asım'a: "Erkeksen bu eve gir!" deyince, Asım:" Öfken seni buraya kadar mı ulaştırdı?" karşılığını verdi. Bunun üzerine Kureyşli adam:

"Benden baskın çıktın! Evartık senindir" dedi. Ancak her ikisi de ölene kadar o eve girmedi. Onlar öldükten sonra da çocukları o eve dokunmadılar.

 

İsnadında meçhul bir ravi vardır,

 

 

 

8150- Malik bildiriyor: Kasım b. Muhammed, biriyle bir konuda anlaşmazlık yaşadığı zaman ona şöyle dedi: "Benimle davalaştığın bu şey eğer gerçekten de seninse al, senindir. Bundan dolayı bana teşekkür etmene de gerek yok. Şayet benimse eğer istiyorsan yine alabilirsin, senindir."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır, Fesevi, Ma'rife (1/547),

 

 

 

8151- İbn Ebi Dünya der ki: Ebu Hafs el-Kureşı bana şu şiiri okudu:

"Ne varsa sende hepsi gelip geçecektir Sadece hayırla anılma sende kalacaktır faziletler arasında tercih hakkım olsaydı Seçimim ahlaki meziyetler olacaktır.''

 

Tahric: İsnadında mestur bir ravi vardır. Hatib, Tarih (3/287-288) ve İbn Ebi Dünya, Mekarimü'l-Ahlak (57).

 

 

 

8152- Muhammed b. Zekeriya bildiriyor: İbn Aişe bize şairlerden birinin

şu şiirini okudu:

"Görmez misin insanlar baki değildir

Baki olan sadece yad edilmeleridir

Genç yaşta ölen birisi için de

Hayırla anılmasa doğmamış gibidir.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8153- İbrahim b. Beşşar der ki: İbrahim b. Edhem, bir adamla konuşan ve öfkelenip de ona kötü sözler söyleyen bir adama: "Be adam! Allah'tan kork! Sus, sakinleş ve öfkene hakim ol!" dedi. Adam susunca da ona şöyle dedi: "Bana bildirildiğine göre Ahnef b. Kays şöyle demiştir: "Alimlerin yanına gidip ilim öğrendiğim gibi Kays b. Asım'ın yanına gidip hilim öğrenirdik." Bunun üzerine adam İbrahim'e: "Bir daha aynı şeyi yapmayacağım" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Asakir, Tehzıbu Tarıhi DimaşkM. el-Kebır (7/16).

 

 

 

8154- Hakan b. el-Ehtem der ki: Ahnef b. Kays: "Hilmi bir ilmi öğrenir gibi öğrenin, zira ben de hilmi Kays b. Asım'dan öğrendim" dedi ve şöyle devam etti: "Bir defasında Kays b. Asım'a oğlunun ölü bedeni getirildi. Amcaoğullarından biri olan katilini de getirmişlerdi. Kays, katile: ''Amcan oğlunu öldürerek akrabalarının sayısını azaltıp değerini düşürdün. Seni affediyorum. Annesi oğlunu kaybetti. Ona kendi malımdan buna karşılık yüz deve vereceğim'' dedi."

 

 

 

8155- Abdurrahman b. Ömer Rüste der ki: Abdurrahman b. Mehdi'nin şöyle dediğini işittim: "Bazen bir alimin yanına ilminden veya sohbetinden faydalanmak için değil dürüstlüğünden, hilminden ve davranışlarından bir şeyler öğrenmek için giderdik."

 

 

 

8156- Yahya b. Ebi Kesir der ki: "Birinin öfke anını görmedikçe hilmine, hırslı olduğu anı görmedikçe emanete sadakatine şaşma! Zira daha sonra nasıl bir tavır takınacağını bilemezsin!''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Nuaym, Hilye (3/69).

 

 

 

8157- Fudayl der ki: "Kişinin hoşnut iken değil onu öfkelendirdiğimde, öfke anında dostum olup olmadığına bakarım.''

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. SüIemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 10).

 

 

 

8158- Zünnun der ki: "Kişi öfkelendiği zaman ağır başlılıkla davranmıyorsa halim biri değildir demektir. Zira hilim sahibi olup olmadığı ancak öfke anında belli olur."

 

 

 

8159- Zünnun der ki: "Üç şey, güzel ahlakın göstergelerindendir. Biri, kişinin kendi çevresiyle çekişmelere girmemesidir. Diğeri, onların ahlaklarını güzelleştirmeye çalışmasıdır. Diğeri, kusurlarını öğrenmemek için çekiştikleri konulardan kendini uzak tutmasıdır. Üç şey de, hilmin göstergelerindendir. Biri, muhalif bir görüş karşısında öfkelenmenin az olmasıdır. Diğeri, Rabbin rızası için kızdıracak şeylere tahammül edilmesidir. Bir diğeri de, birinin yaptığı kötülüğü, sahibini affetmek ve onunla ilişkiyi devam ettirebilmek için unutmaktır."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu. Nuayın, Hilye (9/362).

 

 

 

8160- Muhammed b. Cuhade der ki: Şa'bi şu beyti herkesten çok severdi:

"Hilim kişinin hoşnut olduğu anlarda değil Öfkeli olduğu anlarda kendini gösterendir." 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/378).

 

 

 

8161- Ebu Osman el-O ri der ki: "İnsanlar her şey istedikleri gibi olduğu sürece söyledikleri ahlaka göre hareket ederler. Ancak arzularına ters bir durum olunca o zaman güzel ahlak sahibi ile kötü ahlak sahibi kişi ortaya çıkar."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 173).

 

 

 

8162- Ebu Bekr b. Ayyaş der ki: Kisril, vezirine: "İzzet nedir?" diye sorunca: "Başkalarının hatalarını görmezden gelmektir" dedi. Kisril: "Alçaklık nedir?" diye sorunca: "Zayıftan hesap sorup, güçlünün hatalarını affetmektir" dedi. Kisra: "Haya nedir?" diye sorunca: "Kabalıktan uzak durmaktır" dedi. Kisril: "Lezzet nedir?" diye sorunca: "Bir şeyin kişinin arzularına uygun olmasıdır" dedi. Kisra: "İhtiyat nedir?" diye sorunca:

"Kötü zandır" dedi.

 

 

 

8163- Said b. el-Hakem der ki: Zünnun el-Mısri'ye: "En çok sıkıntıyı kimler çeker?" diye sorulunca: "Ahlakı en kötü olanları" dedi. Ona: "Kötü ahlakın göstergesi nedir?" diye sorulunca da: "Kişinin arkadaşlarıyla çokça çekişmesidir" dedi.

 

 

 

8164- İsmail b. Nüceyd der ki: Ebu Osman'ın: "Kardeşlerle uyum içinde olmak, onlara şefkatten daha hayırlıdır" dediğini işittim.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (10/244).

 

 

 

8165- Ebu Bekr b. Ebi Osman der ki: Babamın: "Muvafakatte itaat, muhalefette çıkarı gözetmekten daha hayırlıdır" dediğini işittim.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

8166- Habib b. Ebi Sabit der ki: "Kişinin arkadaşıyla konuşurken ona yüzünün dönmesi ahlakının güzelliğindendir."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (5/61).

 

 

 

8167- Eyyub es-Sahtiyani'nin bildirdiğine göre Muhammed b. Sirin:

"Kendin sevmediğin bir şeyi kardeşine ikram etme" demiştir.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Zühd (s. 306) ve Ebu Nuaym) Hilye (2/264).

 

 

 

8168- Ahnef b. Kays der ki: "Ben yumuşak huylu değilim, ama yumuşak huylu olmaya çalışıyorum."

 

Tahric: Ahmed, Zühd (s. 234) ve İbn Ebi Dünya, Kitabü'lHi/m (48).

 

 

 

8169- Muaviye der ki: "Hilim, ancak tecrübeyle olur.''

 

Tahric:. İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 210).

 

 

 

8170- (Kadı) Şureyh der ki: "Hilim değerli bir hazinedir."

 

İsnadında meçhul bir ravi vardır.

 

 

 

8171 - Şa'bı der ki: "İlınin güzelliği, alimin hilim sahibi olmasındadır."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (4/318) ve Hatib, el-Cami' (1/354).

 

 

 

8172- Tavus der ki: ''İlim, hilim'den daha güzel bir torbada taşınamaz.''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (9/24).

 

 

 

8173- Ahmed b. Ubeyd bildiriyor: Asmai bana şu şiiri okudu: ''En sevdiğidir rezil olan kişinin

Sövmesi cevabına karşılık saygın birinin Zira rezilin cevap almadan sövmesi Kendisine sövülmesinden daha ağır gelir.''

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 212).

 

 

 

8174- Ahnef b. Kays der ki: "Kişi insanlara sevmedikleri şeyleri yapıyorsa, onlar da hakkında bilmedikleri şeyleri konuşacaklardır."

 

 

 

8175- Ahmed b. Duhaym el-Esedi bildiriyor: Ebu İkrime ed-Dabbi bize

şu şiiri okudu: "Bana düşman olmayan kişileri benden uzaklaştırıyor Bana öfke duyan kardeşlerimi de yakın tutuyorum Belki bu öfkeden sonra aramızda bir sevgi doğar

Ya da Allah'ın onun gibilere hazırladığı kötü sonu görürüm."

 

 

 

8176- Abbas b. Kuleyb der ki: Şair Müemmel yanıma gelip şöyle dedi:

"Şiir okumadığını öğrendim. Ancak benden şu üç beyiti dinle. Rezil biri sana kötü davrandığı zaman ona cevap vermeden şu dizeleri söyle: "Sefih biri konuşursa ona cevap verme Susmak ona cevap vermekten hayırlıdır Kavmin arsızı bana söverek haz duyar Oysa ben kanını döksem dahi haz duymam Rezil birine asla sövecek değilim

Kahrolayım ona sövecek olsam! Kahrolayım!"

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (24) ile Kitabu's-Samt (715) ve Hatib, Tarıh (13/179).

 

 

 

8177- Ebu Umame bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kişinin yüksek sesle konuşmasını sevmez, kısık ve sakin bir sesle konuşulmasından hoşlanırdı. ''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Taberani, M. el-Kebır 8/208 (7736) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/114),

 

 

 

8178- Başka bir kanalla bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah yüksek sesle konuşanları sevmez, kısık ve sakin bir sesle konuşanları sever" buyurmuştur,

Seleme b. Ali bunu rivayette tek kalmıştır ve kavi biri değildir.

 

Tahric: İsnadı çokzayıftır. Hatib el-Bağdadi, Tarıh (9/444).

 

 

 

8179- Asmai der ki: İbnu'l-Mübarek'in şöyle dediğini işittim:

"İnsanlara karşı güzel bir ahlakın olsun

Onlara karşı hırlayan bir köpek olma.''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Hatib, Tarihu Dimaşk (38/372) ve İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 64).

 

 

 

8180- Ebu Mis'ar Abdulmelik b. Muhammed es-Sa'di der ki: Nadr b. Şümeyl bana şöyle dedi: Ey Ebu Mis'ar! Benden şu beyitleri yaz! Zira bunlar, Arapların söylediği en güzel sözlerdendir: "Bize kaba davranana hilimle karşılık veririz t\rsız(:a davranışlarda bulunmayı kabul etmeyiz Bolluk içindeyken komşumuza boyun eğeriz Sıkıntıya düşün(:e de sıkıntıya boyun eğdiririz insanların en kötüsü zenginken azanlardır Sabra mahkum olanları küçük düşürenlerdir."

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 64).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Yüce Allah'tan Güzel Ahlakı dilemek