Hilim, Ağırbaşlılık ve Her İşte İyi Muamele |
8052- Ebu Said
bildiriyor: "Abdulkays heyeti geldiği zaman Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle dediler..." Sonrasında ravi, söz konusu hadisi aktarıp
şöyle devam eder: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Eşec b.
Abdilkays ile görüştüğünde ona: "Sende Yüce Allah'ın sevdiği iki haslet
var. Biri hilim, diğeri de ağırbaşlılıktır" buyurdu.
Katade der ki: "Bu
heyetle görüşen pek çok kişi de bana aynısını rivayet etti" dedi.
İsnadı sahihtir.
Müslim, Muhammed b.
el-Müsenna kanalıyla Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, iman (27).
8053- Matar el-A'nek der
ki: Ümmü Eban binti Vazi', (heyet içinde) Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gelen Eşec'in yanında bulunan babasından bildirir: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Eşec'e: "Sende Yüce Allah'ın ve Resulünün
sevdiği iki haslet var" buyurdu. Eşec: "Bunlar nedir?" diye
sorunca: "Hilim ile ağırbaşlılıktır" buyurdu. Eşec: "Bunlar
sonradan kazandığım hasletler mi yoksa bende doğuştan mı bulunuyorlar?"
diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aksine sende
doğuştan bulunuyorlar" buyurdu. Bunun üzerine Eşec: "Kişiliğimi
sevdiğim şeylerle yoğuran Allah'a hamdolsun!" dedi.
İsnadı hasendir.
Başkaları ise bunu:
"Ümmü Eban binti Vazi' b. Zari', Abdulkays heyetinin içinde bulunan dedesi
Zari'den bildirir" lafzıyla rivayet etmiştir.
Ebu Davud, Sünen'de mana
olarak aynısını Muhammed b. İsa kanalıyla Matar' dan rivayet etti. - Ebu Davud
5/395-396 (5225).
8054- A'meş der ki:
Malik b. el-Haris'in bildirdiğine göre -ki bunu Mus'ab b. Sa'd kanalıyla babası
Sa'd'dan da rivayet ettiklerini işittim. Ancak benim Resulullah'tan (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldiğini bildiğim rivayete göre- Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ahirete yönelik ameller dışında her işte ağır
davranmak lazımdır" buyurmuştur.
Ebu Abdillah bunu
rivayet ederken A'meş'in ilk cümlesini zikretmez, ancak ikinci cümlesini
aktarır.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Davud 5/157 (4810).
8055- Şureyh b. Hani,
babasından bildiriyor: Hz. Aişe bir deveye bindi.
Ancak deve huysuz olduğu
için sıkıca çekip çevirmeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ona yumuşak davran! Zira yumuşaklık bulunduğu yeri
güzelleştirir. Bir yerden yumuşaklık alındığı zaman o yer kötü bir yer
olur" buyurdu.
Lafız İbn Beşşar'ın lafzıdır.
Müslim, Muhammed b.
Beşşar ve başkasından rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, birr (79).
8056- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Ey Aişel Yüce Allah yumuşak huyludur ve yumuşak huylu olunmasını sever.
Katdıktan dolayı kişiye yapmadığı ihsanları yumuşak huylu olmasından dolayı
yapar."
Müslim, Sahih'de Harmele
kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti. - Müslim, birr (77).
8057- Ali b. Ebi
Talib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah yumuşak huyludur ve yumuşak huylu olunmasını
sever. Katılıktan dolayı kişiye yapmadığı ihsanları yumuşak huylu olmasından
dolayı yapar. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (l/ll2), Bezzar, Müsned 2/402-403 (1960), Ebu Nuaym, Ahbaru
Isbehan (1/326) ve Ebu Ya'la, Müsned 1/380 (490).
8058- Cerir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yumuşak huydan mahrum edilen kişi, hayırlardan mahrum olmuş
demektir" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıf
olan sahih bir hadistir. Taberani, M. el-Kebir 2/347 (1454), İbn Ebi Şeybe,
Musannef(S/323) ve Ahmed, Müsned (4/362).
8059- Cerir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yumuşak huydan
mahrum edilen kişi, hayırlardan mahrum olmuş demektir" veya:
"Yumuşak huydan
mahrum edilen kişi, hayırdan da mahrum olur" buyurmuştur.
İsnadı sahihtir.
Müslim, Yahya b. Yahya'dan
rivayet etti.- Müslim, birr (74, 75, 76).
8060- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Yumuşak huyluluk bereket, katilık ise yoksunluktur. Yüce
Allah bir haneye hayır dilediği zaman onlara yumuşak huylu olmayı bahşeder.
Yumuşak huy bulunduğu yeri güzelleştirirken, kabalık ve katilık bulunduğu yeri
bereketsiz kılar. Haya imandandır ve imanın kişiyi götüreceği yer cennettir.
Şayet haya. bir adam olsaydı salih bir kişi olurdu. Edepsizlik günahtandır ve
günahların kişiyi götüreceği yer cehennemdir. Şayet edepsizlik bir adam olsaydı
kötü bir kişi olurdu. Yüce Allah da beni çirkin şeyler yapmak için göndermiş
değildir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Camiu's-Sağir (4/75).
Beyhaki rivayet ederken
"Yüce Allah beni ağzı bozuk biri kılmış değildir" lafzını kullanır.
Ebu İmran ise rivayet ederken: "Edepsizlik insanlar arasında yürüyen biri
olsaydı kötü bir kişi olurdu" lafzını kullanır ve gerisini aktarmaz .
8061- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Güzel davranışlara, düzgün bir görünüşe sahip olmak ve her
şeyde ölçülü davranmak, peygamberliğin yirmi beş bölümünden (özelliklerinden)
bir bölümdür. ''
Sevri de bunu Kabus'tan mevküf
olarak rivayet etmiştir.
Tahric: İsnadı zayıf
olan hasen bir hadistir. Buhari, Edebu'l-Müfred (791).
8062- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı "Yirmi küsur bölümünden (özelliklerinden) bir
bölümdür" lafzıyla rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Hatib, Tarihu Bağdad (7/12-13) ve Taberani, M. el-Kebir 12/106 (12609),
8063- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı bildirilmiştir.
İsnadı hasendir.
8064- Adiy b. Hatim der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cehennemden bahsedince ondan
Allah'a sığındı ve üç defa da yüzünü ekşitip: "Yarım hurmayla da olsa
(sadaka olarak verip) kendinizi cehennem ateşinden koruyun, Bunu da bulamayan
kişi güzel bir söz söylesin" buyurdu.
Buhari ile Müslim,
Şu'be'den rivayet ettiler. - Buhari, edebe 7/79-80) ile rikak (7/202) ve
Müslim, zekat (1/704),
8065- Hasane -ı
Basri)'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Üç haslet var ki şayet kişi. bunlardan birini taşımıyorsa
köpek ondan daha hayırlı demektir, Biri. kendisini Yüce Allah'ın haram klıdığı
şeylerden alıkoyacak vera (günah korkusu)dur, Diğeri. cahillerin kabalığına
karşı aynı karşılığı verdirmeyecek olan hoşgörüdür, Bir diğeri de, insanlarla
iyi geçineceği güzel bir ahlaktır. ''
Bu şekilde mürsel olarak
rivayet edilmiştir. Bir sonraki rivayette başka bir kanalla Hz. Peygamber' den
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıf
olan mürsel bir hadistir. Suyuti, el-Camiu's-Sağir (3/303).
8066- Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Üç haslet var ki şayet kişi bunlardan birini taşımıyorsa amellerinden bir
şey beklemesin. Biri, kendisini Yüce Allah'ın haram kıldığı şeylerden alıkoyacak
takvadır. Diğeri, sefihlerin zararından koruyacak hilimdir. Bir diğeri de,
insanlarla iyi geçineceği güzel bir ahlaktır. ''
Bir sonraki rivayette
Vuheyb el-Mekki'nin bir sözü olarak rivayet edilmiştir.
Tahric: İsnadı hasendir.
Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (ı 0/283).
8067- Vuheyb el-Mekki
der ki: "Üç haslet var ki şayet kişi bunları taşımıyorsa amellerinden bir
şey beklemesin. Biri, kendisini Yüce Allah'ın haram kıldığı şeylerden
alıkoyacak vera (günah korkusu )dur. Diğeri, sefililerin zararından koruyacak
hilim (ağırbaşlılık)tır. Bir diğeri de, insanlarla iyi geçineceği güzel bir
ahlaktır."
İsnadı ceyyiddir.
8068- Eyyub (b. Ebi
Temime es-Sahtiyani) der ki: "Bir saatlik hilim, bir yıllık kötülüğü
defeder."
İsnadı zayıftır.
8069- İbn Ebi Leyla der
ki: "Ben arkadaşımla tartışmaya girmem! Çünkü tartışırsam ya onu
kızdıracak ya da yalanlayacağım."
Tahric: İsnadı sahihtir.
Hennad, Zühd /1157) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu' s-Samt (124).
8070- Muhammed b.
Muhammed b. Nasr ez-Zahid der ki: Ebu'l-Kasım b. Muhammed b. el-Hakim'in şöyle
dediğini işittim: "insanlarla iyi geçinenin genişlerken yeri Çekişen
kişinin ise kısılmıştır gerekçeleri.''
8071 - Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah'ın
en sevmediği kişiler, hasımlıkta aşırıya kaçanlardır" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Tirmizi 5/214 (2986) ve Nesai, kada (8/247-248).
8072- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah
hasımlıkta aşırıya kaçanları sevmez" buyurmuştur.
Buhari ile Müslim başka
kanallarla İbn Cüreyc'ten rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, mezalim (3/101) ile ahkam (8/11 7) ve Müslim, ilim (5).
8073- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kardeşinle tartışma, onunla (kıTıcı bir şekilde) şakalaşma ve ona
tutmayacağın sözler verme. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/359 (1995).
8074- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birine
hasımlığını (gereksiz yere) devam ettirmen günah olarak sana yeter"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/359 (1994).
8075- İdris, babasından
bildiriyor: İbn Abbas bir topluluğun kader konusunda tartıştıklarını duyunca
yanlarında oturmayıp yoluna devam etti ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Biriyle tartışıp durman günah olarak sana yeter. Birine
hasımlığını devam ettirmen zulüm olarak sana yeter'' buyurdu" dedi. Sonra
oradan ayrıldı.
Başkası bunu Ebu Bekr b.
Ayyaş kanalıyla İbn Vehb'den, o da babası olan Vehb b. Münebbih'den rivayet
etmiştir. Hadisin senedindeki İdris de Vehb b. Münebbih'in kızının oğlu olan
İdris b, Sinan'dır. Bunu babasından naklen rivayet ederken, babasından kastı dedesi
olsa gerektir. Doğrusunu da Allah bilir.
İsnadı zayıftır.
8076- Yahya b. Ebi Kesir
bildiriyor: Hz. Süleyman b. Davud, oğluna şöyle dedi: "Evladım!
Tartışmaktan sakın! Zira tartışmanın faydası çok azdır ve kardeşler arasında
düşmanlığı körükler."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Dariıni, mukaddime (1/91), Ebu Nuayın, Hilye (3/70), Hennad, Zühd
(1155) ve İbnAsakir, Tehzib Tarih Dimaşk (6/271),
8077- Evzai der ki:
Bilal b. Sa'd'ın: "İnatçı, çekişen ve kendi görüşünü beğenen birini
gördüğün zaman bil ki bu kişi, hüsrana uğramak için her şeye sahiptir"
dediğini işittim.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (5/228).
8078- Şa'bi der ki:
"Tartışmak eski dostlukları bitirir, verilmiş sözleri ve anlaşmaları
bozar.''
İsnadı zayıftır.
8079- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Münafık, iki ağıl arasında kalan kayun gibidir. Birinin yanına gelse
taslanır, diğerinin yanına gitse yine taslanır. ..
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ahmed, Müsned (2/32, 68, 82), Humeydi, Müsned (2/302), Ebu'şŞeyh,
Emsal (321) ve Tayalisi, Müsned (s. 248).
8080- Ebu Umame der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru yolda iken sonradan
sapitip yoldan çıkan hiçbir topluluk yoktur ki kavga ve çekişmenin içine düşmüş
olmasın" buyurdu ve: "Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya
attılar. şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur"[Zuhruf 58] ayetini okudu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 5/378-379 (3253) ve İbn Mace 1/19 (48).
8081 - Hz. Ali der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Derdi çok olanın bedeni hasta düşer. Ahlaki kötü olanın eziyeti kendine
olur. insanlarla çekişenin saygınlığı gidip değeri düşer. ''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (133).
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yine şöyle buyurdu: "Cebrail putlara tapmamam, içki
içmemem ve başkalarıyla münakaşa etmemem konusunda beni tembihleyip
durmuştur."
Ebu Abdillah der ki:
Benim kitabımda bu hadisten "Başkalarıyla münakaşa etmemem" ifadesi
düşmüştür. Ancak hocamız Ebu Said bu ifadeyi zikretti.
İsnadı zayıftır. Bir
sonraki rivayette bir kısmı zikredilmiştir.
8082- Ümmü Seleme'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Rabbimin putlara tapma ve içki içme yasağından sonra bana yasakladığı ve
benden sözünü aldığı ilk şey, başkalarıyla münakaşa etmektir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, Kitabu's-Samt (134) ve Taberani, M. el-Kebir 23/250 (505).
8083- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı "Ümmü Seleme der ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu" lafzı ile bildirilmiştir.
İsnadı zayıftır.
8084- Başka bir kanalla bir
önceki hadisin aynısı bildirilmiştir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 23/263 (552).
8085- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlarla
münakaşadan uzak durun! Zira münakaşa kişinin güzel yönlerini yok edip çirkin
yönlerini ortaya çıkanr. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Kudai, Müsnedü'ş-Şihab 2/95-96 (956).
8086- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlarla
münakaşadan uzak durun! Zira münakaşa, kişinin güzel yönlerini yok edip çirkin
yönlerini ortaya çıkanr. ''
Velid der ki:
"Metindeki ğurra ifadesinden kasıt kişinin güzel yanlarıdır." Velid
b. Seleme el-Ezdi bunu rivayette tek kalmıştır. Rivayette tek kaldığı ve
mutabaatı olmayan buna benzer başka rivayetleri de vardır. Doğrusunu Allah
bilir.
İsnadı çok zayıftır.
8087- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İnsanlarla iyi
geçinmek sadakadır" buyurmuştur.
Sükkeri rivayet ederken
farklı olarak "Süfyan bize şöyle anlattı" lafzını kullanır. Gerisi de
aynıdır.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (7/2614), Ebu'ş-Şeyh, Emsal (130), Ebu Nuaym, Hilye (8/246),
İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 70), İbnu's-Sünni, Amelü'l-yevm ve'l-leyle
(327), Hatib, Tarih (8/58) ve Kudai, Müsnedü'ş-Şihab (91-92).
8088- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlarla iyi geçinmektir. Dünyada iyilik
yapanlar ahirette iyilik bulacaklardır. ''
Mevsül olarak rivayeti
münkerdir ve munkatı' olarak rivayet edilir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Adiy, el-Kamil (5/1987).
8089- İbnu'l-Müseyyeb'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yüce Allah'a
imandan sonra kişinin yapacağı en akıllıca iş, insanlarla iyi geçinmektir"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıf
olan mürsel bir hadistir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/361), Hennad, Zühd (1249),
Hatib, Tarih (14/125), İbn Ebi Dünya, Kadau'l-Havaic (17) ve İbn Adiy, el-Kamil
(7/2595).
Abdullah'ın bildirdiğine
göre babası: "Hüşeym bunu Ali b. Zeyd'den işitmiş değildir" demiştir.
Beyhaki der ki: Bu hadis
Eş'as b. Beraz - Ali b. Zeyd - İbnu'lMüseyyeb kanalıyla Hz. Peygamber'den
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce AlIah'a imandan sonra kişinin
yapacağı en akıllıca iş insanlara sevgiyle muamele etmektir" şeklinde
bilinir.
8090- Eban b. Tağlib der
ki: Ali b. Ebi Talib: "Başkalarına düşmanca davranmaktan sakının! Zira
onlar da buna iki şekilde karşılık verecektir. Ya içlerinden akıllı olanlar
size tuzak kuracak ya da içlerinden cahil olanlar yapmadığınız bir şeyden
dolayı size saldıracaktır. Bilin ki söz erkek, buna cevap ise dişidir. Erkek
ile dişi bir araya geldiği zaman da mutlaka bunun bir ürünü olacaktır"
dedi ve şu şiiri okudu:
"Verilecek
karşılıktan çekinen onurunu korur insanlarla iyi geçinen de doğrusunu yapmış
olur Başkalarına saygı gösteren kişi saygı görür Küçük gören kişinin ise
saygınlığı ölür."
İsnadında kopukluk
vardır.
8091•• Ebu Cafer
el-Hatmi bildiriyor: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat edenlerden
biri olan dedem Umeyr b. Habib, çocuklarına şu öğütlerde bulundu:
"Evlatlarım! Sefıhlerle birlikte olmayın. Zira onlarla birlikte olmak
hastalık gibidir. Onlara karşı hilimle davranan kişi memnun kalır. Onları
muhatap alan kişi ise pişman olur. Sefıhin ufak tefek hatalarım kabul etmeyen
kişi zamanla onun büyük hatalarım kabul etmek zorunda kalır. Biriniz iyiliği
emredip kötülükten alıkoyacaksa kendini eziyetlere karşı da hazırlasın ve
Allah'tan bunun sevabını alacağına güvensin. Zira Allah'tan bunun sevabını
alacağına güvenen kişi, eziyetin acısını hissetmez."
İsnadı hasendir.
8092- Ebu Cafer el-Hatmi
bildiriyor: "Ashabdan biri olan dedem Umeyr b. Habib, çocuklarına şu
öğütlerde bulundu: "Evlatlarım! Sefilılerle birlikte oturmayın ... "
Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını: "Sefilıin yaptıklarının azına
sabır göstermeyen kişi, çoğuna sabretmek zorunda kalır. Hoşlanmadığı şeylere
karşı sabır gösteremeyen kişi, istediğini elde edemez ... " lafzıyla
naklettikten sonra gerisini aynı şekilde aktanr.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Zühd (s. 186) ve İbn Ebi Dünya, Kitabu'l-Hilm (17).
8093- Seleme der ki:
Şebib b. Şeybe: "Kişi bir söz işitip de cevap vermediği zaman geri kalan
sözlerde artık muhatap değildir. Ancak cevap verdiği zaman ilk duyduğundan daha
kaba olan sözleri de duyacaktır" dedi ve şu beyiti okudu: "Kişi
kendisine bir defa sövülmesinden kaçar da Birine bin defa sövdükten sonra ancak
susar.''
İsnadı zayıftır.
8094- Yezid b. İbrahim
et- Tüsteri der ki: Hasan( -1 Basri)'nin, "Rahman'ın kulları, yeryüzünde
tevazu ile yürürler. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selam!"
der (geçer)ler''[Furkan 63] ayetini açıklarken: "Bunlar hilim
sahibi kimselerdir ve
kimseye de kabaIık etmezler. Kendilerine kaba davranıldığı zaman da yumuşak söz
söylerler" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Zühd (s. 277, 278), İbn Cerir, Tefsir (19/34-35), İbn Ebi'dDünya,
Kitabü'l-Hilm (10), İbnu'l-Mübarek, Zühd (1206), Veki', Zühd (417) ve Hennad,
Zühd (1291).
8095- Amr bildiriyor:
Hasan( -ı Basri), "Rahman'ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler.
Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selam!" der (geçer)ler"[Furkan
63] ayetini açıklarken: "Böylesi kişilere ''es-Selamu aleykum'' şeklinde
karşılık verirler" dedi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Kesir, Tefsir (3/337).
8096- İbn Ebi Necih
bildiriyor: Mücahid, "Rahman'ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller
onlara laf attıkları zaman, "selam!" der (geçer)ler''[Furkan 63]
ayetini açıklarken: "Onlar vakar ve sükünetle yürürler.
Onlara laf atan
cahillere karşı da dürüstlüklerini bozmazlar" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
İbn Cerir, Tefsir (19/33, 35), Veki', Zühd (418) ve Hennad, Zühd (1292) Bak:
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/272).
8097- A'meş der ki:
"Ahmağa sitem etmek, giysilerine üflemekten farksızdır."
Ravileri güvenilirdir.
8098- Zünnun der ki:
"İçinde zillet olmayan izzeti, sefıhe karşılık vermemenle elde edersin.
Sefıhin helaki, eli ve dilinden dolayıdır."
İsnadı zayıftır.
8099- Ahmed b. Ubeyd
bildiriyor: Asmai bana şu şiiri okudu:
''Arsız olan kişinin en
çok sevdiği
Saygın'ın cevabı üzerine
sövmesidir
Zira arsız olana cevap
vermemek
Sövmekten daha ağır
gelir.''
Tahric: Ebu Abdillah
el-Cürcani, Muhammed b. Ubeydillah el-Cürcani'dir. Biyografisini bulamadım.
8100- Ebu Abdillah,
Tarih'te şunu bildiriyor: Yabancı bir kişi Ebu Bekr Muhammed b. Abdilaziz'e
sefıhçe davranınca susup bitirmesini bekledi. Bitirince de şu şiiri okudu:
"Mesma' oğullarının
köpeği bana dil uzattı Canımı ve onurumu ondan korudum
Isıran köpeği ısırmayı
adilik gördüğüm için Ben de ona bir cevap vermedim."
Tahric: Hatib, Tarıh
(3/208).
8101- Abdullah b. Davud
der ki: A'meş'in: "Ahmak olana en güzel cevap, ona cevap vermemektir"
dediğini işittim. Yine şöyle dedi: "Susmak da bir cevap şeklidir.
Görmezden gelme birçok kötülüğe engel olur. Düşmanın rızasını kazanmak
ulaşılamayacak bir hedeftir. Sevenin şefkati kazanmanın yardımcısıdır.
Olmayacak bir şey için öfkelenen kişinin üzüntüsü çok olur.''
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. İbn Ebi Dünya, Kitabu'l-Hilm (28).
8102- Ahnef b. Kays der
ki: "Üç kişi üç kişiden tamamıyla hakkını alamaz. Hilm sahibi kişi ahmak
kişiden, iyi kişi kötü kişiden ve şerefli olan kişi rezil olan kişiden."
İsnadı zayıftır.
8103- Süleym b. Musa der
ki: "Üç kişi üç kişiden tamamıyla hakkını alamaz. Hilm sahibi kişi ahmak
kişiden, şerefli olan kişi rezil olan kişiden ve iyi kişi kötü kişiden."
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. Ebu Nuaym, Hilye (6/87).
8104- İbnu's-Semmak
bildiriyor: İbn Şubrume şöyle derdi: "Hasımlıkta aşırı ya giden günaha
girer. Hakkına aldırmayan kişinin de hasımları çok olur. Otoritenin ne
diyeceğini hesaplayan kişi hakkı söyleyemez. Sabrı sağlamlaştırmanın yolu, onu
başkalarına da tavsiye etmektir. İffetli davranıp başkalarına el açmayan kişi
için idareci de, halk da değersiz gelir.''
İsnadında bir sakınca
yoktur.
8105- Hişam der ki:
Bazen Ebu's-Sevvar el-Adevi'nin karşısına biri çıkıp dil uzatırdI. Ebu's-Sevvar
da: "Dediğin gibiyse ne kötü biriymişim!" derdi.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ahmed, Zühd (s. 317), Ebu Nuaym, Hilye (2/250) ve İbnu'l-Cevzl, Sifatu's-Safve
(3/231).
8106- Süfyan b. Uyeyne
der ki: Bir gün Ömer b. Zer kendisine dil uzatıp duran adamla karşılaşınca
şöyle dedi: "Be adam! Bize sövmede aşırıya kaçma da barış için bir alan
bırak. Zira bizlerin üzerinden (bize söverek) Allah'a isyan eden kişiye biz,
kendisi vasıtasıyla Allah'a yakınlaşmaktan (barıştan) başka bir karşılık
verecek değiliz."
Tahric: İsnadı kavi
değildir. Ebu Nuaym, Hilye (5/113).
8107- Sehl b. Abdillah
der ki: "Kul, Yüce Allah'ın kullarına karşı, üzerinde yaşadıkları ve
kendisinden faydalandıkları yeryüzü gibi olmadıkça imanın hakikatine
varamaz."
İsnadı zayıftır.
8108- Bişr b. el-Haris
der ki: Adamın biri Malik b. Dinar'a: "Ey riyakad" deyince, Malik:
"Adımı ne zaman öğrendin? Zira adımı senden başka bilen biri olmadı"
karşılığını verirdi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (8/339) ve İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (3/287).
8109- Yahya b. Main der
ki: Komşularından ihtiyar biri Yahya b. Said el-Kattan'a "Senin soyun
belli değil!" demişti. Yanına geldiğimde Yahya ağlıyordu ve: "Vallahi
doğrudur! Benim soyum sopum belli değil! Ben kimim! Ben kimim ki?"
diyordu.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Muin, Tarih (2/646, 647).
8110- Ebu Bekr Muhammed
b. Davud b. Süleyman der ki: Hicri 285 yılında Ebu Osman Said b. İsmail'in
meclisinde bulundum. Fakir olduklarını söylemeyen kişiler için insanlardan
yardım istiyordu. Adamın biri kalkıp ısrarla onun için de yardım istemesini
talep edince Ebu Osman: "Be adam! Çarşılarda ve camide insanlara el açan
kişiler için yardım istemiyorum. Ben fakir olup da iffetli davranan ve
kimselere el açmayan kişiler için yardım topluyorum" dedi. Israrla yardım
talep eden adam: "O zaman sen Allah'tan istemiyorsun!" deyince, Ebu
Osman: "Dediğin gibiyse Allah beni bağışlasın! Ancak dediğin gibi değilse
Allah seni bağışlasın" karşılığını verdi.
Sonrasında Ebu Osman,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir adamı hapsetmesini, adamın
kabilesi gelip Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İnsanları
kötülükten alıkoyuyor, ama sen kimseler görmeden kötülük yapıyorsun"
demelerini, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cevaben: "Bunu
da söylüyor musunuz!" buyurmasını ve adamı serbest bırakmasını anlattı.
Ardından Ebu Osman mecliste oturanlara: "Bana değer verenler bu adama
yardım etsin" dedi.
İsnadı ceyyiddir.
8111- Ebu Ahmed Hüseyn
b. Ali b. Muhammed b. Yahya, babasından bildiriyor: Ebu Osman kaliteli giysiler
giymeyi severdi. Yıllardan bir yıl oğlu Ebu Bekr Irak'tan ayrılırken elinden
geldiği kadarıyla babasına en kaliteleri giysilerden bir deste yaptı ve
meclislerinde bunları giymesini söyledi. Ebu Osman denileni yaptı. Bir
defasında meclisin sonunda adamın biri kalktı ve insanlardan bir şeyler istedi.
Oradakiler adamı azarlayıp: "Adam duasını bitirene kadar oturup
bekle!" diye çıkıştılar.
Bunun üzerine adam Ebu
Osman'a döndü ve: "Seni hırsız! Yol kesici! Riyakar! Bizim fakirliğimizi
ve yoksulIuğumuzu gördüğün halde böylesi kaliteli giysiler giyiyor, güzel
meskenlerde oturup nimetler içinde yaşıyorsun!" dedi. Adamın bu sözü
üzerine Ebu Osman elini başına götürüp sarığını çıkardı ve adamın önüne attı.
Sonra ridasını çıkarıp adama verdi. Sonra gömleğini çıkarıp adama verdi. Sonra
da orada oturanlara: "İslam hakkı için elinizden geldiği kadarıyla bu
adama yardım etmenizi istiyorum" dedi.
Ebu Osman'ın bu talebi
üzerine adamın önünde giysilerden, yüzüklerden, halhalIardan, dinar ve
dirhemlerden bir yığın toplandı. Sonra Ebu Osman adama: "Be adam! Şayet
ben dediğin gibiysem Rabbimden beni bağışlamasını ve tövbemi kabul etmesini
diliyorum. Ancak söylediğin gibi değilsem Rabbimden senin tövbeni kabul
etmesini diliyorum. Şayet beni başkasına şefaatçi kılacaksa da sana şefaat
etmeyi düşünüyorum" dedi.
İsnadı sahihtir.
8112- Behz b. Hakim,
babası kanalıyla amcasından bildiriyor: Bir aile bana sığınıp himayeme girdi.
Bir işim için çıktığında ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atlı
birlikleri rastladı ve himayemde olan aile yi yakalayıp aldı. Bulundukları su
kaynağının oraya gittiğimde orada bulunanlara: "Himayeme girenlere ne
oldu?" diye sordum. "Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
atlıları gelip onları yakaladı" dediler. Oradan doğruca Medine'ye Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittim. Vardığımda etrafında ashabı vardı.
"Ey Muhammed! Himayeme girenleri bana ver!" dediğimde: "Ey
filanın babası! Müslümanların onlar üzerinde Allah'ın kıldığı hakları var"
cevabını verdi. "Ey Muhammed! Başkalarını kötülükten alıkoyarsan fırsatını
bulunca sen mi kötülük yapıyorsun!" dediğimde: "Öyle mil Yazık sana!
Böyle denitmesi bana daha ağır gelir! Himayesine girenleri serbest
bırakın!" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud4/47 (3631).
Beyhaki der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona ihanet eden bu ailenin
gönüllerini yapmak için onları salmış ve ailesine düşen humusu başka bir
şekilde telafi etmiş olabilir. Belki de adamın müslüman olmasını umarak bu
çıkışına bu şekilde hilmiyle karşılık vermiştir."
8113- Başka bir kanalla
bir öncekinin aynısı rivayet edilir, ancak sonunda Hz. Peygamber'in (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Yazık sana! Hakkımda öyle denitmesi bana daha fazla
ağır gelir. Himayesine girenleri serbest bırakın!" buyurduğu ibaresi
geçer.
İsnadı hasendir.
8114- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürüyorduk. Allah
Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde Necran yapımı kenarları sert
ve kalın bir cübbe vardı. Bedevinin biri arkamızdan bize yetişti ve arkadan
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cübbesinden çekti. O kadar sert
çekti ki baktığımda Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) boynunda
cübbenin kenarının izlerini gördüm. Ardından: "Ey Muhammed! Allah'ın sende
bulunan malından bana da ver" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) adama doğru dönüp güldü ve ona bir şeyler verilmesini emretti.
Müslim, Amr en-Nakıd
kanalıyla İshak b. Süleyman'dan rivayet etti.
Tahric: Müslimı zekat
(128) ve Buhari, hums (4/60) ile libas (7/40).
8115- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizimle mecliste oturup sohbet
ederdi. O kalkınca biz de kalkar ve eşlerinden birinin evine girdiğini görene
kadar da öyle beklerdik. Bir gün yine sohbet ettikten sonra kalkınca biz de
kalktık. O sırada bedevinin biri arkasından ridasını çekti. Kumaşı sert olduğu
için de boynunu kızarttı. Hz. Peygamber (sallallahu alayhi mallam) dönüp
bakınca bedevi: "Şu iki deveme mal yükle! Nasıl olsa kendi malından veya
babanın malından yükletecek değilsin!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Hayır! Estağfirullah! Hayır! Estağfirullah! Hayır!
Estağfirullah! Cübbemi çekmene karşılık sana kısas yapmadıkça yükletmem!"
karşılığını verdi. Bedevi ise bu sözlere karşılık: "ValIahi sana kısas
yaptıracak değilim!" diyordu ...
Sonrasında ravi söz
konusu hadisi aktarıp sonunda şöyle der: Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir adamı çağırdı ve: "Bu adamın develerinden birine arpa, birine
de hurma yükle" buyurdu. Sonra da bize dönüp: "Allah'ın bereketiyle
dağlım" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/133-134 (4775).
8116- Başka bir kanalla
bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir.
Ancak Ebu Amir'in hadisi
daha detaylıdır.
İsnadı hasendir.
8117- Cabir b. Abdillah
der ki: Tevbe Suresi nazil olduğunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"insanlarla iyi geçinmek üzere gönderildim" buyurdu.
İsnadı çok zayıftır.
Sehl der ki:
"İnsanların içinde yaşayan kişi, onlarla iyi geçinir ve münakaşa etmez.
Zira insanlarla iyi geçinmek sadaka gibidir. Anne babayla iyi geçinmek ise
farzdır. Akrabalarla iyi geçinmek sünnettir. Yöneticiyle iyi geçinmek ona
itaatten sayılır. Bidat ahalisinden olanlarla iyi geçinmek ise dalkavukluk
demektir. Ahmaklarla iyi geçinmek saygınlıktır ve kişi bu saygınlığı onları
görmezden gelerek kazanır. Hepsinin selameti de Allah'a yaklaşmaya çalışmakla
olur."
Bunlar, Sehl b. Abdillah
et-Tüsteri'nin sözlerindendir. Hadis ise bu isnadla tek kanallı bir hadistir.
Başka bir yolla da Cabir'den rivayet edilmiştir, ancak her iki isnad da
zayıftır.
8118- Muhammed b.
es-Semmak der ki: "İnsanları tanıyan kişi onlarla iyi geçinir, tanımayan
kişi ise onlarla çekişir. İnsanlarla geçinmenin en iyi yolu onlarla
çekişmemektir."
8119- Ebu Vail der ki:
Abdullah b. Mes'ud'un: "Rabbinin sana takdir ettiği rızka razı olursan
insanların en zenginlerinden olursun. Haramlardan uzak durursan verası (günah
korkusu) en çok olan insanlardan olursun. Allah'ın sana farz kıldığı ibadetleri
ifa edersen insanların en abidlerinden olursun" dediğini işittim. Bir
defasında adamın biri ona gelip komşularından birinden yakınınca Abdullah ona
şöyle dedi: "İnsanlara dil uzatırsan onlar da sana dil uzatır. İnsanları
eleştirirsen onlar da seni eleştirir. Sen onları bıraksan da onlar seni rahat
bırakmaz. Sen onlardan kaçmaya çalışsan onlar seni bırakmazlar. Kıyamet gününde
cehennem yetmiş bin bağla çekilir. Her bir bağı da yetmiş bin melek
çeker."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud, Zühd (138), Hennad, Zühd (1032), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/151),
Abdullah b. Ahmed, Zevaidü'z-Zühd (s. 157) ve İbn Cerir, Tefsir (30/188).
8120- Süleym b. Ziyad
der ki: Tevrat'ta şöyle yazılıdır: "Kişi insanlarla barışık yaşamak istese
de onların şerrinden kurtulamaz. Başkalarına dil uzatan kişiye dil uzatılır.
Saygınlığı ehli olmayan kişilerin yanında arayan kişi de pişman olur.''
İsnadı çok zayıftır.
8121- Ebu Amr b. el-Ala
der ki: "Karşılıklı sövüşen iki kişiden her zaman daha rezil olanı üstün
gelir."
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Abdirabbih el-Endülusi, İkdu'l-Perid (2/283).
8122- Ebu İshak
el-Müzekki der ki: Ebu Kasım el-Müzekkir'in seleften
birine ait olan şu şiiri
okuduğunu işittim:
"Bir bela ki hiçbir
belaya benzemez
Soysuz ve dinsiz olanın
düşmanlığı
Ona dil uzatsan da
kirlenen sen olursun
Buna bakmaz da senin
onuruna dil uzatır.''
Tahric: İbn Abdirabbih
el-Endülusi, İkdu'l-Perıd (2/339).
8123- Ebu'l-Hasan Ahmed
b. Nasr el-Bağdadi der ki: Ebu Ömer b. Abdilvahid'in şu şiiri okuduğunu işittim:
"Zilleti yaşamadan ve yerilmeden insanlar Saygın görüIseler de izzete
ulaşamazlar Dil uzatılınca değişir yüzlerinin renkleri
Acizlikten değil,
hilimdendir affetmeleri.''
Tahric: İbn Abdirabbih
el-Endülüsi, İkdu'l-Ferid (2/379), İbn Kuteybe, Uyunu'l-Ahbar (1/287) ve İbn
Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (64).
8124- Ebu Nasr b. Ebi
Rabia der ki: Ali b. Ebi Talib, hilafeti döneminde Basra'dan yanına gelen
Sa'sa'a b. Sühan'a Basra valisi Abdullah b. Abbas'ın nasıl olduğunu sordu.
Sa'sa'a şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! Üç şeyi yaparken üç şeyden de
uzak duruyor. Konuştuğu zaman insanların kalplerine konuşuyor. Kendisine bir
şeyanlatıldığı zaman can kulağıyla dinliyor. Bir konuda farklı bir görüş
sunulduğu zaman da insanlar için en kolayolanını seçiyor. Bunun yanında
çekişmekten, rezil kişilerle yakınlaşmaktan ve mazur görülemeyeceği şeylerden
uzak duruyor."
isnadında kopukluk
vardır.
8125- Rabi' b. Huseym
der ki: "İnsanlar mümin ve cahil olmak üzere iki çeşittir. Sen mümine eziyet
etme, cahile de yakın olma.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (38), Hatib, el-Fakih ve'l-Mütefakkih (1/15), Ebu
Nuayın, Hilye (5/173- 174) ve İbn Abdilberr, Camiu Beyani'l-İlm (1/21).
el-Medhal eserinde,
"İlmin Fazileti İbadetin Faziletinden Daha Hayırlıdır" başlığı
altında mana olarak bir benzerini Reca b. Hayve - Abdullah b. Amr kanalıyla Hz.
Peygamber' den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettik.
Tahric: Beyhaki, Medhal
302 (453).
8126- Hasan( -ı Basri)
der ki: "Bir kişinin düşmanlığı karşılığında bin kişinin sevgisini satın
alma.''
Abdülkerım ise bunu
Hasan'dan: "Bir kişinin düşmanlığı karşılığında bin kişinin dostluğunu
satın alma" lafzıyla rivayet etmiştir.
İsnadı zayıftır.
8127- Musa b. Ali b.
Rebah bildiriyor: Afrika'da, komşum olan Medineli ihtiyar bir adam bana şunu
anlattı: Bir gece yarısı Hassan b. Sabit'in "Ben Hassan b. Sabit'im! Ben
Furey'a'nın oğluyum! Ben Husam'ım!" diyerek övgüyle isimlerini tekrarlayıp
durduğunu işittim. Sabah olunca erkenden yanına gittim ve: "Dün kendi
isimlerini övgüyle sayıp durduğunu işittim. Neyini beğendin?" diye sordum.
Hassan: "Dün şiir yazarken bir beyitte çok zorlandım. Ancak tamamlayınca
övgüyle isimlerimi saymaya başladım" dedi. Ona: "Bu beyit
nedir?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Şuydu:
''Sabah akşam insanların
şerrinden eminse kişi
Kendi günahları dışında
mutlu biridir."
Ebu İshak der ki:
Ebu'l-Hüseyn b. Ebi Said el-Halidi ise bunu bana rivayet ederken şu eklemeyi de
yapar: "Hasan b. Sabit öldükten sonra oğlu Abdurrahman b. Hassan büyük bir
ateş yakıp kabilesini topladı. Herkes toplanınca da: "Bir beyit yazdım. Bu
beyiti size okumadan başıma bir şey gelmesinden korktuğum için de dinlemeniz
için sizi bu şekilde topladım" dedi ve şu beyiti okudu: ''Kişi zenginliğinde
yardım etmiyorsa dostuna
Ve ihtiyaç sahibine, pek
değersiz biridir."
Abdurrahman da ölünce
aynısını oğlu Said b. Abdirrahman yaptı ve şu beyiti okudu:
''Kişi zenginlikleri
için birilerine düşmansa
fek hasetçi biridir,
şayet Allah'tan istemiyorsa."
Tahric: İsnadında meçhul
ravi vardır.
8128- Rabi' b. Süleyman
der ki: (İmam) Şafii'nın: "İlimde tartışıp çekişme kalbi katılaştırır ve
kine sebep olur" dediğini işittim.
Tahric: İsnadında bir sakınca
yoktur. Beyhaki, Medhal 20 1-202 (239) ile Menakibu'ş-Şafii (2/150ısı).
8129- Mervan b. Şuca'
der ki: Abdülkerim el-Cezeri'nin: "Vera sahibi olan kişi asla başkalarıyla
münakaşa etmez" dediğini işittim.
İsnadı hasendir.
8130- Anbese el-Kadi der
ki: Cafer b. Muhammed'in: "Dini konularda münakaşadan sakının! Zira kalbi
gereksiz şeylerle meşgul eder ve nifaka sebep olur" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Lalekai, şerh usuli i'tikadi Ehli's-sünne 1/128-129 (219), Mizzi,
Tehzibu'l-Kemal (5/92) ve Ebu Nuaym, Hilye (3/198).
8131- İshak b. İsa der
ki: Enes b. Malik'in: "Dini konularda münakaşa ve çekişmeden uzak
dur!" dediğini işittim. Yine şöyle dediğini işittim: "Ne zaman
birinden daha iyi münakaşa yapan biri karşımıza çıksa çekişmesinden dolayı
Cebrail'in Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) indirdiği şeyden
(Kur'an'dan) uzaklaştığımızı gördük."
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Nuayın, Hilye (6/324).
8132- İbn Vehb der ki:
Malik'in sohbetinde, çok konuşan ve bu yönde insanları sıkan bir adamı
zikredip: "Bunun gibi yapan birinin zarafeti gider" dediğini işittim.
İsnadı hasendir.
8133- Malik der ki: Bana
bildirildiğine göre Ömer b. Abdilaziz, değer verilen ancak bir davada husumette
aşırıya kaçıp bunda ısrar eden bir adama yazdığı mektupta: "Değer verilen
saygın bir kişisin. Ancak husumet taşımanı istemem, zira bu seni kusurlu yapar
ve değerini düşürür" dedi. Zira bu adam Ömer'in yanına geldiğinde
görüştürülmez, muhafızlar da onu itip kalkardı. Bu da kişinin saygınlığı
açısından küçük düşürücü bir durumdur.
İsnadı hasendir.
8134- Heysem b. Cemil
der ki: "Bazen birinin bana dil uzattığı haberi ulaşıyoL Ancak adamla
hiçbir işimin olmadığı aklıma gelince de bu sıkıntım azaltıyor."
İsnadı sahihtir.
8135- A'meş der ki: Bir
adamla birlikteyken İbrahim( -i Nehai)'ye dil uzattı. İbrahim'in yanına gelip
de: "Bir adamla birlikteyken sana dil uzattı. Vallahi adama saldırmayı
düşündüm" dediğimde: "Ama kendisi için kızdığın kişi bu şeyleri
bizzat işitseydi adama bir şey demezdi" karşılığını verdi.
İsnadı hasendir.
8136- Hasan b. Ahmed b.
Abdilvahid der ki: Adamın biri Ebu İbrahim eş-Şerbi'ye: "Ey İbrahim! Filan
kişi seni hiç sevmiyor" deyince, İbrahim: "O adamın varlığıyla ünsiyet
duymuyor, yokluğunda da yalnızlık çekmiyorum" karşılığını verdi.
8137- Mutarrif der ki:
Malik b. Enes bana: "İnsanlar hakkımda ne diyorlar?" diye sorunca:
"Dostlar seni övgüyle anıyor, düşman ise sana dil uzatı yor" cevabını
verdim. Malik: "Her zaman kişinin dostu ve düşmanı olacaktır. Ancak biz,
bütün dillerin aynı şekilde (aleyhimize) konuşmasından Allah'a sığınırız"
dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (6/321).
8138- Ebu'l-Hasan b. Ata
der ki: "Dört şey evliyalardan olanların alametlerindendir. Biri, Allah
ile arasında olan şeyleri ifşa etmez. Diğeri, Allah ile arasında olan konularda
bedenini günahlardan korur. Diğeri, insanlar tarafından gelen eziyetlere
tahammül gösterir. Bir diğeri de insanlarla akıllarına göre muamele eder.''
Tahric: Ebu Nuaym, Hilye
(10/303) Bak: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (2/445) ve İbnu'lMulakkin,
Tabakatu'l-Evliya (s. 60).
8139- Reca b. Ebi:
Seleme der ki: "Hilim, akıldan daha değerlidir. Zira Yüce Allah kendisini
hilimle (Halim ismiyle) isimlendirmiştir."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Nuaym, Hilye (5/172, 6/92) ve İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (15).
8140- Damra der ki:
"Akıl hafıza, ruh / öz anlayış, hilim ise sabır demektir."
Tahric: İsnadında mestur
ravi vardır. İbn Asakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (7/40).
8141- Asmai der ki: Selm
b. Kuteybe: "Dünya günahlardan uzak durmak, gençlik sıhhat, erdem ise
başkalarına karşı sabır demektir" dedi. Ona: "Başkalarına karşı sabır
ne demektir?" diye sorduğumda bana insanlarla iyi geçinmeyi anlattı.
Tahric: İsnadı salihtir.
İbn Asakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (6/240).
8142- Ebu Zekeriya b.
Ebi İshak der ki: Ebu'l-Hasan b. Sem'un'un meclisinde bulundum. Adamın biri ona
tasavvufun ne olduğunu sorunca, Ebu'l-Hasan: "Tasavvufun bir ismi, bir de
hakikati vardır. Sen hangisini soruyorsun?" dedi. Adam: "İkisini
soruyorum" karşılığını verince, Ebu'lHasan: "İsmen tasavvuf, dünyayı
ve üzerinde yaşayanları unutmaktır. Hakikati ise insanlarla iyi bir ahlakla
geçinmek ve hak yolunda onlardan yana gelecek eziyetlere tahammül
etmektir" dedi.
İsnadında bilinmeyen
ravi vardır.
8143- Ebu Bekr el-Büzeli
bildiriyor: Said b. Cübeyr, "......"[Al-i İmran 39] ayetini
açıklarken şöyle dedi: "Seyyid, öfkesine hakim olan kişidir. Hasur ise
kadınlarla ilişkiye girmeyen kişidir.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Cerir, Tefsir (3/254, 256), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/337, 11/562), Veki,
Zühd (416) ve Hennad, Zühd (1290) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/190).
8144- Ahnef b. Kays der
ki: Yalancı olanın erdemi, hasetçinin rahatlığı, cimri olanın dostluğu, kötü
ahlak sahibinin saygınlığı ve yöneticinin yoldaşlığı yoktur.''
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ahmed, Zühd (s. 236), İbnAsakir, Tehzibu Tarihi Dimaşk (7/22) ve İbn
Abdirabbın, İkdu'l-Perid (2/292).
8145- Utbi, babasından
bildiriyor: "Cömert olan kişinin en zor anı, birilerinden bir şey
isteyeceği andır. Bilim sahibi kişinin de en zor anı, sefıh biriyle muhatap
olduğu andır.''
8146- Ebu Ali es-Sekafi
der ki: "Başkasında kınadığın bir ahlaka sen sahip olma. Koku sürmede olsa
dahi başkalarının hoş bulmayacağı bir şeyi kendi yanından düzeltmedikçe
yapma."
8147- Ebu'l-Abbas
es-Seyyari der ki: Adamın biri Ebu'l-Müvecceh'in yanına girdi ve: "Merv'den
ayrılıyorum, bana bir nasihatte bulunur musun?" dedi. Ebu Müvecceh de şu
nasihatte bulundu: "Degeri ancak yaptığı şeylerdedir kişinin Sen de
kendine güzel bir ahlak edin.''
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/293).
8148- Ebu'l-Kasım
el-Müfessir der ki: Ebu'l-Hasan Ali b. Asım bize Salih b. Abdilkuddus'a ait
olan şu şiiri okudu:
"Her bir kişi bir
hedefe akıp gider insan da ölecek ve tekrar diriltilecektir
Öldükten sonra dillerde
güzel bir söz ol
Zira ölenden geriye
kalan sözden ibarettir.''
8149- İbnu'l-Mübarek,
adını da verdiği bir adamdan bildiriyor: Asım b.
Ömer ile Kureyşli bir
adam arasında anlaşmazlığa sebep olan bir ev vardı. Kureyşli adam Asım'a:
"Erkeksen bu eve gir!" deyince, Asım:" Öfken seni buraya kadar
mı ulaştırdı?" karşılığını verdi. Bunun üzerine Kureyşli adam:
"Benden baskın
çıktın! Evartık senindir" dedi. Ancak her ikisi de ölene kadar o eve
girmedi. Onlar öldükten sonra da çocukları o eve dokunmadılar.
İsnadında meçhul bir
ravi vardır,
8150- Malik bildiriyor:
Kasım b. Muhammed, biriyle bir konuda anlaşmazlık yaşadığı zaman ona şöyle
dedi: "Benimle davalaştığın bu şey eğer gerçekten de seninse al, senindir.
Bundan dolayı bana teşekkür etmene de gerek yok. Şayet benimse eğer istiyorsan
yine alabilirsin, senindir."
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır, Fesevi, Ma'rife (1/547),
8151- İbn Ebi Dünya der
ki: Ebu Hafs el-Kureşı bana şu şiiri okudu:
"Ne varsa sende
hepsi gelip geçecektir Sadece hayırla anılma sende kalacaktır faziletler
arasında tercih hakkım olsaydı Seçimim ahlaki meziyetler olacaktır.''
Tahric: İsnadında mestur
bir ravi vardır. Hatib, Tarih (3/287-288) ve İbn Ebi Dünya, Mekarimü'l-Ahlak
(57).
8152- Muhammed b. Zekeriya
bildiriyor: İbn Aişe bize şairlerden birinin
şu şiirini okudu:
"Görmez misin
insanlar baki değildir
Baki olan sadece yad
edilmeleridir
Genç yaşta ölen birisi
için de
Hayırla anılmasa
doğmamış gibidir.''
İsnadı zayıftır.
8153- İbrahim b. Beşşar
der ki: İbrahim b. Edhem, bir adamla konuşan ve öfkelenip de ona kötü sözler
söyleyen bir adama: "Be adam! Allah'tan kork! Sus, sakinleş ve öfkene
hakim ol!" dedi. Adam susunca da ona şöyle dedi: "Bana bildirildiğine
göre Ahnef b. Kays şöyle demiştir: "Alimlerin yanına gidip ilim öğrendiğim
gibi Kays b. Asım'ın yanına gidip hilim öğrenirdik." Bunun üzerine adam
İbrahim'e: "Bir daha aynı şeyi yapmayacağım" dedi.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. İbn Asakir, Tehzıbu Tarıhi DimaşkM. el-Kebır (7/16).
8154- Hakan b. el-Ehtem
der ki: Ahnef b. Kays: "Hilmi bir ilmi öğrenir gibi öğrenin, zira ben de
hilmi Kays b. Asım'dan öğrendim" dedi ve şöyle devam etti: "Bir
defasında Kays b. Asım'a oğlunun ölü bedeni getirildi. Amcaoğullarından biri
olan katilini de getirmişlerdi. Kays, katile: ''Amcan oğlunu öldürerek
akrabalarının sayısını azaltıp değerini düşürdün. Seni affediyorum. Annesi
oğlunu kaybetti. Ona kendi malımdan buna karşılık yüz deve vereceğim''
dedi."
8155- Abdurrahman b.
Ömer Rüste der ki: Abdurrahman b. Mehdi'nin şöyle dediğini işittim: "Bazen
bir alimin yanına ilminden veya sohbetinden faydalanmak için değil
dürüstlüğünden, hilminden ve davranışlarından bir şeyler öğrenmek için
giderdik."
8156- Yahya b. Ebi Kesir
der ki: "Birinin öfke anını görmedikçe hilmine, hırslı olduğu anı
görmedikçe emanete sadakatine şaşma! Zira daha sonra nasıl bir tavır
takınacağını bilemezsin!''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Nuaym, Hilye (3/69).
8157- Fudayl der ki:
"Kişinin hoşnut iken değil onu öfkelendirdiğimde, öfke anında dostum olup
olmadığına bakarım.''
Tahric: İsnadında bir
sakınca yoktur. SüIemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 10).
8158- Zünnun der ki:
"Kişi öfkelendiği zaman ağır başlılıkla davranmıyorsa halim biri değildir
demektir. Zira hilim sahibi olup olmadığı ancak öfke anında belli olur."
8159- Zünnun der ki:
"Üç şey, güzel ahlakın göstergelerindendir. Biri, kişinin kendi çevresiyle
çekişmelere girmemesidir. Diğeri, onların ahlaklarını güzelleştirmeye
çalışmasıdır. Diğeri, kusurlarını öğrenmemek için çekiştikleri konulardan
kendini uzak tutmasıdır. Üç şey de, hilmin göstergelerindendir. Biri, muhalif
bir görüş karşısında öfkelenmenin az olmasıdır. Diğeri, Rabbin rızası için
kızdıracak şeylere tahammül edilmesidir. Bir diğeri de, birinin yaptığı
kötülüğü, sahibini affetmek ve onunla ilişkiyi devam ettirebilmek için
unutmaktır."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu. Nuayın, Hilye (9/362).
8160- Muhammed b. Cuhade
der ki: Şa'bi şu beyti herkesten çok severdi:
"Hilim kişinin
hoşnut olduğu anlarda değil Öfkeli olduğu anlarda kendini
gösterendir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Abdirabbih, İkdu'l-Ferid (2/378).
8161- Ebu Osman el-O ri
der ki: "İnsanlar her şey istedikleri gibi olduğu sürece söyledikleri
ahlaka göre hareket ederler. Ancak arzularına ters bir durum olunca o zaman
güzel ahlak sahibi ile kötü ahlak sahibi kişi ortaya çıkar."
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 173).
8162- Ebu Bekr b. Ayyaş
der ki: Kisril, vezirine: "İzzet nedir?" diye sorunca:
"Başkalarının hatalarını görmezden gelmektir" dedi. Kisril:
"Alçaklık nedir?" diye sorunca: "Zayıftan hesap sorup, güçlünün
hatalarını affetmektir" dedi. Kisra: "Haya nedir?" diye sorunca:
"Kabalıktan uzak durmaktır" dedi. Kisril: "Lezzet nedir?"
diye sorunca: "Bir şeyin kişinin arzularına uygun olmasıdır" dedi.
Kisra: "İhtiyat nedir?" diye sorunca:
"Kötü zandır"
dedi.
8163- Said b. el-Hakem
der ki: Zünnun el-Mısri'ye: "En çok sıkıntıyı kimler çeker?" diye
sorulunca: "Ahlakı en kötü olanları" dedi. Ona: "Kötü ahlakın
göstergesi nedir?" diye sorulunca da: "Kişinin arkadaşlarıyla çokça
çekişmesidir" dedi.
8164- İsmail b. Nüceyd
der ki: Ebu Osman'ın: "Kardeşlerle uyum içinde olmak, onlara şefkatten
daha hayırlıdır" dediğini işittim.
Tahric: İsnadı
ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (10/244).
8165- Ebu Bekr b. Ebi
Osman der ki: Babamın: "Muvafakatte itaat, muhalefette çıkarı gözetmekten
daha hayırlıdır" dediğini işittim.
İsnadı ceyyiddir.
8166- Habib b. Ebi Sabit
der ki: "Kişinin arkadaşıyla konuşurken ona yüzünün dönmesi ahlakının
güzelliğindendir."
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (5/61).
8167- Eyyub
es-Sahtiyani'nin bildirdiğine göre Muhammed b. Sirin:
"Kendin sevmediğin bir
şeyi kardeşine ikram etme" demiştir.
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Zühd (s. 306) ve Ebu Nuaym) Hilye (2/264).
8168- Ahnef b. Kays der
ki: "Ben yumuşak huylu değilim, ama yumuşak huylu olmaya
çalışıyorum."
Tahric: Ahmed, Zühd (s.
234) ve İbn Ebi Dünya, Kitabü'lHi/m (48).
8169- Muaviye der ki:
"Hilim, ancak tecrübeyle olur.''
Tahric:. İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s. 210).
8170- (Kadı) Şureyh der
ki: "Hilim değerli bir hazinedir."
İsnadında meçhul bir
ravi vardır.
8171 - Şa'bı der ki:
"İlınin güzelliği, alimin hilim sahibi olmasındadır."
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (4/318) ve Hatib, el-Cami' (1/354).
8172- Tavus der ki:
''İlim, hilim'den daha güzel bir torbada taşınamaz.''
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (9/24).
8173- Ahmed b. Ubeyd
bildiriyor: Asmai bana şu şiiri okudu: ''En sevdiğidir rezil olan kişinin
Sövmesi cevabına
karşılık saygın birinin Zira rezilin cevap almadan sövmesi Kendisine sövülmesinden
daha ağır gelir.''
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s. 212).
8174- Ahnef b. Kays der
ki: "Kişi insanlara sevmedikleri şeyleri yapıyorsa, onlar da hakkında
bilmedikleri şeyleri konuşacaklardır."
8175- Ahmed b. Duhaym
el-Esedi bildiriyor: Ebu İkrime ed-Dabbi bize
şu şiiri okudu:
"Bana düşman olmayan kişileri benden uzaklaştırıyor Bana öfke duyan
kardeşlerimi de yakın tutuyorum Belki bu öfkeden sonra aramızda bir sevgi doğar
Ya da Allah'ın onun
gibilere hazırladığı kötü sonu görürüm."
8176- Abbas b. Kuleyb
der ki: Şair Müemmel yanıma gelip şöyle dedi:
"Şiir okumadığını
öğrendim. Ancak benden şu üç beyiti dinle. Rezil biri sana kötü davrandığı
zaman ona cevap vermeden şu dizeleri söyle: "Sefih biri konuşursa ona
cevap verme Susmak ona cevap vermekten hayırlıdır Kavmin arsızı bana söverek
haz duyar Oysa ben kanını döksem dahi haz duymam Rezil birine asla sövecek
değilim
Kahrolayım ona sövecek
olsam! Kahrolayım!"
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Ebi Dünya, Kitabü'l-Hilm (24) ile Kitabu's-Samt (715) ve Hatib, Tarıh
(13/179).
8177- Ebu Umame
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kişinin yüksek sesle
konuşmasını sevmez, kısık ve sakin bir sesle konuşulmasından hoşlanırdı. ''
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Taberani, M. el-Kebır 8/208 (7736) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid
(8/114),
8178- Başka bir kanalla
bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yüce Allah yüksek
sesle konuşanları sevmez, kısık ve sakin bir sesle konuşanları sever"
buyurmuştur,
Seleme b. Ali bunu
rivayette tek kalmıştır ve kavi biri değildir.
Tahric: İsnadı
çokzayıftır. Hatib el-Bağdadi, Tarıh (9/444).
8179- Asmai der ki:
İbnu'l-Mübarek'in şöyle dediğini işittim:
"İnsanlara karşı güzel
bir ahlakın olsun
Onlara karşı hırlayan
bir köpek olma.''
Tahric: İsnadında
tanımadığım ravi vardır. Hatib, Tarihu Dimaşk (38/372) ve İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s. 64).
8180- Ebu Mis'ar
Abdulmelik b. Muhammed es-Sa'di der ki: Nadr b. Şümeyl bana şöyle dedi: Ey Ebu
Mis'ar! Benden şu beyitleri yaz! Zira bunlar, Arapların söylediği en güzel
sözlerdendir: "Bize kaba davranana hilimle karşılık veririz t\rsız(:a
davranışlarda bulunmayı kabul etmeyiz Bolluk içindeyken komşumuza boyun eğeriz
Sıkıntıya düşün(:e de sıkıntıya boyun eğdiririz insanların en kötüsü zenginken
azanlardır Sabra mahkum olanları küçük düşürenlerdir."
Tahric: İbn Hibban,
Ravdatu'l-Ukala (s. 64).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Yüce Allah'tan
Güzel Ahlakı dilemek