Cemaatle Birlikte Olmak |
Yüce Allah: "Hep
birlikte Allah'ın ipine sarılın, parçalanıp bölünmeyin"[AI-i İmran 103]
buyurmuştur.
7089- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah üç şeyi yapmanızı isterken, üç şeyi yapmanıza da öfkelenir.
Ona kulluk edip hiçbir şeyi ortak koşmamanızı, hep birlikte Yüce Allah'ın ipine
sarılıp ayrı düşmemenizi ve başınıza getirdiği yöneticilerinize bağlı olmanızı
ister. Ancak dedikodu yapmanıza, çokça soru sormanıza ve mallarınızı heba
etmenize öfkelenir. ''
Malik'in rivayetinde
"Ayrı düşmemeniz!" ifadesi yoktur. Müslim, Sahih'de Cerir'den rivayet
etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, ukdiya (10).
7090- Haris el-Eş'ari
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de size Allah'ın
bana emrettiği beş şeyi emrediyorum. Bunlar; cemaatten ayrılmama, verilen
emirleri dinleme, bunlara itaat etme, hicret ve Allah yolunda cihaddır.
Cemaatten bir karış dahi ayrılan kişi, geri dönene kadar boynundan islam'ın
(veya imanın) boyunduruğunu çıkarmış olur. Cahiliyenin (kavmiyetçi) çağrılarını
yapan kişi cehennemin yakıtı olur" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Oruç
tutup namaz kılsa da mı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Evet, oruç tutup namaz kılsa da! Ama siz Yüce Allah'ın size
koyduğu ''Müslümanlar, Müminler, Allah'ın kullan'' gibi isimleri kullanın"
buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Tirmizi 5/148-149 (2863).
7091-Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kim (yöneticiye) itaatten çıkar ve 'cemaatten aynilr da ölürse Cahiliye ölümüyle
ölmüş olur. Ümmetime karşı ayaklanıp iyi kötü ayırımı yapmadan önüne geleni
vuran, mümini öldürmekten çekinmeyen, zımmilere verilen sözde durmayan kişi
benden (dinimden) değildir, ben de ondan değilim. Kim (savaş için) çekilmiş bir
sancağın altında körü körüne savaşırsa, kabilesi için öfkelenir, kabilesi için
savaşır ve (haksız yere) kabilesine yardım eder de öldürülürse öldürülmesi
(veya ölümü) Cahiliye ölümüdür. ''
Ravileri güvenilirdir.
7092- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kim (yöneticiye) itaatten çıkar ve cemaatten ayrılır da ölürse Cahiliye
ölümüyle ölmüş olur. Kim (savaş için) çekilmiş bir sancağın altında körü körüne
savaşırsa, kabilesi için öfkelenir, kabilesi için savaşırsa benden (dinimden)
değildir. Ümmetime karşı ayaklanıp iyi kötü ayının yapmadan önüne geleni vuran,
mümini öldürmekten çekinmeyen, zımmilere verilen sözde durmayan kişi de benden
(dinimden) değildir. ''
Müslim, Mehdi b. Meymun
ile başkasından rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, imaret (54).
7093- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her kim idarecisinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Zira
cemaatten bir karış dahi olsa ayrılıp o şekilde ölen kişi, Cahiliye ölümü ile
ölür. ''
Ravileri güvenilirdir.
7094- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
Buhari, Sahih'de
Ebu'n-Nu'man Arim kanalıyla Hammad'dan rivayet etti. - Buhari, fıten (8/87) ile ahkam (8/105)
Ravileri güvenilirdir.
7095- Mikdam'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size benim getirdiğim şeyleri (islam 't) emrettikleri sürece başınızdaki
idarecilere itaat edin. Bu şekilde hem onlar bunun sevabını alır, hem de sizler
itaatinizin sevabınız alırsınız. Size benim getirmediğim bir şeyi emrettikleri
zaman bunun vebali onlaradır ve bunda size bir günah yoktur. Yüce Allah'ın
huzuruna çıktığınız zaman da: ''Rabbimiz! Bize haksızlık etme!'' dersiniz. O
da: ''Size haksızlık etmeyeceğim'' buyurur. Siz: ''Rabbimiz! Sen bize elçiler
gönderdin. Biz de senin izninle onlara itaat ettik. Sonra başımızda halifeler
koydun. Yine senin izninle onlara itaat ettik. Başımızda idareciler de koydun
ve yine senin izninle onlara itaat ettik'' dediğiniz zaman Yüce Allah da:
''Doğru söylediğiniz! Yaptıklarının günahı onlaradır ve siz onlardan
berisiniz'' buyuracaktır.''
Tahric: İsnadında bir sakınca
yoktur. Taberani, M. el•Kebir 20/278 (658) ve Beyhaki, es-Sünenü'lKübra
(8/158-159) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/220) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur
(2/578).
7096- Alkame b. Vail,
babasından bildiriyor: Seleme b. Yezid el-Cu'fi, Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Peygamberi! Başımıza gelen idareciler
haklarını bizden istese, ancak bizim haklarımızı vermese ne yapalım?" diye
sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan yüz çevirdi. Bir
daha sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine ondan yüz çevirdi.
İkinci veya üçüncü defa aynı şeyi sorunca Eş'as b. Kays onu tutup çekti.
Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz verilen emirleri
dinleyip itaat edin. Onlar yüklendikleri görevlerden sorumlular, siz de
yüklendiğiniz şeylerden sorumlusunuz" buyurdu.
Müslim, Sahıh'de
Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (49).
Huzeyfe b. el-Yeman'ın
da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisinden sonra gelen ancak
yolundan gitmeyen ve sünnetine uymayan idarecilere itaat konusunda:
"İdarecinin verdiği emri dinleyip itaat edersin. Sırtına vurup malını alsa
da sen yine de dinleyip itaat et" buyurduğunu bildirmiştir. - Müslim,
imaret (52).
7097- Ümmü Seleme
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başınıza gelecek
idarecilerinden hem iyi hem kötü şeyler göreceksiniz. Onların kötülüklerinden
hoşlanmayan kişi yapılanın günahından beri olmuş, reddeden kişi ise selamete
ermiş olur. Asıl vebal yapılana razı olup göz yumanların olacaktır"
buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Onlarla savaşalım mı?" diye somIunca:
"Beş vakit namazı kıldıkları sürece hayır!" karşılığını verdi.
İsnadı hasendir.
Katade der ki:
"Kalben hoşlanmama ve reddetme kastedilmiştir." Müslim, Muhammed b.
Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (62, 63).
Başka bir kanalla bize
bildirildiğine göre Hasan: "Kötülüklerini diliyle reddedenler yapılanın
günahından beri olur" ifadesi konusunda: "Bunun zamanı geçmiştir.
"Kalbiyle bundan hoşlanmayan ... " ifadesi hakkında da: "Zaman
bunun zamanıdır" demiştir.
Tahric: Beyhaki,
es-Sünenü'l-Kübra (8/158).
7098- Ebu'l-Bahteri der
ki: Huzeyfe'ye: "Neden iyiliği emredip kötülükten alıkoymuyorsun?"
denilince: "iyiliği emredip kötülükten alıkoymak güzel bir şeydir, ancak
kendi yöneticine silah çekmen sünnetten değildir" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadında
kopukluk vardır. İbn Adiy, el-Kamil (2/814-815).
Halimi der ki:
"Adil olan ima ma itaat farz, ona muhalefet etmek de haramdır. Ona yapılan
biata uymak ve bu yönde verilen sözde durmak da farzdır. Zalim olan imama
(lidere / yöneticiye) gelince ise, kişinin fasıklığının imamlığına engel
olmadığını söyleyenler bu yönde gelen rivayetlerin zahirine dayanmış, bunları
delil olarak kabul etmişlerdir. Bu rivayetler de adil olsun, zalim olsun mevcut
ima ma itaati gerekli görmüşlerdir ...
Kişinin fasıklığının
imamlığına engel olduğunu söyleyenlere göre ise, zalim olan imamın adil olan
imamdan ayrı bir şekilde zikredilmesi, zalim olan imamın zahirde imam
olmasındandır. Ancak hakikatine bakılacaksa isbata gerek bırakmaksızın adil
olan imamdan farklıdır. Zalim olan imama karşı gelip itaatinden çıkmak
cemaatten ayrılmayı gerekli kılıyorsa bu durumda ona itaat etmek gerekir. Bu
da; cemaatten ayrılmayı gerektirmemesi durumunda böylesi bir ima ma karşı
gelinip itaatinden çıkılması gerektiğini göstermektedir.
Cemaatten ayrılmanın
anlamına gelince, şayet cumhur (müslümanların geneli) imamın fasıklığının
imametine engel olmadığını görüyorsa, müslümanlardan bir azınlık da
fasıklığının imametine engel olduğunu düşünüyorsa bu durumda azınlık olan bu
kesim bu düşüncesini açığa vuramaz. Çünkü cumhur bu konuda aksini düşünmektedir
ve onların bu görüşlerini reddeder. Bu durumda ya müslümanlar arasında tefrika
olacak ya da söz konusu imam cumhurun görüşüne dayanarak onlara baskı
uygulayacaktır. Bu durumda da azınlık olan kesim güçlerini aşan bir musibete
maruz kalacaklardır. Oysa kendilerine emredilen böylesi, musibetlerden uzak
durmalarıdır.
Aynı şekilde
müslümanların alimleri başta bulunan imamın fasıklığını imametine engel
olduğunu düşünüyorsa, ancak ordu onun elinde olduğu için ona karşı çıkma
imkanları yoksa, bu yöndeki görüşlerini açıklamaları durumunda iktidardan yana
sıkıntıya girip fitne çıkacaksa bu durumda yapacakları şey ya susmaları ya da
cemaate uymalarıdır ... "- Halimi, el-Minhac (3/182-183).
Sonrasında Halim)
böylesi bir imamın kıldırması durumunda arkasında namaz kılma, istemesi
durumunda zekatı ona verme, davaları onun tayin ettiği kadıların yanında görme,
kafirlere karşı cihadda yanında çıkma gibi konuları ele alır. HalimI'ye göre
böylesi bir imamın yanında savaş konusunda, şayetimam kendisi gibi biri
tarafından yapılan bir saldırıya karşı koymak için savaşıyorsa kişi imama
yapılan saldırıyı hafifletmek için yanında savaşır. Ancak saldırıyı yapan taraf
haklı olarak mevcut imamı yerinden etmek için hareket ediyorsa kişi, haklı olan
tarafın yanında savaşır. Fakat onları zayıf görüyorsa, varsa bir özür ile
savaşa katılmayıp evinde oturur. Savaşa katılmama gibi bir özrü yoksa mevcut
imamın yanında savaşa çıkar, fakat elinden geldiği kadarıyla ok atmamaya, kılıç
kullanmamaya ve kimseyi vurmamaya çalışır.
7099- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sevinçli ve kederli
zamanında, iyi gününde kötü gününde. başkası sana tercih edilse bile (verilen
emirlere) itaat eti" buyurmuştur.
Ehvazi'nin rivayetinde
ise " ... dinleyip itaat et" ibaresi geçmiştir. Müslim, Said b.
Mansur ve Kuteybe kanalıyla Yakub'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (35).
7100- Ebu Said el-Hudri
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başınıza, gönülden
sevdiğiniz ve gördüğünüzde size huzur veren yöneticiler gelecektir. Yine
sevmediğiniz ve gördüğünüzde tüylerinizi diken diken eden yöneticiler de
gelecektir" buyurdu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlarla
savaşalım mı?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Namaz kıldıkları sürece hayır" karşılığını verdi.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed, Müsned (3/28-209) ve Ebu Ya'la, Müsned 2/473 (1300). Bak:
Heysemi, Mecmau'z-Zevaid
(5/218) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/578).
7101 - Enes b. Malik der
ki: "Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan
büyüklerimiz idarecilerimize sövmememizi, onları aldatmamamızı, onlara isyan
etmememizi, Allah'tan korkup sabretmemizi, (bu durumda) sıkıntılardan
kurtuluşun yakın olacağını söylerdi."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/579).
7102- Leys der ki: Ali
b. Ebi Talib: "İyi olsun, kötü olsun müslümanların başında sadece bir
imamın (liderin) olması gerekir" dedi. Ona: "Ey müminlerin emiri! İyi
olmasını anladık da, kötü ise nasıl olacak?" diye sorduklarında da şöyle
dedi: "Kötü olan yöneticiyle Yüce Allah yolların güvenliğini sağlar,
düşmanlarla cihad edilir, ganimet elde edilir, hadler uygulanır, haccedilir ve
eceli gelinceye kadar bir müslüman güven içinde Allah'a ibadetini yapar."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/579).
7103- İyas b. Muaviye
der ki: "İnsanlar her zaman üç şeye ihtiyaç duyar.
Yollarının her zaman
için güvenli olması gerekir. Adaletin tesis edilebilmesi için hakimlerin tayin
edilmesi gerekir. Yine düşmanlarına karşı savaşların yapılması gerekir.
Yönetici bu üç şeyi sağladığı zaman insanlar onun başka alanlardaki
tercihlerine veya sevmedikleri yönlerine katlanabilirler."
Tahric: İsnadı hasendir.
İbnAsakir, Tehzib (3/182).
7104- Ebu UbeydiHah
el-Vezir der ki: Müminlerin emiri Ebu Cafer elMansur'un, oğlu ve müminlerin
emiri Mehdi'ye şöyle dediğini işittim: "Ey Ebu Ab diHah ! Bir işi yapmadan
önce onu iyice düşün. Zira akıllı kişinin düşünmesi aynası gibidir ve ona iyi
ile kötü taraflarını gösterir. Ey Ebu Abdillah! Halife için gerekli olan takva,
sultan için gerekli olan itaat, ahali için de gerekli olan adalettir.
Bağışlaması en değerli olan kişi, cezalandırma imkanına sahipken bağışlayan
kişidir. Aklı en kıt olan kişiler de, kendinden daha aşağıda olanlara zulmeden
kişilerdir.''
İsnadı kavi değildir.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Cemaatin ve
Ülfetin Fazileti, Tefrikanın Vebali, Sultana Gereken Değerin Verilmesi