ŞUABU’L-İMAN

50. Şube Cemaatle Olmak

 

Cemaatle Birlikte Olmak

 

Yüce Allah: "Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın, parçalanıp bölünmeyin"[AI-i İmran 103] buyurmuştur.

 

7089- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah üç şeyi yapmanızı isterken, üç şeyi yapmanıza da öfkelenir. Ona kulluk edip hiçbir şeyi ortak koşmamanızı, hep birlikte Yüce Allah'ın ipine sarılıp ayrı düşmemenizi ve başınıza getirdiği yöneticilerinize bağlı olmanızı ister. Ancak dedikodu yapmanıza, çokça soru sormanıza ve mallarınızı heba etmenize öfkelenir. ''

Malik'in rivayetinde "Ayrı düşmemeniz!" ifadesi yoktur. Müslim, Sahih'de Cerir'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, ukdiya (10).

 

 

 

7090- Haris el-Eş'ari der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de size Allah'ın bana emrettiği beş şeyi emrediyorum. Bunlar; cemaatten ayrılmama, verilen emirleri dinleme, bunlara itaat etme, hicret ve Allah yolunda cihaddır. Cemaatten bir karış dahi ayrılan kişi, geri dönene kadar boynundan islam'ın (veya imanın) boyunduruğunu çıkarmış olur. Cahiliyenin (kavmiyetçi) çağrılarını yapan kişi cehennemin yakıtı olur" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Oruç tutup namaz kılsa da mı?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet, oruç tutup namaz kılsa da! Ama siz Yüce Allah'ın size koyduğu ''Müslümanlar, Müminler, Allah'ın kullan'' gibi isimleri kullanın" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 5/148-149 (2863).

 

 

 

7091-Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim (yöneticiye) itaatten çıkar ve 'cemaatten aynilr da ölürse Cahiliye ölümüyle ölmüş olur. Ümmetime karşı ayaklanıp iyi kötü ayırımı yapmadan önüne geleni vuran, mümini öldürmekten çekinmeyen, zımmilere verilen sözde durmayan kişi benden (dinimden) değildir, ben de ondan değilim. Kim (savaş için) çekilmiş bir sancağın altında körü körüne savaşırsa, kabilesi için öfkelenir, kabilesi için savaşır ve (haksız yere) kabilesine yardım eder de öldürülürse öldürülmesi (veya ölümü) Cahiliye ölümüdür. ''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

7092- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim (yöneticiye) itaatten çıkar ve cemaatten ayrılır da ölürse Cahiliye ölümüyle ölmüş olur. Kim (savaş için) çekilmiş bir sancağın altında körü körüne savaşırsa, kabilesi için öfkelenir, kabilesi için savaşırsa benden (dinimden) değildir. Ümmetime karşı ayaklanıp iyi kötü ayının yapmadan önüne geleni vuran, mümini öldürmekten çekinmeyen, zımmilere verilen sözde durmayan kişi de benden (dinimden) değildir. ''

Müslim, Mehdi b. Meymun ile başkasından rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, imaret (54).

 

 

 

7093- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim idarecisinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Zira cemaatten bir karış dahi olsa ayrılıp o şekilde ölen kişi, Cahiliye ölümü ile ölür. ''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

7094- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

Buhari, Sahih'de Ebu'n-Nu'man Arim kanalıyla Hammad'dan rivayet etti.  - Buhari, fıten (8/87) ile ahkam (8/105)

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

7095- Mikdam'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Size benim getirdiğim şeyleri (islam 't) emrettikleri sürece başınızdaki idarecilere itaat edin. Bu şekilde hem onlar bunun sevabını alır, hem de sizler itaatinizin sevabınız alırsınız. Size benim getirmediğim bir şeyi emrettikleri zaman bunun vebali onlaradır ve bunda size bir günah yoktur. Yüce Allah'ın huzuruna çıktığınız zaman da: ''Rabbimiz! Bize haksızlık etme!'' dersiniz. O da: ''Size haksızlık etmeyeceğim'' buyurur. Siz: ''Rabbimiz! Sen bize elçiler gönderdin. Biz de senin izninle onlara itaat ettik. Sonra başımızda halifeler koydun. Yine senin izninle onlara itaat ettik. Başımızda idareciler de koydun ve yine senin izninle onlara itaat ettik'' dediğiniz zaman Yüce Allah da: ''Doğru söylediğiniz! Yaptıklarının günahı onlaradır ve siz onlardan berisiniz'' buyuracaktır.''

 

Tahric: İsnadında bir sakınca yoktur. Taberani, M. el•Kebir 20/278 (658) ve Beyhaki, es-Sünenü'lKübra (8/158-159) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/220) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/578).

 

 

 

7096- Alkame b. Vail, babasından bildiriyor: Seleme b. Yezid el-Cu'fi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Peygamberi! Başımıza gelen idareciler haklarını bizden istese, ancak bizim haklarımızı vermese ne yapalım?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ondan yüz çevirdi. Bir daha sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine ondan yüz çevirdi. İkinci veya üçüncü defa aynı şeyi sorunca Eş'as b. Kays onu tutup çekti. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Siz verilen emirleri dinleyip itaat edin. Onlar yüklendikleri görevlerden sorumlular, siz de yüklendiğiniz şeylerden sorumlusunuz" buyurdu.

 

Müslim, Sahıh'de Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (49).

 

Huzeyfe b. el-Yeman'ın da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kendisinden sonra gelen ancak yolundan gitmeyen ve sünnetine uymayan idarecilere itaat konusunda: "İdarecinin verdiği emri dinleyip itaat edersin. Sırtına vurup malını alsa da sen yine de dinleyip itaat et" buyurduğunu bildirmiştir. - Müslim, imaret (52).

 

 

 

7097- Ümmü Seleme bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başınıza gelecek idarecilerinden hem iyi hem kötü şeyler göreceksiniz. Onların kötülüklerinden hoşlanmayan kişi yapılanın günahından beri olmuş, reddeden kişi ise selamete ermiş olur. Asıl vebal yapılana razı olup göz yumanların olacaktır" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Onlarla savaşalım mı?" diye somIunca: "Beş vakit namazı kıldıkları sürece hayır!" karşılığını verdi.

 

İsnadı hasendir.

 

Katade der ki: "Kalben hoşlanmama ve reddetme kastedilmiştir." Müslim, Muhammed b. Beşşar'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (62, 63).

 

 

 

Başka bir kanalla bize bildirildiğine göre Hasan: "Kötülüklerini diliyle reddedenler yapılanın günahından beri olur" ifadesi konusunda: "Bunun zamanı geçmiştir. "Kalbiyle bundan hoşlanmayan ... " ifadesi hakkında da: "Zaman bunun zamanıdır" demiştir.

 

Tahric: Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (8/158).

 

 

 

7098- Ebu'l-Bahteri der ki: Huzeyfe'ye: "Neden iyiliği emredip kötülükten alıkoymuyorsun?" denilince: "iyiliği emredip kötülükten alıkoymak güzel bir şeydir, ancak kendi yöneticine silah çekmen sünnetten değildir" karşılığını verdi. 

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. İbn Adiy, el-Kamil (2/814-815).

 

 

Halimi der ki: "Adil olan ima ma itaat farz, ona muhalefet etmek de haramdır. Ona yapılan biata uymak ve bu yönde verilen sözde durmak da farzdır. Zalim olan imama (lidere / yöneticiye) gelince ise, kişinin fasıklığının imamlığına engel olmadığını söyleyenler bu yönde gelen rivayetlerin zahirine dayanmış, bunları delil olarak kabul etmişlerdir. Bu rivayetler de adil olsun, zalim olsun mevcut ima ma itaati gerekli görmüşlerdir ...

Kişinin fasıklığının imamlığına engel olduğunu söyleyenlere göre ise, zalim olan imamın adil olan imamdan ayrı bir şekilde zikredilmesi, zalim olan imamın zahirde imam olmasındandır. Ancak hakikatine bakılacaksa isbata gerek bırakmaksızın adil olan imamdan farklıdır. Zalim olan imama karşı gelip itaatinden çıkmak cemaatten ayrılmayı gerekli kılıyorsa bu durumda ona itaat etmek gerekir. Bu da; cemaatten ayrılmayı gerektirmemesi durumunda böylesi bir ima ma karşı gelinip itaatinden çıkılması gerektiğini göstermektedir.

 

Cemaatten ayrılmanın anlamına gelince, şayet cumhur (müslümanların geneli) imamın fasıklığının imametine engel olmadığını görüyorsa, müslümanlardan bir azınlık da fasıklığının imametine engel olduğunu düşünüyorsa bu durumda azınlık olan bu kesim bu düşüncesini açığa vuramaz. Çünkü cumhur bu konuda aksini düşünmektedir ve onların bu görüşlerini reddeder. Bu durumda ya müslümanlar arasında tefrika olacak ya da söz konusu imam cumhurun görüşüne dayanarak onlara baskı uygulayacaktır. Bu durumda da azınlık olan kesim güçlerini aşan bir musibete maruz kalacaklardır. Oysa kendilerine emredilen böylesi, musibetlerden uzak durmalarıdır.

 

Aynı şekilde müslümanların alimleri başta bulunan imamın fasıklığını imametine engel olduğunu düşünüyorsa, ancak ordu onun elinde olduğu için ona karşı çıkma imkanları yoksa, bu yöndeki görüşlerini açıklamaları durumunda iktidardan yana sıkıntıya girip fitne çıkacaksa bu durumda yapacakları şey ya susmaları ya da cemaate uymalarıdır ... "- Halimi, el-Minhac (3/182-183).

 

Sonrasında Halim) böylesi bir imamın kıldırması durumunda arkasında namaz kılma, istemesi durumunda zekatı ona verme, davaları onun tayin ettiği kadıların yanında görme, kafirlere karşı cihadda yanında çıkma gibi konuları ele alır. HalimI'ye göre böylesi bir imamın yanında savaş konusunda, şayetimam kendisi gibi biri tarafından yapılan bir saldırıya karşı koymak için savaşıyorsa kişi imama yapılan saldırıyı hafifletmek için yanında savaşır. Ancak saldırıyı yapan taraf haklı olarak mevcut imamı yerinden etmek için hareket ediyorsa kişi, haklı olan tarafın yanında savaşır. Fakat onları zayıf görüyorsa, varsa bir özür ile savaşa katılmayıp evinde oturur. Savaşa katılmama gibi bir özrü yoksa mevcut imamın yanında savaşa çıkar, fakat elinden geldiği kadarıyla ok atmamaya, kılıç kullanmamaya ve kimseyi vurmamaya çalışır.

 

 

 

7099- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Sevinçli ve kederli zamanında, iyi gününde kötü gününde. başkası sana tercih edilse bile (verilen emirlere) itaat eti" buyurmuştur.

Ehvazi'nin rivayetinde ise " ... dinleyip itaat et" ibaresi geçmiştir. Müslim, Said b. Mansur ve Kuteybe kanalıyla Yakub'dan rivayet etti. - Müslim, imaret (35).

 

 

 

7100- Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Başınıza, gönülden sevdiğiniz ve gördüğünüzde size huzur veren yöneticiler gelecektir. Yine sevmediğiniz ve gördüğünüzde tüylerinizi diken diken eden yöneticiler de gelecektir" buyurdu. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlarla savaşalım mı?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namaz kıldıkları sürece hayır" karşılığını verdi. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (3/28-209) ve Ebu Ya'la, Müsned 2/473 (1300). Bak:

Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/218) ve Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/578).

 

 

 

7101 - Enes b. Malik der ki: "Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan büyüklerimiz idarecilerimize sövmememizi, onları aldatmamamızı, onlara isyan etmememizi, Allah'tan korkup sabretmemizi, (bu durumda) sıkıntılardan kurtuluşun yakın olacağını söylerdi."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/579).

 

 

 

7102- Leys der ki: Ali b. Ebi Talib: "İyi olsun, kötü olsun müslümanların başında sadece bir imamın (liderin) olması gerekir" dedi. Ona: "Ey müminlerin emiri! İyi olmasını anladık da, kötü ise nasıl olacak?" diye sorduklarında da şöyle dedi: "Kötü olan yöneticiyle Yüce Allah yolların güvenliğini sağlar, düşmanlarla cihad edilir, ganimet elde edilir, hadler uygulanır, haccedilir ve eceli gelinceye kadar bir müslüman güven içinde Allah'a ibadetini yapar."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/579).

 

 

 

7103- İyas b. Muaviye der ki: "İnsanlar her zaman üç şeye ihtiyaç duyar.

Yollarının her zaman için güvenli olması gerekir. Adaletin tesis edilebilmesi için hakimlerin tayin edilmesi gerekir. Yine düşmanlarına karşı savaşların yapılması gerekir. Yönetici bu üç şeyi sağladığı zaman insanlar onun başka alanlardaki tercihlerine veya sevmedikleri yönlerine katlanabilirler."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbnAsakir, Tehzib (3/182).

 

 

 

7104- Ebu UbeydiHah el-Vezir der ki: Müminlerin emiri Ebu Cafer elMansur'un, oğlu ve müminlerin emiri Mehdi'ye şöyle dediğini işittim: "Ey Ebu Ab diHah ! Bir işi yapmadan önce onu iyice düşün. Zira akıllı kişinin düşünmesi aynası gibidir ve ona iyi ile kötü taraflarını gösterir. Ey Ebu Abdillah! Halife için gerekli olan takva, sultan için gerekli olan itaat, ahali için de gerekli olan adalettir. Bağışlaması en değerli olan kişi, cezalandırma imkanına sahipken bağışlayan kişidir. Aklı en kıt olan kişiler de, kendinden daha aşağıda olanlara zulmeden kişilerdir.''

 

İsnadı kavi değildir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Cemaatin ve Ülfetin Fazileti, Tefrikanın Vebali, Sultana Gereken Değerin Verilmesi