ŞUABU’L-İMAN

49. Şube Ulul-Emre itaat

 

İmamların (Liderlerin) Özellikleri

 

Halimi der ki: "Bir kişinin imam olabilmesinin ilk şartı Kureyşli olmasıdır.''- Halimi, el-Minhac (3/151).

 

 

6968- Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Müslümanlardan iki kişi bulunduğu sürece yönetim işi Kureyşlilerde kalır" buyurmuştur.

 

Buhari ile Müslim, Ahmed b. Yunus'tan rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, ahkam (8/105) ile menakib (4/155) ve Müslim, imaret (4).

 

 

 

6969- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "insanlar -sanırım yönetim konusunda- KureyŞ'e tabidirler. Diğer müslümanlar Kureyş müslümanlarına, kafirler de Kureyş kafirlerine tabi olurlar. "

Her iki kanalın lafzı birdir. Ancak Alevi rivayet ederken "Sanırım yönetim konusunda" lafzını zikretmez.

 

Müslim, Sahih'de Muhammed b. Rafi' kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti. - Müslim, imaret (ı) .

 

Halimi der ki: ''... ikincisi dini hükümleri bilen biri olmalıdır. insanlara namaz kıldırdığı zaman namazı tekrar etmeyi gerektirecek durumlardan uzak olmalıdır. Zekatları toplarken zekat alma vakti, miktarı, masrafları, zekatı alınacak ve alınmayacak mallar konusunda cehaletle suçlanamayacak bir şekilde bu konuda bilgi sahibi olması gerekir. insanlar arasında hükmederken hasımlar arasında nihai hüküm verebilmeli ve aynı konudaki hükmü bilmeyenler için verdiği hüküm emsal teşkil edebilmelidir. Müslümanlarla birlikte Allah yolunda cihat etmeli, cihada hazırlanmasında, çıkışında, düşmanla karşılaşmasında, müşriklerden elde edilecek ganimetler ve bunların paylaştırılması konusunda tenkit edilemeyecek şekilde bilgi sahibi olmalı, askerlerin bezginliğine, zayıflamasına ve aksi davranışlarda bulunmasına sebep olacak hareketlerden uzak durup bu şekilde yol alabilmelidir. Kendisine taşınan ve cezayı gerektiren davalarda suçsuz olanı cezalandırmayacak, suçlu olandan da cezayı düşürmeyecek şekilde hüküm verebilmelidir. Çocukları, delileri, gurbette olanları gözetip haklarını korumalı, bu yönde tenkide ve fesada yol açacak tutumlardan uzak durmalıdır."- Halimi, el-Minhac (3/151-155).

 

Halim): "Üçüncüsü, dini hayatında, insanlarla ilişkilerinde adil ve tutarlı biri olmalıdır" dedikten sonra konuyu açar ve bunun şartlarını dile getirip şöyle devam eder: "imamlık (halifelik) şartlarını taşıyan kişi bir önceki halife tarafından atanmamış ve tayin edilmemişse ve halife olması müslümanların seçimini gerektirirse, böylesi bir durumda bana göre en uygun olanı, içlerinden biri insanlar arasında hüküm verebilecek kadar alim olan, müslümanlardan adil görülen kırk kişi, uzun tetkik ve araştırmalar sonucu onun imam olması konusunda görüş birliğine varırlarsa halifeliğinin sabit olacağıdır. Diğer müslümanların da ona itaat etmesi vacip olur.

 

Bu görüş de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra ashabın Ebu Bekr'in namaz imamlığı da dahil olmak üzere genel manada imamlığı konusunda görüş birliğine varmalarına dayanmaktadır. Cemaati gerektiren namaz da Cuma namazıdır. Cuma namazının kılınabilmesi için en az kırk kişinin bulunması gerektiği de delillerle sabittir. Bu kırk kişiden biri imam olup namazı kıldırır, diğerleri de ona tabi olur. Bundan dolayı imamı (halifeyi) seçecek kişi sayısının da kırk kişi olması gerektiğini söylüyoruz. Bu kırk kişiden biri, insanlar arasında hüküm verebilecek düzeyde alim biri olmalıdır ki imamın seçimi konusunda içtihat ve tetkiklerde bulunacak kişi budur. Bu kişi bu yöndeki görüşlerini diğerlerine sunar, onlar da bu konuda ona tabi olurlar." Halimi sonrasında bu konuyu detaylıca açıklar. - Halimi) el-Minhac (3/155-157).

 

Hocamız Ebu'I-Hasan el-Eş'ari ise Ehlu'l-Hal ve'l-Akd'dan olan birinin kendisinden başka birini imam olarak seçmesi durumunda imamlığın seçtiği kişinin olacağı ve diğerlerine de ona itaat etmesi gerektiği görüşündedir. Arkadaşlarımız bunu açıklarken de şöyle demişlerdir: "Bu konuda görüş birliği yoksa ve ihtiyaç bir imamın seçilmesini zaruri kılıyorsa, seçilecek kişi gerekli şartları taşıdıktan sonra görüş birliğinin olup olmadığına itibar edilmez. Sahabiler de Ebu Bekr'i imam olarak seçip ona biat ederken görüş birliğinin oluşmasına itibar etmemişler, Ehlu'l-Hal ve'l-Akd'dan biri olan bir kişinin onu seçmesiyle ona biatı gerekli görmüşlerdir. Gerekli durumlarda görüş birliği şartı aranmıyor ve sayıya itibar edilmiyorsa bu durumda imamı seçmek için gerekli kişi sayısı asgari olarak bir kişidir. Doğrusunu da Allah bilir."

 

Beyhaki der ki: es-Sünenü'l-Kübra'da Ehlu'l-Bağy ve başka başlıklar altında delil olarak bu konu içinde zikredilen bazı hadis, rivayet ve asarı da zikretmiştik.

 

Ümmet içinde tefrikaya sebep olacağı için de aynı zamanda iki imam birden tayin edilemez.

 

 

 

6970- Ebu Said el-Hudri'den naklen bize bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "iki halifeye biat edildiği zaman sonradan çıkan halifeyi öldürün" buyurmuştur.

 

İsnadı sahihtir.

 

Müslim, Sahih'de Vehb b. Bakiyye kanalıyla Halid'den rivayet etti. - Müslim, imaret (61).

 

 

 

6971- Bilal b. Sa'd, babasından bildiriyor: "Ey Allah'ın Resulü! Senden sonraki halifenin bizim üzerimizdeki hakkı nedir?" diye sorulunca: "Adaletle hükmettiği, adil davrandığı ve isteyene merhamet ettiği sürece sizin üzerinizde benim hakkım ne ise odur" buyurdu.

 

Tahric: İlk kanalın isnadı zayıf, ikincisi ise hasendir. Buhari, Tarih (2/2/46) ve Taberani, M. el-Kebir 6/55 (5461) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/232).

 

 

İbn Abdan'ın rivayeti ise şöyledir: "Ey Allah'ın Resulü! Senden sonraki halifenin bizim üzerimizdeki hakkı nedir?" diye sorduğumuzda: "isteyene merhamet ettiği, adil davrandığı ve (ganimetteki) taksimatı adaletle yaptığı sürece sizin üzerinizde benim hakkım ne ise odur" buyurdu.

 

Buhari'nin dediğine göre Sa'd, İbn Temim el-Eş'ari eş-Şami'dir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Adil İmam ve Zalim Valiler (Yöneticiler)